» 28 / Kasas  14:

Kuran Sırası: 28
İniş Sırası: 49
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88

 » 28 / Kasas  Suresi: 14
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَلَمَّا (VLME) = velemmā : ne zaman ki
2. بَلَغَ (BLĞ) = beleğa : (Musa) erişince
3. أَشُدَّهُ (ÊŞD̃H) = eşuddehu : güçlü çağına
4. وَاسْتَوَىٰ (VESTV) = vesteve : ve olgunlaşınca
5. اتَيْنَاهُ ( ËTYNEH) = āteynāhu : biz ona verdik
6. حُكْمًا (ḪKME) = Hukmen : hüküm
7. وَعِلْمًا (VALME) = ve ǐlmen : ve ilim
8. وَكَذَٰلِكَ (VKZ̃LK) = ve keƶālike : işte böyle
9. نَجْزِي (NCZY) = neczī : mükafatlandırırız
10. الْمُحْسِنِينَ (ELMḪSNYN) = l-muHsinīne : güzel davrananları
ne zaman ki | (Musa) erişince | güçlü çağına | ve olgunlaşınca | biz ona verdik | hüküm | ve ilim | işte böyle | mükafatlandırırız | güzel davrananları |

[] [BLĞ] [ŞD̃D̃] [SVY] [ETY] [ḪKM] [ALM] [] [CZY] [ḪSN]
VLME BLĞ ÊŞD̃H VESTV ËTYNEH ḪKME VALME VKZ̃LK NCZY ELMḪSNYN

velemmā beleğa eşuddehu vesteve āteynāhu Hukmen ve ǐlmen ve keƶālike neczī l-muHsinīne
ولما بلغ أشده واستوى آتيناه حكما وعلما وكذلك نجزي المحسنين

 » 28 / Kasas  Suresi: 14
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ولما | VLME velemmā ne zaman ki And when
بلغ ب ل غ | BLĞ BLĞ beleğa (Musa) erişince he reached
أشده ش د د | ŞD̃D̃ ÊŞD̃H eşuddehu güçlü çağına his full strength
واستوى س و ي | SVY VESTV vesteve ve olgunlaşınca and became mature,
آتيناه ا ت ي | ETY ËTYNEH āteynāhu biz ona verdik We bestowed upon him
حكما ح ك م | ḪKM ḪKME Hukmen hüküm wisdom
وعلما ع ل م | ALM VALME ve ǐlmen ve ilim and knowledge.
وكذلك | VKZ̃LK ve keƶālike işte böyle And thus
نجزي ج ز ي | CZY NCZY neczī mükafatlandırırız We reward
المحسنين ح س ن | ḪSN ELMḪSNYN l-muHsinīne güzel davrananları the good-doers.

28:14 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

ne zaman ki | (Musa) erişince | güçlü çağına | ve olgunlaşınca | biz ona verdik | hüküm | ve ilim | işte böyle | mükafatlandırırız | güzel davrananları |

[] [BLĞ] [ŞD̃D̃] [SVY] [ETY] [ḪKM] [ALM] [] [CZY] [ḪSN]
VLME BLĞ ÊŞD̃H VESTV ËTYNEH ḪKME VALME VKZ̃LK NCZY ELMḪSNYN

velemmā beleğa eşuddehu vesteve āteynāhu Hukmen ve ǐlmen ve keƶālike neczī l-muHsinīne
ولما بلغ أشده واستوى آتيناه حكما وعلما وكذلك نجزي المحسنين

[] [ب ل غ] [ش د د] [س و ي] [ا ت ي] [ح ك م] [ع ل م] [] [ج ز ي] [ح س ن]

