» 21 / Enbiyâ  2:

Kuran Sırası: 21
İniş Sırası: 73
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112

 » 21 / Enbiyâ  Suresi: 2
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. مَا (ME) = mā :
2. يَأْتِيهِمْ (YÊTYHM) = ye'tīhim : kendilerine gelen
3. مِنْ (MN) = min : her
4. ذِكْرٍ (Z̃KR) = ƶikrin : ikazı
5. مِنْ (MN) = min : -den
6. رَبِّهِمْ (RBHM) = rabbihim : Rablerin-
7. مُحْدَثٍ (MḪD̃S̃) = muHdeṧin : yeni
8. إِلَّا (ÎLE) = illā : ancak
9. اسْتَمَعُوهُ (ESTMAVH) = stemeǔhu : dinlerler
10. وَهُمْ (VHM) = vehum : onlar
11. يَلْعَبُونَ (YLABVN) = yel'ǎbūne : eğlenerek
| kendilerine gelen | her | ikazı | -den | Rablerin- | yeni | ancak | dinlerler | onlar | eğlenerek |

[] [ETY] [] [Z̃KR] [] [RBB] [ḪD̃S̃] [] [SMA] [] [LAB]
ME YÊTYHM MN Z̃KR MN RBHM MḪD̃S̃ ÎLE ESTMAVH VHM YLABVN

ye'tīhim min ƶikrin min rabbihim muHdeṧin illā stemeǔhu vehum yel'ǎbūne
ما يأتيهم من ذكر من ربهم محدث إلا استمعوه وهم يلعبون

 » 21 / Enbiyâ  Suresi: 2
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ما | ME Not
يأتيهم ا ت ي | ETY YÊTYHM ye'tīhim kendilerine gelen comes to them
من | MN min her of
ذكر ذ ك ر | Z̃KR Z̃KR ƶikrin ikazı a Reminder
من | MN min -den from
ربهم ر ب ب | RBB RBHM rabbihim Rablerin- their Lord,
محدث ح د ث | ḪD̃S̃ MḪD̃S̃ muHdeṧin yeni anew
إلا | ÎLE illā ancak except
استمعوه س م ع | SMA ESTMAVH stemeǔhu dinlerler they listen to it
وهم | VHM vehum onlar while they
يلعبون ل ع ب | LAB YLABVN yel'ǎbūne eğlenerek (are at) play

21:2 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

| kendilerine gelen | her | ikazı | -den | Rablerin- | yeni | ancak | dinlerler | onlar | eğlenerek |

[] [ETY] [] [Z̃KR] [] [RBB] [ḪD̃S̃] [] [SMA] [] [LAB]
ME YÊTYHM MN Z̃KR MN RBHM MḪD̃S̃ ÎLE ESTMAVH VHM YLABVN

ye'tīhim min ƶikrin min rabbihim muHdeṧin illā stemeǔhu vehum yel'ǎbūne
ما يأتيهم من ذكر من ربهم محدث إلا استمعوه وهم يلعبون

[] [ا ت ي] [] [ذ ك ر] [] [ر ب ب] [ح د ث] [] [س م ع] [] [ل ع ب]

