» 57 / Hadîd  14:

Kuran Sırası: 57
İniş Sırası: 94
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29

 » 57 / Hadîd  Suresi: 14
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. يُنَادُونَهُمْ (YNED̃VNHM) = yunādūnehum : onlara seslenirler
2. أَلَمْ (ÊLM) = elem :
3. نَكُنْ (NKN) = nekun : değil miydik?
4. مَعَكُمْ (MAKM) = meǎkum : sizinle beraber
5. قَالُوا (GELVE) = ḳālū : derler ki
6. بَلَىٰ (BL) = belā : evet
7. وَلَٰكِنَّكُمْ (VLKNKM) = velākinnekum : ama siz
8. فَتَنْتُمْ (FTNTM) = fetentum : kötülük ettiniz
9. أَنْفُسَكُمْ (ÊNFSKM) = enfusekum : kendi canlarınıza
10. وَتَرَبَّصْتُمْ (VTRBṦTM) = ve terabbeStum : ve beklediniz
11. وَارْتَبْتُمْ (VERTBTM) = vertebtum : ve kuşkulandınız
12. وَغَرَّتْكُمُ (VĞRTKM) = ve ğarratkumu : ve sizi aldattı
13. الْأَمَانِيُّ (ELÊMENY) = l-emāniyyu : kuruntular
14. حَتَّىٰ (ḪT) = Hattā : kadar
15. جَاءَ (CEÙ) = cā'e : gelinceye
16. أَمْرُ (ÊMR) = emru : emri (ölüm)
17. اللَّهِ (ELLH) = llahi : Allah'ın
18. وَغَرَّكُمْ (VĞRKM) = ve ğarrakum : ve sizi aldattı
19. بِاللَّهِ (BELLH) = billahi : Allah(ın affı) ile
20. الْغَرُورُ (ELĞRVR) = l-ğarūru : çok aldatıcı (şeytan)
onlara seslenirler | | değil miydik? | sizinle beraber | derler ki | evet | ama siz | kötülük ettiniz | kendi canlarınıza | ve beklediniz | ve kuşkulandınız | ve sizi aldattı | kuruntular | kadar | gelinceye | emri (ölüm) | Allah'ın | ve sizi aldattı | Allah(ın affı) ile | çok aldatıcı (şeytan) |

[ND̃V] [] [KVN] [] [GVL] [] [] [FTN] [NFS] [RBṦ] [RYB] [ĞRR] [MNY] [] [CYE] [EMR] [] [ĞRR] [] [ĞRR]
YNED̃VNHM ÊLM NKN MAKM GELVE BL VLKNKM FTNTM ÊNFSKM VTRBṦTM VERTBTM VĞRTKM ELÊMENY ḪT CEÙ ÊMR ELLH VĞRKM BELLH ELĞRVR

yunādūnehum elem nekun meǎkum ḳālū belā velākinnekum fetentum enfusekum ve terabbeStum vertebtum ve ğarratkumu l-emāniyyu Hattā cā'e emru llahi ve ğarrakum billahi l-ğarūru
ينادونهم ألم نكن معكم قالوا بلى ولكنكم فتنتم أنفسكم وتربصتم وارتبتم وغرتكم الأماني حتى جاء أمر الله وغركم بالله الغرور

 » 57 / Hadîd  Suresi: 14
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ينادونهم ن د و | ND̃V YNED̃VNHM yunādūnehum onlara seslenirler They will call them,
ألم | ÊLM elem """Were not"
نكن ك و ن | KVN NKN nekun değil miydik? we
معكم | MAKM meǎkum sizinle beraber "with you?"""
