» 10 / Yûnus  74:

Kuran Sırası: 10
İniş Sırası: 51
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109

 » 10 / Yûnus  Suresi: 74
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. ثُمَّ (S̃M) = ṧumme : sonra
2. بَعَثْنَا (BAS̃NE) = beǎṧnā : gönderdik
3. مِنْ (MN) = min :
4. بَعْدِهِ (BAD̃H) = beǎ'dihi : onun ardından
5. رُسُلًا (RSLE) = rusulen : peygamberleri
6. إِلَىٰ (ÎL) = ilā :
7. قَوْمِهِمْ (GVMHM) = ḳavmihim : kavimlerine
8. فَجَاءُوهُمْ (FCEÙVHM) = fe cā'ūhum : getirdiler
9. بِالْبَيِّنَاتِ (BELBYNET) = bil-beyyināti : açık belgeler
10. فَمَا (FME) = femā : ancak
11. كَانُوا (KENVE) = kānū : onlar
12. لِيُؤْمِنُوا (LYÙMNVE) = liyu'minū : inanmadılar
13. بِمَا (BME) = bimā : şeylere
14. كَذَّبُوا (KZ̃BVE) = keƶƶebū : yalanladıkları
15. بِهِ (BH) = bihi : onu
16. مِنْ (MN) = min :
17. قَبْلُ (GBL) = ḳablu : daha önce
18. كَذَٰلِكَ (KZ̃LK) = keƶālike : işte böyle
19. نَطْبَعُ (NŦBA) = neTbeǔ : mühürleriz
20. عَلَىٰ (AL) = ǎlā : üzerini
21. قُلُوبِ (GLVB) = ḳulūbi : kalpleri
22. الْمُعْتَدِينَ (ELMATD̃YN) = l-muǎ'tedīne : aşırı gidenlerin
sonra | gönderdik | | onun ardından | peygamberleri | | kavimlerine | getirdiler | açık belgeler | ancak | onlar | inanmadılar | şeylere | yalanladıkları | onu | | daha önce | işte böyle | mühürleriz | üzerini | kalpleri | aşırı gidenlerin |

[] [BAS̃] [] [BAD̃] [RSL] [] [GVM] [CYE] [BYN] [] [KVN] [EMN] [] [KZ̃B] [] [] [GBL] [] [ŦBA] [] [GLB] [AD̃V]
S̃M BAS̃NE MN BAD̃H RSLE ÎL GVMHM FCEÙVHM BELBYNET FME KENVE LYÙMNVE BME KZ̃BVE BH MN GBL KZ̃LK NŦBA AL GLVB ELMATD̃YN

ṧumme beǎṧnā min beǎ'dihi rusulen ilā ḳavmihim fe cā'ūhum bil-beyyināti femā kānū liyu'minū bimā keƶƶebū bihi min ḳablu keƶālike neTbeǔ ǎlā ḳulūbi l-muǎ'tedīne
ثم بعثنا من بعده رسلا إلى قومهم فجاءوهم بالبينات فما كانوا ليؤمنوا بما كذبوا به من قبل كذلك نطبع على قلوب المعتدين

 » 10 / Yûnus  Suresi: 74
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ثم | S̃M ṧumme sonra Then
بعثنا ب ع ث | BAS̃ BAS̃NE beǎṧnā gönderdik We sent
من | MN min after him
بعده ب ع د | BAD̃ BAD̃H beǎ'dihi onun ardından after him
رسلا ر س ل | RSL RSLE rusulen peygamberleri Messengers
إلى | ÎL ilā to
قومهم ق و م | GVM GVMHM ḳavmihim kavimlerine their people,
فجاءوهم ج ي ا | CYE FCEÙVHM fe cā'ūhum getirdiler and they came to them
بالبينات ب ي ن | BYN BELBYNET bil-beyyināti açık belgeler with clear proofs.
فما | FME femā ancak But not
كانوا ك و ن | KVN KENVE kānū onlar they were
ليؤمنوا ا م ن | EMN LYÙMNVE liyu'minū inanmadılar to believe
بما | BME bimā şeylere what
كذبوا ك ذ ب | KZ̃B KZ̃BVE keƶƶebū yalanladıkları they had denied
به | BH bihi onu [it]
من | MN min before.
قبل ق ب ل | GBL GBL ḳablu daha önce before.
كذلك | KZ̃LK keƶālike işte böyle Thus
نطبع ط ب ع | ŦBA NŦBA neTbeǔ mühürleriz We seal
على | AL ǎlā üzerini [on]
قلوب ق ل ب | GLB GLVB ḳulūbi kalpleri the hearts
المعتدين ع د و | AD̃V ELMATD̃YN l-muǎ'tedīne aşırı gidenlerin (of) the transgressors.

