» 34 / Sebe’  37:

Kuran Sırası: 34
İniş Sırası: 58
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54

 » 34 / Sebe’  Suresi: 37
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَمَا (VME) = ve mā : ve değildir
2. أَمْوَالُكُمْ (ÊMVELKM) = emvālukum : mallarınız
3. وَلَا (VLE) = ve lā : değildir
4. أَوْلَادُكُمْ (ÊVLED̃KM) = evlādukum : evladlarınız
5. بِالَّتِي (BELTY) = billetī :
6. تُقَرِّبُكُمْ (TGRBKM) = tuḳarribukum : sizi yaklaştıran
7. عِنْدَنَا (AND̃NE) = ǐndenā : katımızda
8. زُلْفَىٰ (ZLF) = zulfā : mertebece
9. إِلَّا (ÎLE) = illā : ancak başka
10. مَنْ (MN) = men : kimseler
11. امَنَ ( ËMN) = āmene : inanan(lar)
12. وَعَمِلَ (VAML) = ve ǎmile : ve yapanlar
13. صَالِحًا (ṦELḪE) = SāliHen : faydalı iş
14. فَأُولَٰئِكَ (FÊVLÙK) = feulāike : işte
15. لَهُمْ (LHM) = lehum : onlara vardır
16. جَزَاءُ (CZEÙ) = cezā'u : mükafat
17. الضِّعْفِ (ELŽAF) = D-Diǎ'fi : kat kat fazlası
18. بِمَا (BME) = bimā :
19. عَمِلُوا (AMLVE) = ǎmilū : yaptıklarının
20. وَهُمْ (VHM) = ve hum : ve onlar
21. فِي (FY) = fī :
22. الْغُرُفَاتِ (ELĞRFET) = l-ğurufāti : saraylarda
23. امِنُونَ ( ËMNVN) = āminūne : güven içindedirler
ve değildir | mallarınız | değildir | evladlarınız | | sizi yaklaştıran | katımızda | mertebece | ancak başka | kimseler | inanan(lar) | ve yapanlar | faydalı iş | işte | onlara vardır | mükafat | kat kat fazlası | | yaptıklarının | ve onlar | | saraylarda | güven içindedirler |

[] [MVL] [] [VLD̃] [] [GRB] [AND̃] [ZLF] [] [] [EMN] [AML] [ṦLḪ] [] [] [CZY] [ŽAF] [] [AML] [] [] [ĞRF] [EMN]
VME ÊMVELKM VLE ÊVLED̃KM BELTY TGRBKM AND̃NE ZLF ÎLE MN ËMN VAML ṦELḪE FÊVLÙK LHM CZEÙ ELŽAF BME AMLVE VHM FY ELĞRFET ËMNVN

ve mā emvālukum ve lā evlādukum billetī tuḳarribukum ǐndenā zulfā illā men āmene ve ǎmile SāliHen feulāike lehum cezā'u D-Diǎ'fi bimā ǎmilū ve hum l-ğurufāti āminūne
وما أموالكم ولا أولادكم بالتي تقربكم عندنا زلفى إلا من آمن وعمل صالحا فأولئك لهم جزاء الضعف بما عملوا وهم في الغرفات آمنون

 » 34 / Sebe’  Suresi: 37
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وما | VME ve mā ve değildir And not
أموالكم م و ل | MVL ÊMVELKM emvālukum mallarınız your wealth
ولا | VLE ve lā değildir and not
أولادكم و ل د | VLD̃ ÊVLED̃KM evlādukum evladlarınız your children
بالتي | BELTY billetī [that]
تقربكم ق ر ب | GRB TGRBKM tuḳarribukum sizi yaklaştıran will bring you close
عندنا ع ن د | AND̃ AND̃NE ǐndenā katımızda to Us
زلفى ز ل ف | ZLF ZLF zulfā mertebece (in) position,
إلا | ÎLE illā ancak başka but
من | MN men kimseler whoever
آمن ا م ن | EMN ËMN āmene inanan(lar) believes
وعمل ع م ل | AML VAML ve ǎmile ve yapanlar and does
صالحا ص ل ح | ṦLḪ ṦELḪE SāliHen faydalı iş righteousness,
فأولئك | FÊVLÙK feulāike işte then those,
لهم | LHM lehum onlara vardır for them
جزاء ج ز ي | CZY CZEÙ cezā'u mükafat (will be) reward
الضعف ض ع ف | ŽAF ELŽAF D-Diǎ'fi kat kat fazlası two-fold
بما | BME bimā for what
عملوا ع م ل | AML AMLVE ǎmilū yaptıklarının they did,
وهم | VHM ve hum ve onlar and they
في | FY (will be) in
الغرفات غ ر ف | ĞRF ELĞRFET l-ğurufāti saraylarda the high dwellings
آمنون ا م ن | EMN ËMNVN āminūne güven içindedirler secure.

