» 31 / Lokman  16:

Kuran Sırası: 31
İniş Sırası: 57
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34

 » 31 / Lokman  Suresi: 16
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. يَا (YE) = yā : EY/HEY/AH
2. بَنِي (BNY) = benī : Çocukları
3. إِنَّهَا (ÎNHE) = innehā : onlar
4. إِنْ (ÎN) = in : eğer
5. تَكُ (TK) = teku : bir şey olsa
6. مِثْقَالَ (MS̃GEL) = miṧḳāle : ağırlığınca
7. حَبَّةٍ (ḪBT) = Habbetin : danesi
8. مِنْ (MN) = min :
9. خَرْدَلٍ (ḢRD̃L) = ḣardelin : hardal
10. فَتَكُنْ (FTKN) = fe tekun : ve bulunsa
11. فِي (FY) = fī : -nın içinde
12. صَخْرَةٍ (ṦḢRT) = Saḣratin : bir kaya-
13. أَوْ (ÊV) = ev : veya
14. فِي (FY) = fī :
15. السَّمَاوَاتِ (ELSMEVET) = s-semāvāti : göklerde
16. أَوْ (ÊV) = ev : veya
17. فِي (FY) = fī :
18. الْأَرْضِ (ELÊRŽ) = l-erDi : yerde
19. يَأْتِ (YÊT) = ye'ti : mutlaka getirir
20. بِهَا (BHE) = bihā : onu
21. اللَّهُ (ELLH) = llahu : Allah
22. إِنَّ (ÎN) = inne : çünkü
23. اللَّهَ (ELLH) = llahe : Allah
24. لَطِيفٌ (LŦYF) = leTīfun : latiftir
25. خَبِيرٌ (ḢBYR) = ḣabīrun : haber alır
EY/HEY/AH | Çocukları | onlar | eğer | bir şey olsa | ağırlığınca | danesi | | hardal | ve bulunsa | -nın içinde | bir kaya- | veya | | göklerde | veya | | yerde | mutlaka getirir | onu | Allah | çünkü | Allah | latiftir | haber alır |

[Y] [BNY] [] [] [KVN] [S̃GL] [ḪBB] [] [ḢRD̃L] [KVN] [] [ṦḢR] [] [] [SMV] [] [] [ERŽ] [ETY] [] [] [] [] [LŦF] [ḢBR]
YE BNY ÎNHE ÎN TK MS̃GEL ḪBT MN ḢRD̃L FTKN FY ṦḢRT ÊV FY ELSMEVET ÊV FY ELÊRŽ YÊT BHE ELLH ÎN ELLH LŦYF ḢBYR

benī innehā in teku miṧḳāle Habbetin min ḣardelin fe tekun Saḣratin ev s-semāvāti ev l-erDi ye'ti bihā llahu inne llahe leTīfun ḣabīrun
يا بني إنها إن تك مثقال حبة من خردل فتكن في صخرة أو في السماوات أو في الأرض يأت بها الله إن الله لطيف خبير

 » 31 / Lokman  Suresi: 16
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
يا ي | Y YE EY/HEY/AH """O!"
بني ب ن ي | BNY BNY benī Çocukları Children
إنها | ÎNHE innehā onlar Indeed it,
إن | ÎN in eğer if
تك ك و ن | KVN TK teku bir şey olsa it be
مثقال ث ق ل | S̃GL MS̃GEL miṧḳāle ağırlığınca (the) weight
حبة ح ب ب | ḪBB ḪBT Habbetin danesi (of) a grain
من | MN min of
خردل خ ر د ل | ḢRD̃L ḢRD̃L ḣardelin hardal a mustard seed,
فتكن ك و ن | KVN FTKN fe tekun ve bulunsa and it be
في | FY -nın içinde in
صخرة ص خ ر | ṦḢR ṦḢRT Saḣratin bir kaya- a rock
أو | ÊV ev veya or
في | FY in
السماوات س م و | SMV ELSMEVET s-semāvāti göklerde the heavens
أو | ÊV ev veya or
في | FY in
الأرض ا ر ض | ERŽ ELÊRŽ l-erDi yerde the earth
يأت ا ت ي | ETY YÊT ye'ti mutlaka getirir Allah will bring it forth.
بها | BHE bihā onu Allah will bring it forth.
الله | ELLH llahu Allah Allah will bring it forth.
إن | ÎN inne çünkü Indeed,
الله | ELLH llahe Allah Allah
لطيف ل ط ف | LŦF LŦYF leTīfun latiftir (is) All-Subtle,
خبير خ ب ر | ḢBR ḢBYR ḣabīrun haber alır All-Aware.

