» 29 / Ankebût  31:

Kuran Sırası: 29
İniş Sırası: 85
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69

 » 29 / Ankebût  Suresi: 31
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَلَمَّا (VLME) = velemmā : zaman
2. جَاءَتْ (CEÙT) = cā'et : geldikleri
3. رُسُلُنَا (RSLNE) = rusulunā : elçilerimiz
4. إِبْرَاهِيمَ (ÎBREHYM) = ibrāhīme : İbrahim'e
5. بِالْبُشْرَىٰ (BELBŞR) = bil-buşrā : bir müjde ile
6. قَالُوا (GELVE) = ḳālū : dediler ki
7. إِنَّا (ÎNE) = innā : muhakkak biz
8. مُهْلِكُو (MHLKV) = muhlikū : helak edeceğiz
9. أَهْلِ (ÊHL) = ehli : halkını
10. هَٰذِهِ (HZ̃H) = hāƶihi : şu
11. الْقَرْيَةِ (ELGRYT) = l-ḳaryeti : (Sodom) kentin
12. إِنَّ (ÎN) = inne : çünkü
13. أَهْلَهَا (ÊHLHE) = ehlehā : oranın halkı
14. كَانُوا (KENVE) = kānū : oldular
15. ظَالِمِينَ (ƵELMYN) = Zālimīne : zalimler(den)
zaman | geldikleri | elçilerimiz | İbrahim'e | bir müjde ile | dediler ki | muhakkak biz | helak edeceğiz | halkını | şu | (Sodom) kentin | çünkü | oranın halkı | oldular | zalimler(den) |

[] [CYE] [RSL] [] [BŞR] [GVL] [] [HLK] [EHL] [] [GRY] [] [EHL] [KVN] [ƵLM]
VLME CEÙT RSLNE ÎBREHYM BELBŞR GELVE ÎNE MHLKV ÊHL HZ̃H ELGRYT ÎN ÊHLHE KENVE ƵELMYN

velemmā cā'et rusulunā ibrāhīme bil-buşrā ḳālū innā muhlikū ehli hāƶihi l-ḳaryeti inne ehlehā kānū Zālimīne
ولما جاءت رسلنا إبراهيم بالبشرى قالوا إنا مهلكو أهل هذه القرية إن أهلها كانوا ظالمين

 » 29 / Ankebût  Suresi: 31
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ولما | VLME velemmā zaman And when
جاءت ج ي ا | CYE CEÙT cā'et geldikleri came
رسلنا ر س ل | RSL RSLNE rusulunā elçilerimiz Our messengers
إبراهيم | ÎBREHYM ibrāhīme İbrahim'e (to) Ibrahim
بالبشرى ب ش ر | BŞR BELBŞR bil-buşrā bir müjde ile with the glad tidings
قالوا ق و ل | GVL GELVE ḳālū dediler ki they said,
إنا | ÎNE innā muhakkak biz """Indeed, we"
مهلكو ه ل ك | HLK MHLKV muhlikū helak edeceğiz (are) going to destroy
أهل ا ه ل | EHL ÊHL ehli halkını (the) people
هذه | HZ̃H hāƶihi şu (of) this
القرية ق ر ي | GRY ELGRYT l-ḳaryeti (Sodom) kentin town.
إن | ÎN inne çünkü Indeed,
أهلها ا ه ل | EHL ÊHLHE ehlehā oranın halkı its people
كانوا ك و ن | KVN KENVE kānū oldular are
ظالمين ظ ل م | ƵLM ƵELMYN Zālimīne zalimler(den) "wrongdoers."""

29:31 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

zaman | geldikleri | elçilerimiz | İbrahim'e | bir müjde ile | dediler ki | muhakkak biz | helak edeceğiz | halkını | şu | (Sodom) kentin | çünkü | oranın halkı | oldular | zalimler(den) |

[] [CYE] [RSL] [] [BŞR] [GVL] [] [HLK] [EHL] [] [GRY] [] [EHL] [KVN] [ƵLM]
VLME CEÙT RSLNE ÎBREHYM BELBŞR GELVE ÎNE MHLKV ÊHL HZ̃H ELGRYT ÎN ÊHLHE KENVE ƵELMYN

velemmā cā'et rusulunā ibrāhīme bil-buşrā ḳālū innā muhlikū ehli hāƶihi l-ḳaryeti inne ehlehā kānū Zālimīne
ولما جاءت رسلنا إبراهيم بالبشرى قالوا إنا مهلكو أهل هذه القرية إن أهلها كانوا ظالمين

