» 30 / Rûm  56:

Kuran Sırası: 30
İniş Sırası: 84
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60

 » 30 / Rûm  Suresi: 56
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَقَالَ (VGEL) = veḳāle : ve dedi(ler) ki
2. الَّذِينَ (ELZ̃YN) = elleƶīne : kimseler
3. أُوتُوا (ÊVTVE) = ūtū : verilen(ler)
4. الْعِلْمَ (ELALM) = l-ǐlme : bilgi
5. وَالْإِيمَانَ (VELÎYMEN) = vel'īmāne : ve iman
6. لَقَدْ (LGD̃) = leḳad : andolsun
7. لَبِثْتُمْ (LBS̃TM) = lebiṧtum : siz kaldınız
8. فِي (FY) = fī :
9. كِتَابِ (KTEB) = kitābi : yazgısınca
10. اللَّهِ (ELLH) = llahi : Allah'ın
11. إِلَىٰ (ÎL) = ilā : kadar
12. يَوْمِ (YVM) = yevmi : gününe
13. الْبَعْثِ (ELBAS̃) = l-beǎ'ṧi : yeniden dirilme
14. فَهَٰذَا (FHZ̃E) = fe hāƶā : işte bu
15. يَوْمُ (YVM) = yevmu : günüdür
16. الْبَعْثِ (ELBAS̃) = l-beǎ'ṧi : dirilme
17. وَلَٰكِنَّكُمْ (VLKNKM) = velākinnekum : fakat siz
18. كُنْتُمْ (KNTM) = kuntum : idiniz
19. لَا (LE) = lā :
20. تَعْلَمُونَ (TALMVN) = teǎ'lemūne : bilmiyor(lar)
ve dedi(ler) ki | kimseler | verilen(ler) | bilgi | ve iman | andolsun | siz kaldınız | | yazgısınca | Allah'ın | kadar | gününe | yeniden dirilme | işte bu | günüdür | dirilme | fakat siz | idiniz | | bilmiyor(lar) |

[GVL] [] [ETY] [ALM] [EMN] [] [LBS̃] [] [KTB] [] [] [YVM] [BAS̃] [] [YVM] [BAS̃] [] [KVN] [] [ALM]
VGEL ELZ̃YN ÊVTVE ELALM VELÎYMEN LGD̃ LBS̃TM FY KTEB ELLH ÎL YVM ELBAS̃ FHZ̃E YVM ELBAS̃ VLKNKM KNTM LE TALMVN

veḳāle elleƶīne ūtū l-ǐlme vel'īmāne leḳad lebiṧtum kitābi llahi ilā yevmi l-beǎ'ṧi fe hāƶā yevmu l-beǎ'ṧi velākinnekum kuntum teǎ'lemūne
وقال الذين أوتوا العلم والإيمان لقد لبثتم في كتاب الله إلى يوم البعث فهذا يوم البعث ولكنكم كنتم لا تعلمون

 » 30 / Rûm  Suresi: 56
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وقال ق و ل | GVL VGEL veḳāle ve dedi(ler) ki But will say
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimseler those who
أوتوا ا ت ي | ETY ÊVTVE ūtū verilen(ler) were given
العلم ع ل م | ALM ELALM l-ǐlme bilgi the knowledge
والإيمان ا م ن | EMN VELÎYMEN vel'īmāne ve iman and the faith,
لقد | LGD̃ leḳad andolsun """Verily"
لبثتم ل ب ث | LBS̃ LBS̃TM lebiṧtum siz kaldınız you remained
في | FY by
كتاب ك ت ب | KTB KTEB kitābi yazgısınca (the) Decree
الله | ELLH llahi Allah'ın (of) Allah
إلى | ÎL ilā kadar until
يوم ي و م | YVM YVM yevmi gününe (the) Day
البعث ب ع ث | BAS̃ ELBAS̃ l-beǎ'ṧi yeniden dirilme (of) Resurrection.
فهذا | FHZ̃E fe hāƶā işte bu And this
يوم ي و م | YVM YVM yevmu günüdür (is the) Day
البعث ب ع ث | BAS̃ ELBAS̃ l-beǎ'ṧi dirilme (of) the Resurrection
ولكنكم | VLKNKM velākinnekum fakat siz but you
كنتم ك و ن | KVN KNTM kuntum idiniz were
لا | LE not
تعلمون ع ل م | ALM TALMVN teǎ'lemūne bilmiyor(lar) knowing.

