» 30 / Rûm  Suresi:

Kuran Sırası: 30
İniş Sırası: 84

Kırık Meal (Okunuş) Meali
|Elif, Lâm, Mîm: Elif Lâm Mîm | (30:1)
|ğulibeti: yenildi | r-rūmu: Rum(lar) | (30:2)
|: | ednā: en yakın | l-erDi: bir yerde | vehum: ve onlar | min: | beǎ'di: sonra | ğalebihim: yenilgilerinden | seyeğlibūne: yeneceklerdir | (30:3)
|: içinde | biD'ǐ: birkaç | sinīne: yıl | lillahi: Allah'ındır | l-emru: emir | min: | ḳablu: (bundan) önce | ve min: ve | beǎ'du: sonra | ve yevmeiƶin: ve o gün | yefraHu: sevinir(ler) | l-mu'minūne: mü'minler | (30:4)
|bineSri: yardımıyle | llahi: Allah'ın | yenSuru: yardım eder | men: kimseye | yeşā'u: dilediği | ve huve: ve O | l-ǎzīzu: galiptir | r-raHīmu: esirgeyendir | (30:5)
|veǎ'de: va'didir | llahi: Allah'ın | : | yuḣlifu: caymaz | llahu: Allah | veǎ'dehu: va'dinden | velākinne: fakat | ekṧera: çoğu | n-nāsi: insanların | : | yeǎ'lemūne: bilmezler | (30:6)
|yeǎ'lemūne: bilirler | Zāhiran: dış yüzünü | mine: | l-Hayāti: hayatının | d-dunyā: dünya | vehum: ve onlar | ǎni: -ten | l-āḣirati: ahiret- | hum: onlar | ğāfilūne: gafildirler | (30:7)
|evelem: | yetefekkerū: hiç düşünmediler mi? | : içlerinde | enfusihim: kendi | : | ḣaleḳa: yaratmamıştır | llahu: Allah | s-semāvāti: göklerde | vel'erDe: ve yerde | ve mā: ve bulunanları | beynehumā: bu ikisi arasında | illā: dışında | bil-Haḳḳi: hak olması | ve ecelin: ve bir süre | musemmen: belirtilmiştir | ve inne: ve şüphesiz | keṧīran: çoğu | mine: -dan | n-nāsi: insanlar- | biliḳā'i: kavuşmayı | rabbihim: Rabblerine | lekāfirūne: inkar etmektedirler | (30:8)
|evelem: | yesīrū: gezmediler mi? | : | l-erDi: yeryüzünde | fe yenZurū: baksınlar | keyfe: nasıl | kāne: olduğuna | ǎāḳibetu: sonunun | elleƶīne: kimselerin | min: | ḳablihim: kendilerinden önceki | kānū: idiler | eşedde: daha güçlü | minhum: kendilerinden | ḳuvveten: kuvvet bakımından | ve eṧārū: alt-üst etmişlerdi | l-erDe: toprağı | ve ǎmerūhā: ve onu imar etmişlerdi | ekṧera: daha çok | mimmā: | ǎmerūhā: bunların imar ettiklerinden | ve cā'ethum: onlara gelmişti | rusuluhum: elçiler | bil-beyyināti: delillerle | femā: fakat | kāne: değildi | llahu: Allah | liyeZlimehum: onlara zulmedecek | velākin: fakat | kānū: onlar | enfusehum: kendi kendilerine | yeZlimūne: zulmediyorlardı | (30:9)
|ṧumme: sonra | kāne: oldu | ǎāḳibete: sonu | elleƶīne: kimselerin | esā'ū: kötülük eden(lerin) | s-sūā: çok kötü | en: çünkü | keƶƶebū: yalanladılar | biāyāti: ayetlerini | llahi: Allah'ın | ve kānū: ve -idiler | bihā: onlarla | yestehziūne: alay ediyor- | (30:10)
|Allahu: Allah | yebdeu: başlar | l-ḣalḳa: yaratmağa | ṧumme: sonra | yuǐyduhu: onu devam ettirir | ṧumme: sonra | ileyhi: O'na | turceǔne: döndürülürsünüz | (30:11)
|ve yevme: ve gün | teḳūmu: başladığı | s-sāǎtu: sa'at | yublisu: susarlar | l-mucrimūne: suçlular | (30:12)
