» 54 / Kamer  29:

Kuran Sırası: 54
İniş Sırası: 37
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55

 » 54 / Kamer  Suresi: 29
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. فَنَادَوْا (FNED̃VE) = fenādev : çağırdılar
2. صَاحِبَهُمْ (ṦEḪBHM) = SāHibehum : bir arkadaşlarını
3. فَتَعَاطَىٰ (FTAEŦ) = fe teǎāTā : o da bıçağı çekti
4. فَعَقَرَ (FAGR) = fe ǎḳara : (deveyi) kesti
çağırdılar | bir arkadaşlarını | o da bıçağı çekti | (deveyi) kesti |

[ND̃V] [ṦḪB] [AŦV] [AGR]
FNED̃VE ṦEḪBHM FTAEŦ FAGR

fenādev SāHibehum fe teǎāTā fe ǎḳara
فنادوا صاحبهم فتعاطى فعقر

 » 54 / Kamer  Suresi: 29
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
فنادوا ن د و | ND̃V FNED̃VE fenādev çağırdılar But they called
صاحبهم ص ح ب | ṦḪB ṦEḪBHM SāHibehum bir arkadaşlarını their companion
فتعاطى ع ط و | AŦV FTAEŦ fe teǎāTā o da bıçağı çekti and he took
فعقر ع ق ر | AGR FAGR fe ǎḳara (deveyi) kesti and hamstrung.

54:29 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

çağırdılar | bir arkadaşlarını | o da bıçağı çekti | (deveyi) kesti |

[ND̃V] [ṦḪB] [AŦV] [AGR]
FNED̃VE ṦEḪBHM FTAEŦ FAGR

fenādev SāHibehum fe teǎāTā fe ǎḳara
فنادوا صاحبهم فتعاطى فعقر

[ن د و] [ص ح ب] [ع ط و] [ع ق ر]

