» 39 / Zümer  52:

Kuran Sırası: 39
İniş Sırası: 59
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75

 » 39 / Zümer  Suresi: 52
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. أَوَلَمْ (ÊVLM) = evelem : mi?
2. يَعْلَمُوا (YALMVE) = yeǎ'lemū : bilmediler
3. أَنَّ (ÊN) = enne : elbette
4. اللَّهَ (ELLH) = llahe : Allah
5. يَبْسُطُ (YBSŦ) = yebsuTu : açar
6. الرِّزْقَ (ELRZG) = r-rizḳa : rızkı
7. لِمَنْ (LMN) = limen : kimseye
8. يَشَاءُ (YŞEÙ) = yeşā'u : dilediği
9. وَيَقْدِرُ (VYGD̃R) = ve yeḳdiru : ve kısar
10. إِنَّ (ÎN) = inne : şüphesiz
11. فِي (FY) = fī : vardır
12. ذَٰلِكَ (Z̃LK) = ƶālike : bunda
13. لَايَاتٍ (L ËYET) = lāyātin : ibretler
14. لِقَوْمٍ (LGVM) = liḳavmin : bir toplum için
15. يُؤْمِنُونَ (YÙMNVN) = yu'minūne : inanan
mi? | bilmediler | elbette | Allah | açar | rızkı | kimseye | dilediği | ve kısar | şüphesiz | vardır | bunda | ibretler | bir toplum için | inanan |

[] [ALM] [] [] [BSŦ] [RZG] [] [ŞYE] [GD̃R] [] [] [] [EYY] [GVM] [EMN]
ÊVLM YALMVE ÊN ELLH YBSŦ ELRZG LMN YŞEÙ VYGD̃R ÎN FY Z̃LK L ËYET LGVM YÙMNVN

evelem yeǎ'lemū enne llahe yebsuTu r-rizḳa limen yeşā'u ve yeḳdiru inne ƶālike lāyātin liḳavmin yu'minūne
أولم يعلموا أن الله يبسط الرزق لمن يشاء ويقدر إن في ذلك لآيات لقوم يؤمنون

 » 39 / Zümer  Suresi: 52
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
أولم | ÊVLM evelem mi? Do not
يعلموا ع ل م | ALM YALMVE yeǎ'lemū bilmediler they know
أن | ÊN enne elbette that
الله | ELLH llahe Allah Allah
يبسط ب س ط | BSŦ YBSŦ yebsuTu açar extends
الرزق ر ز ق | RZG ELRZG r-rizḳa rızkı the provision
لمن | LMN limen kimseye for whom
يشاء ش ي ا | ŞYE YŞEÙ yeşā'u dilediği He wills
ويقدر ق د ر | GD̃R VYGD̃R ve yeḳdiru ve kısar and restricts.
إن | ÎN inne şüphesiz Indeed,
في | FY vardır in
ذلك | Z̃LK ƶālike bunda that
لآيات ا ي ي | EYY L ËYET lāyātin ibretler surely (are) signs
لقوم ق و م | GVM LGVM liḳavmin bir toplum için for a people
يؤمنون ا م ن | EMN YÙMNVN yu'minūne inanan who believe.

39:52 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

mi? | bilmediler | elbette | Allah | açar | rızkı | kimseye | dilediği | ve kısar | şüphesiz | vardır | bunda | ibretler | bir toplum için | inanan |

[] [ALM] [] [] [BSŦ] [RZG] [] [ŞYE] [GD̃R] [] [] [] [EYY] [GVM] [EMN]
ÊVLM YALMVE ÊN ELLH YBSŦ ELRZG LMN YŞEÙ VYGD̃R ÎN FY Z̃LK L ËYET LGVM YÙMNVN

evelem yeǎ'lemū enne llahe yebsuTu r-rizḳa limen yeşā'u ve yeḳdiru inne ƶālike lāyātin liḳavmin yu'minūne
أولم يعلموا أن الله يبسط الرزق لمن يشاء ويقدر إن في ذلك لآيات لقوم يؤمنون

