» 12 / Yûsuf  102:

Kuran Sırası: 12
İniş Sırası: 53
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111

 » 12 / Yûsuf  Suresi: 102
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. ذَٰلِكَ (Z̃LK) = ƶālike : bu
2. مِنْ (MN) = min :
3. أَنْبَاءِ (ÊNBEÙ) = enbā'i : haberlerindendir
4. الْغَيْبِ (ELĞYB) = l-ğaybi : gayb
5. نُوحِيهِ (NVḪYH) = nūHīhi : vahyettiğimiz
6. إِلَيْكَ (ÎLYK) = ileyke : sana
7. وَمَا (VME) = ve mā : değildin
8. كُنْتَ (KNT) = kunte : sen
9. لَدَيْهِمْ (LD̃YHM) = ledeyhim : onların yanında
10. إِذْ (ÎZ̃) = iƶ : zaman
11. أَجْمَعُوا (ÊCMAVE) = ecmeǔ : toplandıkları
12. أَمْرَهُمْ (ÊMRHM) = emrahum : yapacakları işleri için
13. وَهُمْ (VHM) = vehum : ve onlar
14. يَمْكُرُونَ (YMKRVN) = yemkurūne : tuzak kurarlarken
bu | | haberlerindendir | gayb | vahyettiğimiz | sana | değildin | sen | onların yanında | zaman | toplandıkları | yapacakları işleri için | ve onlar | tuzak kurarlarken |

[] [] [NBE] [ĞYB] [VḪY] [] [] [KVN] [] [] [CMA] [EMR] [] [MKR]
Z̃LK MN ÊNBEÙ ELĞYB NVḪYH ÎLYK VME KNT LD̃YHM ÎZ̃ ÊCMAVE ÊMRHM VHM YMKRVN

ƶālike min enbā'i l-ğaybi nūHīhi ileyke ve mā kunte ledeyhim ecmeǔ emrahum vehum yemkurūne
ذلك من أنباء الغيب نوحيه إليك وما كنت لديهم إذ أجمعوا أمرهم وهم يمكرون

 » 12 / Yûsuf  Suresi: 102
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ذلك | Z̃LK ƶālike bu That
من | MN min (is) from
أنباء ن ب ا | NBE ÊNBEÙ enbā'i haberlerindendir the news
الغيب غ ي ب | ĞYB ELĞYB l-ğaybi gayb (of) the unseen
نوحيه و ح ي | VḪY NVḪYH nūHīhi vahyettiğimiz which We reveal
إليك | ÎLYK ileyke sana to you.
وما | VME ve mā değildin And not
كنت ك و ن | KVN KNT kunte sen you were
لديهم | LD̃YHM ledeyhim onların yanında with them
إذ | ÎZ̃ zaman when
أجمعوا ج م ع | CMA ÊCMAVE ecmeǔ toplandıkları they put together
أمرهم ا م ر | EMR ÊMRHM emrahum yapacakları işleri için their plan
وهم | VHM vehum ve onlar while they
يمكرون م ك ر | MKR YMKRVN yemkurūne tuzak kurarlarken (were) plotting.

12:102 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

bu | | haberlerindendir | gayb | vahyettiğimiz | sana | değildin | sen | onların yanında | zaman | toplandıkları | yapacakları işleri için | ve onlar | tuzak kurarlarken |

[] [] [NBE] [ĞYB] [VḪY] [] [] [KVN] [] [] [CMA] [EMR] [] [MKR]
Z̃LK MN ÊNBEÙ ELĞYB NVḪYH ÎLYK VME KNT LD̃YHM ÎZ̃ ÊCMAVE ÊMRHM VHM YMKRVN

ƶālike min enbā'i l-ğaybi nūHīhi ileyke ve mā kunte ledeyhim ecmeǔ emrahum vehum yemkurūne
ذلك من أنباء الغيب نوحيه إليك وما كنت لديهم إذ أجمعوا أمرهم وهم يمكرون

[] [] [ن ب ا] [غ ي ب] [و ح ي] [] [] [ك و ن] [] [] [ج م ع] [ا م ر] [] [م ك ر]

