» 25 / Furkân  63:

Kuran Sırası: 25
İniş Sırası: 42
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77

 » 25 / Furkân  Suresi: 63
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَعِبَادُ (VABED̃) = ve ǐbādu : ve kulları
2. الرَّحْمَٰنِ (ELRḪMN) = r-raHmāni : Rahman'ın
3. الَّذِينَ (ELZ̃YN) = elleƶīne : öyle kimselerdir ki
4. يَمْشُونَ (YMŞVN) = yemşūne : yürürler
5. عَلَى (AL) = ǎlā :
6. الْأَرْضِ (ELÊRŽ) = l-erDi : yeryüzünde
7. هَوْنًا (HVNE) = hevnen : mütevazi olarak
8. وَإِذَا (VÎZ̃E) = ve iƶā : ne zaman ki
9. خَاطَبَهُمُ (ḢEŦBHM) = ḣāTabehumu : kendilerine laf atarsa
10. الْجَاهِلُونَ (ELCEHLVN) = l-cāhilūne : cahiller
11. قَالُوا (GELVE) = ḳālū : derler
12. سَلَامًا (SLEME) = selāmen : Selam
ve kulları | Rahman'ın | öyle kimselerdir ki | yürürler | | yeryüzünde | mütevazi olarak | ne zaman ki | kendilerine laf atarsa | cahiller | derler | Selam |

[ABD̃] [RḪM] [] [MŞY] [] [ERŽ] [HVN] [] [ḢŦB] [CHL] [GVL] [SLM]
VABED̃ ELRḪMN ELZ̃YN YMŞVN AL ELÊRŽ HVNE VÎZ̃E ḢEŦBHM ELCEHLVN GELVE SLEME

ve ǐbādu r-raHmāni elleƶīne yemşūne ǎlā l-erDi hevnen ve iƶā ḣāTabehumu l-cāhilūne ḳālū selāmen
وعباد الرحمن الذين يمشون على الأرض هونا وإذا خاطبهم الجاهلون قالوا سلاما

 » 25 / Furkân  Suresi: 63
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وعباد ع ب د | ABD̃ VABED̃ ve ǐbādu ve kulları And (the) slaves
الرحمن ر ح م | RḪM ELRḪMN r-raHmāni Rahman'ın (of) the Most Gracious
الذين | ELZ̃YN elleƶīne öyle kimselerdir ki (are) those who
يمشون م ش ي | MŞY YMŞVN yemşūne yürürler walk
على | AL ǎlā on
الأرض ا ر ض | ERŽ ELÊRŽ l-erDi yeryüzünde the earth
هونا ه و ن | HVN HVNE hevnen mütevazi olarak (in) humbleness
وإذا | VÎZ̃E ve iƶā ne zaman ki and when
خاطبهم خ ط ب | ḢŦB ḢEŦBHM ḣāTabehumu kendilerine laf atarsa address them
الجاهلون ج ه ل | CHL ELCEHLVN l-cāhilūne cahiller the ignorant ones,
قالوا ق و ل | GVL GELVE ḳālū derler they say,
سلاما س ل م | SLM SLEME selāmen Selam """Peace."""

25:63 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

ve kulları | Rahman'ın | öyle kimselerdir ki | yürürler | | yeryüzünde | mütevazi olarak | ne zaman ki | kendilerine laf atarsa | cahiller | derler | Selam |

[ABD̃] [RḪM] [] [MŞY] [] [ERŽ] [HVN] [] [ḢŦB] [CHL] [GVL] [SLM]
VABED̃ ELRḪMN ELZ̃YN YMŞVN AL ELÊRŽ HVNE VÎZ̃E ḢEŦBHM ELCEHLVN GELVE SLEME

ve ǐbādu r-raHmāni elleƶīne yemşūne ǎlā l-erDi hevnen ve iƶā ḣāTabehumu l-cāhilūne ḳālū selāmen
وعباد الرحمن الذين يمشون على الأرض هونا وإذا خاطبهم الجاهلون قالوا سلاما