[] [ج ي ا] [ر س ل] [] [ب ش ر] [ق و ل] [] [ه ل ك] [ا ه ل] [] [ق ر ي] [] [ا ه ل] [ك و ن] [ظ ل م]

 » 29 / Ankebût  Suresi: 31
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ولما | VLME velemmā zaman And when
Vav,Lam,Mim,Elif,
6,30,40,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
T – time adverb
الواو عاطفة
ظرف زمان
جاءت ج ي ا | CYE CEÙT cā'et geldikleri came
Cim,Elif,,Te,
3,1,,400,
V – 3rd person feminine singular perfect verb
فعل ماض
رسلنا ر س ل | RSL RSLNE rusulunā elçilerimiz Our messengers
Re,Sin,Lam,Nun,Elif,
200,60,30,50,1,
N – nominative masculine plural noun
PRON – 1st person plural possessive pronoun
اسم مرفوع و«نا» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
إبراهيم | ÎBREHYM ibrāhīme İbrahim'e (to) Ibrahim
,Be,Re,Elif,He,Ye,Mim,
,2,200,1,5,10,40,
"PN – accusative masculine proper noun → Ibrahim"
اسم علم منصوب
بالبشرى ب ش ر | BŞR BELBŞR bil-buşrā bir müjde ile with the glad tidings
Be,Elif,Lam,Be,Şın,Re,,
2,1,30,2,300,200,,
P – prefixed preposition bi
N – genitive feminine noun
جار ومجرور
قالوا ق و ل | GVL GELVE ḳālū dediler ki they said,
Gaf,Elif,Lam,Vav,Elif,
100,1,30,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
إنا | ÎNE innā muhakkak biz """Indeed, we"
,Nun,Elif,
,50,1,
ACC – accusative particle
PRON – 1st person plural object pronoun
حرف نصب و«نا» ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
مهلكو ه ل ك | HLK MHLKV muhlikū helak edeceğiz (are) going to destroy
Mim,He,Lam,Kef,Vav,
40,5,30,20,6,
N – nominative masculine plural (form IV) active participle
اسم مرفوع
أهل ا ه ل | EHL ÊHL ehli halkını (the) people
,He,Lam,
,5,30,
N – genitive masculine noun
اسم مجرور
هذه | HZ̃H hāƶihi şu (of) this
He,Zel,He,
5,700,5,
DEM – feminine singular demonstrative pronoun
اسم اشارة
القرية ق ر ي | GRY ELGRYT l-ḳaryeti (Sodom) kentin town.
Elif,Lam,Gaf,Re,Ye,Te merbuta,
1,30,100,200,10,400,
N – genitive feminine noun
اسم مجرور
إن | ÎN inne çünkü Indeed,
,Nun,
,50,
ACC – accusative particle
حرف نصب
أهلها ا ه ل | EHL ÊHLHE ehlehā oranın halkı its people
,He,Lam,He,Elif,
,5,30,5,1,
N – accusative masculine noun
PRON – 3rd person feminine singular possessive pronoun
اسم منصوب و«ها» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
كانوا ك و ن | KVN KENVE kānū oldular are
Kef,Elif,Nun,Vav,Elif,
20,1,50,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع اسم «كان»
ظالمين ظ ل م | ƵLM ƵELMYN Zālimīne zalimler(den) "wrongdoers."""
Zı,Elif,Lam,Mim,Ye,Nun,
900,1,30,40,10,50,
N – accusative masculine plural active participle
اسم منصوب
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَلَمَّا: zaman | جَاءَتْ: geldikleri | رُسُلُنَا: elçilerimiz | إِبْرَاهِيمَ: İbrahim'e | بِالْبُشْرَىٰ: bir müjde ile | قَالُوا: dediler ki | إِنَّا: muhakkak biz | مُهْلِكُو: helak edeceğiz | أَهْلِ: halkını | هَٰذِهِ: şu | الْقَرْيَةِ: (Sodom) kentin | إِنَّ: çünkü | أَهْلَهَا: oranın halkı | كَانُوا: oldular | ظَالِمِينَ: zalimler(den) |
Kırık Meal (Harekesiz) : |ولما WLME zaman | جاءت CEÙT geldikleri | رسلنا RSLNE elçilerimiz | إبراهيم ÎBREHYM İbrahim'e | بالبشرى BELBŞR bir müjde ile | قالوا GELWE dediler ki | إنا ÎNE muhakkak biz | مهلكو MHLKW helak edeceğiz | أهل ÊHL halkını | هذه HZ̃H şu | القرية ELGRYT (Sodom) kentin | إن ÎN çünkü | أهلها ÊHLHE oranın halkı | كانوا KENWE oldular | ظالمين ƵELMYN zalimler(den) |