 » 21 / Enbiyâ  Suresi: 2
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ما | ME Not
Mim,Elif,
40,1,
NEG – negative particle
حرف نفي
يأتيهم ا ت ي | ETY YÊTYHM ye'tīhim kendilerine gelen comes to them
Ye,,Te,Ye,He,Mim,
10,,400,10,5,40,
V – 3rd person masculine singular imperfect verb
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
فعل مضارع و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
من | MN min her of
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
ذكر ذ ك ر | Z̃KR Z̃KR ƶikrin ikazı a Reminder
Zel,Kef,Re,
700,20,200,
N – genitive masculine indefinite verbal noun
اسم مجرور
من | MN min -den from
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
ربهم ر ب ب | RBB RBHM rabbihim Rablerin- their Lord,
Re,Be,He,Mim,
200,2,5,40,
N – genitive masculine noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم مجرور و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
محدث ح د ث | ḪD̃S̃ MḪD̃S̃ muHdeṧin yeni anew
Mim,Ha,Dal,Se,
40,8,4,500,
N – genitive masculine indefinite (form IV) passive participle
اسم مجرور
إلا | ÎLE illā ancak except
,Lam,Elif,
,30,1,
RES – restriction particle
أداة حصر
استمعوه س م ع | SMA ESTMAVH stemeǔhu dinlerler they listen to it
Elif,Sin,Te,Mim,Ayn,Vav,He,
1,60,400,40,70,6,5,
V – 3rd person masculine plural (form VIII) perfect verb
PRON – subject pronoun
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل والهاء ضمير متصل في محل نصب مفعول به
وهم | VHM vehum onlar while they
Vav,He,Mim,
6,5,40,
CIRC – prefixed circumstantial particle
PRON – 3rd person masculine plural personal pronoun
الواو حالية
ضمير منفصل
يلعبون ل ع ب | LAB YLABVN yel'ǎbūne eğlenerek (are at) play
Ye,Lam,Ayn,Be,Vav,Nun,
10,30,70,2,6,50,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |مَا: | يَأْتِيهِمْ: kendilerine gelen | مِنْ: her | ذِكْرٍ: ikazı | مِنْ: -den | رَبِّهِمْ: Rablerin- | مُحْدَثٍ: yeni | إِلَّا: ancak | اسْتَمَعُوهُ: dinlerler | وَهُمْ: onlar | يَلْعَبُونَ: eğlenerek |
Kırık Meal (Harekesiz) : |ما ME | يأتيهم YÊTYHM kendilerine gelen | من MN her | ذكر Z̃KR ikazı | من MN -den | ربهم RBHM Rablerin- | محدث MḪD̃S̃ yeni | إلا ÎLE ancak | استمعوه ESTMAWH dinlerler | وهم WHM onlar | يلعبون YLABWN eğlenerek |
Kırık Meal (Okunuş) : |: | ye'tīhim: kendilerine gelen | min: her | ƶikrin: ikazı | min: -den | rabbihim: Rablerin- | muHdeṧin: yeni | illā: ancak | stemeǔhu: dinlerler | vehum: onlar | yel'ǎbūne: eğlenerek |
Kırık Meal (Transcript) : |ME: | YÊTYHM: kendilerine gelen | MN: her | Z̃KR: ikazı | MN: -den | RBHM: Rablerin- | MḪD̃S̃: yeni | ÎLE: ancak | ESTMAVH: dinlerler | VHM: onlar | YLABVN: eğlenerek |
Abdulbaki Gölpınarlı : Rablerinden, Kur'ân'a âit yeni bir âyet geldi mi onu alaya alarak dinlerler, oyun sanırlar.
Adem Uğur : Rablerinden kendilerine ne zaman yeni bir ihtar gelse, onlar bunu, hep alaya alarak dinlerler.
Ahmed Hulusi : Rablerinden gelen her yeni uyarıyı, alaya alarak dinliyorlar!
Ahmet Tekin : Rablerinden gelen, okunması ibadet olan övünç kaynağı Kur’ân âyetlerinden her yeni ikazı alaya alırlarken kesinlikle ona kulak da kabartıyorlar.
Ahmet Varol : Ne zaman kendilerine Rablerinden yeni bir uyarı gelse onu ancak alaya alarak dinlerler.
Ali Bulaç : Rablerinden kendilerine yeni bir hatırlatma gelmeyiversin, bunu mutlaka oyun konusu yaparak dinliyorlar.
Ali Fikri Yavuz : Rablerinden kendilerine gelen her yeni ihtarı, hep eğlenerek dinliyorlar.
Bekir Sadak : (2-3) Rablerinden kendilerine gelen her yeni ihtari mutlaka, gonulleri gaflet icinde eglenerek dinlerler. Zulmedenler, gizli toplantilarinda: «Bu zat, sizin gibi bir insandan baska bir sey midir? Siz, goz gore gore sihre mi uyarsiniz?» diye konusurlar.
Celal Yıldırım : Rablarından kendilerine gelen her yeni uyarıyı mutlaka eğlenerek dinlerler.