10:74 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

sonra | gönderdik | | onun ardından | peygamberleri | | kavimlerine | getirdiler | açık belgeler | ancak | onlar | inanmadılar | şeylere | yalanladıkları | onu | | daha önce | işte böyle | mühürleriz | üzerini | kalpleri | aşırı gidenlerin |

[] [BAS̃] [] [BAD̃] [RSL] [] [GVM] [CYE] [BYN] [] [KVN] [EMN] [] [KZ̃B] [] [] [GBL] [] [ŦBA] [] [GLB] [AD̃V]
S̃M BAS̃NE MN BAD̃H RSLE ÎL GVMHM FCEÙVHM BELBYNET FME KENVE LYÙMNVE BME KZ̃BVE BH MN GBL KZ̃LK NŦBA AL GLVB ELMATD̃YN

ṧumme beǎṧnā min beǎ'dihi rusulen ilā ḳavmihim fe cā'ūhum bil-beyyināti femā kānū liyu'minū bimā keƶƶebū bihi min ḳablu keƶālike neTbeǔ ǎlā ḳulūbi l-muǎ'tedīne
ثم بعثنا من بعده رسلا إلى قومهم فجاءوهم بالبينات فما كانوا ليؤمنوا بما كذبوا به من قبل كذلك نطبع على قلوب المعتدين

[] [ب ع ث] [] [ب ع د] [ر س ل] [] [ق و م] [ج ي ا] [ب ي ن] [] [ك و ن] [ا م ن] [] [ك ذ ب] [] [] [ق ب ل] [] [ط ب ع] [] [ق ل ب] [ع د و]