34:37 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

ve değildir | mallarınız | değildir | evladlarınız | | sizi yaklaştıran | katımızda | mertebece | ancak başka | kimseler | inanan(lar) | ve yapanlar | faydalı iş | işte | onlara vardır | mükafat | kat kat fazlası | | yaptıklarının | ve onlar | | saraylarda | güven içindedirler |

[] [MVL] [] [VLD̃] [] [GRB] [AND̃] [ZLF] [] [] [EMN] [AML] [ṦLḪ] [] [] [CZY] [ŽAF] [] [AML] [] [] [ĞRF] [EMN]
VME ÊMVELKM VLE ÊVLED̃KM BELTY TGRBKM AND̃NE ZLF ÎLE MN ËMN VAML ṦELḪE FÊVLÙK LHM CZEÙ ELŽAF BME AMLVE VHM FY ELĞRFET ËMNVN

ve mā emvālukum ve lā evlādukum billetī tuḳarribukum ǐndenā zulfā illā men āmene ve ǎmile SāliHen feulāike lehum cezā'u D-Diǎ'fi bimā ǎmilū ve hum l-ğurufāti āminūne
وما أموالكم ولا أولادكم بالتي تقربكم عندنا زلفى إلا من آمن وعمل صالحا فأولئك لهم جزاء الضعف بما عملوا وهم في الغرفات آمنون

[] [م و ل] [] [و ل د] [] [ق ر ب] [ع ن د] [ز ل ف] [] [] [ا م ن] [ع م ل] [ص ل ح] [] [] [ج ز ي] [ض ع ف] [] [ع م ل] [] [] [غ ر ف] [ا م ن]

