» 29 / Ankebût  56:

Kuran Sırası: 29
İniş Sırası: 85
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69

 » 29 / Ankebût  Suresi: 56
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. يَا (YE) = yā : EY/HEY/AH
2. عِبَادِيَ (ABED̃Y) = ǐbādiye : kullarım
3. الَّذِينَ (ELZ̃YN) = elleƶīne :
4. امَنُوا ( ËMNVE) = āmenū : inanan
5. إِنَّ (ÎN) = inne : şüphesiz
6. أَرْضِي (ÊRŽY) = erDī : benim arzım
7. وَاسِعَةٌ (VESAT) = vāsiǎtun : geniştir
8. فَإِيَّايَ (FÎYEY) = feiyyāye : o halde bana
9. فَاعْبُدُونِ (FEABD̃VN) = feǎ'budūni : kulluk edin
EY/HEY/AH | kullarım | | inanan | şüphesiz | benim arzım | geniştir | o halde bana | kulluk edin |

[Y] [ABD̃] [] [EMN] [] [ERŽ] [VSA] [] [ABD̃]
YE ABED̃Y ELZ̃YN ËMNVE ÎN ÊRŽY VESAT FÎYEY FEABD̃VN

ǐbādiye elleƶīne āmenū inne erDī vāsiǎtun feiyyāye feǎ'budūni
يا عبادي الذين آمنوا إن أرضي واسعة فإياي فاعبدون

 » 29 / Ankebût  Suresi: 56
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
يا ي | Y YE EY/HEY/AH """O!"
عبادي ع ب د | ABD̃ ABED̃Y ǐbādiye kullarım My servants
الذين | ELZ̃YN elleƶīne who
آمنوا ا م ن | EMN ËMNVE āmenū inanan believe!
إن | ÎN inne şüphesiz Indeed,
أرضي ا ر ض | ERŽ ÊRŽY erDī benim arzım My earth
واسعة و س ع | VSA VESAT vāsiǎtun geniştir (is) spacious,
فإياي | FÎYEY feiyyāye o halde bana so only
فاعبدون ع ب د | ABD̃ FEABD̃VN feǎ'budūni kulluk edin worship Me.

29:56 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

EY/HEY/AH | kullarım | | inanan | şüphesiz | benim arzım | geniştir | o halde bana | kulluk edin |

[Y] [ABD̃] [] [EMN] [] [ERŽ] [VSA] [] [ABD̃]
YE ABED̃Y ELZ̃YN ËMNVE ÎN ÊRŽY VESAT FÎYEY FEABD̃VN

ǐbādiye elleƶīne āmenū inne erDī vāsiǎtun feiyyāye feǎ'budūni
يا عبادي الذين آمنوا إن أرضي واسعة فإياي فاعبدون

[ي] [ع ب د] [] [ا م ن] [] [ا ر ض] [و س ع] [] [ع ب د]

 » 29 / Ankebût  Suresi: 56
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
يا ي | Y YE EY/HEY/AH """O!"
Ye,Elif,
10,1,

