» 40 / Mü’min  41:

Kuran Sırası: 40
İniş Sırası: 60
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85

 » 40 / Mü’min  Suresi: 41
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. ويَا (VYE) = ve yā : ve EY/HEY/AH
2. قَوْمِ (GVM) = ḳavmi : kavmim
3. مَا (ME) = mā : ne oluyor?
4. لِي (LY) = lī : bana
5. أَدْعُوكُمْ (ÊD̃AVKM) = ed'ǔkum : ben sizi çağırıyorum
6. إِلَى (ÎL) = ilā :
7. النَّجَاةِ (ELNCET) = n-necāti : kurtuluşa
8. وَتَدْعُونَنِي (VTD̃AVNNY) = veted'ǔnenī : ve siz beni çağırıyorsunuz
9. إِلَى (ÎL) = ilā :
10. النَّارِ (ELNER) = n-nāri : ateşe
ve EY/HEY/AH | kavmim | ne oluyor? | bana | ben sizi çağırıyorum | | kurtuluşa | ve siz beni çağırıyorsunuz | | ateşe |

[Y] [GVM] [] [] [D̃AV] [] [NCV] [D̃AV] [] [NVR]
VYE GVM ME LY ÊD̃AVKM ÎL ELNCET VTD̃AVNNY ÎL ELNER

ve yā ḳavmi ed'ǔkum ilā n-necāti veted'ǔnenī ilā n-nāri
ويا قوم ما لي أدعوكم إلى النجاة وتدعونني إلى النار

 » 40 / Mü’min  Suresi: 41
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ويا ي | Y VYE ve yā ve EY/HEY/AH "and ""O!"
قوم ق و م | GVM GVM ḳavmi kavmim Nation
ما | ME ne oluyor? What (is)
لي | LY bana for me
أدعوكم د ع و | D̃AV ÊD̃AVKM ed'ǔkum ben sizi çağırıyorum (that) I call you
إلى | ÎL ilā to
النجاة ن ج و | NCV ELNCET n-necāti kurtuluşa the salvation
وتدعونني د ع و | D̃AV VTD̃AVNNY veted'ǔnenī ve siz beni çağırıyorsunuz while you call me
إلى | ÎL ilā to
النار ن و ر | NVR ELNER n-nāri ateşe the Fire!

40:41 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

ve EY/HEY/AH | kavmim | ne oluyor? | bana | ben sizi çağırıyorum | | kurtuluşa | ve siz beni çağırıyorsunuz | | ateşe |

[Y] [GVM] [] [] [D̃AV] [] [NCV] [D̃AV] [] [NVR]
VYE GVM ME LY ÊD̃AVKM ÎL ELNCET VTD̃AVNNY ÎL ELNER

ve yā ḳavmi ed'ǔkum ilā n-necāti veted'ǔnenī ilā n-nāri
ويا قوم ما لي أدعوكم إلى النجاة وتدعونني إلى النار

[ي] [ق و م] [] [] [د ع و] [] [ن ج و] [د ع و] [] [ن و ر]

 » 40 / Mü’min  Suresi: 41
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ويا ي | Y VYE ve yā ve EY/HEY/AH "and ""O!"
Vav,Ye,Elif,
6,10,1,

