» 49 / Hucurât  15:

Kuran Sırası: 49
İniş Sırası: 106
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18

 » 49 / Hucurât  Suresi: 15
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. إِنَّمَا (ÎNME) = innemā : şüphesiz
2. الْمُؤْمِنُونَ (ELMÙMNVN) = l-mu'minūne : Mü'minler
3. الَّذِينَ (ELZ̃YN) = elleƶīne : kimselerdir
4. امَنُوا ( ËMNVE) = āmenū : iman eden(lerdir)
5. بِاللَّهِ (BELLH) = billahi : Allah'a
6. وَرَسُولِهِ (VRSVLH) = ve rasūlihi : ve Elçisine
7. ثُمَّ (S̃M) = ṧumme : sonra
8. لَمْ (LM) = lem :
9. يَرْتَابُوا (YRTEBVE) = yertābū : şüphe etmeyenlerdir
10. وَجَاهَدُوا (VCEHD̃VE) = vecāhedū : ve cihad edenlerdir
11. بِأَمْوَالِهِمْ (BÊMVELHM) = biemvālihim : mallarıyle
12. وَأَنْفُسِهِمْ (VÊNFSHM) = ve enfusihim : ve canlarıyle
13. فِي (FY) = fī :
14. سَبِيلِ (SBYL) = sebīli : yolunda
15. اللَّهِ (ELLH) = llahi : Allah
16. أُولَٰئِكَ (ÊVLÙK) = ulāike : işte
17. هُمُ (HM) = humu : onlardır
18. الصَّادِقُونَ (ELṦED̃GVN) = S-Sādiḳūne : doğru olanlar
şüphesiz | Mü'minler | kimselerdir | iman eden(lerdir) | Allah'a | ve Elçisine | sonra | | şüphe etmeyenlerdir | ve cihad edenlerdir | mallarıyle | ve canlarıyle | | yolunda | Allah | işte | onlardır | doğru olanlar |

[] [EMN] [] [EMN] [] [RSL] [] [] [RYB] [CHD̃] [MVL] [NFS] [] [SBL] [] [] [] [ṦD̃G]
ÎNME ELMÙMNVN ELZ̃YN ËMNVE BELLH VRSVLH S̃M LM YRTEBVE VCEHD̃VE BÊMVELHM VÊNFSHM FY SBYL ELLH ÊVLÙK HM ELṦED̃GVN

innemā l-mu'minūne elleƶīne āmenū billahi ve rasūlihi ṧumme lem yertābū vecāhedū biemvālihim ve enfusihim sebīli llahi ulāike humu S-Sādiḳūne
إنما المؤمنون الذين آمنوا بالله ورسوله ثم لم يرتابوا وجاهدوا بأموالهم وأنفسهم في سبيل الله أولئك هم الصادقون

 » 49 / Hucurât  Suresi: 15
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
إنما | ÎNME innemā şüphesiz Only
المؤمنون ا م ن | EMN ELMÙMNVN l-mu'minūne Mü'minler the believers
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimselerdir (are) those who
آمنوا ا م ن | EMN ËMNVE āmenū iman eden(lerdir) believe
بالله | BELLH billahi Allah'a in Allah
ورسوله ر س ل | RSL VRSVLH ve rasūlihi ve Elçisine and His Messenger,
ثم | S̃M ṧumme sonra then
لم | LM lem (do) not
يرتابوا ر ي ب | RYB YRTEBVE yertābū şüphe etmeyenlerdir doubt
وجاهدوا ج ه د | CHD̃ VCEHD̃VE vecāhedū ve cihad edenlerdir but strive
بأموالهم م و ل | MVL BÊMVELHM biemvālihim mallarıyle with their wealth
وأنفسهم ن ف س | NFS VÊNFSHM ve enfusihim ve canlarıyle and their lives
في | FY in
سبيل س ب ل | SBL SBYL sebīli yolunda (the) way
الله | ELLH llahi Allah (of) Allah.
أولئك | ÊVLÙK ulāike işte Those
هم | HM humu onlardır [they]
الصادقون ص د ق | ṦD̃G ELṦED̃GVN S-Sādiḳūne doğru olanlar "(are) the truthful."""

