» 42 / Sûrâ  Suresi:

Kuran Sırası: 42
İniş Sırası: 62

Kırık Meal (Okunuş) Meali
|Hm: Hâ Mîm | (42:1)
|ǎsḳ: Ayn Sîn Kâf | (42:2)
|keƶālike: böyle | yūHī: vahyeder | ileyke: sana | ve ilā: ve | elleƶīne: | min: | ḳablike: senden öncekilere | llahu: Allah | l-ǎzīzu: aziz | l-Hakīmu: hakim | (42:3)
|lehu: O'nundur | : bulunan herşey | : | s-semāvāti: göklerde | ve mā: ve bulunan herşey | : | l-erDi: yerde | ve huve: ve O | l-ǎliyyu: yücedir | l-ǎZīmu: uludur | (42:4)
|tekādu: neredeyse | s-semāvātu: gökler | yetefeTTarne: çatlayacaklar | min: | fevḳihinne: üstlerinden | velmelāiketu: ve melekler | yusebbiHūne: tesbih ederler | biHamdi: hamd ile | rabbihim: Rablerini | ve yesteğfirūne: ve mağfiret dilerler | limen: kimseler için | : | l-erDi: yerdeki | elā: iyi bil ki | inne: şüphesiz | llahe: Allah | huve: O'dur | l-ğafūru: çok bağışlayan | r-raHīmu: çok esirgeyen | (42:5)
|velleƶīne: ve kimseleri | tteḣaƶū: edinen(leri) | min: | dūnihi: O'ndan başka | evliyā'e: dostlar | llahu: Allah | HafīZun: kollamaktadır | ǎleyhim: onları | ve mā: ve değilsin | ente: sen | ǎleyhim: onların üzerinde | bivekīlin: bir vekil | (42:6)
|ve keƶālike: ve böyle | evHaynā: biz vahyettik ki | ileyke: sana | ḳur'ānen: bir Kur'an | ǎrabiyyen: arapça | litunƶira: uyarman için | umme: anasını | l-ḳurā: kentlerin (Mekke'yi) | ve men: ve | Havlehā: çevresindekileri | ve tunƶira: ve uyarman için | yevme: gününe karşı | l-cem'ǐ: toplanma | : asla bulunmayan | raybe: kuşku | fīhi: onda | ferīḳun: bir bölük | : | l-cenneti: cennette | ve ferīḳun: ve bir bölük | : | s-seǐyri: ateştedir | (42:7)
|velev: ve şayet | şā'e: dileseydi | llahu: Allah | leceǎlehum: onları yapardı | ummeten: millet | vāHideten: bir tek | velākin: fakat | yudḣilu: sokar | men: kimseyi | yeşā'u: dilediği | : | raHmetihi: rahmetine | ve ZZālimūne: zalimlere gelince | : yoktur | lehum: onların | min: hiçbir | veliyyin: velisi | ve lā: ve yoktur | neSīrin: yardımcısı | (42:8)
|emi: yoksa | tteḣaƶū: edindiler (mi?) | min: | dūnihi: O'ndan başka | evliyā'e: dostlar | fallahu: halbuki Allah'tır | huve: O | l-veliyyu: dost olan | ve huve: ve O | yuHyī: diriltir | l-mevtā: ölüleri | ve huve: ve O | ǎlā: üzerine | kulli: her | şey'in: şey | ḳadīrun: kadirdir | (42:9)
|ve mā: ve ne varsa | ḣteleftum: ayrılığa düştüğünüz | fīhi: hakkında | min: | şey'in: herhangi bir | feHukmuhu: hüküm vermek | ilā: aittir | llahi: Allah'a | ƶālikumu: işte budur | llahu: Allah | rabbī: Rabbim | ǎleyhi: O'na | tevekkeltu: dayandım | ve ileyhi: ve O'na | unību: yöneldim | (42:10)
|fāTiru: yoktan var edendir | s-semāvāti: gökleri | vel'erDi: ve yeri | ceǎle: yaratmıştır | lekum: size | min: -den | enfusikum: kendiniz- | ezvācen: çiftler | ve mine: ve | l-en'ǎāmi: hayvanlardan | ezvācen: çiftler | yeƶra'ukum: sizi üretiyor | fīhi: bu(düzen içi)nde | leyse: yoktur | kemiṧlihi: O'na benzer | şey'un: hiçbir şey | ve huve: ve O | s-semīǔ: işitendir | l-beSīru: görendir | (42:11)
