» 30 / Rûm  53:

Kuran Sırası: 30
İniş Sırası: 84
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60

 » 30 / Rûm  Suresi: 53
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَمَا (VME) = ve mā : ve değilsin
2. أَنْتَ (ÊNT) = ente : sen
3. بِهَادِ (BHED̃) = bihādi : yola getirecek
4. الْعُمْيِ (ELAMY) = l-ǔmyi : körleri
5. عَنْ (AN) = ǎn : -ndan
6. ضَلَالَتِهِمْ (ŽLELTHM) = Delāletihim : sapıklıkları-
7. إِنْ (ÎN) = in :
8. تُسْمِعُ (TSMA) = tusmiǔ : sen işittiremezsin
9. إِلَّا (ÎLE) = illā : başkasına
10. مَنْ (MN) = men : kimseler(den)
11. يُؤْمِنُ (YÙMN) = yu'minu : inanan(lar)
12. بِايَاتِنَا (B ËYETNE) = biāyātinā : ayetlerimize
13. فَهُمْ (FHM) = fehum : ve onlar
14. مُسْلِمُونَ (MSLMVN) = muslimūne : müslüman olurlar
ve değilsin | sen | yola getirecek | körleri | -ndan | sapıklıkları- | | sen işittiremezsin | başkasına | kimseler(den) | inanan(lar) | ayetlerimize | ve onlar | müslüman olurlar |

[] [] [HD̃Y] [AMY] [] [ŽLL] [] [SMA] [] [] [EMN] [EYY] [] [SLM]
VME ÊNT BHED̃ ELAMY AN ŽLELTHM ÎN TSMA ÎLE MN YÙMN B ËYETNE FHM MSLMVN

ve mā ente bihādi l-ǔmyi ǎn Delāletihim in tusmiǔ illā men yu'minu biāyātinā fehum muslimūne
وما أنت بهاد العمي عن ضلالتهم إن تسمع إلا من يؤمن بآياتنا فهم مسلمون

 » 30 / Rûm  Suresi: 53
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وما | VME ve mā ve değilsin And not
أنت | ÊNT ente sen you
بهاد ه د ي | HD̃Y BHED̃ bihādi yola getirecek can guide
العمي ع م ي | AMY ELAMY l-ǔmyi körleri the blind
عن | AN ǎn -ndan from
ضلالتهم ض ل ل | ŽLL ŽLELTHM Delāletihim sapıklıkları- their error.
إن | ÎN in Not
تسمع س م ع | SMA TSMA tusmiǔ sen işittiremezsin you can make hear
إلا | ÎLE illā başkasına except
من | MN men kimseler(den) (those) who
يؤمن ا م ن | EMN YÙMN yu'minu inanan(lar) believe
بآياتنا ا ي ي | EYY B ËYETNE biāyātinā ayetlerimize in Our Verses
فهم | FHM fehum ve onlar so they
مسلمون س ل م | SLM MSLMVN muslimūne müslüman olurlar surrender.

30:53 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

ve değilsin | sen | yola getirecek | körleri | -ndan | sapıklıkları- | | sen işittiremezsin | başkasına | kimseler(den) | inanan(lar) | ayetlerimize | ve onlar | müslüman olurlar |

[] [] [HD̃Y] [AMY] [] [ŽLL] [] [SMA] [] [] [EMN] [EYY] [] [SLM]
VME ÊNT BHED̃ ELAMY AN ŽLELTHM ÎN TSMA ÎLE MN YÙMN B ËYETNE FHM MSLMVN

ve mā ente bihādi l-ǔmyi ǎn Delāletihim in tusmiǔ illā men yu'minu biāyātinā fehum muslimūne
وما أنت بهاد العمي عن ضلالتهم إن تسمع إلا من يؤمن بآياتنا فهم مسلمون

[] [] [ه د ي] [ع م ي] [] [ض ل ل] [] [س م ع] [] [] [ا م ن] [ا ي ي] [] [س ل م]

