» 22 / Hac  67:

Kuran Sırası: 22
İniş Sırası: 103
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78

 » 22 / Hac  Suresi: 67
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. لِكُلِّ (LKL) = likulli : her
2. أُمَّةٍ (ÊMT) = ummetin : ümmete
3. جَعَلْنَا (CALNE) = ceǎlnā : belirledik
4. مَنْسَكًا (MNSKE) = menseken : ibadet şekli
5. هُمْ (HM) = hum : onların
6. نَاسِكُوهُ (NESKVH) = nāsikūhu : uydukları
7. فَلَا (FLE) = felā : asla
8. يُنَازِعُنَّكَ (YNEZANK) = yunāziǔnneke : seninle çekişmesinler
9. فِي (FY) = fī :
10. الْأَمْرِ (ELÊMR) = l-emri : bu işte
11. وَادْعُ (VED̃A) = ved'ǔ : çağır
12. إِلَىٰ (ÎL) = ilā :
13. رَبِّكَ (RBK) = rabbike : Rabbine
14. إِنَّكَ (ÎNK) = inneke : kuşkusuz sen
15. لَعَلَىٰ (LAL) = leǎlā : üzerindesin
16. هُدًى (HD̃) = huden : bir yol
17. مُسْتَقِيمٍ (MSTGYM) = musteḳīmin : dosdoğru
her | ümmete | belirledik | ibadet şekli | onların | uydukları | asla | seninle çekişmesinler | | bu işte | çağır | | Rabbine | kuşkusuz sen | üzerindesin | bir yol | dosdoğru |

[KLL] [EMM] [CAL] [NSK] [] [NSK] [] [NZA] [] [EMR] [D̃AV] [] [RBB] [] [] [HD̃Y] [GVM]
LKL ÊMT CALNE MNSKE HM NESKVH FLE YNEZANK FY ELÊMR VED̃A ÎL RBK ÎNK LAL HD̃ MSTGYM

likulli ummetin ceǎlnā menseken hum nāsikūhu felā yunāziǔnneke l-emri ved'ǔ ilā rabbike inneke leǎlā huden musteḳīmin
لكل أمة جعلنا منسكا هم ناسكوه فلا ينازعنك في الأمر وادع إلى ربك إنك لعلى هدى مستقيم

 » 22 / Hac  Suresi: 67
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
لكل ك ل ل | KLL LKL likulli her For every
أمة ا م م | EMM ÊMT ummetin ümmete nation
جعلنا ج ع ل | CAL CALNE ceǎlnā belirledik We have made
منسكا ن س ك | NSK MNSKE menseken ibadet şekli rite(s),
هم | HM hum onların they
ناسكوه ن س ك | NSK NESKVH nāsikūhu uydukları perform it.
فلا | FLE felā asla So let them not dispute with you
ينازعنك ن ز ع | NZA YNEZANK yunāziǔnneke seninle çekişmesinler So let them not dispute with you
في | FY in
الأمر ا م ر | EMR ELÊMR l-emri bu işte the matter,
وادع د ع و | D̃AV VED̃A ved'ǔ çağır but invite (them)
إلى | ÎL ilā to
ربك ر ب ب | RBB RBK rabbike Rabbine your Lord.
إنك | ÎNK inneke kuşkusuz sen Indeed, you
لعلى | LAL leǎlā üzerindesin (are) surely on
هدى ه د ي | HD̃Y HD̃ huden bir yol guidance
مستقيم ق و م | GVM MSTGYM musteḳīmin dosdoğru straight.

22:67 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

her | ümmete | belirledik | ibadet şekli | onların | uydukları | asla | seninle çekişmesinler | | bu işte | çağır | | Rabbine | kuşkusuz sen | üzerindesin | bir yol | dosdoğru |

[KLL] [EMM] [CAL] [NSK] [] [NSK] [] [NZA] [] [EMR] [D̃AV] [] [RBB] [] [] [HD̃Y] [GVM]
LKL ÊMT CALNE MNSKE HM NESKVH FLE YNEZANK FY ELÊMR VED̃A ÎL RBK ÎNK LAL HD̃ MSTGYM

likulli ummetin ceǎlnā menseken hum nāsikūhu felā yunāziǔnneke l-emri ved'ǔ ilā rabbike inneke leǎlā huden musteḳīmin
لكل أمة جعلنا منسكا هم ناسكوه فلا ينازعنك في الأمر وادع إلى ربك إنك لعلى هدى مستقيم

