» 27 / Neml  80:

Kuran Sırası: 27
İniş Sırası: 48
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93

 » 27 / Neml  Suresi: 80
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. إِنَّكَ (ÎNK) = inneke : elbette sen
2. لَا (LE) = lā :
3. تُسْمِعُ (TSMA) = tusmiǔ : duyuramazsın
4. الْمَوْتَىٰ (ELMVT) = l-mevtā : ölülere
5. وَلَا (VLE) = ve lā : ve
6. تُسْمِعُ (TSMA) = tusmiǔ : işittiremezsin
7. الصُّمَّ (ELṦM) = S-Summe : sağırlara
8. الدُّعَاءَ (ELD̃AEÙ) = d-duǎā'e : çağrıyı
9. إِذَا (ÎZ̃E) = iƶā : zaman
10. وَلَّوْا (VLVE) = vellev : kaçtıkları
11. مُدْبِرِينَ (MD̃BRYN) = mudbirīne : arkalarını dönerek
elbette sen | | duyuramazsın | ölülere | ve | işittiremezsin | sağırlara | çağrıyı | zaman | kaçtıkları | arkalarını dönerek |

[] [] [SMA] [MVT] [] [SMA] [ṦMM] [D̃AV] [] [VLY] [D̃BR]
ÎNK LE TSMA ELMVT VLE TSMA ELṦM ELD̃AEÙ ÎZ̃E VLVE MD̃BRYN

inneke tusmiǔ l-mevtā ve lā tusmiǔ S-Summe d-duǎā'e iƶā vellev mudbirīne
إنك لا تسمع الموتى ولا تسمع الصم الدعاء إذا ولوا مدبرين

 » 27 / Neml  Suresi: 80
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
إنك | ÎNK inneke elbette sen Indeed, you
لا | LE (can) not
تسمع س م ع | SMA TSMA tusmiǔ duyuramazsın cause to hear
الموتى م و ت | MVT ELMVT l-mevtā ölülere the dead
ولا | VLE ve lā ve and not
تسمع س م ع | SMA TSMA tusmiǔ işittiremezsin can you cause to hear
الصم ص م م | ṦMM ELṦM S-Summe sağırlara the deaf
الدعاء د ع و | D̃AV ELD̃AEÙ d-duǎā'e çağrıyı the call
إذا | ÎZ̃E iƶā zaman when
ولوا و ل ي | VLY VLVE vellev kaçtıkları they turn back
مدبرين د ب ر | D̃BR MD̃BRYN mudbirīne arkalarını dönerek retreating.

27:80 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

elbette sen | | duyuramazsın | ölülere | ve | işittiremezsin | sağırlara | çağrıyı | zaman | kaçtıkları | arkalarını dönerek |

[] [] [SMA] [MVT] [] [SMA] [ṦMM] [D̃AV] [] [VLY] [D̃BR]
ÎNK LE TSMA ELMVT VLE TSMA ELṦM ELD̃AEÙ ÎZ̃E VLVE MD̃BRYN

inneke tusmiǔ l-mevtā ve lā tusmiǔ S-Summe d-duǎā'e iƶā vellev mudbirīne
إنك لا تسمع الموتى ولا تسمع الصم الدعاء إذا ولوا مدبرين

[] [] [س م ع] [م و ت] [] [س م ع] [ص م م] [د ع و] [] [و ل ي] [د ب ر]

