» 40 / Mü’min  35:

Kuran Sırası: 40
İniş Sırası: 60
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85

 » 40 / Mü’min  Suresi: 35
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. الَّذِينَ (ELZ̃YN) = elleƶīne : onlar ki
2. يُجَادِلُونَ (YCED̃LVN) = yucādilūne : tartışırlar
3. فِي (FY) = fī : hakkında
4. ايَاتِ ( ËYET) = āyāti : ayetleri
5. اللَّهِ (ELLH) = llahi : Allah'ın
6. بِغَيْرِ (BĞYR) = biğayri : olmadan
7. سُلْطَانٍ (SLŦEN) = sulTānin : bir delil
8. أَتَاهُمْ (ÊTEHM) = etāhum : kendilerine gelmiş
9. كَبُرَ (KBR) = kebura : ne büyük
10. مَقْتًا (MGTE) = meḳten : bir kızgınlıktır
11. عِنْدَ (AND̃) = ǐnde : yanında
12. اللَّهِ (ELLH) = llahi : Allah
13. وَعِنْدَ (VAND̃) = ve ǐnde : ve yanında
14. الَّذِينَ (ELZ̃YN) = elleƶīne : kimseler
15. امَنُوا ( ËMNVE) = āmenū : inanan(lar)
16. كَذَٰلِكَ (KZ̃LK) = keƶālike : işte böyle
17. يَطْبَعُ (YŦBA) = yeTbeǔ : mühürler
18. اللَّهُ (ELLH) = llahu : Allah
19. عَلَىٰ (AL) = ǎlā : üzerini
20. كُلِّ (KL) = kulli : her
21. قَلْبِ (GLB) = ḳalbi : kalbi
22. مُتَكَبِّرٍ (MTKBR) = mutekebbirin : kibirli
23. جَبَّارٍ (CBER) = cebbārin : zorbanın
onlar ki | tartışırlar | hakkında | ayetleri | Allah'ın | olmadan | bir delil | kendilerine gelmiş | ne büyük | bir kızgınlıktır | yanında | Allah | ve yanında | kimseler | inanan(lar) | işte böyle | mühürler | Allah | üzerini | her | kalbi | kibirli | zorbanın |

[] [CD̃L] [] [EYY] [] [ĞYR] [SLŦ] [ETY] [KBR] [MGT] [AND̃] [] [AND̃] [] [EMN] [] [ŦBA] [] [] [KLL] [GLB] [KBR] [CBR]
ELZ̃YN YCED̃LVN FY ËYET ELLH BĞYR SLŦEN ÊTEHM KBR MGTE AND̃ ELLH VAND̃ ELZ̃YN ËMNVE KZ̃LK YŦBA ELLH AL KL GLB MTKBR CBER

elleƶīne yucādilūne āyāti llahi biğayri sulTānin etāhum kebura meḳten ǐnde llahi ve ǐnde elleƶīne āmenū keƶālike yeTbeǔ llahu ǎlā kulli ḳalbi mutekebbirin cebbārin
الذين يجادلون في آيات الله بغير سلطان أتاهم كبر مقتا عند الله وعند الذين آمنوا كذلك يطبع الله على كل قلب متكبر جبار

 » 40 / Mü’min  Suresi: 35
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
الذين | ELZ̃YN elleƶīne onlar ki Those who
يجادلون ج د ل | CD̃L YCED̃LVN yucādilūne tartışırlar dispute
في | FY hakkında concerning
آيات ا ي ي | EYY ËYET āyāti ayetleri (the) Signs
الله | ELLH llahi Allah'ın (of) Allah
بغير غ ي ر | ĞYR BĞYR biğayri olmadan without
سلطان س ل ط | SLŦ SLŦEN sulTānin bir delil any authority
أتاهم ا ت ي | ETY ÊTEHM etāhum kendilerine gelmiş (having) come to them,
كبر ك ب ر | KBR KBR kebura ne büyük (it) is greatly
مقتا م ق ت | MGT MGTE meḳten bir kızgınlıktır hateful
عند ع ن د | AND̃ AND̃ ǐnde yanında near Allah
الله | ELLH llahi Allah near Allah
وعند ع ن د | AND̃ VAND̃ ve ǐnde ve yanında and near
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimseler those
آمنوا ا م ن | EMN ËMNVE āmenū inanan(lar) who believe.
كذلك | KZ̃LK keƶālike işte böyle Thus
يطبع ط ب ع | ŦBA YŦBA yeTbeǔ mühürler Allah sets a seal
الله | ELLH llahu Allah Allah sets a seal
على | AL ǎlā üzerini over
كل ك ل ل | KLL KL kulli her every
قلب ق ل ب | GLB GLB ḳalbi kalbi heart
متكبر ك ب ر | KBR MTKBR mutekebbirin kibirli (of) an arrogant
جبار ج ب ر | CBR CBER cebbārin zorbanın "tyrant."""