 » 12 / Yûsuf  Suresi: 102
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ذلك | Z̃LK ƶālike bu That
Zel,Lam,Kef,
700,30,20,
DEM – masculine singular demonstrative pronoun
اسم اشارة
من | MN min (is) from
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
أنباء ن ب ا | NBE ÊNBEÙ enbā'i haberlerindendir the news
,Nun,Be,Elif,,
,50,2,1,,
N – genitive masculine plural noun
اسم مجرور
الغيب غ ي ب | ĞYB ELĞYB l-ğaybi gayb (of) the unseen
Elif,Lam,Ğayn,Ye,Be,
1,30,1000,10,2,
N – genitive masculine noun
اسم مجرور
نوحيه و ح ي | VḪY NVḪYH nūHīhi vahyettiğimiz which We reveal
Nun,Vav,Ha,Ye,He,
50,6,8,10,5,
V – 1st person plural (form IV) imperfect verb
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
فعل مضارع والهاء ضمير متصل في محل نصب مفعول به
إليك | ÎLYK ileyke sana to you.
,Lam,Ye,Kef,
,30,10,20,
P – preposition
PRON – 2nd person masculine singular object pronoun
جار ومجرور
وما | VME ve mā değildin And not
Vav,Mim,Elif,
6,40,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
NEG – negative particle
الواو عاطفة
حرف نفي
كنت ك و ن | KVN KNT kunte sen you were
Kef,Nun,Te,
20,50,400,
V – 2nd person masculine singular perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والتاء ضمير متصل في محل رفع اسم «كان»
لديهم | LD̃YHM ledeyhim onların yanında with them
Lam,Dal,Ye,He,Mim,
30,4,10,5,40,
LOC – location adverb
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
ظرف مكان و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
إذ | ÎZ̃ zaman when
,Zel,
,700,
T – time adverb
ظرف زمان
أجمعوا ج م ع | CMA ÊCMAVE ecmeǔ toplandıkları they put together
,Cim,Mim,Ayn,Vav,Elif,
,3,40,70,6,1,
V – 3rd person masculine plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
أمرهم ا م ر | EMR ÊMRHM emrahum yapacakları işleri için their plan
,Mim,Re,He,Mim,
,40,200,5,40,
N – accusative masculine noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم منصوب و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
وهم | VHM vehum ve onlar while they
Vav,He,Mim,
6,5,40,
CIRC – prefixed circumstantial particle
PRON – 3rd person masculine plural personal pronoun
الواو حالية
ضمير منفصل
يمكرون م ك ر | MKR YMKRVN yemkurūne tuzak kurarlarken (were) plotting.
Ye,Mim,Kef,Re,Vav,Nun,
10,40,20,200,6,50,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |ذَٰلِكَ: bu | مِنْ: | أَنْبَاءِ: haberlerindendir | الْغَيْبِ: gayb | نُوحِيهِ: vahyettiğimiz | إِلَيْكَ: sana | وَمَا: değildin | كُنْتَ: sen | لَدَيْهِمْ: onların yanında | إِذْ: zaman | أَجْمَعُوا: toplandıkları | أَمْرَهُمْ: yapacakları işleri için | وَهُمْ: ve onlar | يَمْكُرُونَ: tuzak kurarlarken |
Kırık Meal (Harekesiz) : |ذلك Z̃LK bu | من MN | أنباء ÊNBEÙ haberlerindendir | الغيب ELĞYB gayb | نوحيه NWḪYH vahyettiğimiz | إليك ÎLYK sana | وما WME değildin | كنت KNT sen | لديهم LD̃YHM onların yanında | إذ ÎZ̃ zaman | أجمعوا ÊCMAWE toplandıkları | أمرهم ÊMRHM yapacakları işleri için | وهم WHM ve onlar | يمكرون YMKRWN tuzak kurarlarken |
Kırık Meal (Okunuş) : |ƶālike: bu | min: | enbā'i: haberlerindendir | l-ğaybi: gayb | nūHīhi: vahyettiğimiz | ileyke: sana | ve mā: değildin | kunte: sen | ledeyhim: onların yanında | : zaman | ecmeǔ: toplandıkları | emrahum: yapacakları işleri için | vehum: ve onlar | yemkurūne: tuzak kurarlarken |