 » 28 / Kasas  Suresi: 14
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ولما | VLME velemmā ne zaman ki And when
Vav,Lam,Mim,Elif,
6,30,40,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
T – time adverb
الواو عاطفة
ظرف زمان
بلغ ب ل غ | BLĞ BLĞ beleğa (Musa) erişince he reached
Be,Lam,Ğayn,
2,30,1000,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
أشده ش د د | ŞD̃D̃ ÊŞD̃H eşuddehu güçlü çağına his full strength
,Şın,Dal,He,
,300,4,5,
N – accusative masculine noun
PRON – 3rd person masculine singular possessive pronoun
اسم منصوب والهاء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
واستوى س و ي | SVY VESTV vesteve ve olgunlaşınca and became mature,
Vav,Elif,Sin,Te,Vav,,
6,1,60,400,6,,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine singular (form VIII) perfect verb
الواو عاطفة
فعل ماض
آتيناه ا ت ي | ETY ËTYNEH āteynāhu biz ona verdik We bestowed upon him
,Te,Ye,Nun,Elif,He,
,400,10,50,1,5,
V – 1st person plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل والهاء ضمير متصل في محل نصب مفعول به
حكما ح ك م | ḪKM ḪKME Hukmen hüküm wisdom
Ha,Kef,Mim,Elif,
8,20,40,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
وعلما ع ل م | ALM VALME ve ǐlmen ve ilim and knowledge.
Vav,Ayn,Lam,Mim,Elif,
6,70,30,40,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – accusative masculine indefinite noun
الواو عاطفة
اسم منصوب
وكذلك | VKZ̃LK ve keƶālike işte böyle And thus
Vav,Kef,Zel,Lam,Kef,
6,20,700,30,20,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
P – prefixed preposition ka
DEM – masculine singular demonstrative pronoun
الواو عاطفة
جار ومجرور
نجزي ج ز ي | CZY NCZY neczī mükafatlandırırız We reward
Nun,Cim,Ze,Ye,
50,3,7,10,
V – 1st person plural imperfect verb
فعل مضارع
المحسنين ح س ن | ḪSN ELMḪSNYN l-muHsinīne güzel davrananları the good-doers.
Elif,Lam,Mim,Ha,Sin,Nun,Ye,Nun,
1,30,40,8,60,50,10,50,
N – accusative masculine plural (form IV) active participle
اسم منصوب
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَلَمَّا: ne zaman ki | بَلَغَ: (Musa) erişince | أَشُدَّهُ: güçlü çağına | وَاسْتَوَىٰ: ve olgunlaşınca | اتَيْنَاهُ: biz ona verdik | حُكْمًا: hüküm | وَعِلْمًا: ve ilim | وَكَذَٰلِكَ: işte böyle | نَجْزِي: mükafatlandırırız | الْمُحْسِنِينَ: güzel davrananları |
Kırık Meal (Harekesiz) : |ولما WLME ne zaman ki | بلغ BLĞ (Musa) erişince | أشده ÊŞD̃H güçlü çağına | واستوى WESTW ve olgunlaşınca | آتيناه ËTYNEH biz ona verdik | حكما ḪKME hüküm | وعلما WALME ve ilim | وكذلك WKZ̃LK işte böyle | نجزي NCZY mükafatlandırırız | المحسنين ELMḪSNYN güzel davrananları |
Kırık Meal (Okunuş) : |velemmā: ne zaman ki | beleğa: (Musa) erişince | eşuddehu: güçlü çağına | vesteve: ve olgunlaşınca | āteynāhu: biz ona verdik | Hukmen: hüküm | ve ǐlmen: ve ilim | ve keƶālike: işte böyle | neczī: mükafatlandırırız | l-muHsinīne: güzel davrananları |
Kırık Meal (Transcript) : |VLME: ne zaman ki | BLĞ: (Musa) erişince | ÊŞD̃H: güçlü çağına | VESTV: ve olgunlaşınca | ËTYNEH: biz ona verdik | ḪKME: hüküm | VALME: ve ilim | VKZ̃LK: işte böyle | NCZY: mükafatlandırırız | ELMḪSNYN: güzel davrananları |
Abdulbaki Gölpınarlı : Ergenlik çağına gelip olgunlaşınca ona peygamberlik ve bilgi verdik ve biz, iyilik edenleri böylece mükâfâtlandırırız.
Adem Uğur : Musa yiğitlik çağına erip olgunlaşınca, biz ona hikmet ve ilim verdik. İşte güzel davrananları biz böylece mükâfatlandırırız.
Ahmed Hulusi : (Musa) olgunluğa erişip (33 yaş) daha sonra da (olgunluğun getirisi olan, olayları hakkıyla değerlendirme) yaşına eriştiğinde (40 yaş) Ona hüküm ve ilim verdik. . . Muhsinleri işte böyle mükâfatlandırırız.
Ahmet Tekin : Mûsâ erginlik, yiğitlik çağına-onsekiz yaşına girip olgunlaşınca, biz ona, hikmete dayalı hükümranlık, yargı ve icra yetkisi, şeriat ve ilim verdik. İşte iyiliği, iyi niyetleri, dinin, ahlâkın ve kamu vicdanının emirlerini, devamlı davranışlarına, ilişkilerine, görevlerine, hayatlarına yansıtan, samimiyetle ibadet eden, aktif olarak iyiliğe, iyi uygulamaya, iyileştirmeye örnek olan, işlerinde mükemmellik, dürüstlük ve başarı için dikkat harcayan, hayırlı icraatlar, kalıcı hizmetler yapan müslüman önderleri, idarecileri ve müslümanları biz böyle mükâfatlandırırız.