|lehu: O'nundur | meḳālīdu: anahtarları | s-semāvāti: göklerin | vel'erDi: ve yerin | yebsuTu: açar | r-rizḳa: rızkı | limen: kimse niçin | yeşā'u: dilediği | ve yeḳdiru: ve kısar | innehu: şüphesiz O | bikulli: her | şey'in: şeyi | ǎlīmun: bilendir | (42:12)
|şeraǎ: şeri'at (hukuk düzeni) yaptı | lekum: size | mine: -den | d-dīni: din- | : ne varsa | veSSā: tavsiye ettiği | bihi: onunla | nūHen: Nuh'a | velleƶī: ve | evHaynā: vahyettiğimizi | ileyke: sana | ve mā: ve | veSSaynā: tavsiye ettiğimizi | bihi: onunla | ibrāhīme: İbrahim'e | ve mūsā: ve Musa'ya | ve ǐysā: ve ve Îsa'ya | en: | eḳīmū: doğrul | d-dīne: Ks. Dine/Yargıya | ve lā: ve | teteferraḳū: ayrışmayın | fīhi: onda | kebura: büyüklenme/kibir | ǎlā: | l-muşrikīne: ortak koşanlara | : -şey | ted'ǔhum: çağdıldıkları- | ileyhi: kendisine | llahu: Allah | yectebī: seçer | ileyhi: kendisine | men: kimseyi | yeşā'u: dilediği | ve yehdī: ve iletir | ileyhi: kendisine | men: kimseyi | yunību: iyi niyyetle yönelen | (42:13)
|ve mā: ve | teferraḳū: onlar ayrılığa düşmediler | illā: başka sebeple | min: | beǎ'di: sonra | : | cā'ehumu: kendilerine geldikten | l-ǐlmu: ilim | beğyen: çekememezlik | beynehum: aralarındaki | velevlā: ve eğer olmasaydı | kelimetun: sözü | sebeḳat: geçmiş | min: -nden | rabbike: Rabbi- | ilā: kadar | ecelin: bir süre | musemmen: belirli | leḳuDiye: hüküm verilirdi | beynehum: aralarında | ve inne: ve şüphesiz | elleƶīne: | ūriṧū: varis kılınanlar | l-kitābe: Kitaba | min: | beǎ'dihim: onlardan sonra | lefī: içindedirler | şekkin: bir şüphe | minhu: ondan | murībin: kuşku veren | (42:14)
|feliƶālike: bundan dolayı sen | fed'ǔ: (Hakka) çağır | vesteḳim: ve doğru ol | kemā: gibi | umirte: emrolunduğun | ve lā: ve | tettebiǎ': uyma | ehvā'ehum: onların keyiflerine | veḳul: ve de ki | āmentu: ben inandım | bimā: | enzele: indirdiği | llahu: Allah'ın | min: her | kitābin: Kitaba | ve umirtu: ve emrolundum | lieǎ'dile: adalet yapmakla | beynekumu: aranızda | llahu: Allah | rabbunā: bizim de Rabbimizdir | ve rabbukum: sizin de Rabbinizdir | lenā: bize aittir | eǎ'mālunā: bizim eylemlerimiz | velekum: ve size aittir | eǎ'mālukum: sizin eylemleriniz | : yoktur | Huccete: bir tartışma nedeni | beynenā: bizimle | ve beynekumu: sizin aranızda | llahu: Allah | yecmeǔ: bulur (bir araya toplar) | beynenā: aramızı | ve ileyhi: ve O'nadır | l-meSīru: dönüş | (42:15)
|velleƶīne: ve kimselerin | yuHāccūne: tartışan(ların) | : hakkında | llahi: Allah | min: | beǎ'di: sonra | : | stucībe: kabul ettikten | lehu: onu | Huccetuhum: delilleri | dāHiDetun: batıldır | ǐnde: yanında | rabbihim: Rableri | ve ǎleyhim: ve üzerlerine vardır | ğaDebun: bir gazab | ve lehum: ve Onların | ǎƶābun: bir azab | şedīdun: şiddetli | (42:16)
|Allahu: Allah'tır | lleƶī: ki | enzele: indirdi | l-kitābe: Kitabı | bil-Haḳḳi: gerçeği içeren | velmīzāne: ve ölçüyü | ve mā: ne? | yudrīke: bilirsin | leǎlle: belki | s-sāǎte: (o) sa'at | ḳarībun: yakındır | (42:17)
