» 54 / Kamer  34:

Kuran Sırası: 54
İniş Sırası: 37
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55

 » 54 / Kamer  Suresi: 34
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. إِنَّا (ÎNE) = innā : elbette biz
2. أَرْسَلْنَا (ÊRSLNE) = erselnā : gönderdik
3. عَلَيْهِمْ (ALYHM) = ǎleyhim : üstlerine
4. حَاصِبًا (ḪEṦBE) = HāSiben : bir fırtına
5. إِلَّا (ÎLE) = illā : dışında
6. الَ ( ËL) = āle : ailesi
7. لُوطٍ (LVŦ) = lūTin : Lut
8. نَجَّيْنَاهُمْ (NCYNEHM) = necceynāhum : onları kurtardık
9. بِسَحَرٍ (BSḪR) = biseHarin : seher vakti
elbette biz | gönderdik | üstlerine | bir fırtına | dışında | ailesi | Lut | onları kurtardık | seher vakti |

[] [RSL] [] [ḪṦB] [] [EVL] [] [NCV] [SḪR]
ÎNE ÊRSLNE ALYHM ḪEṦBE ÎLE ËL LVŦ NCYNEHM BSḪR

innā erselnā ǎleyhim HāSiben illā āle lūTin necceynāhum biseHarin
إنا أرسلنا عليهم حاصبا إلا آل لوط نجيناهم بسحر

 » 54 / Kamer  Suresi: 34
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
إنا | ÎNE innā elbette biz Indeed, We
أرسلنا ر س ل | RSL ÊRSLNE erselnā gönderdik [We] sent
عليهم | ALYHM ǎleyhim üstlerine upon them
حاصبا ح ص ب | ḪṦB ḪEṦBE HāSiben bir fırtına a storm of stones,
إلا | ÎLE illā dışında except
آل ا و ل | EVL ËL āle ailesi (the) family
لوط | LVŦ lūTin Lut (of) Lut,
نجيناهم ن ج و | NCV NCYNEHM necceynāhum onları kurtardık We saved them
بسحر س ح ر | SḪR BSḪR biseHarin seher vakti by dawn

54:34 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

elbette biz | gönderdik | üstlerine | bir fırtına | dışında | ailesi | Lut | onları kurtardık | seher vakti |

[] [RSL] [] [ḪṦB] [] [EVL] [] [NCV] [SḪR]
ÎNE ÊRSLNE ALYHM ḪEṦBE ÎLE ËL LVŦ NCYNEHM BSḪR

innā erselnā ǎleyhim HāSiben illā āle lūTin necceynāhum biseHarin
إنا أرسلنا عليهم حاصبا إلا آل لوط نجيناهم بسحر

[] [ر س ل] [] [ح ص ب] [] [ا و ل] [] [ن ج و] [س ح ر]

