» 24 / Nûr  27:

Kuran Sırası: 24
İniş Sırası: 102
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64

 » 24 / Nûr  Suresi: 27
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. يَا (YE) = yā : EY/HEY/AH
2. أَيُّهَا (ÊYHE) = eyyuhā : SİZ!
3. الَّذِينَ (ELZ̃YN) = elleƶīne : kimseler
4. امَنُوا ( ËMNVE) = āmenū : inanan(lar)
5. لَا (LE) = lā :
6. تَدْخُلُوا (TD̃ḢLVE) = tedḣulū : girmeyin
7. بُيُوتًا (BYVTE) = buyūten : evlere
8. غَيْرَ (ĞYR) = ğayra : başka
9. بُيُوتِكُمْ (BYVTKM) = buyūtikum : kendi evlerinizden
10. حَتَّىٰ (ḪT) = Hattā : ta ki
11. تَسْتَأْنِسُوا (TSTÊNSVE) = teste'nisū : izin almadan
12. وَتُسَلِّمُوا (VTSLMVE) = ve tusellimū : ve selam vermeden
13. عَلَىٰ (AL) = ǎlā : üzerine
14. أَهْلِهَا (ÊHLHE) = ehlihā : (ev) halkı
15. ذَٰلِكُمْ (Z̃LKM) = ƶālikum : herhalde bu
16. خَيْرٌ (ḢYR) = ḣayrun : daha hayırlıdır
17. لَكُمْ (LKM) = lekum : sizin için
18. لَعَلَّكُمْ (LALKM) = leǎllekum : umulur ki
19. تَذَكَّرُونَ (TZ̃KRVN) = teƶekkerūne : düşünüp anlarsınız
EY/HEY/AH | SİZ! | kimseler | inanan(lar) | | girmeyin | evlere | başka | kendi evlerinizden | ta ki | izin almadan | ve selam vermeden | üzerine | (ev) halkı | herhalde bu | daha hayırlıdır | sizin için | umulur ki | düşünüp anlarsınız |

[Y] [EYH] [] [EMN] [] [D̃ḢL] [BYT] [ĞYR] [BYT] [] [ENS] [SLM] [] [EHL] [] [ḢYR] [] [] [Z̃KR]
YE ÊYHE ELZ̃YN ËMNVE LE TD̃ḢLVE BYVTE ĞYR BYVTKM ḪT TSTÊNSVE VTSLMVE AL ÊHLHE Z̃LKM ḢYR LKM LALKM TZ̃KRVN

eyyuhā elleƶīne āmenū tedḣulū buyūten ğayra buyūtikum Hattā teste'nisū ve tusellimū ǎlā ehlihā ƶālikum ḣayrun lekum leǎllekum teƶekkerūne
يا أيها الذين آمنوا لا تدخلوا بيوتا غير بيوتكم حتى تستأنسوا وتسلموا على أهلها ذلكم خير لكم لعلكم تذكرون

 » 24 / Nûr  Suresi: 27
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
يا ي | Y YE EY/HEY/AH """O!"
أيها أ ي ه | EYH ÊYHE eyyuhā SİZ! You
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimseler who
آمنوا ا م ن | EMN ËMNVE āmenū inanan(lar) believe!
لا | LE (Do) not
تدخلوا د خ ل | D̃ḢL TD̃ḢLVE tedḣulū girmeyin enter
بيوتا ب ي ت | BYT BYVTE buyūten evlere houses
غير غ ي ر | ĞYR ĞYR ğayra başka other (than)
بيوتكم ب ي ت | BYT BYVTKM buyūtikum kendi evlerinizden your houses
حتى | ḪT Hattā ta ki until
تستأنسوا ا ن س | ENS TSTÊNSVE teste'nisū izin almadan you have asked permission
وتسلموا س ل م | SLM VTSLMVE ve tusellimū ve selam vermeden and you have greeted
على | AL ǎlā üzerine [on]
أهلها ا ه ل | EHL ÊHLHE ehlihā (ev) halkı its inhabitants.
ذلكم | Z̃LKM ƶālikum herhalde bu That
خير خ ي ر | ḢYR ḢYR ḣayrun daha hayırlıdır (is) best
لكم | LKM lekum sizin için for you
لعلكم | LALKM leǎllekum umulur ki so that you may
تذكرون ذ ك ر | Z̃KR TZ̃KRVN teƶekkerūne düşünüp anlarsınız pay heed.

