» 29 / Ankebût  3:

Kuran Sırası: 29
İniş Sırası: 85
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69

 » 29 / Ankebût  Suresi: 3
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَلَقَدْ (VLGD̃) = veleḳad : ve andolsun
2. فَتَنَّا (FTNE) = fetennā : biz sınadık
3. الَّذِينَ (ELZ̃YN) = elleƶīne : kimseleri
4. مِنْ (MN) = min : -den
5. قَبْلِهِمْ (GBLHM) = ḳablihim : onlardan öncekiler-
6. فَلَيَعْلَمَنَّ (FLYALMN) = fe leyeǎ'lemenne : elbette bilecektir
7. اللَّهُ (ELLH) = llahu : Allah
8. الَّذِينَ (ELZ̃YN) = elleƶīne : kimseleri
9. صَدَقُوا (ṦD̃GVE) = Sadeḳū : doğruları
10. وَلَيَعْلَمَنَّ (VLYALMN) = veleyeǎ'lemenne : ve bilecektir
11. الْكَاذِبِينَ (ELKEZ̃BYN) = l-kāƶibīne : yalancıları
ve andolsun | biz sınadık | kimseleri | -den | onlardan öncekiler- | elbette bilecektir | Allah | kimseleri | doğruları | ve bilecektir | yalancıları |

[] [FTN] [] [] [GBL] [ALM] [] [] [ṦD̃G] [ALM] [KZ̃B]
VLGD̃ FTNE ELZ̃YN MN GBLHM FLYALMN ELLH ELZ̃YN ṦD̃GVE VLYALMN ELKEZ̃BYN

veleḳad fetennā elleƶīne min ḳablihim fe leyeǎ'lemenne llahu elleƶīne Sadeḳū veleyeǎ'lemenne l-kāƶibīne
ولقد فتنا الذين من قبلهم فليعلمن الله الذين صدقوا وليعلمن الكاذبين

 » 29 / Ankebût  Suresi: 3
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ولقد | VLGD̃ veleḳad ve andolsun And indeed,
فتنا ف ت ن | FTN FTNE fetennā biz sınadık We tested
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimseleri those who
من | MN min -den (were) before them.
قبلهم ق ب ل | GBL GBLHM ḳablihim onlardan öncekiler- (were) before them.
فليعلمن ع ل م | ALM FLYALMN fe leyeǎ'lemenne elbette bilecektir And Allah will surely make evident
الله | ELLH llahu Allah And Allah will surely make evident
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimseleri those who
صدقوا ص د ق | ṦD̃G ṦD̃GVE Sadeḳū doğruları (are) truthful
وليعلمن ع ل م | ALM VLYALMN veleyeǎ'lemenne ve bilecektir and He will surely make evident
الكاذبين ك ذ ب | KZ̃B ELKEZ̃BYN l-kāƶibīne yalancıları the liars.

29:3 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

ve andolsun | biz sınadık | kimseleri | -den | onlardan öncekiler- | elbette bilecektir | Allah | kimseleri | doğruları | ve bilecektir | yalancıları |

[] [FTN] [] [] [GBL] [ALM] [] [] [ṦD̃G] [ALM] [KZ̃B]
VLGD̃ FTNE ELZ̃YN MN GBLHM FLYALMN ELLH ELZ̃YN ṦD̃GVE VLYALMN ELKEZ̃BYN

veleḳad fetennā elleƶīne min ḳablihim fe leyeǎ'lemenne llahu elleƶīne Sadeḳū veleyeǎ'lemenne l-kāƶibīne
ولقد فتنا الذين من قبلهم فليعلمن الله الذين صدقوا وليعلمن الكاذبين

[] [ف ت ن] [] [] [ق ب ل] [ع ل م] [] [] [ص د ق] [ع ل م] [ك ذ ب]

