» 12 / Yûsuf  58:

Kuran Sırası: 12
İniş Sırası: 53
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111

 » 12 / Yûsuf  Suresi: 58
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَجَاءَ (VCEÙ) = ve cā'e : ve geldiler
2. إِخْوَةُ (ÎḢVT) = iḣvetu : kardeşleri
3. يُوسُفَ (YVSF) = yūsufe : Yusuf'un
4. فَدَخَلُوا (FD̃ḢLVE) = fe deḣalū : girdiler
5. عَلَيْهِ (ALYH) = ǎleyhi : onun yanına
6. فَعَرَفَهُمْ (FARFHM) = fe ǎrafe hum : o onları tanıdı
7. وَهُمْ (VHM) = vehum : fakat onlar
8. لَهُ (LH) = lehu : onu
9. مُنْكِرُونَ (MNKRVN) = munkirūne : tanımıyorlardı
ve geldiler | kardeşleri | Yusuf'un | girdiler | onun yanına | o onları tanıdı | fakat onlar | onu | tanımıyorlardı |

[CYE] [EḢV] [] [D̃ḢL] [] [ARF] [] [] [NKR]
VCEÙ ÎḢVT YVSF FD̃ḢLVE ALYH FARFHM VHM LH MNKRVN

ve cā'e iḣvetu yūsufe fe deḣalū ǎleyhi fe ǎrafe hum vehum lehu munkirūne
وجاء إخوة يوسف فدخلوا عليه فعرفهم وهم له منكرون

 » 12 / Yûsuf  Suresi: 58
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وجاء ج ي ا | CYE VCEÙ ve cā'e ve geldiler And came
إخوة ا خ و | EḢV ÎḢVT iḣvetu kardeşleri (the) brothers
يوسف | YVSF yūsufe Yusuf'un (of) Yusuf
فدخلوا د خ ل | D̃ḢL FD̃ḢLVE fe deḣalū girdiler and they entered
عليه | ALYH ǎleyhi onun yanına "upon him;"
فعرفهم ع ر ف | ARF FARFHM fe ǎrafe hum o onları tanıdı and he recognized them,
وهم | VHM vehum fakat onlar but they
له | LH lehu onu knew him not.
منكرون ن ك ر | NKR MNKRVN munkirūne tanımıyorlardı knew him not.

12:58 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

ve geldiler | kardeşleri | Yusuf'un | girdiler | onun yanına | o onları tanıdı | fakat onlar | onu | tanımıyorlardı |

[CYE] [EḢV] [] [D̃ḢL] [] [ARF] [] [] [NKR]
VCEÙ ÎḢVT YVSF FD̃ḢLVE ALYH FARFHM VHM LH MNKRVN

ve cā'e iḣvetu yūsufe fe deḣalū ǎleyhi fe ǎrafe hum vehum lehu munkirūne
وجاء إخوة يوسف فدخلوا عليه فعرفهم وهم له منكرون

[ج ي ا] [ا خ و] [] [د خ ل] [] [ع ر ف] [] [] [ن ك ر]

