» 28 / Kasas  81:

Kuran Sırası: 28
İniş Sırası: 49
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88

 » 28 / Kasas  Suresi: 81
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. فَخَسَفْنَا (FḢSFNE) = feḣasefnā : nihayet batırdık
2. بِهِ (BH) = bihi : onu
3. وَبِدَارِهِ (VBD̃ERH) = ve bidārihi : ve evini barkını
4. الْأَرْضَ (ELÊRŽ) = l-erDe : yere
5. فَمَا (FME) = femā :
6. كَانَ (KEN) = kāne : olmadı
7. لَهُ (LH) = lehu : onun
8. مِنْ (MN) = min : hiçbir
9. فِئَةٍ (FÙT) = fietin : topluluğu
10. يَنْصُرُونَهُ (YNṦRVNH) = yenSurūnehu : ona yardım edecek
11. مِنْ (MN) = min :
12. دُونِ (D̃VN) = dūni : karşı
13. اللَّهِ (ELLH) = llahi : Allah'a
14. وَمَا (VME) = ve mā : ve
15. كَانَ (KEN) = kāne : değildi
16. مِنَ (MN) = mine : -dan
17. الْمُنْتَصِرِينَ (ELMNTṦRYN) = l-munteSirīne : kendini kurtaranlar-
nihayet batırdık | onu | ve evini barkını | yere | | olmadı | onun | hiçbir | topluluğu | ona yardım edecek | | karşı | Allah'a | ve | değildi | -dan | kendini kurtaranlar- |

[ḢSF] [] [D̃VR] [ERŽ] [] [KVN] [] [] [FEY] [NṦR] [] [D̃VN] [] [] [KVN] [] [NṦR]
FḢSFNE BH VBD̃ERH ELÊRŽ FME KEN LH MN FÙT YNṦRVNH MN D̃VN ELLH VME KEN MN ELMNTṦRYN

feḣasefnā bihi ve bidārihi l-erDe femā kāne lehu min fietin yenSurūnehu min dūni llahi ve mā kāne mine l-munteSirīne
فخسفنا به وبداره الأرض فما كان له من فئة ينصرونه من دون الله وما كان من المنتصرين

 » 28 / Kasas  Suresi: 81
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
فخسفنا خ س ف | ḢSF FḢSFNE feḣasefnā nihayet batırdık Then We caused to swallow up,
به | BH bihi onu him
وبداره د و ر | D̃VR VBD̃ERH ve bidārihi ve evini barkını and his home,
الأرض ا ر ض | ERŽ ELÊRŽ l-erDe yere the earth.
فما | FME femā Then not
كان ك و ن | KVN KEN kāne olmadı was
له | LH lehu onun for him
من | MN min hiçbir any
فئة ف ا ي | FEY FÙT fietin topluluğu group
ينصرونه ن ص ر | NṦR YNṦRVNH yenSurūnehu ona yardım edecek (to) help him
من | MN min besides
دون د و ن | D̃VN D̃VN dūni karşı besides
الله | ELLH llahi Allah'a Allah,
وما | VME ve mā ve and not
كان ك و ن | KVN KEN kāne değildi was
من | MN mine -dan (he) of
المنتصرين ن ص ر | NṦR ELMNTṦRYN l-munteSirīne kendini kurtaranlar- those who (could) defend themselves.

28:81 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

nihayet batırdık | onu | ve evini barkını | yere | | olmadı | onun | hiçbir | topluluğu | ona yardım edecek | | karşı | Allah'a | ve | değildi | -dan | kendini kurtaranlar- |

[ḢSF] [] [D̃VR] [ERŽ] [] [KVN] [] [] [FEY] [NṦR] [] [D̃VN] [] [] [KVN] [] [NṦR]
FḢSFNE BH VBD̃ERH ELÊRŽ FME KEN LH MN FÙT YNṦRVNH MN D̃VN ELLH VME KEN MN ELMNTṦRYN

feḣasefnā bihi ve bidārihi l-erDe femā kāne lehu min fietin yenSurūnehu min dūni llahi ve mā kāne mine l-munteSirīne
فخسفنا به وبداره الأرض فما كان له من فئة ينصرونه من دون الله وما كان من المنتصرين