|velem: ve | yekun: olmaz | lehum: kendilerine | min: -ndan | şurakāihim: ortakları- | şufeǎā'u: hiçbir şefa'atçi | ve kānū: o zaman oldular | bişurakāihim: ortaklarını | kāfirīne: inkar eder(ler) | (30:13)
|ve yevme: ve gün | teḳūmu: başladığı | s-sāǎtu: sa'at | yevmeiƶin: o gün | yeteferraḳūne: ayrılırlar | (30:14)
|feemmā: ancak | elleƶīne: kimseler | āmenū: inanan(lar) | ve ǎmilū: ve yapanlar | S-SāliHāti: iyi işler | fehum: onlar | : içinde | ravDetin: bir bahçe | yuHberūne: neş'elendirilirler | (30:15)
|veemmā: fakat | elleƶīne: kimseler | keferū: inkar eden(ler) | ve keƶƶebū: ve yalanlayanlar | biāyātinā: ayetlerimizi | veliḳā'i: ve buluşmasını | l-āḣirati: ahiret | feulāike: onlar da | : içine | l-ǎƶābi: azabın | muHDerūne: getirilirler | (30:16)
|fesubHāne: öyle ise tesbih edin | llahi: Allah'ı | Hīne: zaman | tumsūne: akşama girdiğiniz | ve Hīne: ve zaman | tuSbiHūne: sabaha erdiğiniz | (30:17)
|velehu: O'na mahsustur | l-Hamdu: hamd | : | s-semāvāti: göklerde | vel'erDi: ve yerde | ve ǎşiyyen: ve günün sonunda | ve Hīne: ve zaman | tuZhirūne: öğleye erdiğiniz | (30:18)
|yuḣricu: çıkarır | l-Hayye: diri | mine: -den | l-meyyiti: ölü- | ve yuḣricu: ve çıkarır | l-meyyite: ölü | mine: -den | l-Hayyi: diri- | ve yuHyī: ve diriltir | l-erDe: yeri | beǎ'de: sonra | mevtihā: ölümünden | ve keƶālike: işte siz de öyle | tuḣracūne: çıkarılacaksınız | (30:19)
|ve min: -nden (biri) | āyātihi: O'nun ayetleri- | en: | ḣaleḳakum: sizi yaratmasıdır | min: -tan | turābin: toprak- | ṧumme: sonra | iƶā: bir de bakarsın ki | entum: siz | beşerun: insan(lar) | tenteşirūne: yayılıyorsunuz | (30:20)
|ve min: -nden (biri de) | āyātihi: O'nun ayetleri- | en: | ḣaleḳa: yaratmasıdır | lekum: sizin için | min: -den | enfusikum: nefisleriniz- | ezvācen: eşler | liteskunū: sakinleşeceğiniz | ileyhā: onunla | ve ceǎle: ve koymasıdır | beynekum: aranıza | meveddeten: sevgi | ve raHmeten: ve acıma | inne: şüphesiz | : vardır | ƶālike: bunda | lāyātin: ibretler | liḳavmin: bir toplum için | yetefekkerūne: düşünen | (30:21)
|ve min: -nden (biri de) | āyātihi: O'nun ayetleri- | ḣalḳu: yaratılmasıdır | s-semāvāti: göklerin | vel'erDi: ve yerin | veḣtilāfu: ve değişik olmasıdır | elsinetikum: dillerinizin | ve elvānikum: ve renklerinizin | inne: şüphesiz | : vardır | ƶālike: bunda | lāyātin: ibretler | lil'ǎālimīne: bilenler için | (30:22)
|ve min: -nden (biri de) | āyātihi: O'nun ayetleri- | menāmukum: uyumanızdır | bil-leyli: geceleyin | ve nnehāri: ve gündüzün | vebtiğā'ukum: ve aramanızdır | min: -ndan | feDlihi: O'nun lutfu- | inne: şüphesiz | : vardır | ƶālike: bunda | lāyātin: ibretler | liḳavmin: bir toplum için | yesmeǔne: işiten | (30:23)