40:35 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

onlar ki | tartışırlar | hakkında | ayetleri | Allah'ın | olmadan | bir delil | kendilerine gelmiş | ne büyük | bir kızgınlıktır | yanında | Allah | ve yanında | kimseler | inanan(lar) | işte böyle | mühürler | Allah | üzerini | her | kalbi | kibirli | zorbanın |

[] [CD̃L] [] [EYY] [] [ĞYR] [SLŦ] [ETY] [KBR] [MGT] [AND̃] [] [AND̃] [] [EMN] [] [ŦBA] [] [] [KLL] [GLB] [KBR] [CBR]
ELZ̃YN YCED̃LVN FY ËYET ELLH BĞYR SLŦEN ÊTEHM KBR MGTE AND̃ ELLH VAND̃ ELZ̃YN ËMNVE KZ̃LK YŦBA ELLH AL KL GLB MTKBR CBER

elleƶīne yucādilūne āyāti llahi biğayri sulTānin etāhum kebura meḳten ǐnde llahi ve ǐnde elleƶīne āmenū keƶālike yeTbeǔ llahu ǎlā kulli ḳalbi mutekebbirin cebbārin
الذين يجادلون في آيات الله بغير سلطان أتاهم كبر مقتا عند الله وعند الذين آمنوا كذلك يطبع الله على كل قلب متكبر جبار

[] [ج د ل] [] [ا ي ي] [] [غ ي ر] [س ل ط] [ا ت ي] [ك ب ر] [م ق ت] [ع ن د] [] [ع ن د] [] [ا م ن] [] [ط ب ع] [] [] [ك ل ل] [ق ل ب] [ك ب ر] [ج ب ر]