Kırık Meal (Transcript) : |Z̃LK: bu | MN: | ÊNBEÙ: haberlerindendir | ELĞYB: gayb | NVḪYH: vahyettiğimiz | ÎLYK: sana | VME: değildin | KNT: sen | LD̃YHM: onların yanında | ÎZ̃: zaman | ÊCMAVE: toplandıkları | ÊMRHM: yapacakları işleri için | VHM: ve onlar | YMKRVN: tuzak kurarlarken |
Abdulbaki Gölpınarlı : İşte bu, gaibe âit haberlerdendir ki sana vahyetmedeyiz. Düzene girişerek yapacakları işi kararlaştırdıkları zaman yanlarında değildin ya.
Adem Uğur : İşte bu (Yusuf kıssası) gayb haberlerindendir. Onu sana vahyediyoruz. Onlar hile yaparak işlerine karar verdikleri zaman sen onların yanında değildin (ki bunları bilesin).
Ahmed Hulusi : İşte bu algılanamayan âlemlerin haberlerindendir ki onu sana vahyediyoruz. . . Onlar (Yusuf'a tuzak kuran kardeşleri) mekr yaparak bu işleri oluşturduklarında onların yanında değildin.
Ahmet Tekin : İşte bu, Yûsuf kıssası, insanlığa ders olsun diye anlatılan, bilmediğiniz tarihin, gayb âleminin ibret verici haberlerindendir. Onu sana vahyediyoruz. Onlar sinsice hile planları yaparak, birlikte planlarına karar verdikleri zaman, sen onların yanında değildin.
Ahmet Varol : Bunlar sana vahyettiğimiz gayb haberlerindendir. Onlar (Yusuf'un kardeşleri) düzen kurarlarken işlerini topluca kararlaştırdıklarında sen yanlarında değildin.
Ali Bulaç : Bu, sana (ey Muhammed) vahyettiğimiz gayb haberlerindendir. Yoksa onlar, (Yusuf'un kardeşleri) o hileli düzeni kurarlarken, yapacakları işe topluca karar verdikleri zaman sen yanlarında değildin.
Ali Fikri Yavuz : Ey Rasûlüm, bu kıssa, sana vahy ile bildirmekte olduğumuz gayb haberlerindendir. Yoksa o Yûsuf’un kardeşleri, işlerine karar verip hile yaparlarken sen yanlarında değildin.
Bekir Sadak : (102-10) 3 Sana boylece vahyettiklerimiz, gaybe ait haberlerdir. Onlar elbirligi edip duzen kurduklari zaman yanlarinda degildin; sen ne kadar yurekten istersen iste, insanlarin cogu inanmazlar.
Celal Yıldırım : (Ey Muhammed!) işte bu gayb haberlerindendir ki, onu sana vahiy yoluyla bildiriyoruz. Onlar hile ve düzen kurarak işlerini kararlaştırmak için toplandıklarında sen onların yanında bulunmuyordun.
Diyanet İşleri : İşte bu (kıssa), gayb haberlerindendir. Onu sana biz vahiy yolu ile bildiriyoruz. Yoksa onlar tuzak kurarak işlerine karar verdikleri zaman sen onların yanında değildin.
Diyanet İşleri (eski) : (102-103) Sana böylece vahyettiklerimiz, gaybe ait haberlerdir. Onlar elbirliği edip düzen kurdukları zaman yanlarında değildin; sen ne kadar yürekten istersen iste, insanların çoğu inanmazlar.
Diyanet Vakfi : İşte bu (Yusuf kıssası) gayb haberlerindendir. Onu sana vahyediyoruz. Onlar hile yaparak işlerine karar verdikleri zaman sen onların yanında değildin (ki bunları bilesin).
Edip Yüksel : Bunlar, sana vahyettiğimiz geçmişin haberleridir. Onlar topluca karar alıp düzen kurarlarken sen onların yanında değildin.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : İşte bu, sana vahiyle bildirdiğimiz gayb haberlerindendir. Yoksa onlar yapacaklarına karar verip mekir (oyun) yaparlarken sen yanlarında değildin.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : İşte bu gayb haberlerindendir ki sana onu vahiy yolu ile bildiriyoruz. Yoksa onlar yapacaklarına karar verip hile yaparlarken sen yanlarında değildin.