|ve min: -nden (biri de) | āyātihi: O'nun ayetleri- | yurīkumu: size göstermesidir | l-berḳa: şimşeği | ḣavfen: korku | ve Tameǎn: ve umut | ve yunezzilu: ve indirmesidir | mine: -ten | s-semāi: gök- | māen: bir su | fe yuHyī: ve diriltmesidir | bihi: onunla | l-erDe: yeri | beǎ'de: sonra | mevtihā: ölümünden | inne: şüphesiz | : vardır | ƶālike: bunda | lāyātin: ibretler | liḳavmin: bir toplum için | yeǎ'ḳilūne: aklını kullanan | (30:24)
|ve min: -nden (biri de) | āyātihi: O'nun ayetleri- | en: | teḳūme: durmasıdır | s-semāu: göğün | vel'erDu: ve yerin | biemrihi: O'nun buyruğuyla | ṧumme: sonra | iƶā: zaman | deǎākum: sizi çağırdığı | deǎ'veten: bir tek da'vetle | mine: -den | l-erDi: yer- | iƶā: bir de bakarsınız ki | entum: siz | teḣrucūne: çıkıyorsunuz | (30:25)
|ve lehu: ve onlar | men: kimseler | : bulunan | s-semāvāti: göklerde | vel'erDi: ve yerde | kullun: hepsi | lehu: O'na | ḳānitūne: ita'at etmektedirler | (30:26)
|ve huve: ve O | lleƶī: ki | yebdeu: başlar | l-ḣalḳa: yaratmağa | ṧumme: sonra | yuǐyduhu: onu tekrarlar | ve huve: ve bu | ehvenu: daha kolaydır | ǎleyhi: O'na | velehu: ve onlar | l-meṧelu: durum | l-eǎ'lā: en yüce | : | s-semāvāti: göklerde | vel'erDi: ve yerde | ve huve: ve O | l-ǎzīzu: üstündür | l-Hakīmu: hüküm ve hikmet sahibidir | (30:27)
|Derabe: misal verdi | lekum: size | meṧelen: bir benzetmeyle | min: -den | enfusikum: kendiniz- | hel: -mı dır? | lekum: sizin için var- | min: -dan | : | meleket: bulunanlar(köleler)- | eymānukum: sizin ellerinde | min: -dan | şurakā'e: ortaklar- | : | : şeylerde | razeḳnākum: sizi rızıklandırdığımız | feentum: sizinle | fīhi: onda | sevā'un: eşit olan | teḣāfūnehum: onlardan çekindiğiniz | keḣīfetikum: çekindiğiniz gibi | enfusekum: birbirinizden | keƶālike: işte böyle | nufeSSilu: biz açıklıyoruz | l-āyāti: ayetleri | liḳavmin: bir toplum için | yeǎ'ḳilūne: aklını kullanan | (30:28)
|beli: hayır | ttebeǎ: uydular | elleƶīne: | Zelemū: zulmedenler | ehvā'ehum: keyiflerine | biğayri: olmaksızın | ǐlmin: bilgi(leri) | femen: kim? | yehdī: yola getirebilir | men: kimseyi | eDelle: şaşırttığı | llahu: Allah'ın | ve mā: ve yoktur | lehum: onların | min: hiçbir | nāSirīne: yardımcıları | (30:29)
|feeḳim: çevir | vecheke: yüzünü | liddīni: dine | Hanīfen: Hanif olarak | fiTrate: yaratmasına | llahi: Allah'ın | lletī: ki | feTara: yaratmıştır | n-nāse: insanları | ǎleyhā: ona göre | : | tebdīle: değiştirilemez | liḣalḳi: yaratması | llahi: Allah'ın | ƶālike: işte odur | d-dīnu: din | l-ḳayyimu: doğru | velākinne: fakat | ekṧera: çoğu | n-nāsi: insanların | : | yeǎ'lemūne: bilmezler | (30:30)
|munībīne: yönelin | ileyhi: yalnız O'na | vetteḳūhu: ve erdemlenmeleri | ve eḳīmū: ve -doğrulup | S-Salāte: SaLâTe/Desteğe- | ve lā: ve | tekūnū: olmayın | mine: -dan | l-muşrikīne: ortak koşanlar- | (30:31)
|mine: | elleƶīne: onlar ki | ferraḳū: parçaladılar | dīnehum: dinlerini | ve kānū: ve oldular | şiyeǎn: bölük bölük | kullu: her | Hizbin: gurup | bimā: olanla | ledeyhim: kendi yanında | feriHūne: sevinmektedir | (30:32)
