» 67 / Mülk  5:

Kuran Sırası: 67
İniş Sırası: 77
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30

 » 67 / Mülk  Suresi: 5
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَلَقَدْ (VLGD̃) = veleḳad : ve andolsun
2. زَيَّنَّا (ZYNE) = zeyyennā : biz donattık
3. السَّمَاءَ (ELSMEÙ) = s-semāe : göğü
4. الدُّنْيَا (ELD̃NYE) = d-dunyā : en yakın
5. بِمَصَابِيحَ (BMṦEBYḪ) = bimeSābīHa : lambalarla
6. وَجَعَلْنَاهَا (VCALNEHE) = ve ceǎlnāhā : ve onları yaptık
7. رُجُومًا (RCVME) = rucūmen : taşlamalar
8. لِلشَّيَاطِينِ (LLŞYEŦYN) = lişşeyāTīni : şeytanlar için
9. وَأَعْتَدْنَا (VÊATD̃NE) = ve eǎ'tednā : ve hazırladık
10. لَهُمْ (LHM) = lehum : onlara
11. عَذَابَ (AZ̃EB) = ǎƶābe : azabı
12. السَّعِيرِ (ELSAYR) = s-seǐyri : çılgın ateş
ve andolsun | biz donattık | göğü | en yakın | lambalarla | ve onları yaptık | taşlamalar | şeytanlar için | ve hazırladık | onlara | azabı | çılgın ateş |

[] [ZYN] [SMV] [D̃NV] [ṦBḪ] [CAL] [RCM] [ŞŦN] [ATD̃] [] [AZ̃B] [SAR]
VLGD̃ ZYNE ELSMEÙ ELD̃NYE BMṦEBYḪ VCALNEHE RCVME LLŞYEŦYN VÊATD̃NE LHM AZ̃EB ELSAYR

veleḳad zeyyennā s-semāe d-dunyā bimeSābīHa ve ceǎlnāhā rucūmen lişşeyāTīni ve eǎ'tednā lehum ǎƶābe s-seǐyri
ولقد زينا السماء الدنيا بمصابيح وجعلناها رجوما للشياطين وأعتدنا لهم عذاب السعير

 » 67 / Mülk  Suresi: 5
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ولقد | VLGD̃ veleḳad ve andolsun And certainly
زينا ز ي ن | ZYN ZYNE zeyyennā biz donattık We have beautified
السماء س م و | SMV ELSMEÙ s-semāe göğü the heaven
الدنيا د ن و | D̃NV ELD̃NYE d-dunyā en yakın nearest
بمصابيح ص ب ح | ṦBḪ BMṦEBYḪ bimeSābīHa lambalarla with lamps,
وجعلناها ج ع ل | CAL VCALNEHE ve ceǎlnāhā ve onları yaptık and We have made them
رجوما ر ج م | RCM RCVME rucūmen taşlamalar (as) missiles
للشياطين ش ط ن | ŞŦN LLŞYEŦYN lişşeyāTīni şeytanlar için for the devils,
وأعتدنا ع ت د | ATD̃ VÊATD̃NE ve eǎ'tednā ve hazırladık and We have prepared
لهم | LHM lehum onlara for them
عذاب ع ذ ب | AZ̃B AZ̃EB ǎƶābe azabı punishment
السعير س ع ر | SAR ELSAYR s-seǐyri çılgın ateş (of) the Blaze.

67:5 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

ve andolsun | biz donattık | göğü | en yakın | lambalarla | ve onları yaptık | taşlamalar | şeytanlar için | ve hazırladık | onlara | azabı | çılgın ateş |

[] [ZYN] [SMV] [D̃NV] [ṦBḪ] [CAL] [RCM] [ŞŦN] [ATD̃] [] [AZ̃B] [SAR]
VLGD̃ ZYNE ELSMEÙ ELD̃NYE BMṦEBYḪ VCALNEHE RCVME LLŞYEŦYN VÊATD̃NE LHM AZ̃EB ELSAYR

veleḳad zeyyennā s-semāe d-dunyā bimeSābīHa ve ceǎlnāhā rucūmen lişşeyāTīni ve eǎ'tednā lehum ǎƶābe s-seǐyri
ولقد زينا السماء الدنيا بمصابيح وجعلناها رجوما للشياطين وأعتدنا لهم عذاب السعير

[] [ز ي ن] [س م و] [د ن و] [ص ب ح] [ج ع ل] [ر ج م] [ش ط ن] [ع ت د] [] [ع ذ ب] [س ع ر]

