» 13 / Ra’d  2:

Kuran Sırası: 13
İniş Sırası: 96
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43

 » 13 / Ra’d  Suresi: 2
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. اللَّهُ (ELLH) = Allahu : Allah
2. الَّذِي (ELZ̃Y) = lleƶī : odur ki
3. رَفَعَ (RFA) = rafeǎ : yükseltti
4. السَّمَاوَاتِ (ELSMEVET) = s-semāvāti : gökleri
5. بِغَيْرِ (BĞYR) = biğayri : olmadan
6. عَمَدٍ (AMD̃) = ǎmedin : bir direk
7. تَرَوْنَهَا (TRVNHE) = teravnehā : görebileceğiniz
8. ثُمَّ (S̃M) = ṧumme : sonra
9. اسْتَوَىٰ (ESTV) = stevā : istiva etti
10. عَلَى (AL) = ǎlā : üzerine
11. الْعَرْشِ (ELARŞ) = l-ǎrşi : Arş
12. وَسَخَّرَ (VSḢR) = ve seḣḣara : ve boyun eğdirdi
13. الشَّمْسَ (ELŞMS) = ş-şemse : güneşi
14. وَالْقَمَرَ (VELGMR) = velḳamera : ve ay'ı
15. كُلٌّ (KL) = kullun : her biri
16. يَجْرِي (YCRY) = yecrī : akıp gitmektedir
17. لِأَجَلٍ (LÊCL) = liecelin : bir süre için
18. مُسَمًّى (MSM) = musemmen : belirli
19. يُدَبِّرُ (YD̃BR) = yudebbiru : düzenliyor
20. الْأَمْرَ (ELÊMR) = l-emra : işi(ni)
21. يُفَصِّلُ (YFṦL) = yufeSSilu : açıklıyor
22. الْايَاتِ (EL ËYET) = l-āyāti : ayerleri
23. لَعَلَّكُمْ (LALKM) = leǎllekum : böylece
24. بِلِقَاءِ (BLGEÙ) = biliḳā'i : karşılaşacağınıza
25. رَبِّكُمْ (RBKM) = rabbikum : Rabbinizle
26. تُوقِنُونَ (TVGNVN) = tūḳinūne : kesin olarak inanırsınız
Allah | odur ki | yükseltti | gökleri | olmadan | bir direk | görebileceğiniz | sonra | istiva etti | üzerine | Arş | ve boyun eğdirdi | güneşi | ve ay'ı | her biri | akıp gitmektedir | bir süre için | belirli | düzenliyor | işi(ni) | açıklıyor | ayerleri | böylece | karşılaşacağınıza | Rabbinizle | kesin olarak inanırsınız |

[] [] [RFA] [SMV] [ĞYR] [AMD̃] [REY] [] [SVY] [] [ARŞ] [SḢR] [ŞMS] [GMR] [KLL] [CRY] [ECL] [SMV] [D̃BR] [EMR] [FṦL] [EYY] [] [LGY] [RBB] [YGN]
ELLH ELZ̃Y RFA ELSMEVET BĞYR AMD̃ TRVNHE S̃M ESTV AL ELARŞ VSḢR ELŞMS VELGMR KL YCRY LÊCL MSM YD̃BR ELÊMR YFṦL EL ËYET LALKM BLGEÙ RBKM TVGNVN

Allahu lleƶī rafeǎ s-semāvāti biğayri ǎmedin teravnehā ṧumme stevā ǎlā l-ǎrşi ve seḣḣara ş-şemse velḳamera kullun yecrī liecelin musemmen yudebbiru l-emra yufeSSilu l-āyāti leǎllekum biliḳā'i rabbikum tūḳinūne
الله الذي رفع السماوات بغير عمد ترونها ثم استوى على العرش وسخر الشمس والقمر كل يجري لأجل مسمى يدبر الأمر يفصل الآيات لعلكم بلقاء ربكم توقنون

 » 13 / Ra’d  Suresi: 2
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
الله | ELLH Allahu Allah Allah
الذي | ELZ̃Y lleƶī odur ki (is) the One Who
رفع ر ف ع | RFA RFA rafeǎ yükseltti raised
السماوات س م و | SMV ELSMEVET s-semāvāti gökleri the heavens
بغير غ ي ر | ĞYR BĞYR biğayri olmadan without
عمد ع م د | AMD̃ AMD̃ ǎmedin bir direk pillars
ترونها ر ا ي | REY TRVNHE teravnehā görebileceğiniz that you see,
ثم | S̃M ṧumme sonra then
استوى س و ي | SVY ESTV stevā istiva etti He established
على | AL ǎlā üzerine on
العرش ع ر ش | ARŞ ELARŞ l-ǎrşi Arş the Throne
وسخر س خ ر | SḢR VSḢR ve seḣḣara ve boyun eğdirdi and subjected
الشمس ش م س | ŞMS ELŞMS ş-şemse güneşi the sun