 » 29 / Ankebût  Suresi: 3
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ولقد | VLGD̃ veleḳad ve andolsun And indeed,
Vav,Lam,Gaf,Dal,
6,30,100,4,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
EMPH – emphatic prefix lām
CERT – particle of certainty
الواو عاطفة
اللام لام التوكيد
حرف تحقيق
فتنا ف ت ن | FTN FTNE fetennā biz sınadık We tested
Fe,Te,Nun,Elif,
80,400,50,1,
V – 1st person plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimseleri those who
Elif,Lam,Zel,Ye,Nun,
1,30,700,10,50,
REL – masculine plural relative pronoun
اسم موصول
من | MN min -den (were) before them.
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
قبلهم ق ب ل | GBL GBLHM ḳablihim onlardan öncekiler- (were) before them.
Gaf,Be,Lam,He,Mim,
100,2,30,5,40,
N – genitive noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم مجرور و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
فليعلمن ع ل م | ALM FLYALMN fe leyeǎ'lemenne elbette bilecektir And Allah will surely make evident
Fe,Lam,Ye,Ayn,Lam,Mim,Nun,
80,30,10,70,30,40,50,
CONJ – prefixed conjunction fa (and)
EMPH – emphatic prefix lām
V – 3rd person masculine singular imperfect verb
EMPH – emphatic suffix nūn
الفاء عاطفة
اللام لام التوكيد
فعل مضارع والنون للتوكيد
الله | ELLH llahu Allah And Allah will surely make evident
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – nominative proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مرفوع
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimseleri those who
Elif,Lam,Zel,Ye,Nun,
1,30,700,10,50,
REL – masculine plural relative pronoun
اسم موصول
صدقوا ص د ق | ṦD̃G ṦD̃GVE Sadeḳū doğruları (are) truthful
Sad,Dal,Gaf,Vav,Elif,
90,4,100,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
وليعلمن ع ل م | ALM VLYALMN veleyeǎ'lemenne ve bilecektir and He will surely make evident
Vav,Lam,Ye,Ayn,Lam,Mim,Nun,
6,30,10,70,30,40,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
EMPH – emphatic prefix lām
V – 3rd person masculine singular imperfect verb
EMPH – emphatic suffix nūn
الواو عاطفة
اللام لام التوكيد
فعل مضارع والنون للتوكيد
الكاذبين ك ذ ب | KZ̃B ELKEZ̃BYN l-kāƶibīne yalancıları the liars.
Elif,Lam,Kef,Elif,Zel,Be,Ye,Nun,
1,30,20,1,700,2,10,50,
N – accusative masculine plural active participle
اسم منصوب
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَلَقَدْ: ve andolsun | فَتَنَّا: biz sınadık | الَّذِينَ: kimseleri | مِنْ: -den | قَبْلِهِمْ: onlardan öncekiler- | فَلَيَعْلَمَنَّ: elbette bilecektir | اللَّهُ: Allah | الَّذِينَ: kimseleri | صَدَقُوا: doğruları | وَلَيَعْلَمَنَّ: ve bilecektir | الْكَاذِبِينَ: yalancıları |
Kırık Meal (Harekesiz) : |ولقد WLGD̃ ve andolsun | فتنا FTNE biz sınadık | الذين ELZ̃YN kimseleri | من MN -den | قبلهم GBLHM onlardan öncekiler- | فليعلمن FLYALMN elbette bilecektir | الله ELLH Allah | الذين ELZ̃YN kimseleri | صدقوا ṦD̃GWE doğruları | وليعلمن WLYALMN ve bilecektir | الكاذبين ELKEZ̃BYN yalancıları |