30:56 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

ve dedi(ler) ki | kimseler | verilen(ler) | bilgi | ve iman | andolsun | siz kaldınız | | yazgısınca | Allah'ın | kadar | gününe | yeniden dirilme | işte bu | günüdür | dirilme | fakat siz | idiniz | | bilmiyor(lar) |

[GVL] [] [ETY] [ALM] [EMN] [] [LBS̃] [] [KTB] [] [] [YVM] [BAS̃] [] [YVM] [BAS̃] [] [KVN] [] [ALM]
VGEL ELZ̃YN ÊVTVE ELALM VELÎYMEN LGD̃ LBS̃TM FY KTEB ELLH ÎL YVM ELBAS̃ FHZ̃E YVM ELBAS̃ VLKNKM KNTM LE TALMVN

veḳāle elleƶīne ūtū l-ǐlme vel'īmāne leḳad lebiṧtum kitābi llahi ilā yevmi l-beǎ'ṧi fe hāƶā yevmu l-beǎ'ṧi velākinnekum kuntum teǎ'lemūne
وقال الذين أوتوا العلم والإيمان لقد لبثتم في كتاب الله إلى يوم البعث فهذا يوم البعث ولكنكم كنتم لا تعلمون

[ق و ل] [] [ا ت ي] [ع ل م] [ا م ن] [] [ل ب ث] [] [ك ت ب] [] [] [ي و م] [ب ع ث] [] [ي و م] [ب ع ث] [] [ك و ن] [] [ع ل م]

