» 33 / Ahzâb  67:

Kuran Sırası: 33
İniş Sırası: 90
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73

 » 33 / Ahzâb  Suresi: 67
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَقَالُوا (VGELVE) = ve ḳālū : ve dediler ki
2. رَبَّنَا (RBNE) = rabbenā : rabbimiz
3. إِنَّا (ÎNE) = innā : şüphesiz biz
4. أَطَعْنَا (ÊŦANE) = eTaǎ'nā : uyduk
5. سَادَتَنَا (SED̃TNE) = sādetenā : beylerimize
6. وَكُبَرَاءَنَا (VKBREÙNE) = ve kuberā'enā : ve büyüklerimize
7. فَأَضَلُّونَا (FÊŽLVNE) = fe eDellūnā : bizi saptırdılar
8. السَّبِيلَا (ELSBYLE) = s-sebīlā : yoldan
ve dediler ki | rabbimiz | şüphesiz biz | uyduk | beylerimize | ve büyüklerimize | bizi saptırdılar | yoldan |

[GVL] [RBB] [] [ŦVA] [SVD̃] [KBR] [ŽLL] [SBL]
VGELVE RBNE ÎNE ÊŦANE SED̃TNE VKBREÙNE FÊŽLVNE ELSBYLE

ve ḳālū rabbenā innā eTaǎ'nā sādetenā ve kuberā'enā fe eDellūnā s-sebīlā
وقالوا ربنا إنا أطعنا سادتنا وكبراءنا فأضلونا السبيلا

 » 33 / Ahzâb  Suresi: 67
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وقالوا ق و ل | GVL VGELVE ve ḳālū ve dediler ki And they will say,
ربنا ر ب ب | RBB RBNE rabbenā rabbimiz """Our Lord!"
إنا | ÎNE innā şüphesiz biz Indeed, we
أطعنا ط و ع | ŦVA ÊŦANE eTaǎ'nā uyduk [we] obeyed
سادتنا س و د | SVD̃ SED̃TNE sādetenā beylerimize our chiefs
وكبراءنا ك ب ر | KBR VKBREÙNE ve kuberā'enā ve büyüklerimize and our great men,
فأضلونا ض ل ل | ŽLL FÊŽLVNE fe eDellūnā bizi saptırdılar and they misled us
السبيلا س ب ل | SBL ELSBYLE s-sebīlā yoldan (from) the Way.

33:67 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

ve dediler ki | rabbimiz | şüphesiz biz | uyduk | beylerimize | ve büyüklerimize | bizi saptırdılar | yoldan |

[GVL] [RBB] [] [ŦVA] [SVD̃] [KBR] [ŽLL] [SBL]
VGELVE RBNE ÎNE ÊŦANE SED̃TNE VKBREÙNE FÊŽLVNE ELSBYLE

ve ḳālū rabbenā innā eTaǎ'nā sādetenā ve kuberā'enā fe eDellūnā s-sebīlā
وقالوا ربنا إنا أطعنا سادتنا وكبراءنا فأضلونا السبيلا

[ق و ل] [ر ب ب] [] [ط و ع] [س و د] [ك ب ر] [ض ل ل] [س ب ل]