والقمر ق م ر | GMR VELGMR velḳamera ve ay'ı and the moon
كل ك ل ل | KLL KL kullun her biri each
يجري ج ر ي | CRY YCRY yecrī akıp gitmektedir running
لأجل ا ج ل | ECL LÊCL liecelin bir süre için for a term
مسمى س م و | SMV MSM musemmen belirli appointed,
يدبر د ب ر | D̃BR YD̃BR yudebbiru düzenliyor He arranges
الأمر ا م ر | EMR ELÊMR l-emra işi(ni) "the matter;"
يفصل ف ص ل | FṦL YFṦL yufeSSilu açıklıyor He details
الآيات ا ي ي | EYY EL ËYET l-āyāti ayerleri the Signs
لعلكم | LALKM leǎllekum böylece so that you may
بلقاء ل ق ي | LGY BLGEÙ biliḳā'i karşılaşacağınıza in the meeting
ربكم ر ب ب | RBB RBKM rabbikum Rabbinizle (with) your Lord
توقنون ي ق ن | YGN TVGNVN tūḳinūne kesin olarak inanırsınız believe with certainty.

13:2 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

Allah | odur ki | yükseltti | gökleri | olmadan | bir direk | görebileceğiniz | sonra | istiva etti | üzerine | Arş | ve boyun eğdirdi | güneşi | ve ay'ı | her biri | akıp gitmektedir | bir süre için | belirli | düzenliyor | işi(ni) | açıklıyor | ayerleri | böylece | karşılaşacağınıza | Rabbinizle | kesin olarak inanırsınız |

[] [] [RFA] [SMV] [ĞYR] [AMD̃] [REY] [] [SVY] [] [ARŞ] [SḢR] [ŞMS] [GMR] [KLL] [CRY] [ECL] [SMV] [D̃BR] [EMR] [FṦL] [EYY] [] [LGY] [RBB] [YGN]
ELLH ELZ̃Y RFA ELSMEVET BĞYR AMD̃ TRVNHE S̃M ESTV AL ELARŞ VSḢR ELŞMS VELGMR KL YCRY LÊCL MSM YD̃BR ELÊMR YFṦL EL ËYET LALKM BLGEÙ RBKM TVGNVN

Allahu lleƶī rafeǎ s-semāvāti biğayri ǎmedin teravnehā ṧumme stevā ǎlā l-ǎrşi ve seḣḣara ş-şemse velḳamera kullun yecrī liecelin musemmen yudebbiru l-emra yufeSSilu l-āyāti leǎllekum biliḳā'i rabbikum tūḳinūne
الله الذي رفع السماوات بغير عمد ترونها ثم استوى على العرش وسخر الشمس والقمر كل يجري لأجل مسمى يدبر الأمر يفصل الآيات لعلكم بلقاء ربكم توقنون

[] [] [ر ف ع] [س م و] [غ ي ر] [ع م د] [ر ا ي] [] [س و ي] [] [ع ر ش] [س خ ر] [ش م س] [ق م ر] [ك ل ل] [ج ر ي] [ا ج ل] [س م و] [د ب ر] [ا م ر] [ف ص ل] [ا ي ي] [] [ل ق ي] [ر ب ب] [ي ق ن]

 » 13 / Ra’d  Suresi: 2
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
الله | ELLH Allahu Allah Allah
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – nominative proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مرفوع
الذي | ELZ̃Y lleƶī odur ki (is) the One Who
Elif,Lam,Zel,Ye,
1,30,700,10,
REL – masculine singular relative pronoun
اسم موصول
رفع ر ف ع | RFA RFA rafeǎ yükseltti raised
Re,Fe,Ayn,
200,80,70,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
السماوات س م و | SMV ELSMEVET s-semāvāti gökleri the heavens
Elif,Lam,Sin,Mim,Elif,Vav,Elif,Te,
1,30,60,40,1,6,1,400,
N – genitive feminine plural noun
اسم مجرور
بغير غ ي ر | ĞYR BĞYR biğayri olmadan without
Be,Ğayn,Ye,Re,
2,1000,10,200,
P – prefixed preposition bi
N – genitive masculine noun
جار ومجرور
عمد ع م د | AMD̃ AMD̃ ǎmedin bir direk pillars
Ayn,Mim,Dal,
70,40,4,
N – genitive masculine indefinite noun
اسم مجرور
ترونها ر ا ي | REY TRVNHE teravnehā görebileceğiniz that you see,
Te,Re,Vav,Nun,He,Elif,
400,200,6,50,5,1,
V – 2nd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