[ك ل ل] [ا م م] [ج ع ل] [ن س ك] [] [ن س ك] [] [ن ز ع] [] [ا م ر] [د ع و] [] [ر ب ب] [] [] [ه د ي] [ق و م]

 » 22 / Hac  Suresi: 67
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
لكل ك ل ل | KLL LKL likulli her For every
Lam,Kef,Lam,
30,20,30,
P – prefixed preposition lām
N – genitive masculine noun
جار ومجرور
أمة ا م م | EMM ÊMT ummetin ümmete nation
,Mim,Te merbuta,
,40,400,
N – genitive feminine singular indefinite noun
اسم مجرور
جعلنا ج ع ل | CAL CALNE ceǎlnā belirledik We have made
Cim,Ayn,Lam,Nun,Elif,
3,70,30,50,1,
V – 1st person plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل
منسكا ن س ك | NSK MNSKE menseken ibadet şekli rite(s),
Mim,Nun,Sin,Kef,Elif,
40,50,60,20,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
هم | HM hum onların they
He,Mim,
5,40,
PRON – 3rd person masculine plural personal pronoun
ضمير منفصل
ناسكوه ن س ك | NSK NESKVH nāsikūhu uydukları perform it.
Nun,Elif,Sin,Kef,Vav,He,
50,1,60,20,6,5,
N – nominative masculine plural active participle
PRON – 3rd person masculine singular possessive pronoun
اسم مرفوع والهاء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
فلا | FLE felā asla So let them not dispute with you
Fe,Lam,Elif,
80,30,1,
REM – prefixed resumption particle
NEG – negative particle
الفاء استئنافية
حرف نفي
ينازعنك ن ز ع | NZA YNEZANK yunāziǔnneke seninle çekişmesinler So let them not dispute with you
Ye,Nun,Elif,Ze,Ayn,Nun,Kef,
10,50,1,7,70,50,20,
V – 3rd person masculine singular (form III) imperfect verb
EMPH – emphatic suffix nūn
PRON – 2nd person masculine singular object pronoun
فعل مضارع والنون للتوكيد والكاف ضمير متصل في محل نصب مفعول به
في | FY in
Fe,Ye,
80,10,
P – preposition
حرف جر
الأمر ا م ر | EMR ELÊMR l-emri bu işte the matter,
Elif,Lam,,Mim,Re,
1,30,,40,200,
N – genitive masculine noun
اسم مجرور
وادع د ع و | D̃AV VED̃A ved'ǔ çağır but invite (them)
Vav,Elif,Dal,Ayn,
6,1,4,70,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 2nd person masculine singular imperative verb
الواو عاطفة
فعل أمر
إلى | ÎL ilā to
,Lam,,
,30,,
P – preposition
حرف جر
ربك ر ب ب | RBB RBK rabbike Rabbine your Lord.
Re,Be,Kef,
200,2,20,
N – genitive masculine noun
PRON – 2nd person masculine singular possessive pronoun
اسم مجرور والكاف ضمير متصل في محل جر بالاضافة
إنك | ÎNK inneke kuşkusuz sen Indeed, you
,Nun,Kef,
,50,20,
ACC – accusative particle
PRON – 2nd person masculine singular object pronoun
حرف نصب والكاف ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
لعلى | LAL leǎlā üzerindesin (are) surely on
Lam,Ayn,Lam,,
30,70,30,,
EMPH – emphatic prefix lām
P – preposition
اللام لام التوكيد
حرف جر
هدى ه د ي | HD̃Y HD̃ huden bir yol guidance
He,Dal,,
5,4,,
N – genitive masculine indefinite noun
اسم مجرور
مستقيم ق و م | GVM MSTGYM musteḳīmin dosdoğru straight.
Mim,Sin,Te,Gaf,Ye,Mim,
40,60,400,100,10,40,
N – genitive masculine indefinite (form X) active participle
اسم مجرور
