» 41 / Fussilet  20:

Kuran Sırası: 41
İniş Sırası: 61
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54

 » 41 / Fussilet  Suresi: 20
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. حَتَّىٰ (ḪT) = Hattā : nihayet
2. إِذَا (ÎZ̃E) = iƶā : zaman
3. مَا (ME) = mā :
4. جَاءُوهَا (CEÙVHE) = cā'ūhā : oraya vardıkları
5. شَهِدَ (ŞHD̃) = şehide : şahidlik ettiler
6. عَلَيْهِمْ (ALYHM) = ǎleyhim : aleyhlerine
7. سَمْعُهُمْ (SMAHM) = sem'ǔhum : kulakları
8. وَأَبْصَارُهُمْ (VÊBṦERHM) = ve ebSāruhum : ve gözleri
9. وَجُلُودُهُمْ (VCLVD̃HM) = ve culūduhum : ve derileri
10. بِمَا (BME) = bimā : hakkında
11. كَانُوا (KENVE) = kānū : oldukları (işler)
12. يَعْمَلُونَ (YAMLVN) = yeǎ'melūne : yapıyor(lar)
nihayet | zaman | | oraya vardıkları | şahidlik ettiler | aleyhlerine | kulakları | ve gözleri | ve derileri | hakkında | oldukları (işler) | yapıyor(lar) |

[] [] [] [CYE] [ŞHD̃] [] [SMA] [BṦR] [CLD̃] [] [KVN] [AML]
ḪT ÎZ̃E ME CEÙVHE ŞHD̃ ALYHM SMAHM VÊBṦERHM VCLVD̃HM BME KENVE YAMLVN

Hattā iƶā cā'ūhā şehide ǎleyhim sem'ǔhum ve ebSāruhum ve culūduhum bimā kānū yeǎ'melūne
حتى إذا ما جاءوها شهد عليهم سمعهم وأبصارهم وجلودهم بما كانوا يعملون

 » 41 / Fussilet  Suresi: 20
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
حتى | ḪT Hattā nihayet Until,
إذا | ÎZ̃E iƶā zaman when
ما | ME when
جاءوها ج ي ا | CYE CEÙVHE cā'ūhā oraya vardıkları they come to it
شهد ش ه د | ŞHD̃ ŞHD̃ şehide şahidlik ettiler (will) testify
عليهم | ALYHM ǎleyhim aleyhlerine against them
سمعهم س م ع | SMA SMAHM sem'ǔhum kulakları their hearing,
وأبصارهم ب ص ر | BṦR VÊBṦERHM ve ebSāruhum ve gözleri and their sight,
وجلودهم ج ل د | CLD̃ VCLVD̃HM ve culūduhum ve derileri and their skins,
بما | BME bimā hakkında (as) to what
كانوا ك و ن | KVN KENVE kānū oldukları (işler) they used to
يعملون ع م ل | AML YAMLVN yeǎ'melūne yapıyor(lar) do.

41:20 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

nihayet | zaman | | oraya vardıkları | şahidlik ettiler | aleyhlerine | kulakları | ve gözleri | ve derileri | hakkında | oldukları (işler) | yapıyor(lar) |

[] [] [] [CYE] [ŞHD̃] [] [SMA] [BṦR] [CLD̃] [] [KVN] [AML]
ḪT ÎZ̃E ME CEÙVHE ŞHD̃ ALYHM SMAHM VÊBṦERHM VCLVD̃HM BME KENVE YAMLVN

Hattā iƶā cā'ūhā şehide ǎleyhim sem'ǔhum ve ebSāruhum ve culūduhum bimā kānū yeǎ'melūne
حتى إذا ما جاءوها شهد عليهم سمعهم وأبصارهم وجلودهم بما كانوا يعملون

[] [] [] [ج ي ا] [ش ه د] [] [س م ع] [ب ص ر] [ج ل د] [] [ك و ن] [ع م ل]