 » 40 / Mü’min  Suresi: 35
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
الذين | ELZ̃YN elleƶīne onlar ki Those who
Elif,Lam,Zel,Ye,Nun,
1,30,700,10,50,
REL – masculine plural relative pronoun
اسم موصول
يجادلون ج د ل | CD̃L YCED̃LVN yucādilūne tartışırlar dispute
Ye,Cim,Elif,Dal,Lam,Vav,Nun,
10,3,1,4,30,6,50,
V – 3rd person masculine plural (form III) imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
في | FY hakkında concerning
Fe,Ye,
80,10,
P – preposition
حرف جر
آيات ا ي ي | EYY ËYET āyāti ayetleri (the) Signs
,Ye,Elif,Te,
,10,1,400,
N – genitive feminine plural noun
اسم مجرور
الله | ELLH llahi Allah'ın (of) Allah
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – genitive proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مجرور
بغير غ ي ر | ĞYR BĞYR biğayri olmadan without
Be,Ğayn,Ye,Re,
2,1000,10,200,
P – prefixed preposition bi
N – genitive masculine noun
جار ومجرور
سلطان س ل ط | SLŦ SLŦEN sulTānin bir delil any authority
Sin,Lam,Tı,Elif,Nun,
60,30,9,1,50,
N – genitive masculine indefinite noun
اسم مجرور
أتاهم ا ت ي | ETY ÊTEHM etāhum kendilerine gelmiş (having) come to them,
,Te,Elif,He,Mim,
,400,1,5,40,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
فعل ماض و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
كبر ك ب ر | KBR KBR kebura ne büyük (it) is greatly
Kef,Be,Re,
20,2,200,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
مقتا م ق ت | MGT MGTE meḳten bir kızgınlıktır hateful
Mim,Gaf,Te,Elif,
40,100,400,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
عند ع ن د | AND̃ AND̃ ǐnde yanında near Allah
Ayn,Nun,Dal,
70,50,4,
LOC – accusative location adverb
ظرف مكان منصوب
الله | ELLH llahi Allah near Allah
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – genitive proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مجرور
وعند ع ن د | AND̃ VAND̃ ve ǐnde ve yanında and near
Vav,Ayn,Nun,Dal,
6,70,50,4,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
LOC – accusative location adverb
الواو عاطفة
ظرف مكان منصوب
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimseler those
Elif,Lam,Zel,Ye,Nun,
1,30,700,10,50,
REL – masculine plural relative pronoun
اسم موصول
آمنوا ا م ن | EMN ËMNVE āmenū inanan(lar) who believe.
,Mim,Nun,Vav,Elif,
,40,50,6,1,
V – 3rd person masculine plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
كذلك | KZ̃LK keƶālike işte böyle Thus
Kef,Zel,Lam,Kef,
20,700,30,20,
P – prefixed preposition ka
DEM – masculine singular demonstrative pronoun
جار ومجرور
يطبع ط ب ع | ŦBA YŦBA yeTbeǔ mühürler Allah sets a seal
Ye,Tı,Be,Ayn,
10,9,2,70,
V – 3rd person masculine singular imperfect verb
فعل مضارع
الله | ELLH llahu Allah Allah sets a seal
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – nominative proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مرفوع
على | AL ǎlā üzerini over
Ayn,Lam,,
70,30,,
P – preposition
حرف جر
كل ك ل ل | KLL KL kulli her every
Kef,Lam,
20,30,
N – genitive masculine noun
اسم مجرور
قلب ق ل ب | GLB GLB ḳalbi kalbi heart
Gaf,Lam,Be,
100,30,2,
"N – genitive feminine singular noun → Heart"
اسم مجرور
متكبر ك ب ر | KBR MTKBR mutekebbirin kibirli (of) an arrogant
Mim,Te,Kef,Be,Re,
40,400,20,2,200,
N – genitive masculine indefinite (form V) active participle
اسم مجرور
جبار ج ب ر | CBR CBER cebbārin zorbanın "tyrant."""
Cim,Be,Elif,Re,
3,2,1,200,
ADJ – genitive masculine singular indefinite adjective
صفة مجرورة
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |الَّذِينَ: onlar ki | يُجَادِلُونَ: tartışırlar | فِي: hakkında | ايَاتِ: ayetleri | اللَّهِ: Allah'ın | بِغَيْرِ: olmadan | سُلْطَانٍ: bir delil | أَتَاهُمْ: kendilerine gelmiş | كَبُرَ: ne büyük | مَقْتًا: bir kızgınlıktır | عِنْدَ: yanında | اللَّهِ: Allah | وَعِنْدَ: ve yanında | الَّذِينَ: kimseler | امَنُوا: inanan(lar) | كَذَٰلِكَ: işte böyle | يَطْبَعُ: mühürler | اللَّهُ: Allah | عَلَىٰ: üzerini | كُلِّ: her | قَلْبِ: kalbi | مُتَكَبِّرٍ: kibirli | جَبَّارٍ: zorbanın |
