» 30 / Rûm  47:

Kuran Sırası: 30
İniş Sırası: 84
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60

 » 30 / Rûm  Suresi: 47
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَلَقَدْ (VLGD̃) = veleḳad : andolsun ki
2. أَرْسَلْنَا (ÊRSLNE) = erselnā : biz gönderdik
3. مِنْ (MN) = min :
4. قَبْلِكَ (GBLK) = ḳablike : senden önce
5. رُسُلًا (RSLE) = rusulen : elçileri
6. إِلَىٰ (ÎL) = ilā :
7. قَوْمِهِمْ (GVMHM) = ḳavmihim : kavimlerine
8. فَجَاءُوهُمْ (FCEÙVHM) = fe cā'ūhum : onlara geldiler
9. بِالْبَيِّنَاتِ (BELBYNET) = bil-beyyināti : delillerle
10. فَانْتَقَمْنَا (FENTGMNE) = fenteḳamnā : ve biz öc aldık
11. مِنَ (MN) = mine : -den
12. الَّذِينَ (ELZ̃YN) = elleƶīne : kimseler-
13. أَجْرَمُوا (ÊCRMVE) = ecramū : suç işleyen(ler)
14. وَكَانَ (VKEN) = ve kāne : ve idi
15. حَقًّا (ḪGE) = Haḳḳan : borç
16. عَلَيْنَا (ALYNE) = ǎleynā : üzerimize
17. نَصْرُ (NṦR) = neSru : yardım etmek
18. الْمُؤْمِنِينَ (ELMÙMNYN) = l-mu'minīne : mü'minlere
andolsun ki | biz gönderdik | | senden önce | elçileri | | kavimlerine | onlara geldiler | delillerle | ve biz öc aldık | -den | kimseler- | suç işleyen(ler) | ve idi | borç | üzerimize | yardım etmek | mü'minlere |

[] [RSL] [] [GBL] [RSL] [] [GVM] [CYE] [BYN] [NGM] [] [] [CRM] [KVN] [ḪGG] [] [NṦR] [EMN]
VLGD̃ ÊRSLNE MN GBLK RSLE ÎL GVMHM FCEÙVHM BELBYNET FENTGMNE MN ELZ̃YN ÊCRMVE VKEN ḪGE ALYNE NṦR ELMÙMNYN

veleḳad erselnā min ḳablike rusulen ilā ḳavmihim fe cā'ūhum bil-beyyināti fenteḳamnā mine elleƶīne ecramū ve kāne Haḳḳan ǎleynā neSru l-mu'minīne
ولقد أرسلنا من قبلك رسلا إلى قومهم فجاءوهم بالبينات فانتقمنا من الذين أجرموا وكان حقا علينا نصر المؤمنين

 » 30 / Rûm  Suresi: 47
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ولقد | VLGD̃ veleḳad andolsun ki And verily,
أرسلنا ر س ل | RSL ÊRSLNE erselnā biz gönderdik We sent
من | MN min before you
قبلك ق ب ل | GBL GBLK ḳablike senden önce before you
رسلا ر س ل | RSL RSLE rusulen elçileri Messengers
إلى | ÎL ilā to
قومهم ق و م | GVM GVMHM ḳavmihim kavimlerine their people,
فجاءوهم ج ي ا | CYE FCEÙVHM fe cā'ūhum onlara geldiler and they came to them
بالبينات ب ي ن | BYN BELBYNET bil-beyyināti delillerle "with clear proofs;"
فانتقمنا ن ق م | NGM FENTGMNE fenteḳamnā ve biz öc aldık then We took retribution
من | MN mine -den from
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimseler- those who
أجرموا ج ر م | CRM ÊCRMVE ecramū suç işleyen(ler) committed crimes.
وكان ك و ن | KVN VKEN ve kāne ve idi And it was
حقا ح ق ق | ḪGG ḪGE Haḳḳan borç incumbent
علينا | ALYNE ǎleynā üzerimize upon Us
نصر ن ص ر | NṦR NṦR neSru yardım etmek (to) help
المؤمنين ا م ن | EMN ELMÙMNYN l-mu'minīne mü'minlere the believers.