 » 30 / Rûm  Suresi: 56
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وقال ق و ل | GVL VGEL veḳāle ve dedi(ler) ki But will say
Vav,Gaf,Elif,Lam,
6,100,1,30,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine singular perfect verb
الواو عاطفة
فعل ماض
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimseler those who
Elif,Lam,Zel,Ye,Nun,
1,30,700,10,50,
REL – masculine plural relative pronoun
اسم موصول
أوتوا ا ت ي | ETY ÊVTVE ūtū verilen(ler) were given
,Vav,Te,Vav,Elif,
,6,400,6,1,
V – 3rd person masculine plural (form IV) passive perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض مبني للمجهول والواو ضمير متصل في محل رفع نائب فاعل
العلم ع ل م | ALM ELALM l-ǐlme bilgi the knowledge
Elif,Lam,Ayn,Lam,Mim,
1,30,70,30,40,
N – accusative masculine noun
اسم منصوب
والإيمان ا م ن | EMN VELÎYMEN vel'īmāne ve iman and the faith,
Vav,Elif,Lam,,Ye,Mim,Elif,Nun,
6,1,30,,10,40,1,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – accusative masculine (form IV) verbal noun
الواو عاطفة
اسم منصوب
لقد | LGD̃ leḳad andolsun """Verily"
Lam,Gaf,Dal,
30,100,4,
EMPH – emphatic prefix lām
CERT – particle of certainty
اللام لام التوكيد
حرف تحقيق
لبثتم ل ب ث | LBS̃ LBS̃TM lebiṧtum siz kaldınız you remained
Lam,Be,Se,Te,Mim,
30,2,500,400,40,
V – 2nd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والتاء ضمير متصل في محل رفع فاعل
في | FY by
Fe,Ye,
80,10,
P – preposition
حرف جر
كتاب ك ت ب | KTB KTEB kitābi yazgısınca (the) Decree
Kef,Te,Elif,Be,
20,400,1,2,
N – genitive masculine noun
اسم مجرور
الله | ELLH llahi Allah'ın (of) Allah
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – genitive proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مجرور
إلى | ÎL ilā kadar until
,Lam,,
,30,,
P – preposition
حرف جر
يوم ي و م | YVM YVM yevmi gününe (the) Day
Ye,Vav,Mim,
10,6,40,
N – genitive masculine noun
اسم مجرور
البعث ب ع ث | BAS̃ ELBAS̃ l-beǎ'ṧi yeniden dirilme (of) Resurrection.
Elif,Lam,Be,Ayn,Se,
1,30,2,70,500,
N – genitive masculine noun
اسم مجرور
فهذا | FHZ̃E fe hāƶā işte bu And this
Fe,He,Zel,Elif,
80,5,700,1,
CONJ – prefixed conjunction fa (and)
DEM – masculine singular demonstrative pronoun
الفاء عاطفة
اسم اشارة
يوم ي و م | YVM YVM yevmu günüdür (is the) Day
Ye,Vav,Mim,
10,6,40,
N – nominative masculine noun
اسم مرفوع
البعث ب ع ث | BAS̃ ELBAS̃ l-beǎ'ṧi dirilme (of) the Resurrection
Elif,Lam,Be,Ayn,Se,
1,30,2,70,500,
N – genitive masculine noun
اسم مجرور
ولكنكم | VLKNKM velākinnekum fakat siz but you
Vav,Lam,Kef,Nun,Kef,Mim,
6,30,20,50,20,40,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
ACC – accusative particle
PRON – 2nd person masculine plural object pronoun
الواو عاطفة
حرف نصب من اخوات «ان» والكاف ضمير متصل في محل نصب اسم «لاكن»
كنتم ك و ن | KVN KNTM kuntum idiniz were
Kef,Nun,Te,Mim,
20,50,400,40,
V – 2nd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والتاء ضمير متصل في محل رفع اسم «كان»
لا | LE not
Lam,Elif,
30,1,
NEG – negative particle
حرف نفي
تعلمون ع ل م | ALM TALMVN teǎ'lemūne bilmiyor(lar) knowing.
Te,Ayn,Lam,Mim,Vav,Nun,
400,70,30,40,6,50,