قالوا ق و ل | GVL GELVE ḳālū derler ki They will say,
بلى | BL belā evet """Yes,"
ولكنكم | VLKNKM velākinnekum ama siz but you
فتنتم ف ت ن | FTN FTNTM fetentum kötülük ettiniz led to temptation
أنفسكم ن ف س | NFS ÊNFSKM enfusekum kendi canlarınıza yourselves
وتربصتم ر ب ص | RBṦ VTRBṦTM ve terabbeStum ve beklediniz and you awaited
وارتبتم ر ي ب | RYB VERTBTM vertebtum ve kuşkulandınız and you doubted
وغرتكم غ ر ر | ĞRR VĞRTKM ve ğarratkumu ve sizi aldattı and deceived you
الأماني م ن ي | MNY ELÊMENY l-emāniyyu kuruntular the wishful thinking
حتى | ḪT Hattā kadar until
جاء ج ي ا | CYE CEÙ cā'e gelinceye came
أمر ا م ر | EMR ÊMR emru emri (ölüm) (the) Command
الله | ELLH llahi Allah'ın (of) Allah.
وغركم غ ر ر | ĞRR VĞRKM ve ğarrakum ve sizi aldattı And deceived you
بالله | BELLH billahi Allah(ın affı) ile about Allah
الغرور غ ر ر | ĞRR ELĞRVR l-ğarūru çok aldatıcı (şeytan) the deceiver.

57:14 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

onlara seslenirler | | değil miydik? | sizinle beraber | derler ki | evet | ama siz | kötülük ettiniz | kendi canlarınıza | ve beklediniz | ve kuşkulandınız | ve sizi aldattı | kuruntular | kadar | gelinceye | emri (ölüm) | Allah'ın | ve sizi aldattı | Allah(ın affı) ile | çok aldatıcı (şeytan) |

[ND̃V] [] [KVN] [] [GVL] [] [] [FTN] [NFS] [RBṦ] [RYB] [ĞRR] [MNY] [] [CYE] [EMR] [] [ĞRR] [] [ĞRR]
YNED̃VNHM ÊLM NKN MAKM GELVE BL VLKNKM FTNTM ÊNFSKM VTRBṦTM VERTBTM VĞRTKM ELÊMENY ḪT CEÙ ÊMR ELLH VĞRKM BELLH ELĞRVR

yunādūnehum elem nekun meǎkum ḳālū belā velākinnekum fetentum enfusekum ve terabbeStum vertebtum ve ğarratkumu l-emāniyyu Hattā cā'e emru llahi ve ğarrakum billahi l-ğarūru
ينادونهم ألم نكن معكم قالوا بلى ولكنكم فتنتم أنفسكم وتربصتم وارتبتم وغرتكم الأماني حتى جاء أمر الله وغركم بالله الغرور

[ن د و] [] [ك و ن] [] [ق و ل] [] [] [ف ت ن] [ن ف س] [ر ب ص] [ر ي ب] [غ ر ر] [م ن ي] [] [ج ي ا] [ا م ر] [] [غ ر ر] [] [غ ر ر]

 » 57 / Hadîd  Suresi: 14
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ينادونهم ن د و | ND̃V YNED̃VNHM yunādūnehum onlara seslenirler They will call them,
Ye,Nun,Elif,Dal,Vav,Nun,He,Mim,
10,50,1,4,6,50,5,40,
V – 3rd person masculine plural (form III) imperfect verb
PRON – subject pronoun
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
ألم | ÊLM elem """Were not"
,Lam,Mim,
,30,40,
INTG – prefixed interrogative alif
NEG – negative particle
الهمزة همزة استفهام
حرف نفي
نكن ك و ن | KVN NKN nekun değil miydik? we
Nun,Kef,Nun,
50,20,50,
V – 1st person plural imperfect verb, jussive mood
فعل مضارع مجزوم
معكم | MAKM meǎkum sizinle beraber "with you?"""
