» 67 / Mülk  8:

Kuran Sırası: 67
İniş Sırası: 77
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30

 » 67 / Mülk  Suresi: 8
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. تَكَادُ (TKED̃) = tekādu : neredeyse
2. تَمَيَّزُ (TMYZ) = temeyyezu : çatlayacak
3. مِنَ (MN) = mine : -den
4. الْغَيْظِ (ELĞYƵ) = l-ğayZi : öfke-
5. كُلَّمَا (KLME) = kullemā : her biri
6. أُلْقِيَ (ÊLGY) = ulḳiye : atıldıkça
7. فِيهَا (FYHE) = fīhā : onun içine
8. فَوْجٌ (FVC) = fevcun : topluluk
9. سَأَلَهُمْ (SÊLHM) = seelehum : onlara sordu(lar)
10. خَزَنَتُهَا (ḢZNTHE) = ḣazenetuhā : onun bekçileri
11. أَلَمْ (ÊLM) = elem :
12. يَأْتِكُمْ (YÊTKM) = ye'tikum : size gelmedi mi?
13. نَذِيرٌ (NZ̃YR) = neƶīrun : bir uyarıcı
neredeyse | çatlayacak | -den | öfke- | her biri | atıldıkça | onun içine | topluluk | onlara sordu(lar) | onun bekçileri | | size gelmedi mi? | bir uyarıcı |

[KVD̃] [MYZ] [] [ĞYƵ] [KLL] [LGY] [] [FVC] [SEL] [ḢZN] [] [ETY] [NZ̃R]
TKED̃ TMYZ MN ELĞYƵ KLME ÊLGY FYHE FVC SÊLHM ḢZNTHE ÊLM YÊTKM NZ̃YR

tekādu temeyyezu mine l-ğayZi kullemā ulḳiye fīhā fevcun seelehum ḣazenetuhā elem ye'tikum neƶīrun
تكاد تميز من الغيظ كلما ألقي فيها فوج سألهم خزنتها ألم يأتكم نذير

 » 67 / Mülk  Suresi: 8
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
تكاد ك و د | KVD̃ TKED̃ tekādu neredeyse It almost
تميز م ي ز | MYZ TMYZ temeyyezu çatlayacak bursts
من | MN mine -den from
الغيظ غ ي ظ | ĞYƵ ELĞYƵ l-ğayZi öfke- rage.
كلما ك ل ل | KLL KLME kullemā her biri Every time
ألقي ل ق ي | LGY ÊLGY ulḳiye atıldıkça is thrown
فيها | FYHE fīhā onun içine therein
فوج ف و ج | FVC FVC fevcun topluluk a group,
سألهم س ا ل | SEL SÊLHM seelehum onlara sordu(lar) (will) ask them
خزنتها خ ز ن | ḢZN ḢZNTHE ḣazenetuhā onun bekçileri its keepers,
ألم | ÊLM elem """Did not"
يأتكم ا ت ي | ETY YÊTKM ye'tikum size gelmedi mi? come to you
نذير ن ذ ر | NZ̃R NZ̃YR neƶīrun bir uyarıcı "a warner?"""

67:8 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

neredeyse | çatlayacak | -den | öfke- | her biri | atıldıkça | onun içine | topluluk | onlara sordu(lar) | onun bekçileri | | size gelmedi mi? | bir uyarıcı |

[KVD̃] [MYZ] [] [ĞYƵ] [KLL] [LGY] [] [FVC] [SEL] [ḢZN] [] [ETY] [NZ̃R]
TKED̃ TMYZ MN ELĞYƵ KLME ÊLGY FYHE FVC SÊLHM ḢZNTHE ÊLM YÊTKM NZ̃YR

tekādu temeyyezu mine l-ğayZi kullemā ulḳiye fīhā fevcun seelehum ḣazenetuhā elem ye'tikum neƶīrun
تكاد تميز من الغيظ كلما ألقي فيها فوج سألهم خزنتها ألم يأتكم نذير

[ك و د] [م ي ز] [] [غ ي ظ] [ك ل ل] [ل ق ي] [] [ف و ج] [س ا ل] [خ ز ن] [] [ا ت ي] [ن ذ ر]