قوم ق و م | GVM GVM ḳavmi kavmim Nation
Gaf,Vav,Mim,
100,6,40,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
VOC – prefixed vocative particle ya
N – nominative masculine noun
PRON – 1st person singular possessive pronoun
الواو عاطفة
أداة نداء
اسم مرفوع والياء المحذوفة ضمير متصل في محل جر بالاضافة
ما | ME ne oluyor? What (is)
Mim,Elif,
40,1,
REL – relative pronoun
اسم موصول
لي | LY bana for me
Lam,Ye,
30,10,
P – prefixed preposition lām
PRON – 1st person singular personal pronoun
جار ومجرور
أدعوكم د ع و | D̃AV ÊD̃AVKM ed'ǔkum ben sizi çağırıyorum (that) I call you
,Dal,Ayn,Vav,Kef,Mim,
,4,70,6,20,40,
V – 1st person singular imperfect verb
PRON – 2nd person masculine plural object pronoun
فعل مضارع والكاف ضمير متصل في محل نصب مفعول به
إلى | ÎL ilā to
,Lam,,
,30,,
P – preposition
حرف جر
النجاة ن ج و | NCV ELNCET n-necāti kurtuluşa the salvation
Elif,Lam,Nun,Cim,Elif,Te merbuta,
1,30,50,3,1,400,
N – genitive feminine noun
اسم مجرور
وتدعونني د ع و | D̃AV VTD̃AVNNY veted'ǔnenī ve siz beni çağırıyorsunuz while you call me
Vav,Te,Dal,Ayn,Vav,Nun,Nun,Ye,
6,400,4,70,6,50,50,10,
CIRC – prefixed circumstantial particle
V – 2nd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
PRON – 1st person singular object pronoun
الواو حالية
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل والياء ضمير متصل في محل نصب مفعول به
إلى | ÎL ilā to
,Lam,,
,30,,
P – preposition
حرف جر
النار ن و ر | NVR ELNER n-nāri ateşe the Fire!
Elif,Lam,Nun,Elif,Re,
1,30,50,1,200,
N – genitive feminine noun
اسم مجرور
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |ويَا: ve EY/HEY/AH | قَوْمِ: kavmim | مَا: ne oluyor? | لِي: bana | أَدْعُوكُمْ: ben sizi çağırıyorum | إِلَى: | النَّجَاةِ: kurtuluşa | وَتَدْعُونَنِي: ve siz beni çağırıyorsunuz | إِلَى: | النَّارِ: ateşe |
Kırık Meal (Harekesiz) : |ويا WYE ve EY/HEY/AH | قوم GWM kavmim | ما ME ne oluyor? | لي LY bana | أدعوكم ÊD̃AWKM ben sizi çağırıyorum | إلى ÎL | النجاة ELNCET kurtuluşa | وتدعونني WTD̃AWNNY ve siz beni çağırıyorsunuz | إلى ÎL | النار ELNER ateşe |
Kırık Meal (Okunuş) : |ve yā : ve EY/HEY/AH | ḳavmi: kavmim | : ne oluyor? | : bana | ed'ǔkum: ben sizi çağırıyorum | ilā: | n-necāti: kurtuluşa | veted'ǔnenī: ve siz beni çağırıyorsunuz | ilā: | n-nāri: ateşe |
Kırık Meal (Transcript) : |VYE: ve EY/HEY/AH | GVM: kavmim | ME: ne oluyor? | LY: bana | ÊD̃AVKM: ben sizi çağırıyorum | ÎL: | ELNCET: kurtuluşa | VTD̃AVNNY: ve siz beni çağırıyorsunuz | ÎL: | ELNER: ateşe |
Abdulbaki Gölpınarlı : Ve ey kavmim, ne oluyor bana da ben sizi kurtuluşa çağırmadayım, halbuki siz beni ateşe çağırıyorsunuz.
Adem Uğur : Ey kavmim! Nedir bu hal? Ben sizi kurtuluşa çağırıyorum, siz beni ateşe çağırıyorsunuz.
Ahmed Hulusi : "Ey halkım. . . Ne biçim iş ki, ben sizi kurtuluşa davet ederken, siz beni Nâr'a davet ediyorsunuz!"
Ahmet Tekin : 'Ey kavmim, niçin yaptığınızın farkına varmıyorsunuz? Siz beni ateşe, cehenneme davet ederken, ben sizi kurtuluşa davet ediyorum.'
Ahmet Varol : Ey kavmim! Ben sizi kurtuluşa çağırdığım halde neden siz beni ateşe çağırıyorsunuz?
Ali Bulaç : "Ey kavmim, ne oluyor ki ben sizi kurtuluşa çağırıyorken, siz beni ateşe çağırıyorsunuz."
Ali Fikri Yavuz : Ey kavmim! Başıma gelen nedir? Ben sizi kurtuluşa (cennete) davet ediyorum, siz ise beni ateşe çağırıyorsunuz;
Bekir Sadak : «Ey milletim! Nedir basima gelen? Ben sizi kurtulusa cagiriyorum, siz beni atese cagiriyorsunuz.»
Celal Yıldırım : Ey milletim ! Ne tuhaftır ki, ben sizi kurtuluşa çağırıyorum, siz ise beni ateşe davet ediyorsunuz!
Diyanet İşleri : “Ey kavmim! Bu ne hâl? Ben sizi kurtuluşa çağırıyorum, siz ise beni ateşe çağırıyorsunuz.”