24:27 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

EY/HEY/AH | SİZ! | kimseler | inanan(lar) | | girmeyin | evlere | başka | kendi evlerinizden | ta ki | izin almadan | ve selam vermeden | üzerine | (ev) halkı | herhalde bu | daha hayırlıdır | sizin için | umulur ki | düşünüp anlarsınız |

[Y] [EYH] [] [EMN] [] [D̃ḢL] [BYT] [ĞYR] [BYT] [] [ENS] [SLM] [] [EHL] [] [ḢYR] [] [] [Z̃KR]
YE ÊYHE ELZ̃YN ËMNVE LE TD̃ḢLVE BYVTE ĞYR BYVTKM ḪT TSTÊNSVE VTSLMVE AL ÊHLHE Z̃LKM ḢYR LKM LALKM TZ̃KRVN

eyyuhā elleƶīne āmenū tedḣulū buyūten ğayra buyūtikum Hattā teste'nisū ve tusellimū ǎlā ehlihā ƶālikum ḣayrun lekum leǎllekum teƶekkerūne
يا أيها الذين آمنوا لا تدخلوا بيوتا غير بيوتكم حتى تستأنسوا وتسلموا على أهلها ذلكم خير لكم لعلكم تذكرون

[ي] [أ ي ه] [] [ا م ن] [] [د خ ل] [ب ي ت] [غ ي ر] [ب ي ت] [] [ا ن س] [س ل م] [] [ا ه ل] [] [خ ي ر] [] [] [ذ ك ر]

 » 24 / Nûr  Suresi: 27
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
يا ي | Y YE EY/HEY/AH """O!"
Ye,Elif,
10,1,