 » 67 / Mülk  Suresi: 8
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
تكاد ك و د | KVD̃ TKED̃ tekādu neredeyse It almost
Te,Kef,Elif,Dal,
400,20,1,4,
V – 3rd person feminine singular imperfect verb
فعل مضارع
تميز م ي ز | MYZ TMYZ temeyyezu çatlayacak bursts
Te,Mim,Ye,Ze,
400,40,10,7,
V – 3rd person feminine singular (form V) imperfect verb
فعل مضارع
من | MN mine -den from
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
الغيظ غ ي ظ | ĞYƵ ELĞYƵ l-ğayZi öfke- rage.
Elif,Lam,Ğayn,Ye,Zı,
1,30,1000,10,900,
N – genitive masculine noun
اسم مجرور
كلما ك ل ل | KLL KLME kullemā her biri Every time
Kef,Lam,Mim,Elif,
20,30,40,1,
T – time adverb
ظرف زمان
ألقي ل ق ي | LGY ÊLGY ulḳiye atıldıkça is thrown
,Lam,Gaf,Ye,
,30,100,10,
V – 3rd person masculine singular (form IV) passive perfect verb
فعل ماض مبني للمجهول
فيها | FYHE fīhā onun içine therein
Fe,Ye,He,Elif,
80,10,5,1,
P – preposition
PRON – 3rd person feminine singular object pronoun
جار ومجرور
فوج ف و ج | FVC FVC fevcun topluluk a group,
Fe,Vav,Cim,
80,6,3,
N – nominative masculine indefinite noun
اسم مرفوع
سألهم س ا ل | SEL SÊLHM seelehum onlara sordu(lar) (will) ask them
Sin,,Lam,He,Mim,
60,,30,5,40,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
فعل ماض و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
خزنتها خ ز ن | ḢZN ḢZNTHE ḣazenetuhā onun bekçileri its keepers,
Hı,Ze,Nun,Te,He,Elif,
600,7,50,400,5,1,
N – nominative masculine plural noun
PRON – 3rd person feminine singular possessive pronoun
اسم مرفوع و«ها» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
ألم | ÊLM elem """Did not"
,Lam,Mim,
,30,40,
INTG – prefixed interrogative alif
NEG – negative particle
الهمزة همزة استفهام
حرف نفي
يأتكم ا ت ي | ETY YÊTKM ye'tikum size gelmedi mi? come to you
Ye,,Te,Kef,Mim,
10,,400,20,40,
V – 3rd person masculine singular imperfect verb, jussive mood
PRON – 2nd person masculine plural object pronoun
فعل مضارع مجزوم والكاف ضمير متصل في محل نصب مفعول به
نذير ن ذ ر | NZ̃R NZ̃YR neƶīrun bir uyarıcı "a warner?"""
Nun,Zel,Ye,Re,
50,700,10,200,
N – nominative masculine indefinite noun
اسم مرفوع
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |تَكَادُ: neredeyse | تَمَيَّزُ: çatlayacak | مِنَ: -den | الْغَيْظِ: öfke- | كُلَّمَا: her biri | أُلْقِيَ: atıldıkça | فِيهَا: onun içine | فَوْجٌ: topluluk | سَأَلَهُمْ: onlara sordu(lar) | خَزَنَتُهَا: onun bekçileri | أَلَمْ: | يَأْتِكُمْ: size gelmedi mi? | نَذِيرٌ: bir uyarıcı |
Kırık Meal (Harekesiz) : |تكاد TKED̃ neredeyse | تميز TMYZ çatlayacak | من MN -den | الغيظ ELĞYƵ öfke- | كلما KLME her biri | ألقي ÊLGY atıldıkça | فيها FYHE onun içine | فوج FWC topluluk | سألهم SÊLHM onlara sordu(lar) | خزنتها ḢZNTHE onun bekçileri | ألم ÊLM | يأتكم YÊTKM size gelmedi mi? | نذير NZ̃YR bir uyarıcı |
Kırık Meal (Okunuş) : |tekādu: neredeyse | temeyyezu: çatlayacak | mine: -den | l-ğayZi: öfke- | kullemā: her biri | ulḳiye: atıldıkça | fīhā: onun içine | fevcun: topluluk | seelehum: onlara sordu(lar) | ḣazenetuhā: onun bekçileri | elem: | ye'tikum: size gelmedi mi? | neƶīrun: bir uyarıcı |