Mim,Ayn,Kef,Mim,
40,70,20,40,
LOC – accusative location adverb
PRON – 2nd person masculine plural possessive pronoun
ظرف مكان منصوب والكاف ضمير متصل في محل جر بالاضافة
قالوا ق و ل | GVL GELVE ḳālū derler ki They will say,
Gaf,Elif,Lam,Vav,Elif,
100,1,30,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
بلى | BL belā evet """Yes,"
Be,Lam,,
2,30,,
ANS – answer particle
حرف جواب
ولكنكم | VLKNKM velākinnekum ama siz but you
Vav,Lam,Kef,Nun,Kef,Mim,
6,30,20,50,20,40,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
ACC – accusative particle
PRON – 2nd person masculine plural object pronoun
الواو عاطفة
حرف نصب من اخوات «ان» والكاف ضمير متصل في محل نصب اسم «لاكن»
فتنتم ف ت ن | FTN FTNTM fetentum kötülük ettiniz led to temptation
Fe,Te,Nun,Te,Mim,
80,400,50,400,40,
V – 2nd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والتاء ضمير متصل في محل رفع فاعل
أنفسكم ن ف س | NFS ÊNFSKM enfusekum kendi canlarınıza yourselves
,Nun,Fe,Sin,Kef,Mim,
,50,80,60,20,40,
N – accusative feminine plural noun
PRON – 2nd person masculine plural possessive pronoun
اسم منصوب والكاف ضمير متصل في محل جر بالاضافة
وتربصتم ر ب ص | RBṦ VTRBṦTM ve terabbeStum ve beklediniz and you awaited
Vav,Te,Re,Be,Sad,Te,Mim,
6,400,200,2,90,400,40,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 2nd person masculine plural (form V) perfect verb
PRON – subject pronoun
الواو عاطفة
فعل ماض والتاء ضمير متصل في محل رفع فاعل
وارتبتم ر ي ب | RYB VERTBTM vertebtum ve kuşkulandınız and you doubted
Vav,Elif,Re,Te,Be,Te,Mim,
6,1,200,400,2,400,40,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 2nd person masculine plural (form VIII) perfect verb
PRON – subject pronoun
الواو عاطفة
فعل ماض والتاء ضمير متصل في محل رفع فاعل
وغرتكم غ ر ر | ĞRR VĞRTKM ve ğarratkumu ve sizi aldattı and deceived you
Vav,Ğayn,Re,Te,Kef,Mim,
6,1000,200,400,20,40,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person feminine singular perfect verb
PRON – 2nd person masculine plural object pronoun
الواو عاطفة
فعل ماض والكاف ضمير متصل في محل نصب مفعول به
الأماني م ن ي | MNY ELÊMENY l-emāniyyu kuruntular the wishful thinking
Elif,Lam,,Mim,Elif,Nun,Ye,
1,30,,40,1,50,10,
N – nominative masculine plural noun
اسم مرفوع
حتى | ḪT Hattā kadar until
Ha,Te,,
8,400,,
P – preposition
حرف جر
جاء ج ي ا | CYE CEÙ cā'e gelinceye came
Cim,Elif,,
3,1,,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
أمر ا م ر | EMR ÊMR emru emri (ölüm) (the) Command
,Mim,Re,
,40,200,
N – nominative masculine noun
اسم مرفوع
الله | ELLH llahi Allah'ın (of) Allah.
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – genitive proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مجرور
وغركم غ ر ر | ĞRR VĞRKM ve ğarrakum ve sizi aldattı And deceived you
Vav,Ğayn,Re,Kef,Mim,
6,1000,200,20,40,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine singular perfect verb
PRON – 2nd person masculine plural object pronoun
الواو عاطفة
فعل ماض والكاف ضمير متصل في محل نصب مفعول به
بالله | BELLH billahi Allah(ın affı) ile about Allah
Be,Elif,Lam,Lam,He,
2,1,30,30,5,
"P – prefixed preposition bi
PN – genitive proper noun → Allah"
جار ومجرور
الغرور غ ر ر | ĞRR ELĞRVR l-ğarūru çok aldatıcı (şeytan) the deceiver.