30:47 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

andolsun ki | biz gönderdik | | senden önce | elçileri | | kavimlerine | onlara geldiler | delillerle | ve biz öc aldık | -den | kimseler- | suç işleyen(ler) | ve idi | borç | üzerimize | yardım etmek | mü'minlere |

[] [RSL] [] [GBL] [RSL] [] [GVM] [CYE] [BYN] [NGM] [] [] [CRM] [KVN] [ḪGG] [] [NṦR] [EMN]
VLGD̃ ÊRSLNE MN GBLK RSLE ÎL GVMHM FCEÙVHM BELBYNET FENTGMNE MN ELZ̃YN ÊCRMVE VKEN ḪGE ALYNE NṦR ELMÙMNYN

veleḳad erselnā min ḳablike rusulen ilā ḳavmihim fe cā'ūhum bil-beyyināti fenteḳamnā mine elleƶīne ecramū ve kāne Haḳḳan ǎleynā neSru l-mu'minīne
ولقد أرسلنا من قبلك رسلا إلى قومهم فجاءوهم بالبينات فانتقمنا من الذين أجرموا وكان حقا علينا نصر المؤمنين

[] [ر س ل] [] [ق ب ل] [ر س ل] [] [ق و م] [ج ي ا] [ب ي ن] [ن ق م] [] [] [ج ر م] [ك و ن] [ح ق ق] [] [ن ص ر] [ا م ن]