|ve iƶā: ve zaman | messe: dokunduğu | n-nāse: insanlara | Durrun: bir zarar | deǎv: yalvarırlar | rabbehum: Rablerine | munībīne: yönelerek | ileyhi: O'na | ṧumme: sonra | iƶā: zaman | eƶāḳahum: onlara taddırdığı | minhu: kendinden | raHmeten: bir rahmet | iƶā: hemen | ferīḳun: bir grup | minhum: onlardan | birabbihim: Rablerine | yuşrikūne: ortak koşarlar | (30:33)
|liyekfurū: inkar etmeleri için | bimā: şeyi | āteynāhum: kendilerine verdiğimiz | fetemetteǔ: şimdi zevk içinde yaşayın | fesevfe: yakında | teǎ'lemūne: bileceksiniz | (30:34)
|em: yoksa | enzelnā: indirdik de | ǎleyhim: onlara | sulTānen: bir delil | fe huve: o (delil) | yetekellemu: söylüyor | bimā: | kānū: olmalarını | bihi: onunla | yuşrikūne: ortak koşmalarını | (30:35)
|ve iƶā: ve zaman | eƶeḳnā: biz taddırdığımız | n-nāse: insanlara | raHmeten: bir rahmet | feriHū: sevinirler | bihā: onunla | vein: ve eğer | tuSibhum: onlara erişirse | seyyietun: bir kötülük | bimā: dolayı | ḳaddemet: öne sürdüklerinden | eydīhim: elleriyle (yapıp) | iƶā: derhal | hum: onlar | yeḳneTūne: umutsuzluğa düşerler | (30:36)
|evelem: | yerav: görmediler mi? | enne: gerçekten | llahe: Allah | yebsuTu: genişletiyor | r-rizḳa: rızkı | limen: kimseye | yeşā'u: dilediği | ve yeḳdiru: ve daraltıyor | inne: şüphesiz | : vardır | ƶālike: bunda | lāyātin: ibretler | liḳavmin: bir toplum için | yu'minūne: inanan | (30:37)
|fe āti: o halde ver | ƶā: | l-ḳurbā: akrabaya | Haḳḳahu: hakkını | velmiskīne: ve yoksula | vebne: | s-sebīli: ve yolcuya | ƶālike: bu | ḣayrun: daha hayırlıdır | lilleƶīne: için | yurīdūne: isteyenler | veche: yüzünü (rızasını) | llahi: Allah'ın | ve ulāike: ve işte | humu: onlar | l-mufliHūne: başarıya erenlerdir | (30:38)
|ve mā: ne ki | āteytum: verdiniz | min: | riben: riba (faiz) | liyerbuve: artması için | : içinde | emvāli: malları | n-nāsi: insanların | felā: asla | yerbū: artmaz | ǐnde: katında | llahi: Allah | vemā: ama | āteytum: verdiğiniz | min: -tan | zekātin: zekat- | turīdūne: isteyerek | veche: yüzünü (rızasını) | llahi: Allah'ın | feulāike: işte | humu: onlar | l-muD'ǐfūne: kat kat artıranlardır | (30:39)
|Allahu: Allah | lleƶī: ki | ḣaleḳakum: sizi yarattı | ṧumme: sonra | razeḳakum: besledi | ṧumme: sonra | yumītukum: öldürüyor | ṧumme: sonra | yuHyīkum: diriltiyor | hel: var mı? | min: -dan | şurakāikum: ortaklarınız- | men: kimse | yef'ǎlu: yapan | min: | ƶālikum: bunlardan | min: hiç | şey'in: birini | subHānehu: O münezzehtir | ve teǎālā: ve yücedir | ǎmmā: şeylerden | yuşrikūne: onların ortak koştukları | (30:40)
|Zehera: çıktı | l-fesādu: fesat | : | l-berri: karada | velbeHri: ve denizde | bimā: yüzünden | kesebet: kazandıkları | eydī: elleriyle | n-nāsi: insanların | liyuƶiyḳahum: onlara taddırıyor | beǎ'De: bir kısmını | lleƶī: | ǎmilū: yaptıklarının | leǎllehum: belki onlar | yerciǔne: dönerler (diye) | (30:41)