Elif,Lam,Ğayn,Re,Vav,Re,
1,30,1000,200,6,200,
N – nominative masculine noun
اسم مرفوع
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |يُنَادُونَهُمْ: onlara seslenirler | أَلَمْ: | نَكُنْ: değil miydik? | مَعَكُمْ: sizinle beraber | قَالُوا: derler ki | بَلَىٰ: evet | وَلَٰكِنَّكُمْ: ama siz | فَتَنْتُمْ: kötülük ettiniz | أَنْفُسَكُمْ: kendi canlarınıza | وَتَرَبَّصْتُمْ: ve beklediniz | وَارْتَبْتُمْ: ve kuşkulandınız | وَغَرَّتْكُمُ: ve sizi aldattı | الْأَمَانِيُّ: kuruntular | حَتَّىٰ: kadar | جَاءَ: gelinceye | أَمْرُ: emri (ölüm) | اللَّهِ: Allah'ın | وَغَرَّكُمْ: ve sizi aldattı | بِاللَّهِ: Allah(ın affı) ile | الْغَرُورُ: çok aldatıcı (şeytan) |
Kırık Meal (Harekesiz) : |ينادونهم YNED̃WNHM onlara seslenirler | ألم ÊLM | نكن NKN değil miydik? | معكم MAKM sizinle beraber | قالوا GELWE derler ki | بلى BL evet | ولكنكم WLKNKM ama siz | فتنتم FTNTM kötülük ettiniz | أنفسكم ÊNFSKM kendi canlarınıza | وتربصتم WTRBṦTM ve beklediniz | وارتبتم WERTBTM ve kuşkulandınız | وغرتكم WĞRTKM ve sizi aldattı | الأماني ELÊMENY kuruntular | حتى ḪT kadar | جاء CEÙ gelinceye | أمر ÊMR emri (ölüm) | الله ELLH Allah'ın | وغركم WĞRKM ve sizi aldattı | بالله BELLH Allah(ın affı) ile | الغرور ELĞRWR çok aldatıcı (şeytan) |
Kırık Meal (Okunuş) : |yunādūnehum: onlara seslenirler | elem: | nekun: değil miydik? | meǎkum: sizinle beraber | ḳālū: derler ki | belā: evet | velākinnekum: ama siz | fetentum: kötülük ettiniz | enfusekum: kendi canlarınıza | ve terabbeStum: ve beklediniz | vertebtum: ve kuşkulandınız | ve ğarratkumu: ve sizi aldattı | l-emāniyyu: kuruntular | Hattā: kadar | cā'e: gelinceye | emru: emri (ölüm) | llahi: Allah'ın | ve ğarrakum: ve sizi aldattı | billahi: Allah(ın affı) ile | l-ğarūru: çok aldatıcı (şeytan) |
Kırık Meal (Transcript) : |YNED̃VNHM: onlara seslenirler | ÊLM: | NKN: değil miydik? | MAKM: sizinle beraber | GELVE: derler ki | BL: evet | VLKNKM: ama siz | FTNTM: kötülük ettiniz | ÊNFSKM: kendi canlarınıza | VTRBṦTM: ve beklediniz | VERTBTM: ve kuşkulandınız | VĞRTKM: ve sizi aldattı | ELÊMENY: kuruntular | ḪT: kadar | CEÙ: gelinceye | ÊMR: emri (ölüm) | ELLH: Allah'ın | VĞRKM: ve sizi aldattı | BELLH: Allah(ın affı) ile | ELĞRVR: çok aldatıcı (şeytan) |
Abdulbaki Gölpınarlı : Onlar bağırırlar da derler ki: Biz, sizinle berâber değil miydik? Evet derler ve fakat siz, kendinizi fitnelere saldınız ve îman edenlerin bir felâkete uğramasını beklediniz ve şüphe ettiniz ve olmayacak istekler, sizi aldatıp durdu, sonunda Allah'ın emri, gelip çattı ve sizi Şeytan, aldatmıştı.