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |لِكُلِّ: her | أُمَّةٍ: ümmete | جَعَلْنَا: belirledik | مَنْسَكًا: ibadet şekli | هُمْ: onların | نَاسِكُوهُ: uydukları | فَلَا: asla | يُنَازِعُنَّكَ: seninle çekişmesinler | فِي: | الْأَمْرِ: bu işte | وَادْعُ: çağır | إِلَىٰ: | رَبِّكَ: Rabbine | إِنَّكَ: kuşkusuz sen | لَعَلَىٰ: üzerindesin | هُدًى: bir yol | مُسْتَقِيمٍ: dosdoğru |
Kırık Meal (Harekesiz) : |لكل LKL her | أمة ÊMT ümmete | جعلنا CALNE belirledik | منسكا MNSKE ibadet şekli | هم HM onların | ناسكوه NESKWH uydukları | فلا FLE asla | ينازعنك YNEZANK seninle çekişmesinler | في FY | الأمر ELÊMR bu işte | وادع WED̃A çağır | إلى ÎL | ربك RBK Rabbine | إنك ÎNK kuşkusuz sen | لعلى LAL üzerindesin | هدى HD̃ bir yol | مستقيم MSTGYM dosdoğru |
Kırık Meal (Okunuş) : |likulli: her | ummetin: ümmete | ceǎlnā: belirledik | menseken: ibadet şekli | hum: onların | nāsikūhu: uydukları | felā: asla | yunāziǔnneke: seninle çekişmesinler | : | l-emri: bu işte | ved'ǔ: çağır | ilā: | rabbike: Rabbine | inneke: kuşkusuz sen | leǎlā: üzerindesin | huden: bir yol | musteḳīmin: dosdoğru |
Kırık Meal (Transcript) : |LKL: her | ÊMT: ümmete | CALNE: belirledik | MNSKE: ibadet şekli | HM: onların | NESKVH: uydukları | FLE: asla | YNEZANK: seninle çekişmesinler | FY: | ELÊMR: bu işte | VED̃A: çağır | ÎL: | RBK: Rabbine | ÎNK: kuşkusuz sen | LAL: üzerindesin | HD̃: bir yol | MSTGYM: dosdoğru |
Abdulbaki Gölpınarlı : Ve her ümmete bir din verdik, o dine göre ibâdette bulunurlar, artık seninle her hususta çekişmeye kalkışmasınlar ve Rabbinin yoluna çağır, şüphe yok ki sen, doğru yolu bulmuşsun.
Adem Uğur : Biz, her ümmete, uygulamakta oldukları bir ibadet tarzı gösterdik. Öyle ise onlar (ehl-i kitap) bu işte seninle çekişmesinler. Sen, Rabbine davet et. Zira sen, hakikaten dosdoğru bir yoldasın.
Ahmed Hulusi : Her ümmete ibadet edecekleri bir mensek (ibadet anlayışı ve şekli) oluşturduk. . . O hâlde bu konuda seni tartışmaya çekemesinler; (tartışma) sadece Rabbine davet et. . . Kesinlikle hakikate erdiren yoldasın!
Ahmet Tekin : Biz, her millete kulluklarını ifa edecek ibadet tarzları belirlemiştik. Geçmişten kalan kırık dökük bilgilere sahip insanların, tebliğ ettiğin din, uyguladığın plan ve yönetim konusunda, seni faydasız münakaşalar içine çekip meşgul etmelerine izin verme. Sen bütün insanları Rabbine kulluğa ve ibadete, Rabbinin yoluna davete devam et. Sen doğru bilgilere sahipsin, doğru, muhkem, güvenli, hak yolda faaliyet göstermeye, görevini yapmaya, İslâm’ı yaşamaya, öğretmeye memursun.
Ahmet Varol : Biz her ümmet için bir ibadet tarzı koyduk, onlar buna göre ibadet ederler. Artık (din) iş(in)de seninle çekişmeye girmesinler. Sen Rabbine çağır. Şüphesiz sen dosdoğru bir hidayet üzeresin.
Ali Bulaç : Biz her ümmete bir ibadet tarzı (Mensek) kıldık, onlar bu tarz üzere ibadet etmektedirler. Öyleyse, (din) iş(in)de seninle çekişmesinler. Sen, Rabbine çağır. Şüphesiz sen dosdoğru bir hidayet üzerindesin.
Ali Fikri Yavuz : Biz her ümmet için bir şeriat tayin ettik ki, onlar bununla amel ederler. Bunun için (ey Rasûlüm) din işinde sana asla muhalefet etmesinler. Sen, insanları, Rabbine ibadet etmeye davet et. Çünkü sen, gerçekten hidayete götüren doğru bir yol üzerindesin.