[ع ب د] [ر ح م] [] [م ش ي] [] [ا ر ض] [ه و ن] [] [خ ط ب] [ج ه ل] [ق و ل] [س ل م]

 » 25 / Furkân  Suresi: 63
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وعباد ع ب د | ABD̃ VABED̃ ve ǐbādu ve kulları And (the) slaves
Vav,Ayn,Be,Elif,Dal,
6,70,2,1,4,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – nominative masculine plural noun
الواو عاطفة
اسم مرفوع
الرحمن ر ح م | RḪM ELRḪMN r-raHmāni Rahman'ın (of) the Most Gracious
Elif,Lam,Re,Ha,Mim,Nun,
1,30,200,8,40,50,
ADJ – genitive masculine singular adjective
صفة مجرورة
الذين | ELZ̃YN elleƶīne öyle kimselerdir ki (are) those who
Elif,Lam,Zel,Ye,Nun,
1,30,700,10,50,
REL – masculine plural relative pronoun
اسم موصول
يمشون م ش ي | MŞY YMŞVN yemşūne yürürler walk
Ye,Mim,Şın,Vav,Nun,
10,40,300,6,50,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
على | AL ǎlā on
Ayn,Lam,,
70,30,,
P – preposition
حرف جر
الأرض ا ر ض | ERŽ ELÊRŽ l-erDi yeryüzünde the earth
Elif,Lam,,Re,Dad,
1,30,,200,800,
"N – genitive feminine noun → Earth"
اسم مجرور
هونا ه و ن | HVN HVNE hevnen mütevazi olarak (in) humbleness
He,Vav,Nun,Elif,
5,6,50,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
وإذا | VÎZ̃E ve iƶā ne zaman ki and when
Vav,,Zel,Elif,
6,,700,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
T – time adverb
الواو عاطفة
ظرف زمان
خاطبهم خ ط ب | ḢŦB ḢEŦBHM ḣāTabehumu kendilerine laf atarsa address them
Hı,Elif,Tı,Be,He,Mim,
600,1,9,2,5,40,
V – 3rd person masculine singular (form III) perfect verb
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
فعل ماض و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
الجاهلون ج ه ل | CHL ELCEHLVN l-cāhilūne cahiller the ignorant ones,
Elif,Lam,Cim,Elif,He,Lam,Vav,Nun,
1,30,3,1,5,30,6,50,
N – nominative masculine plural active participle
اسم مرفوع
قالوا ق و ل | GVL GELVE ḳālū derler they say,
Gaf,Elif,Lam,Vav,Elif,
100,1,30,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
سلاما س ل م | SLM SLEME selāmen Selam """Peace."""
Sin,Lam,Elif,Mim,Elif,
60,30,1,40,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَعِبَادُ: ve kulları | الرَّحْمَٰنِ: Rahman'ın | الَّذِينَ: öyle kimselerdir ki | يَمْشُونَ: yürürler | عَلَى: | الْأَرْضِ: yeryüzünde | هَوْنًا: mütevazi olarak | وَإِذَا: ne zaman ki | خَاطَبَهُمُ: kendilerine laf atarsa | الْجَاهِلُونَ: cahiller | قَالُوا: derler | سَلَامًا: Selam |
Kırık Meal (Harekesiz) : |وعباد WABED̃ ve kulları | الرحمن ELRḪMN Rahman'ın | الذين ELZ̃YN öyle kimselerdir ki | يمشون YMŞWN yürürler | على AL | الأرض ELÊRŽ yeryüzünde | هونا HWNE mütevazi olarak | وإذا WÎZ̃E ne zaman ki | خاطبهم ḢEŦBHM kendilerine laf atarsa | الجاهلون ELCEHLWN cahiller | قالوا GELWE derler | سلاما SLEME Selam |
Kırık Meal (Okunuş) : |ve ǐbādu: ve kulları | r-raHmāni: Rahman'ın | elleƶīne: öyle kimselerdir ki | yemşūne: yürürler | ǎlā: | l-erDi: yeryüzünde | hevnen: mütevazi olarak | ve iƶā: ne zaman ki | ḣāTabehumu: kendilerine laf atarsa | l-cāhilūne: cahiller | ḳālū: derler | selāmen: Selam |