Kırık Meal (Okunuş) : |veleḳad: ve andolsun | fetennā: biz sınadık | elleƶīne: kimseleri | min: -den | ḳablihim: onlardan öncekiler- | fe leyeǎ'lemenne: elbette bilecektir | llahu: Allah | elleƶīne: kimseleri | Sadeḳū: doğruları | veleyeǎ'lemenne: ve bilecektir | l-kāƶibīne: yalancıları |
Kırık Meal (Transcript) : |VLGD̃: ve andolsun | FTNE: biz sınadık | ELZ̃YN: kimseleri | MN: -den | GBLHM: onlardan öncekiler- | FLYALMN: elbette bilecektir | ELLH: Allah | ELZ̃YN: kimseleri | ṦD̃GVE: doğruları | VLYALMN: ve bilecektir | ELKEZ̃BYN: yalancıları |
Abdulbaki Gölpınarlı : Ve andolsun ki biz onlardan öncekileri de sınadık; artık Allah, doğru olanları da mutlaka bilir, yalancıları da mutlaka bilir.
Adem Uğur : Andolsun ki, biz onlardan öncekileri de imtihandan geçirmişizdir. Elbette Allah, doğruları ortaya çıkaracak, yalancıları da mutlaka ortaya koyacaktır.
Ahmed Hulusi : Andolsun ki onlardan öncekileri de sınav objeleriyle denemişizdir. . . Allâh (dışarıdan bir tanrı gibi değil - hakikatleri olarak) elbette (sözlerinde) sadıkları açığa çıkarıp bilecek ve elbette yalancıları da açığa çıkarıp bilecek.
Ahmet Tekin : Andolsun ki, biz onlardan öncekileri de, belâlarla, felâketlerle ağır imtihanlardan geçirdik. Elbette Allah imanlarında samimi olanların kimler olduğunu bilecek; yalancıları da mutlaka ortaya çıkaracaktır.
Ahmet Varol : Andolsun biz onlardan öncekileri de imtihan ettik. Allah elbette doğruları da bilecek ve elbette yalancıları da bilecektir (ortaya çıkaracaktır).
Ali Bulaç : Andolsun, onlardan öncekileri sınadık; Allah, gerçekten doğruları da bilmekte ve gerçekten yalancıları da bilmektedir.
Ali Fikri Yavuz : Doğrusu biz, onlardan evvelkileri de (çeşitli musibetlerle) denedik. Allah, (imtihan sûretiyle imanında) sadık olanları da muhakkak bilecek, yalancı onları da elbette bilecek.
Bekir Sadak : (2-3) And olsun, biz kendilerinden oncekileri de denemisken, insanlar, «Inandik» deyince, denenmeden birakilacaklarini mi sanirlar? Allah elbette dogrulari ortaya koyacak ve elbette yalancilari da ortaya cikaracaktir.
Celal Yıldırım : And olsun ki onlardan öncekilerini de çetin sınavlardan geçirmişizdir. Allah, elbette doğru olanları da bilir, yalancıları da bilir.
Diyanet İşleri : Andolsun, biz onlardan öncekileri de imtihan etmiştik. Allah, doğru söyleyenleri de mutlaka bilir, yalancıları da mutlaka bilir.
Diyanet İşleri (eski) : (2-3) And olsun, biz kendilerinden öncekileri de denemişken, insanlar, 'İnandık' deyince, denenmeden bırakılacaklarını mı sanırlar? Allah elbette doğruları ortaya koyacak ve elbette yalancıları da ortaya çıkaracaktır.
Diyanet Vakfi : Andolsun ki, biz onlardan öncekileri de imtihandan geçirmişizdir. Elbette Allah, doğruları ortaya çıkaracak, yalancıları da mutlaka ortaya koyacaktır.
Edip Yüksel : Kendilerinden öncekileri sınadık. Elbette ALLAH doğrucuları ile yalancıları birbirinden ayıracaktır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Andolsun ki, biz onlardan öncekileri de imtihandan geçirmişizdir. Elbette Allah, doğruları ortaya çıkaracak, yalancıları da mutlaka ortaya koyacaktır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Andolsun ki, Biz onlardan öncekileri ne fitnelerle imtihan ettik. Yine Allah, elbette doğruluk gösterenleri bilecek ve elbette yalancıları da bilecektir.
