» 46 / Ahkâf  10:

Kuran Sırası: 46
İniş Sırası: 66
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35

 » 46 / Ahkâf  Suresi: 10
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. قُلْ (GL) = ḳul : de ki
2. أَرَأَيْتُمْ (ÊRÊYTM) = eraeytum : hiç düşündünüz mü?
3. إِنْ (ÎN) = in : eğer
4. كَانَ (KEN) = kāne : ise
5. مِنْ (MN) = min :
6. عِنْدِ (AND̃) = ǐndi : katından
7. اللَّهِ (ELLH) = llahi : Allah
8. وَكَفَرْتُمْ (VKFRTM) = ve kefertum : ve siz inkar ettiyseniz
9. بِهِ (BH) = bihi : onu
10. وَشَهِدَ (VŞHD̃) = ve şehide : ve görüp
11. شَاهِدٌ (ŞEHD̃) = şāhidun : bir şahid
12. مِنْ (MN) = min : -ndan
13. بَنِي (BNY) = benī : oğulları-
14. إِسْرَائِيلَ (ÎSREÙYL) = isrāīle : İsrail
15. عَلَىٰ (AL) = ǎlā :
16. مِثْلِهِ (MS̃LH) = miṧlihi : bunun benzerini
17. فَامَنَ (F ËMN) = fe āmene : ve inandığı halde
18. وَاسْتَكْبَرْتُمْ (VESTKBRTM) = vestekbertum : siz tenezzül etmemişseniz
19. إِنَّ (ÎN) = inne : şüphesiz
20. اللَّهَ (ELLH) = llahe : Allah
21. لَا (LE) = lā :
22. يَهْدِي (YHD̃Y) = yehdī : doğru yola iletmez
23. الْقَوْمَ (ELGVM) = l-ḳavme : bir toplumu
24. الظَّالِمِينَ (ELƵELMYN) = Z-Zālimīne : zalimlerden
de ki | hiç düşündünüz mü? | eğer | ise | | katından | Allah | ve siz inkar ettiyseniz | onu | ve görüp | bir şahid | -ndan | oğulları- | İsrail | | bunun benzerini | ve inandığı halde | siz tenezzül etmemişseniz | şüphesiz | Allah | | doğru yola iletmez | bir toplumu | zalimlerden |

[GVL] [REY] [] [KVN] [] [AND̃] [] [KFR] [] [ŞHD̃] [ŞHD̃] [] [BNY] [] [] [MS̃L] [EMN] [KBR] [] [] [] [HD̃Y] [GVM] [ƵLM]
GL ÊRÊYTM ÎN KEN MN AND̃ ELLH VKFRTM BH VŞHD̃ ŞEHD̃ MN BNY ÎSREÙYL AL MS̃LH F ËMN VESTKBRTM ÎN ELLH LE YHD̃Y ELGVM ELƵELMYN

ḳul eraeytum in kāne min ǐndi llahi ve kefertum bihi ve şehide şāhidun min benī isrāīle ǎlā miṧlihi fe āmene vestekbertum inne llahe yehdī l-ḳavme Z-Zālimīne
قل أرأيتم إن كان من عند الله وكفرتم به وشهد شاهد من بني إسرائيل على مثله فآمن واستكبرتم إن الله لا يهدي القوم الظالمين

 » 46 / Ahkâf  Suresi: 10
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
قل ق و ل | GVL GL ḳul de ki Say,
أرأيتم ر ا ي | REY ÊRÊYTM eraeytum hiç düşündünüz mü? """Do you see"
إن | ÎN in eğer if
كان ك و ن | KVN KEN kāne ise it is
من | MN min from Allah
عند ع ن د | AND̃ AND̃ ǐndi katından from Allah
الله | ELLH llahi Allah from Allah
وكفرتم ك ف ر | KFR VKFRTM ve kefertum ve siz inkar ettiyseniz and you disbelieve
به | BH bihi onu in it,
وشهد ش ه د | ŞHD̃ VŞHD̃ ve şehide ve görüp and testifies
شاهد ش ه د | ŞHD̃ ŞEHD̃ şāhidun bir şahid a witness
من | MN min -ndan from
بني ب ن ي | BNY BNY benī oğulları- (the) Children of Israel
إسرائيل | ÎSREÙYL isrāīle İsrail (the) Children of Israel
على | AL ǎlā to
مثله م ث ل | MS̃L MS̃LH miṧlihi bunun benzerini (the) like thereof,
فآمن ا م ن | EMN F ËMN fe āmene ve inandığı halde then he believed
واستكبرتم ك ب ر | KBR VESTKBRTM vestekbertum siz tenezzül etmemişseniz "while you are arrogant?"""