 » 27 / Neml  Suresi: 80
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
إنك | ÎNK inneke elbette sen Indeed, you
,Nun,Kef,
,50,20,
ACC – accusative particle
PRON – 2nd person masculine singular object pronoun
حرف نصب والكاف ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
لا | LE (can) not
Lam,Elif,
30,1,
NEG – negative particle
حرف نفي
تسمع س م ع | SMA TSMA tusmiǔ duyuramazsın cause to hear
Te,Sin,Mim,Ayn,
400,60,40,70,
V – 3rd person feminine singular (form IV) imperfect verb
فعل مضارع
الموتى م و ت | MVT ELMVT l-mevtā ölülere the dead
Elif,Lam,Mim,Vav,Te,,
1,30,40,6,400,,
N – nominative plural noun
اسم مرفوع
ولا | VLE ve lā ve and not
Vav,Lam,Elif,
6,30,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
NEG – negative particle
الواو عاطفة
حرف نفي
تسمع س م ع | SMA TSMA tusmiǔ işittiremezsin can you cause to hear
Te,Sin,Mim,Ayn,
400,60,40,70,
V – 2nd person masculine singular (form IV) imperfect verb
فعل مضارع
الصم ص م م | ṦMM ELṦM S-Summe sağırlara the deaf
Elif,Lam,Sad,Mim,
1,30,90,40,
N – accusative plural noun
اسم منصوب
الدعاء د ع و | D̃AV ELD̃AEÙ d-duǎā'e çağrıyı the call
Elif,Lam,Dal,Ayn,Elif,,
1,30,4,70,1,,
N – accusative masculine noun
اسم منصوب
إذا | ÎZ̃E iƶā zaman when
,Zel,Elif,
,700,1,
T – time adverb
ظرف زمان
ولوا و ل ي | VLY VLVE vellev kaçtıkları they turn back
Vav,Lam,Vav,Elif,
6,30,6,1,
V – 3rd person masculine plural (form II) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
مدبرين د ب ر | D̃BR MD̃BRYN mudbirīne arkalarını dönerek retreating.
Mim,Dal,Be,Re,Ye,Nun,
40,4,2,200,10,50,
N – accusative masculine plural (form IV) active participle
اسم منصوب
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |إِنَّكَ: elbette sen | لَا: | تُسْمِعُ: duyuramazsın | الْمَوْتَىٰ: ölülere | وَلَا: ve | تُسْمِعُ: işittiremezsin | الصُّمَّ: sağırlara | الدُّعَاءَ: çağrıyı | إِذَا: zaman | وَلَّوْا: kaçtıkları | مُدْبِرِينَ: arkalarını dönerek |
Kırık Meal (Harekesiz) : |إنك ÎNK elbette sen | لا LE | تسمع TSMA duyuramazsın | الموتى ELMWT ölülere | ولا WLE ve | تسمع TSMA işittiremezsin | الصم ELṦM sağırlara | الدعاء ELD̃AEÙ çağrıyı | إذا ÎZ̃E zaman | ولوا WLWE kaçtıkları | مدبرين MD̃BRYN arkalarını dönerek |
Kırık Meal (Okunuş) : |inneke: elbette sen | : | tusmiǔ: duyuramazsın | l-mevtā: ölülere | ve lā: ve | tusmiǔ: işittiremezsin | S-Summe: sağırlara | d-duǎā'e: çağrıyı | iƶā: zaman | vellev: kaçtıkları | mudbirīne: arkalarını dönerek |
Kırık Meal (Transcript) : |ÎNK: elbette sen | LE: | TSMA: duyuramazsın | ELMVT: ölülere | VLE: ve | TSMA: işittiremezsin | ELṦM: sağırlara | ELD̃AEÙ: çağrıyı | ÎZ̃E: zaman | VLVE: kaçtıkları | MD̃BRYN: arkalarını dönerek |
Abdulbaki Gölpınarlı : Şüphe yok ki sen, ölüye duyuramazsın ve arkalarını çevirip giderlerken çağırsan da sağırlara sesini işittiremezsin.
Adem Uğur : Bil ki sen ölülere işittiremezsin, arkalarını dönüp giderlerken sağırlara da dâveti duyuramazsın.
Ahmed Hulusi : Muhakkak ki sen ölülere (şuursuzca yaşayanlara) işittiremezsin; (Hakk'a) arkalarını dönüp gittiklerinde, sağırlara da işittiremezsin!
Ahmet Tekin : Sen ölü gibi duyarsız olanlara tebliğini işittiremezsin. İkballerine ve istikballerine sırt çevirip, arkalarını dönüp giderlerken sağır kesilenlere davetini duyuramazsın.
Ahmet Varol : Sen ölülere duyuramazsın; arkalarını dönüp giderlerken sağırlara da çağrıyı duyuramazsın.