Kırık Meal (Harekesiz) : |الذين ELZ̃YN onlar ki | يجادلون YCED̃LWN tartışırlar | في FY hakkında | آيات ËYET ayetleri | الله ELLH Allah'ın | بغير BĞYR olmadan | سلطان SLŦEN bir delil | أتاهم ÊTEHM kendilerine gelmiş | كبر KBR ne büyük | مقتا MGTE bir kızgınlıktır | عند AND̃ yanında | الله ELLH Allah | وعند WAND̃ ve yanında | الذين ELZ̃YN kimseler | آمنوا ËMNWE inanan(lar) | كذلك KZ̃LK işte böyle | يطبع YŦBA mühürler | الله ELLH Allah | على AL üzerini | كل KL her | قلب GLB kalbi | متكبر MTKBR kibirli | جبار CBER zorbanın |
Kırık Meal (Okunuş) : |elleƶīne: onlar ki | yucādilūne: tartışırlar | : hakkında | āyāti: ayetleri | llahi: Allah'ın | biğayri: olmadan | sulTānin: bir delil | etāhum: kendilerine gelmiş | kebura: ne büyük | meḳten: bir kızgınlıktır | ǐnde: yanında | llahi: Allah | ve ǐnde: ve yanında | elleƶīne: kimseler | āmenū: inanan(lar) | keƶālike: işte böyle | yeTbeǔ: mühürler | llahu: Allah | ǎlā: üzerini | kulli: her | ḳalbi: kalbi | mutekebbirin: kibirli | cebbārin: zorbanın |
Kırık Meal (Transcript) : |ELZ̃YN: onlar ki | YCED̃LVN: tartışırlar | FY: hakkında | ËYET: ayetleri | ELLH: Allah'ın | BĞYR: olmadan | SLŦEN: bir delil | ÊTEHM: kendilerine gelmiş | KBR: ne büyük | MGTE: bir kızgınlıktır | AND̃: yanında | ELLH: Allah | VAND̃: ve yanında | ELZ̃YN: kimseler | ËMNVE: inanan(lar) | KZ̃LK: işte böyle | YŦBA: mühürler | ELLH: Allah | AL: üzerini | KL: her | GLB: kalbi | MTKBR: kibirli | CBER: zorbanın |
Abdulbaki Gölpınarlı : Öyle kişilerdir onlar ki kendilerine hiçbir kesin delil gelmediği halde Allah'ın delilleri hakkında çekişmiye girişirler; Allah katında da bir nefrete ve buğza uğrarlar, inananlar katında da; Allah, her kibirli ve cebbar kişinin gönlünü böyle mühürler işte.
Adem Uğur : Kendilerine gelmiş hiçbir delil olmadığı halde Allah'ın âyetleri hakkında mücadele edenler gerek Allah yanında, gerekse iman edenler yanında büyük bir nefretle karşılanır. Allah, büyüklük taslayan her zorbanın kalbini işte böyle mühürler.
Ahmed Hulusi : Onlar ki kendilerine gelmiş reddedilemez bir delil olmaksızın Allâh'ın işaretleri hakkında mücadele ederler. . . (Bu durum) hem Allâh indînde ve hem de iman edenlerin indînde şiddetli gazaba sebep oldu. . . Böylece Allâh, her kibirlenen, zorba bilinci kilitler.
Ahmet Tekin : Kendilerine gelmiş hiçbir delil, hiçbir ferman, hiçbir yetki olmadığı halde, Allah’ın âyetleriyle ilgili tartışma açanlar, Allah katında ne büyük gazaba uğrayacaklar. İman edenler yanında da ne büyük öfkeyle karşılanır. Allah kendilerinde bir güç gören, zorbaların, diktatörlerin, kalplerini, kafalarını işte böyle anlayışsız hale getirir.
Ahmet Varol : Onlar ki, kendilerine gelmiş açık bir delil olmaksızın Allah'ın ayetleri hakkında mücadele ederler. Bu Allah katında da iman edenlerin yanında da büyük bir öfkeye yolaçar. İşte Allah her kibirli zorbanın kalbini böyle mühürler.'
Ali Bulaç : "Ki onlar, Allah'ın ayetleri konusunda kendilerine gelmiş bir delil bulunmaksızın mücadele edip dururlar. (Bu,) Allah katında da, iman edenler katında da büyük bir öfke (sebebi)dir. İşte Allah, her mütekebbir zorbanın kalbini böyle mühürler."
Ali Fikri Yavuz : (O Şübheciler), o kimselerdir ki, kendilerine (Allah’dan) gelmiş hiçbir delil olmaksızın Allah’ın ayetlerinde mücadele ederler. Bu, hem Allah katında, hem iman edenler yanında en büyük buğzu gerektirir. İşte Allah her mütekebbir zorbanın kalbini böyle mühürler.”