 » 41 / Fussilet  Suresi: 20
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
حتى | ḪT Hattā nihayet Until,
Ha,Te,,
8,400,,
INC – inceptive particle
حرف ابتداء
إذا | ÎZ̃E iƶā zaman when
,Zel,Elif,
,700,1,
T – time adverb
ظرف زمان
ما | ME when
Mim,Elif,
40,1,
REL – relative pronoun
اسم موصول
جاءوها ج ي ا | CYE CEÙVHE cā'ūhā oraya vardıkları they come to it
Cim,Elif,,Vav,He,Elif,
3,1,,6,5,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
PRON – 3rd person feminine singular object pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل و«ها» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
شهد ش ه د | ŞHD̃ ŞHD̃ şehide şahidlik ettiler (will) testify
Şın,He,Dal,
300,5,4,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
عليهم | ALYHM ǎleyhim aleyhlerine against them
Ayn,Lam,Ye,He,Mim,
70,30,10,5,40,
P – preposition
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
جار ومجرور
سمعهم س م ع | SMA SMAHM sem'ǔhum kulakları their hearing,
Sin,Mim,Ayn,He,Mim,
60,40,70,5,40,
N – nominative masculine noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم مرفوع و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
وأبصارهم ب ص ر | BṦR VÊBṦERHM ve ebSāruhum ve gözleri and their sight,
Vav,,Be,Sad,Elif,Re,He,Mim,
6,,2,90,1,200,5,40,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – nominative masculine plural noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
الواو عاطفة
اسم مرفوع و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
وجلودهم ج ل د | CLD̃ VCLVD̃HM ve culūduhum ve derileri and their skins,
Vav,Cim,Lam,Vav,Dal,He,Mim,
6,3,30,6,4,5,40,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – nominative masculine plural noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
الواو عاطفة
اسم مرفوع و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
بما | BME bimā hakkında (as) to what
Be,Mim,Elif,
2,40,1,
P – prefixed preposition bi
REL – relative pronoun
جار ومجرور
كانوا ك و ن | KVN KENVE kānū oldukları (işler) they used to
Kef,Elif,Nun,Vav,Elif,
20,1,50,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع اسم «كان»
يعملون ع م ل | AML YAMLVN yeǎ'melūne yapıyor(lar) do.
Ye,Ayn,Mim,Lam,Vav,Nun,
10,70,40,30,6,50,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |حَتَّىٰ: nihayet | إِذَا: zaman | مَا: | جَاءُوهَا: oraya vardıkları | شَهِدَ: şahidlik ettiler | عَلَيْهِمْ: aleyhlerine | سَمْعُهُمْ: kulakları | وَأَبْصَارُهُمْ: ve gözleri | وَجُلُودُهُمْ: ve derileri | بِمَا: hakkında | كَانُوا: oldukları (işler) | يَعْمَلُونَ: yapıyor(lar) |
Kırık Meal (Harekesiz) : |حتى ḪT nihayet | إذا ÎZ̃E zaman | ما ME | جاءوها CEÙWHE oraya vardıkları | شهد ŞHD̃ şahidlik ettiler | عليهم ALYHM aleyhlerine | سمعهم SMAHM kulakları | وأبصارهم WÊBṦERHM ve gözleri | وجلودهم WCLWD̃HM ve derileri | بما BME hakkında | كانوا KENWE oldukları (işler) | يعملون YAMLWN yapıyor(lar) |
Kırık Meal (Okunuş) : |Hattā: nihayet | iƶā: zaman | : | cā'ūhā: oraya vardıkları | şehide: şahidlik ettiler | ǎleyhim: aleyhlerine | sem'ǔhum: kulakları | ve ebSāruhum: ve gözleri | ve culūduhum: ve derileri | bimā: hakkında | kānū: oldukları (işler) | yeǎ'melūne: yapıyor(lar) |
Kırık Meal (Transcript) : |ḪT: nihayet | ÎZ̃E: zaman | ME: | CEÙVHE: oraya vardıkları | ŞHD̃: şahidlik ettiler | ALYHM: aleyhlerine | SMAHM: kulakları | VÊBṦERHM: ve gözleri | VCLVD̃HM: ve derileri | BME: hakkında | KENVE: oldukları (işler) | YAMLVN: yapıyor(lar) |
Abdulbaki Gölpınarlı : Oraya gelince de kulakları, gözleri ve derileri, yaptıkları şeyler hakkında, kendi aleyhlerine tanıklıkta bulunur.
Adem Uğur : Nihayet oraya geldikleri zaman kulakları, gözleri ve derileri, işledikleri şeye karşı onların aleyhine şahitlik edecektir.
Ahmed Hulusi : (Allâh'ın düşmanları bilinçler) oraya geldiklerinde, onların sem'leri (işitme hassaları), basarları (görme hassaları) ve derileri (altındaki tüm bedenleri), tüm yaptıklarıyla onların aleyhine olarak şahitlik etti.
Ahmet Tekin : Nihayet Cehenneme geldiklerinde, kulakları, gözleri, tenleri, tenasül organları, aleyhlerine şâhitlik ederler. İşlemeye devam ettikleri günahları anlatırlar.
