» 35 / Fâtir  9:

Kuran Sırası: 35
İniş Sırası: 43
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45

 » 35 / Fâtir  Suresi: 9
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَاللَّهُ (VELLH) = vallahu : Allah'tır ki
2. الَّذِي (ELZ̃Y) = lleƶī :
3. أَرْسَلَ (ÊRSL) = ersele : gönderir
4. الرِّيَاحَ (ELRYEḪ) = r-riyāHa : rüzgarları
5. فَتُثِيرُ (FTS̃YR) = fetuṧīru : ve kaldırır
6. سَحَابًا (SḪEBE) = seHāben : bir bulut
7. فَسُقْنَاهُ (FSGNEH) = fe suḳnāhu : böylece onu süreriz
8. إِلَىٰ (ÎL) = ilā :
9. بَلَدٍ (BLD̃) = beledin : bir ülkeye
10. مَيِّتٍ (MYT) = meyyitin : ölü
11. فَأَحْيَيْنَا (FÊḪYYNE) = fe eHyeynā : ve diriltiriz
12. بِهِ (BH) = bihi : onunla
13. الْأَرْضَ (ELÊRŽ) = l-erDe : yeri
14. بَعْدَ (BAD̃) = beǎ'de : sonra
15. مَوْتِهَا (MVTHE) = mevtihā : öldükten
16. كَذَٰلِكَ (KZ̃LK) = keƶālike : işte böyledir
17. النُّشُورُ (ELNŞVR) = n-nuşūru : diriltme
Allah'tır ki | | gönderir | rüzgarları | ve kaldırır | bir bulut | böylece onu süreriz | | bir ülkeye | ölü | ve diriltiriz | onunla | yeri | sonra | öldükten | işte böyledir | diriltme |

[] [] [RSL] [RVḪ] [S̃VR] [SḪB] [SVG] [] [BLD̃] [MVT] [ḪYY] [] [ERŽ] [BAD̃] [MVT] [] [NŞR]
VELLH ELZ̃Y ÊRSL ELRYEḪ FTS̃YR SḪEBE FSGNEH ÎL BLD̃ MYT FÊḪYYNE BH ELÊRŽ BAD̃ MVTHE KZ̃LK ELNŞVR

vallahu lleƶī ersele r-riyāHa fetuṧīru seHāben fe suḳnāhu ilā beledin meyyitin fe eHyeynā bihi l-erDe beǎ'de mevtihā keƶālike n-nuşūru
والله الذي أرسل الرياح فتثير سحابا فسقناه إلى بلد ميت فأحيينا به الأرض بعد موتها كذلك النشور

 » 35 / Fâtir  Suresi: 9
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
والله | VELLH vallahu Allah'tır ki And Allah
الذي | ELZ̃Y lleƶī (is) the One Who
أرسل ر س ل | RSL ÊRSL ersele gönderir sends
الرياح ر و ح | RVḪ ELRYEḪ r-riyāHa rüzgarları the winds
فتثير ث و ر | S̃VR FTS̃YR fetuṧīru ve kaldırır so that they raise
سحابا س ح ب | SḪB SḪEBE seHāben bir bulut (the) clouds,
فسقناه س و ق | SVG FSGNEH fe suḳnāhu böylece onu süreriz and We drive them
إلى | ÎL ilā to
بلد ب ل د | BLD̃ BLD̃ beledin bir ülkeye a land
ميت م و ت | MVT MYT meyyitin ölü dead
فأحيينا ح ي ي | ḪYY FÊḪYYNE fe eHyeynā ve diriltiriz and We revive
به | BH bihi onunla therewith
الأرض ا ر ض | ERŽ ELÊRŽ l-erDe yeri the earth
بعد ب ع د | BAD̃ BAD̃ beǎ'de sonra after
موتها م و ت | MVT MVTHE mevtihā öldükten its death.
كذلك | KZ̃LK keƶālike işte böyledir Thus
النشور ن ش ر | NŞR ELNŞVR n-nuşūru diriltme (will be) the Resurrection.