|ḳul: de ki | sīrū: gezin | : | l-erDi: yeryüzünde | fenZurū: ve bakın | keyfe: nasıl | kāne: olduğuna | ǎāḳibetu: sonunun | elleƶīne: kimselerin | min: | ḳablu: önceki | kāne: idi | ekṧeruhum: onların çoğu | muşrikīne: ortak koşanlardan | (30:42)
|feeḳim: yönelt | vecheke: yüzünü | liddīni: dine | l-ḳayyimi: dosdoğru | min: | ḳabli: önce | en: | ye'tiye: gelmesinden | yevmun: gün | : | meradde: geri çevirilmeyen | lehu: | mine: -tan | llahi: Allah- | yevmeiƶin: o gün | yeSSaddeǔne: bölük bölük ayrılırlar | (30:43)
|men: kim | kefera: inkar ederse | feǎleyhi: kendi aleyhinedir | kufruhu: inkarı | ve men: ve kim | ǎmile: yapasa | SāliHen: iyi bir iş | felienfusihim: kendileri için | yemhedūne: hazırlamaktadırlar | (30:44)
|liyecziye: mükafatlandırması için | elleƶīne: kimseleri | āmenū: inanan(ları) | ve ǎmilū: ve yapanları | S-SāliHāti: iyi işler | min: -ndan | feDlihi: lutfu- | innehu: doğrusu O | : | yuHibbu: sevmez | l-kāfirīne: kafirleri | (30:45)
|ve min: -nden (biri de) | āyātihi: O'nun ayetleri- | en: | yursile: göndermesidir | r-riyāHa: rüzgarları | mubeşşirātin: müjdeler olarak | veliyuƶiyḳakum: size tattırması için | min: -nden | raHmetihi: rahmeti- | velitecriye: ve yürümesi için | l-fulku: gemilerin | biemrihi: buyruğuyla | velitebteğū: ve aramanız için | min: -ndan | feDlihi: O'nun lutfu- | veleǎllekum: belki | teşkurūne: şükredersiniz (diye) | (30:46)
|veleḳad: andolsun ki | erselnā: biz gönderdik | min: | ḳablike: senden önce | rusulen: elçileri | ilā: | ḳavmihim: kavimlerine | fe cā'ūhum: onlara geldiler | bil-beyyināti: delillerle | fenteḳamnā: ve biz öc aldık | mine: -den | elleƶīne: kimseler- | ecramū: suç işleyen(ler) | ve kāne: ve idi | Haḳḳan: borç | ǎleynā: üzerimize | neSru: yardım etmek | l-mu'minīne: mü'minlere | (30:47)
|Allahu: Allah | lleƶī: ki | yursilu: gönderir | r-riyāHa: rüzgarları | fetuṧīru: kaldırır | seHāben: bulutu | feyebsuTuhu: sonra onu yayar | : | s-semāi: gökte | keyfe: nasıl | yeşā'u: diliyorsa | ve yec'ǎluhu: ve eder | kisefen: parça parça | feterā: ve görürsün | l-vedḳa: yağmurun | yeḣrucu: çıktığını | min: | ḣilālihi: arasından | feiƶā: derken | eSābe: uğratınca | bihi: onu | men: | yeşā'u: dilediğine | min: -ndan | ǐbādihi: kulları- | iƶā: hemen | hum: onlar | yestebşirūne: sevinirler | (30:48)
|ve in: halbuki | kānū: onlar idiler | min: -den | ḳabli: daha önce- | en: | yunezzele: (yağmurun) indirilmesinden | ǎleyhim: kendilerine | min: | ḳablihi: önce | lemublisīne: umutsuz(dular) | (30:49)
|fenZur: bir bak | ilā: | āṧāri: eserlerine | raHmeti: rahmetinin | llahi: Allah'ın | keyfe: nasıl | yuHyī: diriltiyor | l-erDe: yeri | beǎ'de: -nden sonra | mevtihā: ölümü- | inne: şüphe yok ki | ƶālike: böylece | lemuHyī: diriltecektir | l-mevtā: ölüleri | ve huve: ve O | ǎlā: üzerine | kulli: her | şey'in: şey | ḳadīrun: kadirdir | (30:50)