Kırık Meal (Transcript) : |TKED̃: neredeyse | TMYZ: çatlayacak | MN: -den | ELĞYƵ: öfke- | KLME: her biri | ÊLGY: atıldıkça | FYHE: onun içine | FVC: topluluk | SÊLHM: onlara sordu(lar) | ḢZNTHE: onun bekçileri | ÊLM: | YÊTKM: size gelmedi mi? | NZ̃YR: bir uyarıcı |
Abdulbaki Gölpınarlı : Neredeyse hışmından patlayıp dağılacak; ona, her bölük atıldıkça muhâfız memûrları onlara sorarlar: Size bir korkutucu gelmedi mi?
Adem Uğur : Neredeyse cehennem öfkesinden çatlayacak! Her ne zaman oraya bir topluluk atılsa, onun bekçileri onlara: Size, (bu azap ile) korkutucu bir peygamber gelmemiş miydi? diye sorarlar.
Ahmed Hulusi : Gayzından (şiddetli taşmasından) neredeyse çatlayacak hâldedir! Onun içine her bir bölük atıldıkça, muhafızları onlara: "Size bir uyarıcı gelmedi mi?" diye sorar.
Ahmet Tekin : Neredeyse cehennem öfkesinden, hışmından çatlayacak. Her grubun cehenneme atılışında, cehennemin bekçileri onlara: 'Size, sorumluluğu, hesabı ve cezayı hatırlatan uyarıcı, peygamber gelmedi mi?' diye sorarlar.
Ahmet Varol : Öfkesinden nerdeyse çatlayacaktır. Her bir topluluk oraya atıldıkça bekçileri onlara: 'Size bir uyarıcı gelmedi mi?' diye sorarlar.
Ali Bulaç : Öfkesinin şiddetinden neredeyse patlayıp parçalanacak. Her bir grup içine atıldığında, bekçileri onlara sorar: "Size bir uyarıcı gelmedi mi?"
Ali Fikri Yavuz : Nerde ise (kâfirlere) öfkesinden çatlayacak olur. (Kâfirlerden) bir topluluk, onun içine her atıldıkça, cehennem bekçileri o kâfirlere sorarlar: “- Size, azab ile korkutan bir peygamber gelmedi mi?”
Bekir Sadak : Nerede ise ofkesinden paralanacak! Icine her bir toplulugun atilmasinda, bekcileri onlara: «Size bir uyarici gelmemis miydi?» diye sorarlar.
Celal Yıldırım : Neredeyse öfkeli köpürmesinden patlayıp paralanacak. Oraya ne kadar bir bölük insan itilip atılırsa, bekçileri onlara : «Size bir uyarıcı peygamber gelmedi mi ?» derler.
Diyanet İşleri : Neredeyse cehennem öfkeden çatlayacaktır! Oraya her bir topluluk atıldıkça oranın bekçileri onlara, “Size bir uyarıcı gelmemiş miydi?” diye sorarlar.
Diyanet İşleri (eski) : Nerede ise öfkesinden paralanacak! İçine her bir topluluğun atılmasında, bekçileri onlara: 'Size bir uyarıcı gelmemiş miydi?' diye sorarlar.
Diyanet Vakfi : Neredeyse cehennem öfkesinden çatlayacak! Her ne zaman oraya bir topluluk atılsa, onun bekçileri onlara: Size, (bu azap ile) korkutucu bir peygamber gelmemiş miydi? diye sorarlar.
Edip Yüksel : Neredeyse öfkeden patlayacak! İçine her ne zaman bir grup atılsa, oranın gardiyanları, 'Size bir uyarıcı gelmedi mi?' diye sodular.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Az daha öfkeden çatlayacak. Her ne zaman oraya bir topluluk atılsa, onun bekçileri onlara: «Size korkutucu bir peygamber gelmemiş miydi?» diye sorarlar.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Hemen hemen öfkeden patlayacak gibi bir hale gelir, içine bir alay atıldıkça her defasında onun bekçileri onlara: «Size gocundurucu (uyarıcı) bir peygamber gelmedi mi?» diye sorarlar.
