» 59 / Hasr  Suresi:

Kuran Sırası: 59
İniş Sırası: 101

Kırık Meal (Arapça) Meali
|سَبَّحَ: tesbih eder | لِلَّهِ: Allah'ı | مَا: bulunanlar | فِي: | السَّمَاوَاتِ: göklerde | وَمَا: ve bulunanlar | فِي: | الْأَرْضِ: yerde | وَهُوَ: ve O | الْعَزِيزُ: üstündür | الْحَكِيمُ: hüküm ve hikmet sahibidir | (59:1)
|هُوَ: O'dur | الَّذِي: | أَخْرَجَ: çıkaran | الَّذِينَ: kimseleri | كَفَرُوا: inkar eden(leri) | مِنْ: -nden | أَهْلِ: sahipleri- | الْكِتَابِ: kitap | مِنْ: -ndan | دِيَارِهِمْ: yurtları- | لِأَوَّلِ: ilk | الْحَشْرِ: haşirde | مَا: | ظَنَنْتُمْ: siz sanmamıştınız | أَنْ: | يَخْرُجُوا: onların çıkacaklarını | وَظَنُّوا: onlar da sanmışlardı | أَنَّهُمْ: kendilerini | مَانِعَتُهُمْ: koruyacağını | حُصُونُهُمْ: kalelerinin | مِنَ: -tan | اللَّهِ: Allah- | فَأَتَاهُمُ: fakat onlara geldi | اللَّهُ: Allah | مِنْ: -den | حَيْثُ: yer- | لَمْ: | يَحْتَسِبُوا: ummadıkları | وَقَذَفَ: ve saldı | فِي: içine | قُلُوبِهِمُ: yürekleri | الرُّعْبَ: korku | يُخْرِبُونَ: harap ediyorlardı | بُيُوتَهُمْ: evlerini | بِأَيْدِيهِمْ: kendi elleriyle | وَأَيْدِي: ve elleriyle | الْمُؤْمِنِينَ: mü'minlerin | فَاعْتَبِرُوا: ibret alın | يَا: EY/HEY/AH | أُولِي: sahipleri | الْأَبْصَارِ: akıl | (59:2)
|وَلَوْلَا: eğer olmasaydı | أَنْ: | كَتَبَ: yazmış | اللَّهُ: Allah | عَلَيْهِمُ: onlara | الْجَلَاءَ: sürgünü | لَعَذَّبَهُمْ: mutlaka onlara azabederdi | فِي: | الدُّنْيَا: dünyada | وَلَهُمْ: ve Onların | فِي: | الْاخِرَةِ: ahirette de | عَذَابُ: azabı | النَّارِ: ateş | (59:3)
|ذَٰلِكَ: bu | بِأَنَّهُمْ: onların sebebiyledir | شَاقُّوا: karşı gelmeleri | اللَّهَ: Allah'a | وَرَسُولَهُ: ve Elçisine | وَمَنْ: ve kim | يُشَاقِّ: karşı gelirse | اللَّهَ: Allah'a | فَإِنَّ: şüphesiz | اللَّهَ: Allah'ın | شَدِيدُ: çetindir | الْعِقَابِ: azabı | (59:4)
|مَا: | قَطَعْتُمْ: kesmeniz | مِنْ: | لِينَةٍ: bir hurma ağacını | أَوْ: yahut | تَرَكْتُمُوهَا: onu bırakmanız | قَائِمَةً: dikili | عَلَىٰ: üzerinde | أُصُولِهَا: kökleri | فَبِإِذْنِ: hep izniyledir | اللَّهِ: Allah'ın | وَلِيُخْزِيَ: ve cezalandırması içindir | الْفَاسِقِينَ: yoldan çıkanları | (59:5)
|وَمَا: ve şey ise | أَفَاءَ: verdiği | اللَّهُ: Allah'ın | عَلَىٰ: | رَسُولِهِ: Elçisine | مِنْهُمْ: onlardan (ganimetlerden) | فَمَا: | أَوْجَفْتُمْ: siz sürmediniz | عَلَيْهِ: onun üzerine | مِنْ: | خَيْلٍ: bir at | وَلَا: ve ne de | رِكَابٍ: deve | وَلَٰكِنَّ: fakat | اللَّهَ: Allah | يُسَلِّطُ: musallat eder | رُسُلَهُ: elçilerini | عَلَىٰ: üzerine | مَنْ: kimselerin | يَشَاءُ: dilediği | وَاللَّهُ: Allah | عَلَىٰ: üzerine | كُلِّ: her | شَيْءٍ: şey | قَدِيرٌ: kadirdir | (59:6)