Adem Uğur : Münafıklar onlara: Biz sizinle beraber değil miydik? diye seslenirler. (Müminler de) derler ki: Evet ama, siz kendi başınızı belaya soktunuz; fırsat beklediniz; şüpheye düştünüz ve kuruntular sizi aldattı. O çok aldatan (şeytan) sizi, Allah hakkında bile aldattı. Nihayet Allah'ın emri gelip çattı!
Ahmed Hulusi : (İkiyüzlüler) onlara (iman edenlere): "Sizinle beraber değil miydik?" diye seslenirler. "Evet ama siz, Allâh'ın emri (ölüm) gelesiye kadarki süreçte, nefslerinizi fitneye düşürdünüz (imanı yaşamadınız), gözetleyip durdunuz, şüphe ettiniz, kuruntular da sizi aldattı ve o çok aldatıcı da (bilincinizdeki şartlanmışlık fikirleri) Allâh'la (siz O'ndan var oldunuz ne yapsanız bir şey olmaz size, kuruntusuyla) sizi aldattı!"
Ahmet Tekin : Münâfıklar onlara: 'Biz dünyada sizinle beraber değil miydik?' diye seslenirler. Mü’minler de: 'Evet, zâhirde beraberdik, ama siz başınızı büyük belâya soktunuz. Fırsat beklediniz. Şüpheye düştünüz, şüpheye düşürecek konular aradınız, ithamlarda bulundunuz. Allah’ın planı icra edilinceye kadar, boş hayaller sizi aldattı. Üstelik hilekâr insanlar ve şeytan da Allah’ı öne sürerek, Allah adına sizi kandırdı.
Ahmet Varol : Onlara: 'Biz sizinle beraber değil miydik?' diye seslenirler. Derler ki: 'Evet, ama siz kendi kendinizi fitneye soktunuz, (iman edenlerin başlarına felaketler gelmesini) gözlediniz, şüpheye düştünüz, Allah'ın emri (ölüm) gelinceye kadar uzun emeller sizi aldattı ve çok aldatıcı (şeytan) sizi Allah hakkında aldattı.
Ali Bulaç : (Münafıklar) Onlara seslenirler: "Biz sizlerle birlikte değil miydik?" Derler ki: "Evet, ancak siz kendinizi fitneye düşürdünüz, (müslümanları acıların ve yıkımların sarmasını) gözetip beklediniz, (Allah'a ve İslam'a karşı) kuşkulara kapıldınız. Sizleri kuruntular yanıltıp aldattı. Sonunda Allah'ın emri (olan ölüm) geliverdi; ve o aldaltıcı da sizi Allah ile (Allah'ın adını kullanarak, hatta masumca sizden görünerek) aldatmış oldu."
Ali Fikri Yavuz : Münafıklar, müminlere şöyle bağırırlar: “- Bizler sizinle beraber (dünyada ibadet eder) değil miydik?” Müminler: “- Evet, bizimle beraberdiniz; fakat siz, kendinizi nifaka düşürüb helâk ettiniz. Müminlere felâket beklediniz, (yahud tevbe için beklediniz), şübhelendiniz ve uzun ömür hülyası, sizi aldattı; tâ Allah’ın emri (ölüm) gelinceye kadar... Bir de, Allah’a karşı, sizi, aldatıcı şeytan aldattı.”
Bekir Sadak : Ikiyuzluler, inananlara: «Biz sizinle beraber degil miydik» diye seslenirler. Onlar: «Evet oyle; fakat sizler kendinizi aldattiniz, bize pusu kurdunuz, Allah'in buyrugu gelene kadar dinde supheye dustunuz; sizi kuruntular aldatti; sizi seytanlar Allah'a karsi da ayartti.»