 » 30 / Rûm  Suresi: 53
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وما | VME ve mā ve değilsin And not
Vav,Mim,Elif,
6,40,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
NEG – negative particle
الواو عاطفة
حرف نفي
أنت | ÊNT ente sen you
,Nun,Te,
,50,400,
PRON – 2nd person masculine singular personal pronoun
ضمير منفصل
بهاد ه د ي | HD̃Y BHED̃ bihādi yola getirecek can guide
Be,He,Elif,Dal,
2,5,1,4,
P – prefixed preposition bi
N – genitive masculine active participle
جار ومجرور
العمي ع م ي | AMY ELAMY l-ǔmyi körleri the blind
Elif,Lam,Ayn,Mim,Ye,
1,30,70,40,10,
ADJ – genitive masculine plural adjective
صفة مجرورة
عن | AN ǎn -ndan from
Ayn,Nun,
70,50,
P – preposition
حرف جر
ضلالتهم ض ل ل | ŽLL ŽLELTHM Delāletihim sapıklıkları- their error.
Dad,Lam,Elif,Lam,Te,He,Mim,
800,30,1,30,400,5,40,
N – genitive feminine noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم مجرور و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
إن | ÎN in Not
,Nun,
,50,
NEG – negative particle
حرف نفي
تسمع س م ع | SMA TSMA tusmiǔ sen işittiremezsin you can make hear
Te,Sin,Mim,Ayn,
400,60,40,70,
V – 2nd person masculine singular (form IV) imperfect verb
فعل مضارع
إلا | ÎLE illā başkasına except
,Lam,Elif,
,30,1,
RES – restriction particle
أداة حصر
من | MN men kimseler(den) (those) who
Mim,Nun,
40,50,
REL – relative pronoun
اسم موصول
يؤمن ا م ن | EMN YÙMN yu'minu inanan(lar) believe
Ye,,Mim,Nun,
10,,40,50,
V – 3rd person masculine singular (form IV) imperfect verb
فعل مضارع
بآياتنا ا ي ي | EYY B ËYETNE biāyātinā ayetlerimize in Our Verses
Be,,Ye,Elif,Te,Nun,Elif,
2,,10,1,400,50,1,
P – prefixed preposition bi
N – genitive feminine plural noun
PRON – 1st person plural possessive pronoun
جار ومجرور و«نا» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
فهم | FHM fehum ve onlar so they
Fe,He,Mim,
80,5,40,
REM – prefixed resumption particle
PRON – 3rd person masculine plural personal pronoun
الفاء استئنافية
ضمير منفصل
مسلمون س ل م | SLM MSLMVN muslimūne müslüman olurlar surrender.
Mim,Sin,Lam,Mim,Vav,Nun,
40,60,30,40,6,50,
"N – nominative masculine plural (form IV) active participle → Islam"
اسم مرفوع
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَمَا: ve değilsin | أَنْتَ: sen | بِهَادِ: yola getirecek | الْعُمْيِ: körleri | عَنْ: -ndan | ضَلَالَتِهِمْ: sapıklıkları- | إِنْ: | تُسْمِعُ: sen işittiremezsin | إِلَّا: başkasına | مَنْ: kimseler(den) | يُؤْمِنُ: inanan(lar) | بِايَاتِنَا: ayetlerimize | فَهُمْ: ve onlar | مُسْلِمُونَ: müslüman olurlar |
Kırık Meal (Harekesiz) : |وما WME ve değilsin | أنت ÊNT sen | بهاد BHED̃ yola getirecek | العمي ELAMY körleri | عن AN -ndan | ضلالتهم ŽLELTHM sapıklıkları- | إن ÎN | تسمع TSMA sen işittiremezsin | إلا ÎLE başkasına | من MN kimseler(den) | يؤمن YÙMN inanan(lar) | بآياتنا B ËYETNE ayetlerimize | فهم FHM ve onlar | مسلمون MSLMWN müslüman olurlar |
Kırık Meal (Okunuş) : |ve mā: ve değilsin | ente: sen | bihādi: yola getirecek | l-ǔmyi: körleri | ǎn: -ndan | Delāletihim: sapıklıkları- | in: | tusmiǔ: sen işittiremezsin | illā: başkasına | men: kimseler(den) | yu'minu: inanan(lar) | biāyātinā: ayetlerimize | fehum: ve onlar | muslimūne: müslüman olurlar |