49:15 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

şüphesiz | Mü'minler | kimselerdir | iman eden(lerdir) | Allah'a | ve Elçisine | sonra | | şüphe etmeyenlerdir | ve cihad edenlerdir | mallarıyle | ve canlarıyle | | yolunda | Allah | işte | onlardır | doğru olanlar |

[] [EMN] [] [EMN] [] [RSL] [] [] [RYB] [CHD̃] [MVL] [NFS] [] [SBL] [] [] [] [ṦD̃G]
ÎNME ELMÙMNVN ELZ̃YN ËMNVE BELLH VRSVLH S̃M LM YRTEBVE VCEHD̃VE BÊMVELHM VÊNFSHM FY SBYL ELLH ÊVLÙK HM ELṦED̃GVN

innemā l-mu'minūne elleƶīne āmenū billahi ve rasūlihi ṧumme lem yertābū vecāhedū biemvālihim ve enfusihim sebīli llahi ulāike humu S-Sādiḳūne
إنما المؤمنون الذين آمنوا بالله ورسوله ثم لم يرتابوا وجاهدوا بأموالهم وأنفسهم في سبيل الله أولئك هم الصادقون

[] [ا م ن] [] [ا م ن] [] [ر س ل] [] [] [ر ي ب] [ج ه د] [م و ل] [ن ف س] [] [س ب ل] [] [] [] [ص د ق]