 » 12 / Yûsuf  Suresi: 58
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وجاء ج ي ا | CYE VCEÙ ve cā'e ve geldiler And came
Vav,Cim,Elif,,
6,3,1,,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine singular perfect verb
الواو عاطفة
فعل ماض
إخوة ا خ و | EḢV ÎḢVT iḣvetu kardeşleri (the) brothers
,Hı,Vav,Te merbuta,
,600,6,400,
N – nominative plural noun
اسم مرفوع
يوسف | YVSF yūsufe Yusuf'un (of) Yusuf
Ye,Vav,Sin,Fe,
10,6,60,80,
"PN – accusative masculine proper noun → Yusuf"
اسم علم منصوب
فدخلوا د خ ل | D̃ḢL FD̃ḢLVE fe deḣalū girdiler and they entered
Fe,Dal,Hı,Lam,Vav,Elif,
80,4,600,30,6,1,
CONJ – prefixed conjunction fa (and)
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
الفاء عاطفة
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
عليه | ALYH ǎleyhi onun yanına "upon him;"
Ayn,Lam,Ye,He,
70,30,10,5,
P – preposition
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
جار ومجرور
فعرفهم ع ر ف | ARF FARFHM fe ǎrafe hum o onları tanıdı and he recognized them,
Fe,Ayn,Re,Fe,He,Mim,
80,70,200,80,5,40,
CONJ – prefixed conjunction fa (and)
V – 3rd person masculine singular perfect verb
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
الفاء عاطفة
فعل ماض و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
وهم | VHM vehum fakat onlar but they
Vav,He,Mim,
6,5,40,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
PRON – 3rd person masculine plural personal pronoun
الواو عاطفة
ضمير منفصل
له | LH lehu onu knew him not.
Lam,He,
30,5,
P – prefixed preposition lām
PRON – 3rd person masculine singular personal pronoun
جار ومجرور
منكرون ن ك ر | NKR MNKRVN munkirūne tanımıyorlardı knew him not.
Mim,Nun,Kef,Re,Vav,Nun,
40,50,20,200,6,50,
N – nominative masculine plural (form IV) active participle
اسم مرفوع
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَجَاءَ: ve geldiler | إِخْوَةُ: kardeşleri | يُوسُفَ: Yusuf'un | فَدَخَلُوا: girdiler | عَلَيْهِ: onun yanına | فَعَرَفَهُمْ: o onları tanıdı | وَهُمْ: fakat onlar | لَهُ: onu | مُنْكِرُونَ: tanımıyorlardı |
Kırık Meal (Harekesiz) : |وجاء WCEÙ ve geldiler | إخوة ÎḢWT kardeşleri | يوسف YWSF Yusuf'un | فدخلوا FD̃ḢLWE girdiler | عليه ALYH onun yanına | فعرفهم FARFHM o onları tanıdı | وهم WHM fakat onlar | له LH onu | منكرون MNKRWN tanımıyorlardı |
Kırık Meal (Okunuş) : |ve cā'e: ve geldiler | iḣvetu: kardeşleri | yūsufe: Yusuf'un | fe deḣalū: girdiler | ǎleyhi: onun yanına | fe ǎrafe hum: o onları tanıdı | vehum: fakat onlar | lehu: onu | munkirūne: tanımıyorlardı |
Kırık Meal (Transcript) : |VCEÙ: ve geldiler | ÎḢVT: kardeşleri | YVSF: Yusuf'un | FD̃ḢLVE: girdiler | ALYH: onun yanına | FARFHM: o onları tanıdı | VHM: fakat onlar | LH: onu | MNKRVN: tanımıyorlardı |
Abdulbaki Gölpınarlı : Yûsuf'un kardeşleri gelip hûzuruna girdiler; Yûsuf, onları tanıdı, fakat onlar, Yûsuf'u tanıyamadılar.
Adem Uğur : Yusufun kardeşleri gelip onun huzuruna girdiler, (Yusuf) onları tanıdı, onlar onu tanımıyorlardı.
Ahmed Hulusi : (Nihayet) Yusuf'un kardeşleri geldi. . . Onun yanına girdiler. . . Onlar Yusuf'u tanımadıkları hâlde Yusuf, onları tanıdı.
Ahmet Tekin : Bir gün, Yûsuf’un kardeşleri çıkageldiler. Onun huzuruna girdiler. Yûsuf onları görür görmez tanıdı. Oysa onlar, Yûsuf’u tanıyamamışlardı.
Ahmet Varol : Yusuf'un kardeşleri gelip yanına girdiler. Onlar onu tanımadıkları halde kendisi onları hemen tanıdı.
Ali Bulaç : (Kuraklık başlayınca) Yusuf'un kardeşleri gelip yanına girdiler, onu tanımadıkları halde kendisi onları hemen tanıdı.
