» 58 / Mücâdele  14:

Kuran Sırası: 58
İniş Sırası: 105
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22

 » 58 / Mücâdele  Suresi: 14
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. أَلَمْ (ÊLM) = elem :
2. تَرَ (TR) = tera : görmedin mi?
3. إِلَى (ÎL) = ilā :
4. الَّذِينَ (ELZ̃YN) = elleƶīne : kimseleri
5. تَوَلَّوْا (TVLVE) = tevellev : dost edinen(leri)
6. قَوْمًا (GVME) = ḳavmen : bir topluluğu
7. غَضِبَ (ĞŽB) = ğaDibe : gazabettiği
8. اللَّهُ (ELLH) = llahu : Allah'ın
9. عَلَيْهِمْ (ALYHM) = ǎleyhim : kendilerine
10. مَا (ME) = mā : değildir
11. هُمْ (HM) = hum : onlar
12. مِنْكُمْ (MNKM) = minkum : sizden
13. وَلَا (VLE) = ve lā : ve değildir
14. مِنْهُمْ (MNHM) = minhum : onlardan
15. وَيَحْلِفُونَ (VYḪLFVN) = ve yeHlifūne : ve yemin ediyorlar
16. عَلَى (AL) = ǎlā : üzere
17. الْكَذِبِ (ELKZ̃B) = l-keƶibi : yalan
18. وَهُمْ (VHM) = vehum : ve onlar
19. يَعْلَمُونَ (YALMVN) = yeǎ'lemūne : bilerek
| görmedin mi? | | kimseleri | dost edinen(leri) | bir topluluğu | gazabettiği | Allah'ın | kendilerine | değildir | onlar | sizden | ve değildir | onlardan | ve yemin ediyorlar | üzere | yalan | ve onlar | bilerek |

[] [REY] [] [] [VLY] [GVM] [ĞŽB] [] [] [] [] [] [] [] [ḪLF] [] [KZ̃B] [] [ALM]
ÊLM TR ÎL ELZ̃YN TVLVE GVME ĞŽB ELLH ALYHM ME HM MNKM VLE MNHM VYḪLFVN AL ELKZ̃B VHM YALMVN

elem tera ilā elleƶīne tevellev ḳavmen ğaDibe llahu ǎleyhim hum minkum ve lā minhum ve yeHlifūne ǎlā l-keƶibi vehum yeǎ'lemūne
ألم تر إلى الذين تولوا قوما غضب الله عليهم ما هم منكم ولا منهم ويحلفون على الكذب وهم يعلمون

 » 58 / Mücâdele  Suresi: 14
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ألم | ÊLM elem Do not
تر ر ا ي | REY TR tera görmedin mi? you see
إلى | ÎL ilā [to]
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimseleri those who
تولوا و ل ي | VLY TVLVE tevellev dost edinen(leri) take as allies
قوما ق و م | GVM GVME ḳavmen bir topluluğu a people,
غضب غ ض ب | ĞŽB ĞŽB ğaDibe gazabettiği wrath
الله | ELLH llahu Allah'ın (of) Allah
عليهم | ALYHM ǎleyhim kendilerine (is) upon them?
ما | ME değildir They (are) not
هم | HM hum onlar They (are) not
منكم | MNKM minkum sizden of you
ولا | VLE ve lā ve değildir and not
منهم | MNHM minhum onlardan of them,
ويحلفون ح ل ف | ḪLF VYḪLFVN ve yeHlifūne ve yemin ediyorlar and they swear
على | AL ǎlā üzere to
الكذب ك ذ ب | KZ̃B ELKZ̃B l-keƶibi yalan the lie
وهم | VHM vehum ve onlar while they
يعلمون ع ل م | ALM YALMVN yeǎ'lemūne bilerek know.

58:14 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

| görmedin mi? | | kimseleri | dost edinen(leri) | bir topluluğu | gazabettiği | Allah'ın | kendilerine | değildir | onlar | sizden | ve değildir | onlardan | ve yemin ediyorlar | üzere | yalan | ve onlar | bilerek |

[] [REY] [] [] [VLY] [GVM] [ĞŽB] [] [] [] [] [] [] [] [ḪLF] [] [KZ̃B] [] [ALM]
ÊLM TR ÎL ELZ̃YN TVLVE GVME ĞŽB ELLH ALYHM ME HM MNKM VLE MNHM VYḪLFVN AL ELKZ̃B VHM YALMVN

elem tera ilā elleƶīne tevellev ḳavmen ğaDibe llahu ǎleyhim hum minkum ve lā minhum ve yeHlifūne ǎlā l-keƶibi vehum yeǎ'lemūne
ألم تر إلى الذين تولوا قوما غضب الله عليهم ما هم منكم ولا منهم ويحلفون على الكذب وهم يعلمون