 » 34 / Sebe’  Suresi: 37
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وما | VME ve mā ve değildir And not
Vav,Mim,Elif,
6,40,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
NEG – negative particle
الواو عاطفة
حرف نفي
أموالكم م و ل | MVL ÊMVELKM emvālukum mallarınız your wealth
,Mim,Vav,Elif,Lam,Kef,Mim,
,40,6,1,30,20,40,
N – nominative masculine plural noun
PRON – 2nd person masculine plural possessive pronoun
اسم مرفوع والكاف ضمير متصل في محل جر بالاضافة
ولا | VLE ve lā değildir and not
Vav,Lam,Elif,
6,30,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
NEG – negative particle
الواو عاطفة
حرف نفي
أولادكم و ل د | VLD̃ ÊVLED̃KM evlādukum evladlarınız your children
,Vav,Lam,Elif,Dal,Kef,Mim,
,6,30,1,4,20,40,
N – nominative masculine plural noun
PRON – 2nd person masculine plural possessive pronoun
اسم مرفوع والكاف ضمير متصل في محل جر بالاضافة
بالتي | BELTY billetī [that]
Be,Elif,Lam,Te,Ye,
2,1,30,400,10,
P – prefixed preposition bi
REL – feminine singular relative pronoun
جار ومجرور
تقربكم ق ر ب | GRB TGRBKM tuḳarribukum sizi yaklaştıran will bring you close
Te,Gaf,Re,Be,Kef,Mim,
400,100,200,2,20,40,
V – 3rd person feminine singular (form II) imperfect verb
PRON – 2nd person masculine plural object pronoun
فعل مضارع والكاف ضمير متصل في محل نصب مفعول به
عندنا ع ن د | AND̃ AND̃NE ǐndenā katımızda to Us
Ayn,Nun,Dal,Nun,Elif,
70,50,4,50,1,
LOC – accusative location adverb
PRON – 1st person plural possessive pronoun
ظرف مكان منصوب و«نا» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
زلفى ز ل ف | ZLF ZLF zulfā mertebece (in) position,
Ze,Lam,Fe,,
7,30,80,,
N – nominative feminine noun
اسم مرفوع
إلا | ÎLE illā ancak başka but
,Lam,Elif,
,30,1,
RES – restriction particle
أداة حصر
من | MN men kimseler whoever
Mim,Nun,
40,50,
REL – relative pronoun
اسم موصول
آمن ا م ن | EMN ËMN āmene inanan(lar) believes
,Mim,Nun,
,40,50,
V – 3rd person masculine singular (form IV) perfect verb
فعل ماض
وعمل ع م ل | AML VAML ve ǎmile ve yapanlar and does
Vav,Ayn,Mim,Lam,
6,70,40,30,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine singular perfect verb
الواو عاطفة
فعل ماض
صالحا ص ل ح | ṦLḪ ṦELḪE SāliHen faydalı iş righteousness,
Sad,Elif,Lam,Ha,Elif,
90,1,30,8,1,
N – accusative masculine indefinite active participle
اسم منصوب
فأولئك | FÊVLÙK feulāike işte then those,
Fe,,Vav,Lam,,Kef,
80,,6,30,,20,
REM – prefixed resumption particle
DEM – plural demonstrative pronoun
الفاء استئنافية
اسم اشارة
لهم | LHM lehum onlara vardır for them
Lam,He,Mim,
30,5,40,
P – prefixed preposition lām
PRON – 3rd person masculine plural personal pronoun
جار ومجرور
جزاء ج ز ي | CZY CZEÙ cezā'u mükafat (will be) reward
Cim,Ze,Elif,,
3,7,1,,
N – nominative masculine noun
اسم مرفوع
الضعف ض ع ف | ŽAF ELŽAF D-Diǎ'fi kat kat fazlası two-fold
Elif,Lam,Dad,Ayn,Fe,
1,30,800,70,80,
ADJ – genitive masculine singular adjective
صفة مجرورة
بما | BME bimā for what
Be,Mim,Elif,
2,40,1,
P – prefixed preposition bi
REL – relative pronoun
جار ومجرور
عملوا ع م ل | AML AMLVE ǎmilū yaptıklarının they did,
Ayn,Mim,Lam,Vav,Elif,
70,40,30,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
وهم | VHM ve hum ve onlar and they
Vav,He,Mim,
6,5,40,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
PRON – 3rd person masculine plural personal pronoun
الواو عاطفة
ضمير منفصل
في | FY (will be) in
Fe,Ye,
80,10,
P – preposition
حرف جر
الغرفات غ ر ف | ĞRF ELĞRFET l-ğurufāti saraylarda the high dwellings
Elif,Lam,Ğayn,Re,Fe,Elif,Te,
1,30,1000,200,80,1,400,
N – genitive feminine plural noun
اسم مجرور
آمنون ا م ن | EMN ËMNVN āminūne güven içindedirler secure.
,Mim,Nun,Vav,Nun,
,40,50,6,50,
N – nominative masculine plural active participle
اسم مرفوع