Bekir Sadak : (67-69) Her ummete, yerine getirmeleri gerekli ibadetler koyduk. Oyleyse, bu konuda seninle cekismelerine firsat verme; Rabbine davet et, sen suphesiz dogru yol uzerindesin. Seninle tartisirlarsa: «Allah yaptiginizi cok iyi bilir; ayriliga dustugunuz seyler hakkinda, kiyamet gunu aranizda Allah hukmedecektir» de.
Celal Yıldırım : Her ümmete (kendi çağlarında) ayrı bir ibâdet yolu sunduk ki onlar o yolda ibâdet ederler. O halde bu konuda seninle tartışmasınlar. Sen Rabbına davet etmeye bak. Şüphesiz ki sen dosdoğru yolda bulunuyorsundur.
Diyanet İşleri : Biz her ümmet için uygulayacağı bir ibadet yolu verdik. O hâlde, din işinde seninle asla çekişmesinler. Sen Rabbine davet et. Çünkü sen hiç şüphesiz hakka götüren dosdoğru bir yol üzerindesin.
Diyanet İşleri (eski) : (67-69) Her ümmete, yerine getirmeleri gerekli ibadetler koyduk. Öyleyse, bu konuda seninle çekişmelerine fırsat verme; Rabbine davet et, sen şüphesiz doğru yol üzerindesin. Seninle tartışırlarsa: 'Allah yaptığınızı çok iyi bilir; ayrılığa düştüğünüz şeyler hakkında, kıyamet günü aranızda Allah hükmedecektir' de.
Diyanet Vakfi : Biz, her ümmete, uygulamakta oldukları bir ibadet tarzı gösterdik. Öyle ise onlar (ehl-i kitap) bu işte seninle çekişmesinler. Sen, Rabbine davet et. Zira sen, hakikaten dosdoğru bir yoldasın.
Edip Yüksel : Her bir topluluğu, uygulayacakları bir dizi kural ile yükümlü kıldık. Onun için bu konuda seninle çekişmesinler. Sen Rabbine çağır. Kuşkusuz sen doğru bir yol üzerindesin.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Biz her ümmet için bir şeriat tayin ettik ki, onlar onunla amel ederler. Bunun için (ey Muhammed!) bu konuda seninle hiçbir zaman çekişmesinler. (İnsanları) Rabbine (ibadet etmeye) çağır. Şüphesiz sen gerçekten hidayete götüren doğru bir yol üzerindesin.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Biz her ümmet için bir ibadet yolu yapmışızdır ki, onlar onun abidleridir. Şu halde bu işte seninle asla tartışmaya girmesinler; ve sen Rabbine davet et; çünkü sen muhakkak doğru olana götüren, doğru bir yoldasın.
Elmalılı Hamdi Yazır : Biz her ümmet için bir ıbadet yolu yapmışızdır ki onlar onun âbidleridir, binaenaleyh emirde sana aslâ münazea etmesinler ve rabbına da'vet et, çünkü sen cidden hakka götüren doğru bir yol üzerindesin
Fizilal-il Kuran : Biz her ümmet için uygulayacakları ayrı ibadet biçimleri belirledik. O halde müşrikler bu konuda seninle kesinlikle tartışmamalıdırlar. Sen insanları Rabb'ine çağır. Hiç kuşkusuz sen doğru yoldasın.
Gültekin Onan : Biz her ümmete bir 'ibadet tarzı' (mensek) kıldık, onlar bu tarz üzere ibadet etmektedirler. Öyleyse, buyrukta seninle çekişmesinler. Sen rabbine çağır. Şüphesiz sen dosdoğru bir hidayet üzerindesin.
Hakkı Yılmaz : Biz, her önderli toplum için bir kulluk yolu tayin ettik. Onlar, ona göre kulluk yapsınlar. O hâlde bu işte seninle hiçbir zaman çekişmesinler. Sen de Rabbine çağır. Şüphesiz sen, dosdoğru bir kılavuz üzeresin.