Elmalılı Hamdi Yazır : Şanım hakkı için biz onlardan evvelkileri ne fıtnelerle imtihan ettik, yine Allah, elbette sadakat edenleri bilecek ve elbette yalancıları bilecek
Fizilal-il Kuran : Biz onlardan önceki kuşakları sınavdan geçirdik. Bu sınav sonucunda Allah, doğru sözlüler ile yalancıları kesinlikle belirleyecektir.
Gültekin Onan : Andolsun, onlardan öncekileri sınadık; Tanrı, gerçekten doğruları da bilmekte ve gerçekten yalancıları da bilmektedir.
Hakkı Yılmaz : (2,3) İnsanlar, denenmeden, “İman ettik” demeleriyle bırakılıverileceklerini mi sandılar? Ve andolsun ki Biz, onlardan öncekileri de saflaştırılmaları için ateşlere/ sıkıntılara sokmuştuk. Artık elbette Allah, doğru kimseleri bildirecektir/ işaretleyip gösterecektir ve elbette yalancıları da kesinlikle bildirecektir/ işaretleyip gösterecektir.
Hasan Basri Çantay : Andolsun, biz onlardan evvelkileri de imtihan etmişizdir. Allah elbette saadık olanları da bilir, elbette yalancı olanları da bilir.
Hayrat Neşriyat : And olsun ki (biz), onlardan öncekileri de imtihân ettik; Allah doğru söyleyenleri de muhakkak bilir, yalancıları da muhakkak bilir.
İbni Kesir : Andolsun ki; Biz, onlardan öncekileri de denedik. Allah; elbette doğruları bilir ve elbette yalancıları da bilir.
İskender Evrenosoğlu : Ve andolsun ki onlardan öncekileri de imtihan ettik. Allah sadıkları da (doğru söyleyenleri de) tekzip edenleri de (yalancıları da) mutlaka bilir.
Muhammed Esed : Evet, andolsun ki, Biz kendilerinden öncekileri de sınadık; o halde (bugün yaşayanlar da sınanacak ve) elbette Allah, doğru davrananları ortaya çıkaracak ve yalancıların da kimler olduğunu gösterecektir.
Ömer Nasuhi Bilmen : Andolsun ki, onlardan evvelkileri de imtihan ettik, elbette ki, sadâkatte bulunanları da ve yalancı olanları da bilir.
Ömer Öngüt : Andolsun ki biz onlardan öncekileri de imtihandan geçirmişizdir. Elbette Allah doğruları ortaya çıkaracak, yalancıları da mutlaka ortaya koyacaktır.
Şaban Piriş : Biz, onlardan öncekilerini de imtihan ettik. Allah, elbette doğruları bilir. Ve elbette yalancıları da bilir.
Suat Yıldırım : Biz elbette kendilerinden önce yaşamış olanları denedik. Allah elbette şimdiki müminleri de imtihan edip iman iddiasında sadık olanlarla, samimiyetsiz olanları elbette bilecektir.
Süleyman Ateş : Andolsun biz, onlardan öncekilerini sınadık. Elbette Allâh (sınayıp) doğruları bilecek, yalancıları bilecektir.
Tefhim-ul Kuran : Andolsun, onlardan öncekileri sınamadan geçirdik, Allah, gerçekten doğruları da bilmekte ve gerçekten yalancıları da bilmektedir.
Ümit Şimşek : Gerçek şu ki, Biz onlardan öncekileri de imtihan ettik. Sözünde doğru olanları ve yalancıları Allah böylece birbirinden ayırt edecektir.
Yaşar Nuri Öztürk : Yemin olsun ki biz, onlardan öncekileri de fitne yoluyla denemişizdir. Allah, özüyle sözü bir olanları elbette bilecektir. Ve O, yalancıları da elbette bilecektir.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}