Kırık Meal (Transcript) : |VABED̃: ve kulları | ELRḪMN: Rahman'ın | ELZ̃YN: öyle kimselerdir ki | YMŞVN: yürürler | AL: | ELÊRŽ: yeryüzünde | HVNE: mütevazi olarak | VÎZ̃E: ne zaman ki | ḢEŦBHM: kendilerine laf atarsa | ELCEHLVN: cahiller | GELVE: derler | SLEME: Selam |
Abdulbaki Gölpınarlı : Ve rahmânın kulları, öylesine kullardır ki yeryüzünde gönül alçaklığıyla yürürler ve bilgisizler, onlara söz söyleyince sağlık, esenlik size diye cevap verirler.
Adem Uğur : Rahmân'ın (has) kulları onlardır ki, yeryüzünde tevazu ile yürürler ve kendini bilmez kimseler onlara laf attığında (incitmeksizin) "Selam!" derler (geçerler);
Ahmed Hulusi : Rahman'ın kulları (Esmâ hakikatlerinin şuurunda olanlar) arzda (beden yaşamında) benliksiz ve şuurlu yaşarlar. . . Cahiller (hakikatten perdeliler) onlara sataştıklarında: "Selâm!" derler.
Ahmet Tekin : Rahman olan Allah’ı ilâh tanıyan, candan müslüman olarak Allah’a bağlanan has kulları, yeryüzünde tevazu ile yürüyenlerdir. Bilgiden, muhakemeden yoksun, ihtiraslı, tutarsız davranan kendini bilmez kimseler onlara laf attığında: 'Bizden uzak durun' derler, geçerler.
Ahmet Varol : Rahman'ın kulları yeryüzünde alçak gönüllülükle yürürler ve bilgisizler kendilerine laf attıklarında 'selam' derler. [8]
Ali Bulaç : O Rahman (olan Allah)ın kulları, yeryüzü üzerinde alçak gönüllü olarak yürürler ve cahiller kendileriyle muhatap oldukları zaman "Selam" derler.
Ali Fikri Yavuz : Rahmân’ın o kulları ki, onlar yeryüzünde vakar ve tevazu ile yürürler, cahiller kendilerine (hoşlanmadıkları bir) lâf attıkları zaman, “Selâm” derler (sözün doğrusunu söylerler ve onlarla çatışmazlar);
Bekir Sadak : Rahman kullari yeryuzunde mutevazi yururler. Bilgisizler kendilerine takildiklari zaman onlara guzel ve yumusak soz soylerler.
Celal Yıldırım : O Rahmân'ın kulları (o kimseler)dir ki, yeryüzünde alçak gönüllü yürürler; câhiller onlara söz attığı vakit, «selâmetle» derler.
Diyanet İşleri : Rahmân’ın kulları, yeryüzünde vakar ve tevazu ile yürüyen kimselerdir. Cahiller onlara laf attıkları zaman, “selâm!” der (geçer)ler.
Diyanet İşleri (eski) : Rahman'ın kulları yeryüzünde mütevazı yürürler. Bilgisizler kendilerine takıldıkları zaman onlara güzel ve yumuşak söz söylerler.
Diyanet Vakfi : Rahmân'ın (has) kulları onlardır ki, yeryüzünde tevazu ile yürürler ve kendini bilmez kimseler onlara laf attığında (incitmeksizin) «Selam!» derler (geçerler);
Edip Yüksel : Rahman'ın kulları öyle kimselerdir ki yeryüzünde gösterişsizce yürürler. Cahiller kendilerine laf atınca da barış önerirler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : O çok merhametli Allah'ın (has) kulları onlardır ki, yeryüzünde tevazu ile yürürler ve cahil kimseler kendilerine laf attığı zaman (incitmeksizin) «selam» derler (geçerler).
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Ve Rahman'ın kulları; O kimseler ki, yeryüzünde tevazu ile yürürler ve cahiller kendilerine laf attıkları zaman «Selametle!» derler;