Bekir Sadak : «Bunlar, Allah'in ayeterini uzerinde kendilerine gelmis bir delil bulunmadan tartisirlar. Bu, Allah katinda da, inananlarin yaninda da ofkeyi arttirir. Allah, buyukluk taslayan her zorbanin kalbini bundan dolayi muhurler.»
Celal Yıldırım : O şüpheciler ki, kendilerine gelmiş bir delîl ve belge olmaksızın Allah'ın âyetleri hakkında tartışıp durdular. Allah yanında da, imân edenler yanında da (bu) büyük bir öfke ve nefrettir! İşte Allah, kendini beğenmiş her zorbanın kalbini böyle mühürler.
Diyanet İşleri : Onlar kendilerine gelmiş hiçbir delil olmaksızın, Allah’ın âyetleri hakkında tartışan kimselerdir. Bu ise Allah katında ve iman edenler katında büyük öfke ve gazap gerektiren bir iştir. Allah, her kibirli zorbanın kalbini işte böyle mühürler.
Diyanet İşleri (eski) : 'Bunlar, Allah'ın ayetleri üzerinde kendilerine gelmiş bir delil bulunmadan tartışırlar. Bu, Allah katında da, inananların yanında da öfkeyi arttırır. Allah, büyüklük taslayan her zorbanın kalbini bundan dolayı mühürler.'
Diyanet Vakfi : Kendilerine gelmiş hiçbir delil olmadığı halde Allah'ın âyetleri hakkında mücadele edenler gerek Allah yanında, gerekse iman edenler yanında büyük bir nefretle karşılanır. Allah, büyüklük taslayan her zorbanın kalbini işte böyle mühürler.
Edip Yüksel : ALLAH'ın ayet ve mucizelerine karşı, hiç bir delile sahip olmadan tartışanlar, hem ALLAH katında ve hem de inananlar katında büyük bir öfkeye muhataptır. ALLAH her kibirli zorbanın kalbini işte böyle mühürler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Onlar, kendilerine gelmiş bir delil olmaksızın, Allah'ın âyetleri hakkında mücadele ederler. Bu durum, Allah katında ve iman edenler yanında büyük bir buğzu gerektirir. İşte Allah, her böbürlenen zorbanın kalbini öyle bir tabiat ile mühürler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Onlar ki, kendilerine gelmiş bir delil olmaksızın Allah'ın ayetleri hakkında mücadele ederler. Allah katında ve imanı olanların yanında kin beslenmesi için ne büyük huy! İşte Allah, her zorba, böbürlenen kimsenin kalbini öyle bir tabiat ile mühürler.
Elmalılı Hamdi Yazır : Onlar ki kendilerine gelmiş bir bürhan olmaksızın Allahın âyetlerinde mücadele ederler, Allah yanında ve iymanı olanlar ındinde mebğuz olmak için ne büyük huy, işte Allah her cebbar mütekebbirin kalbini öyle bir tabiat ile mühürler
Fizilal-il Kuran : Bunlar, Allah'ın ayetleri üzerinde kendilerine gelmiş bir delil bulunmadan tartışırlar. Bu Allah katında da, inananların yanında da öfkeyi artırır. Allah büyüklük taslayan her zorbanın kalbini bundan dolayı mühürler.
Gültekin Onan : "Ki onlar, Tanrı'nın ayetleri konusunda kendilerine gelmiş bir delil bulunmaksızın mücadele edip dururlar. (Bu) Tanrı katında da, inananlar katında da büyük bir öfke (sebebi)dir. İşte Tanrı, her mütekebbir zorbanın kalbini böyle mühürler."
Hakkı Yılmaz : (30-35) "Yine o iman etmiş olan kimse: “Ey toplumum! Şüphesiz ben, sizin hakkınızda Ahzâb'ın günü benzerinden; Nûh toplumunun, Âd'ın, Semûd'un ve daha sonrakilerin maceralarının benzerinden korkuyorum. Ve Allah, kulları için bir haksızlık, yanlışlık istemez. Ey toplumum! Şüphesiz ben, size gelecek o çağrışma-bağrışma/ kaçışma gününden; arkanıza dönüp kaçacağınız günden korkuyorum. Sizin için Allah'tan koruyan biri yoktur. Her kimi de Allah şaşırtırsa, artık onun için bir yol gösterici yoktur. Ve andolsun ki, bundan önce size Yûsuf delillerle gelmişti. O zaman da o'nun size getirdiği şeylerde şüphe edip durmuştunuz. Sonunda o öldüğünde de, “Bundan sonra Allah, asla elçi göndermez” dediniz. Allah, şu kendilerine gelmiş bir güç olmaksızın, Allah'ın âyetleri/alâmetleri/göstergeleri hakkında mücâdele eden, aşırı giden, şüpheci olan kişileri işte böyle şaşırtır. Bu durum, Allah katında ve iman edenler yanında buğz olarak büyüktür. İşte Allah, her böbürlenen zorbanın kalbi üzerine damga basar” dedi. "