 » 67 / Mülk  Suresi: 5
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ولقد | VLGD̃ veleḳad ve andolsun And certainly
Vav,Lam,Gaf,Dal,
6,30,100,4,
REM – prefixed resumption particle
EMPH – emphatic prefix lām
CERT – particle of certainty
الواو استئنافية
اللام لام التوكيد
حرف تحقيق
زينا ز ي ن | ZYN ZYNE zeyyennā biz donattık We have beautified
Ze,Ye,Nun,Elif,
7,10,50,1,
"V – 1st person plural (form II) perfect verb
PRON – subject pronoun → Allah"
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل
السماء س م و | SMV ELSMEÙ s-semāe göğü the heaven
Elif,Lam,Sin,Mim,Elif,,
1,30,60,40,1,,
N – accusative feminine noun
اسم منصوب
الدنيا د ن و | D̃NV ELD̃NYE d-dunyā en yakın nearest
Elif,Lam,Dal,Nun,Ye,Elif,
1,30,4,50,10,1,
ADJ – accusative feminine singular adjective
صفة منصوبة
بمصابيح ص ب ح | ṦBḪ BMṦEBYḪ bimeSābīHa lambalarla with lamps,
Be,Mim,Sad,Elif,Be,Ye,Ha,
2,40,90,1,2,10,8,
"P – prefixed preposition bi
N – genitive masculine plural noun → Lamp"
جار ومجرور
وجعلناها ج ع ل | CAL VCALNEHE ve ceǎlnāhā ve onları yaptık and We have made them
Vav,Cim,Ayn,Lam,Nun,Elif,He,Elif,
6,3,70,30,50,1,5,1,
"CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 1st person plural perfect verb
PRON – subject pronoun → Allah
PRON – 3rd person feminine singular object pronoun"
الواو عاطفة
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل و«ها» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
رجوما ر ج م | RCM RCVME rucūmen taşlamalar (as) missiles
Re,Cim,Vav,Mim,Elif,
200,3,6,40,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
للشياطين ش ط ن | ŞŦN LLŞYEŦYN lişşeyāTīni şeytanlar için for the devils,
Lam,Lam,Şın,Ye,Elif,Tı,Ye,Nun,
30,30,300,10,1,9,10,50,
"P – prefixed preposition lām
PN – genitive masculine plural proper noun → Satan"
جار ومجرور
وأعتدنا ع ت د | ATD̃ VÊATD̃NE ve eǎ'tednā ve hazırladık and We have prepared
Vav,,Ayn,Te,Dal,Nun,Elif,
6,,70,400,4,50,1,
"CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 1st person plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun → Allah"
الواو عاطفة
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل
لهم | LHM lehum onlara for them
Lam,He,Mim,
30,5,40,
P – prefixed preposition lām
PRON – 3rd person masculine plural personal pronoun
جار ومجرور
عذاب ع ذ ب | AZ̃B AZ̃EB ǎƶābe azabı punishment
Ayn,Zel,Elif,Be,
70,700,1,2,
N – accusative masculine noun
اسم منصوب
السعير س ع ر | SAR ELSAYR s-seǐyri çılgın ateş (of) the Blaze.
Elif,Lam,Sin,Ayn,Ye,Re,
1,30,60,70,10,200,
"N – genitive masculine noun → Hell"
اسم مجرور
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَلَقَدْ: ve andolsun | زَيَّنَّا: biz donattık | السَّمَاءَ: göğü | الدُّنْيَا: en yakın | بِمَصَابِيحَ: lambalarla | وَجَعَلْنَاهَا: ve onları yaptık | رُجُومًا: taşlamalar | لِلشَّيَاطِينِ: şeytanlar için | وَأَعْتَدْنَا: ve hazırladık | لَهُمْ: onlara | عَذَابَ: azabı | السَّعِيرِ: çılgın ateş |
Kırık Meal (Harekesiz) : |ولقد WLGD̃ ve andolsun | زينا ZYNE biz donattık | السماء ELSMEÙ göğü | الدنيا ELD̃NYE en yakın | بمصابيح BMṦEBYḪ lambalarla | وجعلناها WCALNEHE ve onları yaptık | رجوما RCWME taşlamalar | للشياطين LLŞYEŦYN şeytanlar için | وأعتدنا WÊATD̃NE ve hazırladık | لهم LHM onlara | عذاب AZ̃EB azabı | السعير ELSAYR çılgın ateş |
