» 45 / Câsiye  21:

Kuran Sırası: 45
İniş Sırası: 65
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37

 » 45 / Câsiye  Suresi: 21
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. أَمْ (ÊM) = em : yoksa
2. حَسِبَ (ḪSB) = Hasibe : sandılar (mı ki?)
3. الَّذِينَ (ELZ̃YN) = elleƶīne : kimseler
4. اجْتَرَحُوا (ECTRḪVE) = cteraHū : işleyen
5. السَّيِّئَاتِ (ELSYÙET) = s-seyyiāti : kötülükleri
6. أَنْ (ÊN) = en :
7. نَجْعَلَهُمْ (NCALHM) = nec'ǎlehum : onları yapacağımızı
8. كَالَّذِينَ (KELZ̃YN) = kālleƶīne : kimseler gibi
9. امَنُوا ( ËMNVE) = āmenū : inanan
10. وَعَمِلُوا (VAMLVE) = ve ǎmilū : ve yapan
11. الصَّالِحَاتِ (ELṦELḪET) = S-SāliHāti : iyi ameller
12. سَوَاءً (SVEÙ) = sevā'en : bir olacak (öyle mi?)
13. مَحْيَاهُمْ (MḪYEHM) = meHyāhum : yaşamaları
14. وَمَمَاتُهُمْ (VMMETHM) = ve memātuhum : ve ölümleri
15. سَاءَ (SEÙ) = sā'e : ne kötü
16. مَا (ME) = mā :
17. يَحْكُمُونَ (YḪKMVN) = yeHkumūne : hüküm veriyorlar
yoksa | sandılar (mı ki?) | kimseler | işleyen | kötülükleri | | onları yapacağımızı | kimseler gibi | inanan | ve yapan | iyi ameller | bir olacak (öyle mi?) | yaşamaları | ve ölümleri | ne kötü | | hüküm veriyorlar |

[] [ḪSB] [] [CRḪ] [SVE] [] [CAL] [] [EMN] [AML] [ṦLḪ] [SVY] [ḪYY] [MVT] [SVE] [] [ḪKM]
ÊM ḪSB ELZ̃YN ECTRḪVE ELSYÙET ÊN NCALHM KELZ̃YN ËMNVE VAMLVE ELṦELḪET SVEÙ MḪYEHM VMMETHM SEÙ ME YḪKMVN

em Hasibe elleƶīne cteraHū s-seyyiāti en nec'ǎlehum kālleƶīne āmenū ve ǎmilū S-SāliHāti sevā'en meHyāhum ve memātuhum sā'e yeHkumūne
أم حسب الذين اجترحوا السيئات أن نجعلهم كالذين آمنوا وعملوا الصالحات سواء محياهم ومماتهم ساء ما يحكمون

 » 45 / Câsiye  Suresi: 21
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
أم | ÊM em yoksa Do
حسب ح س ب | ḪSB ḪSB Hasibe sandılar (mı ki?) think
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimseler those who
اجترحوا ج ر ح | CRḪ ECTRḪVE cteraHū işleyen commit
السيئات س و ا | SVE ELSYÙET s-seyyiāti kötülükleri evil deeds
أن | ÊN en that
نجعلهم ج ع ل | CAL NCALHM nec'ǎlehum onları yapacağımızı We will make them
كالذين | KELZ̃YN kālleƶīne kimseler gibi like those who
آمنوا ا م ن | EMN ËMNVE āmenū inanan believed
وعملوا ع م ل | AML VAMLVE ve ǎmilū ve yapan and did
الصالحات ص ل ح | ṦLḪ ELṦELḪET S-SāliHāti iyi ameller righteous deeds
سواء س و ي | SVY SVEÙ sevā'en bir olacak (öyle mi?) equal
محياهم ح ي ي | ḪYY MḪYEHM meHyāhum yaşamaları (in) their life
ومماتهم م و ت | MVT VMMETHM ve memātuhum ve ölümleri and their death?
ساء س و ا | SVE SEÙ sā'e ne kötü Evil is
ما | ME what
يحكمون ح ك م | ḪKM YḪKMVN yeHkumūne hüküm veriyorlar they judge!