إن | ÎN inne şüphesiz Indeed,
الله | ELLH llahe Allah Allah
لا | LE (does) not
يهدي ه د ي | HD̃Y YHD̃Y yehdī doğru yola iletmez guide
القوم ق و م | GVM ELGVM l-ḳavme bir toplumu the people
الظالمين ظ ل م | ƵLM ELƵELMYN Z-Zālimīne zalimlerden the wrongdoers.

46:10 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

de ki | hiç düşündünüz mü? | eğer | ise | | katından | Allah | ve siz inkar ettiyseniz | onu | ve görüp | bir şahid | -ndan | oğulları- | İsrail | | bunun benzerini | ve inandığı halde | siz tenezzül etmemişseniz | şüphesiz | Allah | | doğru yola iletmez | bir toplumu | zalimlerden |

[GVL] [REY] [] [KVN] [] [AND̃] [] [KFR] [] [ŞHD̃] [ŞHD̃] [] [BNY] [] [] [MS̃L] [EMN] [KBR] [] [] [] [HD̃Y] [GVM] [ƵLM]
GL ÊRÊYTM ÎN KEN MN AND̃ ELLH VKFRTM BH VŞHD̃ ŞEHD̃ MN BNY ÎSREÙYL AL MS̃LH F ËMN VESTKBRTM ÎN ELLH LE YHD̃Y ELGVM ELƵELMYN

ḳul eraeytum in kāne min ǐndi llahi ve kefertum bihi ve şehide şāhidun min benī isrāīle ǎlā miṧlihi fe āmene vestekbertum inne llahe yehdī l-ḳavme Z-Zālimīne
قل أرأيتم إن كان من عند الله وكفرتم به وشهد شاهد من بني إسرائيل على مثله فآمن واستكبرتم إن الله لا يهدي القوم الظالمين

[ق و ل] [ر ا ي] [] [ك و ن] [] [ع ن د] [] [ك ف ر] [] [ش ه د] [ش ه د] [] [ب ن ي] [] [] [م ث ل] [ا م ن] [ك ب ر] [] [] [] [ه د ي] [ق و م] [ظ ل م]

 » 46 / Ahkâf  Suresi: 10
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
قل ق و ل | GVL GL ḳul de ki Say,
Gaf,Lam,
100,30,
V – 2nd person masculine singular imperative verb
فعل أمر
أرأيتم ر ا ي | REY ÊRÊYTM eraeytum hiç düşündünüz mü? """Do you see"
,Re,,Ye,Te,Mim,
,200,,10,400,40,
INTG – prefixed interrogative alif
V – 2nd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
الهمزة همزة استفهام
فعل ماض والتاء ضمير متصل في محل رفع فاعل
إن | ÎN in eğer if
,Nun,
,50,
COND – conditional particle
حرف شرط
كان ك و ن | KVN KEN kāne ise it is
Kef,Elif,Nun,
20,1,50,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
من | MN min from Allah
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
عند ع ن د | AND̃ AND̃ ǐndi katından from Allah
Ayn,Nun,Dal,
70,50,4,
N – genitive noun
اسم مجرور
الله | ELLH llahi Allah from Allah
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – genitive proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مجرور
وكفرتم ك ف ر | KFR VKFRTM ve kefertum ve siz inkar ettiyseniz and you disbelieve
Vav,Kef,Fe,Re,Te,Mim,
6,20,80,200,400,40,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 2nd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