عبادي ع ب د | ABD̃ ABED̃Y ǐbādiye kullarım My servants
Ayn,Be,Elif,Dal,Ye,
70,2,1,4,10,
VOC – prefixed vocative particle ya
N – nominative masculine plural noun
PRON – 1st person singular possessive pronoun
أداة نداء
اسم مرفوع والياء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
الذين | ELZ̃YN elleƶīne who
Elif,Lam,Zel,Ye,Nun,
1,30,700,10,50,
REL – masculine plural relative pronoun
اسم موصول
آمنوا ا م ن | EMN ËMNVE āmenū inanan believe!
,Mim,Nun,Vav,Elif,
,40,50,6,1,
V – 3rd person masculine plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
إن | ÎN inne şüphesiz Indeed,
,Nun,
,50,
ACC – accusative particle
حرف نصب
أرضي ا ر ض | ERŽ ÊRŽY erDī benim arzım My earth
,Re,Dad,Ye,
,200,800,10,
"N – nominative feminine noun → Earth
PRON – 1st person singular possessive pronoun"
اسم مرفوع والياء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
واسعة و س ع | VSA VESAT vāsiǎtun geniştir (is) spacious,
Vav,Elif,Sin,Ayn,Te merbuta,
6,1,60,70,400,
N – nominative feminine indefinite active participle
اسم مرفوع
فإياي | FÎYEY feiyyāye o halde bana so only
Fe,,Ye,Elif,Ye,
80,,10,1,10,
REM – prefixed resumption particle
PRON – 1st person singular personal pronoun
الفاء استئنافية
ضمير منفصل
فاعبدون ع ب د | ABD̃ FEABD̃VN feǎ'budūni kulluk edin worship Me.
Fe,Elif,Ayn,Be,Dal,Vav,Nun,
80,1,70,2,4,6,50,
REM – prefixed resumption particle
V – 2nd person masculine plural imperative verb
PRON – subject pronoun
PRON – 1st person singular object pronoun
الفاء استئنافية
فعل أمر والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل والياء المحذوفة ضمير متصل في محل نصب مفعول به
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |يَا: EY/HEY/AH | عِبَادِيَ: kullarım | الَّذِينَ: | امَنُوا: inanan | إِنَّ: şüphesiz | أَرْضِي: benim arzım | وَاسِعَةٌ: geniştir | فَإِيَّايَ: o halde bana | فَاعْبُدُونِ: kulluk edin |
Kırık Meal (Harekesiz) : |يا YE EY/HEY/AH | عبادي ABED̃Y kullarım | الذين ELZ̃YN | آمنوا ËMNWE inanan | إن ÎN şüphesiz | أرضي ÊRŽY benim arzım | واسعة WESAT geniştir | فإياي FÎYEY o halde bana | فاعبدون FEABD̃WN kulluk edin |
Kırık Meal (Okunuş) : |: EY/HEY/AH | ǐbādiye: kullarım | elleƶīne: | āmenū: inanan | inne: şüphesiz | erDī: benim arzım | vāsiǎtun: geniştir | feiyyāye: o halde bana | feǎ'budūni: kulluk edin |
Kırık Meal (Transcript) : |YE: EY/HEY/AH | ABED̃Y: kullarım | ELZ̃YN: | ËMNVE: inanan | ÎN: şüphesiz | ÊRŽY: benim arzım | VESAT: geniştir | FÎYEY: o halde bana | FEABD̃VN: kulluk edin |
Abdulbaki Gölpınarlı : Ey inanan kullarım, şüphe yok ki benim yeryüzüm geniştir, artık siz de yalnız bana kulluk edin.
Adem Uğur : Ey iman eden kullarım! Şüphesiz, benim arzım geniştir. O halde (nerede güven içinde olacaksanız orada) yalnız bana kulluk edin.
Ahmed Hulusi : Ey iman eden kullarım! Muhakkak ki Benim Arz'ım geniştir! (Beyin kapasitesi geniştir! Burada şunu fark etmek gerekir. Gerek beden ve gerekse beyin madde ve toprak asıllı yapısı ve katmanı itibarıyla "arz" kelimesiyle işaretlenirken; beyin faaliyetinin, nöronik hareketlerinin daha da deriniyle data açığa çıkışının anlatımı da "semâ" kelimesiyle tanımlanmıştır. "Semâlar" denilmesinin sebebi ise açığa çıkan data, bilgi - ilim kapsamı mertebeleridir kanaatimizce. Dolayısıyladır ki burada "arzım geniştir" işaretiyle beyin kapasitesinin olabildiğince yüksek düzeyde kullanılarak ilim elde edilmesi önerilmektedir. Zira ana konu toprakta yok olacak kapasiteler, nesneler değil ölümsüz yaşam itibarıyla gerekli kazanımlardır. ) Yalnız bana kulluk edin!
Ahmet Tekin : Ey iman eden, beni ilâh tanıyan, candan müslümanlar olarak benim şeriatıma bağlanan, bana boyun eğen, saygılı kullarım. Şüphesiz benim arzım, benim ülkem, bana ait olan yeryüzü geniştir. Hicret ederek güç ve gönül birliği yapıp, hürriyetlerinize ve devletinize sahip çıkın. Baskılara boyun eğmeyin, yalnız bana kulluk ve ibadet edin, yalnızca benim şeriatına bağlanın, bana boyun eğin.