 » 54 / Kamer  Suresi: 34
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
إنا | ÎNE innā elbette biz Indeed, We
,Nun,Elif,
,50,1,
ACC – accusative particle
PRON – 1st person plural object pronoun
حرف نصب و«نا» ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
أرسلنا ر س ل | RSL ÊRSLNE erselnā gönderdik [We] sent
,Re,Sin,Lam,Nun,Elif,
,200,60,30,50,1,
V – 1st person plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل
عليهم | ALYHM ǎleyhim üstlerine upon them
Ayn,Lam,Ye,He,Mim,
70,30,10,5,40,
P – preposition
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
جار ومجرور
حاصبا ح ص ب | ḪṦB ḪEṦBE HāSiben bir fırtına a storm of stones,
Ha,Elif,Sad,Be,Elif,
8,1,90,2,1,
N – accusative masculine indefinite active participle
اسم منصوب
إلا | ÎLE illā dışında except
,Lam,Elif,
,30,1,
RES – restriction particle
أداة حصر
آل ا و ل | EVL ËL āle ailesi (the) family
,Lam,
,30,
N – accusative masculine noun
اسم منصوب
لوط | LVŦ lūTin Lut (of) Lut,
Lam,Vav,Tı,
30,6,9,
"PN – genitive proper noun → Lut"
اسم علم مجرور
نجيناهم ن ج و | NCV NCYNEHM necceynāhum onları kurtardık We saved them
Nun,Cim,Ye,Nun,Elif,He,Mim,
50,3,10,50,1,5,40,
V – 1st person plural (form II) perfect verb
PRON – subject pronoun
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
بسحر س ح ر | SḪR BSḪR biseHarin seher vakti by dawn
Be,Sin,Ha,Re,
2,60,8,200,
"P – prefixed preposition bi
N – genitive masculine indefinite noun → Dawn"
جار ومجرور
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |إِنَّا: elbette biz | أَرْسَلْنَا: gönderdik | عَلَيْهِمْ: üstlerine | حَاصِبًا: bir fırtına | إِلَّا: dışında | الَ: ailesi | لُوطٍ: Lut | نَجَّيْنَاهُمْ: onları kurtardık | بِسَحَرٍ: seher vakti |
Kırık Meal (Harekesiz) : |إنا ÎNE elbette biz | أرسلنا ÊRSLNE gönderdik | عليهم ALYHM üstlerine | حاصبا ḪEṦBE bir fırtına | إلا ÎLE dışında | آل ËL ailesi | لوط LWŦ Lut | نجيناهم NCYNEHM onları kurtardık | بسحر BSḪR seher vakti |
Kırık Meal (Okunuş) : |innā: elbette biz | erselnā: gönderdik | ǎleyhim: üstlerine | HāSiben: bir fırtına | illā: dışında | āle: ailesi | lūTin: Lut | necceynāhum: onları kurtardık | biseHarin: seher vakti |
Kırık Meal (Transcript) : |ÎNE: elbette biz | ÊRSLNE: gönderdik | ALYHM: üstlerine | ḪEṦBE: bir fırtına | ÎLE: dışında | ËL: ailesi | LVŦ: Lut | NCYNEHM: onları kurtardık | BSḪR: seher vakti |
Abdulbaki Gölpınarlı : Gerçekten de, Lût'un âilesi müstesnâ, onlara taş yağdıran bir yel gönderdik, Lût'un âilesini de bir seher çağı kurtardık.
Adem Uğur : Biz de üstlerine taş (yağdıran bir fırtına) gönderdik. Ancak Lût ailesini seher vakti kurtardık.
Ahmed Hulusi : Muhakkak ki biz onlara taşlar fırlatan kasırga irsâl ettik. . . Lût'un ailesi müstesna. . . Onları seherde kurtardık.
Ahmet Tekin : Onların üzerlerinde de, görevli, taş yağdıran bir fırtına koparttık. Ancak Lût ailesini seher vakti kurtardık.
Ahmet Varol : Biz onların üzerlerine taş yağdıran bir fırtına gönderdik. Sadece Lut ailesi hariç. Onları bir seher vakti kurtardık.
Ali Bulaç : Biz de onların üzerine taş yağdıran bir kasırga gönderdik. Yalnız Lut ailesini (bu azabtan ayrı tuttuk;) onları seher vakti kurtardık;
Ali Fikri Yavuz : Biz, onlara, taş yağdıran bir rüzgâr gönderdik; yalnız Lût (peygamberin) ailesini bir seher vakti kurtardık.
Bekir Sadak : (34-35) Biz de uzerlerine tas yagdiran bir ruzgar gonderdik. Ancak, Lut'un taraftarlarini, katimizdan bir nimet olarak seher vakti kurtardik. sukredene iste boyle mukafat veririz.
Celal Yıldırım : (34-35) Bunun için biz, üzerlerine taş (yağmuru yağdıran bir kasırga) gönderdik; ancak Lût ailesini katımızdan bir nîmet olarak seher vakti kurtardık. İşte şükredeni biz böyle mükâfatlandırırız.