 » 10 / Yûnus  Suresi: 74
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ثم | S̃M ṧumme sonra Then
Se,Mim,
500,40,
CONJ – coordinating conjunction
حرف عطف
بعثنا ب ع ث | BAS̃ BAS̃NE beǎṧnā gönderdik We sent
Be,Ayn,Se,Nun,Elif,
2,70,500,50,1,
V – 1st person plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل
من | MN min after him
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
بعده ب ع د | BAD̃ BAD̃H beǎ'dihi onun ardından after him
Be,Ayn,Dal,He,
2,70,4,5,
N – genitive noun
PRON – 3rd person masculine singular possessive pronoun
اسم مجرور والهاء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
رسلا ر س ل | RSL RSLE rusulen peygamberleri Messengers
Re,Sin,Lam,Elif,
200,60,30,1,
N – accusative masculine plural indefinite noun
اسم منصوب
إلى | ÎL ilā to
,Lam,,
,30,,
P – preposition
حرف جر
قومهم ق و م | GVM GVMHM ḳavmihim kavimlerine their people,
Gaf,Vav,Mim,He,Mim,
100,6,40,5,40,
N – genitive masculine noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم مجرور و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
فجاءوهم ج ي ا | CYE FCEÙVHM fe cā'ūhum getirdiler and they came to them
Fe,Cim,Elif,,Vav,He,Mim,
80,3,1,,6,5,40,
CONJ – prefixed conjunction fa (and)
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
الفاء عاطفة
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
بالبينات ب ي ن | BYN BELBYNET bil-beyyināti açık belgeler with clear proofs.
Be,Elif,Lam,Be,Ye,Nun,Elif,Te,
2,1,30,2,10,50,1,400,
P – prefixed preposition bi
N – genitive feminine plural noun
جار ومجرور
فما | FME femā ancak But not
Fe,Mim,Elif,
80,40,1,
REM – prefixed resumption particle
NEG – negative particle
الفاء استئنافية
حرف نفي
كانوا ك و ن | KVN KENVE kānū onlar they were
Kef,Elif,Nun,Vav,Elif,
20,1,50,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع اسم «كان»
ليؤمنوا ا م ن | EMN LYÙMNVE liyu'minū inanmadılar to believe
Lam,Ye,,Mim,Nun,Vav,Elif,
30,10,,40,50,6,1,
PRP – prefixed particle of purpose lām
V – 3rd person masculine plural (form IV) imperfect verb, subjunctive mood
PRON – subject pronoun
اللام لام التعليل
فعل مضارع منصوب والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
بما | BME bimā şeylere what
Be,Mim,Elif,
2,40,1,
P – prefixed preposition bi
REL – relative pronoun
جار ومجرور
كذبوا ك ذ ب | KZ̃B KZ̃BVE keƶƶebū yalanladıkları they had denied
Kef,Zel,Be,Vav,Elif,
20,700,2,6,1,
V – 3rd person masculine plural (form II) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
به | BH bihi onu [it]
Be,He,
2,5,
P – prefixed preposition bi
PRON – 3rd person masculine singular personal pronoun
جار ومجرور
من | MN min before.
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
قبل ق ب ل | GBL GBL ḳablu daha önce before.
Gaf,Be,Lam,
100,2,30,
N – genitive noun
اسم مجرور
كذلك | KZ̃LK keƶālike işte böyle Thus
Kef,Zel,Lam,Kef,
20,700,30,20,
P – prefixed preposition ka
DEM – masculine singular demonstrative pronoun
جار ومجرور
نطبع ط ب ع | ŦBA NŦBA neTbeǔ mühürleriz We seal
Nun,Tı,Be,Ayn,
50,9,2,70,
V – 1st person plural imperfect verb
فعل مضارع
على | AL ǎlā üzerini [on]
Ayn,Lam,,
70,30,,
P – preposition
حرف جر
قلوب ق ل ب | GLB GLVB ḳulūbi kalpleri the hearts
Gaf,Lam,Vav,Be,
100,30,6,2,
"N – genitive feminine plural noun → Heart"
اسم مجرور
المعتدين ع د و | AD̃V ELMATD̃YN l-muǎ'tedīne aşırı gidenlerin (of) the transgressors.
Elif,Lam,Mim,Ayn,Te,Dal,Ye,Nun,
1,30,40,70,400,4,10,50,
