» 28 / Kasas  16:

Kuran Sırası: 28
İniş Sırası: 49
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88

 » 28 / Kasas  Suresi: 16
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. قَالَ (GEL) = ḳāle : dedi
2. رَبِّ (RB) = rabbi : Rabbim
3. إِنِّي (ÎNY) = innī : gerçekten ben
4. ظَلَمْتُ (ƵLMT) = Zelemtu : zulmettim
5. نَفْسِي (NFSY) = nefsī : nefsime
6. فَاغْفِرْ (FEĞFR) = feğfir : bağışla
7. لِي (LY) = lī : beni
8. فَغَفَرَ (FĞFR) = feğafera : (Allah) bağışladı
9. لَهُ (LH) = lehu : onu
10. إِنَّهُ (ÎNH) = innehu : çünkü O
11. هُوَ (HV) = huve : O
12. الْغَفُورُ (ELĞFVR) = l-ğafūru : çok bağışlayandır
13. الرَّحِيمُ (ELRḪYM) = r-raHīmu : çok esirgeyendir
dedi | Rabbim | gerçekten ben | zulmettim | nefsime | bağışla | beni | (Allah) bağışladı | onu | çünkü O | O | çok bağışlayandır | çok esirgeyendir |

[GVL] [RBB] [] [ƵLM] [NFS] [ĞFR] [] [ĞFR] [] [] [] [ĞFR] [RḪM]
GEL RB ÎNY ƵLMT NFSY FEĞFR LY FĞFR LH ÎNH HV ELĞFVR ELRḪYM

ḳāle rabbi innī Zelemtu nefsī feğfir feğafera lehu innehu huve l-ğafūru r-raHīmu
قال رب إني ظلمت نفسي فاغفر لي فغفر له إنه هو الغفور الرحيم

 » 28 / Kasas  Suresi: 16
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
قال ق و ل | GVL GEL ḳāle dedi He said,
رب ر ب ب | RBB RB rabbi Rabbim """My Lord!"
إني | ÎNY innī gerçekten ben Indeed, I
ظلمت ظ ل م | ƵLM ƵLMT Zelemtu zulmettim [I] have wronged
نفسي ن ف س | NFS NFSY nefsī nefsime my soul,
فاغفر غ ف ر | ĞFR FEĞFR feğfir bağışla so forgive
لي | LY beni "[for] me."""
فغفر غ ف ر | ĞFR FĞFR feğafera (Allah) bağışladı Then He forgave
له | LH lehu onu [for] him.
إنه | ÎNH innehu çünkü O Indeed He,
هو | HV huve O He (is)
الغفور غ ف ر | ĞFR ELĞFVR l-ğafūru çok bağışlayandır the Oft-Forgiving,
الرحيم ر ح م | RḪM ELRḪYM r-raHīmu çok esirgeyendir the Most Merciful.

28:16 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

dedi | Rabbim | gerçekten ben | zulmettim | nefsime | bağışla | beni | (Allah) bağışladı | onu | çünkü O | O | çok bağışlayandır | çok esirgeyendir |

[GVL] [RBB] [] [ƵLM] [NFS] [ĞFR] [] [ĞFR] [] [] [] [ĞFR] [RḪM]
GEL RB ÎNY ƵLMT NFSY FEĞFR LY FĞFR LH ÎNH HV ELĞFVR ELRḪYM

ḳāle rabbi innī Zelemtu nefsī feğfir feğafera lehu innehu huve l-ğafūru r-raHīmu
قال رب إني ظلمت نفسي فاغفر لي فغفر له إنه هو الغفور الرحيم

[ق و ل] [ر ب ب] [] [ظ ل م] [ن ف س] [غ ف ر] [] [غ ف ر] [] [] [] [غ ف ر] [ر ح م]