PRON – 3rd person feminine singular object pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل و«ها» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
ثم | S̃M ṧumme sonra then
Se,Mim,
500,40,
CONJ – coordinating conjunction
حرف عطف
استوى س و ي | SVY ESTV stevā istiva etti He established
Elif,Sin,Te,Vav,,
1,60,400,6,,
V – 3rd person masculine singular (form VIII) perfect verb
فعل ماض
على | AL ǎlā üzerine on
Ayn,Lam,,
70,30,,
P – preposition
حرف جر
العرش ع ر ش | ARŞ ELARŞ l-ǎrşi Arş the Throne
Elif,Lam,Ayn,Re,Şın,
1,30,70,200,300,
"N – genitive masculine noun → Allah's Throne"
اسم مجرور
وسخر س خ ر | SḢR VSḢR ve seḣḣara ve boyun eğdirdi and subjected
Vav,Sin,Hı,Re,
6,60,600,200,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine singular (form II) perfect verb
الواو عاطفة
فعل ماض
الشمس ش م س | ŞMS ELŞMS ş-şemse güneşi the sun
Elif,Lam,Şın,Mim,Sin,
1,30,300,40,60,
"N – accusative feminine noun → Sun"
اسم منصوب
والقمر ق م ر | GMR VELGMR velḳamera ve ay'ı and the moon
Vav,Elif,Lam,Gaf,Mim,Re,
6,1,30,100,40,200,
"CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – accusative masculine noun → Moon"
الواو عاطفة
اسم منصوب
كل ك ل ل | KLL KL kullun her biri each
Kef,Lam,
20,30,
N – nominative masculine indefinite noun
اسم مرفوع
يجري ج ر ي | CRY YCRY yecrī akıp gitmektedir running
Ye,Cim,Re,Ye,
10,3,200,10,
V – 3rd person masculine singular imperfect verb
فعل مضارع
لأجل ا ج ل | ECL LÊCL liecelin bir süre için for a term
Lam,,Cim,Lam,
30,,3,30,
P – prefixed preposition lām
N – genitive masculine indefinite noun
جار ومجرور
مسمى س م و | SMV MSM musemmen belirli appointed,
Mim,Sin,Mim,,
40,60,40,,
N – genitive masculine indefinite (form II) passive participle
اسم مجرور
يدبر د ب ر | D̃BR YD̃BR yudebbiru düzenliyor He arranges
Ye,Dal,Be,Re,
10,4,2,200,
V – 3rd person masculine singular (form II) imperfect verb
فعل مضارع
الأمر ا م ر | EMR ELÊMR l-emra işi(ni) "the matter;"
Elif,Lam,,Mim,Re,
1,30,,40,200,
N – accusative masculine noun
اسم منصوب
يفصل ف ص ل | FṦL YFṦL yufeSSilu açıklıyor He details
Ye,Fe,Sad,Lam,
10,80,90,30,
V – 3rd person masculine singular (form II) imperfect verb
فعل مضارع
الآيات ا ي ي | EYY EL ËYET l-āyāti ayerleri the Signs
Elif,Lam,,Ye,Elif,Te,
1,30,,10,1,400,
N – genitive feminine plural noun
اسم مجرور
لعلكم | LALKM leǎllekum böylece so that you may
Lam,Ayn,Lam,Kef,Mim,
30,70,30,20,40,
ACC – accusative particle
PRON – 2nd person masculine plural object pronoun
حرف نصب من اخوات «ان» والكاف ضمير متصل في محل نصب اسم «لعل»
بلقاء ل ق ي | LGY BLGEÙ biliḳā'i karşılaşacağınıza in the meeting
Be,Lam,Gaf,Elif,,
2,30,100,1,,
P – prefixed preposition bi
N – genitive masculine (form III) verbal noun
جار ومجرور
ربكم ر ب ب | RBB RBKM rabbikum Rabbinizle (with) your Lord
Re,Be,Kef,Mim,
200,2,20,40,
N – genitive masculine noun
PRON – 2nd person masculine plural possessive pronoun
اسم مجرور والكاف ضمير متصل في محل جر بالاضافة
توقنون ي ق ن | YGN TVGNVN tūḳinūne kesin olarak inanırsınız believe with certainty.
