» 38 / Sâd  35:

Kuran Sırası: 38
İniş Sırası: 38
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88

 » 38 / Sâd  Suresi: 35
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. قَالَ (GEL) = ḳāle : dedi
2. رَبِّ (RB) = rabbi : Rabbim
3. اغْفِرْ (EĞFR) = ğfir : affet
4. لِي (LY) = lī : beni
5. وَهَبْ (VHB) = ve heb : ve ver
6. لِي (LY) = lī : bana
7. مُلْكًا (MLKE) = mulken : bir mülk (hükümdarlık)
8. لَا (LE) = lā :
9. يَنْبَغِي (YNBĞY) = yenbeğī : nasib olmayan
10. لِأَحَدٍ (LÊḪD̃) = lieHadin : hiç kimseye
11. مِنْ (MN) = min :
12. بَعْدِي (BAD̃Y) = beǎ'dī : benden sonra
13. إِنَّكَ (ÎNK) = inneke : çünkü sensin
14. أَنْتَ (ÊNT) = ente : sen
15. الْوَهَّابُ (ELVHEB) = l-vehhābu : çok lutfeden
dedi | Rabbim | affet | beni | ve ver | bana | bir mülk (hükümdarlık) | | nasib olmayan | hiç kimseye | | benden sonra | çünkü sensin | sen | çok lutfeden |

[GVL] [RBB] [ĞFR] [] [VHB] [] [MLK] [] [BĞY] [EḪD̃] [] [BAD̃] [] [] [VHB]
GEL RB EĞFR LY VHB LY MLKE LE YNBĞY LÊḪD̃ MN BAD̃Y ÎNK ÊNT ELVHEB

ḳāle rabbi ğfir ve heb mulken yenbeğī lieHadin min beǎ'dī inneke ente l-vehhābu
قال رب اغفر لي وهب لي ملكا لا ينبغي لأحد من بعدي إنك أنت الوهاب

 » 38 / Sâd  Suresi: 35
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
قال ق و ل | GVL GEL ḳāle dedi He said,
رب ر ب ب | RBB RB rabbi Rabbim """O my Lord!"
اغفر غ ف ر | ĞFR EĞFR ğfir affet Forgive
لي | LY beni me
وهب و ه ب | VHB VHB ve heb ve ver and grant
لي | LY bana me
ملكا م ل ك | MLK MLKE mulken bir mülk (hükümdarlık) a kingdom,
لا | LE not
ينبغي ب غ ي | BĞY YNBĞY yenbeğī nasib olmayan (will) belong
لأحد ا ح د | EḪD̃ LÊḪD̃ lieHadin hiç kimseye to anyone
من | MN min after me.
بعدي ب ع د | BAD̃ BAD̃Y beǎ'dī benden sonra after me.
إنك | ÎNK inneke çünkü sensin Indeed, You
أنت | ÊNT ente sen [You]
الوهاب و ه ب | VHB ELVHEB l-vehhābu çok lutfeden "(are) the Bestower."""

38:35 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

dedi | Rabbim | affet | beni | ve ver | bana | bir mülk (hükümdarlık) | | nasib olmayan | hiç kimseye | | benden sonra | çünkü sensin | sen | çok lutfeden |

[GVL] [RBB] [ĞFR] [] [VHB] [] [MLK] [] [BĞY] [EḪD̃] [] [BAD̃] [] [] [VHB]
GEL RB EĞFR LY VHB LY MLKE LE YNBĞY LÊḪD̃ MN BAD̃Y ÎNK ÊNT ELVHEB

ḳāle rabbi ğfir ve heb mulken yenbeğī lieHadin min beǎ'dī inneke ente l-vehhābu
قال رب اغفر لي وهب لي ملكا لا ينبغي لأحد من بعدي إنك أنت الوهاب

[ق و ل] [ر ب ب] [غ ف ر] [] [و ه ب] [] [م ل ك] [] [ب غ ي] [ا ح د] [] [ب ع د] [] [] [و ه ب]