[] [ر ا ي] [] [] [و ل ي] [ق و م] [غ ض ب] [] [] [] [] [] [] [] [ح ل ف] [] [ك ذ ب] [] [ع ل م]

 » 58 / Mücâdele  Suresi: 14
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ألم | ÊLM elem Do not
,Lam,Mim,
,30,40,
INTG – prefixed interrogative alif
NEG – negative particle
الهمزة همزة استفهام
حرف نفي
تر ر ا ي | REY TR tera görmedin mi? you see
Te,Re,
400,200,
V – 2nd person masculine singular imperfect verb, jussive mood
فعل مضارع مجزوم
إلى | ÎL ilā [to]
,Lam,,
,30,,
P – preposition
حرف جر
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimseleri those who
Elif,Lam,Zel,Ye,Nun,
1,30,700,10,50,
REL – masculine plural relative pronoun
اسم موصول
تولوا و ل ي | VLY TVLVE tevellev dost edinen(leri) take as allies
Te,Vav,Lam,Vav,Elif,
400,6,30,6,1,
V – 3rd person masculine plural (form V) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
قوما ق و م | GVM GVME ḳavmen bir topluluğu a people,
Gaf,Vav,Mim,Elif,
100,6,40,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
غضب غ ض ب | ĞŽB ĞŽB ğaDibe gazabettiği wrath
Ğayn,Dad,Be,
1000,800,2,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
الله | ELLH llahu Allah'ın (of) Allah
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – nominative proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مرفوع
عليهم | ALYHM ǎleyhim kendilerine (is) upon them?
Ayn,Lam,Ye,He,Mim,
70,30,10,5,40,
P – preposition
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
جار ومجرور
ما | ME değildir They (are) not
Mim,Elif,
40,1,
NEG – negative particle
حرف نفي
هم | HM hum onlar They (are) not
He,Mim,
5,40,
PRON – 3rd person masculine plural personal pronoun
ضمير منفصل
منكم | MNKM minkum sizden of you
Mim,Nun,Kef,Mim,
40,50,20,40,
P – preposition
PRON – 2nd person masculine plural object pronoun
جار ومجرور
ولا | VLE ve lā ve değildir and not
Vav,Lam,Elif,
6,30,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
NEG – negative particle
الواو عاطفة
حرف نفي
منهم | MNHM minhum onlardan of them,
Mim,Nun,He,Mim,
40,50,5,40,
P – preposition
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
جار ومجرور
ويحلفون ح ل ف | ḪLF VYḪLFVN ve yeHlifūne ve yemin ediyorlar and they swear
Vav,Ye,Ha,Lam,Fe,Vav,Nun,
6,10,8,30,80,6,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
الواو عاطفة
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
على | AL ǎlā üzere to
Ayn,Lam,,
70,30,,
P – preposition
حرف جر
الكذب ك ذ ب | KZ̃B ELKZ̃B l-keƶibi yalan the lie
Elif,Lam,Kef,Zel,Be,
1,30,20,700,2,
N – genitive masculine noun
اسم مجرور
وهم | VHM vehum ve onlar while they
Vav,He,Mim,
6,5,40,
CIRC – prefixed circumstantial particle
PRON – 3rd person masculine plural personal pronoun
الواو حالية
ضمير منفصل
يعلمون ع ل م | ALM YALMVN yeǎ'lemūne bilerek know.
Ye,Ayn,Lam,Mim,Vav,Nun,
10,70,30,40,6,50,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |أَلَمْ: | تَرَ: görmedin mi? | إِلَى: | الَّذِينَ: kimseleri | تَوَلَّوْا: dost edinen(leri) | قَوْمًا: bir topluluğu | غَضِبَ: gazabettiği | اللَّهُ: Allah'ın | عَلَيْهِمْ: kendilerine | مَا: değildir | هُمْ: onlar | مِنْكُمْ: sizden | وَلَا: ve değildir | مِنْهُمْ: onlardan | وَيَحْلِفُونَ: ve yemin ediyorlar | عَلَى: üzere | الْكَذِبِ: yalan | وَهُمْ: ve onlar | يَعْلَمُونَ: bilerek |
Kırık Meal (Harekesiz) : |ألم ÊLM | تر TR görmedin mi? | إلى ÎL | الذين ELZ̃YN kimseleri | تولوا TWLWE dost edinen(leri) | قوما GWME bir topluluğu | غضب ĞŽB gazabettiği | الله ELLH Allah'ın | عليهم ALYHM kendilerine | ما ME değildir | هم HM onlar | منكم MNKM sizden | ولا WLE ve değildir | منهم MNHM onlardan | ويحلفون WYḪLFWN ve yemin ediyorlar | على AL üzere | الكذب ELKZ̃B yalan | وهم WHM ve onlar | يعلمون YALMWN bilerek |