Ali Fikri Yavuz : Bir de Yûsuf’un kardeşleri gelip karşısına çıktılar. Yûsuf hemen onları tanıdı. Halbuki, onlar Yûsuf’u tanımıyorlardı. (Zahire almak için Mısır’a gelmişlerdi).
Bekir Sadak : Yusuf'un kardesleri gelip yanina girdiler. Kendisini tanimadiklari halde o onlari tanidi.
Celal Yıldırım : Yûsuf'un kardeşleri gelip yanına girdiler; Yûsuf onları tanıdı, onlar ise onu tanıyamadılar.
Diyanet İşleri : (Derken) Yûsuf’un kardeşleri çıkageldiler ve yanına girdiler. Yûsuf onları tanıdı, onlar ise Yûsuf’u tanımıyorlardı.
Diyanet İşleri (eski) : Yusuf'un kardeşleri gelip yanına girdiler. Kendisini tanımadıkları halde o onları tanıdı.
Diyanet Vakfi : Yusuf'un kardeşleri gelip onun huzuruna girdiler, (Yusuf) onları tanıdı, onlar onu tanımıyorlardı.
Edip Yüksel : Yusuf'un kardeşleri gelip onun huzuruna girdiler. (Yusuf) onları tanıdı; ancak onlar onu tanımadı.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : (Bir gün) Yusuf'un kardeşleri çıkageldiler ve onun yanına girdiler. O, onları görür görmez tanıdı, oysa onlar onu tanıyamamışlardı.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Birden Yusuf'un kardeşleri çıkageldiler; gelip yanına girdiler; hemen onları tanıdı, onlar ise onu tanımıyorlardı.
Elmalılı Hamdi Yazır : Bir de Yusüfün biraderleri çıkageldiler, geldiler yanına girdiler, derhal onları tanıdı, onlar ise onu tanımıyorlardı
Fizilal-il Kuran : Bir gün Yusuf'un kardeşleri gelip yanına girdiler. Yusuf onları hemen tanıdı, fakat onlar onu tanımamışlardı.
Gültekin Onan : (Kuraklık başlayınca) Yusuf'un kardeşleri gelip yanına girdiler, o onları hemen tanıdı; fakat onlar onu tanımadılar (münkirun).
Hakkı Yılmaz : Yûsuf'un kardeşleri geldiler de o'nun yanına girdiler. O, onları hemen tanıdı, onlar ise o'nu tanıyamayan kimselerdi.
Hasan Basri Çantay : Yuusufun kardeşleri gelib onun huzuruna girdiler. (Yuusuf) onları tanıdı, onlar ise kendisini tanımıyorlardı.
Hayrat Neşriyat : Derken, (o kıtlık yıllarında) Yûsuf’un kardeşleri de gelip onun huzûruna girdiler;(Yûsuf) derhâl onları tanıdı; hâlbuki onlar onu (o mevki'de) tanıyabilecek kimseler değillerdi.
İbni Kesir : Yusuf'un kardeşleri gelip yanına girdiler. Onları tanıdı, ama onlar kendisini tanımıyorlardı.
İskender Evrenosoğlu : Ve Yusuf (A.S)'ın kardeşleri geldiler ve onun yanına girdiler. Onlar onu tanımadıkları halde o, onları hemen tanıdı.
Muhammed Esed : (Yıllar sonra) Yusuf'un kardeşleri (Mısır'a) geldiler ve o'nun huzuruna çıktılar; o hemen tanıdı onları; ama berikiler o'nu tanımadılar.
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve Yusuf'un kardeşleri geldi, hemen O'nun huzuruna girdiler. Derhal onları tanıdı. Onlar ise O'nu inkar ediciler idiler.
Ömer Öngüt : Yusuf'un kardeşleri geldiler, onun huzuruna girdiler. O onları tanıdı, fakat onlar onu tanıyamadılar.
Şaban Piriş : Yusuf’un kardeşleri gelip yanına girdiler. Onu tanımadılar; Yusuf, onları tanıdı.
Suat Yıldırım : Gün geldi, Yusuf’un kardeşleri Mısır’a gelip onun huzuruna çıktılar. O onları tanıdı, ama öbürleri onu tanıyamadılar.
Süleyman Ateş : Yûsuf'un kardeşleri geldiler, onun yanına girdiler, o onları tanıdı; fakat onlar onu tanımıyorlardı.
Tefhim-ul Kuran : (Kuraklık başlayınca) Yusuf'un kardeşleri gelip yanına girdiler, onlar onu tanımadıkları halde kendisi onları hemen tanıdı.
Ümit Şimşek : Derken Yusuf'un kardeşleri geldiler. Yanına girdiklerinde Yusuf onları hemen tanıdı; onlar ise kendisini tanımamıştı.
Yaşar Nuri Öztürk : Nihayet Yûsuf'un kardeşleri çıkageldiler; Yûsuf'un yanına girdiler, o onları tanıdı. Ama onlar onu tanıyamıyorlardı.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}