|yesteǎ'cilu: çabuk gelmesini isterler | bihā: onun | elleƶīne: kimseler | : | yu'minūne: inanmayan(lar) | bihā: ona | velleƶīne: kimseler ise | āmenū: inanan(lar) | muşfiḳūne: korkarlar | minhā: ondan | ve yeǎ'lemūne: ve bilirler | ennehā: onun | l-Haḳḳu: gerçek olduğunu | elā: iyi bil ki | inne: elbette | elleƶīne: kimseler | yumārūne: tartışan(lar) | : hakkında | s-sāǎti: (o) sa'at | lefī: içindedirler | Delālin: bir sapıklık | beǐydin: uzak | (42:18)
|Allahu: Allah | leTīfun: lutufkardır | biǐbādihi: kullarına | yerzuḳu: rızıklandırır | men: kimseyi | yeşā'u: dilediği | ve huve: ve O | l-ḳaviyyu: kuvvetlidir | l-ǎzīzu: galiptir | (42:19)
|men: kim | kāne: ise | yurīdu: istiyor | Harṧe: ekinini | l-āḣirati: ahiret | nezid: artırırız | lehu: onun için | : | Harṧihi: onun ekinini | ve men: ve kim | kāne: ise | yurīdu: istiyor | Harṧe: ekinini | d-dunyā: dünya | nu'tihi: ona veririz | minhā: ondan bir şey | vemā: fakat olmaz | lehu: onun | : | l-āḣirati: ahirette | min: hiçbir | neSībin: nasibi | (42:20)
|em: yoksa | lehum: onların var (mı?) | şurakā'u: ortakları | şeraǔ: şeriat kılan | lehum: kendilerine | mine: | d-dīni: dini | : | lem: | ye'ƶen: izin vermediği | bihi: onu | llahu: Allah'ın | velevlā: eğer olmasaydı | kelimetu: sözü | l-feSli: ayırım | leḳuDiye: derhal hüküm verilirdi | beynehum: aralarında | ve inne: ve kuşkusuz | Z-Zālimīne: zalimler (için) | lehum: onlara vardır | ǎƶābun: bir azab | elīmun: acıklı | (42:21)
|terā: görürsün | Z-Zālimīne: zalimlerin | muşfiḳīne: korkudan titrediklerini | mimmā: yüzünden | kesebū: yaptıkları işler | ve huve: ve o | vāḳiǔn: başlarına inerken | bihim: onların | velleƶīne: fakat | āmenū: inananlar | ve ǎmilū: ve yapanlar | S-SāliHāti: iyi işler | : | ravDāti: bahçelerindedirler | l-cennāti: cennet | lehum: onlara vardır | : her şey | yeşā'ūne: diledikleri | ǐnde: yanında | rabbihim: Rablerinin | ƶālike: işte | huve: budur | l-feDlu: lutuf | l-kebīru: büyük | (42:22)
|ƶālike: bu | lleƶī: | yubeşşiru: müjdelediğidir | llahu: Allah'ın | ǐbādehu: kullarını | elleƶīne: | āmenū: inanan | ve ǎmilū: ve yapan | S-SāliHāti: iyi işler | ḳul: de ki | : | eselukum: ben sizden istemiyorum | ǎleyhi: bunu karşılık | ecran: bir ücret | illā: ancak | l-meveddete: arzu ediyorum | : | l-ḳurbā: (Allah'a) yaklaşmayı | ve men: ve kim | yeḳterif: yaparsa | Haseneten: bir iyilik | nezid: artırırız | lehu: ona | fīhā: onun | Husnen: iyiliğini | inne: şüphesiz | llahe: Allah | ğafūrun: bağışlayandır | şekūrun: karşılık verendir | (42:23)
|em: yoksa | yeḳūlūne: diyorlar (mı?) | fterā: uydurdu | ǎlā: karşı | llahi: Allah'a | keƶiben: yalan | fein: öyle bir durumda | yeşei: dilese | llahu: Allah | yeḣtim: mühür basar | ǎlā: üzerine | ḳalbike: senin kalbin | ve yemHu: ve mahveder | llahu: Allah | l-bāTile: batılı | ve yuHiḳḳu: ve yerleştirir | l-Haḳḳa: hakkı | bikelimātihi: sözleriyle | innehu: şüphesiz O | ǎlīmun: bilir | biƶāti: özünü | S-Sudūri: göğüslerin | (42:24)