 » 28 / Kasas  Suresi: 16
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
قال ق و ل | GVL GEL ḳāle dedi He said,
Gaf,Elif,Lam,
100,1,30,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
رب ر ب ب | RBB RB rabbi Rabbim """My Lord!"
Re,Be,
200,2,
N – nominative masculine noun
PRON – 1st person singular possessive pronoun
اسم مرفوع والياء المحذوفة ضمير متصل في محل جر بالاضافة
إني | ÎNY innī gerçekten ben Indeed, I
,Nun,Ye,
,50,10,
ACC – accusative particle
PRON – 1st person singular object pronoun
حرف نصب والياء ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
ظلمت ظ ل م | ƵLM ƵLMT Zelemtu zulmettim [I] have wronged
Zı,Lam,Mim,Te,
900,30,40,400,
V – 1st person singular perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والتاء ضمير متصل في محل رفع فاعل
نفسي ن ف س | NFS NFSY nefsī nefsime my soul,
Nun,Fe,Sin,Ye,
50,80,60,10,
N – nominative feminine singular noun
PRON – 1st person singular possessive pronoun
اسم مرفوع والياء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
فاغفر غ ف ر | ĞFR FEĞFR feğfir bağışla so forgive
Fe,Elif,Ğayn,Fe,Re,
80,1,1000,80,200,
REM – prefixed resumption particle
V – 2nd person masculine singular imperative verb
الفاء استئنافية
فعل أمر
لي | LY beni "[for] me."""
Lam,Ye,
30,10,
P – prefixed preposition lām
PRON – 1st person singular personal pronoun
جار ومجرور
فغفر غ ف ر | ĞFR FĞFR feğafera (Allah) bağışladı Then He forgave
Fe,Ğayn,Fe,Re,
80,1000,80,200,
REM – prefixed resumption particle
V – 3rd person masculine singular perfect verb
الفاء استئنافية
فعل ماض
له | LH lehu onu [for] him.
Lam,He,
30,5,
P – prefixed preposition lām
PRON – 3rd person masculine singular personal pronoun
جار ومجرور
إنه | ÎNH innehu çünkü O Indeed He,
,Nun,He,
,50,5,
ACC – accusative particle
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
حرف نصب والهاء ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
هو | HV huve O He (is)
He,Vav,
5,6,
PRON – 3rd person masculine singular personal pronoun
ضمير منفصل
الغفور غ ف ر | ĞFR ELĞFVR l-ğafūru çok bağışlayandır the Oft-Forgiving,
Elif,Lam,Ğayn,Fe,Vav,Re,
1,30,1000,80,6,200,
N – nominative masculine singular noun
اسم مرفوع
الرحيم ر ح م | RḪM ELRḪYM r-raHīmu çok esirgeyendir the Most Merciful.
Elif,Lam,Re,Ha,Ye,Mim,
1,30,200,8,10,40,
ADJ – nominative masculine singular adjective
صفة مرفوعة
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |قَالَ: dedi | رَبِّ: Rabbim | إِنِّي: gerçekten ben | ظَلَمْتُ: zulmettim | نَفْسِي: nefsime | فَاغْفِرْ: bağışla | لِي: beni | فَغَفَرَ: (Allah) bağışladı | لَهُ: onu | إِنَّهُ: çünkü O | هُوَ: O | الْغَفُورُ: çok bağışlayandır | الرَّحِيمُ: çok esirgeyendir |
Kırık Meal (Harekesiz) : |قال GEL dedi | رب RB Rabbim | إني ÎNY gerçekten ben | ظلمت ƵLMT zulmettim | نفسي NFSY nefsime | فاغفر FEĞFR bağışla | لي LY beni | فغفر FĞFR (Allah) bağışladı | له LH onu | إنه ÎNH çünkü O | هو HW O | الغفور ELĞFWR çok bağışlayandır | الرحيم ELRḪYM çok esirgeyendir |