[] [ع ل م] [] [] [ب س ط] [ر ز ق] [] [ش ي ا] [ق د ر] [] [] [] [ا ي ي] [ق و م] [ا م ن]

 » 39 / Zümer  Suresi: 52
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
أولم | ÊVLM evelem mi? Do not
,Vav,Lam,Mim,
,6,30,40,
INTG – prefixed interrogative alif
SUP – prefixed supplemental particle
NEG – negative particle
الهمزة همزة استفهام
الواو زائدة
حرف نفي
يعلموا ع ل م | ALM YALMVE yeǎ'lemū bilmediler they know
Ye,Ayn,Lam,Mim,Vav,Elif,
10,70,30,40,6,1,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb, jussive mood
PRON – subject pronoun
فعل مضارع مجزوم والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
أن | ÊN enne elbette that
,Nun,
,50,
ACC – accusative particle
حرف نصب من اخوات «ان»
الله | ELLH llahe Allah Allah
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – accusative proper noun → Allah"
لفظ الجلالة منصوب
يبسط ب س ط | BSŦ YBSŦ yebsuTu açar extends
Ye,Be,Sin,Tı,
10,2,60,9,
V – 3rd person masculine singular imperfect verb
فعل مضارع
الرزق ر ز ق | RZG ELRZG r-rizḳa rızkı the provision
Elif,Lam,Re,Ze,Gaf,
1,30,200,7,100,
N – accusative masculine noun
اسم منصوب
لمن | LMN limen kimseye for whom
Lam,Mim,Nun,
30,40,50,
P – prefixed preposition lām
REL – relative pronoun
جار ومجرور
يشاء ش ي ا | ŞYE YŞEÙ yeşā'u dilediği He wills
Ye,Şın,Elif,,
10,300,1,,
V – 3rd person masculine singular imperfect verb
فعل مضارع
ويقدر ق د ر | GD̃R VYGD̃R ve yeḳdiru ve kısar and restricts.
Vav,Ye,Gaf,Dal,Re,
6,10,100,4,200,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine singular imperfect verb
الواو عاطفة
فعل مضارع
إن | ÎN inne şüphesiz Indeed,
,Nun,
,50,
ACC – accusative particle
حرف نصب
في | FY vardır in
Fe,Ye,
80,10,
P – preposition
حرف جر
ذلك | Z̃LK ƶālike bunda that
Zel,Lam,Kef,
700,30,20,
DEM – masculine singular demonstrative pronoun
اسم اشارة
لآيات ا ي ي | EYY L ËYET lāyātin ibretler surely (are) signs
Lam,,Ye,Elif,Te,
30,,10,1,400,
EMPH – emphatic prefix lām
N – genitive feminine plural indefinite noun
اللام لام التوكيد
اسم مجرور
لقوم ق و م | GVM LGVM liḳavmin bir toplum için for a people
Lam,Gaf,Vav,Mim,
30,100,6,40,
P – prefixed preposition lām
N – genitive masculine indefinite noun
جار ومجرور
يؤمنون ا م ن | EMN YÙMNVN yu'minūne inanan who believe.
Ye,,Mim,Nun,Vav,Nun,
10,,40,50,6,50,
V – 3rd person masculine plural (form IV) imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |أَوَلَمْ: mi? | يَعْلَمُوا: bilmediler | أَنَّ: elbette | اللَّهَ: Allah | يَبْسُطُ: açar | الرِّزْقَ: rızkı | لِمَنْ: kimseye | يَشَاءُ: dilediği | وَيَقْدِرُ: ve kısar | إِنَّ: şüphesiz | فِي: vardır | ذَٰلِكَ: bunda | لَايَاتٍ: ibretler | لِقَوْمٍ: bir toplum için | يُؤْمِنُونَ: inanan |
Kırık Meal (Harekesiz) : |أولم ÊWLM mi? | يعلموا YALMWE bilmediler | أن ÊN elbette | الله ELLH Allah | يبسط YBSŦ açar | الرزق ELRZG rızkı | لمن LMN kimseye | يشاء YŞEÙ dilediği | ويقدر WYGD̃R ve kısar | إن ÎN şüphesiz | في FY vardır | ذلك Z̃LK bunda | لآيات L ËYET ibretler | لقوم LGWM bir toplum için | يؤمنون YÙMNWN inanan |