|ve huve: ve O'dur ki | lleƶī: | yeḳbelu: kabul eder | t-tevbete: tevbeyi | ǎn: -ndan | ǐbādihi: kulları- | ve yeǎ'fū: ve affeder | ǎni: -den | s-seyyiāti: kötülükler- | ve yeǎ'lemu: ve bilir | : ne | tef'ǎlūne: yapıyorsunuz | (42:25)
|ve yestecību: ve dileklerini kabul eder | elleƶīne: kimselerin | āmenū: inanan(ların) | ve ǎmilū: ve yapanların | S-SāliHāti: iyi işler | ve yezīduhum: ve onlara daha fazlasını verir | min: -nden | feDlihi: lutuf ve keremi- | velkāfirūne: kafirlere gelince | lehum: onlara da vardır | ǎƶābun: bir azab | şedīdun: çetin | (42:26)
|velev: ve eğer | beseTa: bollaştırsaydı | llahu: Allah | r-rizḳa: rızkı | liǐbādihi: kullarına | lebeğav: azarlardı | : | l-erDi: yeryüzünde | velākin: fakat | yunezzilu: indiriyor | biḳaderin: ölçüde | : | yeşā'u: dilediği | innehu: çünkü O | biǐbādihi: kullarını(n her halini) | ḣabīrun: haber alandır | beSīrun: görendir | (42:27)
|ve huve: ve O'dur | lleƶī: | yunezzilu: indiren | l-ğayṧe: yağmuru | min: | beǎ'di: sonra | : | ḳaneTū: umutlarını kestikten | ve yenşuru: ve yayan | raHmetehu: rahmetini | ve huve: ve O | l-veliyyu: velidir | l-Hamīdu: övülmüştür | (42:28)
|ve min: ve | āyātihi: O'nun ayetlerindendir | ḣalḳu: yaratması | s-semāvāti: gökleri | vel'erDi: ve yeri | ve mā: ve | beṧṧe: yaydığı | fīhimā: bunların içine | min: -dan | dābbetin: canlılar- | ve huve: ve O | ǎlā: | cem'ǐhim: onları toplamağa | iƶā: zaman | yeşā'u: dilediği | ḳadīrun: kadirdir | (42:29)
|ve mā: ve | eSābekum: başınıza gelen | min: herhangi bir | muSībetin: musibet | febimā: yüzündendir | kesebet: yaptığı (işler) | eydīkum: kendi ellerinizin | veyeǎ'fū: ve affeder | ǎn: | keṧīrin: birçoğunu | (42:30)
|ve mā: ve değilsiniz | entum: siz | bimuǎ'cizīne: aciz bıracacak | : | l-erDi: yer yüzünde | ve mā: ve yoktur | lekum: sizin | min: | dūni: başka | llahi: Allah'tan | min: hiçbir | veliyyin: veliniz | ve lā: ne de | neSīrin: bir yardımcı(nız) | (42:31)
|ve min: ve | āyātihi: O'nun ayetlerindendir | l-cevāri: akıp giden(gemi)ler | : | l-beHri: denizde | kāleǎ'lāmi: dağlar gibi | (42:32)
|in: eğer | yeşe': dilerse | yuskini: durdurur da | r-rīHa: rüzgarı | feyeZlelne: sonra kalırlar | ravākide: hareketsiz | ǎlā: | Zehrihi: (denizin) sırtında | inne: kuşkusuz | : vardır | ƶālike: bunda | lāyātin: ibretler | likulli: herkes için | Sabbārin: sabreden | şekūrin: şükreden | (42:33)
|ev: yahut | yūbiḳhunne: onları helak eder | bimā: yüzünden | kesebū: yaptıkları (işler) | veyeǎ'fu: ve affeder (kurtarır) | ǎn: | keṧīrin: birçoğunu da | (42:34)
|ve yeǎ'leme: ve bilsinler | elleƶīne: | yucādilūne: tartışanlar | : hakkında | āyātinā: ayetlerimiz | : olmadığını | lehum: kendileri için | min: hiçbir | meHīSin: kaçacak yer | (42:35)