31:16 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

EY/HEY/AH | Çocukları | onlar | eğer | bir şey olsa | ağırlığınca | danesi | | hardal | ve bulunsa | -nın içinde | bir kaya- | veya | | göklerde | veya | | yerde | mutlaka getirir | onu | Allah | çünkü | Allah | latiftir | haber alır |

[Y] [BNY] [] [] [KVN] [S̃GL] [ḪBB] [] [ḢRD̃L] [KVN] [] [ṦḢR] [] [] [SMV] [] [] [ERŽ] [ETY] [] [] [] [] [LŦF] [ḢBR]
YE BNY ÎNHE ÎN TK MS̃GEL ḪBT MN ḢRD̃L FTKN FY ṦḢRT ÊV FY ELSMEVET ÊV FY ELÊRŽ YÊT BHE ELLH ÎN ELLH LŦYF ḢBYR

benī innehā in teku miṧḳāle Habbetin min ḣardelin fe tekun Saḣratin ev s-semāvāti ev l-erDi ye'ti bihā llahu inne llahe leTīfun ḣabīrun
يا بني إنها إن تك مثقال حبة من خردل فتكن في صخرة أو في السماوات أو في الأرض يأت بها الله إن الله لطيف خبير

[ ي] [ب ن ي] [] [] [ك و ن] [ث ق ل] [ح ب ب] [] [خ ر د ل] [ك و ن] [] [ص خ ر] [] [] [س م و] [] [] [ا ر ض] [ا ت ي] [] [] [] [] [ل ط ف] [خ ب ر]

 » 31 / Lokman  Suresi: 16
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
يا ي | Y YE EY/HEY/AH """O!"
Ye,Elif,
10,1,