[خ س ف] [] [د و ر] [ا ر ض] [] [ك و ن] [] [] [ف ا ي] [ن ص ر] [] [د و ن] [] [] [ك و ن] [] [ن ص ر]

 » 28 / Kasas  Suresi: 81
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
فخسفنا خ س ف | ḢSF FḢSFNE feḣasefnā nihayet batırdık Then We caused to swallow up,
Fe,Hı,Sin,Fe,Nun,Elif,
80,600,60,80,50,1,
REM – prefixed resumption particle
V – 1st person plural perfect verb
PRON – subject pronoun
الفاء استئنافية
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل
به | BH bihi onu him
Be,He,
2,5,
P – prefixed preposition bi
PRON – 3rd person masculine singular personal pronoun
جار ومجرور
وبداره د و ر | D̃VR VBD̃ERH ve bidārihi ve evini barkını and his home,
Vav,Be,Dal,Elif,Re,He,
6,2,4,1,200,5,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
P – prefixed preposition bi
N – genitive feminine singular noun
PRON – 3rd person masculine singular possessive pronoun
الواو عاطفة
جار ومجرور والهاء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
الأرض ا ر ض | ERŽ ELÊRŽ l-erDe yere the earth.
Elif,Lam,,Re,Dad,
1,30,,200,800,
"N – accusative feminine noun → Earth"
اسم منصوب
فما | FME femā Then not
Fe,Mim,Elif,
80,40,1,
REM – prefixed resumption particle
NEG – negative particle
الفاء استئنافية
حرف نفي
كان ك و ن | KVN KEN kāne olmadı was
Kef,Elif,Nun,
20,1,50,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
له | LH lehu onun for him
Lam,He,
30,5,
P – prefixed preposition lām
PRON – 3rd person masculine singular personal pronoun
جار ومجرور
من | MN min hiçbir any
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
فئة ف ا ي | FEY FÙT fietin topluluğu group
Fe,,Te merbuta,
80,,400,
N – genitive feminine indefinite noun
اسم مجرور
ينصرونه ن ص ر | NṦR YNṦRVNH yenSurūnehu ona yardım edecek (to) help him
Ye,Nun,Sad,Re,Vav,Nun,He,
10,50,90,200,6,50,5,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل والهاء ضمير متصل في محل نصب مفعول به
من | MN min besides
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
دون د و ن | D̃VN D̃VN dūni karşı besides
Dal,Vav,Nun,
4,6,50,
N – genitive noun
اسم مجرور
الله | ELLH llahi Allah'a Allah,
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – genitive proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مجرور
وما | VME ve mā ve and not
Vav,Mim,Elif,
6,40,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
NEG – negative particle
الواو عاطفة
حرف نفي
كان ك و ن | KVN KEN kāne değildi was
Kef,Elif,Nun,
20,1,50,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
من | MN mine -dan (he) of
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
المنتصرين ن ص ر | NṦR ELMNTṦRYN l-munteSirīne kendini kurtaranlar- those who (could) defend themselves.
Elif,Lam,Mim,Nun,Te,Sad,Re,Ye,Nun,
1,30,40,50,400,90,200,10,50,
N – genitive masculine plural (form VIII) active participle
اسم مجرور
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |فَخَسَفْنَا: nihayet batırdık | بِهِ: onu | وَبِدَارِهِ: ve evini barkını | الْأَرْضَ: yere | فَمَا: | كَانَ: olmadı | لَهُ: onun | مِنْ: hiçbir | فِئَةٍ: topluluğu | يَنْصُرُونَهُ: ona yardım edecek | مِنْ: | دُونِ: karşı | اللَّهِ: Allah'a | وَمَا: ve | كَانَ: değildi | مِنَ: -dan | الْمُنْتَصِرِينَ: kendini kurtaranlar- |
Kırık Meal (Harekesiz) : |فخسفنا FḢSFNE nihayet batırdık | به BH onu | وبداره WBD̃ERH ve evini barkını | الأرض ELÊRŽ yere | فما FME | كان KEN olmadı | له LH onun | من MN hiçbir | فئة FÙT topluluğu | ينصرونه YNṦRWNH ona yardım edecek | من MN | دون D̃WN karşı | الله ELLH Allah'a | وما WME ve | كان KEN değildi | من MN -dan | المنتصرين ELMNTṦRYN kendini kurtaranlar- |