35:9 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

Allah'tır ki | | gönderir | rüzgarları | ve kaldırır | bir bulut | böylece onu süreriz | | bir ülkeye | ölü | ve diriltiriz | onunla | yeri | sonra | öldükten | işte böyledir | diriltme |

[] [] [RSL] [RVḪ] [S̃VR] [SḪB] [SVG] [] [BLD̃] [MVT] [ḪYY] [] [ERŽ] [BAD̃] [MVT] [] [NŞR]
VELLH ELZ̃Y ÊRSL ELRYEḪ FTS̃YR SḪEBE FSGNEH ÎL BLD̃ MYT FÊḪYYNE BH ELÊRŽ BAD̃ MVTHE KZ̃LK ELNŞVR

vallahu lleƶī ersele r-riyāHa fetuṧīru seHāben fe suḳnāhu ilā beledin meyyitin fe eHyeynā bihi l-erDe beǎ'de mevtihā keƶālike n-nuşūru
والله الذي أرسل الرياح فتثير سحابا فسقناه إلى بلد ميت فأحيينا به الأرض بعد موتها كذلك النشور

[] [] [ر س ل] [ر و ح] [ث و ر] [س ح ب] [س و ق] [] [ب ل د] [م و ت] [ح ي ي] [] [ا ر ض] [ب ع د] [م و ت] [] [ن ش ر]