بني ب ن ي | BNY BNY benī Çocukları Children
Be,Nun,Ye,
2,50,10,
VOC – prefixed vocative particle ya
N – accusative masculine noun
PRON – 1st person singular possessive pronoun
أداة نداء
اسم منصوب والياء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
إنها | ÎNHE innehā onlar Indeed it,
,Nun,He,Elif,
,50,5,1,
ACC – accusative particle
PRON – 3rd person feminine singular object pronoun
حرف نصب و«ها» ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
إن | ÎN in eğer if
,Nun,
,50,
COND – conditional particle
حرف شرط
تك ك و ن | KVN TK teku bir şey olsa it be
Te,Kef,
400,20,
V – 3rd person feminine singular imperfect verb, jussive mood
فعل مضارع مجزوم
مثقال ث ق ل | S̃GL MS̃GEL miṧḳāle ağırlığınca (the) weight
Mim,Se,Gaf,Elif,Lam,
40,500,100,1,30,
N – accusative masculine noun
اسم منصوب
حبة ح ب ب | ḪBB ḪBT Habbetin danesi (of) a grain
Ha,Be,Te merbuta,
8,2,400,
N – genitive feminine indefinite noun
اسم مجرور
من | MN min of
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
خردل خ ر د ل | ḢRD̃L ḢRD̃L ḣardelin hardal a mustard seed,
Hı,Re,Dal,Lam,
600,200,4,30,
N – genitive masculine indefinite noun
اسم مجرور
فتكن ك و ن | KVN FTKN fe tekun ve bulunsa and it be
Fe,Te,Kef,Nun,
80,400,20,50,
CONJ – prefixed conjunction fa (and)
V – 3rd person feminine singular imperfect verb, jussive mood
الفاء عاطفة
فعل مضارع مجزوم
في | FY -nın içinde in
Fe,Ye,
80,10,
P – preposition
حرف جر
صخرة ص خ ر | ṦḢR ṦḢRT Saḣratin bir kaya- a rock
Sad,Hı,Re,Te merbuta,
90,600,200,400,
N – genitive feminine indefinite noun
اسم مجرور
أو | ÊV ev veya or
,Vav,
,6,
CONJ – coordinating conjunction
حرف عطف
في | FY in
Fe,Ye,
80,10,
P – preposition
حرف جر
السماوات س م و | SMV ELSMEVET s-semāvāti göklerde the heavens
Elif,Lam,Sin,Mim,Elif,Vav,Elif,Te,
1,30,60,40,1,6,1,400,
N – genitive feminine plural noun
اسم مجرور
أو | ÊV ev veya or
,Vav,
,6,
CONJ – coordinating conjunction
حرف عطف
في | FY in
Fe,Ye,
80,10,
P – preposition
حرف جر
الأرض ا ر ض | ERŽ ELÊRŽ l-erDi yerde the earth
Elif,Lam,,Re,Dad,
1,30,,200,800,
"N – genitive feminine noun → Earth"
اسم مجرور
يأت ا ت ي | ETY YÊT ye'ti mutlaka getirir Allah will bring it forth.
Ye,,Te,
10,,400,
V – 3rd person masculine singular imperfect verb, jussive mood
فعل مضارع مجزوم
بها | BHE bihā onu Allah will bring it forth.
Be,He,Elif,
2,5,1,
P – prefixed preposition bi
PRON – 3rd person feminine singular personal pronoun
جار ومجرور
الله | ELLH llahu Allah Allah will bring it forth.
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – nominative proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مرفوع
إن | ÎN inne çünkü Indeed,
,Nun,
,50,
ACC – accusative particle
حرف نصب
الله | ELLH llahe Allah Allah
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – accusative proper noun → Allah"
لفظ الجلالة منصوب
لطيف ل ط ف | LŦF LŦYF leTīfun latiftir (is) All-Subtle,
Lam,Tı,Ye,Fe,
30,9,10,80,
ADJ – nominative masculine singular indefinite adjective
صفة مرفوعة
خبير خ ب ر | ḢBR ḢBYR ḣabīrun haber alır All-Aware.
Hı,Be,Ye,Re,
600,2,10,200,
ADJ – nominative masculine singular indefinite adjective
صفة مرفوعة
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |يَا: EY/HEY/AH | بَنِي: Çocukları | إِنَّهَا: onlar | إِنْ: eğer | تَكُ: bir şey olsa | مِثْقَالَ: ağırlığınca | حَبَّةٍ: danesi | مِنْ: | خَرْدَلٍ: hardal | فَتَكُنْ: ve bulunsa | فِي: -nın içinde | صَخْرَةٍ: bir kaya- | أَوْ: veya | فِي: | السَّمَاوَاتِ: göklerde | أَوْ: veya | فِي: | الْأَرْضِ: yerde | يَأْتِ: mutlaka getirir | بِهَا: onu | اللَّهُ: Allah | إِنَّ: çünkü | اللَّهَ: Allah | لَطِيفٌ: latiftir | خَبِيرٌ: haber alır |
