|   Kırık Meal (Arapça) Meali | 	
	  |  
  |لَمْ:    | يَكُنِ: değillerdi   | الَّذِينَ: kimseler   | كَفَرُوا: inkar eden(ler)   | مِنْ: -nden   | أَهْلِ: ehli-   | الْكِتَابِ: Kitap   | وَالْمُشْرِكِينَ: ve müşrikler(den)   | مُنْفَكِّينَ: bırakılacak   | حَتَّىٰ: dek   | تَأْتِيَهُمُ: kendilerine gelinceye   | الْبَيِّنَةُ: açık kanıt   | (98:1)  | 	  |  
  |رَسُولٌ: bir elçi   | مِنَ: tarafından (gönderilen)   | اللَّهِ: Allah   | يَتْلُو: okuyan   | صُحُفًا: sahifeler   | مُطَهَّرَةً: tertemiz   | (98:2)  | 	  |  
  |فِيهَا: onda vardır (sahifelerde)   | كُتُبٌ: Kitaplar   | قَيِّمَةٌ: doğru, değerli   | (98:3)  | 	  |  
  |وَمَا: ve   | تَفَرَّقَ: ayrılığa düşmediler   | الَّذِينَ: olanlar   | أُوتُوا: verilmiş   | الْكِتَابَ: Kitap   | إِلَّا: ancak (düştüler)   | مِنْ:    | بَعْدِ: (ondan) sonra   | مَا: ne ki   | جَاءَتْهُمُ: kendilerine geldi   | الْبَيِّنَةُ: açık kanıt   | (98:4)  | 	  |  
  |وَمَا: oysa   | أُمِرُوا: emredilmedi   | إِلَّا: dışında (bir şey)   | لِيَعْبُدُوا: kulluk etmeleri   | اللَّهَ: Allah'a   | مُخْلِصِينَ: halis kılarak   | لَهُ: kendilerine   | الدِّينَ: dini   | حُنَفَاءَ: birleyerek   | وَيُقِيمُوا: ve -doğrulmaları   | الصَّلَاةَ: SaLâTe/Desteğe   | وَيُؤْتُوا: ve vermeleri   | الزَّكَاةَ: zekatı   | وَذَٰلِكَ: ve budur   | دِينُ: -yargı/din   | الْقَيِّمَةِ: doğrulacağın-   | (98:5)  | 	  |  
  |إِنَّ: şüphesiz   | الَّذِينَ: kimseler   | كَفَرُوا: inkarcı(lar)   | مِنْ: -nden   | أَهْلِ: ehli-   | الْكِتَابِ: Kitap   | وَالْمُشْرِكِينَ: ve ortak koşanlar   | فِي: içindedirler   | نَارِ: ateşi   | جَهَنَّمَ: cehennem   | خَالِدِينَ: sürekli olarak   | فِيهَا: orada   | أُولَٰئِكَ: işte   | هُمْ: onlar   | شَرُّ: en şerlisidir   | الْبَرِيَّةِ: yaratılmışların   | (98:6)  | 	  |  
  |إِنَّ: şüphesiz   | الَّذِينَ: kimseler   | امَنُوا: inanan(lar)   | وَعَمِلُوا: ve yapanlar   | الصَّالِحَاتِ: iyi işler   | أُولَٰئِكَ: işte   | هُمْ: onlar   | خَيْرُ: en hayırlısıdır   | الْبَرِيَّةِ: yaratılmışların   | (98:7)  | 	  |  
  |جَزَاؤُهُمْ: onların mükafatı   | عِنْدَ: katında   | رَبِّهِمْ: Rableri   | جَنَّاتُ: cennetleridir   | عَدْنٍ: Adn   | تَجْرِي: akan   | مِنْ:    | تَحْتِهَا: altlarından   | الْأَنْهَارُ: ırmaklar   | خَالِدِينَ: sürekli kalacakları   | فِيهَا: içinde   | أَبَدًا: ebedi   | رَضِيَ: razı olmuştur   | اللَّهُ: Allah   | عَنْهُمْ: onlardan   | وَرَضُوا: onlar da razı olmuşlardır   | عَنْهُ: O'ndan   | ذَٰلِكَ: bu   | لِمَنْ: mahsustur   | خَشِيَ: saygı gösterene   | رَبَّهُ: Rabbine   | (98:8)  | 	  |