| Ahmet Varol Meali |
|
 Elif. Lâm. Mim.(32:1) | |
| Kendisinde şüphe olmayan Kitab'ın indirilişi alemlerin Rabbi tarafındandır.(32:2) | |
| Yoksa: 'Onu kendisi uydurdu' mu diyorlar? Hayır o, senden önce kendilerine hiçbir uyarıcı gelmemiş olan bir kavmi uyarman için Rabbinden (gelen) haktır. Umulur ki doğru yola ererler.(32:3) | |
| Allah O'dur ki gökleri, yeri ve bu ikisinin arasındakileri altı günde yaratmış sonra Arş'a hükümran olmuştur. Sizin O'ndan başka ne bir dostunuz ne de bir şefaatçiniz vardır. Hâlâ düşünmüyor musunuz?(32:4) | |
| (Allah) gökten yere iş(ler)i düzenler. Sonra süresi sizin saydığınızla bin yıl olan bir günde (işler) O'na yükselir.(32:5) | |
| İşte O, gizliyi de açığı da bilen, güçlü ve merhamet sahibi olandır.(32:6) | |
| O ki, her şeyin yaratılışını güzel yaptı ve insanı yaratmaya da çamurdan başladı. [1](32:7) | |
| Sonra onun soyunu bayağı bir sudan olan bir özden (nutfeden) yaptı.(32:8) | |
| Sonra onu düzenli bir şekle soktu ve içine kendi ruhundan üfledi. Size kulaklar, gözler ve kalpler verdi. Çok az şükrediyorsunuz!(32:9) | |
| Dediler ki: 'Yerde kaybolup gittikten sonra mı, biz mi yeniden yaratılacağız?' Gerçekten onlar Rablerine kavuşmayı inkâr edenlerdir.(32:10) | |
| De ki: 'Sizin için görevlendirilmiş olan ölüm meleği canınızı alır sonra Rabbinize döndürülürsünüz.'(32:11) | |
| Suçluları, Rablerinin huzurunda başlarını öne eğmiş olarak: 'Ey Rabbimiz! Gördük ve duyduk. Bizi geri çevir salih amel işleyelim. Artık kesin olarak inananlarız' (derlerken) bir görsen.(32:12) | |
| İsteseydik her cana hidayetini verirdik. Ancak benden: 'Andolsun ben cehennemi cinlerden ve insanlardan dolduracağım' sözü hak olmuştur. [2](32:13) | |
| O halde, bu güne kavuşacağınızı unutmanıza karşılık azabı tadın. Biz de sizi unuttuk. Yaptıklarınıza karşılık sonu gelmeyen azabı tadın.(32:14) | |
| Bizim ayetlerimize ancak, kendilerine, ayetlerimiz hatırlatıldığında hemen secdeye kapanan, Rablerini hamd ile tesbih eden ve büyüklük taslamayanlar inanırlar.(32:15) | |
| Yanları (ibadete kalkmak üzere) yataklarından uzaklaşır. Korku ve ümit ile Rablerine dua ederler ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden harcarlar.(32:16) | |
| Yaptıklarının karşılığı olarak kendilerini ne kadar büyük bir neşe ve mutluluk beklediğini hiç kimse bilemez.(32:17) | |
| Hiç mü'min kişi fasık bir kimse gibi olur mu? Bunlar bir olmazlar.(32:18) | |
| İman edip salih ameller işleyenler için, yaptıklarına karşılık konak olarak barınma (Me'va) cennetleri vardır.(32:19) | |
| Fasıklık edenlere gelince; onların barınma yerleri ateştir. Ne zaman oradan çıkmak isteseler oraya geri döndürülürler ve kendilerine: 'Yalanlamakta olduğunuz ateşin azabını tadın' denir.(32:20) | |
| Andolsun ki onlara en büyük azaptan önce yakın azaptan tattıracağız. Umulur ki dönerler.(32:21) | |
| Kendisine Rabbinin ayetleri hatırlatıldıktan sonra onlardan yüz çevirenden daha zalim kim olabilir? Muhakkak ki biz suçlulardan öç alıcıyız.(32:22) | |
| Andolsun biz Musa'ya Kitab'ı vermiştik, şimdi sen ona kavuşmaktan kuşku içinde olma. Onu İsrailoğullarına yol gösterici kılmıştık.(32:23) | |
| Sabrettiklerinde onlardan, bizim emrimizle doğruya ileten önderler kıldık (çıkardık). Onlar ayetlerimize de kesin olarak inanıyorlardı.(32:24) | |
| Şüphesiz Rabbin, ayrılığa düştükleri konularda kıyamet günü hüküm verecektir.(32:25) | |
| Kendilerinden önce, şimdi yurtlarında dolaştıkları nice nesilleri helak etmiş olmamız onları doğru yola iletmedi mi? Şüphesiz bunda ibretler vardır. Yine de duymuyorlar mı?(32:26) | |
| Bizim suyu çorak bir yere sürdüğümüzü ve onunla, hayvanlarının ve kendilerinin yedikleri ekin çıkardığımızı görmediler mi? Yine de görmüyorlar mı?(32:27) | |
| Diyorlar ki: 'Eğer doğru söylüyorsanız şu fetih ne zaman?'(32:28) | |
| De ki: 'Fetih günü inkâr edenlere imanlarının yararı olmaz ve kendilerine bir süre de tanınmaz.'(32:29) | |
| Artık onlardan yüz çevir ve bekle. Onlar da beklemektedirler.(32:30) | |