Kırık Meal (Okunuş) : |ḳāle: dedi | rabbi: Rabbim | innī: gerçekten ben | Zelemtu: zulmettim | nefsī: nefsime | feğfir: bağışla | : beni | feğafera: (Allah) bağışladı | lehu: onu | innehu: çünkü O | huve: O | l-ğafūru: çok bağışlayandır | r-raHīmu: çok esirgeyendir |
Kırık Meal (Transcript) : |GEL: dedi | RB: Rabbim | ÎNY: gerçekten ben | ƵLMT: zulmettim | NFSY: nefsime | FEĞFR: bağışla | LY: beni | FĞFR: (Allah) bağışladı | LH: onu | ÎNH: çünkü O | HV: O | ELĞFVR: çok bağışlayandır | ELRḪYM: çok esirgeyendir |
Abdulbaki Gölpınarlı : Rabbim dedi, ben kendime zulmettim, sen yarlıga beni ve mabudu, onu yarlıgadı; şüphe yok ki o, suçları örter, rahîmdir.
Adem Uğur : Musa: Rabbim! Doğrusu kendime zulmettim (başıma iş açtım). Beni bağışla dedi, Allah da onu bağışladı. Çünkü, çok bağışlayıcı, çok esirgeyici olan ancak O'dur.
Ahmed Hulusi : "Rabbim! Doğrusu ben nefsime (hakikatime) zulmettim (kendimi beden dünyasına ait kabullenmekle), beni mağfiret et!" dedi (Musa). . . (Rabbi de) Onu mağfiret etti. Kesinlikle "HÛ" Ğafûr'dur, Rahıym'dir.
Ahmet Tekin : Mûsâ: 'Rabbim, bir insan öldürmekle kendime zulmettim, kendime haksızlık ettim. Beni bağışla' dedi. Allah Mûsâ’yı bağışladı, affetti. O çok bağışlayıcı, engin merhamet sahibidir.
Ahmet Varol : 'Rabbim! Ben kendime haksızlık ettim, beni bağışla!' dedi. (Allah) da onu bağışladı. Şüphesiz O çok bağışlayıcı, çok merhamet edicidir.
Ali Bulaç : Dedi ki: "Rabbim, gerçekten, ben kendi nefsime zulmettim, artık beni bağışla." Böylece (Allah) onu bağışladı. Şüphesiz O, bağışlayandır, esirgeyendir.
Ali Fikri Yavuz : (Mûsa yaptığına pişman olarak Allah’dan afv diledi ve şöyle) dedi: “- Ey Rabbim! Doğrusu ben nefsime (onu öldürmekle) yazık ettim. Artık günahımı bağışla.” Bunun üzerine Allah da onu bağışladı. Çünkü O, Gafûr’dur= çok bağışlayıcıdır, Rahîm’dir= çok merhametlidir.
Bekir Sadak : Musa: «Rabbim! Dogrusu kendime yazik ettim, beni bagisla» dedi. Allah da onu bagisladi. O, suphesiz bagislayandir, merhamet edendir.
Celal Yıldırım : Musâ: «Ey Rabbim!» dedi, «doğrusu ben kendime haksızlık ettim; artık beni bağışla.» Bunun üzerine Rabbı onu bağışladı. Çünkü O, gerçekten çok bağışlayan ve çok merhamet edendir.
Diyanet İşleri : Mûsâ, “Rabbim! Şüphesiz ben nefsime zulmettim. Beni affet” dedi. Allah da onu affetti. Şüphesiz O, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.
Diyanet İşleri (eski) : Musa: 'Rabbim! Doğrusu kendime yazık ettim, beni bağışla' dedi. Allah da onu bağışladı. O, şüphesiz bağışlayandır, merhamet edendir.
Diyanet Vakfi : Musa: Rabbim! Doğrusu kendime zulmettim (başıma iş açtım). Beni bağışla dedi, Allah da onu bağışladı. Çünkü, çok bağışlayıcı, çok esirgeyici olan ancak O'dur.
Edip Yüksel : 'Rabbim,' dedi, 'ben kendime haksızlık ettim, beni bağışla.' O da onu bağışladı. Çünkü O Bağışlayandır, Rahimdir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Musa, «Rabbim! Doğrusu kendimi ziyana uğrattım. Beni bağışla!» dedi; Allah da, onu bağışladı. Çünkü, çok bağışlayıcı, çok merhamet edici olan ancak O'dur.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Ey Rabbim, doğrusu ben kendime yazık ettim, artık bağışlamanla benim suçumu ört! dedi. O da onu bağışladı. Gerçekten O, çok bağışlayan, çok merhamet edendir.
