» 46 / Ahkâf  28:

Kuran Sırası: 46
İniş Sırası: 66
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35

 » 46 / Ahkâf  Suresi: 28
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. فَلَوْلَا (FLVLE) = felevlā : olmaz mıydı?
2. نَصَرَهُمُ (NṦRHM) = neSarahumu : kendilerine yardım etselerdi
3. الَّذِينَ (ELZ̃YN) = elleƶīne : şeyler
4. اتَّخَذُوا (ETḢZ̃VE) = tteḣaƶū : edindikleri
5. مِنْ (MN) = min : -tan
6. دُونِ (D̃VN) = dūni : başka
7. اللَّهِ (ELLH) = llahi : Allah-
8. قُرْبَانًا (GRBENE) = ḳurbānen : yakınlık sağlamak için
9. الِهَةً ( ËLHT) = āliheten : tanrı
10. بَلْ (BL) = bel : hayır
11. ضَلُّوا (ŽLVE) = Dellū : kaybolup gittiler
12. عَنْهُمْ (ANHM) = ǎnhum : onlardan
13. وَذَٰلِكَ (VZ̃LK) = ve ƶālike : işte budur
14. إِفْكُهُمْ (ÎFKHM) = ifkuhum : onların yalanları
15. وَمَا (VME) = ve mā : ve şeyler
16. كَانُوا (KENVE) = kānū : oldukları
17. يَفْتَرُونَ (YFTRVN) = yefterūne : uydurmuş
olmaz mıydı? | kendilerine yardım etselerdi | şeyler | edindikleri | -tan | başka | Allah- | yakınlık sağlamak için | tanrı | hayır | kaybolup gittiler | onlardan | işte budur | onların yalanları | ve şeyler | oldukları | uydurmuş |

[] [NṦR] [] [EḢZ̃] [] [D̃VN] [] [GRB] [ELH] [] [ŽLL] [] [] [EFK] [] [KVN] [FRY]
FLVLE NṦRHM ELZ̃YN ETḢZ̃VE MN D̃VN ELLH GRBENE ËLHT BL ŽLVE ANHM VZ̃LK ÎFKHM VME KENVE YFTRVN

felevlā neSarahumu elleƶīne tteḣaƶū min dūni llahi ḳurbānen āliheten bel Dellū ǎnhum ve ƶālike ifkuhum ve mā kānū yefterūne
فلولا نصرهم الذين اتخذوا من دون الله قربانا آلهة بل ضلوا عنهم وذلك إفكهم وما كانوا يفترون

 » 46 / Ahkâf  Suresi: 28
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
فلولا | FLVLE felevlā olmaz mıydı? Then why (did) not
نصرهم ن ص ر | NṦR NṦRHM neSarahumu kendilerine yardım etselerdi help them
الذين | ELZ̃YN elleƶīne şeyler those whom
اتخذوا ا خ ذ | EḢZ̃ ETḢZ̃VE tteḣaƶū edindikleri they had taken
من | MN min -tan besides
دون د و ن | D̃VN D̃VN dūni başka besides
الله | ELLH llahi Allah- Allah
قربانا ق ر ب | GRB GRBENE ḳurbānen yakınlık sağlamak için gods as a way of approach?
آلهة ا ل ه | ELH ËLHT āliheten tanrı gods as a way of approach?
بل | BL bel hayır Nay,
ضلوا ض ل ل | ŽLL ŽLVE Dellū kaybolup gittiler they were lost
عنهم | ANHM ǎnhum onlardan from them.
وذلك | VZ̃LK ve ƶālike işte budur And that
إفكهم ا ف ك | EFK ÎFKHM ifkuhum onların yalanları (was) their falsehood
وما | VME ve mā ve şeyler and what
كانوا ك و ن | KVN KENVE kānū oldukları they were
يفترون ف ر ي | FRY YFTRVN yefterūne uydurmuş inventing.