45:21 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

yoksa | sandılar (mı ki?) | kimseler | işleyen | kötülükleri | | onları yapacağımızı | kimseler gibi | inanan | ve yapan | iyi ameller | bir olacak (öyle mi?) | yaşamaları | ve ölümleri | ne kötü | | hüküm veriyorlar |

[] [ḪSB] [] [CRḪ] [SVE] [] [CAL] [] [EMN] [AML] [ṦLḪ] [SVY] [ḪYY] [MVT] [SVE] [] [ḪKM]
ÊM ḪSB ELZ̃YN ECTRḪVE ELSYÙET ÊN NCALHM KELZ̃YN ËMNVE VAMLVE ELṦELḪET SVEÙ MḪYEHM VMMETHM SEÙ ME YḪKMVN

em Hasibe elleƶīne cteraHū s-seyyiāti en nec'ǎlehum kālleƶīne āmenū ve ǎmilū S-SāliHāti sevā'en meHyāhum ve memātuhum sā'e yeHkumūne
أم حسب الذين اجترحوا السيئات أن نجعلهم كالذين آمنوا وعملوا الصالحات سواء محياهم ومماتهم ساء ما يحكمون

[] [ح س ب] [] [ج ر ح] [س و ا] [] [ج ع ل] [] [ا م ن] [ع م ل] [ص ل ح] [س و ي] [ح ي ي] [م و ت] [س و ا] [] [ح ك م]