|velein: andolsun eğer | erselnā: göndersek | rīHen: bir rüzgar | fe raevhu: ve (ekini) görseler | muSferran: sararmış | leZellū: başlarlar | min: | beǎ'dihi: ondan sonra | yekfurūne: nankörlük etmeğe | (30:51)
|feinneke: şüphesiz sen | : asla | tusmiǔ: söz dinletemezsin | l-mevtā: ölülere | ve lā: ve asla | tusmiǔ: işittiremezsin | S-Summe: sağırlara | d-duǎā'e: çağrıyı | iƶā: | vellev: giderlerken | mudbirīne: arkalarını dönüp | (30:52)
|ve mā: ve değilsin | ente: sen | bihādi: yola getirecek | l-ǔmyi: körleri | ǎn: -ndan | Delāletihim: sapıklıkları- | in: | tusmiǔ: sen işittiremezsin | illā: başkasına | men: kimseler(den) | yu'minu: inanan(lar) | biāyātinā: ayetlerimize | fehum: ve onlar | muslimūne: müslüman olurlar | (30:53)
|Allahu: Allah | lleƶī: ki | ḣaleḳakum: sizi yarattı | min: -tan | Deǎ'fin: zayıflık- | ṧumme: sonra | ceǎle: verdi | min: | beǎ'di: ardından | Deǎ'fin: zayıflığın | ḳuvveten: bir kuvvet | ṧumme: sonra | ceǎle: verdi | min: | beǎ'di: (-ten) sonra | ḳuvvetin: kuvvet- | Deǎ'fen: zayıflık | ve şeybeten: ve ihtiyarlık | yeḣluḳu: yaratır | : | yeşā'u: dilediğini | ve huve: ve O | l-ǎlīmu: bilendir | l-ḳadīru: gücü yetendir | (30:54)
|ve yevme: ve gün | teḳūmu: başladığı | s-sāǎtu: sa'at | yuḳsimu: yemin ederler | l-mucrimūne: suçlular | : | lebiṧū: kalmadıklarına | ğayra: -ten başka | sāǎtin: bir sa'at- | keƶālike: işte | kānū: onlar | yu'fekūne: (böyle) çevriliyorlardı | (30:55)
|veḳāle: ve dedi(ler) ki | elleƶīne: kimseler | ūtū: verilen(ler) | l-ǐlme: bilgi | vel'īmāne: ve iman | leḳad: andolsun | lebiṧtum: siz kaldınız | : | kitābi: yazgısınca | llahi: Allah'ın | ilā: kadar | yevmi: gününe | l-beǎ'ṧi: yeniden dirilme | fe hāƶā: işte bu | yevmu: günüdür | l-beǎ'ṧi: dirilme | velākinnekum: fakat siz | kuntum: idiniz | : | teǎ'lemūne: bilmiyor(lar) | (30:56)
|feyevmeiƶin: artık o gün | : asla | yenfeǔ: fayda vermez | elleƶīne: kimselere | Zelemū: zulmetmiş olan(lara) | meǎ'ƶiratuhum: mazeretleri | ve lā: ve ne de | hum: onlardan | yusteǎ'tebūne: rıza talebetmeleri istenir | (30:57)
|veleḳad: ve andolsun | Derabnā: biz anlattık | linnāsi: insanlara | : | hāƶā: bu | l-ḳurāni: Kur'an'da | min: | kulli: her çeşit | meṧelin: misali ile | velein: ve eğer | ci'tehum: onlara getirsen | biāyetin: bir ayet | leyeḳūlenne: derler | elleƶīne: kimseler | keferū: inkar edenler | in: değil(siniz) | entum: siz | illā: başka | mubTilūne: iptal edenler(den) | (30:58)
|keƶālike: işte böyle | yeTbeǔ: mühürler | llahu: Allah | ǎlā: üzerini | ḳulūbi: kalbleri | elleƶīne: kimselerin | : | yeǎ'lemūne: bilmeyen(lerin) | (30:59)
|feSbir: sabret | inne: şüphe yok ki | veǎ'de: va'di | llahi: Allah'ın | Haḳḳun: haktır | ve lā: ve | yesteḣiffenneke: seni telaşa düşürmesin | elleƶīne: kimseler | : | yūḳinūne: inanmayan(lar) | (30:60)


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{sure_meali.php}