46:28 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

olmaz mıydı? | kendilerine yardım etselerdi | şeyler | edindikleri | -tan | başka | Allah- | yakınlık sağlamak için | tanrı | hayır | kaybolup gittiler | onlardan | işte budur | onların yalanları | ve şeyler | oldukları | uydurmuş |

[] [NṦR] [] [EḢZ̃] [] [D̃VN] [] [GRB] [ELH] [] [ŽLL] [] [] [EFK] [] [KVN] [FRY]
FLVLE NṦRHM ELZ̃YN ETḢZ̃VE MN D̃VN ELLH GRBENE ËLHT BL ŽLVE ANHM VZ̃LK ÎFKHM VME KENVE YFTRVN

felevlā neSarahumu elleƶīne tteḣaƶū min dūni llahi ḳurbānen āliheten bel Dellū ǎnhum ve ƶālike ifkuhum ve mā kānū yefterūne
فلولا نصرهم الذين اتخذوا من دون الله قربانا آلهة بل ضلوا عنهم وذلك إفكهم وما كانوا يفترون

[] [ن ص ر] [] [ا خ ذ ] [] [د و ن] [] [ق ر ب] [ا ل ه] [] [ض ل ل] [] [] [ا ف ك] [] [ك و ن] [ف ر ي]

 » 46 / Ahkâf  Suresi: 28
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
فلولا | FLVLE felevlā olmaz mıydı? Then why (did) not
Fe,Lam,Vav,Lam,Elif,
80,30,6,30,1,
REM – prefixed resumption particle
EXH – exhortation particle
الفاء استئنافية
حرف تحضيض
نصرهم ن ص ر | NṦR NṦRHM neSarahumu kendilerine yardım etselerdi help them
Nun,Sad,Re,He,Mim,
50,90,200,5,40,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
فعل ماض و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
الذين | ELZ̃YN elleƶīne şeyler those whom
Elif,Lam,Zel,Ye,Nun,
1,30,700,10,50,
REL – masculine plural relative pronoun
اسم موصول
اتخذوا ا خ ذ | EḢZ̃ ETḢZ̃VE tteḣaƶū edindikleri they had taken
Elif,Te,Hı,Zel,Vav,Elif,
1,400,600,700,6,1,
V – 3rd person masculine plural (form VIII) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
من | MN min -tan besides
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
دون د و ن | D̃VN D̃VN dūni başka besides
Dal,Vav,Nun,
4,6,50,
N – genitive noun
اسم مجرور
الله | ELLH llahi Allah- Allah
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – genitive proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مجرور
قربانا ق ر ب | GRB GRBENE ḳurbānen yakınlık sağlamak için gods as a way of approach?
Gaf,Re,Be,Elif,Nun,Elif,
100,200,2,1,50,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
آلهة ا ل ه | ELH ËLHT āliheten tanrı gods as a way of approach?
,Lam,He,Te merbuta,
,30,5,400,
N – accusative masculine plural indefinite noun
اسم منصوب
بل | BL bel hayır Nay,
Be,Lam,
2,30,
RET – retraction particle
حرف اضراب
ضلوا ض ل ل | ŽLL ŽLVE Dellū kaybolup gittiler they were lost
Dad,Lam,Vav,Elif,
800,30,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
عنهم | ANHM ǎnhum onlardan from them.
Ayn,Nun,He,Mim,
70,50,5,40,
P – preposition
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
جار ومجرور
وذلك | VZ̃LK ve ƶālike işte budur And that
Vav,Zel,Lam,Kef,
6,700,30,20,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
DEM – masculine singular demonstrative pronoun
الواو عاطفة
اسم اشارة
إفكهم ا ف ك | EFK ÎFKHM ifkuhum onların yalanları (was) their falsehood
,Fe,Kef,He,Mim,
,80,20,5,40,
N – nominative masculine noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم مرفوع و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
وما | VME ve mā ve şeyler and what
Vav,Mim,Elif,
6,40,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
REL – relative pronoun
الواو عاطفة
اسم موصول
كانوا ك و ن | KVN KENVE kānū oldukları they were