أيها أ ي ه | EYH ÊYHE eyyuhā SİZ! You
,Ye,He,Elif,
,10,5,1,
VOC – prefixed vocative particle ya
N – nominative noun
أداة نداء
اسم مرفوع
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimseler who
Elif,Lam,Zel,Ye,Nun,
1,30,700,10,50,
REL – masculine plural relative pronoun
اسم موصول
آمنوا ا م ن | EMN ËMNVE āmenū inanan(lar) believe!
,Mim,Nun,Vav,Elif,
,40,50,6,1,
V – 3rd person masculine plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
لا | LE (Do) not
Lam,Elif,
30,1,
PRO – prohibition particle
حرف نهي
تدخلوا د خ ل | D̃ḢL TD̃ḢLVE tedḣulū girmeyin enter
Te,Dal,Hı,Lam,Vav,Elif,
400,4,600,30,6,1,
V – 2nd person masculine plural imperfect verb, jussive mood
PRON – subject pronoun
فعل مضارع مجزوم والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
بيوتا ب ي ت | BYT BYVTE buyūten evlere houses
Be,Ye,Vav,Te,Elif,
2,10,6,400,1,
N – accusative masculine plural indefinite noun
اسم منصوب
غير غ ي ر | ĞYR ĞYR ğayra başka other (than)
Ğayn,Ye,Re,
1000,10,200,
N – accusative masculine noun
اسم منصوب
بيوتكم ب ي ت | BYT BYVTKM buyūtikum kendi evlerinizden your houses
Be,Ye,Vav,Te,Kef,Mim,
2,10,6,400,20,40,
N – genitive masculine plural noun
PRON – 2nd person masculine plural possessive pronoun
اسم مجرور والكاف ضمير متصل في محل جر بالاضافة
حتى | ḪT Hattā ta ki until
Ha,Te,,
8,400,,
P – preposition
حرف جر
تستأنسوا ا ن س | ENS TSTÊNSVE teste'nisū izin almadan you have asked permission
Te,Sin,Te,,Nun,Sin,Vav,Elif,
400,60,400,,50,60,6,1,
V – 2nd person masculine plural (form X) imperfect verb, subjunctive mood
PRON – subject pronoun
فعل مضارع منصوب والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
وتسلموا س ل م | SLM VTSLMVE ve tusellimū ve selam vermeden and you have greeted
Vav,Te,Sin,Lam,Mim,Vav,Elif,
6,400,60,30,40,6,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 2nd person masculine plural (form II) imperfect verb, subjunctive mood
PRON – subject pronoun
الواو عاطفة
فعل مضارع منصوب والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
على | AL ǎlā üzerine [on]
Ayn,Lam,,
70,30,,
P – preposition
حرف جر
أهلها ا ه ل | EHL ÊHLHE ehlihā (ev) halkı its inhabitants.
,He,Lam,He,Elif,
,5,30,5,1,
N – genitive masculine noun
PRON – 3rd person feminine singular possessive pronoun
اسم مجرور و«ها» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
ذلكم | Z̃LKM ƶālikum herhalde bu That
Zel,Lam,Kef,Mim,
700,30,20,40,
DEM – 2nd person masculine plural demonstrative pronoun
اسم اشارة
خير خ ي ر | ḢYR ḢYR ḣayrun daha hayırlıdır (is) best
Hı,Ye,Re,
600,10,200,
N – nominative masculine singular indefinite noun
اسم مرفوع
لكم | LKM lekum sizin için for you
Lam,Kef,Mim,
30,20,40,
P – prefixed preposition lām
PRON – 2nd person masculine plural personal pronoun
جار ومجرور
لعلكم | LALKM leǎllekum umulur ki so that you may
Lam,Ayn,Lam,Kef,Mim,
30,70,30,20,40,
ACC – accusative particle
PRON – 2nd person masculine plural object pronoun
حرف نصب من اخوات «ان» والكاف ضمير متصل في محل نصب اسم «لعل»
تذكرون ذ ك ر | Z̃KR TZ̃KRVN teƶekkerūne düşünüp anlarsınız pay heed.
Te,Zel,Kef,Re,Vav,Nun,
400,700,20,200,6,50,
V – 2nd person masculine plural (form V) imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |يَا : EY/HEY/AH | أَيُّهَا: SİZ! | الَّذِينَ: kimseler | امَنُوا: inanan(lar) | لَا: | تَدْخُلُوا: girmeyin | بُيُوتًا: evlere | غَيْرَ: başka | بُيُوتِكُمْ: kendi evlerinizden | حَتَّىٰ: ta ki | تَسْتَأْنِسُوا: izin almadan | وَتُسَلِّمُوا: ve selam vermeden | عَلَىٰ: üzerine | أَهْلِهَا: (ev) halkı | ذَٰلِكُمْ: herhalde bu | خَيْرٌ: daha hayırlıdır | لَكُمْ: sizin için | لَعَلَّكُمْ: umulur ki | تَذَكَّرُونَ: düşünüp anlarsınız |