Elmalılı Hamdi Yazır : Hemen hemen öfkeden patlıyacak gibi bir hale gelir, içine bir alay atıldıkça her def'asında onlara onun bekçileri «size kocundurucu bir Peygamber (bir nezîr) gelmedi mi?» diye sorarlar.
Fizilal-il Kuran : Neredeyse cehennem öfkesinden çatlayacak! Her topluluk onun içine atıldıkça cehennem bekçileri onlara; «Size bir uyarıcı gelmedi mi?» diye sorarlar.
Gültekin Onan : Öfkesinin şiddetinden neredeyse patlayıp parçalanacak. Her bir grup içine atıldığında, bekçileri onlara sorar: "Size bir uyarıcı gelmedi mi?"
Hakkı Yılmaz : O, az daha öfkeden çatlayacak. Her ne zaman oraya bir topluluk atılsa, onun bekçileri onlara sorar: “Size bir uyarıcı gelmedi mi?”
Hasan Basri Çantay : Öfkesinden hemen hemen çatlayacak gibi olur o. (Onlardan) her güruh, içine atıldıkça kendilerine bekçileri sordular (sorarlar): «Size, (bu) azâb ile korkutan (bir peygamber) gelmedi mi?»
Hayrat Neşriyat : Nerede ise öfkeden çatlayacak! Ne zaman oraya bir topluluk atılsa, (Cehennemin)bekçileri onlara: 'Size (bu azâbı haber veren) bir korkutucu gelmedi mi?' diye sorar.
İbni Kesir : Nerede ise öfkesinden çatlayacak gibi olur. Her bir topluluk ona atıldığında, bekçileri onlara sorarlar: Size bir uyarıcı gelmedi mi?
İskender Evrenosoğlu : (Cehennem) nerede ise öfkesinden çatlayacak gibi olur. Oraya herbir grup atılışında onun (cehennemin) bekçileri onlara: “Size nezir (uyarıcı) gelmedi mi?” diye sordu.
Muhammed Esed : neredeyse öfke ile patlarcasına (çıkardığı sesi); (ve) her grup (günahkarın) oraya her atılışında, bekçiler onlara soracak: "Size hiç uyarıcı gelmemiş miydi?"
Ömer Nasuhi Bilmen : (8-9) Az kalır ki, (cehennem) öfkesinden dolayı parçalansın, her ne vakit, içine bir tâife atılınca onlara cehennem bekçileri sormuş olurlar ki: «Sizlere bir korkutucu (Peygamber) gelmedi mi?» Derler ki: «Evet.. Muhakkak ki bize bir korkutucu (peygamber) geldi, fakat biz tekzîp ettik ve dedik ki: «Allah bir şey indirmemiştir.» «Siz başka değil, ancak büyük bir sapıklık içindesiniz.»
Ömer Öngüt : Cehennem neredeyse öfkesinden çatlayacak! Her topluluk onun içine atıldıkça, onun bekçileri onlara: "Size bir uyarıcı gelmemiş miydi?" diye sorarlar.
Şaban Piriş : Neredeyse öfkeden paramparça olacak, ne zaman oraya bir grup atılsa, oranın bekçileri onlara sorar: -Size bir uyarıcı gelmedi mi?
Suat Yıldırım : Cehennem, öfkesinden neredeyse çatlayacak haldedir. Ne zaman oraya yeni bir kafile atılsa, oranın bekçileri: "Sizi uyaran bir peygamber dâveti size ulaşmadı mı?" diye sorarlar.
Süleyman Ateş : Neredeyse öfkeden çatlayacak. Her topluluk onun içine atıldıkça onun bekçileri, onlara: "Size bir uyarıcı gelmedi mi?" diye sordu(lar).
Tefhim-ul Kuran : Öfkesinin şiddetinden neredeyse patlayıp parçalanacak. Her bir grup içine atıldığında, bekçileri onlara sorar: «Size bir uyarıcı, korkutucu gelmedi mi?»
Ümit Şimşek : Öfkeden parçalanacak gibi! Herbir bölük oraya atıldıkça, bekçileri onlara sorar: 'Size uyarıcı gelmemiş miydi?'
Yaşar Nuri Öztürk : Öfkesinden çatlayacak hale gelir. İçine bir güruh atıldıkça, onun bekçileri bunlara sorarlar: "Size hiçbir uyarıcı gelmedi mi?"


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}