|مَا: | أَفَاءَ: verdikleri (ganimetler) | اللَّهُ: Allah'ın | عَلَىٰ: | رَسُولِهِ: Elçisine | مِنْ: -ndan | أَهْلِ: halkı- | الْقُرَىٰ: o kent | فَلِلَّهِ: Allah'a (aittir) | وَلِلرَّسُولِ: ve Elçiye | وَلِذِي: ve olanlara | الْقُرْبَىٰ: akraba | وَالْيَتَامَىٰ: ve yetimlere | وَالْمَسَاكِينِ: ve yoksullara | وَابْنِ: ve yolcuya | السَّبِيلِ: ve yolcuya | كَيْ: ta ki | لَا: | يَكُونَ: olmasın | دُولَةً: dolaşan bir şey | بَيْنَ: arasında | الْأَغْنِيَاءِ: zenginler | مِنْكُمْ: içinizden | وَمَا: ne ki | اتَاكُمُ: size verdi | الرَّسُولُ: Elçi | فَخُذُوهُ: onu alın | وَمَا: ve ne ki | نَهَاكُمْ: size yasakladı | عَنْهُ: ondan | فَانْتَهُوا: sakının | وَاتَّقُوا: ve korkun | اللَّهَ: Allah'tan | إِنَّ: çünkü | اللَّهَ: Allah'ın | شَدِيدُ: şiddetlidir | الْعِقَابِ: azabı | (59:7)
|لِلْفُقَرَاءِ: fakirler içindir | الْمُهَاجِرِينَ: hicret eden | الَّذِينَ: | أُخْرِجُوا: çıkarılan | مِنْ: -ndan | دِيَارِهِمْ: yurtları- | وَأَمْوَالِهِمْ: ve mallarından | يَبْتَغُونَ: ararlar | فَضْلًا: bir lutuf | مِنَ: -dan | اللَّهِ: Allah- | وَرِضْوَانًا: ve rızasını | وَيَنْصُرُونَ: ve yardım ederler | اللَّهَ: Allah'a | وَرَسُولَهُ: ve Elçisine | أُولَٰئِكَ: işte | هُمُ: onlardır | الصَّادِقُونَ: doğru olanlar | (59:8)
|وَالَّذِينَ: ve kimseler | تَبَوَّءُوا: yerleşen(ler) | الدَّارَ: o yurda (Medine'ye) | وَالْإِيمَانَ: ve imana (sarılanlar) | مِنْ: | قَبْلِهِمْ: onlardan önce | يُحِبُّونَ: severler | مَنْ: kimseleri | هَاجَرَ: hicret eden(leri) | إِلَيْهِمْ: kendilerine | وَلَا: ve | يَجِدُونَ: bulmazlar | فِي: | صُدُورِهِمْ: göğüslerinde | حَاجَةً: bir ihtiyaç | مِمَّا: ötürü | أُوتُوا: onlara verilelerden | وَيُؤْثِرُونَ: ve tercih ederler | عَلَىٰ: | أَنْفُسِهِمْ: öz canlarına | وَلَوْ: dahi | كَانَ: olsa | بِهِمْ: kendilerinin | خَصَاصَةٌ: ihtiyaçları | وَمَنْ: ve kim | يُوقَ: korunursa | شُحَّ: cimriliğinden | نَفْسِهِ: nefsinin | فَأُولَٰئِكَ: işte | هُمُ: onlar | الْمُفْلِحُونَ: başarıya erenlerdir | (59:9)
|وَالَّذِينَ: kimseler | جَاءُوا: gelen(ler) | مِنْ: | بَعْدِهِمْ: onlardan sonra | يَقُولُونَ: derler ki | رَبَّنَا: Rabbimiz | اغْفِرْ: bağışla | لَنَا: bizi | وَلِإِخْوَانِنَا: ve kardeşlerimizi | الَّذِينَ: | سَبَقُونَا: bizden önce | بِالْإِيمَانِ: inanmış olan | وَلَا: ve | تَجْعَلْ: bırakma | فِي: | قُلُوبِنَا: kalblerimizde | غِلًّا: bir kin | لِلَّذِينَ: karşı | امَنُوا: inananlara | رَبَّنَا: Rabbimiz | إِنَّكَ: elbette sen | رَءُوفٌ: çok şefkatli | رَحِيمٌ: çok merhametlisin | (59:10)