 » 54 / Kamer  Suresi: 29
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
فنادوا ن د و | ND̃V FNED̃VE fenādev çağırdılar But they called
Fe,Nun,Elif,Dal,Vav,Elif,
80,50,1,4,6,1,
REM – prefixed resumption particle
V – 3rd person masculine plural (form III) perfect verb
PRON – subject pronoun
الفاء استئنافية
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
صاحبهم ص ح ب | ṦḪB ṦEḪBHM SāHibehum bir arkadaşlarını their companion
Sad,Elif,Ha,Be,He,Mim,
90,1,8,2,5,40,
N – accusative noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم منصوب و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
فتعاطى ع ط و | AŦV FTAEŦ fe teǎāTā o da bıçağı çekti and he took
Fe,Te,Ayn,Elif,Tı,,
80,400,70,1,9,,
CONJ – prefixed conjunction fa (and)
V – 3rd person masculine singular perfect verb
الفاء عاطفة
فعل ماض
فعقر ع ق ر | AGR FAGR fe ǎḳara (deveyi) kesti and hamstrung.
Fe,Ayn,Gaf,Re,
80,70,100,200,
CONJ – prefixed conjunction fa (and)
V – 3rd person masculine singular perfect verb
الفاء عاطفة
فعل ماض
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |فَنَادَوْا: çağırdılar | صَاحِبَهُمْ: bir arkadaşlarını | فَتَعَاطَىٰ: o da bıçağı çekti | فَعَقَرَ: (deveyi) kesti |
Kırık Meal (Harekesiz) : |فنادوا FNED̃WE çağırdılar | صاحبهم ṦEḪBHM bir arkadaşlarını | فتعاطى FTAEŦ o da bıçağı çekti | فعقر FAGR (deveyi) kesti |
Kırık Meal (Okunuş) : |fenādev: çağırdılar | SāHibehum: bir arkadaşlarını | fe teǎāTā: o da bıçağı çekti | fe ǎḳara: (deveyi) kesti |
Kırık Meal (Transcript) : |FNED̃VE: çağırdılar | ṦEḪBHM: bir arkadaşlarını | FTAEŦ: o da bıçağı çekti | FAGR: (deveyi) kesti |
Abdulbaki Gölpınarlı : Derken arkadaşlarına seslendiler, derken kılıcını çekti de devenin ayaklarını kesti, öldürdü.
Adem Uğur : Arkadaşlarını çağırdılar, o da (bundan cür'et alarak) kılıcını kaptı ve deveyi kesti.
Ahmed Hulusi : Arkadaşlarına seslenip çağırdılar. Onlar da payını aldı, deveyi de vahşi şekilde boğazladılar!
Ahmet Tekin : Derken arkadaşlarını çağırdılar, o da bıçağını kapıp 'hayvanı ayağından biçip yere devirdi.'
Ahmet Varol : Onlar arkadaşlarını çağırdılar; o da bıçağını çekip deveyi kesti.
Ali Bulaç : Arkadaşlarını çağırdılar, o da hançerini kapıp deveyi boğazladı.
Ali Fikri Yavuz : (Salih Peygamberin kavmi bir müddet nöbetleşe bu emre uyduktan sonra), nihayet (Kudar İbni Salif adındaki) arkadaşlarını çağırdılar. O da kılıca sarılarak deveyi kesti.
Bekir Sadak : Ama bir arkadaslarini cagirdilar, o da kilicini alarak deveyi kesti.
Celal Yıldırım : Bu uyarıya rağmen (bir azgın gözü dönmüşe) arkadaşları seslendiler ; o da silahını kullanarak deveyi düşürüp kesti!
Diyanet İşleri : Derken, (kavmin en azgını olan) arkadaşlarını çağırdılar. O da işe koyuldu ve deveyi kesti.
Diyanet İşleri (eski) : Ama bir arkadaşlarını çağırdılar, o da kılıcını alarak deveyi kesti.
Diyanet Vakfi : Arkadaşlarını çağırdılar, o da (bundan cür'et alarak) kılıcını kaptı ve deveyi kesti.
Edip Yüksel : Bir arkadaşlarını çağırdılar, o da çekip (deveyi) kesti.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Bunun üzerine arkadaşlarına bağırdılar. O da (bıçağı) çekerek (deveyi) kesti.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Bunun üzerine arkadaşlarına bağırdılar, o da silaha sarıldı ve ayaklarını çırptı (biçti).
Elmalılı Hamdi Yazır : Bunun üzerine sahiblerine bağırdılar o da silâha sarıldı da ayaklarını çırptı
Fizilal-il Kuran : Ama onlar bir arkadaşlarını çağırdılar. O da kılıcını çekerek hayvanı cansız yere serdi.
Gültekin Onan : Derken arkadaşlarını çağırdılar, o da bıçağını kapıp 'hayvanı ayağından biçip yere devirdi'.
Hakkı Yılmaz : Bunun üzerine arkadaşlarına/ idarecilerine seslendiler. O da alacağını alıp sosyal kurumları ayakta tutan gelir kaynaklarını kurutarak sistemi çökertiverdi.
Hasan Basri Çantay : Binnetîce, arkadaşlarını çağırdılar. O da (kılıca) sarılarak (deveyi) kesdi.
Hayrat Neşriyat : Sonunda (buna dayanamayıp, deveyi öldürmeye karar verdiler ve) arkadaşlarını çağırdılar; bunun üzerine (o da, kılıcına) cür’etle sarıldı da (deveyi) kesti.
İbni Kesir : Arkadaşlarını çağırdılar, o da sarılarak onu kesti.
İskender Evrenosoğlu : Bir süre sonra arkadaşlarını çağırdılar (deveyi öldürmesini istediler). Bunun üzerine o, ileri atıldı sonra da (onu) kesti.
Muhammed Esed : Ama onlar (en yakın) adamlarını çağırdılar; o (gelir gelmez kötü bir işe) kalkıştı ve (hayvanı) vahşice boğazladı.
Ömer Nasuhi Bilmen : (28-29) Ve onlara haber ver ki, «Muhakkak su, onların aralarında taksimlidir. Her bir içiş için (nöbetinde sahibi) hazır bulunmuş olacaktır.» Artık arkadaşlarını çağırdılar. O da alacağını aldı da (deveyi) sihirleyip öldürdü.
Ömer Öngüt : Bir arkadaşlarını çağırdılar. O da cüret edip bıçağını çekerek deveyi kesti.
Şaban Piriş : Arkadaşlarını çağırdılar, o da elini uzatıp deveyi vahşice boğazladı.
Suat Yıldırım : Onlar en yakın arkadaşlarını çağırdılar, o da bıçağı çıkarıp deveyi kesti.
Süleyman Ateş : Bir arkadaşlarını çağırdılar, o da bıçağı çekip (deveyi) kesti.
Tefhim-ul Kuran : Derken arkadaşlarını çağırdılar, o da bıçağını kapıp 'hayvanı ayağından biçip yere devirdi.'
Ümit Şimşek : Onlar arkadaşlarını çağırdılar; o da bıçağını çekip deveyi kesti.
Yaşar Nuri Öztürk : Arkadaşlarını çağırdılar, o da hançerini kapıp deveyi boğazladı.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}