Elmalılı Hamdi Yazır : Ya rabb dedi: doğrusu ben nefsime yazık ettim, artık mağrifetinle benim suçumu ört: o da mağrifet buyurdu, hakıkat o, öyle ğafur öyle rahîmdir
Fizilal-il Kuran : Musa; «Rabb'im! Ben nefsime zulmettim, beni bağışla» dedi. Allah onu bağışladı. Çünkü O, çok bağışlayan ve çok esirgeyendir.
Gültekin Onan : Dedi ki: "Rabbim, gerçekten, ben kendi nefsime zulmettim, artık beni bağışla" Böylece (Tanrı) onu bağışladı. Şüphesiz, O bağışlayandır, esirgeyendir.
Hakkı Yılmaz : Mûsâ, “Rabbim! Şüphesiz kendime haksızlık ettim. Artık beni bağışla!” dedi de Allah o'nu bağışladı. Şüphesiz O, çok bağışlayıcının, çok merhamet edicinin ta kendisidir.
Hasan Basri Çantay : Dedi: «Rabbim, ben cidden kendime yazık etdim. Artık beni yarlığa». Bunun üzerine (Allah) onu yarlığadı. Çünkü O, çok yarlığayıcı, çok esirgeyici olanın ta kendisidir.
Hayrat Neşriyat : (Mûsâ:) 'Rabbim! Doğrusu ben nefsime zulmettim; artık beni bağışla!' dedi. Bunun üzerine (Allah da) onu bağışladı. Çünki Gafûr (çok bağışlayan), Rahîm (çok merhamet eden) ancak O’dur.
İbni Kesir : Dedi ki: Rabbım; doğrusu kendime zulmettim. Bağışla beni. Bunun üzerine onu bağışladık. Muhakkak ki O'dur O; Gafur, Rahim.
İskender Evrenosoğlu : "Rabbim, ben nefsime zulmettim, artık beni mağfiret et." dedi. Böylece onu mağfiret etti. Muhakkak ki O; Gafûr'dur (mağfiret eden), Rahîm'dir (Rahîm esmasıyla tecelli eden).
Muhammed Esed : (Ve) "Ey Rabbim!" diye dua etti, "Ben kendime yazık ettim! Beni bağışla." Ve (Allah) da o'nu bağışladı. Çünkü O çok acıyıp esirgeyen gerçek bağışlayıcıdır.
Ömer Nasuhi Bilmen : Dedi ki: «Yarabbi! Ben şüphe yok ki, nefsime zulmettim, artık bana mağfiret buyur.» Bunun üzerine ona mağfiret buyurdu. Muhakkak ki, çok bağışlayan, çok merhamet buyuran O'dur, O.
Ömer Öngüt : “Rabbim! Ben nefsime zulmettim, beni bağışla!” dedi. Allah da onu bağışladı. Çünkü O çok bağışlayan, çok merhamet edendir.
Şaban Piriş : Rabbim, ben kendime zulmettim, Beni bağışla dedi. Allah da onu bağışladı. Nitekim O, bağışlayan ve merhamet edendir.
Suat Yıldırım : "Ya Rabbî, ben kendime yazık ettim, affeyle beni?" dedi. Allah da onu bağışladı. Çünkü O gafurdur, rahîmdir.
Süleyman Ateş : "Rabbim, ben nefsime zulmettim, beni bağışla!" dedi. (Allâh) onu bağışladı. Çünkü O, çok bağışlayan, çok esirgeyendir.
Tefhim-ul Kuran : Dedi ki: «Rabbim, gerçek şu ki, ben kendi nefsime zulmettim, artık beni bağışla.» Böylece (Allah) onu bağışladı. Hiç şüphe yok O, bağışlayandır, esirgeyendir.
Ümit Şimşek : Musa 'Rabbim, ben kendime yazık ettim; Sen beni bağışla' dedi ve Rabbi onu bağışladı. Çünkü O çok bağışlayıcı, çok merhamet edicidir.
Yaşar Nuri Öztürk : "Rabbim, öz benliğime zulmettim, beni affet" diye yakardı da Allah onu affetti. Gafûr O'dur, Rahîm O'dur.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}