Ahmet Varol : Sonunda oraya vardıklarında kulakları, gözleri ve derileri yaptıkları hakkında aleyhlerine şahitlik eder.
Ali Bulaç : Sonunda oraya geldikleri zaman, işitme, görme (duyuları) ve derileri kendi aleyhlerine şahitlik edecektir.
Ali Fikri Yavuz : Nihayet ateşe geldikleri zaman, onlar (dünyada) ne yapıyordu iseler, kulakları, gözleri ve derileri hep aleyhlerine şahidlik edecektir.
Bekir Sadak : Sonunda oraya varinca, kulaklari, gozleri ve derileri, yaptiklari hakkinda onlarin aleyhinde sahidlik ederler.
Celal Yıldırım : Tâ ki oraya vardıklarında, yapageldikleri şeyler sebebiyle kulakları gözleri ve derileri aleyhlerinde şâhidlik ederler.
Diyanet İşleri : Nihayet cehenneme vardıklarında, kulakları, gözleri ve derileri, yapmış oldukları işler hakkında, kendileri aleyhine şahitlik ederler.
Diyanet İşleri (eski) : Sonunda oraya varınca, kulakları, gözleri ve derileri, yaptıkları hakkında onların aleyhinde şahidlik ederler.
Diyanet Vakfi : Nihayet oraya geldikleri zaman kulakları, gözleri ve derileri, işledikleri şeye karşı onların aleyhine şahitlik edecektir.
Edip Yüksel : Nihayet oraya vardıklarında, onların işitme, görme organları ve derileri yaptıkları hakkında tanıklık eder.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Nihayet oraya vardıkları zaman kulakları, gözleri ve derileri yaptıkları şeyler hakkında onların aleyhinde şahitlik ederler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Hatta ona vardıklarında kulakları, gözleri ve derileri neler yaptıkları konusunda aleyhlerine şahitlik ederler.
Elmalılı Hamdi Yazır : Hattâ ona vardıklarında aleyhlerine kulakları ve gözleri ve derileri şehadet eder: neler yapıyor idiyseler.
Fizilal-il Kuran : Nihayet oraya vardıklarında kulakları, gözleri ve derileri, yaptıkları hakkında onların aleyhine şahitlik ettiler.
Gültekin Onan : Sonunda oraya geldikleri zaman, işitme, görme (duyuları) ve derileri kendi aleyhlerine şahitlik edecektir.
Hakkı Yılmaz : Sonunda oraya geldiklerinde, onların işitme, görme duyuları ve derileri yaptıkları şeyler ile ilgili kendi aleyhlerinde şâhitlik ederler.
Hasan Basri Çantay : Nihayet oraya geldikleri zaman onlar ne yapıyor idiyseler, kulakları, gözleri, derileri kendilerinin aleyhinde şâhidlik edecekdir.
Hayrat Neşriyat : Nihâyet oraya vardıkları zaman kulakları, gözleri ve derileri, yapmakta oldukları şeyler hakkında onların aleyhine şâhidlik eder.
İbni Kesir : Nihayet oraya varınca; kulakları, gözleri ve derileri yapar oldukları şeye aleyhlerinde şehadet ederler.
İskender Evrenosoğlu : Hatta ona (ateşe) geldikleri zaman yapmış oldukları şeylere, onların gözleri, kulakları ve derileri (uzuvları), (hayat filmlerinde) onların aleyhine şahitlik etti.
Muhammed Esed : ve onlar (ateşe) yaklaştıklarında, kulakları, gözleri ve derileri onlara karşı tanıklık yapacak ve onların (yeryüzünde) yaptıklarını anlatacaklar.
Ömer Nasuhi Bilmen : Nihâyet oraya geldikleri vakit, onların aleyhine ne işlemiş olduklarına dair kulakları ve gözleri ve derileri şahadette bulunmuş olur.
Ömer Öngüt : Sonunda oraya varınca kulakları, gözleri ve derileri yaptıkları hakkında onların aleyhinde şâhitlik ederler.
Şaban Piriş : Oraya vardıkları zaman, kulakları, gözleri ve derileri, onların yaptıklarına şahitlik edecektir.
Suat Yıldırım : Nihayet oraya ulaştıklarında kulakları, gözleri ve derileri yaptıkları işleri söyleyip kendi aleyhlerinde şahitlik ederler.
Süleyman Ateş : Nihâyet oraya vardıklarında kulakları, gözleri ve derileri, yaptıkları işler hakkında aleyhlerine şâhidlik ettiler.
Tefhim-ul Kuran : Sonunda oraya geldikleri zaman, onların işitme, görme (duyuları) ve derileri kendi aleyhlerine şahitlik edecektir.
Ümit Şimşek : Oraya vardıklarında, kulakları, gözleri ve derileri, onların işledikleri hakkında kendileri aleyhine tanıklık ederler.
Yaşar Nuri Öztürk : Nihayet, oraya geldiklerinde kulakları, gözleri, derileri, yapıp-ettikleri hakkında onlar aleyhine tanıklık edecektir.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}