الواو عاطفة
فعل ماض والتاء ضمير متصل في محل رفع فاعل
به | BH bihi onu in it,
Be,He,
2,5,
P – prefixed preposition bi
PRON – 3rd person masculine singular personal pronoun
جار ومجرور
وشهد ش ه د | ŞHD̃ VŞHD̃ ve şehide ve görüp and testifies
Vav,Şın,He,Dal,
6,300,5,4,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine singular perfect verb
الواو عاطفة
فعل ماض
شاهد ش ه د | ŞHD̃ ŞEHD̃ şāhidun bir şahid a witness
Şın,Elif,He,Dal,
300,1,5,4,
N – nominative masculine indefinite active participle
اسم مرفوع
من | MN min -ndan from
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
بني ب ن ي | BNY BNY benī oğulları- (the) Children of Israel
Be,Nun,Ye,
2,50,10,
"N – genitive masculine plural noun → Children of Israel"
اسم مجرور
إسرائيل | ÎSREÙYL isrāīle İsrail (the) Children of Israel
,Sin,Re,Elif,,Ye,Lam,
,60,200,1,,10,30,
"PN – genitive proper noun → Israel"
اسم علم مجرور بالفتحة بدلاً من الكسرة لأنه ممنوع من الصرف
على | AL ǎlā to
Ayn,Lam,,
70,30,,
P – preposition
حرف جر
مثله م ث ل | MS̃L MS̃LH miṧlihi bunun benzerini (the) like thereof,
Mim,Se,Lam,He,
40,500,30,5,
N – genitive masculine noun
PRON – 3rd person masculine singular possessive pronoun
اسم مجرور والهاء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
فآمن ا م ن | EMN F ËMN fe āmene ve inandığı halde then he believed
Fe,,Mim,Nun,
80,,40,50,
REM – prefixed resumption particle
V – 3rd person masculine singular (form IV) perfect verb
الفاء استئنافية
فعل ماض
واستكبرتم ك ب ر | KBR VESTKBRTM vestekbertum siz tenezzül etmemişseniz "while you are arrogant?"""
Vav,Elif,Sin,Te,Kef,Be,Re,Te,Mim,
6,1,60,400,20,2,200,400,40,
CIRC – prefixed circumstantial particle
V – 2nd person masculine plural (form X) perfect verb
PRON – subject pronoun
الواو حالية
فعل ماض والتاء ضمير متصل في محل رفع فاعل
إن | ÎN inne şüphesiz Indeed,
,Nun,
,50,
ACC – accusative particle
حرف نصب
الله | ELLH llahe Allah Allah
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – accusative proper noun → Allah"
لفظ الجلالة منصوب
لا | LE (does) not
Lam,Elif,
30,1,
NEG – negative particle
حرف نفي
يهدي ه د ي | HD̃Y YHD̃Y yehdī doğru yola iletmez guide
Ye,He,Dal,Ye,
10,5,4,10,
V – 3rd person masculine singular imperfect verb
فعل مضارع
القوم ق و م | GVM ELGVM l-ḳavme bir toplumu the people
Elif,Lam,Gaf,Vav,Mim,
1,30,100,6,40,
N – accusative masculine noun
اسم منصوب
الظالمين ظ ل م | ƵLM ELƵELMYN Z-Zālimīne zalimlerden the wrongdoers.