Kırık Meal (Okunuş) : |velemmā: zaman | cā'et: geldikleri | rusulunā: elçilerimiz | ibrāhīme: İbrahim'e | bil-buşrā: bir müjde ile | ḳālū: dediler ki | innā: muhakkak biz | muhlikū: helak edeceğiz | ehli: halkını | hāƶihi: şu | l-ḳaryeti: (Sodom) kentin | inne: çünkü | ehlehā: oranın halkı | kānū: oldular | Zālimīne: zalimler(den) |
Kırık Meal (Transcript) : |VLME: zaman | CEÙT: geldikleri | RSLNE: elçilerimiz | ÎBREHYM: İbrahim'e | BELBŞR: bir müjde ile | GELVE: dediler ki | ÎNE: muhakkak biz | MHLKV: helak edeceğiz | ÊHL: halkını | HZ̃H: şu | ELGRYT: (Sodom) kentin | ÎN: çünkü | ÊHLHE: oranın halkı | KENVE: oldular | ƵELMYN: zalimler(den) |
Abdulbaki Gölpınarlı : Elçilerimiz, İbrahîm'e müjdeyle gelince, şüphe yok ki demişlerdi, biz şu şehrin halkını helâk edeceğiz; şüphe yok ki o şehrin halkı zâlim oldu.
Adem Uğur : Elçilerimiz İbrahim'e (iki oğul ihsan edeceğimize dair) müjdeyi getirdiklerinde şöyle dediler: Biz bu memleket halkını helâk edeceğiz. Çünkü oranın halkı zalim kimselerdir.
Ahmed Hulusi : Rasûllerimiz, İbrahim'e müjde olarak geldiklerinde dediler ki: "Doğrusu biz şu bölge halkını helâk edeceğiz. . . Muhakkak ki oranın halkı nefslerine zulmedenler oldular. "
Ahmet Tekin : Elçilerimiz, melekler İbrâhim’e iki oğul ihsan edeceğimize dair müjdeyi getirdiklerinde: 'Biz şu memleketin halkını helâk edeceğiz. O memleket halkı günahkâr, âsi, inkârda ısrar eden zalim kimselerdir.' dediler.
Ahmet Varol : Elçilerimiz İbrahim'e müjdeyi getirdiklerinde: 'Biz şu kasabanın halkını helak edeceğiz. Şüphesiz oranın halkı zalimler oldular' dediler.
Ali Bulaç : Bizim elçilerimiz İbrahim'e bir müjde ile geldikleri zaman, dediler ki: "Gerçek şu ki, biz bu ülkenin halkını yıkıma uğratacağız. Çünkü onun halkı zalim oldular."
Ali Fikri Yavuz : Vakta ki elçilerimiz (melekler, İbrahîm’e, o İshâk ile Yakûb’un doğacaklarına dair) müjdeyi getirdiler, ona şöyle dediler: “- Biz bu memleket halkını helâk edeceğiz; çünkü halkı büsbütün zalimler (kâfirler) oldular.”
Bekir Sadak : Elcilerimiz Ibrahim'e mujde ile geldiklerinde: «Biz bu kasaba halkini yok edecegiz, cunku oranin halki zalim kimselerdir» dediler.
Celal Yıldırım : Ne vakit ki elçilerimiz İbrahim'e müjde ile geldiler, «doğrusu biz şu kasaba halkını yok edeceğiz ! Çünkü halkı zulüm (ve azgınlığı) sanat edinmişlerdir,» dediler.
Diyanet İşleri : Elçilerimiz (melekler) İbrahim’e müjdeyi getirdiklerinde, “Biz, bu memleket halkını helâk edeceğiz, çünkü oranın ahalisi zalim kimselerdir” dediler.
Diyanet İşleri (eski) : Elçilerimiz İbrahim'e müjde ile geldiklerinde: 'Biz şu kent halkını yok edeceğiz, çünkü oranın halkı zalim kimselerdir' dediler.
Diyanet Vakfi : Elçilerimiz İbrahim'e (iki oğul ihsan edeceğimize dair) müjdeyi getirdiklerinde şöyle dediler: Biz bu memleket halkını helâk edeceğiz. Çünkü oranın halkı zalim kimselerdir.
Edip Yüksel : Elçilerimiz İbrahim'e müjdeyle vardıklarında, 'Bu kentin (Sodom) halkını yok etmek üzereyiz. Çünkü oranın halkı zalim oldular,'dediler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Elçilerimiz İbrahim'e (iki oğul vereceğimize dair) müjdeyi getirdiklerinde şöyle dediler: «Biz bu memleket halkını helak edeceğiz. Çünkü oranın halkı zalim kimselerdir.»
