» 32 / Secde  14:

Kuran Sırası: 32
İniş Sırası: 75
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30

 » 32 / Secde  Suresi: 14
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. فَذُوقُوا (FZ̃VGVE) = feƶūḳū : o halde tadın
2. بِمَا (BME) = bimā : karşılığını (cezasını)
3. نَسِيتُمْ (NSYTM) = nesītum : unutmanızın
4. لِقَاءَ (LGEÙ) = liḳā'e : karşılaşmayı
5. يَوْمِكُمْ (YVMKM) = yevmikum : gününüzle
6. هَٰذَا (HZ̃E) = hāƶā : bu
7. إِنَّا (ÎNE) = innā : biz de
8. نَسِينَاكُمْ (NSYNEKM) = nesīnākum : sizi unuttuk
9. وَذُوقُوا (VZ̃VGVE) = ve ƶūḳū : ve tadın
10. عَذَابَ (AZ̃EB) = ǎƶābe : azabı
11. الْخُلْدِ (ELḢLD̃) = l-ḣuldi : ebedi
12. بِمَا (BME) = bimā : ötürü
13. كُنْتُمْ (KNTM) = kuntum : oluklarınızdan
14. تَعْمَلُونَ (TAMLVN) = teǎ'melūne : yapıyor(lar)
o halde tadın | karşılığını (cezasını) | unutmanızın | karşılaşmayı | gününüzle | bu | biz de | sizi unuttuk | ve tadın | azabı | ebedi | ötürü | oluklarınızdan | yapıyor(lar) |

[Z̃VG] [] [NSY] [LGY] [YVM] [] [] [NSY] [Z̃VG] [AZ̃B] [ḢLD̃] [] [KVN] [AML]
FZ̃VGVE BME NSYTM LGEÙ YVMKM HZ̃E ÎNE NSYNEKM VZ̃VGVE AZ̃EB ELḢLD̃ BME KNTM TAMLVN

feƶūḳū bimā nesītum liḳā'e yevmikum hāƶā innā nesīnākum ve ƶūḳū ǎƶābe l-ḣuldi bimā kuntum teǎ'melūne
فذوقوا بما نسيتم لقاء يومكم هذا إنا نسيناكم وذوقوا عذاب الخلد بما كنتم تعملون

 » 32 / Secde  Suresi: 14
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
فذوقوا ذ و ق | Z̃VG FZ̃VGVE feƶūḳū o halde tadın So taste
بما | BME bimā karşılığını (cezasını) because
نسيتم ن س ي | NSY NSYTM nesītum unutmanızın you forgot
لقاء ل ق ي | LGY LGEÙ liḳā'e karşılaşmayı (the) meeting,
يومكم ي و م | YVM YVMKM yevmikum gününüzle (of) this Day of yours.
هذا | HZ̃E hāƶā bu (of) this Day of yours.
إنا | ÎNE innā biz de Indeed, We
نسيناكم ن س ي | NSY NSYNEKM nesīnākum sizi unuttuk have forgotten you.
وذوقوا ذ و ق | Z̃VG VZ̃VGVE ve ƶūḳū ve tadın And taste
عذاب ع ذ ب | AZ̃B AZ̃EB ǎƶābe azabı (the) punishment
الخلد خ ل د | ḢLD̃ ELḢLD̃ l-ḣuldi ebedi (of) eternity
بما | BME bimā ötürü for what
كنتم ك و ن | KVN KNTM kuntum oluklarınızdan you used (to)
تعملون ع م ل | AML TAMLVN teǎ'melūne yapıyor(lar) "do."""

32:14 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

o halde tadın | karşılığını (cezasını) | unutmanızın | karşılaşmayı | gününüzle | bu | biz de | sizi unuttuk | ve tadın | azabı | ebedi | ötürü | oluklarınızdan | yapıyor(lar) |

[Z̃VG] [] [NSY] [LGY] [YVM] [] [] [NSY] [Z̃VG] [AZ̃B] [ḢLD̃] [] [KVN] [AML]
FZ̃VGVE BME NSYTM LGEÙ YVMKM HZ̃E ÎNE NSYNEKM VZ̃VGVE AZ̃EB ELḢLD̃ BME KNTM TAMLVN

feƶūḳū bimā nesītum liḳā'e yevmikum hāƶā innā nesīnākum ve ƶūḳū ǎƶābe l-ḣuldi bimā kuntum teǎ'melūne
فذوقوا بما نسيتم لقاء يومكم هذا إنا نسيناكم وذوقوا عذاب الخلد بما كنتم تعملون

[ذ و ق] [] [ن س ي] [ل ق ي] [ي و م] [] [] [ن س ي] [ذ و ق] [ع ذ ب] [خ ل د] [] [ك و ن] [ع م ل]

