» 29 / Ankebût  42:

Kuran Sırası: 29
İniş Sırası: 85
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69

 » 29 / Ankebût  Suresi: 42
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. إِنَّ (ÎN) = inne : şüphesiz
2. اللَّهَ (ELLH) = llahe : Allah
3. يَعْلَمُ (YALM) = yeǎ'lemu : bilir
4. مَا (ME) = mā : şeyleri
5. يَدْعُونَ (YD̃AVN) = yed'ǔne : onların yalvardıklarını
6. مِنْ (MN) = min :
7. دُونِهِ (D̃VNH) = dūnihi : kendisinden başka
8. مِنْ (MN) = min : ne gibi
9. شَيْءٍ (ŞYÙ) = şey'in : şeylere
10. وَهُوَ (VHV) = ve huve : O
11. الْعَزِيزُ (ELAZYZ) = l-ǎzīzu : üstündür
12. الْحَكِيمُ (ELḪKYM) = l-Hakīmu : hüküm ve hikmet sahibidir
şüphesiz | Allah | bilir | şeyleri | onların yalvardıklarını | | kendisinden başka | ne gibi | şeylere | O | üstündür | hüküm ve hikmet sahibidir |

[] [] [ALM] [] [D̃AV] [] [D̃VN] [] [ŞYE] [] [AZZ] [ḪKM]
ÎN ELLH YALM ME YD̃AVN MN D̃VNH MN ŞYÙ VHV ELAZYZ ELḪKYM

inne llahe yeǎ'lemu yed'ǔne min dūnihi min şey'in ve huve l-ǎzīzu l-Hakīmu
إن الله يعلم ما يدعون من دونه من شيء وهو العزيز الحكيم

 » 29 / Ankebût  Suresi: 42
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
إن | ÎN inne şüphesiz Indeed,
الله | ELLH llahe Allah Allah
يعلم ع ل م | ALM YALM yeǎ'lemu bilir knows
ما | ME şeyleri what
يدعون د ع و | D̃AV YD̃AVN yed'ǔne onların yalvardıklarını they invoke
من | MN min besides Him
دونه د و ن | D̃VN D̃VNH dūnihi kendisinden başka besides Him
من | MN min ne gibi any
شيء ش ي ا | ŞYE ŞYÙ şey'in şeylere thing.
وهو | VHV ve huve O And He
العزيز ع ز ز | AZZ ELAZYZ l-ǎzīzu üstündür (is) the All-Mighty,
الحكيم ح ك م | ḪKM ELḪKYM l-Hakīmu hüküm ve hikmet sahibidir the All-Wise.

29:42 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

şüphesiz | Allah | bilir | şeyleri | onların yalvardıklarını | | kendisinden başka | ne gibi | şeylere | O | üstündür | hüküm ve hikmet sahibidir |

[] [] [ALM] [] [D̃AV] [] [D̃VN] [] [ŞYE] [] [AZZ] [ḪKM]
ÎN ELLH YALM ME YD̃AVN MN D̃VNH MN ŞYÙ VHV ELAZYZ ELḪKYM

inne llahe yeǎ'lemu yed'ǔne min dūnihi min şey'in ve huve l-ǎzīzu l-Hakīmu
إن الله يعلم ما يدعون من دونه من شيء وهو العزيز الحكيم

[] [] [ع ل م] [] [د ع و] [] [د و ن] [] [ش ي ا] [] [ع ز ز] [ح ك م]