Elif,Lam,Zı,Elif,Lam,Mim,Ye,Nun,
1,30,900,1,30,40,10,50,
ADJ – accusative masculine plural active participle
صفة منصوبة
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |قُلْ: de ki | أَرَأَيْتُمْ: hiç düşündünüz mü? | إِنْ: eğer | كَانَ: ise | مِنْ: | عِنْدِ: katından | اللَّهِ: Allah | وَكَفَرْتُمْ: ve siz inkar ettiyseniz | بِهِ: onu | وَشَهِدَ: ve görüp | شَاهِدٌ: bir şahid | مِنْ: -ndan | بَنِي: oğulları- | إِسْرَائِيلَ: İsrail | عَلَىٰ: | مِثْلِهِ: bunun benzerini | فَامَنَ: ve inandığı halde | وَاسْتَكْبَرْتُمْ: siz tenezzül etmemişseniz | إِنَّ: şüphesiz | اللَّهَ: Allah | لَا: | يَهْدِي: doğru yola iletmez | الْقَوْمَ: bir toplumu | الظَّالِمِينَ: zalimlerden |
Kırık Meal (Harekesiz) : |قل GL de ki | أرأيتم ÊRÊYTM hiç düşündünüz mü? | إن ÎN eğer | كان KEN ise | من MN | عند AND̃ katından | الله ELLH Allah | وكفرتم WKFRTM ve siz inkar ettiyseniz | به BH onu | وشهد WŞHD̃ ve görüp | شاهد ŞEHD̃ bir şahid | من MN -ndan | بني BNY oğulları- | إسرائيل ÎSREÙYL İsrail | على AL | مثله MS̃LH bunun benzerini | فآمن F ËMN ve inandığı halde | واستكبرتم WESTKBRTM siz tenezzül etmemişseniz | إن ÎN şüphesiz | الله ELLH Allah | لا LE | يهدي YHD̃Y doğru yola iletmez | القوم ELGWM bir toplumu | الظالمين ELƵELMYN zalimlerden |
Kırık Meal (Okunuş) : |ḳul: de ki | eraeytum: hiç düşündünüz mü? | in: eğer | kāne: ise | min: | ǐndi: katından | llahi: Allah | ve kefertum: ve siz inkar ettiyseniz | bihi: onu | ve şehide: ve görüp | şāhidun: bir şahid | min: -ndan | benī: oğulları- | isrāīle: İsrail | ǎlā: | miṧlihi: bunun benzerini | fe āmene: ve inandığı halde | vestekbertum: siz tenezzül etmemişseniz | inne: şüphesiz | llahe: Allah | : | yehdī: doğru yola iletmez | l-ḳavme: bir toplumu | Z-Zālimīne: zalimlerden |
Kırık Meal (Transcript) : |GL: de ki | ÊRÊYTM: hiç düşündünüz mü? | ÎN: eğer | KEN: ise | MN: | AND̃: katından | ELLH: Allah | VKFRTM: ve siz inkar ettiyseniz | BH: onu | VŞHD̃: ve görüp | ŞEHD̃: bir şahid | MN: -ndan | BNY: oğulları- | ÎSREÙYL: İsrail | AL: | MS̃LH: bunun benzerini | F ËMN: ve inandığı halde | VESTKBRTM: siz tenezzül etmemişseniz | ÎN: şüphesiz | ELLH: Allah | LE: | YHD̃Y: doğru yola iletmez | ELGVM: bir toplumu | ELƵELMYN: zalimlerden |
Abdulbaki Gölpınarlı : De ki: Ne dersiniz, Allah katındansa ve siz onu inkâr ettiyseniz; İsrailoğullarından bir tanık, onun gerçek olup Allah'tan geldiğine tanıklık etti de inandı, halbuki gene de siz ululandınız, kibirinize yediremediniz; şüphe yok ki Allah, zulmeden topluluğu doğru yola sevketmez.
Adem Uğur : De ki: Hiç düşündünüz mü; şayet bu, Allah katından ise ve siz onu inkâr etmişseniz, İsrailoğullarından bir şahit de bunun benzerini görüp inandığı halde siz yine de büyüklük taslamışsanız (haksızlık etmiş olmaz mısınız)? Şüphesiz Allah, zalimler topluluğunu doğru yola iletmez.
Ahmed Hulusi : De ki: "Gördünüz mü (bir düşünün bakalım), eğer (Kur'ân) Allâh indîndense ve siz Onu inkâr ettiyseniz (hâliniz ne olur)! İsrailoğullarından bir şahit Onun benzeri üzere şahitlik etmiş ve iman etmiş de; (buna karşın) siz benlik taslamışsanız! Muhakkak ki Allâh zâlimler kavmini hidâyet etmez. "
Ahmet Tekin : 'Hiç düşündünüz mü? Eğer bu Kuran Allah tarafından gelmişse, siz de onu inkâr etmişseniz; İsrâiloğulları’ndan bir şâhit, âlim birisi de, onun muhtevasının benzerini, Tevrat’ta görüp ona, Kur’ân’a inanmışken, siz büyüklük taslamaya, serkeşlik etmeye devam ederseniz, haksızlık etmiş olmaz mısınız? Allah, bile bile hakka riayet etmeyen, inkârda, isyanda ısrar eden zâlim bir kavmi doğru, hak yola sevketme lütfunda bulunmaz, başarıya ulaştırmaz.' de.