Celal Yıldırım : İkiyüzlü dönekler, mü'minlere : «Biz sizinle beraber değil miydik ?» diye seslenirler. Onlar da: «Evet, beraberdik, ama siz kendinizi fitne unsuru yaptınız; (mü'minlerin başına gelmesini istediğiniz kötülüğü ve kurduğunuz tuzağı) gözleyip şüphe içinde kaldınız. Kuruntularınız sizi iyice aldattı. Allah'ın emri (azabı) gelinceye kadar bu hâliniz devam etti. Aldatıcı azgınlar sizi Allah'a karşı aldatıp ayarttılar.
Diyanet İşleri : (Münafıklar) mü’minlere şöyle seslenirler: “Biz de (dünyada) sizinle beraber değil miydik?” (Mü’minler de) derler ki: “Evet, fakat siz kendinizi yaktınız. Başımıza musibetler gelmesini gözlediniz, şüphe ettiniz. Allah’ın emri gelinceye kadar kuruntular sizi aldattı. O çok aldatıcı (şeytan) Allah hakkında da sizi aldattı.”
Diyanet İşleri (eski) : İkiyüzlüler, inananlara: 'Biz sizinle beraber değil miydik' diye seslenirler. Onlar: 'Evet öyle; fakat sizler kendinizi aldattınız, bize pusu kurdunuz, Allah'ın buyruğu gelene kadar dinde şüpheye düştünüz; sizi kuruntular aldattı; sizi şeytanlar Allah'a karşı da ayarttı.'
Diyanet Vakfi : Münafıklar onlara: Biz sizinle beraber değil miydik? diye seslenirler. (Müminler de) derler ki: Evet ama, siz kendi başınızı belaya soktunuz; fırsat beklediniz; şüpheye düştünüz ve kuruntular sizi aldattı. O çok aldatan (şeytan) sizi, Allah hakkında bile aldattı. Nihayet Allah'ın emri gelip çattı!
Edip Yüksel : 'Biz sizinle birlikte değil miydik?' diye onlara seslenirler. 'Evet,' derler, 'Ancak siz kendinizi kandırdınız, beklediniz, kuşkular beslediniz ve ALLAH'ın kararı gelinceye kadar kuruntularla oyalandınız. Kandırıcı, sizi ALLAH hakkında yanılttı.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : (Münafıklar) onlara: «Biz sizinle beraber değil miydik?» diye seslenirler. (Müminler) de derler ki: «Evet ama, siz kendi canlarınıza kötülük ettiniz, gözlediniz, şüpheye düştünüz ve kuruntular sizi aldattı. O çok aldatan (şeytan) sizi, Allah hakkında bile aldattı. Nihayet Allah'ın emri gelip çattı.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : (Münafıklar) onlara şöyle bağrışırlar: «Bizler sizinle beraber değil miydik?» (Mü'minler): «Evet, ama siz kendilerinizi fitneye soktunuz, gözettiniz, şüpheye düştünüz ve Allah'ın emri gelinceye kadar kuruntular sizi aldattı. O aldatıcı şeytan sizi (günahın zararı yoktur diye) Allah'a güvendirdi.
Elmalılı Hamdi Yazır : Onlara şöyle bağırışırlar: Bizler sizinle beraber değil miydik? Evet, derler: Ve lâkin sizler kendilerinize fitne yaptınız, gözettiniz, işkillendiniz, o kuruntular sizi aldattı, tâ Allahın emri gelinciye kadar, hem sizi Allaha mağrurlandırdı o aldatıcı mağrur.
Fizilal-il Kuran : Münafıklar, müminlere «Dünyada sizinle birlikte değil miydik?» diye seslenirler. Müminler de onlara şöyle derler; «Evet, birlikteydik. Fakat siz kendiniz eğri yola saptınız, hep komplo peşinde koştunuz, gerçeklerden kuşku duydunuz, asılsız kuruntulara kapıldınız, sonunda Allah'ın emri gelince öldünüz, o yaman ayartıcı (şeytan) sizi Allah'ın affediciliğine güvendirerek baştan çıkardı.»