|femā: | ūtītum: size verilen | min: | şey'in: şeyler | femetāǔ: geçimidir | l-Hayāti: hayatının | d-dunyā: dünya | vemā: ve | ǐnde: yanında bulunan ise | llahi: Allah'ın | ḣayrun: daha hayırlıdır | ve ebḳā: ve daha kalıcıdır | lilleƶīne: için | āmenū: inananlar | ve ǎlā: ve | rabbihim: Rablerine | yetevekkelūne: dayananlar (için) | (42:36)
|velleƶīne: ve | yectenibūne: onlar kaçınırlar | kebāira: büyük | l-iṧmi: günahlardan | velfevāHişe: ve çirkin işlerden | ve iƶā: ve zaman | : | ğaDibū: kızdıkları | hum: onlar | yeğfirūne: affederler | (42:37)
|velleƶīne: ve | stecābū: çağrısına gelirler | lirabbihim: Rableri için | ve eḳāmū: ve -doğrulur | S-Salāte: SaLâTe/Desteğe- | ve emruhum: ve emrederler | şūrā: danışmayı | beynehum: aralarında | ve mimmā: ve -şeylerden | razeḳnāhum: rızıklandırıldıkları- | yunfiḳūne: harcarlar | (42:38)
|velleƶīne: ve o kimseler | iƶā: zaman | eSābehumu: uğradıkları | l-beğyu: saldırıya | hum: kendilerini | yenteSirūne: savunurlar | (42:39)
|vecezā'u: ve cezası | seyyietin: kötülüğün | seyyietun: bir kütülüktür | miṧluhā: yine onun gibi | femen: fakat kim | ǎfā: affederse | ve eSleHa: ve barışırsa | feecruhu: onun mükafatı | ǎlā: aittir | llahi: Allah'a | innehu: doğrusu O | : | yuHibbu: sevmez | Z-Zālimīne: zalimleri | (42:40)
|velemeni: ve elbette kim | nteSara: kendini savunursa | beǎ'de: sonra | Zulmihi: zulme uğradıktan | feulāike: öylelerinin | : yoktur | ǎleyhim: aleyhine | min: hiçbir | sebīlin: yol | (42:41)
|innemā: ancak vardır | s-sebīlu: bir yol | ǎlā: aleyhine | elleƶīne: | yeZlimūne: zulmedenler | n-nāse: insanlara | ve yebğūne: ve saldıranlar | : | l-erDi: yeryüzünde | biğayri: haksız yere | l-Haḳḳi: haksız yere | ulāike: işte | lehum: onlara vardır | ǎƶābun: bir azab | elīmun: acıklı | (42:42)
|velemen: fakat kim | Sabera: sabrederse | ve ğafera: ve affederse | inne: şüphesiz | ƶālike: bu | lemin: şüphesiz | ǎzmi: çok önemli | l-umūri: işlerdendir | (42:43)
|ve men: ve kimi | yuDlili: sapıklıkta bırakırsa | llahu: Allah | femā: artık yoktur | lehu: onun | min: hiçbir | veliyyin: velisi | min: | beǎ'dihi: O'ndan sonra | ve terā: ve görürsün | Z-Zālimīne: zalimlerin | lemmā: zaman | raevu: gördükleri | l-ǎƶābe: azabı | yeḳūlūne: dediklerini | hel: var mı? | ilā: | meraddin: geri dönecek | min: hiçbir | sebīlin: yol | (42:44)
|ve terāhum: yine onları görürsün | yuǎ'raDūne: sunulurlarken | ǎleyhā: ona (ateşe) | ḣāşiǐyne: başlarını öne eğik | mine: | ƶ-ƶulli: aşağılıktan | yenZurūne: bakarlar | min: | Tarfin: göz ucuyla | ḣafiyyin: gizli gizli | ve ḳāle: ve demişlerdir | elleƶīne: | āmenū: inananlar | inne: şüphesiz | l-ḣāsirīne: asıl ziyana uğrayanlar | elleƶīne: | ḣasirū: ziyan edenlerdir | enfusehum: kendilerini | ve ehlīhim: ve ailelerini | yevme: günü | l-ḳiyāmeti: kıyamet | elā: bakın | inne: gerçekten | Z-Zālimīne: zalimler | : içindedirler | ǎƶābin: bir azab | muḳīmin: sürekli | (42:45)