Ahmet Varol : Güçlülük çağına erip olgunlaşınca biz ona hüküm (hikmet) ve ilim verdik. İşte biz iyilikte bulunanları böyle mükafatlandırırız.
Ali Bulaç : O, erginlik çağına ulaşıp olgunlaşınca, ona bir 'hüküm ve hikmet' ve ilim verdik. Biz iyilikte bulunanları işte böyle ödüllendiririz.
Ali Fikri Yavuz : Mûsa, tam kemâl çağına erip de dengini bulunca, biz ona peygamberlik ve ilim verdik. İşte güzel iş yapanlara böyle mükâfat veririz.
Bekir Sadak : Musa erginlik cagina gelip olgunlasinca, ona hikmet ve ilim verdik. Iyi davrananlari boyle mukafatlandiririz.
Celal Yıldırım : Musâ olgunluk çağına erişip ölçü ve itidalini bulunca, ona hüküm, hikmet ve ilim verdik. Biz, iyi-güzel işlerde bulunanları böyle mükâfatlandırırız.
Diyanet İşleri : Mûsâ, olgunluk çağına ulaşıp gelişimini tamamlayınca, biz ona ilim ve hikmet verdik. Biz, iyilik edenleri böyle mükâfatlandırırız.
Diyanet İşleri (eski) : Musa erginlik çağına gelip olgunlaşınca, ona hikmet ve ilim verdik. İyi davrananları böyle mükafatlandırırız.
Diyanet Vakfi : Musa yiğitlik çağına erip olgunlaşınca, biz ona hikmet ve ilim verdik. İşte güzel davrananları biz böylece mükâfatlandırırız.
Edip Yüksel : Erginlik çağına gelip olgunlaşınca ona bilgelik ve bilgi verdik. İyi davrananları böyle ödüllendiririz.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Musa yiğitlik çağına girip olgunlaşınca, biz ona hikmet ve ilim verdik. İşte güzel davrananları biz böyle mükafatlandırırız.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Musa kıvamına erip dengini bulduğunda ona bir hakimiyet ve bir ilim verdik. İşte biz iyi davrananları böyle mükafatlandırırız.
Elmalılı Hamdi Yazır : Vaktâ ki kıvamına irip dengini buldu ona bir hâkimiyyetle bir ılim verdik ve işte muhsinlere böyle mükâfat ederiz
Fizilal-il Kuran : Musa, yiğitlik çağına gelip olgunlaşınca, biz ona hikmet ve ilim verdik. İşte güzel davrananları böyle mükâfatlandırırız.
Gültekin Onan : O, erginlik çağına ulaşıp olgunlaşınca, ona bir 'hüküm ve hikmet' ve ilim verdik. Biz iyilikte bulunanları işte böyle ödüllendiririz.
Hakkı Yılmaz : Ve Mûsâ yiğitlik çağına girip oturaklaşınca, Biz o'na yasa ve bilgi verdik. Ve Biz güzel davrananları işte böyle karşılıklandırırız.
Hasan Basri Çantay : Vaktaki (Musa) civanlığına erib olgunlaşdı. Biz ona hikmet ve ilim verdik. İyi hareket edenleri biz böyle mükâfatlandırırız.
Hayrat Neşriyat : Nihâyet (Mûsâ’nın) gücü kemâle erip olgunlaşınca, ona hikmet ve ilim verdik. İşte iyilik edenleri böyle mükâfâtlandırırız.
İbni Kesir : Erginlik çağına erişip olgunlaşınca, Biz ona ilim ve hikmet verdik. İyi davrananları işte böylece mükafatlandırırız.
İskender Evrenosoğlu : Ve erginlik çağına erişip kemâle erdiği zaman, ona hikmet ve ilim verdik. Ve muhsinleri, Biz işte böyle mükâfatlandırırız.
Muhammed Esed : Derken, (Musa) erginlik çağına ulaşıp (zihnen) iyice olgunlaşınca, kendisine (doğruyla eğriyi birbirinden ayırmaya yarayan) güçlü bir muhakeme yeteneği ve ilim verdik; iyiliğe yatkın olanları Biz işte böyle mükafatlandırırız.
Ömer Nasuhi Bilmen : Vaktâ ki Mûsa, yiğitlik çağına erdi ve olgunlaştı, O'na hüküm ve ilim verdik ve işte muhsin olanları böylece mükâfaatlandırırız.
Ömer Öngüt : Ergenlik çağına gelip olgunlaşınca, biz ona ilim ve hikmet verdik. İyi davrananları işte böyle mükâfatlandırırız.
Şaban Piriş : Musa ergenlik çağına ulaşıp, olgunlaşınca, ona, anlayış ve bilgi verdik. İyileri işte böyle ödüllendiririz.
Suat Yıldırım : Mûsâ yiğitlik çağına erip olgunlaşınca Biz ona hikmet ve ilim verdik. Biz iyilik edenleri işte böyle mükâfâtlandırırız.
Süleyman Ateş : (Mûsâ), güçlü çağına erip, olgunlaşınca biz ona hüküm ve ilim verdik. İşte güzel davrananları böyle mükâfâtlandırırız.
Tefhim-ul Kuran : O, erginlik çağına ulaşıp olgunlaşınca, biz ona bir 'hüküm ve hikmet' ve ilim verdik. Biz iyilikte bulunanları işte böyle ödüllendiririz.
Ümit Şimşek : Musa yetişkin çağa gelip de olgunlaşınca, ona hüküm ve ilim verdik. İyilik yapan ve iyi kulluk edenleri Biz böyle ödüllendiririz.
Yaşar Nuri Öztürk : Mûsa, yiğitlik çağına ulaşıp olgunlaşınca ona hikmet ve ilim verdik. Biz, güzel düşünüp güzel davrananları böyle ödüllendiririz.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}