 » 45 / Câsiye  Suresi: 21
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
أم | ÊM em yoksa Do
,Mim,
,40,
CONJ – coordinating conjunction
حرف عطف
حسب ح س ب | ḪSB ḪSB Hasibe sandılar (mı ki?) think
Ha,Sin,Be,
8,60,2,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimseler those who
Elif,Lam,Zel,Ye,Nun,
1,30,700,10,50,
REL – masculine plural relative pronoun
اسم موصول
اجترحوا ج ر ح | CRḪ ECTRḪVE cteraHū işleyen commit
Elif,Cim,Te,Re,Ha,Vav,Elif,
1,3,400,200,8,6,1,
V – 3rd person masculine plural (form VIII) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
السيئات س و ا | SVE ELSYÙET s-seyyiāti kötülükleri evil deeds
Elif,Lam,Sin,Ye,,Elif,Te,
1,30,60,10,,1,400,
N – accusative feminine plural noun
اسم منصوب
أن | ÊN en that
,Nun,
,50,
SUB – subordinating conjunction
حرف مصدري
نجعلهم ج ع ل | CAL NCALHM nec'ǎlehum onları yapacağımızı We will make them
Nun,Cim,Ayn,Lam,He,Mim,
50,3,70,30,5,40,
V – 1st person plural imperfect verb, subjunctive mood
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
فعل مضارع منصوب و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
كالذين | KELZ̃YN kālleƶīne kimseler gibi like those who
Kef,Elif,Lam,Zel,Ye,Nun,
20,1,30,700,10,50,
P – prefixed preposition ka
REL – masculine plural relative pronoun
جار ومجرور
آمنوا ا م ن | EMN ËMNVE āmenū inanan believed
,Mim,Nun,Vav,Elif,
,40,50,6,1,
V – 3rd person masculine plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
وعملوا ع م ل | AML VAMLVE ve ǎmilū ve yapan and did
Vav,Ayn,Mim,Lam,Vav,Elif,
6,70,40,30,6,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
الواو عاطفة
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
الصالحات ص ل ح | ṦLḪ ELṦELḪET S-SāliHāti iyi ameller righteous deeds
Elif,Lam,Sad,Elif,Lam,Ha,Elif,Te,
1,30,90,1,30,8,1,400,
N – genitive feminine plural active participle
اسم مجرور
سواء س و ي | SVY SVEÙ sevā'en bir olacak (öyle mi?) equal
Sin,Vav,Elif,,
60,6,1,,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
محياهم ح ي ي | ḪYY MḪYEHM meHyāhum yaşamaları (in) their life
Mim,Ha,Ye,Elif,He,Mim,
40,8,10,1,5,40,
N – genitive masculine noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم مجرور و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
ومماتهم م و ت | MVT VMMETHM ve memātuhum ve ölümleri and their death?
Vav,Mim,Mim,Elif,Te,He,Mim,
6,40,40,1,400,5,40,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – nominative masculine noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
الواو عاطفة
اسم مرفوع و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
ساء س و ا | SVE SEÙ sā'e ne kötü Evil is
Sin,Elif,,
60,1,,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
ما | ME what
Mim,Elif,
40,1,
REL – relative pronoun
اسم موصول
يحكمون ح ك م | ḪKM YḪKMVN yeHkumūne hüküm veriyorlar they judge!
Ye,Ha,Kef,Mim,Vav,Nun,
10,8,20,40,6,50,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |أَمْ: yoksa | حَسِبَ: sandılar (mı ki?) | الَّذِينَ: kimseler | اجْتَرَحُوا: işleyen | السَّيِّئَاتِ: kötülükleri | أَنْ: | نَجْعَلَهُمْ: onları yapacağımızı | كَالَّذِينَ: kimseler gibi | امَنُوا: inanan | وَعَمِلُوا: ve yapan | الصَّالِحَاتِ: iyi ameller | سَوَاءً: bir olacak (öyle mi?) | مَحْيَاهُمْ: yaşamaları | وَمَمَاتُهُمْ: ve ölümleri | سَاءَ: ne kötü | مَا: | يَحْكُمُونَ: hüküm veriyorlar |
Kırık Meal (Harekesiz) : |أم ÊM yoksa | حسب ḪSB sandılar (mı ki?) | الذين ELZ̃YN kimseler | اجترحوا ECTRḪWE işleyen | السيئات ELSYÙET kötülükleri | أن ÊN | نجعلهم NCALHM onları yapacağımızı | كالذين KELZ̃YN kimseler gibi | آمنوا ËMNWE inanan | وعملوا WAMLWE ve yapan | الصالحات ELṦELḪET iyi ameller | سواء SWEÙ bir olacak (öyle mi?) | محياهم MḪYEHM yaşamaları | ومماتهم WMMETHM ve ölümleri | ساء SEÙ ne kötü | ما ME | يحكمون YḪKMWN hüküm veriyorlar |