 » 30 / Rûm  Suresi: 47
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ولقد | VLGD̃ veleḳad andolsun ki And verily,
Vav,Lam,Gaf,Dal,
6,30,100,4,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
EMPH – emphatic prefix lām
CERT – particle of certainty
الواو عاطفة
اللام لام التوكيد
حرف تحقيق
أرسلنا ر س ل | RSL ÊRSLNE erselnā biz gönderdik We sent
,Re,Sin,Lam,Nun,Elif,
,200,60,30,50,1,
V – 1st person plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل
من | MN min before you
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
قبلك ق ب ل | GBL GBLK ḳablike senden önce before you
Gaf,Be,Lam,Kef,
100,2,30,20,
N – genitive noun
PRON – 2nd person masculine singular possessive pronoun
اسم مجرور والكاف ضمير متصل في محل جر بالاضافة
رسلا ر س ل | RSL RSLE rusulen elçileri Messengers
Re,Sin,Lam,Elif,
200,60,30,1,
N – accusative masculine plural indefinite noun
اسم منصوب
إلى | ÎL ilā to
,Lam,,
,30,,
P – preposition
حرف جر
قومهم ق و م | GVM GVMHM ḳavmihim kavimlerine their people,
Gaf,Vav,Mim,He,Mim,
100,6,40,5,40,
N – genitive masculine noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم مجرور و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
فجاءوهم ج ي ا | CYE FCEÙVHM fe cā'ūhum onlara geldiler and they came to them
Fe,Cim,Elif,,Vav,He,Mim,
80,3,1,,6,5,40,
CONJ – prefixed conjunction fa (and)
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
الفاء عاطفة
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
بالبينات ب ي ن | BYN BELBYNET bil-beyyināti delillerle "with clear proofs;"
Be,Elif,Lam,Be,Ye,Nun,Elif,Te,
2,1,30,2,10,50,1,400,
P – prefixed preposition bi
N – genitive feminine plural noun
جار ومجرور
فانتقمنا ن ق م | NGM FENTGMNE fenteḳamnā ve biz öc aldık then We took retribution
Fe,Elif,Nun,Te,Gaf,Mim,Nun,Elif,
80,1,50,400,100,40,50,1,
REM – prefixed resumption particle
V – 1st person plural (form VIII) perfect verb
PRON – subject pronoun
الفاء استئنافية
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل
من | MN mine -den from
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimseler- those who
Elif,Lam,Zel,Ye,Nun,
1,30,700,10,50,
REL – masculine plural relative pronoun
اسم موصول
أجرموا ج ر م | CRM ÊCRMVE ecramū suç işleyen(ler) committed crimes.
,Cim,Re,Mim,Vav,Elif,
,3,200,40,6,1,
V – 3rd person masculine plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
وكان ك و ن | KVN VKEN ve kāne ve idi And it was
Vav,Kef,Elif,Nun,
6,20,1,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine singular perfect verb
الواو عاطفة
فعل ماض
حقا ح ق ق | ḪGG ḪGE Haḳḳan borç incumbent
Ha,Gaf,Elif,
8,100,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
علينا | ALYNE ǎleynā üzerimize upon Us
Ayn,Lam,Ye,Nun,Elif,
70,30,10,50,1,
P – preposition
PRON – 1st person plural object pronoun
جار ومجرور
نصر ن ص ر | NṦR NṦR neSru yardım etmek (to) help
Nun,Sad,Re,
50,90,200,
N – nominative masculine noun
اسم مرفوع
المؤمنين ا م ن | EMN ELMÙMNYN l-mu'minīne mü'minlere the believers.
Elif,Lam,Mim,,Mim,Nun,Ye,Nun,
1,30,40,,40,50,10,50,
N – genitive masculine plural (form IV) active participle
اسم مجرور
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَلَقَدْ: andolsun ki | أَرْسَلْنَا: biz gönderdik | مِنْ: | قَبْلِكَ: senden önce | رُسُلًا: elçileri | إِلَىٰ: | قَوْمِهِمْ: kavimlerine | فَجَاءُوهُمْ: onlara geldiler | بِالْبَيِّنَاتِ: delillerle | فَانْتَقَمْنَا: ve biz öc aldık | مِنَ: -den | الَّذِينَ: kimseler- | أَجْرَمُوا: suç işleyen(ler) | وَكَانَ: ve idi | حَقًّا: borç | عَلَيْنَا: üzerimize | نَصْرُ: yardım etmek | الْمُؤْمِنِينَ: mü'minlere |
Kırık Meal (Harekesiz) : |ولقد WLGD̃ andolsun ki | أرسلنا ÊRSLNE biz gönderdik | من MN | قبلك GBLK senden önce | رسلا RSLE elçileri | إلى ÎL | قومهم GWMHM kavimlerine | فجاءوهم FCEÙWHM onlara geldiler | بالبينات BELBYNET delillerle | فانتقمنا FENTGMNE ve biz öc aldık | من MN -den | الذين ELZ̃YN kimseler- | أجرموا ÊCRMWE suç işleyen(ler) | وكان WKEN ve idi | حقا ḪGE borç | علينا ALYNE üzerimize | نصر NṦR yardım etmek | المؤمنين ELMÙMNYN mü'minlere |
Kırık Meal (Okunuş) : |veleḳad: andolsun ki | erselnā: biz gönderdik | min: | ḳablike: senden önce | rusulen: elçileri | ilā: | ḳavmihim: kavimlerine | fe cā'ūhum: onlara geldiler | bil-beyyināti: delillerle | fenteḳamnā: ve biz öc aldık | mine: -den | elleƶīne: kimseler- | ecramū: suç işleyen(ler) | ve kāne: ve idi | Haḳḳan: borç | ǎleynā: üzerimize | neSru: yardım etmek | l-mu'minīne: mü'minlere |