Te,Vav,Gaf,Nun,Vav,Nun,
400,6,100,50,6,50,
V – 2nd person masculine plural (form IV) imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |اللَّهُ: Allah | الَّذِي: odur ki | رَفَعَ: yükseltti | السَّمَاوَاتِ: gökleri | بِغَيْرِ: olmadan | عَمَدٍ: bir direk | تَرَوْنَهَا: görebileceğiniz | ثُمَّ: sonra | اسْتَوَىٰ: istiva etti | عَلَى: üzerine | الْعَرْشِ: Arş | وَسَخَّرَ: ve boyun eğdirdi | الشَّمْسَ: güneşi | وَالْقَمَرَ: ve ay'ı | كُلٌّ: her biri | يَجْرِي: akıp gitmektedir | لِأَجَلٍ: bir süre için | مُسَمًّى: belirli | يُدَبِّرُ: düzenliyor | الْأَمْرَ: işi(ni) | يُفَصِّلُ: açıklıyor | الْايَاتِ: ayerleri | لَعَلَّكُمْ: böylece | بِلِقَاءِ: karşılaşacağınıza | رَبِّكُمْ: Rabbinizle | تُوقِنُونَ: kesin olarak inanırsınız |
Kırık Meal (Harekesiz) : |الله ELLH Allah | الذي ELZ̃Y odur ki | رفع RFA yükseltti | السماوات ELSMEWET gökleri | بغير BĞYR olmadan | عمد AMD̃ bir direk | ترونها TRWNHE görebileceğiniz | ثم S̃M sonra | استوى ESTW istiva etti | على AL üzerine | العرش ELARŞ Arş | وسخر WSḢR ve boyun eğdirdi | الشمس ELŞMS güneşi | والقمر WELGMR ve ay'ı | كل KL her biri | يجري YCRY akıp gitmektedir | لأجل LÊCL bir süre için | مسمى MSM belirli | يدبر YD̃BR düzenliyor | الأمر ELÊMR işi(ni) | يفصل YFṦL açıklıyor | الآيات EL ËYET ayerleri | لعلكم LALKM böylece | بلقاء BLGEÙ karşılaşacağınıza | ربكم RBKM Rabbinizle | توقنون TWGNWN kesin olarak inanırsınız |
Kırık Meal (Okunuş) : |Allahu: Allah | lleƶī: odur ki | rafeǎ: yükseltti | s-semāvāti: gökleri | biğayri: olmadan | ǎmedin: bir direk | teravnehā: görebileceğiniz | ṧumme: sonra | stevā: istiva etti | ǎlā: üzerine | l-ǎrşi: Arş | ve seḣḣara: ve boyun eğdirdi | ş-şemse: güneşi | velḳamera: ve ay'ı | kullun: her biri | yecrī: akıp gitmektedir | liecelin: bir süre için | musemmen: belirli | yudebbiru: düzenliyor | l-emra: işi(ni) | yufeSSilu: açıklıyor | l-āyāti: ayerleri | leǎllekum: böylece | biliḳā'i: karşılaşacağınıza | rabbikum: Rabbinizle | tūḳinūne: kesin olarak inanırsınız |
Kırık Meal (Transcript) : |ELLH: Allah | ELZ̃Y: odur ki | RFA: yükseltti | ELSMEVET: gökleri | BĞYR: olmadan | AMD̃: bir direk | TRVNHE: görebileceğiniz | S̃M: sonra | ESTV: istiva etti | AL: üzerine | ELARŞ: Arş | VSḢR: ve boyun eğdirdi | ELŞMS: güneşi | VELGMR: ve ay'ı | KL: her biri | YCRY: akıp gitmektedir | LÊCL: bir süre için | MSM: belirli | YD̃BR: düzenliyor | ELÊMR: işi(ni) | YFṦL: açıklıyor | EL ËYET: ayerleri | LALKM: böylece | BLGEÙ: karşılaşacağınıza | RBKM: Rabbinizle | TVGNVN: kesin olarak inanırsınız |
Abdulbaki Gölpınarlı : Öyle bir Allah'tır ki görmekte olduğunuz gökleri direksiz yüceltmiştir de sonra arşa hâkim ve mutasarrıf olmuştur ve güneşi ve ayı râm etmiştir, hepsi de muayyen bir zamana dek yürür gider. Rabbinize kavuşacağınızı iyice anlamanız için işleri tedbîr ve tasarruf edip yapan odur, delilleri bildirip açıklayan o.