Diyanet İşleri : (2-3) Rab’lerinden kendilerine yeni bir öğüt (bir uyarı) gelmez ki, onlar mutlaka onu alaya alarak, kalpleri de gaflette olarak dinlemesinler. O zulmedenler gizlice şöyle konuştular: “Bu da ancak sizin gibi bir insan. Şimdi siz göz göre göre sihre mi kapılacaksınız?”
Diyanet İşleri (eski) : (2-3) Rablerinden kendilerine gelen her yeni ihtarı mutlaka, gönülleri gaflet içinde eğlenerek dinlerler. Zulmedenler, gizli toplantılarında: 'Bu zat, sizin gibi bir insandan başka bir şey midir? Siz, göz göre göre sihre mi uyarsınız?' diye konuşurlar.
Diyanet Vakfi : (2-3) Rablerinden kendilerine ne zaman yeni bir ihtar gelse, onlar bunu, hep alaya alarak, kalpleri oyuna, eğlenceye dalarak dinlemişlerdir. O zalimler şöyle fısıldaştılar: Bu (Muhammed), sizin gibi bir beşer olmaktan başka nedir ki! Siz şimdi gözünüz göre göre büyüye mi kapılıyorsunuz?
Edip Yüksel : Her ne zaman Rab'lerinden kendilerine yeni bir mesaj (zikr) gelse, onu ciddiye almadan dinlerler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Rablerinden kendilerine gelen her yeni hatırlatmayı hep eğlenerek dinliyorlar.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Rablerinden kendilerine gelen her yeni uyarıyı ancak alaya alarak dinliyorlar.
Elmalılı Hamdi Yazır : Rablarından kendilerine gelen her yeni ıhtarı mutlak eğlenerek dinliyorlar
Fizilal-il Kuran : Onlar Rabb'lerinden gelen her yeni uyarıyı kesinlikle alaya alarak dinliyorlar.
Gültekin Onan : Rablerinden kendilerine yeni bir hatırlatma gelmeyiversin, bunu mutlaka oyun konusu yaparak dinliyorlar.
Hakkı Yılmaz : (2,3) "Rablerinden kendilerine gelen her yeni öğüdü/hatırlatmayı ancak oyun yaparak ve kalpleri eğlenerek dinlerler. Ve şirk koşarak yanlış; kendi zararlarına iş yapan o kimseler, aralarında şu fısıltıyı gizlediler: “Bu, sizin gibi bir insandan başka bir şey midir? Artık görüp dururken büyüye mi gidiyorsunuz?” "
Hasan Basri Çantay : (2-3) Rablerinden kendilerine yeni bir ihtaar gelmeye dursun, onlar bunu ille istihza ederek ve kalbleri oyuna dalarak dinlemişlerdir. Zaalimler gizli fısıltı ile (şöyle) konuşdular: «Bu sizin gibi bir insandan başka mıdır? Kendiniz görüb (ve bilib) dururken şimdi sihre mi geleceksiniz»?
Hayrat Neşriyat : (2-3) Rablerinden kendilerine gelen her yeni nasîhati, ancak alaya alarak, onu kalbleri gaflet içinde dinlerler. Ve o zulmedenler, (aralarında) şu fısıldamaları gizli tuttular: 'Bu(Muhammed), sâdece sizin gibi bir insan değil midir? Şimdi siz, görüp dururken sihre mi geliyorsunuz?'
İbni Kesir : Rabblarından kendilerine yeni bir uyarı gelmeye dursun; onlar, bunu mutlaka eğlenerek dinlemişlerdir.
İskender Evrenosoğlu : Rabbinden, yeni bir zikir (uyarı) gelmeye görsün. Onu, ancak oynayarak (alay ederek) dinlerler.
Muhammed Esed : Ne zaman Rablerinden kendilerine yeni bir uyarıcı, hatırlatıcı (mesaj) gelse, onu ancak alaya alarak dinliyorlar,
Ömer Nasuhi Bilmen : Onlara Rablerinden yeni bir ihtar gelmez ki, illâ onu müstehziyâne bir halde dinlerler.
Ömer Öngüt : Rablerinden kendilerine gelen her yeni zikri (öğüt ve uyarıyı) mutlaka alaya alarak dinlerler.
Şaban Piriş : Rab’lerinden gelen her yeni uyarıyı ancak alay ederek dinlerler.
Suat Yıldırım : (2-3) Rab’leri tarafından kendilerine gelen her yeni uyarıyı, alaya alıp kalpleri eğlenceye dalarak dinlerler. Hem o zalimler aralarında kulis yapıp, şu fısıltıyı, gizlice yayarlar: "O da sizin gibi bir insandan başka bir şey değil. Şimdi siz göz göre göre sihire mi kapılacaksınız yani?"
Süleyman Ateş : Kendilerine Rablerinden gelen her yeni ikazı mutlaka eğlenerek dinlerler.
Tefhim-ul Kuran : Rablerinden kendilerine yeni bir hatırlatma gelmeyiversin, onlar bunu mutlaka oyun konusu yaparak dinlemektedirler.
Ümit Şimşek : Onlara ne zaman Rablerinden yeni bir öğüt gelse, eğlenerek dinlerler.
Yaşar Nuri Öztürk : Rablerinden kendilerine ulaşan, söze bürünmüş her yeni öğüt ve hatırlatmayı ancak eğlenerek dinliyorlar.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}