Gültekin Onan : (Münafıklar) Onlara seslenirler: "Biz sizlerle birlikte değil miydik?" Derler ki: "Evet, ancak siz kendinizi fitneye düşürdünüz, (müslümanları acıların ve yıkımların sarmasını) gözetip beklediniz, (Tanrı'ya ve İslama karşı) kuşkulara kapıldınız. Sizleri kuruntular yanıltıp aldattı. Sonunda Tanrı'nın buyruğu geliverdi; ve o aldaltıcı da sizi Tanrı ile aldatmış oldu."
Hakkı Yılmaz : (14,15) "Onlara: “Biz, sizinle beraber değil miydik?” diye seslenirler. Mü’minler: “Evet ama, siz kendi canlarınızı ateşe attınız, gözlediniz, kuşkuya düştünüz ve kuruntular sizi aldattı. Sonunda Allah'ın emri gelip çattı. O, çok aldatan da sizi, Allah ile aldattı. Bugün artık sizden kurtulmalık alınmaz, kâfirlerden; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddedenlerden de. Sizin varacağınız yer ateştir. O, size yaraşandır. O, ne kötü bir dönüş yeridir!” "
Hasan Basri Çantay : (Münafıklar) onlara bağrışırlar: «Biz sizinle beraber değil miydik»? «Evet, dediler (derler, beraberdik). Fakat kendinizi siz kendiniz yakdınız. (Hep mü'minlerin felâketini) gözetdiniz. (İslâm dîni hakkında) şübhe etdiniz. Sizi kuruntular aldatdı. Sizi o çok aldatan, Allaha karşı bile aldatdı». Nihayet (işte) Allahın emri gelib çatdı.
Hayrat Neşriyat : (Münâfıklar) onlara (o Cennet ehline): 'Sizinle (dünyada) berâber değil miydik?' diye bağırırlar. (Mü’minler de:) 'Evet (berâberdiniz)! Fakat siz, kendinizi (nifakla) fitneye düşürdünüz ve (mü’minlere musîbet gelmesini) beklediniz, hem (hak olan dîninizde) şübhe ettiniz ve boş temennîler sizi aldattı; nihâyet Allah’ın emri (ölüm) geldi; o çok aldatıcı (şeytan)da, sizi Allah hakkında aldattı!' derler.
İbni Kesir : Onlara: Biz sizinle beraber değil miydik? diye seslenirler. Onlar da: Evet, ama siz kendinizi aldattınız, pusu kurdunuz, şüpheye düştünüz ve kuruntular sizi aldattı. O çok aldatan, sizi Allah'a karşı bile aldattı. Nihayet Allah'ın emri gelip çattı.
İskender Evrenosoğlu : Onlara seslenirler: “Biz, sizinle beraber olmadık mı?” (Onlar): “Evet, fakat siz kendinizi fitneye düşürdünüz, beklediniz ve şüphe ettiniz. Allah'ın emri (ölüm emri) gelinceye kadar emaniyye sizi aldattı. Ve garur (aldatanlar, şeytan ve avaneleri), sizi Allah ile (Allah “Gafur'dur, Rahîm'dir, sizi affeder.” diyerek) aldattı.” dediler.
Muhammed Esed : O(nun dışında kala)nlar, şu (içindeki)lere, "Sizinle değil miydik?" diye seslenecekler. Berikiler, "Evet öyleydi!" diye cevap verecekler, "Ama siz kendi kendinizi ayarttınız, (inancınızda) tereddüt gösterdiniz; (yeniden dirilme konusunda) şüpheye kapıldınız ve Allah'ın buyruğu ulaşıncaya kadar kuruntunuz sizi yoldan çıkardı çünkü, Allah hakkındaki ayartıcı düşünceler(iniz) sizi yanılgıya sürükledi!