 » 35 / Fâtir  Suresi: 9
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
والله | VELLH vallahu Allah'tır ki And Allah
Vav,Elif,Lam,Lam,He,
6,1,30,30,5,
"CONJ – prefixed conjunction wa (and)
PN – nominative proper noun → Allah"
الواو عاطفة
لفظ الجلالة مرفوع
الذي | ELZ̃Y lleƶī (is) the One Who
Elif,Lam,Zel,Ye,
1,30,700,10,
REL – masculine singular relative pronoun
اسم موصول
أرسل ر س ل | RSL ÊRSL ersele gönderir sends
,Re,Sin,Lam,
,200,60,30,
V – 3rd person masculine singular (form IV) perfect verb
فعل ماض
الرياح ر و ح | RVḪ ELRYEḪ r-riyāHa rüzgarları the winds
Elif,Lam,Re,Ye,Elif,Ha,
1,30,200,10,1,8,
N – accusative feminine plural noun
اسم منصوب
فتثير ث و ر | S̃VR FTS̃YR fetuṧīru ve kaldırır so that they raise
Fe,Te,Se,Ye,Re,
80,400,500,10,200,
REM – prefixed resumption particle
V – 3rd person feminine singular (form IV) imperfect verb
الفاء استئنافية
فعل مضارع
سحابا س ح ب | SḪB SḪEBE seHāben bir bulut (the) clouds,
Sin,Ha,Elif,Be,Elif,
60,8,1,2,1,
"N – accusative masculine indefinite noun → Cloud"
اسم منصوب
فسقناه س و ق | SVG FSGNEH fe suḳnāhu böylece onu süreriz and We drive them
Fe,Sin,Gaf,Nun,Elif,He,
80,60,100,50,1,5,
CONJ – prefixed conjunction fa (and)
V – 1st person plural perfect verb
PRON – subject pronoun
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
الفاء عاطفة
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل والهاء ضمير متصل في محل نصب مفعول به
إلى | ÎL ilā to
,Lam,,
,30,,
P – preposition
حرف جر
بلد ب ل د | BLD̃ BLD̃ beledin bir ülkeye a land
Be,Lam,Dal,
2,30,4,
N – genitive masculine indefinite noun
اسم مجرور
ميت م و ت | MVT MYT meyyitin ölü dead
Mim,Ye,Te,
40,10,400,
ADJ – genitive masculine singular indefinite adjective
صفة مجرورة
فأحيينا ح ي ي | ḪYY FÊḪYYNE fe eHyeynā ve diriltiriz and We revive
Fe,,Ha,Ye,Ye,Nun,Elif,
80,,8,10,10,50,1,
CONJ – prefixed conjunction fa (and)
V – 1st person plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
الفاء عاطفة
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل
به | BH bihi onunla therewith
Be,He,
2,5,
P – prefixed preposition bi
PRON – 3rd person masculine singular personal pronoun
جار ومجرور
الأرض ا ر ض | ERŽ ELÊRŽ l-erDe yeri the earth
Elif,Lam,,Re,Dad,
1,30,,200,800,
"N – accusative feminine noun → Earth"
اسم منصوب
بعد ب ع د | BAD̃ BAD̃ beǎ'de sonra after
Be,Ayn,Dal,
2,70,4,
T – accusative time adverb
ظرف زمان منصوب
موتها م و ت | MVT MVTHE mevtihā öldükten its death.
Mim,Vav,Te,He,Elif,
40,6,400,5,1,
N – genitive masculine noun
PRON – 3rd person feminine singular possessive pronoun
اسم مجرور و«ها» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
كذلك | KZ̃LK keƶālike işte böyledir Thus
Kef,Zel,Lam,Kef,
20,700,30,20,
P – prefixed preposition ka
DEM – masculine singular demonstrative pronoun
جار ومجرور
النشور ن ش ر | NŞR ELNŞVR n-nuşūru diriltme (will be) the Resurrection.
Elif,Lam,Nun,Şın,Vav,Re,
1,30,50,300,6,200,
N – nominative masculine noun
اسم مرفوع
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَاللَّهُ: Allah'tır ki | الَّذِي: | أَرْسَلَ: gönderir | الرِّيَاحَ: rüzgarları | فَتُثِيرُ: ve kaldırır | سَحَابًا: bir bulut | فَسُقْنَاهُ: böylece onu süreriz | إِلَىٰ: | بَلَدٍ: bir ülkeye | مَيِّتٍ: ölü | فَأَحْيَيْنَا: ve diriltiriz | بِهِ: onunla | الْأَرْضَ: yeri | بَعْدَ: sonra | مَوْتِهَا: öldükten | كَذَٰلِكَ: işte böyledir | النُّشُورُ: diriltme |
Kırık Meal (Harekesiz) : |والله WELLH Allah'tır ki | الذي ELZ̃Y | أرسل ÊRSL gönderir | الرياح ELRYEḪ rüzgarları | فتثير FTS̃YR ve kaldırır | سحابا SḪEBE bir bulut | فسقناه FSGNEH böylece onu süreriz | إلى ÎL | بلد BLD̃ bir ülkeye | ميت MYT ölü | فأحيينا FÊḪYYNE ve diriltiriz | به BH onunla | الأرض ELÊRŽ yeri | بعد BAD̃ sonra | موتها MWTHE öldükten | كذلك KZ̃LK işte böyledir | النشور ELNŞWR diriltme |