Kırık Meal (Okunuş) : |veleḳad: ve andolsun | zeyyennā: biz donattık | s-semāe: göğü | d-dunyā: en yakın | bimeSābīHa: lambalarla | ve ceǎlnāhā: ve onları yaptık | rucūmen: taşlamalar | lişşeyāTīni: şeytanlar için | ve eǎ'tednā: ve hazırladık | lehum: onlara | ǎƶābe: azabı | s-seǐyri: çılgın ateş |
Kırık Meal (Transcript) : |VLGD̃: ve andolsun | ZYNE: biz donattık | ELSMEÙ: göğü | ELD̃NYE: en yakın | BMṦEBYḪ: lambalarla | VCALNEHE: ve onları yaptık | RCVME: taşlamalar | LLŞYEŦYN: şeytanlar için | VÊATD̃NE: ve hazırladık | LHM: onlara | AZ̃EB: azabı | ELSAYR: çılgın ateş |
Abdulbaki Gölpınarlı : Ve andolsun ki biz, en yakın olan dünyâ göğünü ışıklarla bezedik ve onları, Şeytanlara atılacak şeyler olarak halkettik ve Şeytanlara, yakıp kavuran bir azaptır, hazırladık.
Adem Uğur : Andolsun ki biz, (dünyaya) en yakın olan göğü kandillerle donattık. Bunları şeytanlara atış taneleri yaptık ve onlara alevli ateş azabını hazırladık.
Ahmed Hulusi : Andolsun ki dünyanın (düşünce) semâsını, aydınlatıcılar (hakikat bilgileriyle) olarak donattık! Onları meydana getirdik ki, şeytanları (şeytanî fikirleri) taşlayıp uzaklaştırmaları için! Onlar için alevli ateşin azabını hazırladık.
Ahmet Tekin : Biz dünya semasını parlayan yıldızlarla süsledik. Bunları şeytanlara, şeytanî güçlere karşı göğü koruyan mermiler haline getirdik, insanların ve cinlerin şeytanlarının bir değer ifade etmeyen tahminlerine konu yaptık. Onlara bir de körüklenen, alev püsküren, dehşetli cehennem ateşi azâbı hazırladık.
Ahmet Varol : Andolsun ki biz en yakın göğü kandillerle (yıldızlarla) süsledik, onları şeytanlar için taşlama araçları kıldık ve onlar için alevli ateş azabı hazırladık.
Ali Bulaç : Andolsun, Biz en yakın olan göğü (dünya göğünü) kandillerle süsleyip donattık ve bunları, şeytanlar için taşlama birimleri (rücum) kıldık. Onlar için çılgınca yanan ateşin azabını hazırladık.
Ali Fikri Yavuz : Celâlim hakkı için, biz en aşağı semayi, (kandil gibi ışık veren) yıldızlarla donattık. Bir de onları, şeytanlara, (Şihab= akan yıldız gibi) taş atmalar kıldık. O şeytanlara (Ahirette) çılgın ateş azabı hazırladık.
Bekir Sadak : And olsun ki, yakin gogu kandillerle donattik, onlarla seytanlarin taslanmasini sagladik ve seytanlara cilgin alev azabini hazirladik.
Celal Yıldırım : And olsun ki biz, Dünya semâsını (veya en yakın semâyı) kandillerle süsedik; onları şeytanlara atılacak şeyler yaptık ve onlara alev alev köpüren Cehennem azabını hazırladık.
Diyanet İşleri : Andolsun biz, en yakın göğü kandillerle donattık. Onları şeytanlara atılan taşlar yaptık ve (ahirette de) onlara alevli ateş azabını hazırladık.
Diyanet İşleri (eski) : And olsun ki, yakın göğü kandillerle donattık, onları şeytanlar için taşlamalar yaptık ve şeytanlara çılgın alev azabını hazırladık.
Diyanet Vakfi : Andolsun ki biz, (dünyaya) en yakın olan göğü kandillerle donattık. Bunları şeytanlara atış taneleri yaptık ve onlara alevli ateş azabını hazırladık.
Edip Yüksel : En aşağı göğü lambalarla süsledik ve onları şeytanlar için bir taşlama kıldık. Onlara alevli ateş azabını hazırladık.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Andolsun biz, en yakın göğü kandillerle donattık ve onları, şeytanlar için taşlamalar yaptık. Ve onlar için alevli ateş azabını hazırladık.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Andolsun ki, Biz o dünya göğünü takım takım kandillerle donattık ve onları şeytanlar için atmalar (atış yapılan mermiler) yaptık; ayrıca onlara o çılgın ateş azabını hazırladık.