Kırık Meal (Okunuş) : |feḣasefnā: nihayet batırdık | bihi: onu | ve bidārihi: ve evini barkını | l-erDe: yere | femā: | kāne: olmadı | lehu: onun | min: hiçbir | fietin: topluluğu | yenSurūnehu: ona yardım edecek | min: | dūni: karşı | llahi: Allah'a | ve mā: ve | kāne: değildi | mine: -dan | l-munteSirīne: kendini kurtaranlar- |
Kırık Meal (Transcript) : |FḢSFNE: nihayet batırdık | BH: onu | VBD̃ERH: ve evini barkını | ELÊRŽ: yere | FME: | KEN: olmadı | LH: onun | MN: hiçbir | FÙT: topluluğu | YNṦRVNH: ona yardım edecek | MN: | D̃VN: karşı | ELLH: Allah'a | VME: ve | KEN: değildi | MN: -dan | ELMNTṦRYN: kendini kurtaranlar- |
Abdulbaki Gölpınarlı : Derken onu da, sarayını da yere geçirdik, Allah'tan başka ona yardım edecek bir topluluğa sâhip değildi ve kendisinin de kendisine bir yardımı dokunamadı.
Adem Uğur : Nihayet biz, onu da, sarayını da yerin dibine geçirdik. Artık Allah'a karşı kendisine yardım edecek avanesi olmadığı gibi, o, kendini savunup kurtarabilecek kimselerden de değildi.
Ahmed Hulusi : Nihayet onu (Karun'u) da onun mekânını da yerin dibine geçirdik! Allâh dûnunda ona yardım edecek birileri de yoktu. . . O kendini kurtaranlardan olmadı!
Ahmet Tekin : Nihayet, onu da, konağını, hazinelerini ve yurdunu da yerin dibine geçirdik. Artık Allah’ın dışında, kulları durumundakilerden, kendisine yardım edecek avanesi olmadığı gibi, o kendini savunup kurtarabilecek kimselerden de değildi.
Ahmet Varol : Sonunda onu da, konağını da yerin dibine geçirdik. Artık Allah'a karşı ona yardım edecek bir topluluğu olmadı, kendi kendine yardım edebileceklerden de değildi.
Ali Bulaç : Sonunda onu da, konağını da yerin dibine geçirdik. Böylece Allah'a karşı ona yardım edecek bir topluluğu olmadı. Ve o, kendi kendine yardım edebileceklerden de değildi.
Ali Fikri Yavuz : Nihayet Karûn’u, hem de sarayı ile yere geçirdik. Artık Allah’a karşı kendisine yardım edecek bir cemaatı yoktu onun. Allah’ın azabından kendini kurtarıcılardan da olmadı.
Bekir Sadak : Sonunda, onu da, sarayini da yerin dibine gecirdik. Allah'a karsi ona yardim edebilecek kimsesi de yoktu; kendini kurtarabilecek kimselerden de degildi.
Celal Yıldırım : Biz Karun'u da, evini de yere geçirdik. Allah'a karşı ona yardımda bulunacak çevresi de olmadı. O da (bu durumda) kendine yardım edip savunabilenlerden değildi.
Diyanet İşleri : Sonunda onu da, sarayını da yerin dibine batırdık. Allah’a karşı ona yardım edebilecek adamları da yoktu. Kendisini savunup kurtarabileceklerden de değildi!
Diyanet İşleri (eski) : Sonunda, onu da, sarayını da yerin dibine geçirdik. Allah'a karşı ona yardım edebilecek kimsesi de yoktu; kendini kurtarabilecek kimselerden de değildi.
Diyanet Vakfi : Nihayet biz, onu da, sarayını da yerin dibine geçirdik. Artık Allah'a karşı kendisine yardım edecek avanesi olmadığı gibi, o, kendini savunup kurtarabilecek kimselerden de değildi.
Edip Yüksel : Onu eviyle birlikte yerin dibine geçirdik. ALLAH'ın dışında kendisine yardım edecek bir bölüğü yoktu; kazananlardan olmadı.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Derken biz onu da, sarayını da yerin dibine geçirdik. Artık Allah'a karşı kendisine yardım edecek taraftarları olmadığı gibi, o, kendini savunup kurtarabilecek kimselerden de değildi.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Derken Biz onu, hem de sarayı ile birlikte yerin dibine geçirdik. O zaman Allah'a karşı yardımına gelecek taraftarları da olmadı kendisini kurtaracaklardan da değildi.
