| Ümit Şimşek Meali |
|
 Birbirlerine neyi soruyorlar?(78:1) | |
| O büyük haberi mi?(78:2) | |
| Hani anlaşmazlığa düştükleri o haberi.(78:3) | |
| Heyhat! Öğrenecekler.(78:4) | |
| Evet, yakında öğrenecekler.(78:5) | |
| Biz yeryüzünü bir döşek yapmadık mı?(78:6) | |
| Dağları da birer kazık?(78:7) | |
| Sizi de çift olarak yarattık.(78:8) | |
| Uykunuzu bir sükûn yaptık.(78:9) | |
| Geceyi örtü yaptık.(78:10) | |
| Gündüzü geçim vakti yaptık.(78:11) | |
| Üstünüze yedi sağlam gök kurduk.(78:12) | |
| Parıl parıl bir kandil astık.(78:13) | |
| Doymuş bulutlardan bol bol su indirdik.(78:14) | |
| Onunla taneler, bitkiler,(78:15) | |
| Gür ağaçlı bahçeler çıkardık.(78:16) | |
| Hüküm günü, belirlenmiş bir vakittir.(78:17) | |
| Sûra üfürüldüğü gün bölük bölük gelirsiniz.(78:18) | |
| Gök açılır, kapılar belirir.(78:19) | |
| Dağlar yürütülür, bir serap olur.(78:20) | |
| Cehennem gözetlemektedir.(78:21) | |
| Azgınların yeridir.(78:22) | |
| Orada çağlar boyunca kalırlar.(78:23) | |
| Ne bir serinlik tadarlar, ne bir içecek:(78:24) | |
| Kaynar suyla irinden başka.(78:25) | |
| İşte lâyık bir ceza!(78:26) | |
| Çünkü onlar hesaba çekilmeyi ummuyorlardı.(78:27) | |
| Âyetlerimizi yalanladıkça yalanlıyorlardı.(78:28) | |
| Biz ise herşeyi tek tek kaydediyorduk.(78:29) | |
| İşte, tadın; size azaptan başka birşey arttırmayız.(78:30) | |
| Takvâ sahipleri için kurtuluş vardır.(78:31) | |
| Bahçeler, bağlar,(78:32) | |
| Turunç göğüslü yaşıt güzeller,(78:33) | |
| Dolu kadehler vardır.(78:34) | |
| Orada ne boş bir söz işitirler, ne de bir yalan.(78:35) | |
| İşte bu Rabbinden bir ödül ve yeterli bir lütuftur.(78:36) | |
| O, göklerin, yerin ve ikisi arasındakilerin Rabbi olan Rahmân'dır. Ona söz söylemeye kimsenin gücü yetmez.(78:37) | |
| O gün Ruh ve melekler saf saf olurlar. Rahmân'ın izin verdiklerinden başkası konuşamaz; konuşan da doğruyu söyler.(78:38) | |
| İşte bu gerçek olan gündür. Artık dileyen Rabbine doğru bir yol tutsun.(78:39) | |
| Biz sizi yakın bir azap hakkında uyardık. O gün insan kendi eliyle yaptıklarına bakar; kâfir de 'Keşke toprak olsaydım' der.(78:40) | |