Kef,Elif,Nun,Vav,Elif,
20,1,50,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع اسم «كان»
يفترون ف ر ي | FRY YFTRVN yefterūne uydurmuş inventing.
Ye,Fe,Te,Re,Vav,Nun,
10,80,400,200,6,50,
V – 3rd person masculine plural (form VIII) imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |فَلَوْلَا: olmaz mıydı? | نَصَرَهُمُ: kendilerine yardım etselerdi | الَّذِينَ: şeyler | اتَّخَذُوا: edindikleri | مِنْ: -tan | دُونِ: başka | اللَّهِ: Allah- | قُرْبَانًا: yakınlık sağlamak için | الِهَةً: tanrı | بَلْ: hayır | ضَلُّوا: kaybolup gittiler | عَنْهُمْ: onlardan | وَذَٰلِكَ: işte budur | إِفْكُهُمْ: onların yalanları | وَمَا: ve şeyler | كَانُوا: oldukları | يَفْتَرُونَ: uydurmuş |
Kırık Meal (Harekesiz) : |فلولا FLWLE olmaz mıydı? | نصرهم NṦRHM kendilerine yardım etselerdi | الذين ELZ̃YN şeyler | اتخذوا ETḢZ̃WE edindikleri | من MN -tan | دون D̃WN başka | الله ELLH Allah- | قربانا GRBENE yakınlık sağlamak için | آلهة ËLHT tanrı | بل BL hayır | ضلوا ŽLWE kaybolup gittiler | عنهم ANHM onlardan | وذلك WZ̃LK işte budur | إفكهم ÎFKHM onların yalanları | وما WME ve şeyler | كانوا KENWE oldukları | يفترون YFTRWN uydurmuş |
Kırık Meal (Okunuş) : |felevlā: olmaz mıydı? | neSarahumu: kendilerine yardım etselerdi | elleƶīne: şeyler | tteḣaƶū: edindikleri | min: -tan | dūni: başka | llahi: Allah- | ḳurbānen: yakınlık sağlamak için | āliheten: tanrı | bel: hayır | Dellū: kaybolup gittiler | ǎnhum: onlardan | ve ƶālike: işte budur | ifkuhum: onların yalanları | ve mā: ve şeyler | kānū: oldukları | yefterūne: uydurmuş |
Kırık Meal (Transcript) : |FLVLE: olmaz mıydı? | NṦRHM: kendilerine yardım etselerdi | ELZ̃YN: şeyler | ETḢZ̃VE: edindikleri | MN: -tan | D̃VN: başka | ELLH: Allah- | GRBENE: yakınlık sağlamak için | ËLHT: tanrı | BL: hayır | ŽLVE: kaybolup gittiler | ANHM: onlardan | VZ̃LK: işte budur | ÎFKHM: onların yalanları | VME: ve şeyler | KENVE: oldukları | YFTRVN: uydurmuş |
Abdulbaki Gölpınarlı : Peki, Allah'ı bırakıp da mâbud olarak kabûl ettikleri ve Tanrıya yaklaşmak için tapındıkları putlar, ne diye yardım etmedi onlara? Hayır, hattâ kaybolup gittiler gözlerinden ve bu, onların yalanıydı ve onların iftirâsı.
Adem Uğur : Allah'tan başka kendilerine yakınlık sağlamak için tanrı edindikleri şeyler, kendilerine yardım etselerdi ya! Hayır, onları bırakıp gittiler. Bu onların yalanı ve uydurup durdukları şeydir.
Ahmed Hulusi : Allâh dûnunda yaklaştırıcı olarak edindikleri tanrılar onlara yardım ettiler mi? Bilakis (edindikleri tanrılar) onlardan kaybolup gittiler! İşte bu (tanrı kabulleri) onların yalanı ve uydurageldikleri şeydir!
Ahmet Tekin : Allah’ı bırakıp, kulları durumundakilerden kendilerini Allah’a yaklaştırma ümidiyle edindikleri ilâhlar, onlara yardım etselerdi ya! Doğrusunu isterseniz, onları bırakıp kayboldular. Bunlar, onların yalanları ve uydurup durdukları şeylerdi.
Ahmet Varol : Allah'ı bırakıp da, (Allah'a) yakınlık sağlamak üzere ilahlar edindikleri şeyler onlara yardım etselerdi ya! Aksine onlardan (uzaklaşıp) kayboldular. Bu onların yalanları ve uydurup durdukları şeydir.
Ali Bulaç : Bu durumda, Allah'ı bırakıp yakınlık (sağlamak) için edindikleri ilahlar, onlara yardım etselerdi ya. Hayır, onlar, kendilerinden kaybolup gittiler. Bu (yalancı ilahlar ve onlara yükledikleri), onların yalanları ve uydurduklarıdır.
