» 68 / Kalem  22:

Kuran Sırası: 68
İniş Sırası: 2
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52

 » 68 / Kalem  Suresi: 22
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. أَنِ (ÊN) = eni : diye
2. اغْدُوا (EĞD̃VE) = ğdū : erkenden gidin
3. عَلَىٰ (AL) = ǎlā :
4. حَرْثِكُمْ (ḪRS̃KM) = Harṧikum : ekininize
5. إِنْ (ÎN) = in : eğer
6. كُنْتُمْ (KNTM) = kuntum :
7. صَارِمِينَ (ṦERMYN) = Sārimīne : devşirecekseniz
diye | erkenden gidin | | ekininize | eğer | | devşirecekseniz |

[] [ĞD̃V] [] [ḪRS̃] [] [KVN] [ṦRM]
ÊN EĞD̃VE AL ḪRS̃KM ÎN KNTM ṦERMYN

eni ğdū ǎlā Harṧikum in kuntum Sārimīne
أن اغدوا على حرثكم إن كنتم صارمين

 » 68 / Kalem  Suresi: 22
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
أن | ÊN eni diye That
اغدوا غ د و | ĞD̃V EĞD̃VE ğdū erkenden gidin """Go early"
على | AL ǎlā to
حرثكم ح ر ث | ḪRS̃ ḪRS̃KM Harṧikum ekininize your crop
إن | ÎN in eğer if
كنتم ك و ن | KVN KNTM kuntum you would
صارمين ص ر م | ṦRM ṦERMYN Sārimīne devşirecekseniz "pluck (the) fruit."""

68:22 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

diye | erkenden gidin | | ekininize | eğer | | devşirecekseniz |

[] [ĞD̃V] [] [ḪRS̃] [] [KVN] [ṦRM]
ÊN EĞD̃VE AL ḪRS̃KM ÎN KNTM ṦERMYN

eni ğdū ǎlā Harṧikum in kuntum Sārimīne
أن اغدوا على حرثكم إن كنتم صارمين

[] [غ د و] [] [ح ر ث] [] [ك و ن] [ص ر م]