N – genitive masculine plural noun
اسم مجرور
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |ثُمَّ: sonra | بَعَثْنَا: gönderdik | مِنْ: | بَعْدِهِ: onun ardından | رُسُلًا: peygamberleri | إِلَىٰ: | قَوْمِهِمْ: kavimlerine | فَجَاءُوهُمْ: getirdiler | بِالْبَيِّنَاتِ: açık belgeler | فَمَا: ancak | كَانُوا: onlar | لِيُؤْمِنُوا: inanmadılar | بِمَا: şeylere | كَذَّبُوا: yalanladıkları | بِهِ: onu | مِنْ: | قَبْلُ: daha önce | كَذَٰلِكَ: işte böyle | نَطْبَعُ: mühürleriz | عَلَىٰ: üzerini | قُلُوبِ: kalpleri | الْمُعْتَدِينَ: aşırı gidenlerin |
Kırık Meal (Harekesiz) : |ثم S̃M sonra | بعثنا BAS̃NE gönderdik | من MN | بعده BAD̃H onun ardından | رسلا RSLE peygamberleri | إلى ÎL | قومهم GWMHM kavimlerine | فجاءوهم FCEÙWHM getirdiler | بالبينات BELBYNET açık belgeler | فما FME ancak | كانوا KENWE onlar | ليؤمنوا LYÙMNWE inanmadılar | بما BME şeylere | كذبوا KZ̃BWE yalanladıkları | به BH onu | من MN | قبل GBL daha önce | كذلك KZ̃LK işte böyle | نطبع NŦBA mühürleriz | على AL üzerini | قلوب GLWB kalpleri | المعتدين ELMATD̃YN aşırı gidenlerin |
Kırık Meal (Okunuş) : |ṧumme: sonra | beǎṧnā: gönderdik | min: | beǎ'dihi: onun ardından | rusulen: peygamberleri | ilā: | ḳavmihim: kavimlerine | fe cā'ūhum: getirdiler | bil-beyyināti: açık belgeler | femā: ancak | kānū: onlar | liyu'minū: inanmadılar | bimā: şeylere | keƶƶebū: yalanladıkları | bihi: onu | min: | ḳablu: daha önce | keƶālike: işte böyle | neTbeǔ: mühürleriz | ǎlā: üzerini | ḳulūbi: kalpleri | l-muǎ'tedīne: aşırı gidenlerin |
Kırık Meal (Transcript) : |S̃M: sonra | BAS̃NE: gönderdik | MN: | BAD̃H: onun ardından | RSLE: peygamberleri | ÎL: | GVMHM: kavimlerine | FCEÙVHM: getirdiler | BELBYNET: açık belgeler | FME: ancak | KENVE: onlar | LYÙMNVE: inanmadılar | BME: şeylere | KZ̃BVE: yalanladıkları | BH: onu | MN: | GBL: daha önce | KZ̃LK: işte böyle | NŦBA: mühürleriz | AL: üzerini | GLVB: kalpleri | ELMATD̃YN: aşırı gidenlerin |
Abdulbaki Gölpınarlı : Ondan sonra da insan topluluklarına peygamberler gönderdik, apaçık delillerle geldikleri halde önceden yalanladıkları şeylere bir türlü inanmadılar. İşte biz, haddini aşanların gönüllerini böyle mühürleriz.
Adem Uğur : Sonra onun arkasından birçok peygamberi kendi toplumlarına gönderdik. Onlara mucizeler getirdiler. Fakat onlar daha önce yalanladıkları şeye inanacak değillerdi. İşte haddi aşanların kalplerini biz böyle mühürleriz.
Ahmed Hulusi : Ondan (Nuh'tan) sonra nice toplumlara, apaçık deliller (muhtevası özel Esmâ mânâları) olan Rasûller bâ'settik. . . Daha önceden yalanlamış oldukları şeye (gene) iman etmediler. . . İşte haddi aşanların kalpleri üzerine böyle mühür vururuz (şuurları kilitlenir)!
Ahmet Tekin : Sonra, Nûh’un ardından gelen kavimlere kendi içlerinden özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere görevli Rasuller gönderdik. Onlara ayan beyan mûcizelerle, delillerle geldiler. Onlar da, daha önce yalanladıkları şeye inanacak değillerdi. İşte haddi aşanların, kural tanımayanların kalplerini, kafalarını biz böyle mühürleriz.
Ahmet Varol : Sonra onun ardından başka peygamberleri kavimlerine gönderdik. Bunlar onlara açık belgeler getirdiler. Ancak onlar daha önce yalanlamış oldukları şeylere bir türlü inanmak istemediler. İşte aşırı gidenlerin kalplerini böyle mühürleriz.
Ali Bulaç : Sonra onun ardından kendi kavimlerine (başka) elçiler gönderdik; onlara apaçık belgeler getirmişlerdi. Ama daha önce onu yalanlamaları nedeniyle inanmadılar. İşte biz, haddi aşanların kalblerini böyle mühürleriz.