 » 38 / Sâd  Suresi: 35
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
قال ق و ل | GVL GEL ḳāle dedi He said,
Gaf,Elif,Lam,
100,1,30,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
رب ر ب ب | RBB RB rabbi Rabbim """O my Lord!"
Re,Be,
200,2,
N – nominative masculine noun
PRON – 1st person singular possessive pronoun
اسم مرفوع والياء المحذوفة ضمير متصل في محل جر بالاضافة
اغفر غ ف ر | ĞFR EĞFR ğfir affet Forgive
Elif,Ğayn,Fe,Re,
1,1000,80,200,
V – 2nd person masculine singular imperative verb
فعل أمر
لي | LY beni me
Lam,Ye,
30,10,
P – prefixed preposition lām
PRON – 1st person singular personal pronoun
جار ومجرور
وهب و ه ب | VHB VHB ve heb ve ver and grant
Vav,He,Be,
6,5,2,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 2nd person masculine singular imperative verb
الواو عاطفة
فعل أمر
لي | LY bana me
Lam,Ye,
30,10,
P – prefixed preposition lām
PRON – 1st person singular personal pronoun
جار ومجرور
ملكا م ل ك | MLK MLKE mulken bir mülk (hükümdarlık) a kingdom,
Mim,Lam,Kef,Elif,
40,30,20,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
لا | LE not
Lam,Elif,
30,1,
NEG – negative particle
حرف نفي
ينبغي ب غ ي | BĞY YNBĞY yenbeğī nasib olmayan (will) belong
Ye,Nun,Be,Ğayn,Ye,
10,50,2,1000,10,
V – 3rd person masculine singular (form VII) imperfect verb
فعل مضارع
لأحد ا ح د | EḪD̃ LÊḪD̃ lieHadin hiç kimseye to anyone
Lam,,Ha,Dal,
30,,8,4,
P – prefixed preposition lām
N – genitive masculine indefinite noun
جار ومجرور
من | MN min after me.
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
بعدي ب ع د | BAD̃ BAD̃Y beǎ'dī benden sonra after me.
Be,Ayn,Dal,Ye,
2,70,4,10,
N – genitive masculine noun
PRON – 1st person singular possessive pronoun
اسم مجرور والياء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
إنك | ÎNK inneke çünkü sensin Indeed, You
,Nun,Kef,
,50,20,
ACC – accusative particle
PRON – 2nd person masculine singular object pronoun
حرف نصب والكاف ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
أنت | ÊNT ente sen [You]
,Nun,Te,
,50,400,
PRON – 2nd person masculine singular personal pronoun
ضمير منفصل
الوهاب و ه ب | VHB ELVHEB l-vehhābu çok lutfeden "(are) the Bestower."""
Elif,Lam,Vav,He,Elif,Be,
1,30,6,5,1,2,
N – nominative masculine singular noun
اسم مرفوع
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |قَالَ: dedi | رَبِّ: Rabbim | اغْفِرْ: affet | لِي: beni | وَهَبْ: ve ver | لِي: bana | مُلْكًا: bir mülk (hükümdarlık) | لَا: | يَنْبَغِي: nasib olmayan | لِأَحَدٍ: hiç kimseye | مِنْ: | بَعْدِي: benden sonra | إِنَّكَ: çünkü sensin | أَنْتَ: sen | الْوَهَّابُ: çok lutfeden |
Kırık Meal (Harekesiz) : |قال GEL dedi | رب RB Rabbim | اغفر EĞFR affet | لي LY beni | وهب WHB ve ver | لي LY bana | ملكا MLKE bir mülk (hükümdarlık) | لا LE | ينبغي YNBĞY nasib olmayan | لأحد LÊḪD̃ hiç kimseye | من MN | بعدي BAD̃Y benden sonra | إنك ÎNK çünkü sensin | أنت ÊNT sen | الوهاب ELWHEB çok lutfeden |