V – 2nd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَقَالَ: ve dedi(ler) ki | الَّذِينَ: kimseler | أُوتُوا: verilen(ler) | الْعِلْمَ: bilgi | وَالْإِيمَانَ: ve iman | لَقَدْ: andolsun | لَبِثْتُمْ: siz kaldınız | فِي: | كِتَابِ: yazgısınca | اللَّهِ: Allah'ın | إِلَىٰ: kadar | يَوْمِ: gününe | الْبَعْثِ: yeniden dirilme | فَهَٰذَا: işte bu | يَوْمُ: günüdür | الْبَعْثِ: dirilme | وَلَٰكِنَّكُمْ: fakat siz | كُنْتُمْ: idiniz | لَا: | تَعْلَمُونَ: bilmiyor(lar) |
Kırık Meal (Harekesiz) : |وقال WGEL ve dedi(ler) ki | الذين ELZ̃YN kimseler | أوتوا ÊWTWE verilen(ler) | العلم ELALM bilgi | والإيمان WELÎYMEN ve iman | لقد LGD̃ andolsun | لبثتم LBS̃TM siz kaldınız | في FY | كتاب KTEB yazgısınca | الله ELLH Allah'ın | إلى ÎL kadar | يوم YWM gününe | البعث ELBAS̃ yeniden dirilme | فهذا FHZ̃E işte bu | يوم YWM günüdür | البعث ELBAS̃ dirilme | ولكنكم WLKNKM fakat siz | كنتم KNTM idiniz | لا LE | تعلمون TALMWN bilmiyor(lar) |
Kırık Meal (Okunuş) : |veḳāle: ve dedi(ler) ki | elleƶīne: kimseler | ūtū: verilen(ler) | l-ǐlme: bilgi | vel'īmāne: ve iman | leḳad: andolsun | lebiṧtum: siz kaldınız | : | kitābi: yazgısınca | llahi: Allah'ın | ilā: kadar | yevmi: gününe | l-beǎ'ṧi: yeniden dirilme | fe hāƶā: işte bu | yevmu: günüdür | l-beǎ'ṧi: dirilme | velākinnekum: fakat siz | kuntum: idiniz | : | teǎ'lemūne: bilmiyor(lar) |
Kırık Meal (Transcript) : |VGEL: ve dedi(ler) ki | ELZ̃YN: kimseler | ÊVTVE: verilen(ler) | ELALM: bilgi | VELÎYMEN: ve iman | LGD̃: andolsun | LBS̃TM: siz kaldınız | FY: | KTEB: yazgısınca | ELLH: Allah'ın | ÎL: kadar | YVM: gününe | ELBAS̃: yeniden dirilme | FHZ̃E: işte bu | YVM: günüdür | ELBAS̃: dirilme | VLKNKM: fakat siz | KNTM: idiniz | LE: | TALMVN: bilmiyor(lar) |
Abdulbaki Gölpınarlı : Kendilerine bilgi ve inanç verilenlerse derler ki: Andolsun ki siz, Allah'ın takdîri ne kadarsa, tâ tekrar dirileceğiniz güne dek yatıp eğlendiniz, gerçekten de budur tekrar dirileceğiniz gün ve fakat siz bilmiyorsunuz.
Adem Uğur : Kendilerine ilim ve iman verilenler şöyle derler: Andolsun ki siz, Allah'ın yazısında (hükmedildiği gibi) yeniden dirilme gününe kadar kaldınız. İşte bugün yeniden dirilme günüdür; fakat siz onu tanımıyordunuz.
Ahmed Hulusi : Kendilerine ilim ve iman verilmiş olanlar ise dedi ki: "Andolsun ki, Allâh'ın Kitabında ("OKU"nası Kitap veya Kitab-ı Mubiyn olarak tanımlanan yaşam boyutunda) bâ's sürecine (yeni bir yapıyla yaşamınıza devam edeceğiniz sürece) kadar kaldınız. . . İşte bu bâ's (yeni bir yapı ile yaşamınıza devam edeceğiniz) süreçtir. . . Fakat siz (hakikati) anlamıyordunuz!"
Ahmet Tekin : Kendilerine ilim ve iman verilen, konuyu bilen peygamberler, mü’minler ve melekler:
'Andolsun ki siz, Allah’ın Levh-i Mahfuz’da tuttuğu kayıtta belirtildiği gibi, yeniden diriltilme gününe kadar Allah’ın vahyettiğini, kitabını, dinini benimsemede geciktiniz. İşte bugün yeniden diriltilme günüdür. Fakat siz bunları anlamamayı alışkanlık haline getirdiniz.' derler.
Ahmet Varol : Kendilerine ilim ve iman verilenler ise şöyle derler: 'Andolsun ki Allah'ın kitabında (yazılı) olana göre siz yeniden diriliş gününe kadar kaldınız. İşte bu yeniden diriliş günüdür. Ancak siz bilmiyordunuz.'