Kırık Meal (Harekesiz) : |يا YE EY/HEY/AH | بني BNY Çocukları | إنها ÎNHE onlar | إن ÎN eğer | تك TK bir şey olsa | مثقال MS̃GEL ağırlığınca | حبة ḪBT danesi | من MN | خردل ḢRD̃L hardal | فتكن FTKN ve bulunsa | في FY -nın içinde | صخرة ṦḢRT bir kaya- | أو ÊW veya | في FY | السماوات ELSMEWET göklerde | أو ÊW veya | في FY | الأرض ELÊRŽ yerde | يأت YÊT mutlaka getirir | بها BHE onu | الله ELLH Allah | إن ÎN çünkü | الله ELLH Allah | لطيف LŦYF latiftir | خبير ḢBYR haber alır |
Kırık Meal (Okunuş) : |: EY/HEY/AH | benī: Çocukları | innehā: onlar | in: eğer | teku: bir şey olsa | miṧḳāle: ağırlığınca | Habbetin: danesi | min: | ḣardelin: hardal | fe tekun: ve bulunsa | : -nın içinde | Saḣratin: bir kaya- | ev: veya | : | s-semāvāti: göklerde | ev: veya | : | l-erDi: yerde | ye'ti: mutlaka getirir | bihā: onu | llahu: Allah | inne: çünkü | llahe: Allah | leTīfun: latiftir | ḣabīrun: haber alır |
Kırık Meal (Transcript) : |YE: EY/HEY/AH | BNY: Çocukları | ÎNHE: onlar | ÎN: eğer | TK: bir şey olsa | MS̃GEL: ağırlığınca | ḪBT: danesi | MN: | ḢRD̃L: hardal | FTKN: ve bulunsa | FY: -nın içinde | ṦḢRT: bir kaya- | ÊV: veya | FY: | ELSMEVET: göklerde | ÊV: veya | FY: | ELÊRŽ: yerde | YÊT: mutlaka getirir | BHE: onu | ELLH: Allah | ÎN: çünkü | ELLH: Allah | LŦYF: latiftir | ḢBYR: haber alır |
Abdulbaki Gölpınarlı : Ey oğulcağızım, yaptığın hayır veya şer, bir hardal tanesi kadar bile olsa, o da bir taş içinde, yahut göklerde, yahut da yeryüzünde bulunsa Allah, onu gene meydana çıkarır; şüphe yok ki Allah'ın lütfu boldur, o, her şeyden haberdardır.
Adem Uğur : (Lokman, öğütlerine devamla şöyle demişti:) Yavrucuğum! Yaptığın iş (iyilik veya kötülük), bir hardal tanesi ağırlığında bile olsa ve bu, bir kayanın içinde veya göklerde yahut yerin derinliklerinde bulunsa, yine de Allah onu (senin karşına) getirir. Doğrusu Allah, en ince işleri görüp bilmektedir ve her şeyden haberdardır.
Ahmed Hulusi : "Ey evladım. . . Muhakkak ki o (yaptığın şey), bir hardal tanesi ağırlığınca olsa da, bir kayanın içinde yahut semâlarda yahut arzın içinde olsa, Allâh onu (hakikatinin sonucu olarak) getirir. . . Muhakkak ki Allâh Latiyf'tir, Habiyr'dir. "
Ahmet Tekin : Lokman oğluna: 'Oğulcuğum, yaptığın amel, bir hardal tanesi ağırlığınca da olsa, bir kaya içinde veya göklerde, yahut yerin derinliklerinde bulunsa, yine de Allah onu senin karşına getirir. Allah hikmetine nüfuz edilmeyen yüce varlıktır; gizli-açık her şeyden haberdardır.' dedi.
Ahmet Varol : 'Ey oğulcağızım! Gerçek şu ki, (yapılan iş) bir hardal tanesi ağırlığınca bile olsa ve o bir kayanın içinde veya göklerde yahut yerin içinde bulunsa Allah onu getirir. Şüphesiz Allah lütuf sahibidir, (her şeyden) haberdardır.
Ali Bulaç : "Ey oğlum, (yaptığın iş) gerçekten bir hardal tanesi ağırlığında olsa da, (bu,) ister bir kaya parçasından ya da göklerde veya yer(in derinliklerinde) de bulunsa bile, Allah onu getirir (açığa çıkarır). Şüphesiz Allah, latif olandır, (her şeyden) haberdardır."
Ali Fikri Yavuz : (Lokmân öğüdüne devamla şöyle demişti): “- Yavrum, yapılan iyi veya kötü iş, bir hardal tanesi ağırlığında olsa da bir kaya içinde yahud göklerde veya yerin dibinde gizlense, Allah onu meydana çıkarır (ve sahibini ondan dolayı hesaba çeker). Çünkü Allah Lâtif’dir= ilmi her gizli şeye ulaşır, Habîr’dir= her şeyin künhünü bilir.