Kırık Meal (Okunuş) : |ḳāle: dedi | rabbi: Rabbim | ğfir: affet | : beni | ve heb: ve ver | : bana | mulken: bir mülk (hükümdarlık) | : | yenbeğī: nasib olmayan | lieHadin: hiç kimseye | min: | beǎ'dī: benden sonra | inneke: çünkü sensin | ente: sen | l-vehhābu: çok lutfeden |
Kırık Meal (Transcript) : |GEL: dedi | RB: Rabbim | EĞFR: affet | LY: beni | VHB: ve ver | LY: bana | MLKE: bir mülk (hükümdarlık) | LE: | YNBĞY: nasib olmayan | LÊḪD̃: hiç kimseye | MN: | BAD̃Y: benden sonra | ÎNK: çünkü sensin | ÊNT: sen | ELVHEB: çok lutfeden |
Abdulbaki Gölpınarlı : Rabbim demişti, beni yarlıga ve bana öyle bir saltanat ver ki benden sonra hiçbir kimse nâil olamasın o saltanata, şüphe yok ki senin vergin, ihsânın, boldur.
Adem Uğur : Süleyman: Rabbim! Beni bağışla; bana, benden sonra kimsenin ulaşamayacağı bir hükümranlık ver. Şüphesiz sen, daima bağışta bulunansın, dedi.
Ahmed Hulusi : "Rabbim beni mağfiret et (birimselliğimi ört) ve bana, benden sonra kimseye gerekmeyecek (bana has) bir özellik hibe et. . . Muhakkak ki sen Vehhab'sın" (diye dua etti).
Ahmet Tekin : 'Rabbim, beni koruma kalkanına al, bağışla. Bana benden sonra kimsenin ulaşamayacağı bir hükümranlık, bir devlet hibe et. Sen yalnız sen, en çok bağışlayansın.' dedi.
Ahmet Varol : Dedi ki: 'Rabbim! Beni bağışla ve bana, benden sonra kimseye nasip olmayacak bir hükümranlık lütfet. Şüphesiz, sen çok ihsan sahibisin.'
Ali Bulaç : "Rabbim, beni bağışla ve benden sonra hiç kimseye nasib olmayan bir mülkü bana armağan et. Şüphesiz sen, karşılıksız armağan edensin."
Ali Fikri Yavuz : Şöyle dua etti: “- Ey Rabbim! beni bağışla. Bana öyle bir mülk ver ki, benden sonra hiç kimsede olmasın. Muhakkak ki sen, bütün dilekleri verensin = Vehhâb’sın.”
Bekir Sadak : Suleyman: «Rabbim! Beni bagisla, bana benden sonra kimsenin ulasamiyacagi bir hukumranlik ver; Sen suphesiz, daima bagista bulanansin» dedi.
Celal Yıldırım : Ey Rabbim! dedi, beni bağışla ; bana benden sonra hiç kimseye yaraşmayan bir mülk (hükümdarlık) ihsan eyle. Şüphesiz ki sen, karşılıksız çokça verensin.
Diyanet İşleri : Süleyman, “Ey Rabbim! Beni bağışla. Bana, benden sonra kimseye lâyık olmayacak bir mülk (hükümranlık) bahşet! Şüphesiz sen çok bahşedicisin!” dedi.
Diyanet İşleri (eski) : Süleyman: 'Rabbim! Beni bağışla, bana benden sonra kimsenin ulaşamayacağı bir hükümranlık ver; Sen şüphesiz, daima bağışta bulunansın' dedi.
Diyanet Vakfi : Süleyman: Rabbim! Beni bağışla; bana, benden sonra kimsenin ulaşamayacağı bir hükümranlık ver. Şüphesiz sen, daima bağışta bulunansın, dedi.
Edip Yüksel : Dedi ki, 'Rabbim beni bağışla. Bana, benden sonra kimsenin ulaşamıyacağı bir yönetim ver. Sen Bahşedensin.'
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Süleyman: «Ey Rabbim! Beni bağışla ve bana öyle bir mülk ihsan et ki, ardımdan hiç kimseye yaraşmasın. Şüphesiz, bütün dilekleri veren sensin.» dedi.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : «Ya Rab, beni bağışla ve bana öyle bir mülk ihsan et ki ardımdan hiç kimseye yaraşmasın. Şüphesiz bütün dilekleri veren Sensin, Sen.» dedi.