Diyanet İşleri (eski) : 'Ey milletim! Nedir başıma gelen? Ben sizi kurtuluşa çağırıyorum, siz beni ateşe çağırıyorsunuz.'
Diyanet Vakfi : Ey kavmim! Nedir bu hal? Ben sizi kurtuluşa çağırıyorum, siz beni ateşe çağırıyorsunuz.
Edip Yüksel : 'Ey halkım, neden ben sizi kurtuluşa çağırırken siz beni ateşe çağırıyorsunuz?'
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : «Hem ey kavmim! Niçin ben sizi kurtuluşa davet ederken, siz beni ateşe davet ediyorsunuz?»
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Hem ey kavmim, neden ben sizi kurtuluşa davet ederken siz beni ateşe davet ediyorsunuz?
Elmalılı Hamdi Yazır : Hem ey kavmim! Neye ben sizi halâsa da'vet ederken siz beni ateşe da'vet ediyorsunuz?
Fizilal-il Kuran : Ey kavmim! Neden ben sizi kurtuluşa çağırdığım halde siz beni ateşe çağırıyorsunuz?
Gültekin Onan : "Ey kavmim, ne oluyor ki ben sizi kurtuluşa çağırıyorken, siz beni ateşe çağırıyorsunuz."
Hakkı Yılmaz : (38-44) Yine iman etmiş olan o kimse: “Ey toplumum! Bana uyun ki size akıllı olmanın yoluna kılavuzluk edeyim. Ey toplumum! Bu bayağı hayat ancak geçici bir kazanımdır. Âhiret ise kesinlikle durulacak yurdun ta kendisidir. Her kim bir kötülük yaparsa, ona ancak yaptığının bir misli ile ceza verilir. Ve erkek veya kadın, her kim mü’min olarak düzeltmeye yönelik iş işlerse, artık onlar, orada hesapsızca rızıklanmak üzere cennete girerler.” Yine: “Ey toplumum! Bana ne oluyor ki, siz beni ateşe davet ediyorken ben sizi kurtuluşa davet ediyorum! Siz, beni, Allah'a inanmamaya ve benim için hiç bilgi olmayan şeyleri O'na ortak koşmaya davet ediyorsunuz. Ben ise sizi o çok güçlü ve çok bağışlayıcı olan Allah'a davet ediyorum. Hiç inkâr edilemez ki, gerçekten sizin beni kendisine davet ettiğiniz şey, dünya ve âhirette kendisine bir çağrı olmayan şeydir. Ve şüphesiz dönüşümüz Allah'adır. Ve şüphesiz sınırı aşanlar, cehennem ashâbının ta kendileridir. Artık siz benim, sizin için söylediklerimi yakında hatırlayacaksınız. Ve ben işimi Allah'a havale ediyorum. Şüphesiz Allah, kullarını en iyi görendir” dedi.
Hasan Basri Çantay : «Ey kavmim, benim (karşılaşdığım) bu hal nedir? (Çünkü) ben sizi kurtuluşa da'vet ediyorum, siz beni ateşe çağırıyorsunuz»!
Hayrat Neşriyat : 'Ey kavmim! Bu hâlim nedir ki, (ben) sizi kurtuluşa da'vet ediyorum; hâlbuki (siz)beni ateşe çağırıyorsunuz?'
İbni Kesir : Ey kavmim; bana ne oluyor ki, sizi kurtuluşa çağırırken, siz beni; ateşe çağırıyorsunuz.
İskender Evrenosoğlu : Ve ey kavmim! Benim için nasıl bir hal ki, ben sizi kurtuluşa çağırıyorum ve siz, beni ateşe çağırıyorsunuz.
Muhammed Esed : Ey kavmim! Nasıl olur da ben sizi kurtuluşa çağırdığım halde siz beni ateşe çağırırsınız?
Ömer Nasuhi Bilmen : «Ve ey kavmim! Benim için ne var ki, ben sizi necâta dâvet ediyorum ve siz beni ateşe dâvet ediyorsunuz?»
Ömer Öngüt : "Ey kavmim! Bu başıma gelen nedir? Ben sizi kurtuluşa çağırıyorum, siz beni ateşe çağırıyorsunuz!"
Şaban Piriş : -Ey halkım, ben sizi kurtuluşa çağırırken, ne diye siz beni ateşe çağırıyorsunuz.
Suat Yıldırım : "Ey benim (sevgili) milletim, nedir bu başıma gelen? Ben sizi kurtuluşa dâvet ederken, siz tutup beni ateşe çağırıyorsunuz!"
Süleyman Ateş : "Ey kavmim, neden ben sizi kurtuluşa çağırdığım halde siz beni ateşe çağırıyorsunuz?"
Tefhim-ul Kuran : «Ey Kavmim, ne oluyor ki ben sizi kurtuluşa çağırmaktayken, siz beni ateşe çağırmaktasınız.»
Ümit Şimşek : 'Ey kavmim, bu nasıl bir hal ki, ben sizi kurtuluşa çağırıyorum, siz beni ateşe çağırıyorsunuz.
Yaşar Nuri Öztürk : "Ey toplumum! Sebep ne ki; ben sizi kurtuluşa çağırıyorum, siz beni ateşe çağıryorsunuz."


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}