» 80 / Abese  3:

Kuran Sırası: 80
İniş Sırası: 24
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42

 » 80 / Abese  Suresi: 3
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَمَا (VME) = vemā : ve ne?
2. يُدْرِيكَ (YD̃RYK) = yudrīke : bilirsin
3. لَعَلَّهُ (LALH) = leǎllehu : belki o
4. يَزَّكَّىٰ (YZK) = yezzekkā : arınacaktır
ve ne? | bilirsin | belki o | arınacaktır |

[] [D̃RY] [] [ZKV]
VME YD̃RYK LALH YZK

vemā yudrīke leǎllehu yezzekkā
وما يدريك لعله يزكى

 » 80 / Abese  Suresi: 3
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وما | VME vemā ve ne? But what
يدريك د ر ي | D̃RY YD̃RYK yudrīke bilirsin would make you know
لعله | LALH leǎllehu belki o that he might
يزكى ز ك و | ZKV YZK yezzekkā arınacaktır purify himself,

80:3 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

ve ne? | bilirsin | belki o | arınacaktır |

[] [D̃RY] [] [ZKV]
VME YD̃RYK LALH YZK

vemā yudrīke leǎllehu yezzekkā
وما يدريك لعله يزكى

[] [د ر ي] [] [ز ك و]

 » 80 / Abese  Suresi: 3
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وما | VME vemā ve ne? But what
Vav,Mim,Elif,
6,40,1,
REM – prefixed resumption particle
INTG – interrogative noun
الواو استئنافية
اسم استفهام
يدريك د ر ي | D̃RY YD̃RYK yudrīke bilirsin would make you know
Ye,Dal,Re,Ye,Kef,
10,4,200,10,20,
V – 3rd person masculine singular (form IV) imperfect verb
PRON – 2nd person masculine singular object pronoun
فعل مضارع والكاف ضمير متصل في محل نصب مفعول به
لعله | LALH leǎllehu belki o that he might
Lam,Ayn,Lam,He,
30,70,30,5,
ACC – accusative particle
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
حرف نصب من اخوات «ان» والهاء ضمير متصل في محل نصب اسم «لعل»
يزكى ز ك و | ZKV YZK yezzekkā arınacaktır purify himself,
Ye,Ze,Kef,,
10,7,20,,
V – 3rd person masculine singular (form V) imperfect verb
فعل مضارع
VME YD̃RYK LALH YZK

وما يدريك لعله يزكى

 » 80 / Abese  Suresi: 3

: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَمَا: ve ne? | يُدْرِيكَ: bilirsin | لَعَلَّهُ: belki o | يَزَّكَّىٰ: arınacaktır |
Kırık Meal (Harekesiz) : |وما WME ve ne? | يدريك YD̃RYK bilirsin | لعله LALH belki o | يزكى YZK arınacaktır |
Kırık Meal (Okunuş) : |vemā: ve ne? | yudrīke: bilirsin | leǎllehu: belki o | yezzekkā: arınacaktır |
Kırık Meal (Transcript) : |VME: ve ne? | YD̃RYK: bilirsin | LALH: belki o | YZK: arınacaktır |
Abdulbaki Gölpınarlı : Belki o, arınacaktır, ne bilirsin?
Adem Uğur : Belki o temizlenecek,
Ahmed Hulusi : Ne bilirsin, belki o arınacak!
Ahmet Tekin : Âmâ ile ilgili seni, önceden bilgilendiren mi oldu? Belki o pislikten, küfürden temizlenecek, vicdanını arındıracak.
Ahmet Varol : Ne bilirsin belki de o arınacaktır?
Ali Bulaç : Nerden biliyorsun; belki o, temizlenip arınacak?
Ali Fikri Yavuz : Onun halini sana hangi şey bildirdi? Belki o, (senden sormakla cehalet kirinden) temizlenecekti.
Bekir Sadak : Ne bilirsin, belki de o arinacak;
Celal Yıldırım : (3-4) Ne bilirsin, belki o temizlenecek veya öğüt alacaktı da o öğüt ona fayda verecekti ?
Diyanet İşleri : (Ey Muhammed!) Ne bilirsin, belki de o arınacak,
Diyanet İşleri (eski) : Ne bilirsin, belki de o arınacak;
Diyanet Vakfi : (1-4) (Peygamber), âmânın kendisine gelmesinden ötürü yüzünü ekşitti ve çevirdi. (Resûlüm! onun halini) sana kim bildirdi! Belki o temizlenecek, yahut öğüt alacak da o öğüt ona fayda verecek.
Edip Yüksel : Ne bilirsin, belki de o arınacak;
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Ne bilirsin, belki o temizlenecek?
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Ne bilirsin, belki o temizlenecek.
Elmalılı Hamdi Yazır : Ne bilirsin o belki temizlenecek
Fizilal-il Kuran : Ne bileceksin sen belki o arınacak?
Gültekin Onan : Nerden biliyorsun; belki o temizlenip arınacak.
Hakkı Yılmaz : (3,4) Ne bilirsin, belki o da arınıp temizlenecek, belki öğütlenir ve de öğüt kendisine yararlı olur.
Hakkı Yılmaz : O, boş iğreti arzusundan da konuşmuyor.
Hasan Basri Çantay : (Onun haalini) sana hangi şey bildirdi? Belki o, (senden öğrenecekleriyle) temizlenecekdi.
Hayrat Neşriyat : (3-4) (Habîbim, yâ Muhammed!) Hâlbuki sana ne bildiriyor ki, belki o (günahlardan)temizlenecekti veya nasîhat alacak da bu nasîhat kendisine fayda verecekti!
İbni Kesir : Ne bilirsin belki de o, temizlenecekti.
İskender Evrenosoğlu : Ve sen bilemezsin, umulur ki böylece o tezkiye olur.
Muhammed Esed : Nereden bilebilirsin (ey Muhammed,) belki de o arınacaktı,
Mustafa İslamoğlu : "Ve (sana gelince ey Nebi!) Sen nereden bileceksin o (müşrikin) arınacağına dair bir ihtimal bulunduğuna;
Ömer Nasuhi Bilmen : Sana ne şey bildirdi, olabilir ki, o temizlenecektir?
Ömer Öngüt : Resulüm! Ne bilirsin, belki o (senden öğrendikleriyle) temizlenecekti.
Şaban Piriş : Ne bilirsin belki o, arınacaktır.
Suat Yıldırım : (3-4) Ne bilirsin, belki de alacağı öğütle arınacaktı. Yahut nasihati dinleyip ondan yararlanacaktı?
Süleyman Ateş : Ne bilirsin belki o arınacak?
Tefhim-ul Kuran : Nerden biliyorsun; belki o, temizlenip arınacak?
Ümit Şimşek : Nereden biliyorsun, belki arınacaktı.
Yaşar Nuri Öztürk : Nereden bilirsin, belki de o arınıp temizlenecek.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}