Kırık Meal (Okunuş) : |vallahu: Allah'tır ki | lleƶī: | ersele: gönderir | r-riyāHa: rüzgarları | fetuṧīru: ve kaldırır | seHāben: bir bulut | fe suḳnāhu: böylece onu süreriz | ilā: | beledin: bir ülkeye | meyyitin: ölü | fe eHyeynā: ve diriltiriz | bihi: onunla | l-erDe: yeri | beǎ'de: sonra | mevtihā: öldükten | keƶālike: işte böyledir | n-nuşūru: diriltme |
Kırık Meal (Transcript) : |VELLH: Allah'tır ki | ELZ̃Y: | ÊRSL: gönderir | ELRYEḪ: rüzgarları | FTS̃YR: ve kaldırır | SḪEBE: bir bulut | FSGNEH: böylece onu süreriz | ÎL: | BLD̃: bir ülkeye | MYT: ölü | FÊḪYYNE: ve diriltiriz | BH: onunla | ELÊRŽ: yeri | BAD̃: sonra | MVTHE: öldükten | KZ̃LK: işte böyledir | ELNŞVR: diriltme |
Abdulbaki Gölpınarlı : Ve Allah, öyle bir mâbuttur ki rüzgârları yollar da bulutu sürer, derken ölü şehri yağmurla suya kandırırız da ölümünden sonra yeryüzünü diriltiriz onunla, işte ölülerin diriltilmesi de böyledir.
Adem Uğur : Rüzgârları gönderip de bulutu harekete geçiren Allah'tır. Biz onu ölü bir bölgeye göndeririz de ölümünden sonra toprağa onunla hayat veririz. Ölülerin yeniden dirilmesi de böyle olacaktır.
Ahmed Hulusi : Allâh ki, rüzgârları (rahmanî ilmi) irsâl etti de bulutları (beşerî duygu ve kabullerin şuurda oluşturduğu kara bulutları) sürüyor. . . Sonra onu (rahmanî ilmi) ölü bir beldeye (bilince) sevk ettik de onunla o arzı (bedeni) ölüyken dirilttik! Nüşur (aslına dönüş) böylecedir!
Ahmet Tekin : Allah, rüzgârları gönderen, bulutları harekete geçirendir. Biz bulutları, ölü, kurak bir beldeye sevkederiz. Ölümünün ardından, o topraklara hayat veririz. Ölülerin ölümden önceki vasıflarla diriltilmesi de genetik şifreleri harekete geçirilen toprakların canlandırılması gibidir.
Ahmet Varol : Allah O'dur ki rüzgarları gönderir, onlar bir bulutu kaldırırlar; ardından onu ölü bir beldeye iletiriz ve böylece onunla ölümünden sonra yeri diriltiriz. İşte yeniden diriliş de böyledir.
Ali Bulaç : Allah, rüzgarları gönderir, onlar da bulutu kaldırır, böylece biz onu ölü bir beldeye sürükleriz, onunla, yeri ölümünden sonra diriltiriz. İşte (ölümden sonra) dirilip yayılma da böyledir.
Ali Fikri Yavuz : Allah O’dur ki, rüzgârları gönderip de bulutu harekete geçirerek yükseltiyor. Derken o bulutu (bitkisi kurumuş) ölü bir beldeye göndeririz. Sonra o bulutun yağmuru ile (ölü bulunan araziyi) ölümünden sonra (yeşertir) diriltiriz. İşte ölülerin dirilmesi de böyledir.
Bekir Sadak : Ruzgarlari gonderip de bulutlari yuruten Allah'tir. Biz bulutlari olu bir yere surup, onunla topragi olumunden sonra diriltiriz. Insanlari diriltmek de boyledir.
Celal Yıldırım : O Allah ki, rüzgârı gönderir de bir bulut kaldırır, onu ölü bir beldeye sevkederiz, derken yeri ölümünden sonra onunla diriltiriz. îşte yeniden dirilip kabirlerden kalkmak da böyledir!.
Diyanet İşleri : Allah, rüzgârları gönderendir. Onlar da bulutları hareket ettirir. Biz de bulutları ölü bir toprağa sürer ve onunla ölümünden sonra yeryüzünü diriltiriz. İşte ölümden sonra diriliş de böyledir.
Diyanet İşleri (eski) : Rüzgarları gönderip de bulutları yürüten Allah'tır. Biz bulutları ölü bir yere sürüp, onunla toprağı ölümünden sonra diriltiriz. İnsanları diriltmek de böyledir.
Diyanet Vakfi : Rüzgârları gönderip de bulutu harekete geçiren Allah'tır. Biz onu ölü bir bölgeye göndeririz de ölümünden sonra toprağa onunla hayat veririz. Ölülerin yeniden dirilmesi de böyle olacaktır.
Edip Yüksel : ALLAH, bulutları karıştıran rüzgarları gönderendir. Daha sonra onları ölü bir toprağa süreriz de ölümünden sonra toprağı diriltiriz. Diriliş de böyledir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Rüzgârları gönderip bir bulut kaldıran da Allah'tır. Derken biz o (bulutu) ölmüş bir beldeye sevketmişizdir. Böylece yeryüzüne ölmünden sonra onunla hayat veririz. İşte o dirilme de böyledir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Allah O'dur ki, rüzgarları göndermiştir, derken bir bulut kaldırır. Derken onu, ölmüş bir beldeye sevkedip onunla yere ölümünden sonra hayat vermekteyiz. İşte öldükten sonra dirilme böyledir.