Kırık Meal (Okunuş) : |elem: | tera: görmedin mi? | ilā: | elleƶīne: kimseleri | tevellev: dost edinen(leri) | ḳavmen: bir topluluğu | ğaDibe: gazabettiği | llahu: Allah'ın | ǎleyhim: kendilerine | : değildir | hum: onlar | minkum: sizden | ve lā: ve değildir | minhum: onlardan | ve yeHlifūne: ve yemin ediyorlar | ǎlā: üzere | l-keƶibi: yalan | vehum: ve onlar | yeǎ'lemūne: bilerek |
Kırık Meal (Transcript) : |ÊLM: | TR: görmedin mi? | ÎL: | ELZ̃YN: kimseleri | TVLVE: dost edinen(leri) | GVME: bir topluluğu | ĞŽB: gazabettiği | ELLH: Allah'ın | ALYHM: kendilerine | ME: değildir | HM: onlar | MNKM: sizden | VLE: ve değildir | MNHM: onlardan | VYḪLFVN: ve yemin ediyorlar | AL: üzere | ELKZ̃B: yalan | VHM: ve onlar | YALMVN: bilerek |
Abdulbaki Gölpınarlı : Bakmaz mısın şunlara ki Allah'ın gazap ettiği bir topluluğa dostluk ederler; onlar, ne sizdendir, ne onlardan ve bilip dururken de yalan yere yemin ederler.
Adem Uğur : Allah'ın kendilerine gazap ettiği bir topluluğu dost edinenleri görmedin mi? Onlar ne sizdendirler ne de onlardan. Bilerek yalan yere yemin ediyorlar.
Ahmed Hulusi : Allâh'ın kendilerine gazap ettiği bir topluluğu dost edinen şu kimseleri görmedin mi? Onlar ne sizdendirler ne de onlardandırlar; bunu bildikleri hâlde yalan üzerine yemin ederler.
Ahmet Tekin : Allah’ın kendilerine gazap ettiği kavimlerle, topluluklarla, yahudilerle dostluklar, ittifaklar kuranları, işlerinin idaresini onlara bırakarak, onları kendilerine hâkim hâle getirenleri görmüyor musun? Onlar, ne sizdendirler, ne de onlardan. Bilerek, yalan yere yemin ediyorlar.
Ahmet Varol : Allah'ın kendilerine kızdığı bir topluluğu dost edinenleri görmedin mi? Onlar ne sizdendirler, ne de onlardan. Bile bile yalan üzere yemin ediyorlar.
Ali Bulaç : Allah'ın kendilerine karşı gazablandığı bir kavmi veli (dost ve müttefik) edinenleri görmedin mi? Onlar, ne sizdendirler, ne onlardan. Kendileri de (açıkça gerçeği) bildikleri halde, yalan üzere yemin ediyorlar.
Ali Fikri Yavuz : (Ey Rasûlüm, müminlerin esrarını Yahûdi’lere nakleden) şu münafıklara bakmaz mısın: Allah’ın gazab etmiş olduğu bir kavme yardaklık etmektedirler. Onlar ne sizdendirler, ne onlardan... (Yeminlerinde yalancı olduklarını) bilip dururlarken de, yalan yere yemin ederler.
Bekir Sadak : Allah'in gazabettigi milleti dost edinen munafiklari gormedin mi? Onlar ne sizdendir ne de onlardan, bile bile, yalan yere yemin etmektedirler.
Celal Yıldırım : Allah'ın gazab ettiği bir topluluğu dost ve arkadaş edinenleri görmedin mi ? Onlar ne sizden, ne de diğerlerindendirler. Bildikleri halde yalan yere yemin ederler.
Diyanet İşleri : Allah’ın kendilerine gazap ettiği bir topluluğu dost edinenleri görmez misin? Onlar ne sizdendirler, ne de onlardan. Onlar bile bile yalan yere yemin ederler.
Diyanet İşleri (eski) : Allah'ın gazabettiği milleti dost edinen münafıkları görmedin mi? Onlar ne sizdendir ne de onlardan, bile bile, yalan yere yemin etmektedirler.
Diyanet Vakfi : Allah'ın kendilerine gazap ettiği bir topluluğu dost edinenleri görmedin mi? Onlar ne sizdendirler ne de onlardan. Bilerek yalan yere yemin ediyorlar.
Edip Yüksel : ALLAH'ın kendilerine kızgın olduğu bir topluluğu dost edinenlere dikkat etmedin mi? Onlar ne sizdendir ne de onlardandır. Onlar bile bile yalan yere yemin ederler!
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Allah'ın kendilerine gazap ettiği bir topluluğu dost edinenleri görmedin mi? Onlar ne sizdendirler, ne de onlardan. Bilerek yalan yere yemin ediyorlar.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Allah'ın gazap etmiş olduğu bir topluğa yardakçılık edenleri görmez misin? Onlar ne sizdendirler ne de onlardandırlar ve bile bile yalan yere yemin ederler.