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Elçilerimiz İbrahim'e müjde ile vardıklarında: «Haberin olsun, biz bu memleketin halkını helak edeceğiz; çünkü onun halkı hep zalim oldular.» dediler.
Elmalılı Hamdi Yazır : Ve vaktâ ki elçilerimiz İbrahime müjde ile vardılar, haberin olsun dediler: biz bu karyenin ehalisini ihlâk edecekleriz çünkü onun ehalisi hep zalim oldular
Fizilal-il Kuran : Elçilerimiz İbrahim'e oğlu olacağına ilişkin müjde ile geldiklerinde «Biz şu kentin halkını yok edeceğiz, çünkü oranın halkı zalimdir» dediler.
Gültekin Onan : Bizim elçilerimiz İbrahim'e bir müjde ile geldikleri zaman, dediler ki: "Gerçek şu ki, biz bu ülkenin ehlini yıkıma uğratacağız. Çünkü onun ehli zalim oldular."
Hakkı Yılmaz : "Ve elçilerimiz İbrâhîm'e müjdeyi getirdiklerinde: “Biz bu kentin halkını yıkıma uğratacağız” dediler. –Şüphesiz oranın halkı şirk koşarak yanlış; kendi zararlarına iş yapan kimseler idiler.– "
Hasan Basri Çantay : Elçilerimiz İbrâhîme o müjdeyi getirince dediler ki: «Biz bu memleketin ahâlîsini helak edeceğiz. Çünkü onun ahâlisi zaalim oldular».
Hayrat Neşriyat : Nihâyet elçilerimiz, İbrâhîm’e (oğlu olacağına dâir) müjde ile geldiklerinde dediler ki: 'Doğrusu biz bu şehrin halkını helâk edicileriz. Çünki oranın halkı, zâlim kimseler oldular.'
İbni Kesir : Elçilerimiz İbrahim'e müjde ile gelince dediler ki: Biz; bu kasaba halkını yok edeceğiz. Çünkü oranın ahalisi zalim kimselerdir.
İskender Evrenosoğlu : Ve Bizim resûllerimiz İbrâhîm'e müjde ile geldikleri zaman, dediler ki: "Muhakkak ki biz, bu ülkenin halkını helâk edeceğiz. Çünkü bu belde halkı zalim oldular."
Muhammed Esed : Derken (semavi) elçilerimiz İbrahim'e (İshak'ın doğumu) müjdesini getirdiklerinde (aynı zamanda): "Biz bu yörenin halkını yok edeceğiz, çünkü onlar gerçek zalimlerdir!" dediler.
Ömer Nasuhi Bilmen : Vaktâ ki elçilerimiz, İbrahim'e müjde ile geldiler. Dediler ki: «Biz muhakkak şu kasabanın ahalisini helâk edeceğiz. Çünkü onun ahalisi, zalimler oldular.»
Ömer Öngüt : Vaktaki elçilerimiz İbrahim'e (oğlu olacağına dair) müjde ile geldiklerinde: “Biz bu memleket halkını helâk edeceğiz, çünkü oranın halkı zâlim oldular. ” dediler.
Şaban Piriş : Elçilerimiz, müjde ile İbrahim’e geldikleri zaman: -Biz, şu beldeyi helak edeceğiz, çünkü oranın halkı zalimdir, dediler.
Suat Yıldırım : Melaikeden olan elçilerimiz İbrâhim’e, (İshak’ın doğumuna) dair müjde getirdiklerinde: "Haberin olsun, dediler, biz bu şehrin halkını imha edeceğiz, çünkü oranın halkı büsbütün zalim kimselerdir."
Süleyman Ateş : Elçilerimiz İbrâhim'e (oğlu olacağına dâir) müjdeyi getirdikleri zaman dediler ki: "Biz şu (Sodom) kenti(ni)n halkını helâk edeceğiz. Çünkü oranın halkı zâlim oldular."
Tefhim-ul Kuran : Bizim elçilerimiz İbrahim'e bir müjde ile geldikleri zaman, dediler ki: «Gerçek şu ki, biz bu ülkenin halkını yıkama uğratacağız. Çünkü onun halkı zalim oldular.»
Ümit Şimşek : Elçilerimiz İbrahim'e müjdeyi getirdiklerinde, 'Biz o belde ahalisini helâk edeceğiz,' dediler. 'Çünkü oranın halkı zalim olup çıktı.'
Yaşar Nuri Öztürk : Elçilerimiz, İbrahim'e müjdeyi getirdiklerinde şöyle dediler: "Biz şu kentin halkını helâk edeceğiz. Çünkü ora halkı zalim oldular."


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}