Elmalılı Hamdi Yazır : Derken biz onu hem de sarayı ile yere geçiriverdik o vakıt Allaha karşı yardımına gelecek tarafdarları da olmadı, kendini kurtaracaklardan da değildi
Fizilal-il Kuran : Sonunda biz onu da sarayını da yerin dibine geçirdik. Allah'a karşı ona yardım edecek bir topluluğu olmadı. Kendi kendini kurtarabilecek kimselerden de değildi.
Gültekin Onan : Sonunda onu da, konağını da yerin dibine geçirdik. Böylece Tanrı'ya karşı ona yardım edecek bir topluluğu olmadı. Ve o, kendi kendine yardım edebileceklerden de değildi.
Hakkı Yılmaz : Sonunda Biz onu ve evini yere geçirdik. Artık Allah'ın astlarından kendisine yardım edecek bir taraftar da olmadı ve o, kendini savunup kurtarabilecek kimselerden de değildi.
Hasan Basri Çantay : Nihayet biz onu da, sarayını da yere geçiriverdik. Artık Allaha karşı kendisine yardım edecek hiçbir cemâati da yokdu onun. Bizzat kendisini müdâfaa edebileceklerden de değildi o.
Hayrat Neşriyat : Nihâyet, onu da sarayını da yere geçiriverdik; artık Allah’a karşı ona yardım edecek bir topluluk da olmadı. Kendi kendini kurtarabilecek kimselerden de değildi.
İbni Kesir : Sonunda onu da, sarayını da yerin dibine geçirdik. Allah'a karşı kendisine yardım edebilecek kimsesi de yoktu. Bizzat kendisini koruyabileceklerden de değildi.
İskender Evrenosoğlu : Sonra, onu ve onun sarayını yere geçirdik. Onun Allah'tan başka yardım edecek bir (dost) grubu yoktu ve yardım edilenlerden olmadı.
Muhammed Esed : Ve sonunda onu da, evini barkını da yere batırdık: öyle ki, Allah'a karşı hiçbir şey, hiç kimse onun yardımına yetişmedi; pek tabii, kendi kendine yardım edebilecek durumda da değildi.
Ömer Nasuhi Bilmen : Derken onu konağı ile beraber yere geçirdik. Ve ona Allah'dan başka yardım eder bir cemaat bulunmadı ve kendisine yardım edeceklerden olmadı.
Ömer Öngüt : Nihayet Karun'u da sarayını da yerin dibine geçirdik. Allah'a karşı kendisine yardım edebilecek kimsesi de yoktu. Kendini kurtarabilecek kimselerden de değildi.
Şaban Piriş : Karun’u da, sarayını da yerin dibine geçirdik. O’na, Allah’a karşı yardım edecek kimse de yoktu. Kendi kendini de kurtaramadı.
Suat Yıldırım : Derken Biz onu da, sarayını da yerin dibine geçiriverdik. Ne yardımcıları Allah’a karşı kendisine yardım edip, onu kurtarabildi, ne de kendi kendisini savunabildi.
Süleyman Ateş : Nihâyet onu da, evini barkını da yere batırdık. Allah'a karşı ona yardım edecek bir topluluğu olmadı. Kendi kendini (savunup) kurtaranlardan da değildi.
Tefhim-ul Kuran : Sonunda onu da, konağını da yerin dibine geçirdik. Böylece Allah'a karşı ona yardım edecek bir topluluğu olmadı. Ve o, kendi kendine yardım edebileceklerden de değildi.
Ümit Şimşek : Sonra Biz onu da, sarayını da yerin dibine geçirdik. Artık ne Allah'a karşı ona yardım eden bir topluluk vardı, ne de o kendisine yardım edecek haldeydi.
Yaşar Nuri Öztürk : Nihayet, Karun'u da sarayını da yere geçirdik. Allah'a karşı kendisine yardım edecek yandaşları da yoktu. Kendi kendisine yardım edebileceklerden de değildi.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}