Kırık Meal (Harekesiz) : |يا YE EY/HEY/AH | أيها ÊYHE SİZ! | الذين ELZ̃YN kimseler | آمنوا ËMNWE inanan(lar) | لا LE | تدخلوا TD̃ḢLWE girmeyin | بيوتا BYWTE evlere | غير ĞYR başka | بيوتكم BYWTKM kendi evlerinizden | حتى ḪT ta ki | تستأنسوا TSTÊNSWE izin almadan | وتسلموا WTSLMWE ve selam vermeden | على AL üzerine | أهلها ÊHLHE (ev) halkı | ذلكم Z̃LKM herhalde bu | خير ḢYR daha hayırlıdır | لكم LKM sizin için | لعلكم LALKM umulur ki | تذكرون TZ̃KRWN düşünüp anlarsınız |
Kırık Meal (Okunuş) : |: EY/HEY/AH | eyyuhā: SİZ! | elleƶīne: kimseler | āmenū: inanan(lar) | : | tedḣulū: girmeyin | buyūten: evlere | ğayra: başka | buyūtikum: kendi evlerinizden | Hattā: ta ki | teste'nisū: izin almadan | ve tusellimū: ve selam vermeden | ǎlā: üzerine | ehlihā: (ev) halkı | ƶālikum: herhalde bu | ḣayrun: daha hayırlıdır | lekum: sizin için | leǎllekum: umulur ki | teƶekkerūne: düşünüp anlarsınız |
Kırık Meal (Transcript) : |YE: EY/HEY/AH | ÊYHE: SİZ! | ELZ̃YN: kimseler | ËMNVE: inanan(lar) | LE: | TD̃ḢLVE: girmeyin | BYVTE: evlere | ĞYR: başka | BYVTKM: kendi evlerinizden | ḪT: ta ki | TSTÊNSVE: izin almadan | VTSLMVE: ve selam vermeden | AL: üzerine | ÊHLHE: (ev) halkı | Z̃LKM: herhalde bu | ḢYR: daha hayırlıdır | LKM: sizin için | LALKM: umulur ki | TZ̃KRVN: düşünüp anlarsınız |
Abdulbaki Gölpınarlı : Ey inananlar, kendi evlerinizden başka evlere, sâhipleriyle tanışmadan ve onlara selâm vermeden girmeyin, düşünüp öğüt almanız için daha hayırlıdır bu size.
Adem Uğur : Ey iman edenler! Kendi evinizden başka evlere, geldiğinizi farkettirip (izin alıp) ev halkına selâm vermedikçe girmeyin. Bu sizin için daha iyidir; herhalde (bunu) düşünüp anlarsınız.
Ahmed Hulusi : Ey iman edenler! Kendi evlerinizden başka evlere izinlerini almadan ve o hane halkına selâm vermeden girmeyin! Bu sizin için daha hayırlıdır; umulur ki bunun anlamını düşünürsünüz.
Ahmet Tekin : Ey iman edenler, dostça geldiğinizi fark ettirip izin almadıkça, ev halkına selam vermedikçe kendi evinizden başka evlere girmeyin! Böylesi sizin için daha hayırlıdır. Herhalde bunu düşünüp anlarsınız.
Ahmet Varol : Ey iman edenler! Kendi evlerinizden başka evlere izin almadan ve halkına selam vermeden girmeyin. Bu sizin için daha hayırlıdır. Olur ki öğüt alırsınız.
Ali Bulaç : Ey iman edenler, evlerinizden başka evlere, yakınlık kurup (izin almadan) ve (ev halkına) selam vermeden girmeyin. Bu sizin için daha hayırlıdır; umulur ki öğüt alıp düşünürsünüz.
Ali Fikri Yavuz : Ey iman edenler! Kendi ev ve odalarınızdan başka evlere, sahibleriyle alışkanlık temin edib izin almadan ve selâm vermeden, girmeyin. Bu, sizin için daha hayırlıdır. Olur ki düşünür, hikmetini anlarsınız.
Bekir Sadak : Ey inananlar! Evlerinizden baska evlere, izin almadan, seslenip sahiplerine selam vermeden girmeyiniz. Eger dusunurseniz bu sizin icin daha iyidir.
Celal Yıldırım : Ey imân edenler! Kendi evlerinizden başka evlere, sahipleriyle alışkanlık sağlayıp (onlardan) izin almadıkça ve onlara selâm vermedikçe girmeyin. Bu sizin için hayırlıdır. Umulur ki iyice düşünürsünüz.
Diyanet İşleri : Ey iman edenler! Kendi evlerinizden başka evlere, geldiğinizi hissettirip (izin alıp) ev sahiplerine selâm vermeden girmeyin. Bu davranış sizin için daha hayırlıdır. Düşünüp anlayasınız diye size böyle öğüt veriliyor.
Diyanet İşleri (eski) : Ey inananlar! Evlerinizden başka evlere, izin almadan, seslenip sahiplerine selam vermeden girmeyiniz. Eğer düşünürseniz bu sizin için daha iyidir.
Diyanet Vakfi : Ey iman edenler! Kendi evinizden başka evlere, geldiğinizi farkettirip (izin alıp) ev halkına selâm vermedikçe girmeyin. Bu sizin için daha iyidir; herhalde (bunu) düşünüp anlarsınız.