Elmalılı Hamdi Yazır : Allah odur ki rüzgârları göndermiştir, derken bir bulut kaldırır, derken onu ölmüş bir beldeye sevk etmişizdir, derken onunla Arza ölümünden sonra hayat vermekteyizdir, işte nüşur böyledir
Fizilal-il Kuran : Bulutları sürükleyen rüzgârların estiricisi Allah'dır. Biz bulutları ölü bir yöreye göndererek onlar aracılığı ile ölü toprağı diriltiriz. İşte yeniden diriliş olayı da böyledir.
Gültekin Onan : Tanrı, rüzgarları gönderir, onlar da bulutu kaldırır, böylece biz onu ölü bir beldeye sürükleriz, onunla, yeri ölümünden sonra diriltiriz. İşte (ölümden sonra) dirilip yayılma da böyledir.
Hakkı Yılmaz : Ve Allah, rüzgârları gönderendir. Sonra onlar da bir bulutu harekete geçirip yukarılara kaldırır. Derken Biz, o bulutu ölmüş bir beldeye sürüp göndermişizdir. Böylece yeryüzüne ölümünden sonra onunla hayat veririz. İşte böyledir ölmüş çürümüş insanlara hayat vermek.
Hasan Basri Çantay : Allah rüzgârları salıverib de bulut (ları) harekete getirmekde olandır. Derken biz onu ölü bir toprağa sürüb onunla yeri, ölümünün ardından, canlandırmışadır. İşte (ölülerin) dirilme (si) de böyledir.
Hayrat Neşriyat : Ve Allah O (Rabbiniz)dir ki, bulutları hemen harekete geçiren rüzgârları gönderdi. Sonra onu (o bulutları) ölü bir beldeye sevk etmişizdir de, onunla o yere ölümünden sonra hayat vermişizdir. İşte (öldükten sonra) dirilme de böyledir!
İbni Kesir : Allah, O'dur ki; bulutları yürüten rüzgarlar göndermiştir. Biz, onu ölü bir memlekete sürüp onunla yeri ölümünden sonra diriltiriz. İşte diriliş de böyledir.
İskender Evrenosoğlu : Ve o Allah ki, rüzgârı gönderir, böylece bulutları hareket ettirir. Sonra da onu ölü beldeye sevkederiz. Böylelikle arzı, ölümünden sonra onunla (yağmurla) diriltiriz. Nuşur (yeniden dirilip yayılma), işte bunun gibidir.
Muhammed Esed : Ve (hatırlayın) bulutları yükseltmek için rüzgarları gönderen Allah'tır; sonra Biz onları çorak beldelere sürükler ve cansız toprağa hayat veririz. Yeniden dirilme de işte böyle olacaktır.
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve Allah, o (zât)tır ki, rüzgârları göndermiştir. Sonra (onlar) bulutu harekete getirir, derken onu bir ölmüş beldeye sevketmişizdir. Sonra onunla yeri öldükten sonra hayata kavuşturmuşuzdur. İşte ölüleri diriltmek de böyledir.
Ömer Öngüt : Rüzgârları gönderip de bulutları yürüten Allah'tır. Biz bulutları ölü bir yere sürüp onunla toprağı ölümünden sonra diriltiriz. İşte ölümden sonra diriliş de böyledir.
Şaban Piriş : Bulutu harekete geçiren rüzgarı, gönderen Allah’tır. Onu ölü bir beldeye sevk ederiz, onunla yeryüzüne, ölümden sonra hayat verir. İşte ölülerin diriltilmesi de böyledir.
Suat Yıldırım : Allah o yüce Zattır ki rüzgârlar gönderir. Onlar bulutu kaldırır, derken onu ölü bir beldeye sevk ederiz ve onunla ölümünden sonra yeryüzüne hayat veririz. İşte ölülerin diriltilmesi de böyledir.
Süleyman Ateş : Allah'tır ki, gönderdiği rüzgârlar bir bulut kaldırır, onu ölü bir ülkeye süreriz, ölmüş olan yeri onunla diriltiriz. İşte diriltme de böyledir.
Tefhim-ul Kuran : Allah, rüzgârları gönderir, onlar da bulutu kaldırır, böylece biz onu ölü bir beldeye sürükleriz, onunla, yeri ölümünden sonra diriltiriz. İşte (ölümden sonra) dirilip yayılma da böyledir.
Ümit Şimşek : Rüzgârları gönderip bulutları kaldıran Allah'tır. Sonra Biz o bulutu ölü bir beldeye sevk eder ve ölmüş yeryüzünü onunla diriltiriz. Ölülerin diriltilmesi de işte böyledir.
Yaşar Nuri Öztürk : Allah odur ki, rüzgârları gönderdi. Rüzgârlar bir bulut kaldırır. Derken onu ölü bir beldeye sevk ettik de ölümünden sonra toprağa onunla hayat verdik. İşte ölümünden sonra dirilme de böyledir.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}