 » 32 / Secde  Suresi: 14
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
فذوقوا ذ و ق | Z̃VG FZ̃VGVE feƶūḳū o halde tadın So taste
Fe,Zel,Vav,Gaf,Vav,Elif,
80,700,6,100,6,1,
REM – prefixed resumption particle
V – 2nd person masculine plural imperative verb
PRON – subject pronoun
الفاء استئنافية
فعل أمر والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
بما | BME bimā karşılığını (cezasını) because
Be,Mim,Elif,
2,40,1,
P – prefixed preposition bi
REL – relative pronoun
جار ومجرور
نسيتم ن س ي | NSY NSYTM nesītum unutmanızın you forgot
Nun,Sin,Ye,Te,Mim,
50,60,10,400,40,
V – 2nd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والتاء ضمير متصل في محل رفع فاعل
لقاء ل ق ي | LGY LGEÙ liḳā'e karşılaşmayı (the) meeting,
Lam,Gaf,Elif,,
30,100,1,,
N – accusative masculine (form III) verbal noun
اسم منصوب
يومكم ي و م | YVM YVMKM yevmikum gününüzle (of) this Day of yours.
Ye,Vav,Mim,Kef,Mim,
10,6,40,20,40,
N – genitive masculine noun
PRON – 2nd person masculine plural possessive pronoun
اسم مجرور والكاف ضمير متصل في محل جر بالاضافة
هذا | HZ̃E hāƶā bu (of) this Day of yours.
He,Zel,Elif,
5,700,1,
DEM – masculine singular demonstrative pronoun
اسم اشارة
إنا | ÎNE innā biz de Indeed, We
,Nun,Elif,
,50,1,
ACC – accusative particle
PRON – 1st person plural object pronoun
حرف نصب و«نا» ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
نسيناكم ن س ي | NSY NSYNEKM nesīnākum sizi unuttuk have forgotten you.
Nun,Sin,Ye,Nun,Elif,Kef,Mim,
50,60,10,50,1,20,40,
V – 1st person plural perfect verb
PRON – subject pronoun
PRON – 2nd person masculine plural object pronoun
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل والكاف ضمير متصل في محل نصب مفعول به
وذوقوا ذ و ق | Z̃VG VZ̃VGVE ve ƶūḳū ve tadın And taste
Vav,Zel,Vav,Gaf,Vav,Elif,
6,700,6,100,6,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 2nd person masculine plural imperative verb
PRON – subject pronoun
الواو عاطفة
فعل أمر والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
عذاب ع ذ ب | AZ̃B AZ̃EB ǎƶābe azabı (the) punishment
Ayn,Zel,Elif,Be,
70,700,1,2,
N – accusative masculine noun
اسم منصوب
الخلد خ ل د | ḢLD̃ ELḢLD̃ l-ḣuldi ebedi (of) eternity
Elif,Lam,Hı,Lam,Dal,
1,30,600,30,4,
N – genitive masculine noun
اسم مجرور
بما | BME bimā ötürü for what
Be,Mim,Elif,
2,40,1,
P – prefixed preposition bi
REL – relative pronoun
جار ومجرور
كنتم ك و ن | KVN KNTM kuntum oluklarınızdan you used (to)
Kef,Nun,Te,Mim,
20,50,400,40,
V – 2nd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والتاء ضمير متصل في محل رفع اسم «كان»
تعملون ع م ل | AML TAMLVN teǎ'melūne yapıyor(lar) "do."""
Te,Ayn,Mim,Lam,Vav,Nun,
400,70,40,30,6,50,
V – 2nd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |فَذُوقُوا: o halde tadın | بِمَا: karşılığını (cezasını) | نَسِيتُمْ: unutmanızın | لِقَاءَ: karşılaşmayı | يَوْمِكُمْ: gününüzle | هَٰذَا: bu | إِنَّا: biz de | نَسِينَاكُمْ: sizi unuttuk | وَذُوقُوا: ve tadın | عَذَابَ: azabı | الْخُلْدِ: ebedi | بِمَا: ötürü | كُنْتُمْ: oluklarınızdan | تَعْمَلُونَ: yapıyor(lar) |
Kırık Meal (Harekesiz) : |فذوقوا FZ̃WGWE o halde tadın | بما BME karşılığını (cezasını) | نسيتم NSYTM unutmanızın | لقاء LGEÙ karşılaşmayı | يومكم YWMKM gününüzle | هذا HZ̃E bu | إنا ÎNE biz de | نسيناكم NSYNEKM sizi unuttuk | وذوقوا WZ̃WGWE ve tadın | عذاب AZ̃EB azabı | الخلد ELḢLD̃ ebedi | بما BME ötürü | كنتم KNTM oluklarınızdan | تعملون TAMLWN yapıyor(lar) |