Adem Uğur : Görmekte olduğunuz gökleri direksiz olarak yükselten, sonra Arş'a istivâ eden, güneşi ve ayı emrine boyun eğdiren Allah'tır. (Bunların) her biri muayyen bir vakte kadar akıp gitmektedir. O, Rabbinize kavuşacağınıza kesin olarak inanmanız için her işi düzenleyip âyetleri açıklamaktadır.
Ahmed Hulusi : (İsmi) Allâh (olan), "HÛ"dur ki semâları (algılanan madde ötesi boyutları - bilinç {yedi nefs} mertebelerini) gördüğünüz bir şeye dayanaksız yükseltti (Farklı algılama sistemlerine dayalı farklı boyutlar meydana getirerek oluşturdu)! Sonra Arş üzerine istiva etti (Esmâ'sının özelliklerini Fiiller âleminde hükümran kıldı)! Güneş'i, Ay'ı hükmünün açığa çıkması için işlevlendirmiştir; her biri belli bir ömre sahip olarak işlevine devam eder. . . Hükmü doğrultusunda (her şeyi) oluşturur - yönlendirir; tüm detaylarıyla var eder; Rabbinizin likâsına (hakikatinizdeki Rabbinizin Esmâ'sının açığa çıkışının farkındalığına) yakîn sahibi olmanız için.
Ahmet Tekin : Allah gökleri, görebildiğiniz direkler koymadan, denge ve çekim kanunu işleterek yükseltip tutan, bir de, Arş üzerinde, sınırsız kudret ve iktidar makamında hükümranlığını kuran, güneşi ve ayı emrine, kurduğu düzene boyun eğdirendir. Her biri belirli vakte kadar yörüngesinde akıp gidiyor. Allah kâinat ve içindeki varlıklarla, dünya ve ötesi ile ilgili ilâhî planlamayı yapıp yürütüyor, hayatın devamını ve aslî düzeni sağlıyor. Birliğini ve kudretini gösteren âyetleri, delilleri ayrıntılarıyla açıklıyor, umulur ki, diriltilerek Rabbinizin huzurunda hesaba çekileceğinizi, mükâfat ve cezanın varlığını, delilleriyle ve gerekçeleriyle bilerek, kesinlikle inanmanıza vesile olur.
Ahmet Varol : Allah O'dur ki; gökleri görmekte olduğunuz şekilde direksiz yükseltti, [1] sonra Arş üzerine istiva etti; güneşi ve ayı da buyruğu altına aldı. (Bunların) hepsi belli bir süre için akıp gitmektedir. İşleri O idare ediyor ve belki Rabbinize kavuşacağınıza kesin olarak inanırsınız diye ayetleri açıklıyor.
Ali Bulaç : Allah O'dur ki, gökleri dayanak olmaksızın yükseltti; onları görmektesiniz. Sonra arşa istiva etti ve güneş ile aya boyun eğdirdi, her biri adı konulmuş bir süreye kadar akıp gitmektedirler. Her işi evirip düzenler, ayetleri birer birer açıklar. Umulur ki, Rabbinize kavuşacağınıza kesin bilgiyle inanırsınız.