Kırık Meal (Transcript) : |VLGD̃: andolsun ki | ÊRSLNE: biz gönderdik | MN: | GBLK: senden önce | RSLE: elçileri | ÎL: | GVMHM: kavimlerine | FCEÙVHM: onlara geldiler | BELBYNET: delillerle | FENTGMNE: ve biz öc aldık | MN: -den | ELZ̃YN: kimseler- | ÊCRMVE: suç işleyen(ler) | VKEN: ve idi | ḪGE: borç | ALYNE: üzerimize | NṦR: yardım etmek | ELMÙMNYN: mü'minlere |
Abdulbaki Gölpınarlı : Ve andolsun ki senden önce de kavimlerine peygamberler gönderdik de apaçık delillerle geldiler onlara; derken cürmettiklerinden dolayı öç aldık onlardan ve inananlara yardım, bir haktır bize.
Adem Uğur : Andolsun ki, biz senden önce kendi kavimlerine nice peygamberler gönderdik de onlara açık deliller getirdiler. (Onları dinlemeyip) günaha dalanların ise cezalarını hakkıyla vermişizdir. Müminlere yardım etmek de bize düşer.
Ahmed Hulusi : Andolsun ki, senden önce de kendi toplumlarına Rasûller irsâl ettik de onlara açık deliller olarak geldiler. . . Biz de suç işleyenlerden intikam aldık. . . İman edenlere yardım etmek hakkımızdır.
Ahmet Tekin : Andolsun, biz senden önce, sayısız Rasulleri özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere görevli olarak kavimlerine gönderdik. Onlara açık deliller getirdiler. Peygamberlere planlı şekilde cephe alarak, müslümanlığı, müslüman nesilleri yozlaştırma, yok etme suçu işleyen güç ve iktidar sahiplerini kendilerinden sonrakilere gözdağı ve ibret olacak şekilde cezalandırdık. Mü’minlere yardım etmek de kesinkes bizim gerçekleştireceğimiz bir taahhüttür.
Ahmet Varol : Andolsun ki, senden önce peygamberleri kendi kavimlerine gönderdik ve onlara apaçık deliller getirdiler. Suç işleyenlerden öç aldık. Mü'minlere yardım etmek ise bizim üzerimize bir haktır.
Ali Bulaç : Andolsun, biz senden önce kendi kavimlerine elçiler gönderdik de onlara apaçık belgeler getirdiler; böylece biz de suçlu günahkarlardan intikam aldık. İman edenlere yardım etmek ise, bizim üzerimizde bir haktır.
Ali Fikri Yavuz : (Ey Rasûlüm), gerçekten biz, senden evvel bir çok peygamberleri kavimlerine gönderdik de, onlara, (hak peygamber olduklarını isbat eden apaçık) delillerle vardılar. Fakat (onlar iman etmedikleri için) o günah işliyenlerden biz intikâm aldık. Müminlere, (kendilerini peygamberlerle beraber kurtarmak suretiyle) yardım etmek üzerimize bir hak oldu.
Bekir Sadak : And olsun ki! Senden once, bir cok peygamberleri ummetlerine gonderdik, onlara belgeler getirdiler; dinlemeyip suc isleyenlerden oc aldik, zira inananlara yardim etmek bize hak olmustu.
Celal Yıldırım : And olsun ki senden önce kendi milletlerine peygamberler gönderdik, onlara açık belgelerle, mu'cizelerle geldiler. (Çoğu inanmadı). Biz de günah işleyen suçlulardan intikam aldık. Zaten mü'minlere yardım edip onları başarıya eriştirmek bize düşen bir haktır.
Diyanet İşleri : Andolsun, senden önce biz nice peygamberleri kendi kavimlerine gönderdik. Peygamberler onlara apaçık mucizeler getirdiler. Biz de suç işleyenlerden intikam aldık. Mü’minlere yardım etmek ise üzerimizde bir haktır.
Diyanet İşleri (eski) : And olsun ki! Senden önce, birçok peygamberleri ümmetlerine gönderdik, onlara belgeler getirdiler; dinlemeyip suç işleyenlerden öç aldık, zira inananlara yardım etmek bize hak olmuştu.
Diyanet Vakfi : Andolsun ki, biz senden önce kendi kavimlerine nice peygamberler gönderdik de onlara açık deliller getirdiler. (Onları dinlemeyip) günaha dalanların ise cezalarını hakkıyla vermişizdir. Müminlere yardım etmek de bize düşer.
Edip Yüksel : Senden önce elçileri halklarına apaçık delillerle gönderdik. Suç işleyenleri de cezalandırdık. İnananlara yardım etmek görevimizdir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Andolsun ki biz, senden önce birçok peygamberleri kavimlerine gönderdik de, onlara apaçık delillerle vardılar. Onun üzerine günah işleyenlerden intikam aldık. Müminlere yardım ise, bizim nezdimizde bir hak oldu.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Andolsun ki, senden önce birçok peygamberleri kavimlerine gönderdik de onlara apaçık delillerle vardılar. Onun üzerine suç işleyenlerden intikam aldık. Mü'minlere yardım ise üzerimizde bir hak oldu.