Kırık Meal (Okunuş) : |feƶūḳū: o halde tadın | bimā: karşılığını (cezasını) | nesītum: unutmanızın | liḳā'e: karşılaşmayı | yevmikum: gününüzle | hāƶā: bu | innā: biz de | nesīnākum: sizi unuttuk | ve ƶūḳū: ve tadın | ǎƶābe: azabı | l-ḣuldi: ebedi | bimā: ötürü | kuntum: oluklarınızdan | teǎ'melūne: yapıyor(lar) |
Kırık Meal (Transcript) : |FZ̃VGVE: o halde tadın | BME: karşılığını (cezasını) | NSYTM: unutmanızın | LGEÙ: karşılaşmayı | YVMKM: gününüzle | HZ̃E: bu | ÎNE: biz de | NSYNEKM: sizi unuttuk | VZ̃VGVE: ve tadın | AZ̃EB: azabı | ELḢLD̃: ebedi | BME: ötürü | KNTM: oluklarınızdan | TAMLVN: yapıyor(lar) |
Abdulbaki Gölpınarlı : Tadın azâbı, şu güne ulaşacağınızı unuttuğunuzdan dolayı, şüphe etmeyin ki biz de unuttuk sizi ve tadın ebedî olarak azâbı yaptıklarınıza karşılık.
Adem Uğur : (O gün onlara şöyle diyeceğiz:) Bu güne kavuşmayı unutmanızın cezasını şimdi tadın bakalım! Doğrusu biz de sizi unuttuk; yaptıklarınızdan ötürü ebedî azabı tadın!
Ahmed Hulusi : Bu gününüze kavuşmayı unuttuğunuzdan dolayı, tadın! Gerçek ki, biz de sizi unuttuk! Yaptıklarınızdan ötürü, sonsuz azabını tadın!
Ahmet Tekin : O gün onlara: 'Bu güne kavuştuğunuzda, hesabını vereceğiniz sorumlulukları unutmanız sebebiyle şimdi cezanızı tadın bakalım. Aslına bakarsanız, biz de sizi, size rahmetimizle muameleyi unuttuk. İşlediğiniz ameller dolayısıyle ebedî azâbı tadın.' diyeceğiz.
Ahmet Varol : O halde, bu güne kavuşacağınızı unutmanıza karşılık azabı tadın. Biz de sizi unuttuk. Yaptıklarınıza karşılık sonu gelmeyen azabı tadın.
Ali Bulaç : Öyleyse bu (azab) gününüzle karşılaşmayı unutmanıza karşılık azabı tadın. Biz de sizi gerçekten unuttuk; yaptıklarınıza karşılık ebedi azabı tadın.
Ali Fikri Yavuz : (Kâfirler cehenneme girdikleri vakit, melekler onlara şöyle der): “- O halde, bu günümüze kavuşmayı unutmanız, (O’na imanı terk etmeniz) yüzünden tadın azabı!...Biz de sizi unuttuk, (sizi cehennemde bıraktık). İşlemiş olduğunuz küfür ve isyan sebebiyle bitmez tükenmez azabı tadın bakalım...”
Bekir Sadak : «ugune kavusmayi unutmanizin karsiligini gorun; dogrusu Biz de sizi unuttuk, yaptiklariniza karsilik ebedi azabi tadin» deriz.
Celal Yıldırım : O halde bugüne kavuşmayı unutup kulak ardına atmanız sebebiyle tadın tadacağınızı. Şüphesiz ki, biz de sizi unuttuk (rahmetimizden sizi uzak tuttuk). Artık yapageldiğiniz işlere karşılık sonsuz azabı tadın !
Diyanet İşleri : (Onlara şöyle denilecek:) “O hâlde, bu gününüze kavuşmayı unutmanıza karşılık azabı tadın. Biz de sizi unuttuk. Yapmakta olduklarınıza karşılık ebedî azabı tadın.”
Diyanet İşleri (eski) : 'Bugüne kavuşmayı unutmanızın karşılığını görün; doğrusu Biz de sizi unuttuk, yaptıklarınıza karşılık ebedi azabı tadın' deriz.
Diyanet Vakfi : (O gün onlara şöyle diyeceğiz:) Bu güne kavuşmayı unutmanızın cezasını şimdi tadın bakalım! Doğrusu biz de sizi unuttuk; yaptıklarınızdan ötürü ebedî azabı tadın!
Edip Yüksel : Bugünkü karşılaşmanızı önemsememenizin sonucunu tadın, biz de sizi önemsemeyiz. Yaptıklarınızın bir sonucu olarak ebedi azabı tadın.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : «O halde bu gününüzle karşılaşmayı unuttuğunuzdan dolayı tadın azabı! İşte biz de sizi unuttuk. Yapmakta olduğunuz işler yüzünden tadın ebedî azabı!»