Ali Bulaç : Çünkü gerçekten sen, ölülere (söz) dinletemezsin ve arkasını dönüp kaçan sağırlara da çağrıyı işittiremezsin.
Ali Fikri Yavuz : Şüphesiz sen, (kalbleri) ölü olanlara işittiremezsin ve arkalarını dönmüş kaçarlarken, (kalbleri) sağırlara hak çağrını duyuramazsın.
Bekir Sadak : Sen, olulere suphesiz ki isittiremezsin; donup giden sagirlara da cagriyi duyuramazsin.
Celal Yıldırım : Şüphesiz ki sen ölülere işittiremezsin ; arkalarını dönüp gidecekleri vakit sağırlara da (Hakk'ın davetini) duyuramazsın.
Diyanet İşleri : Şüphesiz sen ölülere duyuramazsın. Arkalarına dönüp kaçarlarken sağırlara da çağrıyı duyuramazsın.
Diyanet İşleri (eski) : Sen, ölülere şüphesiz ki işittiremezsin; dönüp giden sağırlara da çağrıyı duyuramazsın.
Diyanet Vakfi : Bil ki sen ölülere işittiremezsin, arkalarını dönüp giderlerken sağırlara da dâveti duyuramazsın.
Edip Yüksel : Sen ölülere duyuramazsın, aynı şekilde arkalarını dönen sağırlara da çağrıyı duyuramazsın.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Bil ki sen, ölülere işittiremezsin, arkasını dönüp kaçmakta olan sağırlara da daveti duyuramazsın.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Şüphesiz sen, ölülere duyuramazsın; arkalarını dönüp kaçarlarken sağırlara da çağrıyı işittiremezsin.
Elmalılı Hamdi Yazır : Şübhesiz sen ölülere işittiremezsin, arkalarına dönmüş kaçarlarken sağırlara da da'veti işittiremezsin
Fizilal-il Kuran : Sen ölülere söz işittiremezsin. Arkalarını dönüp yanından kaçan sağırlara da çağrını duyuramazsın.
Gültekin Onan : Çünkü gerçekten sen, ölülere (söz) dinletemezsin ve arkasını dönüp kaçan sağırlara da çağrıyı işittiremezsin.
Hakkı Yılmaz : Şüphesiz ki sen, ölülere dinletemezsin ve arkasını dönüp kaçtıkları zaman sağırlara da çağrıyı işittiremezsin.
Hasan Basri Çantay : Zîrâ şübhesiz ki sen ölülere duyuramazsın. Arkalarını dönmüş kaçarlarken sağırlara da da'veti (ni) işitdiremezsin.
Hayrat Neşriyat : Elbette sen ölülere işittiremezsin; arkalarını dönen kimseler olarak kaçtıklarında, o sağırlara da (hakka olan) da'veti(ni) işittiremezsin!
İbni Kesir : Elbette sen; ölülere işittiremezsin, dönüp giden sağırlara da çağrıyı duyuramazsın.
İskender Evrenosoğlu : Muhakkak ki sen, ölülere işittiremezsin ve arkasını dönüp kaçan sağırlara da (Allah'ın) davetini işittiremezsin.
Muhammed Esed : Gerçek şu ki, sen ölülere de işittiremezsin, sırt çevirip uzaklaşan sağırlara da işittiremezsin bu çağrıyı;
Ömer Nasuhi Bilmen : Şüphe yok ki, sen ölülere duyuramazsın ve arkalarına dönüp kaçan sağırlara da dâvetini işittiremezsin.
Ömer Öngüt : Şüphesiz ki sen ölülere söz duyuramazsın. Hakikata arkalarını dönmüş kaçarlarken sağırlara da dâvetini işittiremezsin.
Şaban Piriş : Sen, ölülere duyuramazsın, arkasını dönüp gidenlere de çağrıyı işittiremezsin.
Suat Yıldırım : Şunu bil ki sen, ne ölülere sesini duyurabilirsin, ne de arkasına dönüp uzaklaşan sağırlara bu dâveti işittirebilirsin.
Süleyman Ateş : Sen ölülere duyuramazsın, arkalarını dönmüş kaçmakta olan sağırlara da çağrıyı işittiremezsin.
Tefhim-ul Kuran : Çünkü gerçekten sen, ölülere (söz) dinletemezsin ve arkasını dönüp kaçmakta olan sağırlara da çağrıyı işittiremezsin.
Ümit Şimşek : Sen ölülere söz dinletemezsin; arkasını dönüp giden sağırlara da çağrını duyuramazsın.
Yaşar Nuri Öztürk : Sen, ölülere işittiremezsin. Eğer dönüp giderlerse, sağırlara da çağrıyı duyuramazsın.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}