Ali Fikri Yavuz : Allah, gökleri, gördüğünüz şekilde, direksiz olarak yükseltendir. Sonra, kudretiyle Arş’ı istilâ etti, güneşi ve ayı da kulların menfaatına tabi (bağlı) kıldı. Bunlardan (güneş ile aydan) her biri belirli bir vakta kadar dolaşıyor. Bütün işleri O idare ediyor; âyetleri açıklıyor ki, sizler Rabbinize kavuşacağınızı şüphesiz bilesiniz.
Bekir Sadak : Gokleri, gordugunuz gibi, direksiz yukselten, sonra arsa hukmeden herbiri belli bir sureye kadar hareket edecek olan gunes ve ay'i buyrugu altina alan, isleri yuruten, ayetleri uzun uzun aciklayan Allah'tir; ola ki Rabbinize kavusacaginiza kesin olarak inanÙrsÙnÙz.
Celal Yıldırım : Allah, öyle bir kudrettir ki, gökleri, gördüğünüz şekilde direksiz yükseltmiş, sonra ARŞ üzerinde ilâhî saltanatını kurmuş ; Güneş ve Ay'ı (belli kanunlara bağlayıp) emrine başeğdirmiştir —ki, bunlardan her biri belirlenmiş bir süreye kadar (kendi yörüngelerinde) hareketlerini sağlar—. İşi plânlı biçimde kusursuz yürütür ve âyetleri (varlığına delâlet eden belgeleri) bir bir açıklar; tâ ki, 'Rabbinize kavuşacağınıza kesin bilgi edinesiniz.
Diyanet İşleri : Allah, gökleri gördüğünüz herhangi bir direk olmadan yükselten, sonra Arş’a kurulan, güneşi ve ayı buyruğu altına alandır. Bunların hepsi belli bir zamana kadar akıp gitmektedir. O, her işi (hakkıyla) düzenler, yürütür, âyetleri ayrı ayrı açıklar ki Rabbinize kavuşacağınıza kesin olarak inanasınız.
Diyanet İşleri (eski) : Gökleri, gördüğünüz gibi, direksiz yükselten, sonra arşa hükmeden, her biri belli bir süreye kadar hareket edecek olan Güneş ve Ay'ı buyruğu altına alan, işleri yürüten, ayetleri uzun uzun açıklayan Allah'tır; ola ki Rabbinize kavuşacağınıza kesin olarak inanırsınız.
Diyanet Vakfi : Görmekte olduğunuz gökleri direksiz olarak yükselten, sonra Arş'a istivâ eden, güneşi ve ayı emrine boyun eğdiren Allah'tır. (Bunların) her biri muayyen bir vakte kadar akıp gitmektedir. O, Rabbinize kavuşacağınıza kesin olarak inanmanız için her işi düzenleyip âyetleri açıklamaktadır.
Edip Yüksel : Görebileceğiniz bir direk olmadan gökleri yükselten, sonra tüm yönetime egemen olan, güneşi ve ayı buyruk altına alan ALLAH'tır. Hepsi belli bir süre için akıp gitmektedir. Tüm işleri kontrol eder ve ayetleri detaylı olarak açıklar ki Rabbinizle kavuşma konusunda kuşkunuz kalmasın
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Allah O'dur ki, gökleri direksiz yükseltti, onu görüyorsunuz, sonra arş üzerine istiva etti, güneşi ve ayı emrine boyun eğdirdi. Her biri belli bir vakte kadar akar gider. Bütün işleri O yönetiyor. Âyetleri O açıklıyor ki, Rabbinizin huzuruna çıkacağınızı iyi bilesiniz.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Allah O'dur ki görüyorsunuz gökleri direksiz yükseltti, sonra Arş üzerine hükümranlığını kurdu, güneşi ve ayı emrine boyun eğdirdi; herbiri belirli bir vakte kadar akıp gidiyor; herşeyi yönetiyor ve ayetleri açıklıyor ki, Rabbinizin huzuruna çıkacağınıza kesin olarak inanasınız.