Kırık Meal (Okunuş) : |em: yoksa | Hasibe: sandılar (mı ki?) | elleƶīne: kimseler | cteraHū: işleyen | s-seyyiāti: kötülükleri | en: | nec'ǎlehum: onları yapacağımızı | kālleƶīne: kimseler gibi | āmenū: inanan | ve ǎmilū: ve yapan | S-SāliHāti: iyi ameller | sevā'en: bir olacak (öyle mi?) | meHyāhum: yaşamaları | ve memātuhum: ve ölümleri | sā'e: ne kötü | : | yeHkumūne: hüküm veriyorlar |
Kırık Meal (Transcript) : |ÊM: yoksa | ḪSB: sandılar (mı ki?) | ELZ̃YN: kimseler | ECTRḪVE: işleyen | ELSYÙET: kötülükleri | ÊN: | NCALHM: onları yapacağımızı | KELZ̃YN: kimseler gibi | ËMNVE: inanan | VAMLVE: ve yapan | ELṦELḪET: iyi ameller | SVEÙ: bir olacak (öyle mi?) | MḪYEHM: yaşamaları | VMMETHM: ve ölümleri | SEÙ: ne kötü | ME: | YḪKMVN: hüküm veriyorlar |
Abdulbaki Gölpınarlı : Yoksa kötülük kazananlar, kendilerini de îmân edenler ve iyi işlerde bulunanlarla eşit mi tutacağız, dirimleri de, ölümleri de onlarla bir olacak mı sanıyorlar? Ne de kötü hükmediyorlar.
Adem Uğur : Yoksa kötülük işleyenler ölümlerinde ve sağlıklarında kendilerini, inanıp iyi ameller işleyen kimseler ile bir mi tutacağımızı sandılar? Ne kötü hüküm veriyorlar!
Ahmed Hulusi : Yoksa kötülükleri kazananlar, kendilerini, iman edip imanın gereğini uygulayanlarla aynı kılacağımızı; hayatlarında ve mematlarında eşit (tutacağımızı) mi sandılar? Ne kötü hüküm veriyorlar!
Ahmet Tekin : Yoksa kötü ameller, günahlar işleyenler, hayatlarında da, öldükten sonra da kendilerini; iman edip, hâlis niyet ve amaçlarla, İslâm esaslarını, İslâmî düzeni hayata geçirenler, iş barışı içinde bilinçli, planlı, mükemmel, meşrû, faydalı, verimli çalışarak nimetin-ürünün bollaşmasını sağlayanlar, yerinde, haklı çıkışlar yaparak, düzelmeye, iyiliğe, iyileştirmeye ön ayak olanlar, cârî-kalıcı hayırlar-sâlih ameller işleyenlerle bir tutacağımızı mı sandılar? Ne kötü hüküm veriyorlar!
Ahmet Varol : Yoksa kötülükleri işleyenler kendilerini, hayatları da ölümleri de bir olacak şekilde, iman edip salih ameller işleyenlerle bir tutacağımızı mı sandılar? Ne kadar kötü hüküm veriyorlar!
Ali Bulaç : Yoksa kötülüklere batıp yara alanlar, kendilerini iman edip salih amellerde bulunanlar gibi kılacağımızı mı sandılar? Hayatları ve ölümleri bir mi (olacak)? Ne kötü hüküm veriyorlar.
Ali Fikri Yavuz : Yoksa o kötülükleri işleyib duranlar, kendilerini, iman edib salih ameller işliyenler gibi yapacağız, hayat ve ölümlerini bir tutacağız mı sandılar? Ne fena hüküm veriyorlar...
Bekir Sadak : Yoksa, kotuluk isleyen kimseler, olumlerinde ve diriliklerinde kendilerini, inanip yararli is isleyen kimseler ile bir mi tutacagimizi sandilar? Ne kotu hukum veriyorlar! *
Celal Yıldırım : Yoksa o kötülükleri işleyip duranları; imân edip iyi-yararlı amellerde bulunanlar gibi mi yapacağız, hayatlarını, ölümlerini bir mi tutacağımızı sanıyorlar ? Ne kötü hüküm veriyorlar!
Diyanet İşleri : Yoksa kötülük işleyenler, kendilerini, inanıp salih amel işleyenler gibi kılacağımızı; hayatlarının ve ölümlerinin bir olacağını mı sanıyorlar? Ne kötü hüküm veriyorlar!
Diyanet İşleri (eski) : Yoksa, kötülük işleyen kimseler, ölümlerinde ve diriliklerinde kendilerini, inanıp yararlı iş işleyen kimseler ile bir mi tutacağımızı sandılar? Ne kötü hüküm veriyorlar!
Diyanet Vakfi : Yoksa kötülük işleyenler ölümlerinde ve sağlıklarında kendilerini, inanıp iyi ameller işleyen kimseler ile bir mi tutacağımızı sandılar? Ne kötü hüküm veriyorlar!
Edip Yüksel : Kötülükleri işleyen kimseler, dirildiklerinde ve ölümlerinde, kendilerini, inanıp erdemli davrananlarla bir mi tutacağımızı sandılar? Ne kötü hüküm veriyorlar!
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Yoksa, kötülük işleyenler, hayatlarında ve ölümlerinde kendilerini, iman edip iyi ameller işleyen kimselerle bir tutacağımızı mı zannettiler? Ne kötü hüküm veriyorlar!