Ali Fikri Yavuz : O vakit, Allah’ın gayrinden, (Allah’a) yakınlık için ilâh edindikleri putlar onları kurtarsalardı ya!... Bilâkis onlardan savuşub gittiler. İşte bu, onların yalanlarının ve iftira edib durdukları şeylerin eseridir.
Bekir Sadak : O zamanlar, Allah'i birakip da O'na yakinlik peyda etmek icin edindikleri tanrilar kendilerine yardim etmeli degil miydi? Ama tanrilari onlardan uzaklastilar. Bu, onlarin yalani ve uydurup durduklari seydir.
Celal Yıldırım : Allah'ı bırakıp da Allah'a yaklaşmak için edindikleri tanrılar onlara yardım etselerdi ya.. Hayır, bilâkis ortadan kaybolup uzaklaşırlar. Ve işte bu onların yalanlarıdır ve uydurup durdukları şeylerdir.
Diyanet İşleri : Allah’ı bırakıp O’na yakınlık sağlamaları için edindikleri ilâhlar kendilerine yardım etseydi ya!? Aksine onları yüzüstü bırakarak uzaklaşıp kayboldular. Bu, onların yalanı ve uydurmakta oldukları şeydir.
Diyanet İşleri (eski) : O zamanlar, Allah'ı bırakıp da O'na yakınlık peyda etmek için edindikleri tanrılar kendilerine yardım etmeli değil miydi? Ama tanrıları onlardan uzaklaştılar. Bu, onların yalanı ve uydurup durdukları şeydir.
Diyanet Vakfi : Allah'tan başka kendilerine yakınlık sağlamak için tanrı edindikleri şeyler, kendilerine yardım etselerdi ya! Hayır, onları bırakıp gittiler. Bu onların yalanı ve uydurup durdukları şeydir.
Edip Yüksel : ALLAH'tan başka, O'na yakınlık sağlamak amacıyla edindikleri tanrılar kendilerine yardım etmeli değil miydi? Aksine, onları terkettiler. İşte onların yalanları ve uydurmaları böyledir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Allah'ı bırakıp da kendilerine yakınlık sağlamak için edindikleri ilâhları onlara yardım etselerdi ya! Ama hayır, aksine onlardan kaybolup gittiler. İşte bu onların yalanları ve uydurup durdukları iftiralarıdır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : O zaman, Allah'tan başka, O'na yakınlık sağlamak için ilah edindikleri kimseler onları kurtarsalardı ya! Aksine onlardan savuşup yittiler (gittiler). İşte onların sapıtmalarının ve uydurup durdukları iftiraların özeti budur.
Elmalılı Hamdi Yazır : O vakıt Allahın mâsivâsından yakınlık için ilâh ittihaz eyledikleri kimseler onları kurtarsalardı ya! Bil'âkis onlardan savuşub yittiler gittiler, ki işte onların sapıtmalarının ve uydurup durdukları iftirâlarının hasılı budur
Fizilal-il Kuran : O zamanlar, Allah'ı bırakıp da O'na yakınlık sağlamak için edindikleri tanrılar kendilerine yardım etmeli değil miydi? Hayır, tanrılar onlardan uzaklaştılar. Bu, onların yalanı ve uydurdukları şeydir.
Gültekin Onan : Bu durumda, Tanrı'yı bırakıp yakınlık (sağlamak) için edindikleri tanrılar, onlara yardım etselerdi ya. Hayır, onlar, kendilerinden kaybolup gittiler. Bu (yalancı tanrılar ve onlara yükledikleri), onların yalanları ve uydurduklarıdır.
Hakkı Yılmaz : (27,28) Kesinlikle, Biz kendi komşularınız olan memleketleri değişime/ yıkıma uğrattık. Âyetleri, onlar dönsünler diye tekrar tekrar açıkladık. Öyleyse Allah'ın astlarından güya O'na yakınlığa vesile edindikleri düzme tanrılar, onların azabını savmaya yardım etmeli değil miydi? Tersine o düzme tanrılar kendilerinden ayrılıp kayboldular. Bu, onların yalanlarıdır/ uydurmakta oldukları şeydir.