Elmalılı Hamdi Yazır : Allah odur ki Semalara direksiz irtifa' verdi, onları görüyorsunuz, sonra Arş üzerine istivâ buyurdu ve Şems-ü Kameri teshır eyledi, her biri müsemmâ bir ecel için cereyan ediyor, emri tedbir, âyetleri tafsıl eyliyor ki sizler rabbınızın likasına yakîn hasıl edesiniz
Fizilal-il Kuran : Allah gökleri, gördüğünüz gibi, direksiz olarak yükseltti. Sonra Arş'a kuruldu, güneş ile ayı buyruğu altına aldı, her biri belli bir sürenin sonuna kadar yörüngesinde hareket eder, o bütün bu gelişmeleri düzenler. Rabbinizin karşısına çıkacağınıza kesinlikle inanasınız diye O, size ayetlerini ayrıntılı biçimde açıklar..
Gültekin Onan : Tanrı O'dur ki, gökleri dayanak olmaksızın yükseltti; onları görmektesiniz. Sonra arşa istiva etti ve güneş ile aya boyun eğdirdi, her biri adı konulmuş bir ecele kadar akıp gitmektedirler. Her buyruğu evirip düzenler, ayetleri birer birer açıklar. Umulur ki rabbinize kavuşacağınıza kesin bilgiyle inanırsınız.
Hakkı Yılmaz : (2-4) Allah, gökleri gördüğünüz şekilde, direkler olmadan yükselten, sonra en büyük taht üzerinde egemenlik kuran, güneşe ve aya boyun eğdiren/varlıkların yararlanacağı özelliklerde yaratan Zat'tır. –Hepsi adı konmuş bir süre sonuna akıp gidiyor.– O, işi yönetir, Rabbinize kavuşacağınız güne kani olursunuz diye âyetleri ayrıntılı olarak açıklar. Ve O, arzı uzatan, orada sabit dağlar ve ırmaklar oluşturandır. Ve O, orada bütün meyvelerden iki eş yaptı. O, geceyi gündüzün üzerine örtüyor. Şüphesiz bunda iyiden iyiye düşünen bir toplum için alâmetler/ göstergeler vardır. Ve O, yeryüzünde bir tek su ile sulanan birbirine komşu kıtalar, üzümlerden bahçeler, ekinler, çatallı ve çatalsız hurmalıklar oluşturandır. Ve Biz, meyvelerinde, kokularında, tatlarında onların bazısını bazısı üzerine fazlalıklı kılıyoruz. Şüphesiz aklını kullanan bir toplum için bunda birtakım alâmetler/ göstergeler vardır.
Hasan Basri Çantay : Allah Odur ki gökleri (şu) görmekde olduğunuz (şekilde) direksiz yükseltmişdir, sonra (emri) arş üzerinde hükümran olmuşdur, güneşi, ayı da teshir etmişdir ki (bunların) her biri muayyen vakta kadar (seyr ve) cereyan eder. Her işi yerli yerinde O tedbîr (ve idare) eder, âyetleri O açıklar. Tâki Rabbinize kavuşacağınızı iyice bilesiniz.
Hayrat Neşriyat : Allah, o gördüğünüz gökleri direksiz yükselten, sonra arşa hükmeden, güneşi ve ayı da emrine boyun eğdirendir. Herbiri belirli bir vakte kadar akıp gider. (O, her) işi idâre eder; âyetleri açıklar ki, Rabbinize kavuşacağınıza kat'î olarak inanasınız!
İbni Kesir : Allah O'dur ki; gökleri gördüğünüz gibi yükseltmiş, sonra Arş'a hükmetmiştir. Güneşi ve ayı buyruğu altına almıştır. Bunların her biri belli bir süreye kadar hareket edecektir. İşleri yürütür. Rabbınızla karşılaşacağınıza kesin olarak inanmanız için ayetleri uzun uzun açıklar.
İskender Evrenosoğlu : Görmekte olduğunuz semaları (gök katlarını) direksiz olarak yükselten Allah'tır. Sonra arşa istiva etti. Ve Güneş'i ve Ay'ı emri altına aldı. Hepsi belirlenmiş bir süreye kadar akıp gider. İşleri düzenleyip idare eder. Âyetleri ayrı ayrı açıklar ki; böylece Rabbinize mülâki olmaya (ölmeden evvel ruhunuzu Allah'a ulaştırmaya) yakîn hasıl edersiniz.