Bekir Sadak : Lokman: «Ey ogulcugum! Isledigin sey, bir hardal tanesi agirliginca olsa da, bir kayanin icinde veya goklerde yahut yerin derinliklerinde bulunsa, Allah onu getirip meydana kor. Dogrusu Allah Latif'tir, haberdardir".
Celal Yıldırım : (Lukmân yine oğluna dedi ki:) Oğulcağızım ! (İşlediğin iyilik olsun, kötülük olsun) bir hardal tanesi ağırlığınca bile olsa ve o bir kayanın İçinde veya göklerde ya da yerde bu lunsa, mutlaka Allah onu getirir (ortaya kor). Şüphesiz ki Allah en ince, en gizli şeyleri bilendir, her şeyden haberlidir.
Diyanet İşleri : (Lokmân, öğütlerine şöyle devam etti:) “Yavrum! Şüphesiz yapılan iş bir hardal tanesi ağırlığında olsa ve bir kayanın içinde, yahut göklerde ya da yerin içinde bile olsa, Allah onu çıkarır getirir. Çünkü Allah, en gizli şeyleri bilendir, (her şeyden) hakkıyla haberdar olandır.”
Diyanet İşleri (eski) : Lokman: 'Ey oğulcuğum! İşlediğin şey, bir hardal tanesi ağırlığınca olsa da, bir kayanın içinde veya göklerde yahut yerin derinliklerinde bulunsa, Allah onu getirip meydana kor. Doğrusu Allah Latif'tir, haberdardır'.
Diyanet Vakfi : (Lokman, öğütlerine devamla şöyle demişti:) Yavrucuğum! Yaptığın iş (iyilik veya kötülük), bir hardal tanesi ağırlığında bile olsa ve bu, bir kayanın içinde veya göklerde yahut yerin derinliklerinde bulunsa, yine de Allah onu (senin karşına) getirir. Doğrusu Allah, en ince işleri görüp bilmektedir ve her şeyden haberdardır.
Edip Yüksel : 'Sevgili oğlum, hardal tanesi ağırlığınca bir şey, ister bir kayanın içinde bulunsun, ister göklerde veya yerde olsun, ALLAH onu getirir. ALLAH Latiftir, Haberdardır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : «Yavrucuğum! Haberin olsun ki, yaptığın bir hardal tanesi ağırlığınca olsa da, bir kaya içinde veya göklerde, yahut yerin dibinde gizlense, Allah onu getirir, mizanına kor. Çünkü Allah en ince şeyleri bilir, her şeyden haberdardır.»
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Yavrum, haberin olsun ki, yaptığın bir hardal tanesi tartısı olsa da bir kaya içinde veya göklerde yahut yerin dibinde gizlense Allah onu getirir, mizanına koyar. Çünkü Allah en ince şeyleri bilen, herşeyden haberi olandır.
Elmalılı Hamdi Yazır : Yavrum! haberin olsun ki yaptığın bir hardal danesi tartısı olsa da bir kaya içinde veya Göklerde veya Yerin dibinde gizlense Allah onu getirir mizanına kor, çünkü Allah lâtiftir, habîrdir
Fizilal-il Kuran : Lokman: «Oğulcuğum! Yaptığın iyi veya kötü iş, bir hardal tanesi ağırlığınca olsa ve bu bir kayanın içinde, göklerde veya yerde bulunsa, yine de Allah onu karşına getirir. Doğrusu Allah lâtiftir, haberdardır.
Gültekin Onan : "Ey oğlum, (yaptığın iş) gerçekten bir hardal tanesi ağırlığında olsa da, (bu,) ister bir kaya parçasından ya da göklerde veya yer(in derinliklerinde) de bulunsa bile, Tanrı onu getirir (açığa çıkarır). Şüphesiz Tanrı, latif olandır, (her şeyden) haberdardır."
Hakkı Yılmaz : "Ey oğulcuğum! Şüphesiz ortak koşmak; işlenen kötülük bir hardal tanesi ağırlığında olup da bir kayanın içinde yahut göklerde ya da yerin içinde olsa, Allah onu getirecektir. Şüphesiz Allah, en latif, hakkıyla haberdar olandır. "
Hasan Basri Çantay : «Oğulcağızım, hakıykat (yapdığın iyilik veya kötülük) bir hardal tanesi kadar olsa dahi, bir kaya içinde, ya göklerde, yahud yerin içinde (gizlenmiş) olsa bile Allah onu getirir, (meydana çıkarır ve hesabını görür). Çünkü Allah lâtıyfdir, hakkıyle haberdârdır».