Ali Bulaç : Kendilerine ilim ve iman verilenler ise, dediler ki: "Andolsun, siz Allah'ın Kitabında (yazılı süre boyunca) diriliş gününe kadar yaşadınız; işte bu dirilme günüdür. Ancak siz bilmiyordunuz."
Ali Fikri Yavuz : Kendilerine ilim ve iman verilenler (peygamberler, melekler ve müminler, o kıyamet gününde kâfirlere şöyle) diyeceklerdir: “- Doğrusu, Allah’ın kitabınca (ilim ve kazası üzere, yahud Kur’an’daki beyanına göre) ba’s (kıyamet) gününe kadar durdunuz. İşte bu ba’s günüdür; fakat siz bunu (dünyada tasdik etmiyordunuz.) bilmiyordunuz.”
Bekir Sadak : Kendilerine ilim ve iman verilenler; «And olsun ki, siz Allah'in yazisinda mevcut yeniden dirilme gunune kadar kaldiniz. Iste bu yeniden dirilme gunudur, fakat sizler anlamiyordunuz» derler.
Celal Yıldırım : Kendilerine ilim ve imân verilenler ise şöyle derler: «And olsun ki siz Allah'ın Kitab'ında (yazıldığı gibi) yeniden dirilip kalkacağınız güne kadar (orada) kaldınız. İşte yeniden dirilip kalkma günü bugündür. Ama siz (bunu bir türlü) bilip anlayamadınız.»
Diyanet İşleri : Kendilerine ilim ve iman verilmiş olanlar ise onlara şöyle diyeceklerdir: “Andolsun, siz, Allah’ın yazısına göre, yeniden dirilme gününe kadar kaldınız. İşte bu yeniden dirilme günüdür. Fakat siz bilmiyordunuz.”
Diyanet İşleri (eski) : Kendilerine ilim ve iman verilenler; 'And olsun ki, siz Allah'ın yazısında mevcut yeniden dirilme gününe kadar kaldınız. İşte bu yeniden dirilme günüdür, fakat sizler anlamıyordunuz' derler.
Diyanet Vakfi : Kendilerine ilim ve iman verilenler şöyle derler: Andolsun ki siz, Allah'ın yazısında (hükmedildiği gibi) yeniden dirilme gününe kadar kaldınız. İşte bugün yeniden dirilme günüdür; fakat siz onu tanımıyordunuz.
Edip Yüksel : Kendilerine bilgi ve inanç verilenler, 'Siz ALLAH'ın yasasına göre, diriliş gününe kadar kaldınız. Bu, diriliş günüdür; fakat siz bilemediniz,' diyeceklerdir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Kendilerine ilim ve iman verilenler de şöyle diyecekler: «Andolsun ki, Allah'ın kitabında takdir edilmiş olan tekrar dirilme gününe kadar kaldınız. İşte bu, dirilme günüdür. Fakat siz bunu bilmiyordunuz.»
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Kendilerine ilim ve iman verilenler de derler ki: «Andolsun ki, Allah'ın kitabınca dirilme gününe kadar kaldınız, işte bu dirilme günüdür; fakat siz bilmezler grubuydunuz!»
Elmalılı Hamdi Yazır : Kendilerine ılm-ü iyman verilenler de demektedir ki alimallah, Allahın kitabınca ba's gününe kadar durdunuz. İşte bu, ba's günü velâkin siz bilmezler güruhu idiniz
Gültekin Onan : Kendilerine ilim ve inanç verilenler ise dediler ki: "Andolsun, siz Tanrı'nın Kitabında [yazılı süre boyunca] diriliş gününe kadar yaşadınız; işte bu dirilme günüdür. Ancak siz bilmiyordunuz."
Hakkı Yılmaz : Kendilerine bilgi ve iman verilen kimseler de diyecekler ki: “Andolsun ki Allah'ın yazısında, dirilme gününe kadar kaldınız. İşte bu, ölümden sonra dirilme günüdür. Fakat siz bunu bilmiyordunuz.”
