Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
|
Elif lâm mîm.(32:1) | |
Bu kitap, âlemlerin Rabbi tarafından indirilmiştir, hiç şüphe yok bunda.(32:2) | |
Yoksa, bunu o mu uyduruyor diyorlar? Hayır, o, gerçektir Rabbinden, senden önce, kendilerine bir korkutucu gelmemiş olan topluluğu, doğru yolu bulsunlar diye korkutman için indirilmiştir.(32:3) | |
Öyle bir Allah'tır ki gökleri ve yeryüzünü ve ikisinin arasında ne varsa hepsini altı günde yaratmıştır da sonra arşa hâkim olmuştur; ondan başka ne bir dost ve yardımcı var size, ne bir şefâatçi; hâlâ mı düşünüp öğüt almazsınız?(32:4) | |
Gökten yere dek her işi tedbîr eden odur, sonra o işe memûr olan melek, sizin sayışınıza göre miktarı bin yıl tutan bir günde, onun tapısına yükselip çıkar.(32:5) | |
İşte budur gizliyi de bilen, açıktakini de bilen üstün ve hüküm ve hikmet sâhibi mâbut.(32:6) | |
Öylesine mâbut ki her şeyin yaratılışını güzel ve tam yerinde yapmıştır da insanı da balçıktan yaratmaya koyulmuştur.(32:7) | |
Sonra onun soyunu, duru bir sudan, aşağılık bir su katresinden yaratmıştır.(32:8) | |
Sonra da onu tamamlamıştır, ona kabiliyet vermiştir ve ona rûhundan üfürmüştür ve size kulak, gözler ve gönüller halketmiştir; ne de az şükredersiniz.(32:9) | |
Ve dediler ki: Yeryüzüne karışıp kaybolduktan sonra mı yeniden yaratılacağız? Hayır, onlar, Rablerine kavuşacaklarını inkâr etmedeler.(32:10) | |
De ki: Size memûr olan ölüm meleği öldürecek sizi, sonra da dönüp Rabbinizin tapısına varacaksınız.(32:11) | |
Rableri katında başlarını eğerek Rabbimiz, gördük ve duyduk, artık bizi tekrar dünyâya döndür de iyi işlerde bulunalım, gerçekten de adamakıllı inandık dedikleri zaman bir görsen mücrimleri.(32:12) | |
Ve dileseydik herkesi doğru yola sevk ederdik ve fakat benden şu söz çıkmıştır, mukadderdir bu: Elbette cehennemi, bütün insanlarla, cinlerle dolduracağım.(32:13) | |
Tadın azâbı, şu güne ulaşacağınızı unuttuğunuzdan dolayı, şüphe etmeyin ki biz de unuttuk sizi ve tadın ebedî olarak azâbı yaptıklarınıza karşılık.(32:14) | |
Âyetlerimize, ancak kendilerine anılıp öğüt verildiği zaman yerlere kapanıp secde edenler ve Rablerine hamd ederek onu tenzîh edenler ve hiç ululanmaya kalkışmayanlar, inanırlar.(32:15) | |
Yanları, yatak nedir, görmez, korkarak, umarak Rablerini çağırırlar ve kendilerini rızıklandırdığımız şeylerin bir kısmını yoksullara harcarlar.(32:16) | |
Hiç kimsecik bilmez onlar için gözleri aydınlatacak ne gizli şeyler var; yaptıklarına karşılık.(32:17) | |
İnanan kişi, inançtan çıkan kişiye benzer mi hiç? Eşit olmaz bunlar.(32:18) | |
İnananlara ve iyi işlerde bulunanlaradır Me'vâ cennetleri, yaptıklarına karşılık konuk olmak için.(32:19) | |
Fakat buyruktan çıkanlara gelince: Onların yurtları ateştir; oradan çıkmak istedikleri zaman tekrar atılırlar oraya ve onlara denir ki: Tadın yalanladığınız ateşin azâbını.(32:20) | |
Biz, belki dönerler diye pek büyük azaptan önce de onlara yakın bir azâbı tattıracağız mutlaka.(32:21) | |
Kendisine Rabbinin delillerinden bir kısmı anılıp onlarla öğüt verildikten sonra da onlardan yüz çevirenden daha zâlim kimdir ki? Şüphe yok ki biz, mücrimlerden öç alacağız.(32:22) | |
Ve andolsun ki Mûsâ'ya da kitap vermiştik, ona kavuşacağında şüphen olmasın ve biz, İsrailoğullarına o kitabı, doğru yolu gösteren bir rehber yapmıştık.(32:23) | |
Ve içlerinden, sabrettikleri takdîrde onları, emrimizle doğru yola sevkedecek rehberler tâyin etmiştik ve onlar, delillerimize adamakıllı inanmışlardı.(32:24) | |
Şüphe yok ki Rabbin, kıyâmet gününde, ayrılığa düştükleri şeyler hakkında, aralarında hükmedecek.(32:25) | |
Onları doğru yola sevketmez mi onlardan önce nice ümmetleri helâk etmemiz, onların yurtlarında gezip durmadalar; şüphe yok ki bunda deliller var elbet, hâlâ mı işitmezler?(32:26) | |
Görmediler mi ki biz, suyu, kurak ve çorak yerlere akıtırız da o sayede hayvanlarının ve kendilerinin yiyecekleri otları bitiririz; hâlâ mı görmezler?(32:27) | |
Ve derler ki: Doğru söylüyorsanız ne vakit olacak bu fetih?(32:28) | |
De ki: Fetih günü, kâfir olanlar imana gelseler de faydası yok ve onlara mühlet de verilmeyecek.(32:29) | |
Artık yüz çevir onlardan ve bekle; şüphe yok ki onlar da beklemedeler.(32:30) | |