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَمَا: ve değildir | أَمْوَالُكُمْ: mallarınız | وَلَا: değildir | أَوْلَادُكُمْ: evladlarınız | بِالَّتِي: | تُقَرِّبُكُمْ: sizi yaklaştıran | عِنْدَنَا: katımızda | زُلْفَىٰ: mertebece | إِلَّا: ancak başka | مَنْ: kimseler | امَنَ: inanan(lar) | وَعَمِلَ: ve yapanlar | صَالِحًا: faydalı iş | فَأُولَٰئِكَ: işte | لَهُمْ: onlara vardır | جَزَاءُ: mükafat | الضِّعْفِ: kat kat fazlası | بِمَا: | عَمِلُوا: yaptıklarının | وَهُمْ: ve onlar | فِي: | الْغُرُفَاتِ: saraylarda | امِنُونَ: güven içindedirler |
Kırık Meal (Harekesiz) : |وما WME ve değildir | أموالكم ÊMWELKM mallarınız | ولا WLE değildir | أولادكم ÊWLED̃KM evladlarınız | بالتي BELTY | تقربكم TGRBKM sizi yaklaştıran | عندنا AND̃NE katımızda | زلفى ZLF mertebece | إلا ÎLE ancak başka | من MN kimseler | آمن ËMN inanan(lar) | وعمل WAML ve yapanlar | صالحا ṦELḪE faydalı iş | فأولئك FÊWLÙK işte | لهم LHM onlara vardır | جزاء CZEÙ mükafat | الضعف ELŽAF kat kat fazlası | بما BME | عملوا AMLWE yaptıklarının | وهم WHM ve onlar | في FY | الغرفات ELĞRFET saraylarda | آمنون ËMNWN güven içindedirler |
Kırık Meal (Okunuş) : |ve mā: ve değildir | emvālukum: mallarınız | ve lā: değildir | evlādukum: evladlarınız | billetī: | tuḳarribukum: sizi yaklaştıran | ǐndenā: katımızda | zulfā: mertebece | illā: ancak başka | men: kimseler | āmene: inanan(lar) | ve ǎmile: ve yapanlar | SāliHen: faydalı iş | feulāike: işte | lehum: onlara vardır | cezā'u: mükafat | D-Diǎ'fi: kat kat fazlası | bimā: | ǎmilū: yaptıklarının | ve hum: ve onlar | : | l-ğurufāti: saraylarda | āminūne: güven içindedirler |
Kırık Meal (Transcript) : |VME: ve değildir | ÊMVELKM: mallarınız | VLE: değildir | ÊVLED̃KM: evladlarınız | BELTY: | TGRBKM: sizi yaklaştıran | AND̃NE: katımızda | ZLF: mertebece | ÎLE: ancak başka | MN: kimseler | ËMN: inanan(lar) | VAML: ve yapanlar | ṦELḪE: faydalı iş | FÊVLÙK: işte | LHM: onlara vardır | CZEÙ: mükafat | ELŽAF: kat kat fazlası | BME: | AMLVE: yaptıklarının | VHM: ve onlar | FY: | ELĞRFET: saraylarda | ËMNVN: güven içindedirler |
Abdulbaki Gölpınarlı : Sizi, bizim katımıza ne mallarınız yakınlaştırabilir, ne evlâdınız, ancak kim inanır ve iyi işlerde bulunursa o, yaklaşır bize ve işte onlar, öyle kişilerdir ki onlaradır yaptıklarına karşılık kat kat mükâfat ve onlardır yüce derecelerde emniyet içinde olanlar.
Adem Uğur : Sizi huzurumuza yaklaştıracak olan ne mallarınızdır ne de evlâtlarınız. İman edip iyi amelde bulunanlar müstesna; onlara yaptıklarının kat kat fazlası mükâfat vardır. Onlar (cennet) odalarında güven içindedirler.
Ahmed Hulusi : Size indîmizde kurb (Kurbiyet mertebesi - Allâh Esmâ'sı özellikleriyle şuurlu tahakkuk mertebesi) oluşturacak olan, ne zenginliğiniz ve ne de evlatlarınızdır; sadece iman edip imanının gereğini uygulayan müstesna. . . İşte onlara bu çalışmalarının getirisi kat kat arttırılır. Onlar yüksek mertebeler içinde güvendedirler.
Ahmet Tekin : Sizi huzurumuza daha çok yaklaştıracak olan ne servetlerinizdir, ne de evlatlarınız. Ancak geçmişin kirlerinden arınarak iman edip, gevşekliği bırakarak, hâlis niyet ve amaçlarla, İslâm esaslarını, İslâmî düzeni hayata geçirenler, iş barışı içinde bilinçli, planlı, mükemmel, meşrû, faydalı, verimli çalışarak nimetin-ürünün bollaşmasını sağlayanlar, yerinde, haklı çıkışlar yaparak, düzelmeye, iyiliğe, iyileştirmeye ön ayak olanlar, cârî-kalıcı hayırlar-sâlih ameller işleyenler için, işte onlar için işledikleri amellerinin kat kat fazlası mükâfat olarak verilecektir. Onlar Cennet köşklerinde güven içindedirler.
Ahmet Varol : Bizim katımızda sizi (bize) yaklaştıracak olan ne mallarınız ne de çocuklarınızdır. Ancak iman edip salih amel işleyenler müstesna. İşte onlara yaptıklarından dolayı kat kat mükâfat vardır ve onlar (cennet) odalar(ın)da güven içindedirler.