Hasan Basri Çantay : O vakit Allâhı bırakıb da (gûyâ Ona) yakınlığa vesîle edindikleri düzme Tanrılar onlar (ın azabını savmıy) a yardım etmeli değil miydi?! Bil'akis bunlar kendilerinden ayrılıb gaaib oldular. Bu, onların yalanlarıdır, Uydurmakda oldukları şeydir.
Hayrat Neşriyat : (Allah’a) yakınlık sağlamak üzere Allah’dan başka ilâh edindikleri şeyler, o hâlde kendilerine yardım etseydi ya! Hayır! (Onlar bil'akis) kendilerinden kayboldular. İşte onların yalanı ve uydurup durdukları şey, budur!
İbni Kesir : Allah'ı bırakarak O'na yakınlık peyda etmek için edindikleri tanrılar kendilerine yardım etmeli değil miydi? Hayır, onlar görünmez oldular. Bu; onların yalanları ve uydurup durdukları şeydir.
İskender Evrenosoğlu : Allah'tan başka, yakınlık sağlaması için ilâhlar ittihaz ettikleri zaman onlara yardım etmeleri gerekmez miydi? Hayır (putlar), onlardan saptılar (uzaklaştılar). İşte bu, onların yalanları ve iftira etmiş oldukları şeydir.
Muhammed Esed : Peki, kendilerini (O'na) yaklaştırırlar ümidiyle tapınmak için Allah'tan başka ilah olarak seçtikleri bu (varlık)lar (sonunda) kendilerine yardım ettiler mi? Hayır, tersine onları yüzüstü bıraktılar: çünkü bu (sahte ilahlık) onların kendi kendilerini kandırmalarının ve düzmece hayallerinin ürününden başka bir şey değildi.
Ömer Nasuhi Bilmen : Onlara Allah'tan gayrı kurbiyyet için tanrı ittihaz etmiş oldukları şeyler yardım etmeli değil mi idiler? Bilakis onlardan gaib oluverdiler ve bu da onların yalanlarının ve iftira eder oldukları şeyin (bir eseri)dir.
Ömer Öngüt : Allah'tan başka kendilerine yakınlık sağlamak için ilâh edindikleri şeyler, kendilerine yardım etselerdi ya! Hayır! Onlardan kaybolup gittiler. İşte bu onların yalanlarıdır ve uydurup durdukları şeydir.
Şaban Piriş : Yaklaşsınlar diye Allah’tan başka edindikleri ilahlar onlara yardım etmeli değil miydi?! Aksine onlardan uzaklaştılar. Çünkü O, onların uydurduğu kendi yalanlarıdır.
Suat Yıldırım : Kendilerine Allahın nezdinde yakınlık sağlasınlar diye Allahtan başka edindikleri tanrılar, o müşrikleri kurtarsalardı ya! Bilakis onlar ortalıktan kaybolup kendilerini terkettiler. İşte onların sapıtmalarının ve uydurup durdukları iftiralarının hasılı bundan ibarettir.
Süleyman Ateş : Allah'tan başka, kendilerine (Allâh yanında) yakınlık sağlamak için tanrı edindikleri şeyler, kendilerine yardım etselerdi ya! Hayır, (tanrıları), onlardan kaybolup gittiler. İşte onların yalanları ve uydurmaları budur.
Tefhim-ul Kuran : Bu durumda, Allah'ı bırakıp yakınlık (sağlamak) için edindikleri ilahlar, onlara yardım etselerdi ya. Hayır, onlar, kendilerinden kaybolup gittiler. Bu (edindikleri ilahlar ve onlara yükledikleri), onların yalanları ve uydurmakta olduklarıdır.
Ümit Şimşek : Allah'a bir yakınlık vesilesi olsun diye Ondan başka tanrı edindikleri şeyler onlara yardım etseydi ya! Ama onlar kendilerini bırakıp ortadan kayboldular. Sapıtmalarının ve uydurup durdukları şeyin sonucu işte budur.
Yaşar Nuri Öztürk : Allah'ın yanında yakınlık sağlamak için edindikleri ilahlar, onlara yardım etseydi ya! Tam aksine, onlardan uzaklaşıp kayboldular. Bu, onların yalanları, uydurup durduklarıydı.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}