Elmalılı Hamdi Yazır : Bu işte, gayb haberlerinden, sana onu vahy ile bildiriyoruz, yoksa onlar işlerine karar verip mekir yaparlarken sen yanlarında değildin
Fizilal-il Kuran : Ey Muhammed! Bu anlatılanlar, gayba ilişkin haberlerdir, onları sana vahiy yolu ile bildiriyoruz. Yoksa Hz. Yakub'un oğulları, biraraya gelerek kardeşlerinin tuzak kurmayı kararlaştırdıkları sırada sen yanlarında değildin.
Gültekin Onan : Bu, sana (ey Muhammed) vahyettiğimiz gayb haberlerindendir. Yoksa onlar, (Yusuf'un kardeşleri) o hileli düzeni kurarlarken, buyrultularında birleştiklerinde (ecmaü) sen yanlarında değildin.
Hakkı Yılmaz : İşte bu, sana vahyettiğimiz görmediğinin, duymadığının, bilmediğinin haberlerindendir. Yoksa onlar yapacaklarına karar verip kötü plân yaparlarken sen onların yanında değildin.
Hasan Basri Çantay : (Habîbim), bu (kıssa), sana vahy edegeldiğimiz gayb haberlerindendir. (Yoksa) onlar hıyle yaparak işleyecekleri işi kararlaşdırdıkları zaman sen yanlarında değildin.
Hayrat Neşriyat : (Habîbim, yâ Muhammed!) İşte bu (anlatılanlar) gayb haberlerindendir ki, onusana vahyediyoruz. Yoksa, onlar (Yûsuf’un kardeşleri) hîle yaparak işlerine (karar vermek üzere) toplandıkları zaman, onların yanında değildin.
İbni Kesir : Bunlar gayb haberlerindendir ki, sana vahyediyoruz. Onlar, elbirliği edip düzen kurdukları zaman; sen, orada değildin.
İskender Evrenosoğlu : İşte bu sana vahyettiğimiz gaybın haberlerindendir. Ve onlar, tuzak hazırlıyorken, işleri için karar verdikleri zaman, sen onların yanında değildin.
Muhammed Esed : (Ey peygamber!) sana böylece vahyettiklerimiz senin önceden bilmediğin haberlerdendir; çünkü yapacak oldukları işe karar verdikleri ve tuzaklarını kurdukları zaman sen Yusuf'un kardeşlerinin yanında değildin.
Ömer Nasuhi Bilmen : İşte bu, gayb haberlerindendir. Onu sana vahyediyoruz. Halbuki sen onların yanlarında değildin, o zaman ki, onlar işlerini yapmaya toplanmışlar ve onlar hile yapar bulunmuşlardı.
Ömer Öngüt : Resulüm! Sana işte bu vahyettiklerimiz gayb haberlerindendir. Onlar hile ve düzen kurarak işlerini kararlaştırmak için toplandıklarında sen yanlarında bulunmuyordun.
Şaban Piriş : İşte sana vahyettiklerimiz, gaybe ait haberlerdir. Onlar bir araya gelip, düzen kurarlarken yanlarında değildin.
Suat Yıldırım : İşte bunlar, ey Resulüm, sana vahiy yoluyla bildirdiğimiz gaybî hadiselerdendir. Yoksa onlar, tuzak kurmak ve planlarını kararlaştırmak için toplandıklarında elbette sen onların yanında bulunmuyordun.
Süleyman Ateş : (Ey Muhammed) bu (anlatılanlar), sana vahyettiğimiz gayb haberlerindendir. Onlar kararlarını verip tuzak kurarlarken sen yanlarında değildin.
Tefhim-ul Kuran : Bu, sana (ey Muhammed) vahyettiğimiz gayb haberlerindendir. Yoksa onlar, (Yusuf'un kardeşleri) o hileli düzeni kurarlarken, yapacakları işe topluca karar verdikleri zaman sen yanlarında değildin.
Ümit Şimşek : Bunlar gayb haberleridir ki, sana vahyediyoruz. Yoksa, onlar bir araya gelip de tuzaklarını kurarken sen onların yanında değildin.
Yaşar Nuri Öztürk : İşte bunlar, sana vahyettiğimiz gayb haberlerindendir. Onlar birlikte karar verip tuzak kurarlarken sen yanlarında değildin.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}