 » 49 / Hucurât  Suresi: 15
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
إنما | ÎNME innemā şüphesiz Only
,Nun,Mim,Elif,
,50,40,1,
ACC – accusative particle
PREV – preventive particle
كافة ومكفوفة
المؤمنون ا م ن | EMN ELMÙMNVN l-mu'minūne Mü'minler the believers
Elif,Lam,Mim,,Mim,Nun,Vav,Nun,
1,30,40,,40,50,6,50,
N – nominative masculine plural (form IV) active participle
اسم مرفوع
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimselerdir (are) those who
Elif,Lam,Zel,Ye,Nun,
1,30,700,10,50,
REL – masculine plural relative pronoun
اسم موصول
آمنوا ا م ن | EMN ËMNVE āmenū iman eden(lerdir) believe
,Mim,Nun,Vav,Elif,
,40,50,6,1,
V – 3rd person masculine plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
بالله | BELLH billahi Allah'a in Allah
Be,Elif,Lam,Lam,He,
2,1,30,30,5,
"P – prefixed preposition bi
PN – genitive proper noun → Allah"
جار ومجرور
ورسوله ر س ل | RSL VRSVLH ve rasūlihi ve Elçisine and His Messenger,
Vav,Re,Sin,Vav,Lam,He,
6,200,60,6,30,5,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – genitive masculine noun
PRON – 3rd person masculine singular possessive pronoun
الواو عاطفة
اسم مجرور والهاء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
ثم | S̃M ṧumme sonra then
Se,Mim,
500,40,
CONJ – coordinating conjunction
حرف عطف
لم | LM lem (do) not
Lam,Mim,
30,40,
NEG – negative particle
حرف نفي
يرتابوا ر ي ب | RYB YRTEBVE yertābū şüphe etmeyenlerdir doubt
Ye,Re,Te,Elif,Be,Vav,Elif,
10,200,400,1,2,6,1,
V – 3rd person masculine plural (form VIII) imperfect verb, jussive mood
PRON – subject pronoun
فعل مضارع مجزوم والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
وجاهدوا ج ه د | CHD̃ VCEHD̃VE vecāhedū ve cihad edenlerdir but strive
Vav,Cim,Elif,He,Dal,Vav,Elif,
6,3,1,5,4,6,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine plural (form III) perfect verb
PRON – subject pronoun
الواو عاطفة
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
بأموالهم م و ل | MVL BÊMVELHM biemvālihim mallarıyle with their wealth
Be,,Mim,Vav,Elif,Lam,He,Mim,
2,,40,6,1,30,5,40,
P – prefixed preposition bi
N – genitive masculine plural noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
جار ومجرور و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
وأنفسهم ن ف س | NFS VÊNFSHM ve enfusihim ve canlarıyle and their lives
Vav,,Nun,Fe,Sin,He,Mim,
6,,50,80,60,5,40,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – genitive feminine plural noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
الواو عاطفة
اسم مجرور و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
في | FY in
Fe,Ye,
80,10,
P – preposition
حرف جر
سبيل س ب ل | SBL SBYL sebīli yolunda (the) way
Sin,Be,Ye,Lam,
60,2,10,30,
N – genitive masculine noun
اسم مجرور
الله | ELLH llahi Allah (of) Allah.
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – genitive proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مجرور
أولئك | ÊVLÙK ulāike işte Those
,Vav,Lam,,Kef,
,6,30,,20,
DEM – plural demonstrative pronoun
اسم اشارة
هم | HM humu onlardır [they]
He,Mim,
5,40,
PRON – 3rd person masculine plural personal pronoun
ضمير منفصل
الصادقون ص د ق | ṦD̃G ELṦED̃GVN S-Sādiḳūne doğru olanlar "(are) the truthful."""
Elif,Lam,Sad,Elif,Dal,Gaf,Vav,Nun,
1,30,90,1,4,100,6,50,
N – nominative masculine plural active participle
اسم مرفوع
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |إِنَّمَا: şüphesiz | الْمُؤْمِنُونَ: Mü'minler | الَّذِينَ: kimselerdir | امَنُوا: iman eden(lerdir) | بِاللَّهِ: Allah'a | وَرَسُولِهِ: ve Elçisine | ثُمَّ: sonra | لَمْ: | يَرْتَابُوا: şüphe etmeyenlerdir | وَجَاهَدُوا: ve cihad edenlerdir | بِأَمْوَالِهِمْ: mallarıyle | وَأَنْفُسِهِمْ: ve canlarıyle | فِي: | سَبِيلِ: yolunda | اللَّهِ: Allah | أُولَٰئِكَ: işte | هُمُ: onlardır | الصَّادِقُونَ: doğru olanlar |
Kırık Meal (Harekesiz) : |إنما ÎNME şüphesiz | المؤمنون ELMÙMNWN Mü'minler | الذين ELZ̃YN kimselerdir | آمنوا ËMNWE iman eden(lerdir) | بالله BELLH Allah'a | ورسوله WRSWLH ve Elçisine | ثم S̃M sonra | لم LM | يرتابوا YRTEBWE şüphe etmeyenlerdir | وجاهدوا WCEHD̃WE ve cihad edenlerdir | بأموالهم BÊMWELHM mallarıyle | وأنفسهم WÊNFSHM ve canlarıyle | في FY | سبيل SBYL yolunda | الله ELLH Allah | أولئك ÊWLÙK işte | هم HM onlardır | الصادقون ELṦED̃GWN doğru olanlar |