Ahmet Varol : De ki: 'Ne dersiniz? Eğer (Kur'an) Allah katındansa, siz de onu inkar etmişseniz, İsrailoğullarından bir şahit de bunun benzerine şahitlik edip iman etmişse ve siz de büyüklenmişseniz (haksızlık etmiş olmaz mısınız)? Şüphesiz Allah zalimler topluluğunu doğru yola iletmez.'
Ali Bulaç : De ki: "Gördünüz mü haber verin; eğer (bu Kur'an,) Allah katından ise, siz de onu inkâr etmişseniz ve İsrailoğullarından bir şahid bunun bir benzerine şahidlik edip iman etmişse ve siz de büyüklük taslamışsanız (bunun sonucu ne olacak)? Şüphesiz Allah, zalim olan bir kavmi hidayete erdirmez."
Ali Fikri Yavuz : (Yahudi’lere) de ki: “- Şunu iyice düşünüb bana haber verin: Eğer bu Kur’an Allah tarafından gönderilmiş de, siz onu inkâr ettinizse ve İsraîloğullarından bir şahid, Kur’an’ın (Tevhid esaslarında) benzerine (Tevrat’a ve ondaki manalara dayanarak) şahidlik edib iman getirdi de siz kibirlendinizse, (artık zalimler değil misiniz)? Şübhe yok ki Allah zalimler topluluğunu hidayete erdirmez.”
Bekir Sadak : De ki: «Eger bu Kitap Allah katindan ise ve siz de onu inkar etmisseniz; Israilogullarindan bir sahit de bunun boyle olduguna sehadet edip de inanmisken, siz yine de buyukluk taslarsiniz, bana soyleyin kendinize yazik etmis olmaz misiniz?» Dogrusu Allah zalim milleti dogru yola eristirmez. *
Celal Yıldırım : Söyleseniz a, eğer bu (Kur'ân), Allah katından ise, siz de bunu inkâr etmiş olursanız, İsrail oğulları'ndan bir adam da bunun benzerine (dayanarak) şehadette bulunup imân ederse ve siz büyüklük taslayıp kabul etmezseniz, (kendinize büyük bir haksızlık etmiş olmaz mısınız ?). Şüphesiz ki Allah, zâlim bir milleti doğru yola çıkarmaz.
Diyanet İşleri : De ki: “Ne dersiniz? Şayet bu, Allah katından ise ve siz onu inkâr etmişseniz, İsrailoğullarından bir şahit de bunun benzerini (Tevrat’ta görerek) şahitlik edip inandığı hâlde, siz yine de büyüklük taslamışsanız (haksızlık etmiş olmaz mısınız?). Şüphesiz Allah, zâlimler topluluğunu doğru yola iletmez.”
Diyanet İşleri (eski) : De ki: 'Eğer bu Kitap Allah katından ise ve siz de onu inkar etmişseniz; İsrailoğullarından bir şahit de bunun böyle olduğuna şehadet edip de inanmışken, siz yine de büyüklük taslarsınız, bana söyleyin kendinize yazık etmiş olmaz mısınız?' Doğrusu Allah zalim milleti doğru yola eriştirmez.
Diyanet Vakfi : De ki: Hiç düşündünüz mü; şayet bu, Allah katından ise ve siz onu inkâr etmişseniz, İsrailoğullarından bir şahit de bunun benzerini görüp inandığı halde siz yine de büyüklük taslamışsanız (haksızlık etmiş olmaz mısınız)? Şüphesiz Allah, zalimler topluluğunu doğru yola iletmez.
Edip Yüksel : De ki, 'Düşündünüz mü, ya o ALLAH katından ise ve siz de ona karşı çıkmışsanız ve İsrail oğullarından bir tanık da bunun benzerini görüp inandığı halde, siz kibirlenip yüz çevirmişseniz?! Kuşkusuz ALLAH zalim topluluğu doğru yola iletmez.'