Elmalılı Hamdi Yazır : Celâlim hakkı için senden evvel bir çok Resulleri kavmlerine gönderdik de onlara beyyinelerle vardılar, onun üzerine cürm işliyenlerden intikam aldık, mü'minlere ise nusrat uhdemizde bir hakk oldu
Gültekin Onan : Andolsun, biz senden önce kendi kavimlerine elçiler gönderdik de onlara apaçık belgeler getirdiler; böylece biz de suçlu günahkarlardan intikam aldık. İnançlılara yardım etmek ise bizim üzerimizde bir haktır.
Hakkı Yılmaz : Ve andolsun ki Biz, senden önce birtakım elçileri toplumlarına gönderdik de, onlar onlara, apaçık delilleri getirdiler. Sonra Biz, günah işleyen kimseleri yakalayıp cezalandırarak adaleti sağladık. Mü’minlere yardım da, Bizim üzerimize bir hak idi.
Hasan Basri Çantay : Andolsun ki biz senden evvel kendi kavmlerine (nice) peygamberler göndermişizdir de onlara açık açık bürhanlar getirmişlerdir. Fakat (îman etmedikleri için) biz o günâh işleyenlerden intikaam almışızdır. Mü'minlere yardım etmek ise üstümüzde bir hakdır.
Hayrat Neşriyat : Celâlim hakkı için, senden önce de nice peygamberleri kavimlerine gönderdik de onlara mu'cizeler getirdiler. (Bir kısmı îmân etti, bir kısmı îmân etmedi.) Bunun üzerine günah işleyenlerden intikam aldık. Mü’minlere yardım etmek ise, üzerimize hak oldu.
İbni Kesir : Andolsun ki; senden önce Biz, nice peygamberleri kendi kavimlerine göndermişizdir de onlara açık deliller getirmişlerdir. Ama Biz, suç işleyenlerden öç aldık. Çünkü mü'minlere yardım etmek üstümüze bir haktır.
İskender Evrenosoğlu : Ve andolsun ki, senden önce onların kavmine resûller gönderdik. Böylece onlara beyyineler (kesin deliller) getirdiler. Bunun üzerine mücrimlerden intikam aldık. Mü’minlere yardım, Bizim üzerimize hak oldu.
Muhammed Esed : (Ey Muhammed,) senden önceki toplumlara da kendi içlerinden peygamberler göndermiştik ve onlar hakikatin her türlü kanıtını getirmişlerdi ve sonra (müminleri zafere ulaştırmak suretiyle,) (kasden) kötülük işleyenlerden öcümüzü almıştık, zaten inananlara yardım etmeyi üstümüzde bir sorumluluk olarak görmüştük.
Mustafa İslamoğlu : Doğrusu senden önce de kendi kavimlerine elçiler göndermiştik; ve onlara hakikatin apaçık delilleriyle gelmiştiler. En sonunda suç ve günahta direnen kimselere yaptıklarının acısını tattırdık: zaten inananlara yardım etmek üstlendiğimiz bir görevdi.
Ömer Nasuhi Bilmen : Celâlim hakkı için senden evvel kavimlerine peygamberler gönderdik de onlara açık açık deliller ile gelmişlerdi. Artık günahkâr olanlardan intikam almış idik. Mü'minlere yardım etmek ise Bizim üzerimize bir hak olmuştur.
Ömer Öngüt : Andolsun ki biz senden önce nice peygamberleri kendi kavimlerine gönderdik. Onlara apaçık delillerle geldiler. Biz de günahkârlardan intikam aldık. Müminlere yardım etmek üzerimize hak olmuştur.
Şaban Piriş : Senden önce de nice peygamberleri toplumlarına göndermiştik de onlara apaçık deliller getirmişlerdi. Suç işleyenlerin cezasını vermiştik. Müminlere yardım etmek borcumuzdur.
Suat Yıldırım : Ey Resulüm! Biz senden önceki ümmetlere de resuller gönderdik. O peygamberler ümmetlerine parlak deliller getirdiler, ama çoğu iman etmedi. Biz de o suçlulardan intikam aldık. Çünkü müminleri desteklemek, Bize düşen bir borç idi.
Süleyman Ateş : Andolsun ki, biz senden önce de elçileri kavimlerine gönderdik; onlara deliller getirdiler ve biz, (onları dinlemeyip) suç işleyenlerden öc aldık. (Elbette alırız, çünkü) mü'minlere yardım etmek, üzerimize borç idi.
Tefhim-ul Kuran : Andolsun, biz senden önce kendi kavimlerine peygamberler gönderdik de onlara apaçık belgeler getirdiler; böylece biz de suçlu günahkârlardan intikam aldık. İman etmekte olanlara yardım etmek ise, bizim üzerimizde bir haktır.
Ümit Şimşek : Senden önce de kendi kavimlerine Biz peygamberler gönderdik de onlara apaçık âyetler getirdiler. Sonra da cürüm işleyenlerden intikamımızı aldık. Mü'minlere yardım etmek ise üzerimize bir hak olmuştu.
Yaşar Nuri Öztürk : Yemin olsun biz, senden önce de resulleri toplumlarına gönderdik, onlara açık kanıtlar getirdiler. Nihayet, günah işleyenlerden öç aldık. İnananlara yardım etmek bizim üzerimizde bir haktı.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}