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Yoksa o kötülükleri yapıp duran kimseler, kendilerini iman edip iyi ameller yapan kimseler gibi yapacağız, hayatlarını ve ölümlerini bir tutacağız mı sandılar? Ne kötü hüküm veriyorlar.
Elmalılı Hamdi Yazır : Yoksa o kötülükleri yapıp duran kimseler, kendilerini o iyman edip salih ameller yapan kimseler gibi yapacağız, hayat ve memâtlarını müsavî kılacağız mı sandılar? Ne fena hukmediyorlar!
Fizilal-il Kuran : Yoksa kötülükleri işleyen kimseler kendilerini inanıp iyi ameller işleyenlerle bir tutacağımızı mı sandılar? Yaşamaları ve ölmeleri bir olacak öyle mi? Ne kötü hüküm veriyorlar.
Gültekin Onan : Yoksa kötülüklere batıp yara alanlar, kendilerini inanıp salih amellerde bulunanlar gibi kılacağımızı mı sandılar? Hayatları ve ölümleri bir mi (olacak)? Ne kötü hüküm veriyorlar.
Hakkı Yılmaz : Yoksa kötülükleri işleyen o kimseler, kendilerini, hayatlarında ve ölümlerinde, iman eden ve düzeltmeye yönelik işler yapan kimseler gibi yapacağımızı mı zannettiler? Ne kötü hüküm veriyorlar!
Hasan Basri Çantay : Yoksa kötülükleri kazananlar, kendilerini, îman edib de iyi iyi amel (ve hareket) lerde bulunanlar gibi mi yapacağız, dirim ve ölümleri bir mi olacak sandı (lar). Hükmedegeldikleri (bu) şey ne fena!
Hayrat Neşriyat : Yoksa kötülükleri işleyenler, hayatlarında ve ölümlerinde kendilerini, îmân edip sâlih amel işleyen kimselerle bir tutacağımızı mı sandı(lar)? Ne kötü hüküm veriyorlar!
İbni Kesir : Yoksa; kötülükleri kazananlar, ölümlerinde ve sağlıklarında kendilerini iman edip salih amel işleyen kimseler ile bir tutacağımızı mı sandılar? Ne kötü hüküm veriyorlar.
İskender Evrenosoğlu : Yoksa kötülük işleyenler, zannediyorlar mı ki, onları, âmenû olan (Allah'a ulaşmayı dileyen) ve salih ameller (nefs tezkiyesi) yapanlar gibi kılacağız ve onların hayatları ve ölümleri eşit olacak? Hüküm verdikleri şey ne kötü.
Muhammed Esed : Kötülük işleyenlere gelince: onlar kendilerini hayatlarında ve ölümlerinde, iman edip doğru ve yararlı işler yapanlarla aynı yere koyacağımızı mı sanırlar? Onların yargıları ne kadar da kötü!
Ömer Nasuhi Bilmen : Yoksa o kötülükleri kazananlar sandılar mı ki onları imân etmiş ve sâlih sâlih amellerde bulunmuş kimseler gibi kılacağız? Onların berhayat olmaları ile ölümlerini müsavi (bulunduracağız)? Ne fena hükmettikleri şey!
Ömer Öngüt : Yoksa kötülük işleyen kimseler, kendilerini iman edip sâlih ameller işleyenler gibi yapacağımızı mı sandılar? Yaşamaları ve ölümleri onlarla bir olacak öyle mi? Ne kötü hüküm veriyorlar!
Şaban Piriş : Yoksa, kötülük işleyenler, kendilerini iman edip, iyilik yapanlarla bir tutacağımızı mı sanıyorlar. Ne kötü hüküm veriyorlar.
Suat Yıldırım : Yoksa o kötülükleri işleyip duranlar, iman edip güzel ve makbul işler gerçekleştirenlere yaptığımız muameleyi, kendilerine de göstereceğimizi, hayatlarında ve ölümlerinde onları bir tutacağımızı mı sanıyorlar? Ne kötü, ne yanlış bir muhakeme!
Süleyman Ateş : Yoksa kötülükleri işleyen kimseler, kendilerini, inanıp iyi ameller işleyen kimseler gibi yapacağımızı mı sandılar? Yaşamaları ve ölümleri onlarla bir olacak öyle mi? Ne kötü hüküm veriyorlar!
Tefhim-ul Kuran : Yoksa kötülüklere batıp yara alanlar, kendilerini iman edip salih amellerde bulunanlar gibi kılacağımızı mı sandılar? Hayatları ve ölümleri de bir mi (olacak)? Ne kötü hüküm veriyorlar.
Ümit Şimşek : Yoksa kötülükleri işleyip duranlar, kendilerini iman edip güzel işler yapanlarla bir tutacağımızı ve hayatlarında ve ölümlerinde hepsini eşit kılacağımızı mı sandılar? Ne kötü bir yargıya varıyorlar!
Yaşar Nuri Öztürk : Kötülüklere cesaretle dalanlar sanıyorlar mı ki, biz kendilerini, iman edip hayra ve barışa yönelik işler yapanlarla aynı tutacağız. Hayatları ve ölümleri onlarla aynı mı olacak?! Ne kötü hüküm veriyorlar bunlar!


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}