Elmalılı Hamdi Yazır : Ve o Rahmânın kulları: onlar ki Arzın üzerinde mülayemetle yürürler ve cahiller kendilerine lâf attığı vakıt selâmetle... derler
Fizilal-il Kuran : Rahman'ın hâs kulları o kimselerdir ki, onlar yeryüzünde yumuşak adımlar atarak yürürler. Kendini bilmezler onlara sataştıklarında yumuşak sözlerle karşılık verirler.
Gültekin Onan : O Rahmanın kulları, yeıyüzü üzerinde alçak gönüllü olarak yürürler ve cahiller kendileriyle muhatap oldukları zaman "Selam" derler.
Hakkı Yılmaz : "Ve Rahmân'ın; yarattığı bütün canlılara dünyada çokça merhamet eden Allah'ın kulları öyle kimselerdir ki onlar, yeryüzünde alçakgönüllülükle yürürler ve cahil kimseler kendilerine lâf attığı zaman “Selâm!” derler. "
Hasan Basri Çantay : O çok esirgeyen (Allah'ın haas) kulları, ki onlar yer (yüzün) de vekaar ve tevazu ile yürürler, kendilerine beyinsizler (hoşa gitmeyecek) lâflar atdığı zaman «Selâm (etle» de (yib geçe) rler.
Hayrat Neşriyat : Rahmân’ın kulları ise, öyle kimselerdir ki, yeryüzünde tevâzû' (ve vakar) içinde yürürler; câhiller onlara bir lâf attıkları zaman, 'Selâm (Allah selâmet versin)!' derler(geçerler).
İbni Kesir : Rahman'ın kulları, onlardır ki; yeryüzünde mütevazi olarak yürürler. Bilgisizler kendilerine takıldıkları zaman, selam, derler.
İskender Evrenosoğlu : Ve Rahmân'ın kulları yeryüzünde tevazuyla yürür. Ve onlara cahiller hitap ettiği (lâf attığı) zaman “selâm” derler.
Muhammed Esed : Rahman'ın has kulları ki, onlar yeryüzünde tevazu ve vekar içinde yürürler ve ne zaman kötü niyetli, dar kafalı kimseler kendilerine laf atacak olsa, (sadece) selam! derler.
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve Rahmân'ın (halis) kulları onlardır ki, yeryüzünde mütevaziyâne bir halde yürürler ve cahiller onlara hitab ettikleri vakit, «Selâmetle,» derler.
Ömer Öngüt : Rahman'ın kulları onlardır ki, yeryüzünde tevâzu ve vakar ile yürürler. Câhiller kendilerine lâf attıklarında: “Selâm!” derler.
Şaban Piriş : Rahman’ın kulları, yeryüzünde alçak gönüllü olarak yürürler. Cahiller kendilerine laf attıklarında ise “Selam!” deyip geçerler.
Suat Yıldırım : Rahman’ın has kulları o kimselerdir ki onlar yerde tevazu ile yürürler. Cahiller kendilerine laf atarsa "Selâmetle!" derler.
Süleyman Ateş : Rahmân'ın kulları öyle kimselerdir ki, yeryüzünde mütevâzi olarak yürürler, câhiller kendilerine laf atarsa "Selâm" derler.
Tefhim-ul Kuran : O Rahman (olan Allah)'ın kulları, yeryüzü üzerinde alçak gönüllü olarak yürürler ve cahiller kendilerine muhatap oldukları zaman da «Selam» derler.
Ümit Şimşek : Rahmân'ın has kulları, yeryüzünde alçakgönüllülükle yürürler; cahiller kendilerine sataştığında da 'Selâmetle' der, geçerler.
Yaşar Nuri Öztürk : Rahman'ın kulları, yeryüzünde böbürlenmeden/rahatsız etmeden yürüyen kişilerdir. Cahiller onlara hitap edince, "selam" derler.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}