|أَلَمْ: | تَرَ: görmedin mi? | إِلَى: | الَّذِينَ: kimseleri | نَافَقُوا: iki yüzlülük eden | يَقُولُونَ: derler | لِإِخْوَانِهِمُ: kardeşlerine | الَّذِينَ: | كَفَرُوا: inkar eden | مِنْ: -nden | أَهْلِ: ehli- | الْكِتَابِ: kitap | لَئِنْ: eğer | أُخْرِجْتُمْ: siz çıkarılırsanız | لَنَخْرُجَنَّ: mutlaka biz de çıkarız | مَعَكُمْ: sizinle beraber | وَلَا: ve | نُطِيعُ: ita'at etmeyiz | فِيكُمْ: sizin aleyhinize | أَحَدًا: hiç kimseye | أَبَدًا: asla | وَإِنْ: ve şayet | قُوتِلْتُمْ: sizinle savaşılırsa | لَنَنْصُرَنَّكُمْ: mutlaka size yardım ederiz | وَاللَّهُ: ve Allah | يَشْهَدُ: şahidlik eder | إِنَّهُمْ: onların | لَكَاذِبُونَ: yalancı olduklarına | (59:11)
|لَئِنْ: andolsun eğer | أُخْرِجُوا: onlar çıkarılsalar | لَا: | يَخْرُجُونَ: çıkmazlar | مَعَهُمْ: onlarla beraber | وَلَئِنْ: ve eğer | قُوتِلُوا: onlarla savaşılsa | لَا: | يَنْصُرُونَهُمْ: onlara yardım etmezler | وَلَئِنْ: ve eğer | نَصَرُوهُمْ: yardım etseler bile | لَيُوَلُّنَّ: dönüp kaçarlar | الْأَدْبَارَ: arkalar(ın)a | ثُمَّ: sonra | لَا: | يُنْصَرُونَ: kendilerine de yardım edilmez | (59:12)
|لَأَنْتُمْ: elbette sizin | أَشَدُّ: fazladır | رَهْبَةً: korkunuz | فِي: | صُدُورِهِمْ: onların kalblerinde | مِنَ: -ınkinden | اللَّهِ: Allah- | ذَٰلِكَ: böyledir | بِأَنَّهُمْ: çünkü onlar | قَوْمٌ: bir topluluktur | لَا: | يَفْقَهُونَ: anlamaz | (59:13)
|لَا: | يُقَاتِلُونَكُمْ: onlar sizinle savaşamazlar | جَمِيعًا: toplu olarak | إِلَّا: ancak (savaşırlar) | فِي: içinde | قُرًى: kaleler | مُحَصَّنَةٍ: müstahkem | أَوْ: yahut | مِنْ: -ndan | وَرَاءِ: ardı- | جُدُرٍ: duvarların | بَأْسُهُمْ: onların çekişmeleri | بَيْنَهُمْ: kendi aralarında | شَدِيدٌ: şiddetli | تَحْسَبُهُمْ: sen onları sanırsın | جَمِيعًا: toplu | وَقُلُوبُهُمْ: ama kalbleri | شَتَّىٰ: dağınıktır | ذَٰلِكَ: öyledir | بِأَنَّهُمْ: çünkü onlar | قَوْمٌ: bir topluluktur | لَا: | يَعْقِلُونَ: düşünmez | (59:14)
|كَمَثَلِ: durumu gibidir | الَّذِينَ: kimselerin | مِنْ: | قَبْلِهِمْ: kendilerinden önceki | قَرِيبًا: yakın zaman | ذَاقُوا: tadmışlardır | وَبَالَ: vebalini | أَمْرِهِمْ: yaptıklarının | وَلَهُمْ: ve Onların | عَذَابٌ: bir azab | أَلِيمٌ: acıklı | (59:15)
|كَمَثَلِ: durumuna benzer | الشَّيْطَانِ: şeytanın | إِذْ: hani | قَالَ: demişti | لِلْإِنْسَانِ: insana | اكْفُرْ: inkar et | فَلَمَّا: zaman da | كَفَرَ: inkar ettiği | قَالَ: demişti | إِنِّي: şüphesiz ben | بَرِيءٌ: uzağım | مِنْكَ: seden | إِنِّي: elbette ben | أَخَافُ: korkarım | اللَّهَ: Allah'tan | رَبَّ: Rabbi | الْعَالَمِينَ: alemlerin | (59:16)
|فَكَانَ: nihayet oldu | عَاقِبَتَهُمَا: sonları | أَنَّهُمَا: ikisinin de | فِي: | النَّارِ: ateşte kalmaları | خَالِدَيْنِ: ebedi olarak | فِيهَا: orada | وَذَٰلِكَ: ve budur | جَزَاءُ: cezası | الظَّالِمِينَ: zalimlerin | (59:17)