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : De ki: «Ne dersiniz, eğer bu Kur'an Allah tarafından ise ve siz de onu inkâr etmişseniz, bununla birlikte İsrailoğulları'ndan bir şahit de onun bir benzerini (Tevrat'ta görüp) inanmışken siz hala büyüklük taslarsanız (haksızlık etmiş olmaz mısınız)? Şüphesiz ki, Allah zalim bir topluluğu doğru yola iletmez.»
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : De ki: «Şuna vicdanınızda bir baktınız mı: Eğer bu, Allah tarafından geldi de siz onu inkar ettiyseniz ve İsrail oğullarından bir şahit de onun benzerine şahitlik edip iman getirdi de siz kibirlenmek istediyseniz? Şüphe yok ki. Allah zalimleri doğru yola çıkarmaz.»
Elmalılı Hamdi Yazır : De ki: şuna vicdanınızda bir re'y edindiniz mi? Eğer bu, Allah tarafından da siz ona küfrettinizse ve Benî İsraîlden bir şâhid onun misline şehadet edip iyman getirdi de siz kibretmek istedinizse? Şübhe yok ki Allah zâlimleri doğru yola çıkarmaz
Fizilal-il Kuran : De ki: «Hiç düşündünüz mü? Eğer bu Kur'an Allah katından olduğu halde siz onu tanımamışsanız; İsrailoğullarından bir şahid de bunun benzerini Tevrat'ta görüp inandığı halde siz inanmaya tenezzül etmemişseniz durumunuz nice olur? Şüphesiz Allah, zalim bir toplumu doğru yola iletmez.»
Gültekin Onan : De ki: "Gördünüz mü, haber verin; eğer (bu Kuran,) Tanrı katından ise, siz de ona küfretmişseniz ve İsrailoğulları'ndan bir şahid bunun bir benzerine şahidlik edip inanmışsa ve siz de büyüklük taslamışsanız [bunun sonucu ne olacak]? Şüphesiz Tanrı, zalim olan bir kavmi hidayete erdirmez.
Hakkı Yılmaz : De ki: “Hiç düşündünüz mü? Eğer Kur’ân, Allah tarafından ise ve siz de onu bilerek reddetmişseniz, bununla birlikte İsrâîloğulları'ndan bir şâhit de onun bir benzeri üzerine tanık olup da inanmışsa, siz de büyüklük tasladıysanız … Şüphesiz ki, Allah şirk koşarak yanlış, kendi zararlarına iş yapanlar topluluğuna kılavuzluk etmez.”
Hasan Basri Çantay : De ki: «Bana haber verin, eğer (bu Kur'an) Allah tarafından (gönderilmiş) olup da siz (buna rağmen) onu (inkâr ile) küfr ediyorsanız ve İsrâîl oğullarından bir şâhid de onun benzerine (istinaden) buna şâhidlik etmiş, îman etmiş olduğu halde siz (îman etmeyi) kibrinize yediremiyorsanız (zulmetmiş olmaz mısınız?). Şübhe yok ki Allah, o zaalimler güruhunu muvaffak etmez».
Hayrat Neşriyat : De ki: 'Söyleyin bana! Ya (Kur’ân) Allah tarafından (gelmiş) olup da (siz) onu inkâr etmişseniz ve İsrâiloğullarından bir şâhid onun benzerine (Tevrât’a) şâhidlik edip îmân ettiği hâlde (siz) büyüklük taslamışsanız (zulmetmiş olmaz mısınız)? Şübhesiz ki Allah, o zâlimler topluluğunu hidâyete erdirmez.'
İbni Kesir : De ki: Şayet Allah katından ise ve siz de onu inkar etmişseniz, İsrailoğullarından birisi de bunu böyle olduğuna dair şehadet edip inandığı halde siz yine de büyüklük taslamışsanız, zulmetmiş olmaz mısınız? Muhakkak ki Allah; zalimler güruhunu hidayete erdirmez.
İskender Evrenosoğlu : De ki: “Gördünüz mü? Ya o Kur'ân, Allah'ın katından ise ve siz O'nu inkâr ettinizse? Ve İsrailoğullarından bir şahit O'nun misline şahit olduysa, böylece îmân ettiyse ve siz de büyüklük tasladıysanız? Muhakkak ki Allah, zalimler kavmini hidayete erdirmez.