Ömer Nasuhi Bilmen : Onlara bağırırlar ki: «Biz sizinle beraber değil mi idik?» Onlar da derler ki: «Evet.. Velâkin siz nefsinizi fitneye düşürdünüz, ve (mü'minler hakkında fenalık) gözettiniz ve sizi bâtıl şeyler gurura düşürdü. Tâ ki, Allah'ın emri geliverdi. Ve sizi şeytan Allah ile aldattı.»
Ömer Öngüt : Münafıklar müminlere: "Biz sizinle beraber değil miydik?" diye seslenirler. Müminler de derler ki: "Evet amma, siz kendinizi aldattınız, bize pusu kurdunuz, şüpheye düştünüz, kuruntular sizi aldattı. O çok aldatıcı (şeytan) sizi Allah hakkında bile aldattı. Nihayet Allah'ın emri gelip çattı. "
Şaban Piriş : Münafıklar, müminlere: -Sizinle beraber değil miydik? diye seslenecekler. -Evet, ama, siz kendinizi aldattınız. Çekinceli davrandınız, şüphe ettiniz ve Allah’ın emri gelinceye kadar kuruntular sizi aldattı. Aldatıcı da sizi Allah ile aldattı, derler.
Suat Yıldırım : Münafıklar şöyle seslenirler: "Biz de sizinle beraber değil miydik?" Müminler cevap verirler: "Evet, beraberdiniz, fakat siz kendi canınızı yaktınız, müminlere hep felaket gelmesini gözleyip durdunuz, şüphelere düştünüz, sizi birtakım kuruntular oyaladı. Bir de baktınız ki emr-i Hak gelmiş. Böylece o dessas, çok aldatıcı şeytan sizi Allah’ın affı ve keremi ile aldattı."
Süleyman Ateş : (Münâfıklar) onlara seslenirler: "Biz de sizinle beraber değil miydik?" (Mü'minler) derler ki: "Evet ama, siz kendi canlarınıza kötülük ettiniz, beklediniz (hemen tevbe etmediniz) kuşkulandınız, kuruntular sizi aldattı. Allâh'ın emri (ölüm) gelinceye kadar (böyle hareket ettiniz,) o çok aldatıcı (şeytân,) sizi Allâh(ın affı) ile aldattı."
Tefhim-ul Kuran : (Münafıklar) Onlara seslenirler: «Biz sizlerle birlikte değil miydik?» Derler ki: «Evet, ancak siz kendinizi fitneye düşürdünüz, (Müslümanları acıların ve yıkımların sarmasını) gözetip beklediniz; (Allah'a ve İslâm'a karşı) kuşkulara kapıldınız. Sizleri kuruntular yanıltıp aldattı. Sonunda Allah'ın emri (olan ölüm) geliverdi; ve o aldatıcı da sizi Allah ile (Allah'ın adını kullanarak, hatta masumca bizden görünerek) aldatmış oldu.»
Ümit Şimşek : Mü'minlere 'Biz sizinle beraber değil miydik?' diye seslenirler. Mü'minler 'Evet,' der. 'Fakat siz kendi kendinizi helâke düşürdünüz. Çünkü bizim başımıza gelecekleri gözetlediniz; şüphe içinde oldunuz; Allah'ın emri gelinceye kadar kuruntularla avunup durdunuz; o çok aldatıcı olan Şeytan da sizi Allah ile aldattı.
Yaşar Nuri Öztürk : Onlara seslenirler: "Biz sizinle değil miydik?" Derler ki: "Evet, bizimleydiniz. Ancak siz kendinizi yaktınız, bekleyip durdunuz, şüphe ettiniz, hayal ve kuruntular/hurafeler/anlamını bilmeden okuyuşlar sizi aldattı; nihayet Allah'ın emri geldi. O yaman aldatıcı, sizi Allah ile aldattı."


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}