|يَا : EY/HEY/AH | أَيُّهَا: SİZ! | الَّذِينَ: kimseler | امَنُوا: inanan(lar) | اتَّقُوا: korkun | اللَّهَ: Allah'tan | وَلْتَنْظُرْ: ve baksın | نَفْسٌ: kişi | مَا: ne | قَدَّمَتْ: gönderdiğine | لِغَدٍ: yarın için | وَاتَّقُوا: ve korkun | اللَّهَ: Allah'tan | إِنَّ: çünkü | اللَّهَ: Allah | خَبِيرٌ: bilmektedir | بِمَا: şeyleri | تَعْمَلُونَ: yaptıklarınız | (59:18)
|وَلَا: ve | تَكُونُوا: olmayın | كَالَّذِينَ: kimseler gibi | نَسُوا: unutanlar | اللَّهَ: Allah'ı | فَأَنْسَاهُمْ: ve onlara unutturduğu | أَنْفُسَهُمْ: kendi canlarını | أُولَٰئِكَ: işte | هُمُ: onlar | الْفَاسِقُونَ: yoldan çıkanlardır | (59:19)
|لَا: değildir | يَسْتَوِي: eşit | أَصْحَابُ: halkı | النَّارِ: ateş | وَأَصْحَابُ: ve halkı | الْجَنَّةِ: cennet | أَصْحَابُ: halkı | الْجَنَّةِ: cennet | هُمُ: onlar | الْفَائِزُونَ: kurtulanlardır | (59:20)
|لَوْ: şayet | أَنْزَلْنَا: biz indirseydik | هَٰذَا: bu | الْقُرْانَ: Kur'an'ı | عَلَىٰ: | جَبَلٍ: bir dağa | لَرَأَيْتَهُ: onu görürdün | خَاشِعًا: baş eğmiş | مُتَصَدِّعًا: parçalanmış | مِنْ: -ndan | خَشْيَةِ: korkusu- | اللَّهِ: Allah | وَتِلْكَ: ve bu | الْأَمْثَالُ: misalleri | نَضْرِبُهَا: anlatıyoruz | لِلنَّاسِ: insanlara | لَعَلَّهُمْ: umulur ki | يَتَفَكَّرُونَ: düşünürler | (59:21)
|هُوَ: O | اللَّهُ: Allah'tır | الَّذِي: ki | لَا: yoktur | إِلَٰهَ: tanrı | إِلَّا: başka | هُوَ: O'ndan | عَالِمُ: bilir | الْغَيْبِ: görülmeyeni | وَالشَّهَادَةِ: ve görüleni | هُوَ: O | الرَّحْمَٰنُ: Rahmân'dır (çok esirgeyen) | الرَّحِيمُ: Rahîm'dir (çok acıyan) | (59:22)
|هُوَ: O | اللَّهُ: Allah'tır | الَّذِي: ki | لَا: yoktur | إِلَٰهَ: tanrı | إِلَّا: başka | هُوَ: O'ndan | الْمَلِكُ: Melik'tir (padişahtır) | الْقُدُّوسُ: Kuddûs'tür (mukaddes) | السَّلَامُ: Selâm'dır (esenlik veren) | الْمُؤْمِنُ: Mü'min'dir (güvenlik veren) | الْمُهَيْمِنُ: Müheymin'dir (kollayıp koruyan) | الْعَزِيزُ: Azîz'dir (üstün galib) | الْجَبَّارُ: Cebbâr'dır (istediğini zorla yaptıran) | الْمُتَكَبِّرُ: Mütekebbir'dir (çok ulud) | سُبْحَانَ: yücedir | اللَّهِ: Allah | عَمَّا: | يُشْرِكُونَ: ortak koşmalarından | (59:23)
|هُوَ: O | اللَّهُ: Allah | الْخَالِقُ: Hâlik'dir (yaratan) | الْبَارِئُ: Bâri'dir (var eden) | الْمُصَوِّرُ: Musavvir'dir (biçim veren) | لَهُ: O'nundur | الْأَسْمَاءُ: isimler | الْحُسْنَىٰ: en güzel | يُسَبِّحُ: tesbih ederler | لَهُ: O'nu | مَا: bulunanlar | فِي: | السَّمَاوَاتِ: göklerde | وَالْأَرْضِ: ve yerde | وَهُوَ: ve O | الْعَزِيزُ: Azîz'dir (mutlak galip) | الْحَكِيمُ: Hakîm'dir (hükümdar herşeyi hikmetle yapan) | (59:24)


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{sure_meali.php}