» 71 / Nûh  8:

Kuran Sırası: 71
İniş Sırası: 71
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28

 » 71 / Nûh  Suresi: 8
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. ثُمَّ (S̃M) = ṧumme : sonra
2. إِنِّي (ÎNY) = innī : elbette ben
3. دَعَوْتُهُمْ (D̃AVTHM) = deǎvtuhum : onları da'vet ettim
4. جِهَارًا (CHERE) = cihāran : açıkça
sonra | elbette ben | onları da'vet ettim | açıkça |

[] [] [D̃AV] [CHR]
S̃M ÎNY D̃AVTHM CHERE

ṧumme innī deǎvtuhum cihāran
ثم إني دعوتهم جهارا

 » 71 / Nûh  Suresi: 8
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ثم | S̃M ṧumme sonra Then
إني | ÎNY innī elbette ben indeed, I
دعوتهم د ع و | D̃AV D̃AVTHM deǎvtuhum onları da'vet ettim invited them
جهارا ج ه ر | CHR CHERE cihāran açıkça publicly.

71:8 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

sonra | elbette ben | onları da'vet ettim | açıkça |

[] [] [D̃AV] [CHR]
S̃M ÎNY D̃AVTHM CHERE

ṧumme innī deǎvtuhum cihāran
ثم إني دعوتهم جهارا

[] [] [د ع و] [ج ه ر]

 » 71 / Nûh  Suresi: 8
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ثم | S̃M ṧumme sonra Then
Se,Mim,
500,40,
CONJ – coordinating conjunction
حرف عطف
إني | ÎNY innī elbette ben indeed, I
,Nun,Ye,
,50,10,
ACC – accusative particle
PRON – 1st person singular object pronoun
حرف نصب والياء ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
دعوتهم د ع و | D̃AV D̃AVTHM deǎvtuhum onları da'vet ettim invited them
Dal,Ayn,Vav,Te,He,Mim,
4,70,6,400,5,40,
V – 1st person singular perfect verb
PRON – subject pronoun
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
فعل ماض والتاء ضمير متصل في محل رفع فاعل و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
جهارا ج ه ر | CHR CHERE cihāran açıkça publicly.
Cim,He,Elif,Re,Elif,
3,5,1,200,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
S̃M ÎNY D̃AVTHM CHERE

ثم إني دعوتهم جهارا

 » 71 / Nûh  Suresi: 8

: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |ثُمَّ: sonra | إِنِّي: elbette ben | دَعَوْتُهُمْ: onları da'vet ettim | جِهَارًا: açıkça |
Kırık Meal (Harekesiz) : |ثم S̃M sonra | إني ÎNY elbette ben | دعوتهم D̃AWTHM onları da'vet ettim | جهارا CHERE açıkça |
Kırık Meal (Okunuş) : |ṧumme: sonra | innī: elbette ben | deǎvtuhum: onları da'vet ettim | cihāran: açıkça |
Kırık Meal (Transcript) : |S̃M: sonra | ÎNY: elbette ben | D̃AVTHM: onları da'vet ettim | CHERE: açıkça |
Abdulbaki Gölpınarlı : Sonra onları, gerçekten de yüksek sesle çağırdım.
Adem Uğur : Sonra, ben kendilerine haykırarak davette bulundum.
Ahmed Hulusi : "Sonra, muhakkak ki ben onları açıktan davet ettim. "
Ahmet Tekin : 'Sonra onları açıktan açığa davet ettim.'
Ahmet Varol : Sonra ben onları açıktan da [1] davet ettim.
Ali Bulaç : "Sonra onları açıktan açığa davet ettim."
Ali Fikri Yavuz : Sonra ben, onları aşikâre olarak (tevbeye) çağırdım.
Bekir Sadak : «Sonra, dogrusu ben onlari acikca cagirdim.»
Celal Yıldırım : Sonra gerçekten ben onları açıkça (hakk'a, doğru yola) çağırdım,
Diyanet İşleri : “Sonra ben onları açık açık davet ettim.”
Diyanet İşleri (eski) : 'Sonra, doğrusu ben onları açıkça çağırdım.'
Diyanet Vakfi : Sonra, ben kendilerine haykırarak davette bulundum.
Edip Yüksel : 'Sonra onları açıkça çağırdım.'
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : «Sonra ben onları açık açık çağırdım.»
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Sonra ben onları yüksek sesle çağırdım.
Elmalılı Hamdi Yazır : Sonra ben onları yüksek sesle çağırdım
Fizilal-il Kuran : Sonra, doğrusu ben onları açıkça çağırdım.
Gültekin Onan : "Sonra onları açıktan açığa davet ettim."
Hakkı Yılmaz : (5-12) Nûh dedi ki: “Rabbim! Şüphesiz ben, toplumumu gece-gündüz/sürekli olarak davet ettim. Fakat benim çağırmam, onların sadece kaçmalarını artırdı. Ve şüphesiz ben, onları, Senin onları bağışlaman için her davet ettiğimde, onlar parmaklarını kulaklarına tıkadılar, elbiselerine büründüler, ısrar ettiler, kibirlendikçe de kibirlendiler. Sonra şüphesiz ben onları yüksek sesle çağırdım. Sonra şüphesiz onlar için ilan ettim. Onlar için gizli gizli de söyledim. Sonra dedim ki”: “Rabbinizin sizi bağışlamasını isteyin. Kesinlikle O, çok bağışlayıcıdır. Üzerinize gökten bol yağmur yağdırsın. Size mallar ve oğullar ile yardımda bulunsun, sizin için bahçeler kılsın, ırmaklar kılsın.
Hasan Basri Çantay : «Sonra ben onları hakıykaten en yüksek ses (im) le çağırdım».
Hayrat Neşriyat : 'Sonra şübhesiz ben, onları yüksek sesle (açıkça) da'vet ettim.'
İbni Kesir : Sonra ben; onları gerçekten açıkça çağırdım.
İskender Evrenosoğlu : Sonra muhakkak ki ben onları cehren (açıkça) davet ettim.
Muhammed Esed : Doğrusu, ben onları açık açık çağırdım;
Ömer Nasuhi Bilmen : (7-8) «Muhakak ki ben onlar için mağfiret buyurasın diye kendilerini her ne zaman dâvet etti isem parmaklarını kulaklarına tıkadılar ve libaslarına büründüler ve ısrar ettiler ve böbürleniverdiler. Sonra muhakkak ki ben onları, apaçık dâvet ettim.»
Ömer Öngüt : "Sonra ben onları açıkça çağırdım. "
Şaban Piriş : Sonra ben onları açıktan açığa çağırdım.
Suat Yıldırım : Ben onları bu sefer yüksek sesle dâvet etmeye başladım.
Süleyman Ateş : "Sonra ben onları açıkça da'vet ettim."
Tefhim-ul Kuran : «Sonra ben onları açıktan açığa da davet ettim.»
Ümit Şimşek : 'Derken onları açıkça davet ettim.
Yaşar Nuri Öztürk : "Sonra onları daha açık bir biçimde çağırdım."


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}