Ahmet Varol : Ey iman eden kullarım! Şüphesiz benim arzım geniştir. Artık yalnız bana kulluk edin.
Ali Bulaç : Ey iman eden kullarım, şüphesiz benim arzım geniştir; artık yalnızca bana ibadet edin.
Ali Fikri Yavuz : Ey iman eden kullarım! (Eğer bir memlekette dininizi açığa vurup gereği üzere yürüyemiyor, ibadet edemiyorsanız, dininizin ahkâmını tatbik edebileceğiniz daha uygun bir memlekete hicret edin). Muhakkak ki benim arzım geniştir. O halde yalnız ve ancak bana ibadet edin.
Bekir Sadak : Ey inanmis kullarim! Benim yarattigim yeryuzu genistir. O halde guven icinde olacaginiz yere gidip yalniz Bana kulluk ediniz.
Celal Yıldırım : Ey imân eden kullarım! Elbette benim (size hazırladığım) yeryüzü geniştir ve ancak bana ibâdet edin.
Diyanet İşleri : Ey iman eden kullarım! Şüphesiz ki benim arzım (yeryüzü) geniştir. O hâlde, ancak bana kulluk edin.
Diyanet İşleri (eski) : Ey inanmış kullarım! Benim yarattığım yeryüzü geniştir. O halde güven içinde olacağınız yere gidip yalnız Bana kulluk ediniz.
Diyanet Vakfi : Ey iman eden kullarım! Şüphesiz, benim arzım geniştir. O halde (nerede güven içinde olacaksanız orada) yalnız bana kulluk edin.
Edip Yüksel : Ey inanan kullarım, toprağım geniştir, sadece bana kulluk edin.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Ey iman eden kullarım! Şüphesiz benim yarattığım yeryüzü geniştir. O halde yalnız bana kulluk edin.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Ey Benim iman eden kullarım! Haberiniz olsun ki, Benim arzım geniştir, o halde Bana ibadet edin o halde Bana!
Elmalılı Hamdi Yazır : Ey benim iyman eden kullarım! Haberiniz olsun benim Arzım geniştir, o halde bana ıbadet edin o halde bana
Fizilal-il Kuran : Ey mü'min kullarım, benim yarattığım bu yeryüzü geniştir. O halde gerektiğinde yurt değiştirmeyi göze alarak sırf bana kulluk ediniz.
Gültekin Onan : Ey inanan kullarım, kuşkusuz benim yeryüzüm geniştir; artık yalnızca bana kulluk edin.
Hakkı Yılmaz : Ey iman etmiş kullarım! Şüphesiz Benim yeryüzüm geniştir. O hâlde yalnız Bana kulluk edin.
Hasan Basri Çantay : Ey îman eden kullarım, şübhesiz ki benim arzım genişdir. O halde ancak bana ibâdet edin.
Hayrat Neşriyat : Ey îmân eden kullarım! Şübhesiz ki benim arzım geniştir; öyle ise ancak bana kulluk edin!
İbni Kesir : Ey iman etmiş olan kullarım; şüphesiz ki Benim yerim geniştir. O halde yalnız Bana ibadet edin.
İskender Evrenosoğlu : Ey âmenû olan (Bana ulaşmayı dileyen) kullarım, muhakkak ki Benim arzım geniştir. Öyleyse yalnız Bana kul olun!
Muhammed Esed : Ey imana ermiş olan kullarım! Benim arzım alabildiğine geniştir; o halde Bana, yalnız Bana kulluk edin!
Ömer Nasuhi Bilmen : Ey imân eden kullarım! Şüphe yok ki, Benim arzım geniştir. Binaenaleyh Bana ibadet ediniz.
Ömer Öngüt : Ey iman eden kullarım! Benim arzım geniştir. O halde (nerede güven içinde olacaksanız oraya gidip) yalnız bana kulluk edin.
Şaban Piriş : -Ey iman eden kullarım! Benim arzım geniştir. Öyleyse yalnız bana kulluk edin.
Suat Yıldırım : Ey iman eden kullarım! Benim sizi yerleştirdiğim dünyam geniştir.(Bir yerde dininizi uygulayamazsanız başka yere hicret edebilirsiniz.) Onun için yalnız Bana ibadet ediniz.
Süleyman Ateş : Ey inanan kullarım, benim arzım geniştir, bana kulluk edin.
Tefhim-ul Kuran : Ey iman etmekte olan kullarım, hiç şüphesiz benim arzım geniştir; artık yalnızca bana ibadet edin.
Ümit Şimşek : Ey iman eden kullarım! Benim arzım geniştir; ancak Bana kulluk edin.
Yaşar Nuri Öztürk : Ey benim iman eden kullarım! Hiç kuşkusuz, benim yerkürem geniştir. O halde, yalnız bana kuluk/ibadet edin.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}