Ali Fikri Yavuz : Sonra Nûh’un arkasından bir çok Peygamberleri kavimlerine gönderdik, onlara açık mûcizeler getirdiler. Fakat önceden yaptıkları tekzibden ötürü, bir türlü inanmak istemediler. İşte biz, hududu aşanların kalbleri üzerine böyle mühür basarız. (artık iman edemezler).
Bekir Sadak : Sonra onun ardindan milletlere peygamberler gonderdik, onlara belgeler getirdiler. Digerlerinin daha once yalan saymis olduklarina bunlar da inanmadilar. Asiri gidenlerin kalblerini iste boylece muhurleriz.
Celal Yıldırım : Ondan sonra kendi kavimlerine Peygamberler gönderdik. Onlar da kavimlerine açık belgelerle, mu'cizelerle geldiler. Daha önce yalan saydıklarına bakarak bir türlü imân eder olmadılar. İşte (ilâhî buyrukları dinlemeyip) haddi aşanların kalblerini böylece mühürleriz.
Diyanet İşleri : Sonra, onun ardından birçok peygamberi kendi toplumlarına gönderdik. Onlara apaçık mucizeler getirdiler. Fakat onlar önceden yalanlamakta oldukları şeye inanacak değillerdi. İşte biz haddi aşanların kalplerini böylece mühürleriz.
Diyanet İşleri (eski) : Sonra onun ardından milletlere peygamberler gönderdik, onlara belgeler getirdiler. Diğerlerinin daha önce yalan saymış olduklarına bunlar da inanmadılar. Aşırı gidenlerin kalblerini işte böylece mühürleriz.
Diyanet Vakfi : Sonra onun arkasından birçok peygamberi kendi toplumlarına gönderdik. Onlara mucizeler getirdiler. Fakat onlar daha önce yalanladıkları şeye inanacak değillerdi. İşte haddi aşanların kalplerini biz böyle mühürleriz.
Edip Yüksel : Sonra onun ardından, elçiler gönderdik, halklarına apaçık deliller getirdiler. Geçmişte yalanlamış bulunduklarına inanacak değillerdi. Azgınların kalplerini böyle damgalarız.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Sonra onun arkasından birçok peygamberleri kavimlerine gönderdik. Onlara açık mucizelerle geldiler. Fakat onlar bir defa yalan dediklerine sonuna kadar bir türlü inanmadılar. İşte biz, haddi aşanların kalblerini böyle mühürleriz.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Sonra onun arkasından birçok peygamberleri kavimlerine gönderdik; onlara açık mucizelerle vardılar, fakat önce yalan dediklerine yine de bir türlü inanmak istemediler. İşte Biz sürekli haddi aşanların kalplerini böyle mühürleriz.
Elmalılı Hamdi Yazır : Sonra onun arkasından bir çok Peygamberleri kavmlerine gönderdik, onlara açık mu'cizelerle vardılar, fakat önce yalan dediklerine bir türlü inanmak istemediler, işte biz tecavüzü ı'tiyad edenlerin kalblerini böyle tab'ederiz
Fizilal-il Kuran : Sonra Nuh'un ardından birçok peygamberi soydaşlarına gönderdik. Peygamberler soydaşlarına açık mesajlar getirdiler. Fakat soydaşları daha önce yalanladıkları gerçeklere inanmaya yanaşmadılar. Biz de, ölçüyü aşanların kalplerini böyle mühürleriz.
Gültekin Onan : Sonra onun ardından kendi kavimlerine (başka) elçiler gönderdik; onlara apaçık belgeler getirmişlerdi. Ama daha önce onu yalanlamaları nedeniyle inanmadılar. İşte biz haddi aşanların kalplerini böyle mühürleriz.
Hakkı Yılmaz : Sonra onun ardından kendi toplumlarına elçiler gönderdik de onlar, onlara apaçık belgeler getirdiler. Ama daha önce onu yalanlamaları nedeniyle inanmadılar. İşte Biz, sınırı aşanların kalplerini böyle damgalarız/mühürleriz. ***