Ali Bulaç : Bizim katımızda sizi (bize) yaklaştıracak olan ne mallarınız, ne de evlatlarınızdır; ancak iman edip salih amellerde bulunanlar başka. İşte onlar; onlar için yaptıklarına karşılık olmak üzere kat kat mükafaat vardır ve onlar yüksek köşklerinde güven içindedirler.
Ali Fikri Yavuz : Sizi (mânevî derecelerle) huzurumuza yaklaştıracak olan mallarınız ve çocuklarınız (itibariyle fazlalık) değildir. Ancak iman edip de salih âmel işleyen (bize yaklaşır). İşte bunlar (o kimselerdir ki), yaptıklarına karşılık kendilerine kat kat mükâfat vardır ve onlar cennetin yüksek makamlarında emniyet içindedirler.
Bekir Sadak : Ey insanlar! Sizi Bana yaklastiracak olan ne mallariniz ve ne de cocuklarinizdir; yalniz, inanip yararli is isleyen kimselerin, iste onlarin yaptiklarina karsilik mukafatlari kat kattir; iste onlar, yuksek derecelerde, guven icindedirler.
Celal Yıldırım : Sizi bize yaklaştıran ne mallarınız, ne de evlâdınızdır. Ancak imân edip iyi-yararlı amellerde bulunan kimseler (var ya) işte onlar için yaptıklarına karşılık kat kat mükâfat vardır ve onlar Cennet'in yüksekçe, manzaralı kısımlarında güven içindedirler.
Diyanet İşleri : Ne mallarınız ne de çocuklarınız, sizi bizim katımıza daha çok yaklaştıran şeylerdir! Ancak iman edip salih amel işleyenler başka. İşte onlar için işlediklerine karşılık kat kat mükâfat vardır. Onlar cennet köşklerinde güven içindedirler.
Diyanet İşleri (eski) : Ey insanlar! Sizi Bana yaklaştıracak olan ne mallarınız ve ne de çocuklarınızdır; yalnız, inanıp yararlı iş işleyen kimselerin, işte onların yaptıklarına karşılık mükafatları kat kattır; işte onlar, yüksek derecelerde, güven içindedirler.
Diyanet Vakfi : Sizi huzurumuza yaklaştıracak olan ne mallarınızdır ne de evlâtlarınız. İman edip iyi amelde bulunanlar müstesna; onlara yaptıklarının kat kat fazlası mükâfat vardır. Onlar (cennet) odalarında güven içindedirler.
Edip Yüksel : Sizi bize yaklaştıran şey ne paralarınızdır, ne de çocuklarınızdır. Ancak inanan ve erdemli davrananlar hariç. Onlara, yaptıklarının iki kat karşılığı verilecektir ve odalarında güvenlik içindedirler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Halbuki sizi huzurumuza yaklaştıracak olan, mallarınız ve evlatlarınız değildir. Ancak iman edip de salih amel işleyenlere gelince, işte onların amellerine karşı kendilerine kat kat mükafat vardır. Onlar cennet köşklerinde emniyet içindedirler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Oysa sizi huzurumuza yaklaştıracak olan ne mallarınız ne de evladlarınızdır. Ancak iman edip yararlı işler yapanlar var ya, işte onların yaptıklarına karşılık kendilerine kat kat mükafat vardır ve onlar, cennet köşklerinde güvenlik içindedirler.
Elmalılı Hamdi Yazır : Halbuki ne mallarınız ne de evlâdlarınız değildir sizi huzurumuza yaklaştıracak olan, ancak iyman edip salâh ile iş gören, işte onların amellerine karşı kendilerine kat kat mükâfat vardır. Ve onlar Cennet şehnişinlerinde emniyyet içindedirler
Fizilal-il Kuran : Ne mallarınız ve ne de evlâtlarınız size bizim katımızda yakınlık kazandırmaz. Yalnız iman edip iyi amel işleyenler var ya, onların yaptıkları iyilikler kat kat fazlası ile ödüllendirilir. Onlar cennetin yüksek köşklerinde güven içinde ağırlanırlar.
Gültekin Onan : Bizim katımızda sizi (bize) yaklaştıracak olan ne mallarınız ne de evlatlarınızdır; ancak inanıp salih amellerde bulunanlar başka. İşte onlar; onlar için yaptıklarına karşılık olmak üzere kat kat mükafaat vardır ve onlar yüksek köşklerinde güven (aminun) içindedirler.
Hakkı Yılmaz : "Ve sizi huzurumuza yaklaştıracak olan, mallarınız ve evlatlarınız değildir. Ancak kim iman eder ve düzeltmeye yönelik işleri yaparsa, işte onlar; kendileri için yaptıklarına karşı kat kat karşılık olanlardır. Ve onlar, yüksek köşklerinde güven içindedirler. "