Elmalılı Hamdi Yazır : Bakmaz mısın şunlara ki Allahın gadab etmiş olduğu bir kavma yardaklık etmektedirler, onlar ne sizdendirler ne onlardan ve bilip dururken yalan yere yemin ederler
Fizilal-il Kuran : Allah'ın kendilerine gazap ettiği bir topluluğu dost edinenleri görmedin mi? Onlar ne sizdendirler, ne de onlardan. Bile bile yalan yere yemin ediyorlar.
Gültekin Onan : Tanrı'nın kendilerine karşı gazablandığı bir kavmi veli (dost ve müttefik) edinenleri görmedin mi? Onlar, ne sizdendirler, ne onlardan. Kendileri de (açıkça gerçeği) bildikleri halde, yalan üzere yemin ediyorlar.
Hakkı Yılmaz : "Allah'ın kendilerine gazap ettiği bir topluluğu yardımcı, koruyucu; yönetici yapanları görmedin mi/hiç düşünmedin mi? Onlar ne sizdendirler, ne de onlardan. Ve onlar bilerek yalan yere yemin ediyorlar. "
Hasan Basri Çantay : Allahın, kendilerine gazab etdiği bir kavmi dost edinenleri görmedin mi? Bunlar sizden de değildir, onlardan da değildir. Kendileri de bilib dururlarken, onlar yalan yere yemîn ederler.
Hayrat Neşriyat : Allah’ın kendilerine gazab ettiği bir topluluğu dost edinenleri (o münâfıkları)görmedin mi? Onlar ne sizdendir, ne de onlardandır. Onlar, bile bile yalan yere yemîn ediyorlar.
İbni Kesir : Bakmaz mısın onlara ki, Allah'ın, kendilerine gazab ettiği bir kavmi dost edinmişlerdir? Onlar; ne sizdendir, ne de onlardan. Ve bile bile yalan yere yemin etmektedirler.
İskender Evrenosoğlu : Allah'ın kendilerine öfkelendiği (gadaplandığı) kavme (yahudilere) dönenleri (onları dost edinen münafıkları) görmedin mi? Onlar sizden değildir ve onlardan da (yahudilerden de) değildir. Bilerek yalan yere yemin ederler.
Muhammed Esed : Allah'ın gazabına uğrayan bir toplum ile dostluk kuranların farkında değil misin? Onlar ne sizdendir (ey müminler) ne de o (hakikati inatla reddede)nlerden. Böylece onlar yalan ve düzmece (değerler) üstüne (onların yalan ve sahte olduklarını) bile bile yemin ederler.
Ömer Nasuhi Bilmen : Görmedin mi o kimseleri ki, üzerlerine Allah'ın gazap etmiş olduğu bir kavmi dost edindiler o kimseler, ne sizdendirler ve ne de onlardandırlar ve bilir oldukları halde yalan yere yemîn ederler.
Ömer Öngüt : Allah'ın gadap ettiği bir toplulukla dostluk kuranları görmedin mi? Onlar ne sizdendir, ne de onlardan. Bilerek yalan yere yemin ediyorlar.
Şaban Piriş : Allah’ın gazap ettiği bir toplumu dost edinenleri gördün mü? Onlar, sizden değil, onlardan da değil. Bile bile yalan yere yemin ediyorlar.
Suat Yıldırım : Allah’ın gazab ettiği bir topluluğu dost edinenlere baksana! Bunlar ne sizden, ne de onlardandır. Bunlar bile bile yalan yere yemin ederler.
Süleyman Ateş : Allâh'ın kendilerine gazab ettiği bir topluluğu dost edinenleri görmedin mi? Onlar ne sizdendirler, ne de onlardan. Bilerek yalan yere yemin ediyorlar.
Tefhim-ul Kuran : Allah'ın kendilerine karşı gazablandığı bir kavmi veli (dost ve müttefik) edinmekte olanları görmedin mi? Onlar, ne sizdendirler, ne de onlardan. Kendileri de (açıkça gerçeği) bildikleri halde, yalan üzere yemin etmektedirler.
Ümit Şimşek : Allah'ın gazap ettiği bir topluluğu veli edinenleri görmedin mi? Onlar ne sizdendir, ne onlardan. Fakat bilerek yalan yere yemin ederler.
Yaşar Nuri Öztürk : Allah'ın kendilerine öfkelendiği bir kavmi dost edinenleri görmedin mi? Onlar ne sizdendirler ne de onlardan. Bilip durdukları halde yalana yemin ediyorlar.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}