Hasan Basri Çantay : Kendilerine ilim ve îman verilenler (şöyle) demiş (ler) dir (diyeceklerdir); «Andolsun ki Allahın kitabında (ilm-i sabıkında yazdığı) o tekrar diriliş gününe kadar kaldınız. İşte bu, ha's günüdür. Fakat siz bilmiyordunuz».
Hayrat Neşriyat : Kendilerine ilim ve îmân verilen kimseler ise: 'Yemîn olsun ki (siz), Allah’ın Kitâbı’nda (va'd edilen), yeniden dirilme gününe kadar kaldınız. İşte bu, yeniden dirilme günüdür. Fakat siz bilmiyordunuz' der.
İbni Kesir : Kendilerine bilgi ve iman verilenler: Andolsun ki; Allah'ın kitabında yazılan o yeniden diriliş gününe kadar kaldınız. İşte bu; yeniden diriliş günüdür. Ama siz, bilmiyordunuz, derler.
İskender Evrenosoğlu : Ve ilim ve îmân verilenler: "Andolsun ki Allah’ın Kitabı’ndaki beas (yeniden diriliş) gününe kadar (mezarda) kaldınız." dediler. İşte bu beas (yeniden diriliş) günüdür. Lâkin siz bilmiyordunuz.
Muhammed Esed : Fakat (hayattayken) kendilerini bilgi ve inanç ile donattıklarımız: "Siz, gerçekte, Allah'ın vahyettiğin(i doğru kabul etme)de geciktiniz (ve) Kıyamet Günü'ne kadar (beklediniz): işte bugün Kıyamet Günü'dür: ama siz bunu anlamamakta direndiniz!" diyeceklerdir.
Mustafa İslamoğlu : (Hayattayken) bilgi ve imanla donatılanlarsa: "Doğrusu siz, Allah'ın kitabı hususunda diriliş gününe kadar yerinizde sayıp direttiniz; işte artık diriliş günü de gelip çattı, fakat siz bunu bilmezden gelmiştiniz!" diyecekler.
Ömer Nasuhi Bilmen : Kendilerine ilim ve imân verilmiş olanlar da dediler ki: «Andolsun Allah'ın kitabında (yazılmış olan) ba's gününe kadar durdunuz. İşte bu, ba's günüdür velâkin siz bilmez kimseler oldunuz.»
Ömer Öngüt : Kendilerine ilim ve iman verilenler ise şöyle derler: “Andolsun ki siz, Allah'ın yazısında yazılan o yeniden dirilme gününe kadar orada kaldınız. İşte yeniden dirilip kalkma günü bugündür. Fakat siz bilmiyordunuz. ”
Şaban Piriş : Kendilerine bilgi ve iman verilmiş olanlar: -Siz, Allah’ın kitabında yazılı olan diriliş gününe kadar kaldınız. İşte bu diriliş günüdür. Fakat siz, bilmiyordunuz, derler.
Suat Yıldırım : Kendilerine ilim ve iman nasib edilenler ise derler ki:"Siz Allah’ın kitabınca ba’s (dirilme) gününe kadar durdunuz. İşte bugün dirilme günüdür, fakat siz bunu bilmiyordunuz."
Süleyman Ateş : Kendilerine bilgi ve iman verilenler dediler ki: "Andolsun siz, Allâh'ın yazgısınca tâ yeniden dirilme gününe kadar kaldınız. İşte bu da dirilme günüdür. Fakat siz bilmiyordunuz.
Tefhim-ul Kuran : Kendilerine ilim ve iman verilenler ise, dediler ki: «Andolsun, siz Allah'ın Kitabında (yazılı süre boyunca) diriliş gününe kadar yaşadınız; işte bu da dirilme günüdür. Ancak siz bilmiyordunuz.»
Ümit Şimşek : Kendilerine ilim ve iman verilmiş olanlar ise derler ki: Siz Allah'ın kitabında yazılı olan diriliş gününe kadar kaldınız. İşte bugün diriliş günüdür; lâkin siz bilmiyordunuz.
Yaşar Nuri Öztürk : İlim ve iman verilenler ise şöyle dediler: "Yemin olsun, siz, Allah'ın Kitabı gereğince yeniden dirilme gününe kadar kaldınız. İşte bu, yeniden dirilme günüdür. Fakat siz daha önceden bilmiyordunuz."


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}