Hasan Basri Çantay : Sizi bizim huzuurumuza yaklaşdıracak olan ne mallarınız, ne evlâdlarınız değildir. Ancak îman edib de iyi amel (ve hareket) de bulunanlar müstesna. Çünkü onlar, onlar için yapdıklarına mukabil katkat mükâfat vardır ve onlar emîn (ve mutmain) en yüksek makamlarda dirler.
Hayrat Neşriyat : Hâlbuki size katımızda mertebece yakınlık sağlayacak olan ne mallarınız, ne de evlâdlarınızdır; ancak îmân edip sâlih amel işleyen müstesnâ. İşte onlar var ya, kendileri için işledikleri ameller sebebiyle (lütfumuzdan) kat kat mükâfât vardır ve onlar (Cennetteki)yüksek köşklerde emniyet içinde olan kimselerdir.
İbni Kesir : Ne mallarınız, ne de çocuklarınız sizi, Bizim katımıza yaklaştıracak olan. Ancak iman edip salih amel işleyen kimselerin, işte onların yaptıklarına karşılık kkat kat mükafat vardır. Ve onlar, yüksek dereceler içinde emindirler.
İskender Evrenosoğlu : Ve sizin mallarınız ve evlâtlarınız katımızda sizi, Bize yaklaştıracak yüksek değere sahip değildir. Âmenû olan ve salih amel (nefs tezkiyesi) yapanlar hariç. İşte onlar, onlar için amelleri sebebiyle kat kat mükâfat vardır. Ve onlar, yüksek makamlarda emin (emniyette) olanlardır.
Muhammed Esed : Sizi Bize yaklaştıracak olan, ne zenginliğiniz, ne de çocuklarınızdır, yalnızca iman edip doğru ve yararlı işler yapanlar (Bize yakın olabilirler); bu (gibi)leri, yaptıklarından dolayı çeşit çeşit ödüller beklemektedir ve onlar (cennet) köşkler(in)de (huzur ve) güven içinde yaşayacaklardır.
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve ne mallarınız ve ne de evladınız sizi Bize yaklaştıracak yüksek mahiyeti hâiz değildir. Ancak kimler imân eder ve sâlih amelde bulunurlarsa işte onlar için yaptıkları amelleri mukabilinde kat kat mükâfaat vardır ve onlar âli makamlarda emniyete nâil zâtlardır.
Ömer Öngüt : Ne mallarınız ne de evlâtlarınız huzurumuzda size bir yakınlık sağlayamaz. Ancak iman edip de sâlih amel yapanlar başka. Onların yaptıklarına karşılık kat kat mükâfat vardır. Onlar cennet odalarında huzur ve güven içindedirler.
Şaban Piriş : Sizi, bize yaklaştıracak olan mallarınız ve evlatlarınız değildir. Ancak kim inanır ve doğruları yaparsa, işte onlara, onlar için yaptıklarının karşılığı olarak kat kat mükafat vardır. Onlar, köşklerde, emniyet içerisindedirler.
Suat Yıldırım : Bizim nezdimizde size değer kazandıran şey, ne mallarınızın, ne de evlatlarınızın çokluğu değildir.Şu var ki, iman edip güzel ve makbul işler yapanlara bu gayretlerinden ötürü kat kat mükâfat verilecek ve onlar cennetin yüksek köşklerinde güven ve huzur içinde olacaklardır.
Süleyman Ateş : Ne mallarınız, ne de evlâdlarınız size katımızda bir yakınlık sağlar. Ancak inanıp faydalı iş yapanlar başka. Onlara yaptıklarının kat kat fazlası mükâfât vardır ve onlar saraylarda güven (ve huzûr) içindedirler.
Tefhim-ul Kuran : Bizim katımızda sizi (bize) yaklaştıracak olan, ne mallarınız, ne de evlatlarınızdır; ancak iman edip salih amellerde bulunanlar başka. İşte onlar; onlar için yaptıklarına karşılık olmak üzere kat kat mükâfat vardır ve onlar yüksek köşklerinde güven içindedirler.
Ümit Şimşek : Sizi Bize yaklaştıracak olan ne malınız, ne evlâdınızdır-ancak iman eden ve güzel işler yapan kimse müstesna. Yaptıkları işlerden dolayı onlara iki kat ödül vardır ve onlar Cennetin yüksek köşklerinde güven içindedirler.
Yaşar Nuri Öztürk : Sizi bize yaklaştırıp, katımızda size yakınlık sağlayacak olan, ne mallarınızdır ne de çocuklarınız. İman edip hayra ve barışa yönelik iş yapanlar müstesna. Onlara, yaptıklarının kat kat fazlası ödül vardır. Onlar, seçkin odalarda güven içindedirler.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}