Diyanet İşleri : (34-35) Şüphesiz biz de üzerlerine taşlar savuran bir rüzgâr gönderdik. Yalnız Lût’un ailesi başka. Katımızdan bir nimet olarak bir seher vakti onları kurtardık. Şükredenleri işte böyle mükâfatlandırırız.
Diyanet İşleri (eski) : (34-35) Biz de üzerlerine taş yağdıran bir rüzgar gönderdik. Ancak, Lut'un taraftarlarını, katımızdan bir nimet olarak seher vakti kurtardık. Şükredene işte böyle mükafat veririz.
Diyanet Vakfi : (34-35) Biz de üstlerine taş (yağdıran bir fırtına) gönderdik. Ancak Lût ailesi müstesna, katımızdan bir nimet olarak onları seher vaktinde kurtardık. Biz şükredeni işte böyle mükâfatlandırırız.
Edip Yüksel : Üzerlerine taş yağdıran bir fırtına gönderdik, yalnız Lut'un ailesini seher vakti kurtardık.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Biz de onların üzerlerine (taşlar savuran) bir fırtına gönderdik. Yalnız Lût ailesini seher vakti kurtardık,
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Biz de üzerlerine taşlar yağdıran (kasırga) gönderdik. Yalnız Lut ailesini bir seher vakti kurtardık,
Elmalılı Hamdi Yazır : Biz gönderdik üzerlerine taşlar yağdıran, yalnız Lûtun ailesini necata çıkardık bir seher.
Fizilal-il Kuran : Biz de üzerlerine taşları savuran bir kasırga gönderdik. Yalnız Lut'un taraftarları hariç. Onları sabahleyin erkenden kurtardık.
Gültekin Onan : Biz de onların üzerine taş yağdıran bir kasırga gönderdik. Yalnız Lut ailesini (bu azabtan ayrı tuttuk), onları seher vakti kurtardık;
Hakkı Yılmaz : (34,35) "Biz onların üzerine ufak taş yağdıran bir fırtına gönderdik. Lût'un ailesi bundan ayrı tutuldu. Onları katımızdan bir nimet olarak seher vaktinde kurtardık; Biz kendisine verilen nimetlerin karşılığını ödeyen kimseyi böyle mükâfâtlandırırız. "
Hasan Basri Çantay : Biz onlara taş (yağdıran bir fırtına) gönderdik (helak etdik). Lûtun ailesi müstesna. Onları bir sehar vakti kurtardık.
Hayrat Neşriyat : (34-35) Şübhesiz ki biz, onların üzerine (taş yağdıran) bir kasırga gönderdik; ancak Lût âilesi müstesnâ. Tarafımızdan bir ni'met olarak onları (karısı hâriç) bir seher vaktinde kurtardık. İşte şükreden(ler)i böyle mükâfâtlandırırız!
İbni Kesir : Biz de üzerlerine taş yağdıran bir rüzgar yolladık. Ancak Lut'un ailesi müstesna. Onları seher vakti kurtardık.
İskender Evrenosoğlu : Muhakkak ki Biz, onların üzerine helâk edici bir kasırga gönderdik. Seher vaktinde Lut (A.S)'ın ailesi hariç, onları kurtardık.
Muhammed Esed : Onların üzerine de öldürücü bir kasırga saldık ve şafak vakti yalnız Lut'un ailesini kurtardık,
Ömer Nasuhi Bilmen : (33-34) Lût kavmi korkutucuları tekzîp etti. Şüphe yok ki, Biz onların üzerlerine bir şiddetli rüzgar gönderdik. Lût'un âl'i müstesna; onları bir seher vakti kurtardık.
Ömer Öngüt : Biz de üzerlerine taş yağdıran bir rüzgâr gönderdik. Yalnız Lut âilesini seher vaktinde kurtardık.
Şaban Piriş : Biz de üzerlerine taş yağdıran fırtına gönderdik. Ancak Lût’un ailesini, seher vakti kurtarmıştık.
Suat Yıldırım : (34-35) Biz de Lût’un ailesi dışında, hepsinin üzerine taş savuran bir fırtına gönderdik. Onları ise, tarafımızdan bir nimet olarak seher vakti kurtardık. İşte şükredenleri Biz böyle ödüllendiririz.
Süleyman Ateş : Biz de üstlerine (taşlar savuran) bir fırtına gönderdik, yalnız Lût âilesini seher vakti kurtardık;
Tefhim-ul Kuran : Biz de onların üzerine taş yağdıran bir kasırga gönderdik. Yalnız Lût ailesini (bu azabtan ayrı tuttuk;) onları seher vakti kurtardık;
Ümit Şimşek : Biz de onların üstüne taş yağdırdık. Ancak Lût'un ailesi müstesna-onları seher vakti kurtardık.
Yaşar Nuri Öztürk : Biz de üzerlerine çakıl taşları fırlatan bir rüzgâr gönderdik. Sadece Lût'un ailesini, seher vakti kurtarmıştık,


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}