 » 33 / Ahzâb  Suresi: 67
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وقالوا ق و ل | GVL VGELVE ve ḳālū ve dediler ki And they will say,
Vav,Gaf,Elif,Lam,Vav,Elif,
6,100,1,30,6,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
الواو عاطفة
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
ربنا ر ب ب | RBB RBNE rabbenā rabbimiz """Our Lord!"
Re,Be,Nun,Elif,
200,2,50,1,
N – accusative masculine noun
PRON – 1st person plural possessive pronoun
اسم منصوب و«نا» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
إنا | ÎNE innā şüphesiz biz Indeed, we
,Nun,Elif,
,50,1,
ACC – accusative particle
PRON – 1st person plural object pronoun
حرف نصب و«نا» ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
أطعنا ط و ع | ŦVA ÊŦANE eTaǎ'nā uyduk [we] obeyed
,Tı,Ayn,Nun,Elif,
,9,70,50,1,
V – 1st person plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل
سادتنا س و د | SVD̃ SED̃TNE sādetenā beylerimize our chiefs
Sin,Elif,Dal,Te,Nun,Elif,
60,1,4,400,50,1,
N – accusative masculine plural noun
PRON – 1st person plural possessive pronoun
اسم منصوب و«نا» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
وكبراءنا ك ب ر | KBR VKBREÙNE ve kuberā'enā ve büyüklerimize and our great men,
Vav,Kef,Be,Re,Elif,,Nun,Elif,
6,20,2,200,1,,50,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – accusative masculine plural noun
PRON – 1st person plural possessive pronoun
الواو عاطفة
اسم منصوب و«نا» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
فأضلونا ض ل ل | ŽLL FÊŽLVNE fe eDellūnā bizi saptırdılar and they misled us
Fe,,Dad,Lam,Vav,Nun,Elif,
80,,800,30,6,50,1,
CONJ – prefixed conjunction fa (and)
V – 3rd person masculine plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
PRON – 1st person plural object pronoun
الفاء عاطفة
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل و«نا» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
السبيلا س ب ل | SBL ELSBYLE s-sebīlā yoldan (from) the Way.
Elif,Lam,Sin,Be,Ye,Lam,Elif,
1,30,60,2,10,30,1,
N – accusative masculine noun
اسم منصوب
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَقَالُوا: ve dediler ki | رَبَّنَا: rabbimiz | إِنَّا: şüphesiz biz | أَطَعْنَا: uyduk | سَادَتَنَا: beylerimize | وَكُبَرَاءَنَا: ve büyüklerimize | فَأَضَلُّونَا: bizi saptırdılar | السَّبِيلَا: yoldan |
Kırık Meal (Harekesiz) : |وقالوا WGELWE ve dediler ki | ربنا RBNE rabbimiz | إنا ÎNE şüphesiz biz | أطعنا ÊŦANE uyduk | سادتنا SED̃TNE beylerimize | وكبراءنا WKBREÙNE ve büyüklerimize | فأضلونا FÊŽLWNE bizi saptırdılar | السبيلا ELSBYLE yoldan |
Kırık Meal (Okunuş) : |ve ḳālū: ve dediler ki | rabbenā: rabbimiz | innā: şüphesiz biz | eTaǎ'nā: uyduk | sādetenā: beylerimize | ve kuberā'enā: ve büyüklerimize | fe eDellūnā: bizi saptırdılar | s-sebīlā: yoldan |
Kırık Meal (Transcript) : |VGELVE: ve dediler ki | RBNE: rabbimiz | ÎNE: şüphesiz biz | ÊŦANE: uyduk | SED̃TNE: beylerimize | VKBREÙNE: ve büyüklerimize | FÊŽLVNE: bizi saptırdılar | ELSBYLE: yoldan |
Abdulbaki Gölpınarlı : Ve Rabbimiz derler, gerçekten de ulularımıza ve büyüklerimize itâat ettik de onlar, sapıttı yolumuzu.
Adem Uğur : Ey Rabbimiz! Biz reislerimize ve büyüklerimize uyduk da onlar bizi yoldan saptırdılar, derler.
Ahmed Hulusi : Ve dediler ki: "Rabbimiz, gerçekten biz, efendilerimize ve büyüklerimize itaat ettik, böylece onlar bizi yoldan saptırmış oldular."
Ahmet Tekin : 'Ey Rabbimiz, biz iktidar sahibi liderlerimize, âlimlerimize ve büyüklerimize boyun eğdik. Onlar bizi hak yoldan, İslâm’dan uzaklaştırıp, dalâleti tercihimize imkân sağlayarak, başımıza buyruk hale getirdiler' derler.
Ahmet Varol : Ve: 'Rabbimiz! Gerçekten biz, reislerimize ve büyüklerimize uyduk da (onlar) bizi(hak) yoldan saptırdılar' diyeceklerdir.
Ali Bulaç : Ve dediler ki: "Rabbimiz, gerçekten biz, efendilerimize ve büyüklerimize itaat ettik, böylece onlar bizi yoldan saptırmış oldular."