Hasan Basri Çantay : Sonra onun arkasından kendi kavmlerine (bir çok) peygamberler gönderdik de bunlar, onlara (da'valarını isbat eden) apaçık mu'cizeler getirdiler. Fakat önceden (hakkı) yalan say (mıya alış) dıkları için, (kaabil değil) inanmadılar. İşte haddi aşanların gönülleri üzerine biz böyle mühür basarız!
Hayrat Neşriyat : Sonra onun ardından nice peygamberleri kavimlerine gönderdik; derken onlara apaçık deliller getirdiler; fakat önceden yalanladıkları şeye (yine) îmân edecek değillerdi. İşte(biz), haddi aşanların kalblerini (küfürleri sebebiyle) böyle mühürleriz!
İbni Kesir : Sonra onun arkasından peygamberleri kavimlerine gönderdik. Onlara apaçık ayetylerle geldiler. Fakat önceden yalanladıkları için inanmadılar. Aşırı gidenlerin kalblerini işte böylece mühürleriz.
İskender Evrenosoğlu : Sonra onun arkasından onların kavimlerine resûller gönderdik. Onlara beyyineler (açık deliller) getirdiler. Daha önce (hidayete erip sonradan) onu yalanladıklarından dolayı böylece (fıska düştükleri için) mü'min olmadılar. Haddi aşanların kalplerini işte böyle mühürleriz (tabederiz).
Muhammed Esed : Ve sonra, o'nun ardından -her birini kendi toplumlarına olmak üzere- (başka) elçiler gönderdik; öyle ki onlar da hakkın apaçık delillerini ortaya koydular; fakat onlar bir kere yalanlamış bulundukları şeye (sonradan) bir türlü inanmak istemediler, haddi aşanların kalplerini biz işte böyle mühürleriz.
Ömer Nasuhi Bilmen : Sonra onu müteakip kavimlerine peygamberler gönderdik. Onlara beyyineler ile geldiler. Onlar ise evvelce tekzîp etmiş oldukları şeylere imân eder olmadılar. İşte haddi tecavüz edenlerin kalpleri üzerine böylece mühürleriz.
Ömer Öngüt : Sonra onun ardından kendi kavimlerine peygamberler gönderdik. Onlara apaçık deliller getirdiler. Fakat onlar daha önce yalanladıklarına iman edecek değillerdi. Haddi aşanların kalplerini işte böyle mühürleriz.
Şaban Piriş : O’ndan sonra da toplumlarına elçiler göndermiştik. (O toplumlara) elçiler belgelerle gelmişlerdi. Daha önce yalanladıkları şeye inanacak değillerdi. İşte, haddi aşanların kalplerini böyle mühürleriz.
Suat Yıldırım : Nuh’tan sonra, kendi halklarına resul olarak daha nice peygamberler gönderdik. Onlar kavimlerine âyetler, mûcizeler getirdiler; ama berikiler, önce yalan saydıkları şeye, bir türlü inanmadılar. İşte haddi aşanların kalplerini böyle mühürleriz!
Süleyman Ateş : Sonra onun ardından bir çok elçileri kavimlerine gönderdik; onlara; belgeler getirdiler. (Fakat onlar) önce yalanlamış oldukları şeye bir türlü inanmıyorlardı. İşte haddi aşanların kalblerini böyle mühürleriz.
Tefhim-ul Kuran : Sonra onun ardından kendi kavimlerine (başka) peygamberler gönderdik; onlara apaçık belgeler getirmişlerdi. Ama daha önce onu yalanlamaları nedeniyle inanmadılar. İşte biz, haddi aşanların kalblerini böyle damgalarız.
Ümit Şimşek : Nuh'tan sonra Biz yine kendi milletlerine peygamberler gönderdik. Peygamberleri onlara apaçık deliller getirdiler; ama onların, daha önce yalanlamış oldukları şeye inanmaya niyetleri yoktu. Hadlerini aşanların kalplerini Biz böyle mühürlüyoruz.
Yaşar Nuri Öztürk : Nûh'un ardından birçok resulleri daha toplumlarına gönderdik. Onlara açık seçik kanıtlar getirdiler. Ama onlar daha önceden yalanladıkları şeye bir türlü inanmadılar. Azgınlığa sapanların kalplerini biz, işte böyle mühürleriz.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}