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : O halde bu gününüze kavuşmayı unuttuğunuz için (azabı) tadın, işte Biz de sizi unuttuk. Yapıp durduğunuz işler yüzünden tadın ebedi azabı!
Elmalılı Hamdi Yazır : O halde tadın unuttuğunuz için bu gününüzün çatmasını, işte biz de sizi unuttuk ve tadın huld azâbını yapıb durduğunuz işler yüzünden
Fizilal-il Kuran : Bugüne kavuşmayı unutmanızın cezasını şimdi tadın bakalım! Doğrusu biz de sizi unuttuk. Yaptıklarınıza karşılık ebedi azabı tadın.
Gültekin Onan : Öyleyse bu (azab) gününüzle karşılaşmayı unutmanıza karşılık azabı tadın. Biz de sizi gerçekten unuttuk; yaptıklarınıza karşılık ebedi azabı tadın.
Hakkı Yılmaz : Öyleyse bu gününüzle karşılaşmayı unuttuğunuzdan/ terk ettiğinizden dolayı tadın azabı! Hiç şüphesiz ki Biz cezalandırdık sizi. Ve yapmış olduğunuza karşılık sonsuzluk azabını tadın!”
Hasan Basri Çantay : O halde şu gününüze kavuşmayı unutduğunuza mukaabil tadın (azâbı)! Doğrusu (şimdi) biz de sizi unutduk! Yapmakda (ısraar) etdiğiniz (kötülükler) yüzünden tadın o ardı arası kesilmeyen azâbı!
Hayrat Neşriyat : Öyle ise, bu gününüzle karşılaşmayı unuttuğunuz için (azâbı) tadın (bakalım)! Çünki (bugün de) biz sizi unuttuk; o hâlde yapmakta olduklarınızdan dolayı tadın ebedî azâbı!
İbni Kesir : Öyleyse şu günümüze kavuşmayı unuttuğunuzdan ötürü tadın azabı. Doğrusu Biz de sizi unuttuk. Yaptıklarınıza karşılık sonsuz azabı tadın.
İskender Evrenosoğlu : Öyleyse bu "likâe" (Allah'a ulaşma) gününüzü, unutmanızdan dolayı (azabı) tadın. Muhakkak ki Biz de sizi unuttuk. Ve yaptıklarınız sebebiyle ebedî azabı tadın.
Muhammed Esed : (Ve Allah, günahkarlara şöyle seslenecek:) "O halde, bu (Hesap) Günü'nün gelip çatacağını umursamamanın (cezasını) çekin bakalım şimdi! (Artık) Biz de sizi bıraktık: öyleyse, yapmış olduğunuz (her türlü kötülük)ten dolayı (bu) ebedi azabı tadın!"
Mustafa İslamoğlu : Haydi, bu buluşma gününü hatırlanmaya değer bulmadığınız için azabı tadın bakalım! Çünkü artık Biz de sizi hatırlanmaya değer bulmuyoruz. Haydi, yapmakta ısrar ettiklerinizden dolayı ebedi mahrumiyeti tadın!
Ömer Nasuhi Bilmen : «Artık tadın, bu gününüze kavuşmayı unutmanız sebebiyle. İşte Biz de sizi unuttuk. Ve yapar olduğunuz şeyler yüzünden ebedî azabı tadın.»
Ömer Öngüt : Bu gününüzle karşılaşmayı unutmanızın cezasını tadın! Doğrusu biz de sizi unuttuk. Yaptıklarınızdan dolayı tadın ebedî azabı!
Şaban Piriş : Bu gününüze kavuşmayı unuttuğunuz için azabı tadın. Biz de sizi unuttuk. Yaptıklarınızın karşılığı olarak kalıcı azabı tadın.
Suat Yıldırım : "Öyleyse, siz nasıl bugünkü buluşmayı unuttunuz ve bu unutmayı ömür boyu sürdürdüyseniz, Biz de bugün sizi unuttuk. Yaptıklarınızdan ötürü, tadın bakalım sürekli azabı!"
Süleyman Ateş : "Bu gününüzle karşılaşmayı unutmanızın cezâsını tadın! (Şimdi) Biz de sizi unuttuk. Yaptıklarınızdan ötürü ebedi azâbı tadın!"
Tefhim-ul Kuran : Öyleyse bu (azab gününüzle karşılaşmayı) unutmanıza karşılık olarak azab tadın. Biz de sizi gerçekten unuttuk; yapmakta olduklarınıza karşılık ebedi azabı tadın.
Ümit Şimşek : Bugüne kavuşmayı unuttuğunuz için şimdi tadın azabı! Bu defa da Biz sizi unuttuk; yaptıklarınızdan dolayı ebediyet azabını tadın.
Yaşar Nuri Öztürk : "Bu gününüzü unutmuş olmanın karşılığını tadın. Kuşkusuz, biz de sizi unuttuk. Yaptıklarınıza karşılık sonsuzluk azabını tadın."


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}