 » 29 / Ankebût  Suresi: 42
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
إن | ÎN inne şüphesiz Indeed,
,Nun,
,50,
ACC – accusative particle
حرف نصب
الله | ELLH llahe Allah Allah
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – accusative proper noun → Allah"
لفظ الجلالة منصوب
يعلم ع ل م | ALM YALM yeǎ'lemu bilir knows
Ye,Ayn,Lam,Mim,
10,70,30,40,
V – 3rd person masculine singular imperfect verb
فعل مضارع
ما | ME şeyleri what
Mim,Elif,
40,1,
REL – relative pronoun
اسم موصول
يدعون د ع و | D̃AV YD̃AVN yed'ǔne onların yalvardıklarını they invoke
Ye,Dal,Ayn,Vav,Nun,
10,4,70,6,50,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
من | MN min besides Him
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
دونه د و ن | D̃VN D̃VNH dūnihi kendisinden başka besides Him
Dal,Vav,Nun,He,
4,6,50,5,
N – genitive noun
PRON – 3rd person masculine singular possessive pronoun
اسم مجرور والهاء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
من | MN min ne gibi any
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
شيء ش ي ا | ŞYE ŞYÙ şey'in şeylere thing.
Şın,Ye,,
300,10,,
N – genitive masculine indefinite noun
اسم مجرور
وهو | VHV ve huve O And He
Vav,He,Vav,
6,5,6,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
PRON – 3rd person masculine singular personal pronoun
الواو عاطفة
ضمير منفصل
العزيز ع ز ز | AZZ ELAZYZ l-ǎzīzu üstündür (is) the All-Mighty,
Elif,Lam,Ayn,Ze,Ye,Ze,
1,30,70,7,10,7,
N – nominative masculine singular noun
اسم مرفوع
الحكيم ح ك م | ḪKM ELḪKYM l-Hakīmu hüküm ve hikmet sahibidir the All-Wise.
Elif,Lam,Ha,Kef,Ye,Mim,
1,30,8,20,10,40,
ADJ – nominative masculine singular adjective
صفة مرفوعة
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |إِنَّ: şüphesiz | اللَّهَ: Allah | يَعْلَمُ: bilir | مَا: şeyleri | يَدْعُونَ: onların yalvardıklarını | مِنْ: | دُونِهِ: kendisinden başka | مِنْ: ne gibi | شَيْءٍ: şeylere | وَهُوَ: O | الْعَزِيزُ: üstündür | الْحَكِيمُ: hüküm ve hikmet sahibidir |
Kırık Meal (Harekesiz) : |إن ÎN şüphesiz | الله ELLH Allah | يعلم YALM bilir | ما ME şeyleri | يدعون YD̃AWN onların yalvardıklarını | من MN | دونه D̃WNH kendisinden başka | من MN ne gibi | شيء ŞYÙ şeylere | وهو WHW O | العزيز ELAZYZ üstündür | الحكيم ELḪKYM hüküm ve hikmet sahibidir |
Kırık Meal (Okunuş) : |inne: şüphesiz | llahe: Allah | yeǎ'lemu: bilir | : şeyleri | yed'ǔne: onların yalvardıklarını | min: | dūnihi: kendisinden başka | min: ne gibi | şey'in: şeylere | ve huve: O | l-ǎzīzu: üstündür | l-Hakīmu: hüküm ve hikmet sahibidir |
Kırık Meal (Transcript) : |ÎN: şüphesiz | ELLH: Allah | YALM: bilir | ME: şeyleri | YD̃AVN: onların yalvardıklarını | MN: | D̃VNH: kendisinden başka | MN: ne gibi | ŞYÙ: şeylere | VHV: O | ELAZYZ: üstündür | ELḪKYM: hüküm ve hikmet sahibidir |
Abdulbaki Gölpınarlı : Şüphe yok ki Allah, kendisinden başka neye tapıyorlarsa hepsini bilir ve odur üstün, hüküm ve hikmet sâhibi.
Adem Uğur : Allah, onların kendisini bırakıp da hangi şeye yalvardıklarını şüphesiz bilir. O, mutlak güç ve hikmet sahibidir.
Ahmed Hulusi : Muhakkak ki Allâh, O'nun dûnunda yöneldiğiniz şeyleri bilir. . . "HÛ"; Aziyz'dir, Hakiym'dir.
Ahmet Tekin : Allah, onların, kendisini bırakıp, kulları durumundakilerden taptıkları, yalvardıkları şeyleri bilir. Kudretli, hikmet sahibi ve hükümran olan O’dur.
Ahmet Varol : Allah, kendinden başka her neye tapıyorlarsa muhakkak bilmektedir. O güçlüdür, hikmet sahibidir.
Ali Bulaç : Allah, kendi dışında hangi şeye taptıklarını şüphesiz bilir. O, güçlü ve üstün olandır, hüküm ve hikmet sahibidir.
Ali Fikri Yavuz : Onların Allah’dan başka hangi şeylere taptıklarını şübhesiz ki Allah biliyor. O, Azîz’dir= her şeye galibdir, Hakîm’dir= hükmünde hikmet sahibidir.