Hasan Basri Çantay : «Onlar, kendilerine gelmiş hiçbir hüccet olmadığı halde Allahın âyetleri hakkında mücâdele edenlerdir. Gerek Allah indinde, gerek îman edenler katında (buna) buğz büyümüşdür. Allah, büyüklük taslayan her zorbanın kalbini işte böyle mühürler».
Hayrat Neşriyat : Onlar ki, kendilerine gelmiş bir delîl olmaksızın, Allah’ın âyetleri hakkında mücâdele ederler. (Bu,) Allah katında da, îmân edenlerin yanında da nefret cihetiyle büyük olmuştur. İşte Allah, (kendisine) büyüklük taslayan her zorbanın kalbini (kendi kibri ve bunda ısrarı üzerine) böyle mühürler!
İbni Kesir : Onlar ki; kendilerine gelmiş bir huccet bulunmaksızın Allah'ın ayetleri üzerinde tartışırlar. Bu, Allah katında da, iman edenlerin yanında da öfkeyi arttırır. Ve böylece Allah; büyüklük taslayan her zorbanın kalbini mühürler.
İskender Evrenosoğlu : Onlar kendilerine bir sultan (bir delil) gelmediği halde, Allah'ın âyetleri hakkında mücâdele ederler. Gadap, Allah'ın ve âmenû olanların (Allah'a ulaşmayı dileyenlerin) indinde büyük oldu. Allah bütün zorba mütekebbirlerin kalbinin üzerini işte böyle tabeder (açılmamak üzere mühürler).
Muhammed Esed : Hiçbir delilleri olmadan Allah'ın mesajlarını sorgulayanları (da): hem Allah'ın, hem de iman etmiş olanların gözünde son derece çirkin (bir günah). Allah, bütün kibirli zorbaların kalbini işte böyle mühürler."
Ömer Nasuhi Bilmen : Onlar ki, kendilerine gelmiş hiçbir bürhan olmaksızın Allah'ın âyetlerinde mücadelede bulunurlar. Allah indinde ve imân edenlerin indinde büyük bir gazap (vesilesi) olmuştur. İşte Allah, her mütekebbir, cebbâr olanın kalbini öyle mühürler.
Ömer Öngüt : Onlar kendilerine gelmiş hiçbir delil olmadığı halde Allah'ın âyetleri hakkında tartışırlar. Gerek Allah katında gerek iman edenlerin yanında bu davranışa karşı kızgınlık ve öfke büyümüştür. Allah, büyüklük taslayan her zorbanın kalbini işte böyle mühürler.
Şaban Piriş : Bu kimseler, Allah’ın ayetleri hakkında, kendilerine gelen bir delil olmadığı halde tartışır dururlar. Bu, Allah katında da, iman edenlerin yanında da büyük kızgınlık sebebidir. Allah, büyüklük taslayan her zorbanın kalbini işte böyle mühürler.
Suat Yıldırım : Kendilerine ulaşmış hiçbir delile dayanmaksızın Allah’ın âyetleri hakkında ileri geri tartışanların bu hareketleri, hem Allah indinde, hem de iman edenler yanında pek büyük bir gazaba yol açar. İşte Allah, her kibirli ve zorbanın kalbini böylece mühürler.
Süleyman Ateş : Onlar ki kendilerine gelmiş bir delil olmadan Allâh'ın âyetleri hakkında tartışırlar. (Bu hareketleri) Gerek Allâh yanında, gerek inananlar yanında (onlara karşı) ne büyük bir kızgınlık (doğurur)! İşte Allâh, her kibirli zorbanın kalbini böyle mühürler."
Tefhim-ul Kuran : «Ki onlar, Allah'ın ayetleri konusunda kendilerine gelmiş bir delil bulunmaksızın mücadele edip dururlar. (Bu,) Allah katında da, iman edenler katında da büyük bir öfke (sebebi)dir. İşte Allah, her mütekebbir zorbanın kalbini böyle damgalar.»
Ümit Şimşek : Onlar, kendilerine ulaşmış hiçbir delil olmadığı halde Allah'ın âyetleri hakkında tartışanlardır. Bu ise Allah katında da, iman edenler yanında da büyük bir gazap nedenidir. Büyüklük taslayan herbir zorbanın kalbini Allah işte böyle mühürler.
Yaşar Nuri Öztürk : Kendilerine gelmiş bir kanıt olmaksızın Allah'ın ayetleri hakkında mücadele edenlerin durumu, hem Allah katında hem de inananların katında büyük bir öfke konusu olmuştur. Allah, tüm zorba, kibirli kalpler üzerine işte böyle mühür basıyor.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}