Kırık Meal (Okunuş) : |evelem: mi? | yeǎ'lemū: bilmediler | enne: elbette | llahe: Allah | yebsuTu: açar | r-rizḳa: rızkı | limen: kimseye | yeşā'u: dilediği | ve yeḳdiru: ve kısar | inne: şüphesiz | : vardır | ƶālike: bunda | lāyātin: ibretler | liḳavmin: bir toplum için | yu'minūne: inanan |
Kırık Meal (Transcript) : |ÊVLM: mi? | YALMVE: bilmediler | ÊN: elbette | ELLH: Allah | YBSŦ: açar | ELRZG: rızkı | LMN: kimseye | YŞEÙ: dilediği | VYGD̃R: ve kısar | ÎN: şüphesiz | FY: vardır | Z̃LK: bunda | L ËYET: ibretler | LGVM: bir toplum için | YÙMNVN: inanan |
Abdulbaki Gölpınarlı : Bilmezler mi ki Allah, şüphe yok ki dilediğinin rızkını bollaştırır ve dilediğinin daraltır. Şüphe yok ki bunda, inananlara deliller var elbet.
Adem Uğur : Bilmiyorlar mı ki Allah, rızkı dilediğine bol bol verir, dilediğinden de kısar. Şüphesiz bunda inanan bir kavim için ibretler vardır.
Ahmed Hulusi : Bilmediler mi ki Allâh yaşam gıdasını dilediğine yayar, genişletir, (dilediğine de) daraltır! Muhakkak ki bu olayda iman eden bir toplum için elbette işaretler vardır.
Ahmet Tekin : Allah’ın rızkı ve serveti, sünnetine, düzeninin yasalarına uygun olarak, iradesinin tecellisine tâbi, akıllı ve sorumlu kimselere bol bol vereceğini; ölçüyle kısarak da verebileceğini bilmiyorlar mı? İman eden bir kavim için bunda sayısız ibretler vardır.
Ahmet Varol : Allah'ın dilediğine rızkı genişlettiğini ve daralttığını bilmediler mi? Şüphesiz bunda iman edecek bir topluluk için ibretler vardır.
Ali Bulaç : Onlar bilmiyorlar mı ki, gerçekten Allah, dilediğine rızkı genişletip yayar ve (dilediğine) kısar da. Şüphesiz bunda, iman eden bir kavim için gerçekten ayetler vardır.
Ali Fikri Yavuz : O kâfirler hâlâ bilmediler mi ki, Allah, dilediğine rızkı genişletir, dilediğine de kısar. Şübhesiz bunda, (Peygambere ve Kur’an’a) iman edecek bir kavim için ibretler vardır.
Bekir Sadak : Allah'in rizki diledigine yaydigini ve kisip bir olcuye gore verdigini bilmezler mi? Dogrusu bunda, inanan kimseler icin dersler vardir. *
Celal Yıldırım : Bilmezler mi ki, Allah elbette rızkı dilediğine genişletir ve kısıp daraltır. Şüphesiz ki bunda, imân eden bir millet için belgeler, öğütler ve ibretler vardır.
Diyanet İşleri : Bilmediler mi ki, Allah rızkı dilediğine bol bol verir ve (dilediğine) kısar. Şüphesiz bunda inanan bir toplum için elbette ibretler vardır.
Diyanet İşleri (eski) : Allah'ın rızkı dilediğine yaydığını ve kısıp bir ölçüye göre verdiğini bilmezler mi? Doğrusu bunda, inanan kimseler için dersler vardır.
Diyanet Vakfi : Bilmiyorlar mı ki Allah, rızkı dilediğine bol bol verir, dilediğinden de kısar. Şüphesiz bunda inanan bir kavim için ibretler vardır.
Edip Yüksel : ALLAH'ın dilediğine rızkı genişletip daralttığını bilmezler mi? İnanan bir toplum için bunda dersler vardır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Hâlâ bilmediler mi ki; Allah, rızkı dilediğine açar ve kısar. Şüphesiz ki bunda iman edecek bir kavim için nice ibretler vardır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Hala Allah'ın rızkı dilediğine açtığını ve kıstığını bilmediler mi? Şüphesiz ki bunda, iman edecek bir topluluk için bir çok ibretler vardır.