Bekir Sadak : Dogrusu Allah, Kendini birakip da yavardiklari seyi bilir. O gucludur, Hakim'dir.
Celal Yıldırım : Şüphesiz ki Allah, onların kendisinden başka nelere taptıklarını bilir. O, çok üstündür, çok güçlüdür, yegâne hikmet sahibidir.
Diyanet İşleri : Şüphesiz Allah, onların, kendini bırakıp da başka ne tür şeylere taptıklarını biliyor. O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.
Diyanet İşleri (eski) : Doğrusu Allah, Kendini bırakıp da yalvardıkları şeyi bilir. O güçlüdür, Hakim'dir.
Diyanet Vakfi : Allah, onların kendisini bırakıp da hangi şeye yalvardıklarını şüphesiz bilir. O, mutlak güç ve hikmet sahibidir.
Edip Yüksel : ALLAH onların kendisinden başka taptıklarının aslında hiç bir şey olmadığını iyi bilir. O Üstündür, Bilgedir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Allah, onların kendisini bırakıpta hangi şeye yalvardıklarını şüphesiz ki bilir. O mutlak güç ve hikmet sahibidir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Allah, kesinlikle onların, kendisini bırakıp da hangi şeylere yalvardıklarını biliyor. Oysa güçlü O'dur, hikmet sahibi O.
Elmalılı Hamdi Yazır : Her halde Allah biliyor ki onlar onun berîsinden nelere, ne gibi şeylere yalvarıyorlar, halbuki azîz odur, hakîm o
Fizilal-il Kuran : Hiç kuşkusuz Allah onların kendisini bir yana bırakıp ne gibi şeylere taptıklarını bilir. O üstün iradelidir ve her yaptığı yerindedir.
Gültekin Onan : Tanrı, kendi dışında hangi şeye taptıklarını şüphesiz bilir. O, güçlü ve üstün olandır, hüküm ve hikmet sahibidir.
Hakkı Yılmaz : Şüphesiz Allah, onların, Kendisinin astlarından hangi şeye yalvardıklarını bilir. Ve O, en üstün, en güçlü, en şerefli, mağlûp edilmesi mümkün olmayan/ mutlak galip olandır, en iyi yasa koyan, bozulmayı iyi engelleyen/ sağlam yapandır.
Hasan Basri Çantay : Allah, kendinden başka hangi şey'e tapıyorlarsa şübhesiz ki biliyor. O, mutlak gaalibdir, tam hüküm ve hikmet saahibidir.
Hayrat Neşriyat : Şübhesiz ki Allah, (onların) kendisinden başka nelere yalvarmakta olduklarını bilir. Çünki O, Azîz (kudreti dâimâ üstün gelen)dir, Hakîm (her işi hikmetli olan)dır.
İbni Kesir : Muhakkak ki Allah; kendini bırakıp da tapındıkları şeyi bilir. Ve O, Aziz'dir. Hakim'dir.
İskender Evrenosoğlu : Muhakkak ki Allah, onların, O'ndan (Kendinden) başka taptıkları şeyleri bilir. Ve O; Azîz'dir (çok yüce) Hakîm'dir (hüküm ve hikmet sahibi).
Muhammed Esed : Kuşkusuz Allah, insanların Kendisini bırakıp da yalvardıkları şeylerin ne olduğunu çok iyi bilir; yalnız O'dur kudret sahibi, hikmet sahibi.
Ömer Nasuhi Bilmen : Şüphe yok ki, Allah kendisinden başka neye ibadet ettiklerini bilir. Halbuki azîz, hakîm olan O'dur.
Ömer Öngüt : Allah, onların kendisinden başka ne gibi şeylere tapındıklarını şüphesiz ki bilir. O Azîz'dir, hükmünde hikmet sahibidir.
Şaban Piriş : Allah, kendisinden başka ne tür şeylere dua ettiklerini bilir. O güçlüdür hakimdir.
Suat Yıldırım : Allah, onların Kendisinden başka hangi varlıkları tanrılaştırıp yalvardıklarını elbette bilir. O, aziz ve hakîmdir (mutlak galiptir, tam hüküm ve hikmet sahibidir).
Süleyman Ateş : Allâh, onların kendisinden başka ne gibi şeylere yalvardıklarını bilir, O üstündür, hüküm ve hikmet sâhibidir.
Tefhim-ul Kuran : Allah, kendi dışında hangi şeye tapmakta olduklarını şüphesiz bilmektedir. O, güçlü ve üstün olandır, hüküm ve hikmet sahibidir.
Ümit Şimşek : Allah, onların kendisinden başka hangi şeye yakardıklarını bilir. O herşeyin mutlak galibi ve sonsuz hikmet sahibidir.
Yaşar Nuri Öztürk : Allah, onların, kendisinden başka ne gibi bir şeye yalvardıklarını / kulluk ettiklerini bilir. O'dur Azîz, O'dur Hakîm.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}