Elmalılı Hamdi Yazır : Celâlim hakkı için biz o dünya semayı takım takım kandillerle donattık ve onları Şeytanlar için (rucum) atmalar yaptık, hem onlar için o çılgın ateş azâbını hazırladık (ki azâb-ı Seıyr)
Fizilal-il Kuran : And olsun biz, dünyaya en yakın göğü lambalarla donattık. Bunları şeytanlara atılan taşlar yaptık ve onlara ateş azabını hazırladık.
Gültekin Onan : Andolsun, biz en yakın olan göğü (dünya göğünü) kandillerle süsleyip donattık ve bunları, şeytanlar için taşlama birimleri (rücum) kıldık. Onlar için çılgınca yanan ateşin azabını hazırladık.
Hakkı Yılmaz : "Ve andolsun ki Biz, en yakın göğü kandillerle süsledik ve onları, kâhinlere palavra malzemesi [meteorların yeryüzüne düşmesiyle, insanların uzaydaki varlıkları tanımalarıyla şeytanların; kâhinlerin, falcıların sahtekârlıklarının ortaya çıkmasına malzeme] yaptık. Ve onlar için alevli ateş azabını hazırladık. "
Hasan Basri Çantay : Andolsun ki biz yere en yakın olan göğü kandillerle donatdık. Bunları şeytanlara da atış taneleri yapdık ve onlara çılgın ateş (cehennem) azâbı hazırladık.
Hayrat Neşriyat : And olsun ki, dünya semâsını kandillerle süsledik ve onları (kulak hırsızlığı yapan)şeytanlar için (atılacak) taşlar yaptık ve onlara alevli ateş azâbını hazırladık!
İbni Kesir : Andolsun ki; Biz, yere en yakın göğü kandillerle donattık. Onlarla şeytanların taşlanmasını sağladık. Ve onlara, çılgın alevli azabı hazırladık.
İskender Evrenosoğlu : Ve andolsun ki, dünyanın semasını kandillerle süsledik. Ve onları, şeytanlar için (atılacak) taşlar kıldık. Ve onlar için alevli ateşin azabını hazırladık.
Muhammed Esed : Biz, yeryüzüne en yakın olan gökleri ışıklarla süsledik ve onları (insanlar arasında bulunan) şeytan ruhluların boş ve anlamsız spekülasyonlarına konu yaptık ve onlar için yakıcı alevden bir azap hazırladık;
Ömer Nasuhi Bilmen : Andolsun ki en yakın olan göğü kandiller ile bezedik ve onları şeytanlar için atılacak şeyler kıldık ve bunlar için alevli ateş azabı hazırladık.
Ömer Öngüt : Andolsun ki biz dünya göğünü kandillerle donattık. Onları şeytanlar için taşlamalar yaptık ve onlara alevli ateş azabını hazırladık.
Şaban Piriş : Gerçekten biz, en yakın göğü ışık veren yıldızlarla donattık. Onlarla şeytanların bertaraf edilmesini sağladık. Onlar için bir de çılgın alev azabını hazırladık.
Suat Yıldırım : Biz yere en yakın semayı lambalarla donattık. Onları şeytanlara atılan mermiler yaptık. Hem onlara alevli ateş hazırladık.
Süleyman Ateş : Andolsun biz, en yakın göğü lambalarla donattık ve onları, şeytânlar için taşlamalar yaptık. Ve o(şeytâ)nlara da çılgın ateş azâbını hazırladık.
Tefhim-ul Kuran : Andolsun, biz en yakın olan göğü (dünya göğünü) kandillerle süsleyip donattık ve bunları, şeytanlar için taşlama birimleri (rücûm) kıldık. Onlar için çılgınca yanan ateşin azabını hazırladık.
Ümit Şimşek : Biz Dünya semâsını kandillerle donattık. Şeytanlar için o kandilleri birer taş yaptık; onlara bir de alevli ateş azabı hazırladık.
Yaşar Nuri Öztürk : Yemin olsun ki, biz en yakın göğü kandillerle süsledik ve onları şeytanlara ateş taneleri yaptık. O şeytanlar için çılgın ateş azabını da hazırladık.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}