Hayrat Neşriyat : (Lokmân, nasîhatlerine devâm ederek şöyle dedi:) 'Ey oğulcuğum! Gerçekten o(yaptığın iş), bir hardal dânesi ağırlığında bile olsa, öyle ki (bu) bir kaya içinde veya göklerde ya da yerin dibinde olsa, Allah onu (âhirette önüne) getirir! Şübhesiz ki Allah, Latîf (herşeyiincelikleriyle bilen)dir, Habîr (onların hepsinden haberdâr olan)dır.'
İbni Kesir : Oğulcuğum; işlediğin şey bir hardal tanesi kadar da olsa, bir kayanın içinde veya göklerde, yahut yerin derinliklerinde de bulunsa, Allah onu getirir. Muhakkak ki Allah; Latif'tir, Habir'dir.
İskender Evrenosoğlu : Ey yavrum! Muhakkak ki o (amelin), bir hardal tanesi kadar dahi olsa ve o, bir kaya içinde veya göklerde veya yerde bile olsa, Allah onu, (kıyâmet günü hayat filminde karşına) getirir. Muhakkak ki Allah; Lâtif'tir (lütuf sahibi), Habîr'dir (haberdar olan).
Muhammed Esed : (Lokman,) "Ey yavrucuğum!" (diye devam etti) "Ortada yalnızca hardal tanesi kadar bir şey de olsa, (yaptıklarınız) bir kayanın içinde (saklı) da bulunsa, yahut gökler(in tepesin)de ve yer(in derinliklerin)de de olsa Allah onu aydınlığa çıkarır: çünkü Allah, kuşkusuz, akıl sır ermez bir (hikmet Sahibi)dir ve her şeyden haberdardır.
Ömer Nasuhi Bilmen : «Oğulcağızım! Muhakkak ki, o (yaptığın şey) bir hardal tanesi ağırlığında olsa da, bir kaya içinde veya göklerde veya yer içinde bulunsa Allah onu getirir, (meydana çıkarır). Şüphe yok ki, Allah latîftir, habîrdir.»
Ömer Öngüt : “Oğulcuğum! Yapılan iyi veya kötü bir iş hardal tanesi ağırlığınca da olsa, bir kayanın içinde veya göklerde yahut yerin derinliklerinde bulunsa, Allah onu mutlaka çıkarır. Şüphesiz ki Allah Lâtif'tir, her şeyden haberdardır. ”
Şaban Piriş : (Lokman:) -Yavrucuğum, bir hardal tanesi ağırlığınca bir şey yapsan, büyük bir kayanın içinde veya göklerde veya yerin dibinde bile olsa, Allah onu ortaya çıkarır. Allah’ın lütfu boldur, herşeyden haberdardır.
Suat Yıldırım : "Evladım, yapılan iş; bir hardal tanesi kadar küçük olsa, bir kayanın içinde saklı da olsa, yahut göklerin veya yerin herhangi bir noktasında bile bulunsa, mutlaka Allah onu meydana çıkarır. Allah öyle latîf, öyle habîrdir (ilmi gizliliklere pek kolay bir tarzda nüfuz eder).
Süleyman Ateş : (Lokman öğütlerine devam ederek dedi ki): "Yavrum, (yaptığın iyilik veya kötülük), hardal dânesi ağırlığınca bir şey de olsa, bir kayanın içinde, göklerde veya yerde bulunsa Allâh mutlaka onu getirir. Çünkü Allâh latiftir (O'nun bilgisi her gizli ve ince şeye ulaşır. O, her şeyi) haber alır."
Tefhim-ul Kuran : «Ey oğlum, (yaptığın iş) gerçekten bir hardal tanesi ağırlığında olsa da, (bu,) ister bir kaya parçasından ya da göklerde veya yer(in derinliklerinde) de bulunsa bile, Allah onu getirir (açığa çıkarır). Hiç şüphesiz Allah, lâtif olandır, (her şeyden) haberdardır.»
Ümit Şimşek : 'Oğlum, yaptığın iş bir hardal tanesi kadar olup da bir kaya içinde yahut göklerde veya yerde gizlenecek olsa, Allah onu meydana çıkarır. Çünkü Allah'ın bilgisi herşeyin bütün inceliklerini kapsar ve O herşeyden haberdardır.
Yaşar Nuri Öztürk : "Oğulcuğum, şu bir gerçek ki, yaptığın, bir hardal dânesi ağırlığında olsa, bir kayanın bağrına veya göklere, yahut yerin bağrına konsa, Allah onu yine de ortaya getirir. Çünkü Allah Latif'tir, lütfu sınırsızdır; Habîr'dir, herşeyten haberdardır."


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}