Muhammed Esed : Gökleri, görülebilir herhangi bir destek, dayanak olmadan yükselten ve sonra da kudret ve hükümranlık tahtına kurulan Allah'tır; her biri -(O'nun tarafından) belirlenmiş bir süre için- kendi seyrini sürdüren güneşi ve ayı (koyduğu yasalara) tabi tutan O'dur; var olan her şeyi (yöneten), çekip çeviren de O. Bütün bu mesajları açık açık dile getiriyor ki, (Yargı Günü'nde) Rabbinizin huzuruna çıkacağınıza yürekten kesin bir biçimde inanasınız.
Ömer Nasuhi Bilmen : Allah, o zâtı-ı akdestir ki, gökleri görüyorsunuz, direksiz olarak yükseltmiştir. Sonra arş üzerine istivada bulunmuştur ve güneşi de, kameri de musahhar kılmıştır ki, herbiri bir malum vakit için cereyan eder. (O Hâlık-i Kerîm) Her işi tedbir eder, âyetleri mufassalan beyan buyurur. Tâ ki Rabbinize kavuşacağınızı yakînen bilesiniz.
Ömer Öngüt : Allah O'dur ki, gökleri gördüğünüz gibi direksiz yükseltti. Sonra Arş'ı istivâ etti (Arş üzerinde hükümran oldu). Güneşi ve ay'ı musahhar kılmıştır. Bunların her biri, muayyen bir vakte kadar akıp gitmektedir. O her işi düzenler, âyetlerini birer birer açıklar. Tâ ki, Rabbinize kavuşacağınıza kesin bilgi edinesiniz.
Şaban Piriş : Allah, gökleri gördüğünüz gibi direksiz olarak yükseltti. Sonra arşı istiva etti. Her biri belli bir süreye kadar hareket edecek olan güneş ve ayı buyruğu altına aldı. Kesin olarak Rabbinizle buluşacağınıza inanmanız için buyruğunu yürütüp, ayetleri uzun uzun açıklıyor.
Suat Yıldırım : Allah O’dur ki gökleri, sizin de görüp durduğunuz gibi, direksiz yükseltti. Sonra da Arşının üstünde kuruldu. Güneşi ve Ay’ı hizmet etmeleri için sizin emrinize verdi. Bunlardan her biri belirli bir vakte kadar dolaşmaktadır. Bütün işleri O yönetir. Âyetleri size açıklar ki Rabbinize kavuşacağınıza iman edesiniz.
Süleyman Ateş : Allâh odur ki gökleri, görebileceğiniz bir direk olmadan yükseltti, sonra Arş üzerine istivâ etti (mülkünün tahtına oturdu), güneşi ve ay'ı irâdesine boyun eğdirdi. Her biri, belli bir süre için akıp gitmektedir. (Yaratma) işi(ni) düzenler, âyetleri açıklar ki, Rabbinizle karşılaşacağınıza kesin olarak inanasınız.
Tefhim-ul Kuran : Allah O'dur ki, gökleri dayanak olmaksızın yükseltti; onları görmektesiniz. Sonra arşa istiva etti ve güneş ile aya boyun eğdirdi, her biri adı konulmuş bir süreye kadar akıp gitmektedirler. Her işi evirip düzenler, ayetleri birer birer açıklar. Umulur ki, Rabbinize kavuşacağınıza kesin bilgiyle inanırsınız.
Ümit Şimşek : O Allah ki, gökleri, gördüğünüz gibi, direksiz yükseltti, sonra da Arş üzerine kuruldu, Güneşi ve Ayı emrine boyun eğdirdi. Onların hepsi de belirlenmiş bir vakte kadar akıp gitmektedir. O herşeyi yerli yerince tedbir ve idare eder; Rabbinize kavuşacağınızı kesin olarak bilmeniz için de âyetleri iyice açıklar.
Yaşar Nuri Öztürk : Allah odur ki, gökleri direksiz yükseltmiştir; görüyorsunuz onları... Sonra arş üzerine egemen olmuştur. Güneş'i ve Ay'ı da boyun eğdirmiştir. Bunların tümü belirlenmiş bir vakte kadar akar dururlar. Oluşu yönlendirir, çekip çevirir O... Ayetleri birer birer gözler önüne serer ki, Rabbinize kavuşacağınıza açık seçik inanasınız.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}