Kırık Meal (Transcript) : |VME: ve değilsin | ÊNT: sen | BHED̃: yola getirecek | ELAMY: körleri | AN: -ndan | ŽLELTHM: sapıklıkları- | ÎN: | TSMA: sen işittiremezsin | ÎLE: başkasına | MN: kimseler(den) | YÙMN: inanan(lar) | B ËYETNE: ayetlerimize | FHM: ve onlar | MSLMVN: müslüman olurlar |
Abdulbaki Gölpınarlı : Ve sen, körleri sapıklıklarından döndürüp doğru yola sevkedemezsin. Sen, ancak delillerimize inananlara duyurursun; gerçekten de onlardır Müslüman olanlar.
Adem Uğur : Körleri de sapıklıklarından (vazgeçirip) doğru yola iletemezsin. Ancak teslimiyet göstererek âyetlerimize iman edenlere duyurabilirsin.
Ahmed Hulusi : Sen basîretsizleri, sapık inançlarından çıkarıp, hakikati gösteremezsin! Sen ancak müslimler (teslim olmuşlar) olmaları dolayısıyla, varlıklarındaki işaretlerimize iman eden kimselere işittirirsin!
Ahmet Tekin : Kör kesilenleri, başlarına buyruk bir hayattan, dalâlet, bozuk düzen, ahmaklık ve cehaletten kurtaramazsın, doğru yolu gösteremezsin. Tebliğini ancak, âyetlerimize, iman edenlere duyurabilirsin. İşte onlar İslâm’ı yaşayan müslümanlardır.
Ahmet Varol : Sen körleri sapıklıklarından çıkarıp doğru yola iletemezsin. Sen ancak ayetlerimize inananlara duyurabilirsin. İşte Müslüman olanlar onlardır.
Ali Bulaç : Ve sen kendi sapıklıkları içinde kör olanları da doğruya iletici değilsin. Sen yalnızca, bizim ayetlerimize iman edenlere duyurabilirsin ki onlar müslümanlardır.
Ali Fikri Yavuz : Körleri, (kalbleri kör olanları) da, sen, sapıklıklarından ayırıb doğru yola iletici değilsin. Sen ancak ayetlerimize iman edeceklere (davetini) duyurursun da, onlar İslâma gelir, selâmeti bulurlar.
Bekir Sadak : Korleri sapiklikalrindan vazgecirip dogru yola donduremezsin; ancak ayetlerimize inananlara duyurabilirsin; iste onlar muslumanlardir. *
Celal Yıldırım : Ve sen, körleri sapıklıktan doğru yola çevirecek de değilsin. Sen ancak âyetlerimize inananlara duyurabilirsin ki onlar Müslümanlar (Hakk'a dosdoğru teslimiyet gösterenleridir,.
Diyanet İşleri : Sen, körleri sapkınlıklarından çıkarıp doğru yola iletemezsin. Sen, çağrını ancak âyetlerimize inanıp müslüman olan kimselere işittirebilirsin.
Diyanet İşleri (eski) : Körleri sapıklıklarından vazgeçirip doğru yola döndüremezsin; ancak ayetlerimize inananlara duyurabilirsin; işte onlar Müslümanlardır.
Diyanet Vakfi : Körleri de sapıklıklarından (vazgeçirip) doğru yola iletemezsin. Ancak teslimiyet göstererek âyetlerimize iman edenlere duyurabilirsin.
Edip Yüksel : Körü de sapıklığından kurtarıp yola getiremezsin. Sen ancak ayetlerimize inananlara işittirebilirsin ki onlar hemen teslim olurlar.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Körleri de sapıklıklarından hidayete getiremezsin. Sen ancak âyetlerimizi iman edeceklere duyurursun da onlar müslüman olur, selâmeti bulurlar.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Körleri de sapıklıktan doğru yola çıkaramazsın; sen ancak ayetlerimize iman edeceklere duyurabilirsin de onlar İslam'a gelir, selameti bulurlar.