Muhammed Esed : De ki: "Eğer bu gerçekten Allah'tan (gelen bir vahiy) ise ve buna rağmen onun gerçekliğini inkar ediyorsanız (halinizin ne olacağını) hiç düşündünüz mü? Hatta, İsrailoğullarından bir şahit, kendisi gibi birisi(nin ortaya çıkması)na şahitlik yaparken ve (o'na) inanırken bile sizin küstahça büyüklük taslamanız (ve o'nun mesajını reddetmeniz) halinde? Allah, (böyle) zalim bir toplumu doğru yola eriştirmez!"
Ömer Nasuhi Bilmen : De ki: «Bana haber veriniz! Eğer (Kur'an) Allah tarafından olup da siz onu inkâr eyledinizse ve İsrâiloğullarından bir şahit de onun misli üzerine şehâdette bulundu ve hemen imân etti de siz böbürlendi iseniz (zalimlerden olmaz mısınız?) Şüphe yok ki, Allah zalimler olan kavmi doğru bir yola muvaffak kılmaz.»
Ömer Öngüt : De ki: Hiç düşündünüz mü? Eğer bu (Kur'an) Allah katından ise ve siz de onu inkâr etmişseniz; İsrâiloğullarından bir şâhit de bunun benzerini (Tevrat'ta) görüp iman ettiği halde, siz yine de büyüklük taslamışsanız (zâlim olmaz mısınız)? Şüphesiz ki Allah zâlimler gürûhuna hidayet edip, doğru yola iletmez.
Şaban Piriş : De ki: -Gördünüz mü? Eğer, o Allah katından ise ve siz de onu inkar etmişseniz, İsrailoğullarından bir şahit de bunun bir benzerine şahitlik etmiş ve iman etmiş olduğu halde, siz büyüklük taslamış iseniz? Allah, zalim topluma yol göstermez.
Suat Yıldırım : De ki: Söyleyin bakalım: Eğer bu Kur’ân Allah tarafından geldiği halde siz reddetmişseniz, İsrailoğullarından da bir şahit, (tevhid, âhiret vb. İman esasları gibi Kur’ân’da bildirilen hakikatlerin) benzerine şahitlik edip iman ettiği halde, siz büyüklük taslayarak iman etmezseniz sizden daha şaşkın, daha zalim kimse olabilir mi? Allah elbette böyle zalimleri hidâyet edip emellerine ulaştırmaz.
Süleyman Ateş : De ki: "Hiç düşündünüz mü: Eğer bu (Kur'ân) Allâh katından olduğu halde siz onu tanımamışsanız; İsrâil oğullarından bir şâhid de bunun benzerini (Tevrât'ta) görüp inandığı halde siz (inanmağa) tenezzül etmemişseniz (durumunuz nice olur)? Allâh, zâlim bir toplumu doğru yola iletmez.
Tefhim-ul Kuran : De ki: «Gördünüz mü haber verin; eğer (bu Kur'an,) Allah katından ise, siz de ona (karşı) küfretmişseniz ve İsrailoğullarından bir şahid de bunun bir benzerine şahidlik edip iman etmişse ve siz de büyüklük taslamışsanız (bunun sonucu ne olacak)? Şüphesiz Allah, zalim olan bir kavmi hidayete erdirmez.»
Ümit Şimşek : De ki: Söyleyin bana, ya bu Kur'ân Allah katından geldiği halde siz onu inkâr etmişseniz, üstelik İsrailoğullarından bir şahit de onun benzeri bir kitaba dayanarak onun doğruluğuna tanıklık etmiş ve ona iman etmiş, ama siz yine ona iman etmeyi kibrinize yedirememişseniz? Hiç şüphe yok ki, Allah zalimler güruhunu amaçlarına ulaştırmaz.
Yaşar Nuri Öztürk : De ki: "Hiç düşündünüz mü? Eğer bu, Allah katından ise ve siz onu tanımamışsanız, İsrailoğullarından bir tanık da onun benzerine tanıklık edip inandığı halde, siz böbürlenmişseniz haliniz nice olur! Allah, zalimler topluluğuna kılavuzluk etmez."


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}