Ali Fikri Yavuz : Yine şöyle diyecekler: “- Ey Rabbimiz! Doğrusu bizler, beylerimize ve büyüklerimize itaat ettik de bizi yanlış yola götürdüler.
Bekir Sadak : (67-68) «ORabbimiz! Biz yoneticilerimize ve buyuklerimize itaat etmistik, fakat onlar bizi yoldan saptirdilar.» «Rabbimiz! Onlara iki kat azap ver, onlari buyuk bir lanete ugrat» derler. *
Celal Yıldırım : Ve dediler ki: «Ey Rabbimiz! Doğrusu biz efendilerimize ve büyüklerimize uyduk, onlar da bizi şaşırtıp yolumuzu saptırdılar.
Diyanet İşleri : Yine şöyle diyecekler: “Ey Rabbimiz! Biz önderlerimize ve büyüklerimize itaat ettik de bizi yoldan saptırdılar.”
Diyanet İşleri (eski) : (67-68) 'Rabbimiz! Biz yöneticilerimize ve büyüklerimize itaat etmiştik, fakat onlar bizi yoldan saptırdılar.', 'Rabbimiz! Onlara iki kat azap ver, onları büyük bir lanete uğrat' derler.
Diyanet Vakfi : Ey Rabbimiz! Biz reislerimize ve büyüklerimize uyduk da onlar bizi yoldan saptırdılar, derler.
Edip Yüksel : Derler ki, 'Rabbimiz, sadatlarımıza/şeyhlerimize ve büyüklerimize uyduk; onlar da bizi yoldan saptırdılar.'
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Yine derler ki: «Ey Rabbimiz! Biz beylerimize ve büyüklerimize itaat ettik de bizi yanlış yola götürdüler.»
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Yine derler ki: «Ey Rabbimiz, doğrusu biz, beylerimize ve büyüklerimize itaat ettik de bizi yanlış yola götürdüler.
Elmalılı Hamdi Yazır : Ya rabbena, demektedirler: doğrusu bizler beylerimize ve büyüklerimize itaat ettik de bizi yanlış yola götürdüler
Fizilal-il Kuran : «Rabbimiz! Biz yöneticilerimize ve büyüklerimize itaat etmiştik, fakat onlar bizi yoldan saptırdılar» derler.
Gültekin Onan : Ve dediler ki: "Rabbimiz, gerçekten biz, efendilerimize ve büyüklerimize itaat ettik, böylece onlar bizi yoldan saptırmış oldular."
Hakkı Yılmaz : (67,68) Ve dediler ki: “Ey Rabbimiz! Şüphesiz biz efendilerimize ve büyüklerimize itaat ettik de bizi onlar yoldan saptırdılar. Ey Rabbimiz! Onlara azaptan iki kat ver ve kendilerini tam anlamıyla dışla/rahmetinden mahrum bırak.”
Hasan Basri Çantay : (Onlara tabî olanlar da o gün): «Ey Rabbimiz, hakıykat biz reislerimize ve büyüklerimize uyduk. Onlar da bizi yoldan sapdırdılar» demişlerdir (diyeceklerdir).
Hayrat Neşriyat : Ve: 'Rabbimiz! Gerçekten biz, reislerimize ve büyüklerimize uyduk da (onlar) bizi(hak) yoldan saptırdılar' diyeceklerdir.
İbni Kesir : Ve dediler ki: Rabbımız; biz büyüklerimize ve yöneticilerimize itaat etmiştik. Onlar da bizi yoldan saptırdılar.
İskender Evrenosoğlu : Ve cehennemde olanlar derler ki: “Yarabbi, muhakkak ki biz, sâdatlarımıza (dînde ileri gidenlerimize) ve küberamıza (büyüklerimize) itaat ettik. Ve böylece Senin yolundan (Sıratı Mustakîmi'nden) saptık.
Muhammed Esed : Ve "Ey Rabbimiz!" diyecekler, "Biz liderlerimize ve ileri gelenlere uyduk, bizi doğru yoldan uzaklaştıranlar onlardır!
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve demiş olacaklardır ki: «Yarabbi! Muhakkak biz reislerimize ve büyüklerimize itaat ettik. Artık onlar da bizi doğru yoldan sapıttılar.»
Ömer Öngüt : Ey Rabbimiz! Biz yöneticilerimize ve büyüklerimize itaat etmiştik, onlar da bizi yoldan saptırdılar.
Şaban Piriş : Rabbimiz, biz liderlerimize ve büyüklerimize itaat ettik, onlar da bizi yoldan saptırdılar.
Suat Yıldırım : "Ey ulu Rabbimiz!" derler, "sözün doğrusu, biz önderlerimizin ve büyüklerimizin dediklerine uyduk, ama onlar bizi yoldan saptırdılar."
Süleyman Ateş : Ve dediler ki: "Rabbimiz, biz beylerimize ve büyüklerimize uyduk da bizi yoldan saptırdılar."
Tefhim-ul Kuran : Ve dediler ki: «Rabbimiz, gerçekten biz, efendilerimize ve büyüklerimize itaat ettik, böylece onlar bizi yoldan saptırmış oldular.»
Ümit Şimşek : 'Rabbimiz,' derler. 'Biz önderlerimize ve büyüklerimize itaat ettik. Onlar da bizi yoldan saptırdılar.
Yaşar Nuri Öztürk : Ve derler ki: "Rabbimiz biz, efendilerimize, büyüklerimize itaat ettik de bizi yoldan saptırdılar."


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}