| Ahmet Varol Meali |
|
 Hükümranlık (mülk) elinde olan Allah ne yücedir! O her şeye güç yetirendir.(67:1) | |
| Hanginizin amelinin daha güzel olduğu konusunda sizi denemek için ölümü ve hayatı yaratan O'dur. O yücedir, bağışlayandır.(67:2) | |
| O yedi göğü kat kat yaratandır. Rahman'ın yaratışında hiçbir uyumsuzluk göremezsin. Gözü(nü) çevir (de bir bak) hiçbir çatlaklık görüyor musun?(67:3) | |
| Sonra gözü(nü) iki kere daha çevir (de bak). Göz hakir ve umudunu kesmiş bir halde sana döner.(67:4) | |
| Andolsun ki biz en yakın göğü kandillerle (yıldızlarla) süsledik, onları şeytanlar için taşlama araçları kıldık ve onlar için alevli ateş azabı hazırladık.(67:5) | |
| Rablerini inkâr edenler için de cehennem azabı vardır. Orası ne kötü bir varış yeridir!(67:6) | |
| Oraya atıldıklarında onun kaynarken çıkardığı korkunç sesini duyarlar.(67:7) | |
| Öfkesinden nerdeyse çatlayacaktır. Her bir topluluk oraya atıldıkça bekçileri onlara: 'Size bir uyarıcı gelmedi mi?' diye sorarlar.(67:8) | |
| Derler ki: 'Evet. Bize bir uyarıcı gelmişti. Ama biz yalanladık ve: 'Allah bir şey indirmedi. Siz ancak büyük bir sapıklık içindesiniz' dedik.'(67:9) | |
| Ve derler ki: 'Eğer biz dinlemiş veya akıl etmiş olsaydık şu çılgın ateşin halkı arasında olmazdık.'(67:10) | |
| Böylece günâhlarını itiraf ederler. Çılgın ateşin halkı uzak olsun!(67:11) | |
| Rabblerinden gıyaben (görmeden) korkanlara gelince onlar için bağışlama ve büyük ecir vardır.(67:12) | |
| Sözünüzü ister gizleyin ve isterse onu açığa vurun. Şüphesiz O gönüllerde olanı bilir.(67:13) | |
| Yaratan bilmez mi? O latiftir, her şeyden haberdar olandır.(67:14) | |
| Sizin için yeryüzüne boyun eğdiren O'dur. O halde onun üzerinde yürüyün ve O'nun rızkından yeyin. Son gidiş O'nadır.(67:15) | |
| Gökte olanın sizi yere geçirmeyeceğinden emin mi oldunuz? O zaman yer birden çalkalanmaya başlar.(67:16) | |
| Yahut gökte olanın üzerinize çakıl savuran bir kasırga göndermeyeceğinden emin mi oldunuz? O zaman uyarım nasılmış bileceksiniz.(67:17) | |
| Andolsun ki onlardan öncekiler de yalanladılar. Fakat benim inkârım nasıl oldu?(67:18) | |
| Üstlerinde kanatlarını açarak ve kapayarak uçan kuşları görmediler mi? Onları Rahman'dan başkası tutmuyor. Doğrusu O, her şeyi görendir.(67:19) | |
| Yoksa Rahman'dan başka size yardımda bulunacak askerleriniz kimdir? İnkârcılar yalnızca bir aldanma içindedirler.(67:20) | |
| Yoksa O rızkını tutacak olursa size rızık verecek kimdir? Hayır, onlar bir azgınlık ve nefret içinde direnmektedirler.(67:21) | |
| Şimdi yüzüstü yürüyen mi daha doğru gitmektedir yoksa dosdoğru bir yolda dümdüz yürüyen mi?(67:22) | |
| De ki: 'Sizi yaratan size kulaklar, gözler ve kalpler veren O'dur. Çok az şükrediyorsunuz!'(67:23) | |
| Yeryüzünde sizi yaratıp yayan O'dur ve O'nun huzurunda toplanacaksınız.(67:24) | |
| Diyorlar ki: 'Eğer doğru söyleyenlerseniz bu vaad ne zamandır?'(67:25) | |
| De ki: '(Onunla ilgili) bilgi ancak Allah katındadır. Ben yalnızca apaçık bir uyarıcıyım.'(67:26) | |
| Nihayet onu yakında gördüklerinde inkâr edenlerin yüzleri kötüleşir ve: 'İşte bu, (gerçekleşmeyeceğini) ileri sürüp durduğunuz şeydir' denir.(67:27) | |
| De ki: 'Ne dersiniz, eğer Allah beni ve beraberimdekileri helâk etse yahut bize merhamet ederse inkâr edenleri acıklı bir azaptan kim kurtarabilir?'(67:28) | |
| De ki: 'O Rahman'dır. Biz O'na iman ettik ve O'na güvendik. Kimin apaçık bir sapıklık içinde olduğunu yakında bileceksiniz.'(67:29) | |
| De ki: 'Ne dersiniz, eğer suyunuz yerin dibine çekilecek olsa size kim bir akar su getirebilir?'(67:30) | |