Kırık Meal (Okunuş) : |innemā: şüphesiz | l-mu'minūne: Mü'minler | elleƶīne: kimselerdir | āmenū: iman eden(lerdir) | billahi: Allah'a | ve rasūlihi: ve Elçisine | ṧumme: sonra | lem: | yertābū: şüphe etmeyenlerdir | vecāhedū: ve cihad edenlerdir | biemvālihim: mallarıyle | ve enfusihim: ve canlarıyle | : | sebīli: yolunda | llahi: Allah | ulāike: işte | humu: onlardır | S-Sādiḳūne: doğru olanlar |
Kırık Meal (Transcript) : |ÎNME: şüphesiz | ELMÙMNVN: Mü'minler | ELZ̃YN: kimselerdir | ËMNVE: iman eden(lerdir) | BELLH: Allah'a | VRSVLH: ve Elçisine | S̃M: sonra | LM: | YRTEBVE: şüphe etmeyenlerdir | VCEHD̃VE: ve cihad edenlerdir | BÊMVELHM: mallarıyle | VÊNFSHM: ve canlarıyle | FY: | SBYL: yolunda | ELLH: Allah | ÊVLÙK: işte | HM: onlardır | ELṦED̃GVN: doğru olanlar |
Abdulbaki Gölpınarlı : İnananlar, ancak o kişilerdir ki Allah'a ve Peygamberine inanırlar da sonra şüpheye düşmezler ve mallarıyla ve canlarıyla savaşırlar Allah yolunda, işte onlardır doğru söyleyenlerin ta kendileri.
Adem Uğur : Müminler ancak Allah'a ve Resûlüne iman eden, ondan sonra asla şüpheye düşmeyen, Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla savaşanlardır. İşte doğrular ancak onlardır.
Ahmed Hulusi : İman ehli şu kimselerdir ki, varlıklarını Esmâ'sıyla yaratan Allâh'a ve O'nun Rasûlüne iman ettiler; sonra da bunda şüpheye düşmediler; Allâh yolunda varlıklarıyla ve nefsleriyle (canlarıyla) savaş verdiler! İşte bunlar sadıkların (hakikati yaşamlarıyla tasdik edenlerin) ta kendileridir!
Ahmet Tekin : Mü’minler, kesinlikle Allah’a ve Rasulüne iman edenler, dahası, İslamda şüpheye düşürecek konular aramayanlar, şüphe içinde bocalamayanlar, ithamlarda bulunmayanlar, Allah yolunda, İslâm uğrunda mallarıyla, canlarıyla cihad edenlerdir. İşte imanlarında samimi olanlar bunlardır.
Ahmet Varol : Mü'minler ancak o kimselerdir ki, Allah'a ve elçisine iman etmiş sonra şüphe etmemiş ve mallarıyla ve canlarıyla Allah yolunda cihad etmişlerdir. İşte doğrular [1] onlardır.
Ali Bulaç : Mü'min olanlar, ancak o kimselerdir ki, onlar, Allah'a ve Resûlü'ne iman ettiler, sonra hiçbir kuşkuya kapılmadan Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cihad ettiler. İşte onlar, sadık (doğru) olanların ta kendileridir.
Ali Fikri Yavuz : Müminler ancak o kimselerdir ki, Allah’a ve Peygamberine iman etmişlerdir; sonra (imanlarında) şüpheye düşmemişler ve Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla savaşmışlardır. İşte böyle kimseler, imanlarında sadık olanlardır.
Bekir Sadak : «nananlar, ancak Allah'a ve peygamberine inanmis, sonra supheye dusmemis; Allah ugrunda mallariyla, canlariyla cihat etmis olanlardir. Iste onlar dogru olanlardir.»
Celal Yıldırım : Mü'minler ancak o kimselerdir ki, Allah'a ve Peygamberine imân etmişler, sonra da (imânlarında) şüpheye düşmemişler ve mallarıyla canlarıyla Allah yolunda cihâd etmişlerdir. İşte onlar doğrulardır.
Diyanet İşleri : İman edenler ancak, Allah’a ve Peygamberine inanan, sonra şüpheye düşmeyen, Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cihad edenlerdir. İşte onlar doğru kimselerin ta kendileridir.
Diyanet İşleri (eski) : 'İnananlar, ancak Allah'a ve peygamberine inanmış, sonra şüpheye düşmemiş; Allah uğrunda mallarıyla, canlarıyla cihat etmiş olanlardır. İşte onlar doğru olanlardır.'
Diyanet Vakfi : Müminler ancak Allah'a ve Resûlüne iman eden, ondan sonra asla şüpheye düşmeyen, Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla savaşanlardır. İşte doğrular ancak onlardır.
Edip Yüksel : İnananlar onlardır ki, ALLAH'a ve elçisine inandılar, sonra kuşku beslemediler ve ALLAH yolunda paraları ve canlarıyla savaşım verdiler. Onlar doğru olanlardır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Gerçek müminler ancak Allah'a ve Resulüne iman eden, ondan sonra asla şüpheye düşmeyen, Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla savaşanlardır. İşte doğrular ancak onlardır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Müminler, ancak o kimselerdir ki, Allah'a ve peygamberine iman ettikten sonra şüpheye düşmeyip Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla savaşmaktadırtar. İşte doğru olanlar onlardır ancak.