 » 68 / Kalem  Suresi: 22
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
أن | ÊN eni diye That
,Nun,
,50,
INT – particle of interpretation
حرف تفسير
اغدوا غ د و | ĞD̃V EĞD̃VE ğdū erkenden gidin """Go early"
Elif,Ğayn,Dal,Vav,Elif,
1,1000,4,6,1,
V – 2nd person masculine plural imperative verb
PRON – subject pronoun
فعل أمر والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
على | AL ǎlā to
Ayn,Lam,,
70,30,,
P – preposition
حرف جر
حرثكم ح ر ث | ḪRS̃ ḪRS̃KM Harṧikum ekininize your crop
Ha,Re,Se,Kef,Mim,
8,200,500,20,40,
N – genitive masculine noun
PRON – 2nd person masculine plural possessive pronoun
اسم مجرور والكاف ضمير متصل في محل جر بالاضافة
إن | ÎN in eğer if
,Nun,
,50,
COND – conditional particle
حرف شرط
كنتم ك و ن | KVN KNTM kuntum you would
Kef,Nun,Te,Mim,
20,50,400,40,
V – 2nd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والتاء ضمير متصل في محل رفع اسم «كان»
صارمين ص ر م | ṦRM ṦERMYN Sārimīne devşirecekseniz "pluck (the) fruit."""
Sad,Elif,Re,Mim,Ye,Nun,
90,1,200,40,10,50,
N – accusative masculine plural active participle
اسم منصوب
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |أَنِ: diye | اغْدُوا: erkenden gidin | عَلَىٰ: | حَرْثِكُمْ: ekininize | إِنْ: eğer | كُنْتُمْ: | صَارِمِينَ: devşirecekseniz |
Kırık Meal (Harekesiz) : |أن ÊN diye | اغدوا EĞD̃WE erkenden gidin | على AL | حرثكم ḪRS̃KM ekininize | إن ÎN eğer | كنتم KNTM | صارمين ṦERMYN devşirecekseniz |
Kırık Meal (Okunuş) : |eni: diye | ğdū: erkenden gidin | ǎlā: | Harṧikum: ekininize | in: eğer | kuntum: | Sārimīne: devşirecekseniz |
Kırık Meal (Transcript) : |ÊN: diye | EĞD̃VE: erkenden gidin | AL: | ḪRS̃KM: ekininize | ÎN: eğer | KNTM: | ṦERMYN: devşirecekseniz |
Abdulbaki Gölpınarlı : Mahsûlünüzü kesip devşirecekseniz erkence koşun, gidin.
Adem Uğur : Madem devşireceksiniz, hadi erkenden mahsülünüzün başına gidin! diye.
Ahmed Hulusi : "Eğer kesip devşirecekseniz, ekininize erken gidin!" (diye).
Ahmet Tekin : 'Kesecekseniz, toplayacaksanız eğer, tarlanıza, mahsulünüzün başına erken gidin.' dediler.
Ahmet Varol : 'Eğer devşirecekseniz erkenden ürününüze gidin' diye.
Ali Bulaç : "Eğer ürününüzü devşirecekseniz erkence kalkıp çıkın."
Ali Fikri Yavuz : “Haydin devşirecekseniz, ürününüzü toplamaya erken çıkın!”
Bekir Sadak : (21-22) Sabah erken: «Urunlerinizi devsirecekseniz erken cikin» diye birbirlerine seslendiler.
Celal Yıldırım : Devşirecekseniz, haydi durmayın erkenden ürünlerinizin başına gidiniz !
Diyanet İşleri : (21-22) Derken, sabahleyin birbirlerine, “Haydi, eğer ürününüzü devşirecekseniz erkenden gidin” diye seslendiler.
Diyanet İşleri (eski) : (21-22) Sabah erken: 'Ürünlerinizi devşirecekseniz erken çıkın' diye birbirlerine seslendiler.
Diyanet Vakfi : (21-22) (Beri tarafta ise) onlar, sabah olurken: Madem devşireceksiniz, hadi erkenden mahsülünüzün başına gidin! diye birbirlerine seslendiler.
Edip Yüksel : 'Devşirecekseniz, haydi ekinlerinize erken varın.'
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : «Haydi, devşirecekseniz erkenden ekininize gidin» diye.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Haydi, kesecekseniz harsinize (ekininize) erkence koşun! dediler.
Elmalılı Hamdi Yazır : Haydin kesecekseniz harsinize irkence koşun dediler.
Fizilal-il Kuran : Haydi ürünleri toplayacaksanız erkenden ekininize gidin diye.
Gültekin Onan : "Eğer ürününüzü devşirecekseniz erkence kalkıp çıkın."
Hakkı Yılmaz : (17-24) Şüphesiz Biz, o çiftlik sahiplerine belâ verdiğimiz gibi onlara belâ vereceğiz: Hani onlar, sabah olunca kesinlikle çiftliğin ürünlerini devşireceklerine yemin etmişlerdi. Bir istisna da yapmıyorlardı. Ama onlar uyurken Rabbin tarafından bir tayfun çiftliğin üzerinden dolaşıverdi. Sabaha, çiftlik, biçilmiş/devşirilmiş gibi oluverdi. Sabahladıkları vakit birbirlerine seslendiler: “Haydi, devşirecekseniz sabahleyin erkence gidin!” dediler. Hemen yola koyuldular, aralarında fısıldaşıyorlardı: Sakın bugün aranıza bir yoksul sokulmasın!
Hasan Basri Çantay : «Devşirecekseniz erkence mahsulünüzü (devşirmiye) çıkın» diye.
Hayrat Neşriyat : (21-22) Nihâyet sabaha ulaşan kimseler iken: 'Eğer (bahçenizi) devşirecek olanlarsanız, erkenden mahsûlünüzün başına gidin!' diye birbirlerine seslendiler.
İbni Kesir : Mahsullerinizi devşirecekseniz erkence çıkın, diye.
İskender Evrenosoğlu : Eğer devşirecekseniz, tarlanıza sabah erken gidin!
Muhammed Esed : "Meyve toplamak istiyorsanız erkenden tarlanıza gidin!"
Ömer Nasuhi Bilmen : (22-23) «Eğer kesip devşirecek iseniz (bostanınıza) sabahleyin erken varınız.» Artık aralarında gizlice söyleşerek gidiverdiler.
Ömer Öngüt : "Madem devşireceksiniz, hadi erkenden mahsulünüzün başına gidin!"
Şaban Piriş : (22-23) -Mahsulü toplayacaksanız, erkenden yola çıkın! diye gizlice konuşarak yola düştüler.
Suat Yıldırım : (21-22) Onlar ise olup bitenden habersiz, neşeli neşeli birbirlerine seslendiler: "Haydi, mâdem devşireceksiniz, çabuk ekininizin başına!"
Süleyman Ateş : "Haydi devşirecekseniz erkenden ekininize gidin" diye.
Tefhim-ul Kuran : «Eğer ürününüzü devşirecekseniz erkence kalkın, çıkın.»
Ümit Şimşek : 'Devşirecekseniz, erkenden ürününüzün başına geçin.'
Yaşar Nuri Öztürk : "Hadi, eğer biçecekseniz ekininize erken gidin."


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}