|ve mā: ve yoktur | kāne: | lehum: onların | min: hiçbir | evliyā'e: velileri | yenSurūnehum: kendilerine yardım edecek | min: | dūni: başka | llahi: Allah'tan | ve men: ve kimi | yuDlili: sapıklıkta bırakırsa | llahu: Allah | femā: artık yoktur | lehu: onun için | min: hiçbir | sebīlin: yol | (42:46)
|İstecībū: uyun | lirabbikum: Rabbinize | min: | ḳabli: önce | en: | ye'tiye: gelmezden | yevmun: bir gün | : mümkün olmayan | meradde: geri çevrilmesi | lehu: onun | mine: -tan | llahi: Allah- | : yoktur | lekum: sizin için | min: hiçbir | melcein: sığınacak yer | yevmeiƶin: o gün | ve mā: ve yoktur | lekum: sizin için | min: hiçbir | nekīrin: inkar | (42:47)
|fein: eğer | eǎ'raDū: yüz çevirirlerse | femā: | erselnāke: biz seni göndermedik | ǎleyhim: onların üzerine | HafīZen: bekçi | in: değildir | ǎleyke: sana düşen | illā: başkası | l-belāğu: duyurmaktan | ve innā: elbette biz | iƶā: zaman | eƶeḳnā: taddırdığımız | l-insāne: insana | minnā: bizden | raHmeten: bir rahmet | feriHa: sevinir | bihā: ona | vein: ama eğer | tuSibhum: başlarına gelirse | seyyietun: bir kötülük | bimā: dolayı | ḳaddemet: öne sürdüğü işlerden | eydīhim: ellerinin | feinne: şüphesiz hemen | l-insāne: insan | kefūrun: nankör olur | (42:48)
|lillahi: Allah'ındır | mulku: mülkü | s-semāvāti: göklerin | vel'erDi: ve yerin | yeḣluḳu: yaratır | : ne | yeşā'u: diliyorsa | yehebu: bahşeder | limen: kimse için | yeşā'u: dilediği | ināṧen: dişiler | ve yehebu: ve bahşeder | limen: kimse için | yeşā'u: dilediği | ƶ-ƶukūra: erkekler | (42:49)
|ev: yahut | yuzevvicuhum: onları çift (ikiz) yapar | ƶukrānen: erkekler | ve ināṧen: ve dişiler | ve yec'ǎlu: ve yapar | men: kimseyi | yeşā'u: dilediği | ǎḳīmen: kısır | innehu: şüphesiz O | ǎlīmun: bilendir | ḳadīrun: gücü yetendir | (42:50)
|ve mā: ve yoktur, olmaz | kāne: | libeşerin: bir insanla | en: | yukellimehu: (karşılıklı) konuşması | llahu: Allah'ın | illā: dışında | veHyen: vahiy | ev: yahut | min: -ndan | verā'i: arkası- | Hicābin: perde | ev: yahut | yursile: gönderir | rasūlen: bir elçi | feyūHiye: vahyedecek | biiƶnihi: izniyle | : ne | yeşā'u: diliyorsa | innehu: şüphesiz O | ǎliyyun: yücedir | Hakīmun: hüküm ve hikmet sahibidir | (42:51)
|ve keƶālike: işte böyle | evHaynā: vahyettik | ileyke: sana | rūHen: bir ruh | min: -den | emrinā: emrimiz- | : | kunte: sen değildin | tedrī: biliyor | : nedir | l-kitābu: Kitap | ve lā: ve nedir | l-īmānu: iman | velākin: fakat | ceǎlnāhu: biz onu yaptık | nūran: bir nur | nehdī: doğru yola ilettiğimiz | bihi: onunla | men: kimseyi | neşā'u: dilediğimiz | min: -dan | ǐbādinā: kullarımız- | ve inneke: şüphesiz sen | letehdī: götürüyorsun | ilā: | SirāTin: yola | musteḳīmin: doğru | (42:52)
|SirāTi: yoluna | llahi: Allah'ın | lleƶī: | lehu: sahibi olan | : bulunan herşeyin | : | s-semāvāti: göklerde | ve mā: ve bulunan herşeyin | : | l-erDi: yerde | elā: iyi bilin ki | ilā: | llahi: Allah'a | teSīru: sonunda varır | l-umūru: bütün işler | (42:53)


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{sure_meali.php}