Edip Yüksel : Ey inananlar, evlerinizden başka evlere, izin almadan, halkına selam vermeden girmeyiniz. Düşünürseniz bunun sizin için daha iyi olduğunu görürsünüz.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Ey iman edenler! Kendi evinizden başka evlere, geldiğinizi farkettirip ev halkına selam vermedikçe girmeyin. Bu sizin için daha iyidir. Herhalde (bunu) düşünüp anlarsınız.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Ey iman edenler, kendi odalarınızda (evlerinizden) başka evlere, sahiplerinden izin almadan ve onlara selam vermeden girmeyin! Bu, sizin için daha hayırlıdır. Ola ki, düşünürsünüz.
Elmalılı Hamdi Yazır : Ey o bütün iyman edenler! kendi odalarınızın gayrı odalara sahiblerine istinas edip selâm vermeden girmeyiniz, bu sizin için hayırlıdır, gerek ki düşünürsünüz
Fizilal-il Kuran : Ey mü'minler kendi evlerinizin dışındaki evlere izin alıp halkına selam vermeden girmeyiniz. Böyle davranmak sizin için daha hayırlıdır. Ola ki düşünür sebebini anlarsınız.
Gültekin Onan : Ey inananlar, evlerinizden başka evlere yakınlık kurup (izin almadan) ve (ev) ehline (halkına) selam vermeden girmeyin. Bu sizin için daha hayırlıdır; umulur ki öğüt alıp düşünürsünüz.
Hakkı Yılmaz : Ey iman etmiş kimseler! Kendi evinizden başka evlere, geldiğinizi fark ettirip ev halkına selâm vermedikçe girmeyin. Bu, düşünüp öğütlenmeniz için, sizin için daha iyidir.
Hasan Basri Çantay : Ey îman edenler, kendi (ev ve) odalarınızdan başka (evlere ve) odalara saahibleriyle alışkanlık peyda etmeden ve selâm da vermeden girmeyin. Bu, sizin için daha hayırlıdır. Olur ki iyice düşünür (hikmetini idrâk eder) siniz.
Hayrat Neşriyat : Ey îmân edenler! Kendi evlerinizden başka evlere izin almadan ve (o evin) halkına selâm vermeden (içeri) girmeyin! Bu sizin için hayırlıdır; olur ki ibret alırsınız.
İbni Kesir : Ey iman edenler; evlerinizden başka evlere, sahibleriyle alışkanlık kurup selam vermeden girmeyin. Bu, sizin için daha hayırlıdır. Olur ki iyice düşünürsünüz.
İskender Evrenosoğlu : Ey âmenû olanlar! Evlerinizden başka evlere, izin isteyip ev halkına selâm vermedikçe (içeri) girmeyin. Bu, sizin için hayırdır. Umulur ki; böylece tezekkür edersiniz.
Muhammed Esed : Siz ey imana erişenler! Kendi evlerinizden başka evlere sakinlerinden izin almadan, onlara selam vermeden girmeyin. Eğer (karşılıklı haklarınızı) dikkate alacak olursanız bu (öğüt) sizin kendi iyiliğiniz içindir.
Ömer Nasuhi Bilmen : Ey imân edenler, kendi evlerinizden başka evlere müsaade istemeden ve sahiplerine selâm vermeden girmeyiniz. Bu sizin için hayırlıdır. Umulur ki, düşünüp anlarsınız.
Ömer Öngüt : Ey iman edenler! Kendi ev ve odalarınızdan başka evlere, sahipleri ile alışkanlık temin edip, izin almadan ve selâm vermeden girmeyin. Bu sizin için daha hayırlıdır. Olur ki iyice düşünür hikmetini anlarsınız.
Şaban Piriş : -Ey iman edenler! Evlerinizden başka evlere izin almadan ve ev halkına selam vermeden girmeyin. Eğer düşünecek olursanız bu sizin için daha hayırlıdır.
Suat Yıldırım : Ey iman edenler! Kendi evleriniz dışındaki evlere, sahiplerinden izin isteyip onlara selâm vermeden girmeyiniz! Böyle yapmanız sizin için daha münasiptir. Olur ki düşünür, hikmetini anlarsınız.
Süleyman Ateş : Ey inananlar, kendi evlerinizden başka evlere, izin alıp halkına selâm vermeden girmeyin. Herhalde bunun, sizin için daha iyi olduğunu düşünüp anlarsınız.
Tefhim-ul Kuran : Ey iman edenler, evlerinizden başka evlere, yakınlık kurup (izin almadan) ve (ev halkına) selam vermeden girmeyin. Bu sizin için daha hayırlıdır; umulur ki öğüt alıp düşünürsünüz.
Ümit Şimşek : Ey iman edenler! Kendi evlerinizden başka evlere, izin almadan ve hane halkına selâm vermeden girmeyin. Bu sizin için daha hayırlıdır-umulur ki güzelce düşünürsünüz.
Yaşar Nuri Öztürk : Ey iman edenler! Kendi evleriniz dışındaki evlere, sahipleriyle kaynaşıp izin almadan, bir de ev sakinlerine selam vermeden girmeyin. Düşünüp taşınmanızı sağlamada bu sizin için daha hayırlıdır.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}