Elmalılı Hamdi Yazır : Hâlâ bilmediler mi ki: Allah rızkı dilediğine açar, kısar da, şübhesiz ki bunda iyman edecekler için âyetler vardır
Fizilal-il Kuran : Onlar bilmiyorlar mı ki, Allah dilediği kimsenin rızkını bol bol verir; dilediğini de kısar. Doğrusu bunda, inanan bir toplum için ibretler vardır.
Gültekin Onan : Onlar bilmiyorlar mı ki, gerçekten Tanrı dilediğine rızkı genişletir / yayar veya kısar / daraltır / kısıtlar. Kuşkusuz bunda inanan bir kavim için gerçekten ayetler vardır.
Hakkı Yılmaz : Hâlâ, şüphesiz Allah'ın, rızkı dilediğine yaydığını ve ölçülendirdiğini bilmediler mi? Şüphesiz bunda iman edecek bir toplum için kesinlikle nice alâmetler/göstergeler vardır.
Hasan Basri Çantay : Allahın, kimi dilerse onun rızkını yaymakda, (kimi de dilerse onunkini) kısmakda olduğunu haalâ bilmediler mi? Şübhesiz bunda îman edecek bir kavm için kat'î ibretler vardır.
Hayrat Neşriyat : Hem bilmediler mi ki, şübhesiz Allah, dilediğine rızkı genişletir ve (dilediğine)daraltır. Doğrusu bunda, îmân edecek bir kavim için nice deliller vardır.
İbni Kesir : Bilmezler mi ki; Allah, dilediğine rızkı genişletir ve kısar. Doğrusu bunda, inanan kimseler için ayetler vardır.
İskender Evrenosoğlu : Ve onlar, Allah'ın dilediğinin rızkını genişlettiğini ve dilediğinin de rızkını taktir ettiğini (kıstığını) bilmiyorlar mı? Muhakkak ki bunda, mü'min olan kavim için elbette âyetler (ibretler, deliller) vardır.
Muhammed Esed : Bilmezler mi Allah dilediğine bol rızık verir, dilediğine az? Doğrusu, bunda inanan insanlar için dersler vardır!
Ömer Nasuhi Bilmen : Blimediler mi ki, muhakkak Allah, rızkı dilediğine açar ve darlaştırır. Şüphe yok ki, bunda imân edecek bir kavim için elbette ibretler vardır.
Ömer Öngüt : Bilmiyorlar mı ki Allah, rızkı dilediğine bol bol verir, dilediğine de kısar. Şüphesiz ki bunda iman etmiş bir kavim için âyetler (ibretler) vardır.
Şaban Piriş : Bilmiyorlar mı ki Allah, rızkı yayar dilediğine ve takdir eder. İman eden bir toplum için işte bunda belgeler vardır.
Suat Yıldırım : Hâlâ şunu anlamadılar mı ki Allah dilediği kulunun nasibini bollaştırır, dilediğinin nasibini ise daraltır. Elbette bunda inanacak kimseler için alacak ibretler vardır.
Süleyman Ateş : Bilmediler mi ki Allâh dilediğine rızkı açar ve kısar. Şüphesiz bunda inanan bir toplum için ibretler vardır.
Tefhim-ul Kuran : Onlar bilmiyorlar mı ki, gerçekten Allah, dilediğine rızkı genişletip yayar ve (dilediğine) kısar da. Şüphesiz bunda, iman etmekte olan bir kavim için gerçekten ayetler vardır.
Ümit Şimşek : Onlar bilmiyor mu ki, Allah dilediği kimsenin rızkını genişletir, dilediğininkini de daraltır? İnanan bir topluluk için elbette bunda âyetler vardır.
Yaşar Nuri Öztürk : Bilmediler mi ki Allah, rızkı dilediğine açıp yayar da kısıp daraltır da. İman eden bir toplum için bunda elbette ibretler vardır.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}