Elmalılı Hamdi Yazır : Körlerin de şaşkınlıklarından yol göstericisi değilsin, ancak âyetlerimize iyman edeceklere işittirirsin de onlar islâma gelir, selâmeti bulurlar
Gültekin Onan : Ve sen kendi sapıklıkları içinde kör olanları da doğruya iletici değilsin. Sen yalnızca bizim ayetlerimize inananlara duyurabilirsin ki onlar müslümanlardır.
Hakkı Yılmaz : "Sen körleri de sapıklıklarından doğru yola götüremezsin. Sen ancak âyetlerimizi, iman edeceklere duyurursun; artık onlar Müslümanlardır. "
Hasan Basri Çantay : Sen körleri dahi sapıklıklarından ayırıb doğru yola iletici değilsin. Sen (başkalarına değil) ancak âyetlerimize îman edib de müslüman olanlara, (yalınız) onlara dinletebilirsin.
Hayrat Neşriyat : Ve sen, körlerin sapıklıklarından (kendilerini çıkaran) hidâyet vericisi değilsin! Çünki sen (da'vetini), ancak âyetlerimize îmân edip de kendileri Müslüman olan kişilere işittirebilirsin.
İbni Kesir : Körleri sapıklıklarından vazgeçirip doğru yola döndüremezsin. Sen; ayetlerimizi ancak inananlara duyurabilirsin. İşte onlar, müslümanlardır.
İskender Evrenosoğlu : Ve sen, körleri dalâletlerinden kurtarıp hidayete erdirecek değilsin. Sen ancak âyetlerimize îmân edenlere duyurursun. İşte onlar teslim olanlardır.
Muhammed Esed : Ve yine, (kalpleri) kör olanları sapıklıklarından döndürüp doğru yola iletemezsin. Sen (davetini) ancak mesajlarımıza inan(mak istey)enlere ve böylece kendilerini Bize teslim edenlere duyurabilirsin.
Mustafa İslamoğlu : Yine sen (kalbi) kör olanları sapıklıktan çevirip de doğru yola yöneltemezsin. Sen ancak ayetlerimize iman eden kimselere duyurabilirsin ve onlar da hemen teslim oluverirler.
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve sen körleri de sapıklıklarından (kurtarıp) doğru yola iletici değilsin. Sen ancak âyetlerimize imân edenlere dinletebilirsin. İşte müslüman olanlar onlardır.
Ömer Öngüt : Körleri sapıklıklarından vazgeçirip doğru yola döndüremezsin. Sen âyetlerimizi ancak inananlara duyurabilirsin. İşte onlar müslümanlardır.
Şaban Piriş : Körleri de sapıklıklarından doğru yola iletemezsin. Sen, ancak ayetlerimize inananlara sesini duyurabilirsin. Çünkü onlar teslim olmuşlardır.
Suat Yıldırım : Sen, körleri de şaşkınlıktan, yanlış yola girmekten kurtaramazsın. Sen ancak, âyetlerimize iman etmeye yatkın kimselere çağrını duyurabilirsin. Çünkü onlar hakka teslim olurlar.
Süleyman Ateş : Ve sen, körleri de sapıklıklarından çıkarıp yola getiremezsin. Sen ancak, âyetlerimize inananlara işittirirsin de onlar müslüman olurlar.
Tefhim-ul Kuran : Ve sen kendi sapıklıkları içinde kör olanları da doğruya iletici değilsin. Sen yalnızca, bizim ayetlerimize iman etmekte olanlara duyurabilirsin ki onlar Müslümanlardır.
Ümit Şimşek : Körleri de şaşkınlıklarından kurtarıp yola getiremezsin. Sen ancak âyetlerimize iman edip teslim olmuş kimselere söz dinletebilirsin.
Yaşar Nuri Öztürk : Ve sen körleri de sapıklıklarından aydınlığa çıkaramazsın. Sen ancak, ayetlerimize iman edenlere dinletirsin de onlar müslüman oluverirler.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}