Elmalılı Hamdi Yazır : Ya rab! bana mağrifet buyur ve bana öyle bir mülk bağışla ki ardımdan kimseye yaraşmasın, şübhesiz sensin bütün dilekleri veren vehhab sen, dedi
Fizilal-il Kuran : Süleyman: «Rabb'im! Beni bağışla, bana benden sonra kimsenin ulaşamayacağı bir hükümranlık ver. Sen şüphesiz daima bağışta bulunansın» dedi.
Gültekin Onan : "Rabbim, beni bağışla ve benden sonra hiç kimseye nasib olmayan bir mülkü bana armağan et. Şüphesiz sen, karşılıksız armağan edensin."
Hakkı Yılmaz : (34,35) "Andolsun ki Biz Süleymân'ı da çeşitli badirelerden, sıkıntılardan geçirerek saflaştırmıştık/ olgunlaştırmıştık. Ve tahtının üzerine bir ceset bırakmıştık. Sonra o, döndü; “Ey Rabbim! Beni koru/bana maddî ve manevî pislik bulaştırma ve bana, benden sonra hiç kimseye yaraşmayan bir mülk hibe et/ bağışla! Şüphesiz ki Sen, bol bol hibe edensin/ bağışlayansın” dedi. "
Hasan Basri Çantay : Dedi ki: «Ey Rabbim, beni yarlığa. Bana öyle bir mülk (-ü saltanat) ver ki o, benden başka hiçbir kimseye lâyık olmasın. Şübhesiz bütün muradları ihsan eden Sensin, Sen».
Hayrat Neşriyat : Dedi ki: 'Rabbim! Bana mağfiret buyur ve bana, benden sonra hiç kimseye nasîb olmayacak bir saltanat ihsân et! Şübhesiz ki Vehhâb (çok ihsân edici) olan ancak sensin!'
İbni Kesir : Dedi ki: Rabbım; bağışla beni. Ve bana öyle bir mülk ver ki; benden sonra hiç bir kimse ulaşamasın. Muhakkak ki en çok bağışta bulunan Sensin, Sen.
İskender Evrenosoğlu : "Rabbim, beni mağfiret et. Bana, benden sonra kimsenin ulaşamayacağı bir mülk bağışla (hediye et). Muhakkak ki Sen, Sen Vehhab'sın (çok bağışlayıcısın)." dedi.
Muhammed Esed : "Rabbim!" demişti, "Günahlarımı affet, bana benden sonra kimsenin ulaşamayacağı bir hükümranlık ver; çünkü sen lütuf sahibisin!"
Ömer Nasuhi Bilmen : Dedi ki: «Yarabbi! Bana mağfiret buyur ve bana bir mülk bağışla ki, benden sonra hiçbir kimseye lâyık olmasın. Şüphe yok ki, Sen'sin çok bağışlayan, Sen.»
Ömer Öngüt : Dedi ki: "Ey Rabbim! Beni bağışla! Bana, benden sonra kimsenin ulaşamayacağı bir hükümranlık ver! Şüphesiz ki sen karşılıksız bağışta bulunansın.
Şaban Piriş : -Rabbim, beni bağışla ve bana, benden sonra hiç kimseye nasip olmayacak bir hükümranlık ver. Bol bol bağışta bulunan şüphesiz sensin!
Suat Yıldırım : "Ya Rabbî!" dedi, "affet beni ve bana, benden sonra hiç kimseye nasib olmayacak bir hakimiyet lutfet. Çünkü Sen, lütufları son derece bol olan vehhabsın!"
Süleyman Ateş : "Rabbim," dedi, "beni affet, bana, benden sonra hiç kimseye nasib olmayan bir mülk (hükümdarlık) ver. Çünkü Sensin o çok lutfeden, Sen!"
Tefhim-ul Kuran : «Rabbim, beni bağışla ve benden sonra hiç kimseye nasib olmayan bir mülkü bana armağan et. Şüphesiz sen, karşılıksız armağan edensin.»
Ümit Şimşek : 'Rabbim, beni bağışla,' dedi. 'Ve bana öyle bir saltanat ver ki, benden başka hiç kimseye nasip olmasın. Şüphesiz bütün nimetleri bağışlayan Sensin.'
Yaşar Nuri Öztürk : Şöyle yakardı: "Rabbim, affet beni! Benden sonra kimseye yaraşmayacak bir mülk/saltanat ver bana! Kuşkusuz sensin, evet sensin Vahhâb!"


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}