Hasan Basri Çantay : Biz her ümmete bir ibâdet yolu (şerîat) gösterdik ki onlar bunun aamilleridir. O halde emirde seninle asla münazaa etmesinler. Sen (insanları sâdece) Rabbine da'vet et. Çünkü sen, şübhesiz dosdoğru bir hidâyetin tâ üzerindesin.
Hayrat Neşriyat : Her ümmet için bir şeriat koyduk ki onlar onunla amel eden kimselerdir. Öyle ise bu hususta seninle aslâ mücâdele etmesinler; ve Rabbine da'vet et! Doğrusu sen, elbette dosdoğru bir hidâyet (bir din) üzerindesin.
İbni Kesir : Her ümmete; yerine getirmeleri gerekli ibadetler koyduk. Öyle ise işte seninle çekişmesinler, Rabbına davet et. Şüphesiz ki sen; dosdoğru bir hidayet üzeresin.
İskender Evrenosoğlu : Ve Biz, bütün ümmetler için mensek (tek bir şeriat) tayin ettik. Onlar, onunla (o şeriatle) amel ederler (etsinler). Öyleyse emrim konusunda seninle niza etmesinler (çekişmesinler). Sen, Rabbine davet et. Muhakkak ki sen, mutlaka mustakîm (Allah'a doğru istikametlenmiş) olan hidayet üzeresin.
Muhammed Esed : Biz her ümmete, kulluklarını göstermeleri için (ayrı) bir ibadet tarzı tayin ettik. Bunun içindir ki, (ey inanan kişi, seninkinden başka yollar tutan) kimseler bu konuda seni tartışmaya sürüklemesinler; sen yalnızca (onların hepsini) Rabbine çağır: çünkü, sen gerçekten dosdoğru bir yol üzerindesin.
Ömer Nasuhi Bilmen : Her bir ümmet için bir şeriat kıldık ki, onlar onunla amel ederlerdi. Artık emr-i dinde seninle münazarada bulunmasınlar. Ve Rabbine dâvet et. Şüphe yok ki, sen elbette dosdoğru vâzıh bir din üzerindesin.
Ömer Öngüt : Biz her ümmete bir ibadet yolu tayin ettik, onlar ona göre ibadet etmektedirler. Öyleyse bu hususta seninle çekişmesinler. Sen Rabbine dâvet et, şüphesiz ki sen dosdoğru bir hidayet üzerindesin.
Şaban Piriş : Her ümmete bir ibadet tarzı belirledik. Öyleyse, yerine getirmeleri gereken iş hususunda seninle tartışmasınlar. Rabbine çağır/yalvar. Hiç kuşkusuz sen, dosdoğru bir yol üzerindesin.
Suat Yıldırım : Biz her ümmete kendi dönemlerinde uyguladıkları özel bir ibadet yolu belirledik. Öyle ise onlar din işinde asla sana muhalefet etmesinler. Sen insanları Rabbinin yoluna dâvet et! Çünkü sen gerçekten hakka götüren dosdoğru bir yolun üzerindesin.
Süleyman Ateş : Biz her ümmete, uydukları bir mensek (ibâdet yöntemi) yaptık. Bu işte seninle asla çekişmesinler. Sen Rabbine çağır, kuşkusuz sen doğru bir yol üzerindesin.
Tefhim-ul Kuran : Biz her ümmete bir ibadet-tarzı (Mensek) kıldık, onlar bu tarz üzere ibadet etmektedirler. Öyleyse, (din) iş(in) de seninle çekişmesinler. Sen, Rabbine çağır. Şüphesiz sen dosdoğru bir hidayet üzerindesin.
Ümit Şimşek : Biz her ümmet için bir şeriat belirledik ki, onu izlerlerdi. Onun için din konusunda seninle çekişmesinler. Sen de insanları Rabbine çağır. Hiç şüphesiz sen dosdoğru hidayet üzeresin.
Yaşar Nuri Öztürk : Her ümmet için biz, bir ibadet şekli/bir ibadet yeri belirledik; onlar, onu izlerler. Artık bu iş konusunda seninle çekişmesinler. Sen de Rabbine davet et/dua et. Sen, elbette ki şaşırtmadan yol aldıran bir kılavuzun ardındasın.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}