Elmalılı Hamdi Yazır : Mü'minler ancak o kimselerdir ki Allaha ve Resulüne iyman ettikten sonra şübheye düşmeyip Allah yolunda mallariyle, canlariyle mücahede etmektedirler işte onlardır ki sâdıklardır
Fizilal-il Kuran : Gerçek mü'minler ancak Allah'a ve Resulüne iman eden, ondan sonra asla şüpheye düşmeyen, Allah yolunda mallarıyla canlarıyla savaşanlardır. İşte iman sözlerinde doğru olanlar onlardır.
Gültekin Onan : İnançlılar ancak o kimselerdir ki onlar Tanrı'ya ve Resulü'ne inandılar, sonra hiçbir kuşkuya kapılmadan Tanrı yolunda mallarıyla ve canlarıyla cihad ettiler. İşte onlar sadık (doğru) olanların ta kendileridir.
Hakkı Yılmaz : Mü’minler ancak, Allah'a ve O'nun Elçisi'ne iman eden sonra da şüpheye düşmeyen ve malları ve canları ile Allah yolunda çaba harcayan kimselerdir. İşte bunlar sadıkların ta kendisidir.
Hasan Basri Çantay : Mü'minler ancak o kimselerdir ki Allaha ve resulüne îman etdikden sonra şübheye sapmayıp Allah yolunda mallariyle, canlariyle savaşırlar. İşte onlar (îmanlarında) saadık olanların ta kendileridir.
Hayrat Neşriyat : Mü’minler ancak o kimselerdir ki, Allah’a ve Resûlüne îmân ederler, sonra şübheye düşmezler ve Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cihâd ederler! İşte onlar, (îmanlarında)gerçekten sâdık olanlardır!
İbni Kesir : Mü'minler, ancak onlardır ki; Allah'a ve Rasulüne iman edip sonra şüpheye düşmemiş ve Allah yolunda mallarıyla canlarıyla cihad etmişlerdir. İşte onlar, sadıkların kendileridir.
İskender Evrenosoğlu : Mü'minler ancak onlardır ki, Allah'a ve O'nun Resûlü'ne îmân ettiler. Sonra da şüpheye düşmediler. Ve malları ve canları ile Allah yolunda cihad edenler; işte onlar, onlar sadıklardır.
Muhammed Esed : (Şunu bil ki, gerçek) müminler, yalnızca, Allah'a ve Elçisi'ne iman edenler ve (bu konuda) bütün şüphelerden uzak duranlardır; ve Allah yolunda bütün malları ve canları ile cihad edenlerdir; işte onlardır sözlerinde duranlar!
Ömer Nasuhi Bilmen : Mü'minler ancak o zâtlardır ki, Allah'a ve O'nun Peygamberine imân etmişlerdir, sonra bir şüpheye düşmemişler ve mallarıyla ve nefisleriyle Allah yolunda mücâhedede bulunmuşlardır. İşte sâdık olanlar da onların tâ kendileridir.
Ömer Öngüt : Müminler o kimselerdir ki, Allah'a ve Resul'üne iman etmişlerdir. Sonra şüpheye düşmemişler, Allah yolunda canları ile malları ile cihad etmişlerdir. İşte onlar sâdıklardır.
Şaban Piriş : Asıl müminler, Allah’a ve Resûlüne iman edip, hiç şüphe etmeyen ve Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla cihad edenlerdir. İşte doğrular/sadıklar onlardır.
Suat Yıldırım : Müminler ancak o kimselerdir ki Allah’ı ve resulünü tasdik eder ve sonra da hiçbir şüpheye düşmezler, Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla mücahede ederler. İşte imanına bağlı, gerçek müminler bunlardır.
Süleyman Ateş : Mü'minler onlardır ki Allâh'a ve Elçisine inandılar, sonra şüphe etmediler; Allâh yolunda mallarıyle, canlarıyle cihâd ettiler. İşte (iman sözlerinde) doğru olanlar onlardır.
Tefhim-ul Kuran : Mü'min olanlar, ancak o kimselerdir ki, onlar, Allah'a ve Rasulü'ne iman ettiler, sonra hiçbir kuşkuya kapılmadan Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cihad ettiler. İşte onlar, sadık (doğru) olanların ta kendileridir.
Ümit Şimşek : Mü'minler ancak o kimselerdir ki, Allah'a ve Resulüne iman ederler, sonra da asla şüpheye düşmez, malları ve canlarıyla Allah yolunda cihad ederler. İşte onlar özü sözü doğru olanların tâ kendileridir.
Yaşar Nuri Öztürk : Müminler ancak şu kimselerdir ki, Allah'a ve resulüne iman ederler; sonra hiçbir kuşkuya düşmezler ve mallarıyla, canlarıyla Allah yolunda didinirler. İşte bunlardır, özü sözü birbirine uyanlar.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}